
12.10.2025
”Yiğithan,Anıl!Vaktimiz daralıyor hadi hızlı olsanıza!”diye bağırdım içeriye doğru.Kendi hallerinde tartışan ikiliye sesim ulaşmamıştı bile.
”Ay gerçekten fenalık geçireceğim ben bana bir şeyler oluyor,”diyerek yanda ki o sandalyeye oturdum.Sonra elbisemin kırışabileceği ihtimali zihnime düşünce tekrar ayaklandım.
“Aşkım sen bir sakin olur musun ?”dedi Sumru yanıma gelerek.Elinde bağlamaya çalıştığı kalpli bir balon vardı.Sadece onun elinde değil bulunduğumuz mekanın her yerindeydi bu balonlar.
Peki bu balonlar neyin nesi diye soracak olursanız cevaplayayım,bugün benim biricik sevgilimin doğum günü!
”Nasıl sakin olayım Sumru ?Doğru düzgün hiçbir şey hazır değil.Araz birazdan gelecek.Bu elbiseyle oradan oraya koşamıyorum bile ya!”diye söylendim.
Bordo renginde şık bir elbise giymiştim.Hafif düşük omuzlu bir elbiseydi ama sadeydi.Belinde zarif bir kemer detayı vardı.Ayaklarıma her ne kadar can çekişsem de topuklu giymiştim.Saçlarımı ise hafif dalgalı yapıp açık bırakmıştım.
Sumru omzularımdan bastırarak sandalyeye oturmamı sağladı.Kalkmaya yeltendiğimde izin vermemişti.
”Bak şimdi sen burada oturuyorsun ve ben gidip her şeyi tamamlıyorum anlaştık mı ?Hem çok güzel olmuşsun o suratına da bir tebessüm çizersen çok daha güzel olacaksın.”Surat asmaya devam ettim.Birazdan sinirden ağlayabilirdim.
”Olmuyor işte olmuyor!İlk defa sürpriz yapıyorum ben ona,her şey çok güzel olmalı.”
”Tatlım en başta sen sakin olacaksın.”diye yanıma geldi parla.”Ayrıca her şey neredeyse bitti.Demir abi içeride biraz yargı dağıttı ama hallettik sorun yok.”Aramızda abimde vardı.Ona bu sürprizimden bahsettiğimde kabul etmeyeceğini sanarken o beni bir hayli şaşırtmıştı.
”İyi bari bende son kontrolü yapayım.”diye kalktım sandalyeden.Daha sakin bir biçimde eksik var mı diye kontrol etmiştim ama neredeyse her şey hazırdı.Bir tek yeşil gözlüm eksikti burada.
Fazlasıyla kalabalıktık şuan.Yakınımız olan herkes buradaydı.Bir tek banam eksikti ama o da sonradan dahil olacaktı aramıza.Şuan mekanda timdekiler,Kenan abinin eşi ve oğlu,Sumru,abim olmak üzere bekliyorduk.
Adımlarımı pencereye balon asmaya çalışan abimin yanına ilerlettim.Bugün her işe bir yardımı dokunan tek kişi abimdi.
”Abi,”diye seslendim ona.Kafasını eğip aşağı baktı,sonra gülümsedi.
”Söyle abisinin gülü.”
”Teşekkür ederim.”dedim birden.Çok duygulanmıştım onun bu hallerine.Çünkü bu gözler abimin sevgilimi yaka paça dövdüğü günleri de görmüştü.
”Lafı bile olmaz güzelim.Sen yeter ki mutlu ol.Ben o kenafir göz için balon bile asarım.”Sandalyeden aşağı indiğinde sımsıkı sarılmıştım ona.Sonra saati fark edince hemen ayrılmıştım.Arazın buraya gelmesine çok az vakit kalmıştı.
Onu buraya gelmesine ikna etmek zor olmuştu.Her an bir şeyden şüphelenecek diye çok korkmuştum ama şuan bir şey sezdiğini sanmıyordum.Onu buraya telefonla çağırmıştım.Ve en ciddi halimle ‘attığım konuma gel araz,konuşacağız.’demiştim.O benim bu kadar ciddi konuşmama afallamıştı.Sadece tamam geliyorum diye cevap vermişti.
