85. Bölüm

60.Kaçamak

Biryazarımm
biryazarimm

Oy sınırı;45*

Selamlarrrrrr

İki gün gecikmeden sonra size upuzun bir bölüm getirdim.4.000 kelime oldu.Bir alkış alabilir miyim ?

Her duyguyu yaşayacağınız bir bölüm yazdım.Rize macerasını tek bir bölüme sığdırmak zordu ama başardım.

Oy sınırı arttı gördüğünüz gibi.Lütfen oy vermeden geçmeyin.Yine bir sürü yorum yapmanızı istiyorum.

Tamam artık bölümü okuyabilirsiniz gksöxşlw.

Keyifli okumalar..
********

Omzumda minik çantam ile beraber havalimanında ilerliyordum.Yanımda da suratı asık bir abim vardı.Evet tahmin ettiğiniz üzere Rize’ye gidiyoruz.Ama abim gelmiyor merak etmeyin.

Ben onun aksine fazla keyifliydim.Bu tek günlük kaçamak bana çok iyi gelecekti.Saat şuan sabah beşti.Yetişebilmek için en erken saate bilet almamız gerekmişti.Ve araz uzun süre araba yolculuğu çekemeyeceği için uçak tercih etmiştik.Bizim için daha hızlı olacaktı zaten.

”Ya abim biraz güler misin ya ?”dedim abimin koluna girerek.Omuz silkti.

”Gülmeyeceğim.Sen o kenafir gözlü ile tatillere git abini burada bir başına bırak.Sonra da güler misin diye sor.Yok ya!”Sanırım gerçekten kızgındı.Ama ben hallederdim.

”Dinlenmek benim de hakkım değil mi abi ?Böyle biraz Rize havası iyi gelmez mi bana ?Hem bende senin gelmeni isterdim ama zaten tek günlük gidiyoruz yani çok gezemezsin bile.”

”Bu onunla gideceğiniz gerçeğini yumuşatmıyor.”

”Of abi of.”

”Abiye oflanmaz.”

“Peki söyle bakalım gitmeden önce gönlünü alabilmek için ne yapmalıyım ?”diye sordum.Hevesle cevapladı.

”Gitmeyebilirsin mesela.”

”Öyle bir şey olmayacak abicim.”

”O zaman ayrıl ondan.”İster istemez adımlarım durdu.Bu ihtimal bana çok zor geliyordu.Ona o kadar alışmışken ayrılmak mümkün değildi.

”İhtimaller dahilinde bile değil.”dedim bu yüzden.İleri baktığımda arazı gördüm.Koltuklara oturmuş bizi bekliyordu.

Adımlarımı hızlandırarak ona doğru yürüdüm.Kafasını kaldırınca beni gördü ve oturduğu yerden kalktı.

”Sonunda geldiniz be güzelim.”

”Geldik araz ama vaktimiz az uçak kalkmak üzere.Gidelim istersen ?”Oda kafasını salladı.Abime dönüp iki adımda yanına ulaştım ve boynuna kollarımı doladım.

”Bana birazcık sinirlisin biliyorum ama alacağım ben senin sinirini.”diye fısıldadım.Sarılarak kaşıklık verdi.

”Eğer ki bu herif canını sıkacak tek bir şey yaparsa oraya uçarım.”Kıkırdayarak yanağına bir öpücük bıraktım.

”Eğer canımı sıkarsa onu orda bırakır öyle dönerim.”Sonunda o da güldüğünde rahatlamıştım.Abimden ayrılıp arazın yanına gittim.Abimle araz pek de samimi olmayan bir şekilde el sıkışarak vedalaşmışlardı.Abimi arkamda bırakarak arazla beraber uçağımıza doğru ilerledik.

******

Dört saatlik uçak yolculuğumuzun ikinci saatinden hepinize selamlar.Ben fazlası ile sıkılmış durumdayım.

Yolculuğun bu kadar sıkıcı geçeceğini tahmin etmemiştim.Uçak yolculuğunda olduğumuz için mola verip de hava alma şansımız falan da yoktu.

Araz yanımda kitap okuyordu.İlk başta bende ona uyarak kitap okumaya başlasam da sonradan sıkılmıştım.Ama çok bilgili sevgilim okumaktan bıkmamıştı.

İki saattir olduğu gibi yine ofladım.Ama yeşil gözlüm bu sefer tepki vermişti.

”Güzelim bu 100.oflayışın falan olabilir.Bıkmadın mı ?”İnadına bir kez daha ofladım.

”Tabi ki oflayacağım araz.Çünkü sıkıntıdan parçalara ayrılacak dereceye geldim.Ben bu kadar uzun süre oturamam.Bu kadar rahat durmak bana uygun değil.”Gülerek yanağımdan makas aldı.

”Olsun ben ayrılmış parçalarını toplar kendi tasarımıma göre seni tekrar birleştiririm.”Huysuz bir bakış kuşandım.

”Dalga geçme ya!”Uçakta olduğumuz için oldukça kısık seslerle konuşmaya çalışıyorduk.Çünkü uyuyan insanlar vardı.Araz çevreyi işaret etti.

”Ayrıca yavrum eğer sıkılıyorsan sende diğer insanlar gibi uyuyabilirsin.Hem sen daha şanslısın baksana üç oda bir salon olan omuzlarım sana yastık olmaya hazır.”Son cümlesini söylerken bir omzunu bana doğru eğmişti.Kahkahamı bastırmaya çalıştım.

Omuzlarına üç oda bir salon mu demişti o ?

