
Oy sınırı:20*
Yumuşacık yastığıma sarılıp daha fazla uykunun kollarına kendimi bıraktım.Ne kadar güzel bir şeydi ya uyumak böyle.
Ama beni bu güzel uykudan kaldıran şey sumrunun cırtlak sesi oldu.
”Minela!Kalksana kızım.Ya kalk artık Minela ya uyumayı bıraksana.”dediğinde kaşlarımı çattım.
”Sumru git başımdan.”dedim huysuzlanarak.Ama gitmedi.
”Haaa gideyim de yine uyu dimi yok öyle bir şey!Kızım bugün o kadar plan yaptık uyuyamazsın!”dediğinde ayıldım.
Doğruya bugün gezecektik.
Yavaşça oturur bir pozisyona geldim.Gözlerimi açtığım da karşım da yarı hazırlanmış Sumruyu görmeyi beklemiyordum.
”Siz niye bu kadar erken hazırlandınız ya ?”diye sordum.Kollarımı kaldırarak kendimi esnettim.
”Asıl sen niye bu kadar geç kalktın ?”diye sorduğun da telefonumu açıp saate baktım ve minik bir şoka uğradım.
Saat 12.30 du.
Saat 13’de çıkacaktık.
“Yok artık bu kadar uyumuş olmamam dimi ?”diye sordum inanamayarak.Sumru odadan çıkmadan son bir kez bana baktı.
”15 dakika içerisinde hazır oluyorsun.”dedi ve gitti.Anında yataktan fırlayıp banyoya gittim ve işlerimi hallettim.
Dolabı açıp ne giyeceğimi seçmeye başladım.Favorim olan pantolonlardan birisini aldım ve üzerime de bir ceket seçtim.

(Minelanın kombini)
Saçlarımı yine sade bir toka ile topladım.Perçemlerimi açık bırakmıştım.Gece uyumadan saçlarımı ördüğüm için hafif dalgalılardı ve çok hoş duruyordu.
Boynuma en sevdiğim yıldızlı kolyemi takıp çantamı aldım ve odadan çıktım.Açelya,Parla ve Sumru hazırlanmış beni bekliyorlardı.
”Oooo prensesimiz sonunda teşrif etti bakıyorum da.”dedi Parla.Yanlarına gittim.
”Kusura bakmayın ya uyuya kaldım.”dedim.Hepsi ayaklandı.
”Önemli değil Minela.”dedi Açelya minnoş sesi ile.
”Hadi Ayça’yı da alıp gidelim.”dedi Sumru.Hepimiz kapının önüne çıktım.Beyaz spor ayakkabılarımı giydim.
”Biz aşağı inelim sen de Ayça’yı alıp gel o zaman.”dedi Parla.Kafamı salladım.Üçü de aşağı indi.Arazın kapısını çaldım.
Kapıyı bu sefer Ayça açtı.
”Ayy Minela geldin mi bende tam çıkacaktım.”dedi heyecanla.Üzerin de siyah bir pantolon ve salaş bir gömlek vardı.Güzel olmuştu.
”Hazırsan çıkalım o zaman.”dediğim de kafa salladı.
”Hemen çantamı alıp geliyorum.”dedi ve içeri gitti.Kapı da beklemeye başladım.O sırada kapıya ıslık çalarak araz geldi.Beni fark etmemişti.Üzerinde kot ceket ve bir pantolon vardı.Çok yakışıklıydı.
Kollarını düzeltip kafasını kaldırdığın da benimle göz göze geldi.Sonra üzerimde gezindi bakışları.Sonra derince bir ıslık çaldı.Bu sefer kinin anlamı daha farklıydı.
”Bir yere mi gidiyorsun ?”diye sordum.Bakışlarını gözlerime çevirdi.
”Bizimkilerle mangala gidiyoruz da.”dedi.Kaşlarım havalandı.Vay be şimdiden alışmışlardı.
”İyi iyi güzel.”dedimSonra ona biraz daha yaklaşıp;
”Dikkat et de yine birileri seni ayı sanmasın.”diye fısıldadım.Bu sefer o bana yaklaştı.
