90. Bölüm

64.Tek eksik

Biryazarımm
biryazarimm

Oy sınırı;45*

(Yazım hatası varsa kusura bakmayın!)

Merhabaaaaaa

İki haftalık bir aradan sonra selamlar.Beni özlemişsinizdir umarım.

Direk açıklama yapıp sizi bölümle baş başa bırakacağım.Geçen hafta yaptığım duyuru da dize demiştim ki ard arda iki gün bölüm atacağım.En geç pazartesi gelecek demiştim ama bugün Salı gjeöxşaş.

Bunun sebebi birinci olarak yetiştirememiş olmam ikinci olarak da bir değişiklilik yapmış olmam.Atacağım ikinci bölümü önümüzde ki hafta atacağım bölümle birleştirdim.Hem upuzun hem de çok güzel olacak şekilde yaptım.Daha doğrusu yapacağım çünkü daha yazmadım.

Bölüm pazar günü gelecek arkadaşlar.Uzun derken 4-5 bin kelimelik bir bölümden bahsediyorum.Okuduğunuz bu bölümün iki katı olarak düşünebilirsiniz.

Planımız bir sorun çıkmadığı sürece böyle.Haberiniz olsun istedim.

Bölüm yine pek içine sinmedi ama zaten uzun süredir atmıyorum.Ama yapacak bir şey yok.

Bu arada hala oy sınırını geçmediniz.Çok gülünç bir durum değil mi ?Neyse benim yapacak bir şeyim kalmadı.

Şimdi sizi bölümle baş başa bırakıyorum.İyi okumalar …

******


Odanın kapısını çalarak içeri girdim.Bu sefer masada babamı ya da farklı bir adamı görmemiştim.Bizzat benim sevgilim olan yakışıklı yüzbaşı arazımı görmüştüm.

Ona özel bir oda yapılalı bir hafta oluyordu.Bu sebepten dolayı bir haftadır bulduğum her boşlukta bu odadaydım.Evet ben onun yanına bir kaç defa gelebiliyordum ama o çok yoğundu.Benimle kalma vakti bir kaç dakikayı geçemiyordu.

Ama her şeye rağmen bu odaya her geldiğimde kapının yanında ki yazıyı görünce içim kıpır kıpır oluyordu.

Yüzbaşı Araz KIZILKURT

Kapıda yazan isim tam olarak buydu.Çok yakışmıştı ona yüzbaşı olmak.Ciddiliği kat kat daha fazla artmıştı.Askeriye de de namı fazlası ile yürümüştü.Bu biraz hoşuma gitse de biraz sinirimi bozuyordu.Herkes ilgi duymamalıydı benim yeşil gözlüme.Ama buna engel olmak zordu.

Ellerimde ki evraklarla ona doğru ilerledim.Bakışlarını masadan ayırmış bana çevirmişti.Ama ciddiyetini bozmamıştı.Askeriye sınırları içerisinde insanların radarına girmemek için bana karşı yavru kedi olmamaya çalışıyordu.

Neyse ki ben onun o hallerine de fazlası ile aşinaydım.

”İstediğiniz belgelerin hepsini toparladım yüzbaşım.Bu da yeni yapılan operasyon raporu.İşleme de geçirdim bilginize.Başka bir isteğiniz var mıydı ?”Cıkladı.Sonra bakışları hasretle yüzümde dolaştı.Bende özlemiştim onu.

“Teşekkür ederim üsteğmenim.Son olarak timime onları eğitim sahasında beklediğimi iletin.Beş dakika içinde orada olsunlar.Birazdan geleceğim yanlarına.”

”Ne yapacağız ?”diye sordum merakla.Sonra birden resmiyeti bıraktığımı fark ederek tekrar konuşacaktım ki araz susturdu beni.

”Orası sürpriz.Ama sizi biraz denetlemem lazım.Şimdi çıkabilirsiniz.”Başımı sallayarak çıktım odadan.Onunla resmiyet yapmak hiç hoşuma gitmiyordu ama bu önemliydi.Çünkü duyguları işin içine karıştırmamak lazımdı.

