Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left5.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@ayeozturk

Recep 40'lı yaşların da kendi kendine yeten bir adamdır. En büyük sıkıntısı geçmişe ve ailesine duyduğu derin özlemdir. 5 katlı bir apartmanın giriş katın da yaşayan Recep, apartmanda ki tek bekar adamdır. İster istemez bu duruma içlense de elinden bir şey gelmediğini fark eder. Yine bir Pazartesi sabahı işi gereği erkenden kalkmış, yıllardır sıcacık bir sabah kahvaltısı özlemi içini kemirse de, her sabah yolunun üzerin de ki pastanede kahvaltısını edermiş böylelikle yine işin yolunu tutmuş Recep. Sakin bir şekil de "Günaydın" diyerek masasının başına oturmuş. İş arkadaşı olan Umut her zaman ki söylemlerine başlamış "Bıktım artık bıktım! Şu geçim sıkıntısından bıktım evde 3 çocuk, hanım yetişemiyorum artık masraflarına." Çapraz masada ki İsa ise " Gel sen bana sor Umut abi, arabanın taksidi öylece duruyor çok sıkıştım çook!" diyerek isyan ediyor. Bu sırada Recep "Hiç değilse size sabah kahvaltı hazırlayan karınız, eve geldiğinizde kucağınıza atlayan çocuklarınız var onların bir sıcak gülümsemesi yeter daha ne istiyorsunuz?" demiş. İsa ise "Tabii ki oğlum senin tuzun kuru bekar adamsın, biz ay sonunu nasıl getireceğiz diye göbeğimiz çatlıyor" diyerek aile kurmanın ne meşakatli bir iş olduğunu bir kez daha dile getirmiş. Saat 17.00 gösterdiğinde mesai bitmiş. Recep eve doğru ilerlerken apartmanın 4. Katın da yaşayan 20 yaşın da ki Özlem'i başka bir erkekle ayrılırken görmüş. Özlem koşarcasına gelerek "Merhaba Recep abi ne olursun babama söyleme, okuldan bir arkadaşım öylesine takılıyoruz." Demiş kıkırdayarak, Recep ise "Rahatına bak kardeşim,bir daha bu yaşlara gelemeyeceksin" diyerek apartmandan içeri girmiş. Evinin kapısını açmasıyla içine derin bir karanlık çökmüş, gri renk kanepeler,sigara dumanından sararmış duvarlar adeta ruhunu anlatıyormuş. Fırsat bu fırsat diyerek birahaneye giderek kafasın da ki bu derin düşünceleri atacağını düşünmüş. Recep sebepsizce içiyormuş kaç kadeh içtiğini bilmeden hayallere dalıvermış. Deniz kenarın da müstakil bir evde, o ve eşi birde çok istediği ikizleri. İşte böyle bir hayat kurguluyordu kafasın da Recep, her insanın sahip olduğu standart bir hayat. Tam hayallerine dalacakken birahanenin sahibi "Abi çok geç oldu kapatıyoruz." Demesiyle irkilip kendine gelen Recep bir taksi tutup evine doğru yol almış.



Ertesi sabah kalkıp saate baktığın da işe gitmek için çok geç olduğunu görse de üzerine ne bulduysa giyip çıkmış. Ofise girdiğin de arkadaşlarının şaşkın bakışları arasın da kalmış. İsa " Yahu Recep sen nerdesin? Kaç saat oldu insan bir haber eder değil mi? Patron seni sordu istersen git bir görüş." Dedi. Recep ise titrek ellerle patronun odasına doğru yürüdü. Patron " Nerelerdeydin Recep? Hatırlarsan bundan aylar önce yine böyle gecikiyordun, tamam kabul annenin vefatıdır dedik zamanın da sesimizi çıkarmadık, ama artık yeter kendine bir çeki düzen ver üstüne, başına, işine. Savsak savsak iş yapıyorsun en nihayetin de benim de bir adım, markam var senin gibi adamlara harcatmam! " diyerek gereğinden fazla sesini yükseltmiş. Recep annesininin ölümü hakkın da konuşulmasına dayanamadığı için patronuna hakaretler yağdırarak istifa etmiş. Saatler sonra soluğu birahanede alan Recep 22.00 sıraların da eve dönerken yine Özlem'i görmüş, Özlem o gece siyah mini elbisesiyle sevgilisinin arabasından iniyormuş. Recep Özlem'den gözlerini alamasa da o anı bir kez de olsa unutmaya çalışmış. Evine gittiğinde yine aynı karamsarlık çökmüş içine, bu karamsarlığı gidermek için ölen annesinin gelinliğini dip odadan çıkarmış ve onunla uykuya dalmış. Sabah yanın da uyandığın da gerçek bir kadın görmek istiyormuş yıllarca, fakat gerek dış görünüşü gerek kadınlarla olan iletişimi bir türlü hayat arkadaşını bulmaya izin vermiyormuş. İhtiyacını her ne kadar genelevde karşılasa da duygusal bağ kuracağı bir kadın figürü hayal ediyormuş. Uyandığının ertesi günü orta halli olan bir butikten üzerinde ki elbiselerle birlikte cansız bir manken almaya karar vermiştir. Mankeni adığı gibi eve gizlice getirerek ona annesinin gelinliğini giydirip ufak çaplı bir nikah kıyar Recep. İlk gecelerinde hayli utangaç tavırlar sergilese de mankene "Aşkım yanlızlığımdan sonun da kurtuldum senin gibi güzel bir kadınla evlendiğim için çok mutluyum benim gerçek anlamda karım olurmusun?" der. Doğal olarak mankenden cevap gelmeyince sinirlenerek "Benim gibi adamı bok bulursun! ilk gecemizde yalnız başına yatta aklın başına gelsin" diye ekler.