”Yok bu sefer başımda bela yok.”dedi.Laf sokmak için ağzımı açmıştım ki Ayça geldi.Anında arazdan uzaklaştım.Ayça son kez araza sarılıp yanıma geldi.Ve beraber aşağı indik.
Kızlar arabanın yanında bizi bekliyorlardı.Merhaba faslından sonra hepimiz arabaya bindik.Sumru yan koltuğa oturmuştu.Parla,Açelya ve Ayça ise arla koltuğa oturmuşlardı.
Arabayı sürmeye başladığım da Sumru sıkılmamamız için şarkı açtı ve bağırarak eşlik etti.
Takmış koluna elin adamını.
Beni orta yerimden çatlatıyor.
Ağzında sakızı şişirip şişirip.
Arsız arsız patlatıyor.
Ona baktığım da gülerek başarıyor ve şarkı söylüyordu.Ayça ve Parla da ona eşlik etmeye başladılar.Gözlüğümü takıp bende bağırdım.
Biz böyle mi gördük babamızdan
Ele güne rezil olduk.
Yeni adet gelmiş eski köye vah.
Dostlar mahvolduk.
Arabanın hızını biraz daha arttırıp camları açtım.
Seni gidi fındık kıran.
Yılanı deliğinden çıkaran.
Kaderim püsküllü belam.
Yakalarsam
Sonda hepimiz aynı anda öpücük attık.Kahkahalarımızla şarkıyı söylemeye devam ettik.
*******
Arabayı park edip kahvaltıcının önünde durdum.Kahvaltı yapmadığımız için önce yemek yemeliydik.Gerçi saat bir buçuk olmuştu.Öğle yemeği saatiydi.
İçeri geçip güzel ve göl manzaralı bir masaya oturduk.
”Ay valla şimdiden yoruldum ben.”dedi Ayça kendisini sandalyeye bırakırken.
”Aaaa yorulmak yok.Daha bir sürü şey yapacağız.”dedi Sumru.Haklıydı.Daha çok gezecektik.
”Burası çok güzelmiş ya.”dedi Açelya etrafa bakarak.Buraya ekiple bir kaç kere gelmiştik.Seviyorduk burayı.
Garsondan bir serpme kahvaltı rica ettim.
Valla kurt gibi açtım.Yemek yiyip enerji toplamam lazımdı.Sonunda masa kurulduğunda herkes bir süre sessizce yemeğini yedi.Anlaşılan hepimiz açtık.
”Of kuymak yok mu burada ?”diye sordu Ayça.Yani olmayabilirdi.
”Burası sizin oralara benzemez Ayça hanım.Öyle her yerde kuymak bulmazsın.”dedi Sumru.Haklıydı.Ben burada daha önce denk gelmemiştim.
”Çok mu seviyorsun ?”diye sordum.Bu kadar mükemmel bir tadı varsa ben de yemek istiyordum.
”Bayılırım.Kuymaksız bir kahvaltı geçirmem.Abim de bayılır.”dedi Ayça.Vay be araz efendi de seviyormuş demek ki.
”Hatta çok güzel yapar.”diye de ekledi Ayça.Eli de becerikliydi demek ki.
Her kaynananın isteyeceği bir gelin türü.
Araz Kızılkurt!
Kahvaltımızı sohbet eşliğinde bitirdiğimiz de önümüze çaylar geldi.Çay içerken gözüme açelyanın garip davranışları takılmıştı.
Kahvaltının sonlarından bu yana sürekli başı eğikti ve bakışlarını sürekli yan masaya kaçırıyordu.Kaşlarımı çatarak yan masaya baktığım da beş erkeğin bizim masamıza özellikle de açelyaya baktığını gördüm.
Ellerim yumruk oldu.Açelyaya döndüm.
”Açelya bir bakar mısın bana ?”dedim yumuşak bir sesle.Hafifçe başını kaldırdı.
”Şu yan masada ki adamlar seni rahatsız mı ediyor ?”diye sordum.Diğerleri bizi duymasın diye sessiz konuşuyordum.
Açelya önce bir tereddütle baktı.
”Yo-yok-“diyecekti ki sözünü kestim.