Ama adam haklı.dedi pek sevgili iç sesim.O omuzlar haymaşallahlık yani.Bir ömür geçirmelik.

İç sesim sevgilime benden daha mı hayrandı yoksa bana mı öyle geliyordu ?Lütfen bana öyle geliyor olsun.

Arazın ettiği teklifi geri çevirmeyerek kafamı omzuna yasladım.Pek uyumayı düşünmüyordum ama onun omuzu gerçekten çok rahattı.Bir de kokusu yok muydu…parfüm yapıp sıkmalık yani.

Uyumaya niyetim yok demiştim ama bulunduğum konum ve arazın kokusu beni uykunun kollarına bırakmıştı.

*****

Kalan iki saatlik yolculuğumuzda bitmiş Rize’ye iniş yapmıştık.Saat 11’e gelmişti.Bizde şimdi minik bir lokantaya kahvaltı yapmak için girmiştik.Rize’nin merkezindeydik.

Sipariş ettiğimiz kahvaltı önümüze gelirken ben etrafa bakıyordum.Merkezdeydik ama bu etrafımızın yeşil olduğunu değiştirmiyordu.Şu yeşilliklere bakmak huzur kaynağı gibiydi.

”Yavrum Rize’ye geldik beni unuttun.Gözlerini alamıyorsun etraftan.”Arazın yapay bir kızgınlık içeren sözlerine karşı tebessüm ettim.

”Ama ne yapayım her yer çok güzel.”Ellerimi masaya yerleştirip gözlerine baktım.

”Hem ben senin gözlerinin rengini nereden aldığını çözdüm,doğduğun yerden Rize’den almışsın.Bu yeşillikler gibi gözlerin var.Baktın mı huzurlu ve güven de hissettiren yeşillerin var.Ben ne kadar şanslı bir kadınım ki herkesin görmek için buraya geldikleri yeşillerin en güzelini kendime aşık ettim.Bu da yetmiyormuş gibi bir çift yeşil göze tutuldum.”Sözlerimi bitirdiğimde gözlerime öyle bir baktı ki ormanında kaybolmuş gibi hissettim.

”Önce böyle cümleler kuruyorsun,sonra da gülüyorsun.Şimdi söyle bakalım bu adamın kalbi buna nasıl dayansın ?”

”Yeter ki sevsin.Sevmek en iyi güç.”

Romantik konuşmamız böyle uzayıp gidebilirdi eğer ki aramıza garson girmeseydi.Ne zamandan beri başımızda dikildiğini bilmediğim garson bize değişik bakışlar atıyordu.

”Hanımefendi eğer bu sözlerin devamında beyefendiye evlenme teklifi etmeyeceksiniz içecek siparişlerinizi alacağım.”Ben bu sözlerle yerin dibine girerek araz kahkaha attı.

Garsona yumruğu geçirsem çok mu kaba olurdum ?

Araz iki çay söylediğinde garson yanımızdan ayrılmıştı.Ama araz bey uğraşmaktan çekinir miydi ?Asla!

Sol elini havaya kaldırıp yüzük parmağını salladı.

”E hani nerde benim yüzüğüm ?”

”Araz!”

********

İçinde bulunduğum kabinin aynasından kendimi baştan aşağı süzdüm.Birazdan araz ile mezuniyetin yapılacağı alana gidecektik ve üzerimizi değiştirmek için bir mağazaya girmiştik.

Şuan kabinde üzerime geçirdiğim elbiseye bakıyordum.Fıstık yeşili elbise belimi çok güzel sarmıştı.Sevdiceğim aldığından mıdır bilinmez ama kendimi bir elbisenin içinde ilk defa bu kadar beğeniyor gibiydim.

Ellerim elbisenin eteklerine gittiğinde yüzümde engel olamadığım bir gülümseme vardı.Acaba araz bunu üzerimde görünce beğenecek miydi ?

Kabinin kapısını aralayarak içeriden çıktığımda karşımda arazı gördüm.O benden önce giyinmişti.Üzerinde benim elbisemle uyumlu olacak ama tonu daha Kapalı bir yeşil olan gömlek vardı.Altına ise her zaman ki gibi kumaş pantolon giymişti.

Kısacası çok yakışıklıydı.

Beni görünce bir iki saniye öylece kalsa da sonra gözleri baştan aşağı üzerimde gezdirdi.Sonra etrafa baktı.Hemen sonrasında elini ensesine götürdü.En sonunda konuştu.

”Bu…yani elbise gereğinden fazla yakışmış gibi sanki.Bence biz hazır mağazadayken sana daha az yakışacak bir elbise bakalım.Tabi mümkünse.”Yanaklarımın al al olduğuna emindim.Ama elbisenin kabarık eteklerini tutarak etrafımda iki tur döndüm.

”Bence çok güzel oldu.Hem baksana yeşil yeşil.Bana da çok yakıştı.”

”Hemde çok.”dedi anında.Onun eline tutuşturduğum ayakkabı kutusunu alarak mağazanın içinde ki koltuğa oturdum.

Evet bugün için topuklu giyecektim.Ama tabi ki de her ihtimale karşı beyaz spor ayakkabılarımı da yanımdan ayırmayacaktım.

Ayakkabıları kutusundan çıkardım.Kenarları gümüş detaylı olan şık bir topukluydu.Spor ayakkabımın bağcıklarını açmak için öne eğildiğim sırada araz benden önce davranıp önümde diz çökünce ne yapacağımı bilemedim.

Hiç bir şey demeden nazikçe ayakkabıları ayağımdan çıkardı.Sonra kenara bıraktığım topukluları alıp bir prens edası ile ayaklarıma giydirdi.Ben bu süreçte henüz üzerimde ki şoku atlatamadığım için bir şey dememiştim.

