Bora saf ve bir o kadar da hayalci bir gençtir. Geçmişte ailesiyle pek çok problem yaşamış ve hala bunların zorluklarıyla baş etmektedir. İstanbul'un en seçkin üniversitesinde Makine Mühendisliği okumaktadır. Bu bölümü seçmesinin en önemli sebebi ise utanarak dile getiremediği hemcinslerine karşı duyduğu hisleridir. Üniversiteye ilk başladığı yıllar yurtta kalmıştır fakat erkek arkadaşlarına farklı şekilde temas ederek pek çok kişiyi kendisinden soğutmuş ve ayrı eve çıkmaya karar vermiştir. Bankadan kredi çekerek, ev tutmaktan başka çaresi kalmamıştır içinde ki ağır duyguları az da olsa bastırabilmek için kız arkadaş edinmeyi düşünür ama bu fikir ona pek parlak gelmez. Aylar sonra oturduğu evin kirasını ödeyemeyecek duruma geldiğini fark eder. Ev arkadaşı bulabilmek adına pek çok yere ilan verir özellikle de erkek arkadaş olmasını ister hayatının aşkını bu şekilde bulacağına inanır. En nihayetin de verdiği ilana kendisi gibi yakışıklı olan Bülent gelmiş. Aylarca beraber yaşamışlar fakat bir gün Bora ev arkadaşı banyoda yıkanırken gizlice onu izlemiş duygularına ve içinde ki şehvete engel olamadan banyoya girmiş ve dudaklarına yapışmış neye uğradığını şaşıran Bülent aniden Bora'yı yere fırlatmış ve evden ayrılmış. Bu durumda ağır bir duygusal çöküntü yaşamış her iki tarafta.



Bora ise aynı bölümde okuyan Gamze'nin sürekli kendisini izlediğini sezmiş. Gamze de aynı Bora gibi kendi iç dünyasın da yaşayan bir kızdır ona göre aşk sözcüklerden ve bedensel temastan ibarettir. Bora bu ilişkiye yeşil ışık yakmayı denemiştir. Aradan yaklaşık 2-3 ay geçmiş Bora Gamze'yle zor da olsa öpüşmeye alışmış. Gamze günün birinde Bora'yı evine film izleme niyetiyle çağırmış. Bora istemeyerek de olsa bu teklifi kabul etmiş. Ev sanki sevişmek için özel ayarlamış bir haldeymiş. Kırmızı mumlar,gül yaprakları,loş ışıklar Bora bu ortam içinde sıkılsa da elini yumruk yaparcasına sabırla filmin bitmesini beklemiş. Yarım saate yakın kasığında Gamze'nin elini dolaştırdığını hissedince aniden irkilmiş. Gamze "Parçala beni hadi ne duruyorsun?" diyerek ne kadar istekli olduğunu dile getirmiş. Bora bunun üzerine kendisini alıştırmak adına Gamze'nin üzerinde ki siyah tişörtü çıkarmış. Kırmızı dantelli sütyeniyle Gamze oldukça çekici görünse de Bora bu görüntüden etkilenmemiş. Gamze, Bora'nın ellerini alarak sütyenin içine sokmuş bu dolgun göğüsler karşısın da her erkek tahrik olabilirdi fakat bu göğüslere dokunan Bora'ydı. Aniden elini çekerek "Benim gitmem lazım" demiş Bora. Bunun üzerine Gamze "Neden memnun kalmadın? Çok mu hızlıyım, çok mu çirkinim?" demiş. Bora ise haykırırcasına "Yeter artık Gamze yeter! İstemiyorum kızım seni, ne seni ne de başka bir kadını. Erkek istiyorum ben bir erkeğin altına yatmak istiyorum anladın mı?" diyerek kapıyı çarpıp çıkmış. Bunun üzerine Gamze yerle bir olsa da intikamını acı bir şekilde alacağını dile getirmiş. Bora bu psikolojiyle okula 2-3 hafta gidememiş. Fakat vermesi gereken dersi olduğu söylendiğinde yine okulun yolunu tutmuş. Koridor'da yürüyken herkesin ona baktığını görmüş başını önüne eğerek sınıfına ilerlemiş sınıfta gördüğü manzarayla şok olmuş. Tahtada büyük harflerle yazılmış "Hoş geldin gay" yazısını görmüş. Bunu yaptıranın Gamze olduğunu bilse de umursamadan sınıftan çıkmış. Bu ilişkiyi de yürütemeyen Bora okulda adının çıkmasıyla kalmamış pek çok kişi ona ahlaksız gözüyle bakımış. Bundan feci rahatsız olsa da bir an önce okulu bitirip Hollanda'ya yerleşmek istiyormuş. Ev arkadaşı bulmak için kolları sıvamış, çeşitli sitelere başvurarak kendisine yeni bir gelecek kurmak istemiş.



Haftalar sonra Levi adında 28 yaşın da, sarışın, uzun boylu yakışıklı bir erkek Bora'nın teklifini kabul etmiş. Bora çeşitli sosyal medya sitelerinden Levi'yi ekleyerek onunla daha da samimi olmanın yollarına bakmış. Levi hayatın da gördüğü nadir çekici adamlardanmış. Bunun üzerine Bora eğtimini yarıda bırakıp Levi'nin yanına Hollanda'ya taşınmış. Anca telefondan görüştüğü ailesinden yüklü miktarda para almayı da ihmal etmeyerek uçağa binmiş. Uçaktan indikten sonra karşısın da yakışıklı Levi'yi görmüş. İngilizcesi çocukluğundan beri iyi olduğundan iletişim de hiç problem çekmemiş. Aylarca birlikte yaşamışlar ikisi de birbirlerinden etkilendikleri halde bir türlü duygularını dile getirememişler. Fakat bir gün keyifle yemek yaparlarken kaşık yere düşmüş ikisi de aynı anda almaya yeltenirken içlerin de ki büyük tutkuyla öpüşmüşler. Bu öpüşme yatak odasına kadar devam etmiş. Bora bu yaşadığı zevkin üstüne inlercesine Levi'nin adını haykırmış haftalarca süren birliktelik yaşamışlar. Bu süre zarfında Bora eğtimini tamamlayıp mühendis olmuş fakat Hollanda'yı fazla tanımadığı için iş bulma konusun da bir süre beklemiş. Burda da devreye Levi girmiş "Sana en güzel işi bulacağım" diyerek anlından öper ve dediğini de yapar. 1 haftaya kalmaz büyük bir plazada iş bulur Bora Hollanda'da aldığı güzel eğitim sayesinde işi çabuk kavrar. Defalarca birbirlerinin olan bu ikili ilişkilerini evlilikle taçlandırmak istemişler nede olsa Bora'nın güzel bir işi, Levi'nin ise ailesinden aldığı maddi destek ile ortalama insanlardan bile güzel bir hayat yaşıyorlarmış. 1 aya kalmaz sade bir düğünle evlenmişler. İçlerinden, evliliklerine birbirlerine daha çok bağlanmak adına öksüzler yurdundan bir kız ve bir erkek çocuğu evlatlık edinmişler. Böylelikle cesareti ve azmi sayesinde Bora Levi ile birlikte hayalinde ki hayata kavuşmuş.