”Açelya ban doğruyu söyle lütfen.”dediğimde derin bir nefes verdi.
”E-evet bakışlarından rahatsız oluyorum.”dediğinde doğrulup sandalyemden kalktım.Açelya anında kolum yapıştı.
”Minela lütfen otur bir şey yapma.”dedi ama dinlemedim.
”Hayırdır Minela bir şey mi oldu ?”diye sordu Parla.Bir şeyler olacaktı birazdan.
”Şu yan masayla medenice konuşup geleceğim.”dedim gülümseyerek.Ama onlara arkamı döner dönmez gülümsemem soldu.
Hiç de medenice konuşmayacaktım.
Onların masalarına yürüdüğümde hepsinin bakışları bana döndü.Bir tanesinin yüzünde iğrenç bir sırıtış belirdi.
”Oooo buyurun güzel bayan bir sorun mu vardı ?”dedi sırıtan kişi.Sorun birazdan olacaktı.
”Evet bir sorun vardı.Bakışlarınızdan rahatsız oluyoruz.”dedim ellerimi belime yerleştirerek.Aralarında gülüştüler.
”Hayırdır kızım sana mı bakıyoruz kızıl olanla işimiz.”dediğinde yumruklarımı sıktım.Aralarından birisi daha güldü.
”Öyle deme lan bu da fena değilmiş.”dedi beni süzerek.Şuraya kusacaktım.
”İlk ve son uyarım.O gözlerinizi üzerimizden çekin.”dediğimde birisi ayaklandı ve karşıma geçip durdu.
”Çekmezsek ne olur ?”diye sordu.Sırıttım.Arkadan gelen adım seslerinden kızların yanıma geldiğini anlamıştım.
”Çekmezsen,o gözleri alır bir yerlerine sokarım.”dediğimde güldü.
”Bayan halinle mi ?”diye sorunca dayanmadım ve suratının tam ortasına kafa attım.Kızların çığlıklarını ve masada ki erkeklerin ayaklanmalarını hissetmiştim.
Ama ben geri çekilmedim.Kafa attığım adamın yanına çöküp bir de yumruk attım.Göz ucuyla kızlara baktığım da gördüğüm görüntü ile sırıttım.
Parla aralarından birini seçmiş tekme tokat adama dalmıştı.Adam parlaya yalvarıyordu.
Sumru bizden öğrendiği dövüş teknikleri ve kendi hüneri olan karete hareketlerini karşısında ki adam da test etmekle meşguldü.
Ayça bir tane adamın eline çatal batırmıştı ve aynı adamın saçlarını yolmuştu.Şimdi de kolunu ısırıyordu.
Açelya ise bir adamın kafasına masada ki çiçeklerle ve elinde ki çantayla vuruyordu.Etkisi azdı ama o kadar hızlı vuruyordu ki adamın kafasını kaldırmaya vakti yoktu.
Sırıttım.
İşte benim kızlarım!
Tekrar önümde ki adama dönüp hala bana baktığını görünce bir tane tokat yapıştırdım.
”Şimdi o gözlerini ve bayan lafını götüne sokmaz mıyım ?”diye sorup adama tekrar yumruk atacaktım ki duyduğum sesle elim havada kaldı.
”Eller havaya…Polis!”
*******
Kafayı yemek üzereydim.Neden mi?
Çünkü nezarethanedeydik!Polisler geldiklerinde bizi o halde gördükleri için anında tutuklamışlardı.Onlara asker olduğumu söylemiştim ama kimliğim yanımda olmadığı için inanmamışlardı.
Şimdide kızlarla nezarethanedeydik.Hemen yan tarafta da dövdüğümüz adamlar vardı.Ama bize bakmıyorlardı.E bakamazlardı.Hepsinin suratlarında bizim eserimiz olan morluklar vardı.
”Minela tamam sakin ol gel otur buraya.”dedi Parla yanını işaret ederek.İçeri de volta atmayı bırakıp durdum.
“Sakin falan olamam ben tamam mı ?!İki tane sokak magandasını dövdüm diye beni nezarethanede atamazlar.Koskoca üsteğmenim ben.”dedim.Koca bir rezillikti.