Çöktüğü yerden doğrulduğunda gülümseyerek bakıyordu bana.

”Teşekkür ederim.”diyebildim en sonunda.Önce yerde ki spor ayakkabıları aldı sonra da kenarda ki kutuya yerleştirdi.Elini bana uzattığında elini tutarak oturduğum yerden kalktım.

Mükemmel uyumlu kombinlerimiz ile mağazanın çıkışına doğru ilerledik.Burada bir aracımız olmadığı için ben taksi ile gideceğimizi düşünürken öyle olmamıştı.Araz on dakika sonra bizim için bir araç geleceğini söylemişti.

Aradan on dakika geçtiğinde hemen önümüzde süratla ilerleyen bir beyaz araba durmuştu.Emin olmak için araza döndüğümde kafasını salladı.Anlaşılan bu bir günlük bizim olacak olan arabaydı.

Arabanın içinden ilk defa gördüğüm adam büyük bir mutlulukla yanımıza gelip sımsıkı araza sarıldığında şaşırmadım desem yalan olur.Herhalde arazın bir tanıdığıydı.

”Vay vay vay sen buralara uğrar mıydın be devrem ?”diye sorduğunda asker arkadaşı olduğunu anlamıştım.Üstelik mavi gözleri hafif kumral saçları ve laz şivesi onun Karadenizli olduğunun en büyük kanıtıydı.

”Yolumuz düştü uğradık be devrem.”diye karşılık verdi araz.Bir kere daha sarıldılar.Anlaşılan yakın dostlardı.İsmini bilmediğim adam arazdan sonra bana bakıp muzırca sırıttı.

”Hanım yengemizde bu herhalde ?”İçimden sevinç çığlıkları atan iç sesi hiçbir yerime takmadan adama kibar bir şekilde gülümseyerek elimi uzattım.

”Memnun oldum ben Minela.”Adam elimi sıkmamış sadece kafa eğerek karşılık vermişti.Sadece bir gözlem olarak söyleyecek olursam sanırım bu erkeklerin raconuna tersti böyle şeyler.

”Bende memnun oldum yenge hanım.”dedi büyük bir mutlulukla.Bu adam niye bu kadar mutlu çözememiştim ama enerjisi bulaşıcıydı.

”Güzelim dursun benim askerlik arkadaşım hatta bir nevi kardeşim.Beraber büyüdük biz onunla.”Gülümseyerek kafa salladım.Samimi oldukları her hallerinden belliydi.

İsminin Dursun olduğunu öğrendiğim adam arabanın anahtarını araza uzattı.

”Benim araç bugün sizin.Al bunu yenge hanıma güzel şehrimizi gezdir.Ayça’yı da tebrik ettiğimi söyle.Şimdi bu adam oğlunun ve karısının yanına gidecek.”Açıkçası evli olması bir de oğlu olması şaşırmama sebep olmuştu.Genç duruyordu çünkü.

Araz gülerek arkadaşının omzuna koydu elini.

”Yengeye ve küçük oğlana benden selam söyle.Vaktim olsaydı gelirdim görmeye.”Dursun anlayışla kafasını salladı.

”Bir dahakine karın ve çocuğunla gelirsin beni görmeye.”Sözleri fazla imalıydı.İşin ucu bana dokunuyordu.Varlığımı belli ederek olduğum yerde kıpırdandım.Araz hemen anlamıştı.

”Tamam kardeşim bu önerini dikkate alacağım.Şimdi biz geç kalmadan gidelim aracı akşam getiririm.”Araz dursun ile vedalaştıktan sonra beraber beyaz arabaya doğru ilerlemeye başladık.Tam o sırada ona laf atasım geldi ama keşke yapmasaydım.

”Kınıyorum seni kızılkurt.Yaşıtların evlenmiş üstüne bir de çocuk yapmışlar.Sende böyle bekar bekar takılıyorsun.Hiç yakışıyor mu ?”

”Buradan benimle evlenmek ve çocuk yapmak istediğini mi çıkarmalıyım ?”

”Ya sen beni gerçekten çıldırtacaksın!”

*******

Yeşilliklerin bulunduğu ve her halinden modern olduğu belli bir mekana girmiştik.Kocaman bir yerdi.İlk girişi vardı ama sonrası bahçeye açılıyordu.Bahçeyi çok güzel süslemişlerdi.

Tabi ben daha önce böyle mezuniyet görmemiştim çünkü askeri okuldan mezun olmuştum.Yani böyle bir mezuniyetim olmamıştı.

O yüzden biraz garip ve farklı geliyordu.Bahçeyi çok güzel süslemişlerdi.Etrafta kep ve cübbe giymiş bir sürü öğrenci vardı.Hepsinin mutluluğu yüzlerinden okunuyordu.

Bizde arazla aykırı oluşumuzu belli ederek el ele tutuşmuş bir şekilde aralarından geçiyorduk.Yeşil gözlümün ve benim gözümüzde gözlükler vardı.

Alev ateş ilerliyorduk yani.

Etrafta ki bir kaç bakışların bize döndüğünü fark ettim ama görmezden geldim.Keyfimi bozamazdım.

Biraz daha ilerlediğimizde onları gördüm.Ayça’yı,yonca anneyi ve Osman dedeyi.Bizi ilk fark eden kişi Ayça oldu.