Kısa bir mesajla herkese haber verdikten sonra eğitim sahasına çıkan ilk kişi ben oldum.Benden hemen sonra parlalar gelmişti.Artık yaz ayı bitmişti ve ekime girmiştik.Bu yüzden havalar soğumuştu.Şimdi ise esen rüzgar daha da zorluyordu.

Bir kaç dakika bekledikten sonra araz da giriş yapmıştı sahaya.Üzerinde üniforması ile gelmişti her zaman ki gibi.Onu süzmek son zamanlarda en sık yaptığım şeylerden bir tanesiydi.Kabus gibi geçen o bir ayda kaybettiği tüm kasları misliyle geri almıştı.Gözüme ise daha bir yakışıklı gelmeye başlamıştı.

”Rahat!”dedi gür bir sesle.Rahat pozisyonunu aldık.”Hazır ol!”yine dediğini yaptık.Eliyle bir işaret verdiğinde tekrar rahat bir pozisyona geçmiştik.

”Hepinizi buraya neden topladığımı merak ediyor olmalısınız.”Aslında merak etmiyordum.İçinde o olduğu sürece her amaçla toplanabilirdik.

”Bugün sizi küçük bir testten geçireceğim.Bazı sebeplerden dolayı uzun bir süre aranızda yoktum.Ama şimdi buradayım.Benim yokluğumda nelerin değiştiğini görmem lazım.Eksiğiniz fazlanız neyiniz varsa artık hepsini göreceğiz.”Benim bir eksiğim yoktu.Bazı anlar dışında sporlarıma devam etmiştim.Sadece bir iki kilo vermiş olabilirdim ama bunun bir etkisi olacağını sanmıyordum.

”Evet,kimden başlayalım ?”Ben hariç tüm parmaklar yiğithanı gösterdiğinde şaşkınlıkla karışık bir şekilde güldüm.Acaba yine ne olmuştu ?

”Vay hainler,”diye söylendi Yiğithan ağzının içinde.”Alt üstü minik bir şaka yaptım hemen intikam alın zaten.”Yiğithanın o minik şaka anlayışının pek de minik olduğunu düşünmüyordum.

”Hepiniz şınav pozisyonu alın.İlk hedef 100 şınav.”Anıl’dan bir yuh sesi geldiğinde araz yükseltti.

”Anıl 150 şınav çekiyorsun!”Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Üzerimde ki üniformanın ceketini çıkardığımda asker yeşili bir tişörtle kalmıştım.Ellerimi yere bastırarak şınav çekmeye başladım.Bir yandan da sayıyordum.

Araz hepimizin önünde ilerlemeye başladı.Sadece ayaklarını görüyordum.Postalları yüzümün hemen önünde durduğunda bakışlarımı zorda olsa yukarı kaldırdım.Gözlerini dikmiş beni izliyordu.

”Hayırdır komutanım,çok mu beğendiniz ?”diye sordum sırıtarak.O da hafifçe gülümsedim.

”Fazlasıyla beğendim.”dedi ama sesi kısıktı.Diğerleri duymasın diye kısık konuşmuştu.Dikkatimi dağıttığı için gözlerimi tekrar yere indirdim.Yoksa birazdan dayanamayıp bırakacaktım.

Şınavımı bitirdiğimde yere oturarak ellerimi yanlarına yerleştirdim.Benim gibi diğerleri de bitirmişti ama Anıl hala çekiyordu.O da bitirdiğinde iki dakika boyunca biraz soluklanmıştık.

”Mekik pozisyonu al başla!İlk hedef 100.”Vakit kaybetmeden başlarken araz yine hepimizi tek tek izliyordu.Gerçekten eksiklerimizi not alıyor gibi bir hali vardı.

Yarısını tamamladığında şakaklarımdan terler akıyordu.Havanın soğuk olması bir şeyi değiştirmiyordu çünkü sarfettiğimiz efor fazlaydı.