”Arazın arabası geldi.”Göktuncun sesini duyunca heyecandan kalbim çıkacaktı.Araz gelmişti ve birazdan burada olacaktı.
”Hazır mısınız ?Herkes hazır mı ?Yerlerinize geçin,Kaan ışığı söndür.Hadi hadi hızlı olun!”diye seslendim onlara.Hepimiz masanın etrafına dizildiğimizde en ortada ben vardım.Işıklar sönünce her yer kapkaranlık olmuştu.Sadece pastanın mumları hafif bir ışık sağlıyordu ki o da çok azdı.
Kalbim küt küt atarken mekanın kapısı açıldı.Kimseden çıt çıkmıyordu.Biraz sonra arazın “Minela ?”diyen sesini işittim.Adımları bize yaklaştığında Kaan ışığa uzandı.Tam masanın önüne geldiğini hissettiğimizde ışığı açmıştı ve hepimiz tek bir ağızdan bağırmıştı.
”Sürpriz!”Araz üstüne dökülen konfetilere ve bize büyük bir şaşkınlıkla bakıyordu.Hepimiz beraber alkışlamaya başladık.
”İyi ki doğdun araz!”dedi herkes.Arazın bakışları tek tek hepimizin üzerinde dolaşıp bende durmuştu.
”Siz..”diye bir şeyler mırıldandı ama devamını duymamıştım.Masanın etrafından dolanarak yanına gittim ve karşısında durdum.
”İyi ki doğdun sevgilim.”Bunları söyledikten sonra sımsıkı sarılmıştım boynuna.Bir kaç saniyenin ardından eli belimi bulmuştu.Kollarımı boynundan çözmeden yüzümü geriye çekip ona baktım.
”Bence de iyi ki doğmuşum.Şuan buna karar verdim.”diyince kıkırdadım.Ondan ayrılıp elini tuttum ve masanın biraz daha yakınına getirdim.Onun için çok güzel bir pasta yaptırmıştım.Üzerinde ise aynen şu yazıyordu;
İyi ki doğdun canımın içi.
Pastanın üstüne ne yazdırmam konusunda çok kafa yormuştum ama en sonunda bu sade cümleye karar vermiştim.Sade ve güzeldi bence.
“Beğendin mi ?”diye sordum merakla.Gözleri masada ve süslediğimiz yerlerde geziniyordu.Bakışlarında garip bir duygu vardı.
“İlk defa birisi doğum günümü böyle kutluyor.Normalde pek kutladığım bir şey değildir.”
“O zaman buna alışsan iyi edersin çünkü yanında olduğum her yıl kutlayacağım bunu.”dedim tatlı bir bakış atarak.Gözlerime bakarak iç çekmişti.
“Ayyy mumları unuttuk.Hadi şimdi mumlarını üfle.”dedim.Onu da peşimden sürükleyerek masanın etrafında dolanıp pastanın karşısında durduk.
Mumlara garip bakışlar atıyordu.Sanırım bu onun için pek de ilgi çekici değildi.Parla ve Sumru tam da tembihlediğim gibi bizim her anımızı farklı açılardan kameraya alıyorlardı.
“E hadi yeşil gözlüm üflemeyecek misin ?”diye kıpırdandım heyecanla.
“Bu gerçekten gerekli mi güzelim ?Kaç yaşında adamım ben.”
“An itibari ile 29 oldun ama eğer bu mumları üflemezsen o 29’u sana yediririm!”Gülerek kafasını iki yana salladı.
“İyi madem gel beraber üfleyelim.”İkna olduğu için bu teklifi geriye çevirmedim.Üçten geriye doğru sayarak pastaya doğru eğildik ve aynı anda mumları üfledik.Sonrasında herkes alkışlamıştı bizi.
“Tekrardan iyi ki doğdun canım.”Kolunu omzuma atarak beni kendisine çekti.Pastayı kesmeden önce bir kaç poz çekindik.Sonrasında pastayı kesmesi için arazın eline bir bıçak vermiştik.
“Bu pastayı tabi ki de yalnız kesmeyeceğim.”diyerek beni de almıştı yanına.Beraber bıçağı tutup ilk dilimi kestik.İlk dilimden sonrasını diğerleri halletmişti.Pastaları tek tek tabaklara yerleştirirken herkesin sığması için ayarladığımız uzun masaya geçmiştik.Araz ve ben sofranın başında yan yanaydık.Önümde ki pastadan bir çatal alarak araza uzattım.İlk önce onun tadına bakması gerekiyordu.Pastayı yedikten sonra merakla tepkisini bekledim.