Recep günlerce cansız mankenle yaşamıştır annesinden kalan maaşla idare etmek zorundadır artık. Günlerden bir gün mankeni izlerken aklına bir fikir gelir "Aşkım sürekli annemin gelinliğiyle duruyorsun evde, artık sana yeni elbiseler alma vakti geldi güzel tangalar,seksi iç çamaşırları, dar elbiseler hemen alıp geliyorum sen burda beni bekle." Diyerek mankeni aldığı butiğin yolunu tutar. Tam o sırada birbirinden seksi kadın elbiseler alırken, İsa'nın eşi Recebi görür ve arkasından "Hayırdır inşallah bu adamda bir işler varya hadi hayırlısı"diyerek içlenir. Recep eve geldiğinde ise mankenin kapıyı açması ümidiyle "Aşkım bak kocan geldi aç kapıyı hadi." diyerek seslenir. Defalarca seslenişi apartmanda duyulur, bunun üzerine kapıyı kendi anahtarıyla açıp aldığı eşyaları yere fırlatarak. " Sen ne biçim kadınsın lan! Kadınlık görevini yapmazsın,kapıyı açamazsın, yemek yapamazsın, konuşup sohbet edemezsin. Ben ne demeye nikah kıydım sana!" diyerek adeta ortalığı inletir. Saat gece 1'i gösterdiği sıralar mankene aldığı elbiseleri giydirerek müthiş bir tutku şöleni yaşar ve o soruyu sorar "Artık birlikte olma vakti geldi" diyerek. Mankenden hala cevap alamayan Recep mutfaktan getirdiği bıçakla mankeni paramparça eder. Bununla da yetinmeyen Recep bir battaniyeye sararak mankeni denize atar o saatlerde eve dönerken birden Özlem'le karşılaşır Özlem'i yine sevgilisinin arabasından, kırmızı dantelli mini elbisesiyle inerken görür. Özlem'in uzun ve güzel bacaklarını gören Recep bu görüntü karşısında şiddetli şekilde tahrik olur. Özlem "İyi geceler Recep abi babamlara arkadaşım da bütün gece ders çalıştık yalanını söyledim aramızda kalsın." diyerek göz kırpar. Ve "Senden birşey rica edebilirmiyim Recep abi? Asansörün kapısını tutramısın, şu kıyafetlerimi değiştiryim de babam anlamasın." Der Recep de kabul eder, evine gittiğin de ise düşündüğü tek şey Özlem olmuştur artık. Sıcacık gülümsemesi,gencecik dipdiri vücudu,pek çok erkeği mest edecek bakışları. Tam da Recebin hayallerinde ki kadını andırıyormuş bu görüntü.



Sabah ilk iş olarak kahvaltılık börek almaya giderek Özlem'in ailesinin kapısını çalmış "Merhabalar Halit amca evde mi? Size sıcacık börek aldım kahvaltı için. Kendisiyle görüşmem gereken bir durum var" der. Özlem'in babası iş-kur da önemli bir pozisyon da çalışan bir adam olması Recebin Özlem'e yaklaşmasın da çok büyük bir etken olacaktır. "Buyur buyur tabii ki burda" diyerek içeri alır Özlem'in annesi Recebi. Recep iş bulmak için gittiği Özlem'in babasıyla aylar sonra daha da samimi olmuş ve ailenin içine iyice yerleşmiştir artık. Özlem'in babasının verdiği işte dikiş tutturamayan Recep kısa bir süre sonra oradan da kovulur. Evine geldiğinde ise yine Özlem'in o sıcacık ve masum bakışlarına kapılır ve kendi kendine "Bugün bu iş bitecek" diyerek akşam saat 8'de çiçek ve çikolatasıyla Özlem'in ailesinin kapısına dayanır. Lafı kısa keserek "Ben Özlem'e talibim onu güzel şartlarda yaşatacağıma dair söz veriyorum." diyerek Özlem'i babasından ister bunu duyan Halit bey "Ne akla hizmet? O senin kızın yaşın da, işsiz güçsüz, evsiz barksız bir adamsın kızımı istemeye utanmıyormusun. Ben seni kardeşim bildim evimi, ocağımı açtım sen kızıma gözünü dikmişsin. Defol! Defffoool! görmeyim seni" diyerek adeta ateş püskürmüş. Recep bunun üzerine "Bakın söz veriyorum onu çok mutlu edeceğim lütfen!" diyerek son sözlerini kapıdan dışarı çıkartılana kadar söyler yine sinirini atmak üzere birahanelerde bulur kendini. Yaklaşık 1 hafta sonra Özlem ve ailesinden özür dilemek adına onları evin de akşam yemeğine çağırır. Tabiri caizse mükemmel bir sofra hazırlar Recep. Özlem'in annesinin ve babasının tabağına gizlice fare zehri koyar. Annesiyle babasını nefesler içinde kalarak gören Özlem aniden büyük bir paniğe kapılıp sorar "Anne ne oluyor iyimisiniz? Recep abi noluyor onlara ne olursun yardım et!"Diyerek haykırır. Recep ise Özlem'i kolundan tutup odasına götürerek "Benim olacaksın! Biz birbirimizin kaderiyiz der. Zorla Özlem'in üzerine çıkar Özlem ise Recebin kolunu ısırarak altından kalkar. Masadan aldığı bıçakla Recebin sırtına 10 kez ekmek bıçağını saplar. Özlem annesi ve babasını kurtarmış olsa da ruh sağlığı bozuk bir adamın katili olmuştur artık...
modal aç
modal aç
modal aç