Araz yine benim önümde durduğunda bu sefer dizlerimin önüne çökmüştü.Kafamı kaldırdığım zaman onunla göz göze geldim.Sonra tekrar yere yattım.Tekrar kalktım.Bu süreçte arazın yaptığı tek şey beni izlemekti.

”Bakmayın öyle komutanım,dikkatim dağılıyor.”dedim imayla.Gülümsedi yine.

”Bu kadar kolay dağılan bir dikkatle üsteğmen olmanız şaşırtıcı gerçekten.”Alaylı bir şekilde güldüm.

”Öğrencilik yıllarımda yeşil gözlü bir komutanım yoktu.Mazur görün lütfen.”Ona göz kırptığımda boğazını temizleyerek kalkmıştı çöktüğü yerden.Eğer kalkmasaydı biraz sonra hanımcı kişiliğine bürünecekti çünkü.

”Adamı iki dakika da ne hale getirdin kız sen ?Valla helal olsun.”Yanımda mekik çeken parlanın kıkırdayarak söylediklerine bende güldüm.

”Seninde benden aşağı kalır yanın yok.Artık nasıl bir büyü yaptıysan göktuncun gözlerinden kalpler çıkıyor.”O da güldü bu sefer.Parla gerçekten güzel bir kızdı ve bu göktuncun ona aşık olmasının minik de olda bir nedeniydi.Öğrencilik yıllarında sayısız çıkma teklifi edilmişti parlaya.

”Dedikodunuzu evde yapın hanımlar,burası askeriye.”dedi diğer tarafımda duran Sinan.Gözlerimi kısarak baktım ona.

”Tüh ya!”dedim üzüntülü bir sesle.”Oysa bizde sana kısmet bulmuştuk,ondan bahsediyorduk.”Bu sözlerime sevinçle tepki vermesini en azından bu fırsatı kaçırdığı için üzülmesini beklemiştim ama öyle olmadı.Bu sefer fazlası ile sakin ve umursamazdı ses tonu.

“Bulmanıza gerek yok.Kısmetim bir gün ayağıma gelir zaten.”Dışarıya göre normal ama bize göre anormal cümlelerdi bunlar.Hele ki bunu sinanın söylüyor olmadı her şeyi daha da garipleştiriyordu.

”Ara vermiyoruz devam ediyoruz!”diye uyardı araz bizi.Hemen toparlanıp devam ettim.Hepsini bitirdiğimde diğerleri de bitirmişti.

”Şimdi minik ısınma turunu tamamladığımıza göre diğerine geçelim.Sizi şöyle sahaya alayım arkadaşlar.”İşaret ettiği yer parkurdu.Bunu yapacağımızı zaten biliyordum.

Parkurun başlangıç noktasına ikişerli sıra halinde dizildik.En önde ben ve parla arka da Sinan ve Kaan onun arkasında Anıl ve Yiğithan en arkada da Kenan abi vardı.

”İlk hedef beş tur.Başlayın!”Parlayla aynı tempoda koşmaya başladık.Engelleri de çok vakit kaybetmeden atlatmaya çalışıyorduk.Bir turu bitirmemiz bile bir hayli zaman almıştı.Tekrar tekrar başa döndüğümüzde bu böyle ilerleyip devam etmişti.

Nefes nefese son turu da bitirdiğimizde ellerimi dizlerime koyarak öne eğildim.Nefes nefese kalmıştım ve çok fazla terlemiştim.Üzerime üzerime esen rüzgar ise beni korkutuyordu.Çünkü hasta olmak gibi bir hataya düşmek istemiyordum.Kamuflajımı bıraktığım yere ilerlerken birden omuzlarımın üzerine bir şey bırakılmıştı.

Bir ceket.