“Sevdin mi pastanı ?”diye sordum.Şu ana kadar gözlemlediğim kadarı ile onun sevdiği şeylerden yaptırmıştım pastayı.
“Güzelmiş pasta.Ama senin elinden olsa çok daha güzel olabilirdi.”Aslında benim de niyetim öyleydi.Ama bu noktada pek de küçük olmayan aksilikler olduğu için hazır yaptırmak durumunda kalmıştım.
“Aslında ben sana kendi ellerimle pasta yapmıştım.”diye itiraf ettim.”Ama o pasta tam olarak pasta olmadı.Yaptığım kekler çok ince oldular.Bir şey olmaz diyerek yapmaya devam ettim.İçine sevdiğin her şeyi koymuştum.Pasta bittiğinde dış katmanı için krema yaptım.Fakat o krema gereğinden biraz cıvık olunca sürdüğüm yerler doğru düzgün kapanmadı.Bir de nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde pastam devrildi.Sanırım biraz fazla süslemiştim.Ama olsun bir daha ki doğum gününe çok güzel pasta yapacağım.”diyerek bitirdim soluksuz konuşmamı.Ben konuşurken o beni hayran bakışlarla dinlemişti.
“Ay resmen rezilliğimi anlattım,bunları unut olur mu ?”dedim utanarak.Ciddi bir ifade belirdi yüzünde.
“Devrilen pasta hala duruyor mu ?”
“Ne ?Yani evet duruyor.Çok emek verdiğim için atmak istemedim.Niye ki ?”
“Süper o zaman.Çünkü eve gider gitmez o pastayı yemek istiyorum.Hemde tek başıma.”Aklıma yaptığım pastanın kaymış görüntüsü gelince hafifçe yüzümü buruşturdum.
“Emin misin ?Kendisi pek iştah açıcı durmuyor.”Ellerimi havaya kaldırdı ve her parmağıma birer öpücük bıraktı.
“Bu parmaklardan bal damlıyor bal!Nasıl kötü olabilir ki ?”Utanarak kafamı eğdim aşağıya.O böyle diyince utanıyordum falan ama hoşuma da gidiyordu.
“Bunların hepsini sen mi organize ettin ?”diye sordu etrafa bakarak.Çok güzel bir ortam oluşturmuştuk.
“Evet,planlamayı ben yaptım ama burada ki herkesin emeği geçti.Bir şey eksik olacak diye çok korktum.Gerçekten beğendin dimi ?”
“Beğenmemek mümkün mü ?Yalnız en bayıldığım şey şu yazı oldu.”Onun işaret ettiği yazıya baktığımda gözlerim irileşti.
Duvara arazın doğum günü için ‘İyi ki doğdun araz’yazısı yazmalarını istemiştim ama duvarda ‘İyi ki doğdun arıza’yazıyordu!
Ve bunu yapan kişi tabi ki abimdi.
“İnanamıyorum gerçekten.Aşkım gerçekten kusura bakma ya.”dedim mahçup bir ifade ile.O ise olduğu yerde kalmıştı.
“Ne dedin sen ?”diye sordu.Ne demiştim ki ben ?Sadece inanamıyorum gerçekten,aşkım-Ben araza aşkım mı demiştim ?
“Şey oldu o öyle ağzımdan çıktı birden.”dedim.Tekrar kızardığıma emindim.
“Doğum günümde aldığım en güzel hediye olabilir.Bir daha desene ?”
“Aşkım.”Bu sefer ı harfini uzatarak söylemiştim.Derin bir iç çekti.Ayak üstü adamı kendime bir tur daha aşık etmiştim.
“Buyur aşkım ?”dedi birden yanımızda beliren abim.Konuşmalarımızı nereden duyupta geldiği hakkında zerre fikrim yoktu.
“Sana demedim abi.Sana seslenecek olsam abim derim değil mi ?Onu bırakta bu duvarda ki yazı ne böyle ?Ben sana bunu mu yaz dedim ?”Bakışlarını yazıya çevirdiğinde yüzünde gururlu bir sırıtış vardı.