”Abi yenge!”diye koşarak yanımıza geldi.Oysa ki daha dört gün önce beraberdik.Önce araza sonra bana sarıldı.Beraber Osman dedelerin yanına ilerledik.Onların yanına gittiğimizde Osman dede büyük bir sevinçle beni bağrına basmıştı.Onu görmeyeli uzun zaman oluyordu.

Herkesle sarıldıktan sonra minik masanın etrafına dizildik.Anladığım kadarı ile her aileye özel bir masa vardı.Ama küçük ve sandalyesiz masalardı bunlar.

”Nasıl olmuşum yengem ?”diye soran Ayça’nın üzerinde bulunduğu yerin hakkını veren çok şık kırmızı bir elbise vardı.

”Çok güzel olmuşsun Ayça,peri gibisin.”O da benim elbisemi gösterdi.

”Asıl sen kendine bak.Çok güzelsin yenge.Abim nasıl kalpten gitmedi anlamadım.Seni iyi koruyalım da bakan olmasın.”Son sözleri sadece benim duyacağım şekilde söylediğini sanarken araz da duymuştu.

”Hayırdır ?”dedi ters bir sesle.”Kim kime bakıyor ?”Ayça eliyle abisini geçiştirdi.

”Of abi kimse kimseye bakmıyor,yok bir şey.”Arazın bakışlarından pek de memnun olmadığı belliydi.Belimi kavrayıp beni kendisine çekince şaşkınca baktım ona.Aile vardı burada.Hoş muydu yaptıkları ?

”Yeşil gözlüm ne yapıyorsun ?”diye sordum sessizce.Oldukça memnuniyetsiz bir bakış attı.

”Sen böyle yanımda dur bir süre.Pek hoşuma gitmedi bu ortam.”dedi bakışlarını etrafta gezdirerek.

”Araz bu erkeklerin hepsi benim kardeşim yaşında.”dedim.

”Banane!”diye yükseldi.”Erkek mi erkek sonuçta!”Şimdi onunla tartışmaya giremezdim çünkü etrafa aynı zamanda bir sürü kızda vardı.Aynı durumu bende yaşasam böyle tepki verirdim.

Kutlama yavaş yavaş başlarken tüm öğrenciler isimlerinin okunması ile tek tek sahneye çıkmıştı.Ayça sahneye çıkarken araz onun için özel yaptırdığımız çiçek buketini ayçaya doğru uzatmıştı.

Öğrenciler fazla olduğu için tüm öğrencilerin çıkması uzun sürmüştü.Hepsi sahneden indiğinde sıra kep atma törenine gelmişti.

Tüm öğrenciler bir araya toplanırken ben bu anı videoya alıyordum.Geri sayım bittiğinde tüm öğrenciler aynı anda keplerini havaya atmışlardı ve çok güzel bir görüntü çıkmıştı.

Kalabalık yavaş yavaş dağılırken Ayça da cübbesi ve kepi ile yanımıza gelmişti.Özel fotoğraf çekmek için yapılan alanlarda Ayça’nın bir sürü fotoğrafını çektim.En sonunda Ayça ailecek çekinmek istediğini söyleyerek bizi de yanına çağırmıştı.

Hepimiz yan yana dizilirken tabi ki yanımda araz vardı.Bir kolunu belime sararak yine Yanyana durmamızı sağlamıştı.Bir öğrenci bizim ailecek fotoğrafımızı çekti.

Bu sefer telefonu ben alıp onları çekmek istediğimi söyledim.Araz pek memnun kalmasa da ikna olmuştu.Onların bir sürü fotoğrafını çektim.

”Ayça gel sende yengenle bizi çek bakalım.”Arazla bir kaç poz vererek fotoğraf çekindik.Ayça abisine telefonu verdiğinde çektiğimiz fotolara bakmaya başladık.

Hepsi çok güzeldi.

Araz içlerinden birisini seçerek duvar kağıdı yaptığında sırıttım.

”Bu fotoğrafları bana da at bende yapayım.”dedim.Aynı zamanda bazılarını paylaşmayı düşünüyordum.

Arazla fotoğraf alanından çıkıp masaya ilerledik.Etrafta bir sürü aile vardı.

”Gelinim gel bakayum buraya.”dedi Osman dede.Hemen ilerleyerek onun yanına gittim.Araz da arkamdan geliyordu.

”Bu uşak seni üzüyor mu ?”diye sordu arazı işaret ederek.Kafamı iki yana salladım.

”Yok dedecim.Hiç üzmüyor çok iyi anlaşıyoruz.”

”İyi iyi.Ha ama gelur da seni üzerse kafasına sıkaysun tamam mi ?”gülerek kafamı salladım.

”Baş üstüne dedem.”Mezuniyet kendi halinde ilerlerken Yonca anne ve Osman dede bir kaç kişiye selam vermek amacı ile yanımızdan ayrılmışlardı.Masa da Araz ben ve Ayça vardık.Ayça bazen arkadaşlarının yanına gidip geliyordu.

”Ayça!”Ayçanın ismini seslenerek yanımıza gelen iki kıza doğru döndüm.Bunlar onun sınıf arkadaşı olmalılardı.Ama ayçanın suratına bakılırsa bu kızları pek de sevmiyordu.

”Efendim Cansu ?”dedi Ayça pek de samimi olmayan bir sesle.Kızların birisi sarışın birisi esmerdi.Sarışın olanın gözleri rahat durmuyor BENİM sevgilimin üzerinde geziniyordu.O gözleri oyardım da neyse.

”Sen hiç yanımıza uğramadın,bari biz uğrayalım dedik.”dedi esmer olan.Sarışının gözü hala benimkindeydi.