”Ya zaten birazdan bizi burdan çıkartırlar.”dedi Parla.Ama ben onun kadar rahat olamıyordum.
”Peki ya biz ne olacağız ?Asker de değiliz.Ömrümüzün sonuna kadar burada mı kalacağız?Ben daha çok gencim.”dedi Açelya.
Yani herhalde kalmazlardı burada.
”Onu bunu boş verinde kesin abime ulaşmışlardır.Ben bittim.”dedi Ayça dertli dertli.
Kahretsin!Bir de o vardı değil mi ?Soy adımı fark ettilerse kesinlikle babama haber verilmişti.Elimi belime götürerek volta atmaya devam ettim.
”Ay takmayın be bu kadar.Genciz çıtırız güzeliz.Hata yapar düzeltiriz.”dedi Sumru.Ona baktığım da elinde ki aynadan maskara sürüyordu.
”Ne yapıyorsun sen ya ?”diye sordum inanamayarak.Boş boş bana baktı.Sonra sinirle yan taraftaki adamlara döndü.
”Şu adam yüzünden maskaram aktı.Nezarethanede bile olsak güzelliğimden ödün veremem.”dedi.Elimi alnıma vurdum.
Nasıl bir şeye düşmüştüm ben ?!
Derin bir nefes verip demir parmaklıkların yanına gittim ve onlara tutundum.İleri de masada oturan erkek polise gülümsedim.
”Bakın polis beyefendi ben suçsuzum.Koskoca üsteğmeni buraya tıkmanız hiç hoş değil.Sizden birazcık nezaket bekliyorum.Biliyor musunuz benim tanıdığım bir dağ ayısı var.Siz hiç ona benzemiyorsunuz tamamen kibar bir beyefendi gibisiniz.O yüzden bence beni buradan çıkarabilirsiniz değil mi çıkarmalısınız hatta çıkarmak zorunda-“birden ayağa kalkınca sözlerim kesildi.
”Ne anlatıyorsun bacım sen.Bizdeki de kafa herhalde.”dedi ve burayı terk etti.Şaşkınlıkla arkasından baktım.O bana çok mu konuşuyor demişti ?!
Döverdim!!
Demirliklere vurup bağırmaya devam ettim.
”Bakın bir üsteğmeni burada tutmanız hiç hoş bir davranış değil.Ben istesem sizi buraya sokabilecek güçteyim.Beni buradan çıkarırsanız size bunu kantlayabilirim.”diye bağırdım ama kimse geri gelmedi.Ağlayacaktım şimdi!
”A-abla asker misin ?”diye bir ses yükseldi yan koğuştan.Yandan bir bakış attığım da benim dövdüğüm adam korkak gözlerle bana bakıyordu.
”Üsteğmenim.”dedim omuzlarımı dikleştirerek.
”Acısaydın bari biraz be abla.”diye yakındı.Güldüm.Dayağı yiyince abla olmuştuk tabi.
”Sadece o asker değil ki bu kız da asker.”dedi Sumru parlayı göstererek.Sonra devam etti.
”Bak bu kızın da benim de abilerimiz asker.Ha bak bu kızın nişanlısı da asker onu unutmuşum.Bak şu kızıl kafanın da asker olan bir şeyi inşallah vardır ne diyeyim.Minelanın kocası da asker.”dediğinde şokla ona baktım.
Bu kız ciddi miydi ?
Ağzımı açıp konuşacaktım ki koşa koşa yanıma gelip koluma tutundu.
”Minela açma ağzını lütfen.Karşı tarafa korku salıyorum.”dedi sessizce.Kolumu elinden kurtardı.
”Ya ne korkusu ya ?!Onlara zaten gereken şeyi verdik.Daha niye uğraşıyorsun kızım .Ben zaten askerim kocası da nereden çıktı ?”diye sordum.Sırıtarak dibime girdi.
”Niye öyle diyorsun ?Belki ileride bir asker kocan olur fena mı ?”dediğinde kafasına vurdum.
”Sumru sus ve gidip otur.Yoksa ben kendimi tutamayacağım.”dediğimde sakin sakin gidip yerine oturdu.