“Doğru sen bunu istemedin.Ama ben biraz kendi tasarımımı katayım dedim.Çok iyi durmamış mı ?”
“Of abi durmamış tabi ki!”
“Güzelim sakin ol bu kadar sinirlenme.Hem farklı bir hava katmış bir şey olmaz.”dedi araz beni sakinleştirmek için.Bu doğum günü için stresten strese girmiştim resmen.
“Gel ben sana biraz pasta yedireyim.”dedikten sonra çatalına batırdığı pastayı bana uzattı.Memnuniyetle kabul ettim.Bu sırada surat asarak yanımızdan ayrılmıştı abim.
“Hediyelerini de merak ediyor musun ?”diye sordum pastamı yerken.Göz ucuyla beni işaret etti.
“Benim hediyem zaten karşımda.Başka bir şeye gerek var mı ?”Hafifçe kıkırdadım.Belki gerek yoktu ama ben almıştım.Sadece ben değil herkes almıştı.
“Tamam bende bir hediye olabilirim ama sana farklı sürprizlerim de var.Onları da merak ediyorsun dimi ?Et lütfen!”dediğimde bu sefer gülen oydu.
“Tamam tamam ediyorum.Hani neredeler ?Hemen göster bana onları.Yoksa meraktan çatlayacağım.”
“Önce pastamızı yiyelim sonra göstereceğim.”Beraber derin bir sohbet eşliğinde pastalarımızı yedik.Keyifli ve güzel anlardı bizim için.Yiğithan ona yaptığım işaretle müzik açtığında sandalyeden kalktım.Hemen sonrasında elimi araza uzattım.
“Bu dansı bana lütfeder misin doğum günü prensi ?”Elimi tuttu sımsıkı.
“Tabiki de.”Beraber el ele bir şekilde piste doğru yürüdük.Tam ortada durduğumuzda dans etmeye başlamıştık.Hemen yanımızda diğer çiftlerde yerini almıştı.
“Güzel de olmuş muyum ?”dedim birden.Aklıma nereden geldi bilmiyorum ama sorarım gelmişti.Cıkladığında kaşlarımı çattım.
“Güzel seni anlatmak için yeterli bir kavram değil şuanda.Ne desem bilemiyorum ama güzelinde ötesindesin izmir güzeli.”
Kafamı göğsüne yaslayarak dans etmeye devam ettim.Kalbi çok çok hızlı atıyordu.Ve bunun sebebinin kendim olduğunu bilmek mutluluk vericiydi.Kapıdan giren babamı gördüğümde arazla ayrılarak onun yanına ilerledik.
“Hoş geldin baba.”dedim ona sarılarak.O da bana sarıldı.
”Hoş buldum kızım,çok geç kalmadım herhalde.”
”Yok babacım herkes oturuyor zaten.Daha yeni başlıyoruz.”Babamı masaya geçirip ona pasta ikram ettim.Şimdi en heyecanlandığım kısıma geçiyorduk.Hediyelere.
Timde ki herkes bir alana toplandığında biz bizeydik.Hepsinin elinde hediyeleri vardı.Hediyesini ilk veren kişi Yiğithan ile Anıl oldu.Araza aldıkları şey ince lacivert bir kazaktı.
“Geniş omuzlarınızı ısıtsın diye aldık komutanım.”dedi Yiğithan gülerek.Araz da gülüp onlara teşekkür etmişti.Sonrasında parla ve göktunç hediyelerini vermişti.Onların aldığı şey ise asker temalı bir kupaydı.En güzel yanı ise üzerinde arazın rütbesi ve ismi yazıyordu.Bu benim aldığım şeye benziyordu.