Belki bu ceketin kime ait olduğunu anlamam zor olabilirdi ama burnuma dolan koku algılarımı anında açmıştı.Ceketin sahibini tanımamak bu noktadan sonra mümkün değildi.Omuzlarımda ki kamuflajı düşmemesi için sıkıca kavrarken yüzümü araza döndüm.

”Üşüme,”dedi önce.”Üşürsen üzülürüm.Hasta olursan da kahrolurum.”Cilveli bir bakış attım.

”Peki hasta olursam bana bakar mısın ?”

”Başında bile sabahlarım.”

”Peki çorba da yapar mısın ?”

”İstediğin tüm çorbaları hemde.”

Kesinlikle bu adamla evlenmem gerektiğini düşünüyordum.Sırada ki sorum peki bana nikahı basar mısın da olabilirdi ama kendimi durdurmuştum.

“Beş dakika mola veriyoruz,sonra devam edeceğiz.”dedi araz time doğru.Ceketin içinde kaybolan kollarıma bakınca gülesim gelmişti.Aramızda dev bir cüsse farkı vardı.Hulk gibi bir adama sahiptim mübarek.

”Susadın mı yavrum ?”diye soru araz.Kafamı onaylarcasına salladığımda şişe suyu uzatmıştı bana.Suyu içtikten sonra şişeyi tekrar ona uzattım.

“Şimdi atış talimi mi yapacağız ?”diye sordum.Kafasını salladı.

”Biraz atış yaptıktan sonra serbest bırakacağım sizi.Yapmam gereken gözlemleri yaptım zaten.”

”Hmm,peki benim eksiğim var mı ?”

”Hemde çok büyük bir eksiğin var.”Şaşırmıştım çünkü beklemiyordum.Merakla ona bakarken o sırıttı.

“Elinde bir yüzük eksik.O da olsaydı her şey dört dörtlük olacaktı.”

“Kusura bakmayın komutanım ama,kendi kendime alyans alamam.Önce bir sevdiğimin olması lazım.”

”Yok mu sevdiğin ?”

”Bilmem.Varla yok arasında bir şey.”Bu noktada kaşlarını çatmıştı.Bir şeyleri sorguluyor olmalıydı.Kafasını biraz yakınlaştırarak kulağıma fısıldadı.

”Anlaşılan varlığımı fark ettirmem gereken durumlar var.Bunu en iyi şekilde kanıtlayacağıma emin olabilirsin güzelim.”Ben ona şaka yapmıştım ama o ciddiye almıştı.Üstelik sözlerinden dolayı utanmıştım

”Ama yeşil gözlüm sana da şaka yapılmıyor.Hemen utandırıyorsun!”diye yakındım yüzümü başka bir tarafa çevirerek.

Kısık gülüşünü duydum önce.Sonrasında elini çeneme yerleştirerek yüzümü çevirmeye çalıştı ama izin vermedim.

”Dön de bir bakayım,kızarmış mısın ?”Dönmedim yine.Çok kızardığımı düşünmüyordum ama inadım inattı.Göz ucuyla kolumda ki saate baktım.

”Molamız bitmiş komutanım.Benimle uğraşmanızı sonraya saklayabilirsiniz.”Yüzüne kısa bir bakış atıp diğerlerinin yanına gittim.Hemen arkamdan da araz gelmişti.

”Atış sahanına geçin,talim yapacağız.”Hepimiz teker teker hedeflerin bulunduğu kısma ilerledik.Kenarda duran tabancamı kavradıktan sonra güvenliğini açtım.Hepsi benim gibi silahları almışlardı.Araz da kenarda duran silahı aldıktan sonra karşısında ki bozuk süt şişelerine baktı.Sonrasında baştakini hedef alarak vurmuştu şişeyi.Vakit kaybetmeden diğerlerini de kırdı.Silahı beline yerleştirip bana göz kırptığında sırıtmıştım.

Araz şişeleri vurmuştu ama bizim önümüzde normal atış tahtaları vardı.İlk kurşun Kenan abiden geldiğinde herkes tek tek başlamıştı.