”Kusura bakma unutmuşum.”dedi Ayça.Sesinden bile onları çekemediği belliydi.Ortam da minik bir sessizlik oldu.Yeşil gözlüm bana,sarışın kız ona bende sarışın kıza bakıyordum.Çok fena ayar olmuştum.

Ve tam o an…o kritik anda sarışın kız elini BENİM yeşil gözlüme uzatınca elim ayağım boşalır gibi oldu.Bir de kurduğu cümle yok mu ?Kafayı yiyecektim!

”Merhaba.Tanışmadık ama tanışalım.Ben ayçanın arkadaşı.Sizde onun şu çok yakışıklı abisi olmalısınız.Gerçekten de çok yakışıklıymışsınız.”Sözleri zihnimde bir bir yankılandı.

Yakışıklı mı demişti o ?

Araz kıza karşılık verme gereği bile duymadı.Eğer o kızın elini sıksaydı ona bunu ödeteceğimi biliyordu çünkü.Sarışın kız elinin havada kalmasını umursamadan gülümseye devam ediyordu.

Sakin ol Minela sakin ol….

En dik duruşumu kuşanarak kızın havada kalan elini kavradım.Bunu beklemiyor olmalı ki bakışları soldu.

”Yok bence tanışmayın.Ha ama illa ki biri ile tanışmak istiyorsan ben sana kendimi seve seve tanıtırım.Ben Minela,o dikizlediğin adamın sevgilisi yani gelecekte ki eşiyim.”Kızın suratının kızarmasını saniyesi saniyesine izledim.Yanında kadın bulunan birisine göz koyarsa böyle kızarırdı işte.

Kız elini elimden çekmeye çalışınca canını acıtmak istercesine daha sert sıktım.Bir kaç saniye öyle sıktıktan sonra elini bıraktım.Böyle bir insana daha fazla dokunamazdım.

”Ve benden sana bir abla tavsiyesi tatlım.Yanında kadın bulunan bir adama göz koymaya çalışma.Seni o çıktığın deliğe geri sokarlar çünkü.”Kızın suratı kırmızıdan mora dönerken yanında ki esmer arkadaşı durumu fark ederek onu kolundan tutmuş ve yanımızdan ayrılmışlardı.

Ama ben sinirle soluyordum.Ta ki ayçanın heyecanlı sesini duyana kadar.

”Yenge süperdin.”dedi hayran bir sesle.”Resmen kız kademe kademe renk değiştirdi.”Bu sözlerle övünebilirim ama şuan oldukça huysuzdum.Araza baktım.Gururla bana bakıyordu.Ama ben ona da sinirliydim.

Ne var yani çıkıp da benim sevdiğim var bakmayın dese.Hep ben mi laf sokacağım canım!

”Benim güzeller güzeli Minelam beni yılanlardan da mı korurmuş ?”Sesini duysam da yüzümü ona dönmedim.Ayçanın sesi araya girdi.

”Tamam tamam tamam anlaşıldı siz cilveleşme moduna geçeceksiniz.O zaman ben arkadaşlarımın yanına geçiyorum.”diyerek ayrılmıştı yanımızdan.

”Yavrum bir bak hele.”Omuz silktim.

”Bakasım yok.”

“Ne yapasın var ?”

”Sırtına kocaman bir şekilde Yaklaşmayın hatunum var diye yazıp asasım var Araz.İzin verecek misin ?”Minik bir kahkaha attı.

”İstiyorsan yaz.Gıkım çıkmaz.Ama bununla uğraşmak yerine parmaklarımıza birer yüzük de takabiliriz.Hani şu alyans olanından.”

”Git başımdan.”Dediğimi yapıp sesini çıkarmadı ve öylece bekledi.Biraz sonra yonca anne ve Osman dede de gelmişti zaten.Ben onlarla sohbet ederken vakit geçmişti ve öğrenciler yavaş yavaş kendi planları için mekandan ayrılmaya başlamışlardı.Ayça da arkadaşlarının yanından ayrılıp bize doğru geldi.

”Sevgili ailem şimdi biz arkadaşlarımla kutlama yapmak için minik bir mekan ayarladık.İzninizle bu kız oraya geçecek.İşim bitince haberleşiriz.”dedi ve bize bolca öpücük göndererek yanımızdan ayrıldı.

”Eee siz ne yapacaksınız anne ?”diye sordum Yonca annelere hitaben.

”Bizim merkez de oturan bir akrabamız var.Hazır yayladan inmişken oraya da uğrayalım diyoruz.Oradan sonra da eve geçeriz zaten.Siz bize bakmayın keyfinize göre takılın.”Benden önce araz cevap verdi.

”Tamam annem,o zaman ben sizi gideceğiniz yere bırakayım.Sonra biraz Minela ile gezeriz.”Beraber toparlanıp arabaya ilerledik.Yonca anne ve Osman dede önde ilerliyorlardı.Bizde yan yana arkadan gidiyorduk.

Araz elimi kavradığında sımsıkı tutundum eline.Ben dünden razıydım bu sıcaklığa.

******

Arabanın canımdan etrafı izliyordum.Yonca anneleri gidecekleri yere bırakmıştık ve araz şuan beni bir yere götürüyordu.İkimizde sessizdik.

“Yavrum ne bu sessizlik ?”diye sordu Araz.Bakışlarımı camdan ayırıp ona çevirdim.

”Bilmem.Buranın manzarasını görünce sadece ona odaklanasım geliyor.”Gözünde ki gözlükleri çıkarıp yeşillerine bakmamı sağladım.