Sıra abime geçtiğinde onun ne aldığını bende çok merak ediyordum.Bana hiçbir şekilde göstermemişti aldığı şeyi.Araz paketi açtığında içinden beyaz bir tişört çıkmıştı.En azından arkasında ki yazıyı görene kadar normaldi.Tişörtün arkasında aynen şöyle bir baskı vardı;
Tişörtüm üzerinde araz ben ve abim olmak üzere üçümüzün suratı vardı.Ama normal bir şekilde değil.Abimin suratına bir kral tahtı üzerinde oturan kral bedenine aitti.Yüzünde ise çok keyifli bir ifade vardı.Araz hemen tahtın aşağısında yere çökmüş bir şekilde elinde ki bezle yerleri siliyordu.Onun suratı ise çok komikti.Bende ayakta abimin yanında duruyordum ve üzerimde bir prenses kıyafeti vardı.Suratımda ise üzgün bir ifade vardı ve araza bakıyordum.Bu görsel tamamen bir shoptan ibaretti.Ama çok ikonik bir resimdi.
“Abi sen şaka mısın ?”diye sordum gülmekli bir ifade ile.O yaptığı eserden fazlası ile gururlu duruyordu.
“Şaka olmayacak kadar gerçekçi olmuş.”dedi araz baskıyı işaret ederek.Bu tişörtü giyer miydi bilmiyorum ama saklayacağı kesindi.Suratında ki ifadeye bakılırsa o da beğenmişti.Abimden sonra Sinan Kaan ve Sumru hediyelerini vermişti.En son ben kalmıştım ve şimdi sıra bendeydi.Heyecanla yerimde kıpırdandım.
“Şimdi sıra bende.Hadi gel benimle.”Onu elinden tutarak dışarı çıkardım.Hediyeyi özel olarak vermek istiyordum.Dışarı çıktığımızda yanımda sakladığım kutuyu çıkardım.Orta boylarda bir kutuydu.
“Ay hazır mısın ?Şimdi sıra benimkinde.”dedim sallanarak.O ise önce üzerinde ki ceketi çıkardı sonra omuzlarıma bıraktı.
“Şimdi hazırım.Bakalım bana ne almışsın ?”Kutuya uzandığında kutuyu alamaması için geri çektim.
“Yalnız bak şimdiden söylüyorum bu içinde ki şeyi yapmak için çok uğraştım.Beğen tamam mı ?”diye sordum bir çocuk gibi.Gülerek kutuyu elimden aldı.
“Sakin ol güzelim,sen bana basit bir şey bile hediye etsen ben onu beğenirim.”Kutuyu açtığında merakla ifadesini izledim.Kutunun içinde ki defteri alıp kutuyu bir kenara bıraktı.O defteri okurken ki tepkisini merak ediyordum.
“İçine de baksana.”dediğimde ilk sayfayı açtı.Bu defterde öyle paragraf paragraf yazılar yoktu.Fotoğraflarımız ve o anılarla ilgili cümleler vardı.Bunu yaparken çok uğraşmıştım ve güzel olacağını düşünmüştüm.
Araz tek tek her sayfaya bakarken ben onun tepkisini izliyordum.Yüzünde eşsiz bir tebessüm vardı.
Bir kaç sayfa daha çevirdikten sonra bana baktı.Gülümseyerek karşılık verdim.Birden beni kendine çekip sımsıkı sarılmasını hiçbir şekilde beklemiyordum.Kollarımı beline sararak karşılık verdim.Biraz geriye çekilip yüzüme baktı.
“Ben seni hak edecek ne yaptım ki ?”
“Hayatıma girdin.”diye cevap verdim.Sonrasında parmak uçlarımda yükselerek yanağına minik bir öpücük bırakmıştım.
“Bir tane hediye daha var kutu da.”dedim kutuyu işaret ederek.Bir elini belimden ayırmadan kutuya uzandı.Kutunun içinden iki şey çıkarmıştı.
Onun için özel olarak yaptırdığım kasaturayı eline aldığında bakışlarında hayranlık vardı.Kasaturayı kılıfından çıkararak elini gezdirdi.Özel işlemeli yaptırmıştım.Kasaturanın sap kısmına yakın olan kesiminde bir ay yıldız işlemesi vardı.Sivri kısmına ise Yüzbaşı Kızılkurt yazıyordu.Kasaturayı gerçekten beğenmiş olmalı ki her detayına kadar inceliyordu.
“Artık her lazım olduğunda bu kasaturayı kullanırsınız komutanım.Hem benide hiç aklınızdan çıkarmamış olursunuz.”dedik cilve ile.Kasaturayı tekrar kılıfına yerleştirip bana döndü.Dudaklarını alnımda hissettiğimde gözlerim huzurla kapandı.