Kafayı yiyordum şuan.Güzel güzel eğleneceğimizi düşünürken şu geldiğimiz duruma bak ya.Karakola düşmüştük!
Bu saatten sonra yapacağım tek şey kurtuluşumu beklemekti.
*****
Araz
Hızla arabadan inip karakola doğru yürümeye başladım.Şuan çok sinirliydim.
Neden mi ?!Çünkü mangalın ortasında gelen bir telefon ile kardeşimin tutuklandığı haberini öğrenmiştim.
Aynı şekilde diğerlerine de haber gitmişti.Anlaşılan hepsi beraber tutuklanmıştı.
Bunu kimin başlattığını tahmin etmek zor değildi.Aklıma çok net bir isim geliyordu.
Göktunç,Sinan ve Kağan da benimle gelmişti.Diğerleri piknik alanında kalıp etrafı toplayacaklardı.
Hızla karakolun içine girdim.Beni sinirlendiren ve korkutan şey kavga etmeleri değildi.Başlarına bir şey gelme düşüncesiydi.
Hakan komiserin odasının önüne gelince kapıyı çalıp içeri girdim.Odada Hakan komiser ve Ural albay vardı.Diğerleri de odaya girdi.
”Gel araz gel.”dedi Ural albay.Gidip koltuğa oturdum.
”Hayırdır evladım,sen niye geldin ?”diye sordu çayını yudumlarken.
”Kız kardeşim için komutanım.”dedim.Ne kadar uğraşsam da içimde ki öfkeyi dindiremiyordum.
”Valla Ural sizin kızlar adamları baya benzetmişler.”dedi Hakan komiser gülerek.35-40 yaşlarındaydı.
Gülünecek bir şey mi vardı ?!
Bilgisayar da bir kaç şeye basıp ekranı bize doğru çevirdi.Kaşlarımı çatsam da olay anının kamera görüntülerini açtığını görünce ekrana odaklandım.
İlk önce Minela sakin bir şekilde masadan kalkıp adamların yanına gitmişti.Kayıtta ses olmadığı için dudaklarını az da olsa okuyabiliyordum.Minela tahminimce onları uyardığında masadakiler gülmüştü.İçlerinden birisi iğrenç bir şekilde minelayı süzünce ellerimi yumruk yaptım.
Kzılar da gelip Minelanın arkasında durdu.Masadakilerden birisi kalkıp minelanın tam karşısına geçti ve tam olarak şöyle dedi.
”Bayan halinle mi ?”
Sonrası ise oldukça hızlı ve aksiyonlu gelişti.Minela adamın suratının tan ortasına kafa attı.
Çok orantılı atmıştı yalnız.
Onunla beraber kızlar da harekete geçmişti.Hepsi ayrı birer adama saldırıyordu.
”Şuraya bakın şuraya hepsi kendilerine bir adam seçmiş dövüyorlar.Bu kızlar da ki cesaret kimse de yok.”dedi Hakan gülerek.Ters bir bakış atıp tekrar ekrana odaklandım.
Minela kafa attığı adamın yanına çökmüş Tokat atıp bir şeyler söylüyordu.Açelya çanta ve çiçekle elinde ki adamın kafasına vuruyordu.Sumru bir karateci gibi dövüşüyordu.Parla’nın karşısında ki adam bayılmak üzereydi.
Ayça ise…Adamın eline çatal batırmıştı,bu da yetmediği gibi saçlarını yolmuştu.Sinirini çıkaramamış olacak ki adamın kolunu da ısırmıştı.Video kaydı polislerin geldiği anda bitti.
”Ben hayatımda bu kadar aksiyonlu bir film izlemedim.”dedi Hakan.
”Bu arada Ural senin kız baya fena benden söylemesi.”dedi Ural albaya bakarak.
Hem de ne fena…
”Eeee ne yapalım ?Sizin bu kaçak suçluları serbest bırakalım mı ?”diye sordu.Kafamı salladım.Ama Ural albay karşı çıktı.
”Ben diyorum ki onlara minik bir oyun oynayalım.”dediğinde ona döndüm.
”Nasıl bir oyun albayım.”diye sordum.