”Senin manzaran bu gözler,güzelim.Dalacaksan buraya dal.”Hafifçe kıkırdadım.

”Çok mütevazisiniz araz bey.”

”Teşekkür ederim Minela hanım.”

Aklıma gelenlerle telefonumu çıkarıp İnstagrama girdim.Arazla en güzel çıktığımız bir kaç fotoğrafı seçtim ve paylaştım.Altına da yeşil kalp koymuştum.Fotoğrafı paylaşalı iki dakika olmamıştı ki abimin aradığını görünce dudaklarımı kemirdim.Sakin bir şekilde cevapladım aramayı.

”Efendim abi ?”der demez onun gür sesimi duydum.

”Ulan bu herif sana niye bu kadar yakın ?!”Bağırışı kulağımı ağrıtınca telefonu biraz kendimden uzaklaştırdım.

”Abicim yakın falan değil.Sadece yan yana fotoğraf çekindik.”

”Nasıl değil ?Onun eli senin belinde senin elin onun omzunda!”

”Ama abi çok tatlı çıkmamış mıyız ?”

”Abisinin bir tanesi sen beni delirtecek misin ?”

”Yok,asla!”

”İyi o zaman şimdi telefonu yanında ki komutan bozuntusuna ver.”Tedirgin bir şekilde baktım.Araz abimin bağıran sesini duymuştu o yüzden telefonu almak için elini uzattı.

Telefonu ona verdiğimde kulağına götürdü.Ama telefonu kulağına götürmesi ile yüzünü buruşturarak geri çekmesi bir olmuştu.Abim telefondan bir şeyler söylerken araz sakince onu dinliyordu.Ben tam anlamıyordum ne dediğini.

En sonunda abim telefonu arasın suratına kapatınca araza baktım.

”Ne oldu Araz ?Abim kötü bir şey mi dedi ?”

”Yok güzelim.Sadece biraz içini boşalttı o kadar.Bana karşı biraz doluymuş sanırım.”Arazın bu sözlerinden anlamıştım ki abim araza sadece sövmüştü.Bu adama ne dersem diyeyim araza karşı olan inadı gidecek gibi değildi.

Araba bir yerde durduğunda etrafa baktım.Sanırım burası çarşıydı.Araz arabadan inince bende inecektim ki koşarak gelip kapıyı benim için açtı.

Bu minik jeste de hemen erime be kızım!

Kibar bir şekilde gülümseyerek arabadan indim.Bulunduğumuz yer evet bir çarşıydı.Minik minik her çeşit dükkan vardı.Arazla el ele tutuşarak çarşıda yürümeye başladık.

Güzel bir şey gördüğüm zaman arazı durduruyordum sonra da elimde ki poşetleri taşıması için ona veriyordum.Yine ilgimi çeken bir dükkanın önünden geçerken arazı durdurdum.Minik bir dükkandı ve içerisi de kalabalıktı.Araza baktım.Elleri yeterince doluydu.

”Canım sen burada bekle ben minik bir şey alıp çıkacağım.”Dükkanın içerisine girip kolyeler kısmına yöneldim.Burada istediğiniz harflerden oluşturabileceğiniz kolyeler vardı.

Bir tane M harfi bir tane de A harfi seçtim.Aralarına da kalp seçmiştim.Bunları alıp kasa da ki görevliye taktırdıktan sonra kendime özel kolyem hazırdı.

Aslında isimlerimizi de yazdırabilirdim ama öyle çok uzun olacaktı.O yüzden baş harflerimizi seçmiştim.Elimde minik kolye poşeti ile mutlulukla kapıdan çıktığımda kafamı kaldırdığım gibi onları gördüm.

Arazı ve ferihayı.

İlk önce gördüklerimi sorguladım.Bu gerçek miydi yoksa sadece benim bir kuruntum muydu ?Lütfen benim kuruntum olsun.

Ama değildi.

Baya baya gerçekti.Feriha denen kız araza bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.Araz kızın yüzüne bile bakmıyor sadece öylece duruyordu.Sakin olmak bir hayli zordu.

Tam biraz sakinleştim diyecektim ki o şey oldu.Feriha cadısı elini kaldırıp arazın koluna koyunca bende kayışlar koptu.

Minela sakin ol-

Sıçarım sakinliğine!

Öfkeli adımlarla yanlarına yürüdüm.Bugün iki kez bu olaydan yaşıyordum.Oraya vardığım an Ferihanın arazın kolunda olan elini tuttuğum gibi sıktım.Gülümsüyordum ama vahşice.

Feriha karşısında beni görünce afalladı.Sonra bana küçümseyici bir bakış attığında o gözlerini oymamak için zor duruyordum.

”Hayırdır sevgilim ?Seni rahatsız eden bir durum mu var ?”Diye sordum araza hitaben.Ciddi olduğumu ses tonumdan anlamıştı.O yüzden elimi tutarak beni geriye çekmeye çalıştı ama nafileydi.

”Yok.Onun rahatsız olacağı bir durum yok.Sen gelmeseydin gayet güzel bir şekilde konuşuyorduk.”dedi yılan.Herhalde bu sözlerle araza karşı kırılıp ona küseceğimi falan sanıyordu.Yanılıyordu!

”Bana bak kızım!”dedim net bir tonda.”Seninle oyun oynamayacağım.Benim sevgilimden uzak duracaksın.Öyle ya da böyle.Bunu kafana kazı.Biraz otur ve düşün.Sevdiği olan adama bakmak ne kadar utanç verici bir şey diye.Sonra da bir daha girme böyle toplara.”Sözlerimin ona hiçbir etkisi olmamış olmalı ki sırıtmaya devam ediyordu.