”Atış yaparken odaklanmanız gereken şey sadece ve sadece karşınızda ki hedef olmalı,”dedi Araz yüksek bir sesle.”Dikkatinizi dağıtacak en küçük şeyden kaçınmalısınız,en küçük hata bir başka şeye sebep olabilir.Burada hataya yer yok,vur ve öldür bu kadar!”Ardından Yiğithana döndü.

”Başla yiğit!”Yiğithan on ikiyi hedef alarak Atış yaptığında kurşun on ikiden biraz uzak bir noktaya denk gelmişti.

”Odaklanamdım komutanım.”dedi Yiğithan kısım bir sesle.

”Odaklanacaksın,kafanı zihnini düşüncelerini her şeyi bir kenara bırakacaksın!Sen o çatışma da canın için vatanın için dostların için savaşırken sana bunun için süre vermeyecekler.Vakit yok,hata yer yok konu vatan olunca elin dahi titremeyecek!”Yiğithana tekrar atış yaptırdığında bu sefer hedefi vurabilmişti.Herkes tek tek atış yaparken araz bizi gözlemliyordu.

Bende silahı kaldırıp on ikiyi hedef aldım.Tek gözümü kapatarak doğru anı bekledim.Kurşunu sıkacağım sırada ensemde hissettiğim nefes ile dikkatim dağılmış ve kurşun farklı bir yöne gitmişti.Kaşlarımı çatarak arkamı döndüm.Araz karşımda durmuş düz bir ifade ile bakıyordu.

”Komutanım ne yapıyorsunuz,dikkatim dağıldı.”Mümkünmüş gibi bir adım atarak daha fazla dibime girdi.

”Dağılmayacak,dikkatin tam anlamı ile hedefinde olsaydı dağılmazdı.Şimdi tekrar dene.”Bir nefes vererek önüme döndüm.Silahı doğrultup tekrar hedef aldım.Arazın sıcak nefesini yanağımda hissedince irkildim.Yüzü hemen yüzümün yanındaydı.

”Ne yapıyorsun araz,bile bile dikkatimi dağıtıyorsun!”Masumum dercesine ellerini kaldırdı.

”Ben bir şey yapmadım.Sadece seni her koşula hazırlamaya çalışıyorum.”Sabır çekerek tekrar hedefe odaklandım.Hala dibimdeydi ve çekilecek gibi durmuyordu.

”Bari kafanı biraz öteye çek,bakış açıma giriyorsun.”dedim en huysuz halimle.Gerçekten huysuzdum.Gülerek hafifçe geriye çekildi ama hala yan yanaydık.

”Bak güzelim,”dedi Araz.Sonrasında silahı tutan ellerimi kavrayarak benimle beraber silahı tuttu.”Şuan bana sinir oluyorsun ama koşullar böyle.Bu kurşunu bana sıkma diye açıklama yapıyorum.Sende beni anla biraz.”İkimiz de hedef odaklandığımızda yandan bir bakış attım.

“Sizce de basit bir askerle gereğinden fazla yakın değil misiniz yüzbaşım ?”Diye sordum ima ile.Yüzünde yamuk bir gülümseme belirdi.

”Sana basit bir asker olduğunu kim söyledi.Sen benim hayatımı kapsıyorken nasıl basit olabilirsin ki ?”Hemen dibimde olan yeşillere bakıp bir kaç kez iç çektim.Çok seviyordum ben bu adamı.Sinir ediyorduk birbirimizi ama çok seviyorduk.

”Komutanlarım burada tüm askeriyenin sizi izlemesini istemiyorsanız güzel anlarınızı dışarı da da yaşayabilirsiniz.”diye bağırdı Anıl.Haklıydı çünkü askeriyedeydik.Ama ister istemez ona çekiliyordum ve buna hiçbir şekilde engel olamıyordum.O da bu konu da bana hiç yardımcı olmuyordu.