”Basit bir oyun.Biraz durumun ciddiyetini anlamaları için sorguya çekilsinler.”dediğinde bu seçenek bana çok makul geldi.Herkes kabul ettiğinde biz çay içerken kızları tek tek sorguya aldılar.Nihayet sorgu bittmişti.Ama hakanın söylediğine göre sorguya giren polisi canından bezdirmişlerdi.
”Neredeler şimdi?”diye sordu Göktunç.
”Nezarethanedeler,polis arkadaş sizi yönlendirir.”dediğinde ayaklandık.Ural albay hala oturuyordu.Ona olan bakışlarımı görünce gülümsedi.
”Oğlum Minelaya söyleyin beni dışarı da beklesin.İşim var biraz.”dedi rahat bir şekilde.Sanki Minelanın bu duruma düşmesine alışık gibiydi.
Eee kızı tam bir belaydı.
Polis arkadaş bizi nezarethaneye götürüp koridorun kapısını açtı.İçeri doğru yürümeye başladık.
*******
Minela
Ciddi anlamda hayatı sorguluyordum.Yaklaşık 2-3 saattir burada kapalı kalmıştık.Yetmedi arada bizi sorguya da almışlardı.Hayatımda geçirdiğim en kötü dakikalardı.Babamlar neden hala gelip bizi kurtarmamışlardı ki?!
Kafamı demirliklerin arasına sokup gözlerimi kapattım.Derin bir nefes verdim.Ciddi anlamda sinirlenmeye başlıyordum.
”Nerede kaldı benim kurtarıcı meleğim ?”diye mırıldandım sakince.
”Burada senin kurtarıcı meleğin.”diyen arazın sesini duyunca şokla gözlerimi açtım.
Gelmişti!
Diğerleri de koşarak parmaklıkların yanına geldiler.
”Abi abi lütfen kurtar buradan beni.”dedi Ayça sitemli bir sesle.
”Abilerin en yakışıklısı benim için geleceğini biliyordum.”dedi Sumru cilveyle karışık bir tonda Sinan’a.
”Parlam,güzelim.Seni kurtarmaya geldim.”dedi Göktunç abartılı bir sesle.Parla dolmuş gözlerle ona baktı.
”Göktunç seni çok özledim.”dedi.Yüzümü buruşturdum.Bu nasıl bir aşktı?!
Polis arkadaş kapıyı açınca ilk çıkan parla oldu.Göktunçla birbirlerine sımsıkı sarıldılar.Göktunç parlanın yüzünü avuçlayıp;
”Gel güzelim çıkalım buradan.”dedi ve çıktılar.Sonra çıkan kişi açelya oldu.Onun da benim gibi yalnız olduğunu düşünürken onu karşılayan kişi Kağan oldu.
”Senden beklemezdim doktor.”dedi eğlenen bir sesle.Açelya anında kızardı.
”Sadece çanta ve çiçekle vurdum.”dediğinde Kağan kahkaha attı ve onu dışarı çıkardı.
Neler oluyordu ?
Sonra Sumru çıktı.Ağzını açıp yalakalık yapacaktı ki Sinan sinirli bir bakış atıp sumruyu da sürükleyerek buradan çıktı.
Ayça hemen abisinin boynuna atladı.
”Abi-“diyecekti ki araz onun sözünü kesti.
”Arabada bekle beni Ayça.”dedi otoriter ve sert sesiyle.Sözleri kardeşineydi ama gözleri bendeydi.
Hiç onu takmadan kollarımı göğsümde birleştirip ayağımı yere vurmaya başladım.Benim için de birisi gelmişti değil mi ?
”Gel buraya baş belası.”dedi Araz.Ona göz ucuyla baktığım da elini bana uzatıyordu.
“Gerek yok,ben kendim çıkarım.Zaten kimse gelmemiş.”dedim.Kırılmıştım ama.
”Ural albay geldi.Yukarı da,arabanın yanına geç birazdan gelecekmiş.”dediğinde biraz olsun rahatladım.Pıtı pıtı adımlarla demirliklerin yanından ayrıldım.Arazın yanına gidip durdum.O sırada yeni çıkan dövdüğümüz adamlardan birisi bana bakıp;
”Abla kocan bu mu ?”diye sorunca yerin dibine girdim.Arazın anında bakışları bana döndü.