“Bence sen boşa havalara girme.İki günlük bir hevessin çünkü.Ben senden önce de vardım bu adamın hayatında.Çocukluğunu bile biliyorum.”Güya beni böyle şeylerden vurmaya çalışacaktı.Ama ben buna düşecek kadın değildim.

“Geçmiş geçmişte kaldı biz geleceğimize bakarız.Sana samimi bir şekilde söylüyorum kalbinde birisi olan bir adama bakmak senin kendi gururunu hiçe saydığını gösterir.”Hani insan bu dediklerime biraz alınırdı değil mi ?Ama bu kız hiç alınmadı!

“Sana mı kaldı be benim gururum sorgulamak ?Senden önce ben sevdim onu.”Kendimi tutamayıp saçlarına yapışacaktım ki araz arkadan belimi tutarak beni kendisine çekti.Sonra kulağına fısıldadı.

“Yapma güzelim.Kanma onun bu oyunlarına.Bilerek seni kışkırtıyor,herkese seni vahşi birisi olarak göstermek istiyor.Benim melek gibi minelamı kötülemeye çalışıyor.Bırak çabaları boşa gitsin.Tut elimi çıkalım buradan.Millet asalet görsün.”Sözleri bir nebze olsun sakinleşmemi ve rahatlamamı sağlamıştı.

Haklıydı.Şuan bu kızı dövecek olmam bir işe yaramayacaktı.Burada ki sınırlı süremiz boşa gitmiş olacaktı.Arazı kafamı sallayarak onayladığımda ellerini belimden çekti.Elini tutup son bir kez kıskançlıkla bize bakan kıza baktım.

“İstediğin kadar hayal kur.Herkes düşünür,Minela alır.”Bu son sözlerimdi.Sevdiğim adamın elini sımsıkı kavrayarak uzaklaşmıştım onlardan.

Ama tabi ki de bu sakinleştiğimi göstermiyordu.Dükkanların bulunduğu konumdan uzaklaşıp sahile gelmiştik.Sinirli miydim ?Kesinlike!

Arazın elini bırakıp önden yürümeye başladım.Ayağımı acıtan topuklulara kızarak onları çıkardım ayağımdan.Çıplak ayağım zeminle buluştuğunda resmen rahatlamıştım.Yumuşak zemin tüm bedenimi gevşetirsen topuklularımı elime alıp yürümeye başladım.Araz arkamdan geliyordu,biliyordum.

Esen rüzgarla saçlarım geriye doğru savruluyor,serinlememi sağlıyordu.Arkamı dönüp araza baktım.Gülümseyerek beni izliyordu.Bende gülümsedim.

“Artık ne yaparsın bilmiyorum ama elini çabuk tut kızılkurt!En kısa sürede önümde diz çöküp evlenme teklifi etmen gereken konular var!”

*******

Odada ki camdan Karadeniz’in dağlarını izleyerek bugün yaşadıklarımı düşünüyordum.

Çarşı da yaşadığımız olaydan sonra sahile gidip sinirle araza dönmem ve resmen bana hemen evlilik teklifi et demem tam bir faciaydı.

O sözleri hangi kafa ile söylemiştim bir fikrim yoktu.Sadece her kızın araza bakması sinirime dokunmuştu ve en sonunda böyle patlamıştım.

Daha bir kaç gün önce evlilik için erken biraz bekleyelim demiştim.Şimdi ise evlilik teklifi istemiştim.Aşk kafa karıştırıcı bir oyundu gerçekten.

Ben sahilde o sözleri söylediğimde araz gülmüştü sadece.Ama ciddiye aldığını biliyordum.Bu yüzden içimde garip bir heyecan vardı.

Şuan arazların evine gelmiştik çünkü uçağımızın kalkmasına beş saat vardı.Bu süreçte biraz uyumak ve dinlenmek istemiştik.Ama ben düşüncelerimden dolayı uyuyamıyorum.Uçağımız yine saat sabah dörtte kalkacaktı.

Araz hemen yan tarafımda ki odadaydı.Ben misafir odasına geçmiştim.Üzerimde ayçaya ait olan bir pijama takımı vardı.Saat epey geçti.O yüzden evde sessizdi.

Aklıma yine aynı sahneler geldi.Ya ben nasıl rezil bir insandım ya ?Adama gidip bana evlenme teklifi et dedim.Şimdi her an ya gelip bana şuan evlenme teklifi ederse diye düşünecektim.

Ya pat diye içeri girip evlilik teklifi ederse ?

Düşüncelerimi doğrulayacak şekilde odanın kapısı pat diye açılınca korkarak arkamı döndüm.

Hayır şuan olmaz lütfen!

Odaya giren araza şüpheyle baktım.Bu saatte odam da ne işi vardı acaba ?Ben onun uyuduğunu düşünüyordum oysa ki.Onu da uyku tutmamıştı demek ki.

”Araz senin ne işin var bu odada ?”diye sordum kısık bir sesle.Birisi bizi böyle görürse hoş olmayabilirdi.

Sırıttı benimki.Birde üstüme üstüme yürüyünce hayırdır diyesim gelse de sustum.

”Seni özledim yavrum.Bir bakayım dedim.Sende uyumamışsın.”

”Uyku tutmadı araz ne yapayım ?Ayrıca sen niye uyumadın ?”