Son kez hedefe kitlenip kurşunu sıktığımda bu sefer on ikiden vurmuştum.Araz benden ayrılarak uzaklaştı.O da görmüştü hedefi vurduğumu.Bu sefer gülümseyerek göz kırpan taraf bendim.

Benim yanımdan ayrılıp Atış için diğerlerinin yanına gittiğinde bende kendi kendime bir kaç atış daha yapmıştım.Eğitimin sonuna geldiğimizde vakit epey bir geçmişti.Araz yanımızdan ayrılırken biz de artık serbesttik.

Çıkış saatim yaklaştığı için burada ki duşakabinlerden birisine girip hızlı bir duş almıştım.Üzerime klasik bir pantolon ve kazak giymiştim.Saçlarımın nemini bir havlu ile aldıktan sonra tek örgü yapıp bırakmıştım.

Çantamı alıp koluma taktıktan sonra odadan çıktım.Önce arazın yanına uğrayıp onun ne zaman çıkacağını soracaktım.Eğer işi bittiyse beraber gidebilirdik eve.Odasının önüne gelip kapıyı çaldım ve içeri girdim.

Odada yalnız değildi.Masasının önünde duran bir kadın vardı.Üzerinde ki kıyafetten anladığıma göre temizlik görevlisiydi.Yüzünü göremiyordum,görebildiğim tek şey çakma sarı saçlarıydı.

Masaya yaklaşıp kadını yanında durdum.Artık yan profilini görebiliyordum.Arazın bakışları bendeydi.

”Sizinle önemli bir şey konuşmaya gelmiştim yüzbaşım.”dedim bastıra bastıra.Konuşacak bir şeyim de yoktu.Ama bu kadından haz etmemiştim.Ayrıca neden bu odadaydı ve neden gitmiyordu ?

”Tabi konuşalım üsteğmenim,kahve için teşekkürler Ceren hanım,çıkabilirsiniz!”Araz kadına kibar bir şekilde kapıyı işaret ettiğinde ona ters bakışlar atıyordum.Onca asker varken neden bu kadın getiriyordu kahveyi ?

”Ne demek Araz bey,afiyet olsun.Beğendiyseniz her zaman yaparım.Artık buralardayım.Umarım sık görüşürüz.Sizinle görüşmekten onur duyarım.”Elim ayağım boşalır gibi olduğunda çantamı kadının kafasına geçirmek istemiştim.Baya baya arazla görüşmek istediğini söylemişti!

Arazın bedeninin gerildiği belliydi.Onu geren şey benim burada oluşum olabilirdi.

”Görüşmeyin Ceren hanım,siz bu askeriyeye sadece görevinizi yapmaya geliyorsanız görevinizi yapın.Yeni olduğunuz için alışamamış olduğunuzu düşünüyorum ama merak etmeyin ben seve seve alıştırırım.Tanımadığınız her adama da göz koymayın.Hele ki benim sevgilime asla!”Kadını yaka paça odadan çıkarmamak için çabalarken sesim şaşırtıcı bir şekilde sakindi.Araz oturduğu yerden kalkmış ve yanıma gelmişti.Bir elini belimde hissettiğimde şaşırmıştım doğrusu.

”Çıkış orada.”dedi Araz sadece.Kadın başka bir şey demeden çıkıp gitmişti odadan.Arazın belimde ki elini iterek ona döndüm.Tabiki ona da sinirliydim.Ben burada olmasam kadın belki de dakikalarca onunla konuşmaya çalışacaktı.

”Güzelim valla kızma bak gördüğün gibi ben bir şey yapmadım.”diye hemen savunmaya geçti.Çantamı koltuğa atıp ellerimi belime yerleştirdim.

”Gördüm tabi gördüm!Eğer bir şey yapsaydın kadın bunları söyleyecek yüz bulmazdı zaten.Kahve isteyecek başka kişi mi kalmadı ?Hadi diyelim istedin getirdi sadece saol diyip onu odadan yollaman gerekiyordu.Ne zamandan beridir insanlara yumuşak davranıyorsun sen ?!”diye sordum hışımla.Ellerini ensesine götürdü.