”Kocan ?”diye kısık bir sesle sordu.Kıpkırmızı olduğum için ona bakmadım.Sonra bana biraz daha yaklaşıp elini belime yerleştirdi.Tekrar yerin dinine girdim.
Yangın var arkadaşlar!
”Evet kocasıyım,bir zahmet karımdan uzak durun.”dediğinde gözlerim şokla açıldı.Ne diyordu yahu bu?!
Beni belimden tutarak hafifçe ilerletti ve çıkışa götürdü.Kapıdan çıktığımız an ondan ayrılıp işaret parmağımı ona doğru salladım.
”Sen ne yaptığını sanıyorsun ya ?!Elini belime atmalar falan?!”diye sorduğum da gülümsedi.
”Benden kocam diye bahseden sensin.”dedi.Sumruyu bu sefer ciddi anlamda dövmeyi aklıma kazıdım.
”Ben demedim onu.Sumru dedi.Offff her neyse ya!Valla seninle tartışamayacağım.Başım ağrıyor.”dedim elimle başımı ovuşturuken.Yanıma gelip ciddi bir şekilde başıma baktı.
Böyle bakınca geçecek miydi ?
Öpünce geçerdi belk-
Kes sesini!
”Dikkat et kendine.Görev de hastalanırsın sonra.”dedi ciddi ciddi.Şimdi de başıma doktor kesilmişti.Yakınlığımızdan etkilenmemeye çalışarak;
”Ederim.”diye mırıldandım.Göz göze gelince bakışlarımı kaçırmadım.Aksine gözlerimi onun yeşillerine diktim.Gözleri çok şey anlatıyordu.Onunla saatlerce bakışa bilirdim eğer bir ses bizi bölmeseydi .
”Komutanık kurtulmuşsunuz.”diye bize doğru bağırarak gelen Yiğithanı gördüm.Yanımıza geldi.
”İyisiniz değil mi komutanım ?”diye sordu.
”İyiyim yiğithan iyiyim.”dedim gülerek.Garip bir insandı.Sonra Anıl da geldi.
”Geçmiş olsun komutanım.”dedi.Kafamı eğdim.Kendimi yıllar sonra mahpustan çıkan koğuş ağası gibi hissediyordum.
”Siz niye geldiniz ki mangalınız yarım kaldı.”dedim.Keşke yorulmasalardı.
”He ya etler de gözüm kaldı.”dedi Anıl dertli bir sesle.Ben gülerken yiğithan anılın ensesine vurdu.
”Ayıp oğlum ayıp.”dedi.Sonra bana baktı.”Siz buna bakmayın komutanım.Hiçbir şey sizden daha önemli değil.”dedi.Gülümsedim.
Hava hafiften esmeye başlayınca araza bakıp;
”Ben artık gideyim.”dedim.Minik bir tebessümle kafa salladığında arabaya doğru yürümeye başladı.
Her anlamda çok yorulduğum bir gün olmuştu.
******
Selamlarrrrrrr
Yine oldukça uzun bir bölümle yanınıza geldim.Bölüm nasıldı yorumlarınızı bekliyorum.
Bu bölüm de bahsettiğim sorgu sahnesi diğer bölümde var arkadaşlar.Bilerek buraya eklemedim çünkü fazla uzun olacaktı.Sorgu sahnesini aşırı eğlenerek yazdım bu arada dndnndns.
Araz hakkında ne düşünüyorsunuz ?Karım demeler falan hayırdır aslan parçası JDJDJDNSN.
Oy sınırını ne kadar çabuk geçerseniz o kadar hızlı bölüm atarım çünkü bölümler hazır bir şekilde taslakta bekliyor.
Bu arada biz büyüdük artık🥹
10k olmamıza çok az kaldı.Gururlu bir yazarım)))))
Sizi çok seviyorummmmm
Yıldıza basmayı unutmayın✨💕
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 65.12k Okunma |
6.33k Oy |
0 Takip |
77 Bölümlü Kitap |