“Bunu hiçbir zaman yanımdan ayırmayacağım emin olabilirsiniz üsteğmenim.En umutsuz anlarda umut olacak bana.”Kutunun içinde ki son şeyi alıp açtım.Bu bir dilek feneriydi.
“Bunu da beraber uçururuz diye koydum.Biliyorum böyle şeylere inanmıyorsun zaten bende inanmıyorum ama tüm çiftler yapınca biz de yapalım dedim.Olur mu ?”
“Olsun bakalım.O kadar istemişsin madem biz de yapalım.”Hevesle kutuya bıraktığım kalemi aldım ve fenerin minik bir kısmına isimlerimizi yazdım.Sofradan kapıp geldiğim çakmağı da çıkardım.
“Hadi sen yak.”dedim çakmağı uzatarak.Çakmağı alıp fenerin altında ki kısmı ateşledi.İkimizde fenerin uç kısımlarını tuttuk.Fenerin içi iyice havalandığında araza baktım.
“Hadi şimdi bir dilek tut.”Bakışları kararsızdı ama yine de dediğimi yaptı.Bende içimden onunla upuzun bir hayat geçirmeyi istemiştim.Onun da benden farklı bir şey istediğini sanmıyordum.
“Üç diyince bırakıyoruz.”dedim ve beraber üçten geriye doğru saymaya başladık.Aynı anda feneri bıraktığımızda fener yavaş yavaş havaya yükselmişti.Araz bir kolunu omzuma dolayarak beni kendisine çekti ve beraber giden fenerin arkasından baktık.
“Hayret,”dedi araz şaşkın bir tonda.”Ben beş çocuk isteğimin bu fenere ağır geleceğini düşünmüştüm.”Gözlerim kocaman açıldı.
“İnanamıyorum sana,gerçekten beş çocuk mu istedin ?”Yaramaz bir bakışla kafasını salladı.Göğsüne daha çok sinerek bu sefer yıldızları izlemeye başladım.
“Her şey bitti mi sence ?”diye sordum.Saçlarımla oynayan parmakları durdu.
“Her şey derken ?”
“Yani bizim için kötü olan şeyler bitti mi dersin ?Her şey düzene giriyor mu ?”
“Giriyor.Biz başarıyoruz bunu.Adım adım güzelleştiriyoruz bizi.Artık hayatımız değişiyor ve bu değişiklilik bizi rahatsız etmiyor.Geçmişi unutup yolumuza bakıyoruz.Bundan sonra sadece sen ve seninle kuracağım hayat var hedefimde.”
“Bundan önce de öyle miydi peki ?”diye sordum gözlerine bakarak.
“Öyleydi.Hep öyle olacak.Hayatımın merkezindesin ve seni oradan çıkarmaya niyetim yok.Hatta seni oraya bağlayacağım.Öyle bir bağımız olacak ki kopamayacağız.”
Ve ben bir gün bu sözleri çok iyi anlayacaktım.
*****
Merhaba
İlk defa başta konuşma yapmadım direk buraya yazdım.Hemen bölümü okuyun istedim.
Geçen hafta dediğim gibi uzun bir bölüm atmadım çünkü o uzun bölümü ikiye böldüm bu birinci kısmıydı.
Gördüğünüz üzere oy sınırı bile koymadım.İçimden gelmedi ve zaten geçmiyorsunuz ne gerek var ki koymaya.
Bugün bölüm atma sebebim bu bölümü bugün atmak zorundaydım.Bugün arazın doğum günü aslında benim doğum günüm ama arazın da olsun dedim.
Yorum yapabilirsiniz isterseniz oy da verebilirsiniz size kalmış bir şey.
Sırada ki bölüm ne zaman gelir bilemiyorum.Kısa bir sürede sınavlarım başlayacak.Ondan önce bölüm atabilirsen atarım ama sınav haftasında atamayacağımı biliyorsunuz.
Bu aralar hiç modumda değilim.Bölümü bile zor yazdım.Hatta hiç açıklama yapmadan direk bölüm atacaktım da yapayom dedim.
Diyecek başka bir şeyim yok.Sizi seviyorum))
Yıldıza basmayı unutmayın✨💕
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 65.12k Okunma |
6.33k Oy |
0 Takip |
77 Bölümlü Kitap |