”Minelam ben çok düşündüm.”diye başladı.”Bugün yaşadıklarımız hoş değildi.Uyuyamadım çünkü düşünmeden edemedim.Yaşadıklarımız için bana kırılmanı istemiyorum.Evet tepki vermedim çünkü senin beni o şekilde koruman ve benden hiçbir şüphe duymaman çok hoşuma gitti.Bir de çok ateşliydin orası ayrı bir mesele.Ama bana küsmedin dimi yavrum ?”Başını sağa eğerek sormuştu bu soruyu.Gülümsedim.

”Tabiki de küsmedim yeşil gözlüm.Evet bu olaylar beni çok sinirlendirdi,çok kızdım ama ben kalbimi verdiğim adamın sadakatine sonsuz güveniyorum.Başkası sevdiği olan bir adama göz koyacak kadar gurursuz ise bunda senin suçun yok.Ha ama bu sözlerimden de sana tolerans göstereceğimi falan sanma.Gözünün başkasına kaydığını fark ettiğim an alırım ayağımın altına.Kurtuluşun olmaz.”

Beni göğsüne çekince hemen sokuldum oraya.Kollarımı da beline sardım.Bugün yeterince kaotik şeyler yaşamıştım.Şimdi yuvam olarak gördüğüm yerde soluklanabilirdim değil mi ?

”Çimen gözlüm sen şimdi gitsen iyi edersin.Burada olman hoş değil.”dedim.Ama araz beni dinlemek yerine daha sıkı sarıldı.

Ama keşke beni dinleseydi.

Çünkü odamın kapısının açılmasının ve yonca annenin odaya girip bizi bu konumda görmesinin rezilliğini bir o anlardı bir ben.

O bizi fark edince öylece kaldı.Yanımda arazı beklemiyor olmalı ki kadın hareket bile etmiyordu.Bende onu beklemiyordum.

Hemen arazı ittim.Onun da yüzünde ayvayı yedik ifadesi vardı.Cidden yemiştik Ayvayı.

Ya da ayvayı değil birazdan yonca annenin dayağını yiyecektik.

Araz,”Anne bak açıklayabilirim-“diyecekti ki Yonca anne hemen sözünü kesti.

”Ula sen utanmıyor misin gecenin ha bu saatinde kizun odasına girmeye ?”Bu hikayede daha çok yanan kişi Araz olacak gibiydi ama hadi bakalım.

”Anne uyuyamadım bende bir Minelayı ziyaret edeyim dedim.”Yonca anne araza öyle bir bakıyordu ki ben korkudan hareket edemiyordum.

”Yalanini sevsinler fuşki yiyenin oğli.Ben sana göstereceğum uyumamayi.”Gerçekten bir şeyleri gösterecek gibiydi.Yoksa kenarda ki ne işe yaradığına bilmediğim ince sopayı alıp araza doğru yürümesinin başka bir açıklaması olamazdı.

”Anne bir durur musun-“Araz itiraz edemeden yonca anne ince sopa ile arazın bacağına vurunca gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

”Bak hala konişiyi utanmadan.”Yonca anne bir kere daha sopayı kaldırdığında araz kapıya doğru kaçmak için hareketlenmişti ama sopayı bu sefer poposuna yemişti.

Ortam müsait değil ben şuan anırarak gülemiyorum.Benim yerime siz gülün tamam mı ?

Araz elini poposuna atarak annesine şaşkın bir bakış attı.

”Anne Minela burada!Ayıp oluyor ha!”Ama yonca anne bunu umursuyor gibi durmuyordu.

”Ula defol git önümden.Ayıpmiş!Sanki kendu yaptiği ayip değul!”Araz odadan kaçarak çıkınca ben kurbanlık koyun gibi kalmıştım ortada.

”Anne sen bizi gerçekten yanlış anladın.Araz bir konuyu konuşmak için gelmişti.”

”Öyle olsa bile sen buna çok yüz verme kızım.Biraz deli fişektir ne yapacağı belli olmaz.”dedi şiveden çıkarak.

Ben o fişeği çok güzel sakinleştiriyorum annecim sen merak etme.

”Anne bana kızmadın değil mi ?”diye sordum emin olmak için.Kafasını iki yana salladım.

”Kızmadım kızım.Sen şimdi uyu ben burada nöbet tutacağım.”Gözlerim kocaman açıldı.

”Anne böyle bir şeye gerek var mı gerçekten ?”Bu sefer o güldü.

”Şaka yaptım ula şaka.Ama o uşak bir daha odaya gelirse bana sesleniyorsun.”

”Tamam anne.”Saçlarımı okşadı.

“Hadi iyi geceler yavrum.”diyerek odadan çıktı.Dakikalardır bastırdığım gülmemi serbest bıraktım.Arazın o hali hiç gözümden gitmeyecek gibiydi.

********

DADADADAMMMM

Bence mükemmel bir bölümdü.Oldukça da eğlenceliydi.Elime sağlık JDLWŞXŞA.

Siz ne düşünüyorsunuz bölüm hakkında ?Hemen alayım yorumları.

Sizce araz Minelaya nasıl bir evlilik teklifi edecek ?Bence basit bir şey beklemeyin derimmmm.

Minelanın asaleti hakkında ne düşünüyorsunuz ?Sevdiğini şu şekil koruyacaksın bacım.

Uzun bir bölümdü.Siz keyifle okudunuz ben zırlayarak yazdım KFLWŞXLAŞA.

Oy sınırını geçmenizi bekliyorum.Biliyorsunuz sınır arttı.Ama bu gerekliydi.

Diyecek başka bir şeyim kalmadı gibi.Sizin varsa buyurun söyleyin.

Sizi seviyorum))))

Yıldıza basmayı unutmayın 💕✨

Bölüm : 29.08.2025 14:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...