”Ben daha bir şey demeden sen girdin odaya birtanem.Sonrasında tamamen sana odaklandım kadın umrumda bile olmadı.”Evet bakışları tüm o süreç boyunca benim üzerimdeydi.

”Sinir oluyorum şu duruma!”diye yükseldim.”Ya ben daha ne yapabilirim,nereye gitsek illa birisi çıkıyor!Gerçekten çıldıracağım,seni kendime mi kelepçeleyim daha ne yapayım-“Haklı yükselişlerim arazın birden belimden tutup kendime çekmesi ile son bulmuştu.Tatlı tatlı bakıyordu gözlerime.

”Hiç bakma öyle!Sana da sinirliyim,daha önce de dedim sana biri gelirse sevgilim var gidin de diye.Niye demiyorsun ?Ciddi değil misin sen benimle ?”Son sözlerimle kaşları çatılmıştı.

”Tabi ki ciddiyim,ayrıca bunu en yakın zamanda sana kanıtlayacağım.Çok az kaldı merak etme.”

”Orasını bilemeyeceğim.Ama bir daha böyle bir şey olursa hiç sakin kalmayacağımı bilmeni isterim.”

”Senin bu tepkilerin benim çok hoşuma gidiyor,”dedi arsızca.”Kız diye söylemiyorum ama sinirli halin ayrı bir şey.O yüzden sen varken ben tepki vermemeyi tercihe ediyorum.Seni izlemek her şeyden daha zevkli.”

”Eve gidiyorum gelecek misin diye sormaya gelmiştim ?”

”Geleyim mi ?”diye sordu.Bilmem dercesine baktım.

”Sen nasıl istersen.”

”Geleyim geleyim,işim de bitmişti zaten.Eve geçmeden yemek de yiyelim mi ?”

”Olabilir aslında.Çok sevgili komutanım sağolsun bugün çok yoruldum.”dedim gözlerimle onu işaret ederek.Gülerek ceketini ve telefonunu aldı.

”O zaman gidelim ve sana şöyle güzel bir yemek ısmarlayayım.Sonra istersen yorgunluğunu da alırım.”dedi göz kırparak.Cilveli bir bakış atıp arkamı döndüm ve odadan çıktım.O da hemen peşimden gelmişti.

Beraber güzel bir yemek yedikten sonra biraz yürüyüş yapıp eve geçmiştik.Şu sıralar onunla vakit geçirmek bana çok iyi geliyordu.Yeni yeni şeyler yapıyorduk ve bolca anı biriktiriyorduk.

Ama yaşadığımız bunca şeyin sadece bir anı olarak kalmasını istemiyordum.

Kalmaması içim elimizden geleni yapacaktık.

*****
Tekrardan ben geldimmm

Bölüm çok uzun değildi gördüğünüz üzere.Artık anca bu uzunlukta yazabiliyorum.Bu bile zor oluyor yani.

Bölümü beğendiyseniz yorum yapmayo ve oy vermeyi unutmayın.Oy sınırını lütfen geçin.

Sırada ki bölüm benim için özel bir bölüm.Uzun yazmayı planlıyorum.İnşallah olur.Yapabilirsem gerçekten güzel bir bölüm olacak.Aslında yazacağım sahneler iki ayrı bölüm olacaktı ama ben birleştirmek istedim.

Bölüm tarihi pazar günü.Bu pazar gelecek yani.Pazar gününe yetişmek zorunda çünkü o gün olması lazım.Sebebini anlayacaksınız zaten.

Siz nasılsınız ?Hayat nasıl gidiyor ?Umarım iyidir.

Diyecek başka bir şeyimiz olmadığına göre ben gidiyorum.Biraz ağlayarak felsefe çalışacağım ckelcşwşxşa.

Sizi seviyorum))))

Yıldıza basmayı unutmayın ✨💕

Bölüm : 07.10.2025 17:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...