

Oy sınırı;50*
Merhabaaaaaa
Bir ay sonra size bölüm getirdim.Umarım beni unutmamışsınızdır.Çünkü bu bölümü okumazsanız çok şey kaybedersiniz cjsöşxşw.
Hiç uzatmak istemiyorum o yüzden çok kısa bir şey diyeceğim.
Bugün günlerden 11 Kasım.Geçen sene tam bugün ilk bölümümü yayınlamıştım ve macera dolu bu yolculuğa başlamıştım.Şimdi üzerinden bir yıl geçti ve ben hala devam ediyorum.Hemde 2-3 kişi ile değil 63.000 kişi ile devam ediyorum.Bende ki mutluluğu siz tahmin edin artık.
Bu yolda kötü geçirdiğim zamanlar oldu mükemmel şeyler yaşadığım anlar oldu.Fazla yükseldiğim ya da tabiri caizse yere çakıldığım günleri de gördüm.Ama yine de bu yola devam ediyorum çünkü iyi hissettiriyor.Pişman oldum diyeceğim hiçbir şey yok.
Benim ilk göz ağrım ve hep göz bebeğim olarak kalacak kurgum Alsancak bugün bir yaşında.Duygusal bir anayım 🥹🥹🥹
Kısacası bugün yıl dönümümüz.Böyle bir bölümün böyle bir güne denk gelmesi çok iyi oldu.Bugünün şerefine sınırı geçerseniz çok sevinirim.Oylarınızı bekliyorum.
O zamannnnn size keyifli okumalar))))
********
“Aynen,aynen öyle olacak.Evet evet hiçbir eksik olmadan tam anlattığım şekilde olacak.Zamanlamayı bana bırakın orası bende.”dedi Araz karşıda ki adama hitaben.Derin konular içeren bir telefon görüşmesindeydi.
“Tamam ben sizi o saate yakın bir zamanda kontrol etmek için arayacağım,siz her şeyi tamamlasanız-“
“Canım ?”Sevdiği kadının sesi arazın kulaklarına ulaştığında yine kalbinde bir zelzele olmuştu.Ona aşık olduğu günden beri bu böyleydi.
“Canım.”diye karşılık verdi o da.Her ne kadar onu görünce içi gitmiş olsa da telefon konuşmasını duymamasını umuyordu.
“Kimle konuşuyordun ?”diye sordu yanına gelerek.Üzerindeki üniformaları çıkarmış onun yerine günlük kıyafetlerini giymişti.Saçlarının salık olması ise arazın kalbine bir ok daha saplıyordu.
“Öyle iş güç ya.Hazırsan çıkalım o zaman.”Minela kafasını olumlu yönde salladı.Sonra elini araza uzatınca vakit kaybetmeden tutmuştu elini araz.
“İyi çıkalım madem.”Diyarbakır da hava fazlası ile soğumuş kış çoktan gelmişti.Çok geçmeden kar da yağardı.Araz ve minela el ele bir şekilde çıktılar askeriyeden.Araz yüzbaşı olduğundan beri kimseden çekinmiyorlardı.Sadece Ural albay karşısında bu kadar rahat değillerdi.O da olması gereken bir sınırdı.
“Direk eve mi geçeriz ?”Diye sordu Minela.Hazır erken çıkmışken biraz sevdiği adamla vakit geçirebilirdi.
Fakat arazın,”Evet eve gidelim.”diyişi beklenmedik olmuştu.Genelde bu durumlarda gezmeyi tercih eden taraf o olurdu.
“Oysa vaktimiz varken biraz gezeriz diye düşünmüştüm ben.”Her ne kadar bu teklife evet demek istese de diyemedi araz.Halletmesi gereken çok işleri vardı.
“Bugün biraz işim var güzelim.Sonra gezeriz olur mu ?”Minela biraz üzülse de belli etmedi.Arazın işi olması gayet normal bir durumdu.
”Ama surat asmak yok anlaştık mı ?”Minela hafif sinirle karışık bir şekilde güldü.
”Ya araz saçmalama ya.Niye surat asayım işin varmış ne olacak ?”dedi.Araz önce onun kapısını açıp Minelayı arabaya bindirdikten sonra kendi kapısına yöneldi.İkisi de arabaya bindikten sonra yola çıkmışlardı.
“Yağmur yağacak gibi duruyor.Özlemişim böyle havaları.Ay var ya bu havalarda gireceksin battaniyenin altına geçeceksin camın karşısına.Sessiz bir ortam olacak tek gürültü yağmur damlalarının sesi olacak.Elinde bir kahve bardağı hemen yanında da sevdiğin bir kitap.Terapi gibi bir an değil mi ?Yağmur insana huzur veriyor,yağmuru sevmeyen insanları anlamıyorum.Zihninin sustuğu ve huzura kavuştuğun bir an.Sence de öyle değil mi aşkım ?”Dedi Minela bir hayli uzun soluklu cümlesini bitirerek.Arazın gözü yolda olsa da bir kaç saniye de bir minelaya bakıyordu.
”Yine çok uzun uzun konuştum değil mi ?”diye sordu bıkkınca.Araz kafasını iki yana salladı.
”Çok hoşuma gidiyor böyle konuşman.Bir de heyecanlı heyecanlı anlatıyorsun ya bayılıyorum.Ha bir de cümlenin sonunda aşkım diyince tadından yenmiyor oh oh!”Minela gülerek araza baktı.
”Ya lütfen dalga geçme.Senin hayran hayran beni izlediğini görünce konuştukça konuşasım geliyor.”
”Yani etkileniyorsun benden ?”
”Senin benden etkilendiğin kadar.”
”İddialı laflar bunlar üsteğmenim.”
”İddiayı severim yüzbaşım.”
”Bende seni severim üsteğmenim.”
Beklemediği bir cümle karşısında utanmıştı minela.Önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı.
”Tamam yola bak şimdi kaza yapacağız.”diye konuyu değiştirdi.Bu sırada yağmur yağmaya başlamıştı.Araz yüzünde ki tebessümle yola odaklanırken minela camdan yağmuru izliyordu.Telefonu çaldığında Demirin onu aradığını gördü.
”Efendim abi ?”diye cevapladı telefonu.Çok geçmeden demirden cevap gelmişti.
”Kızım sen neredesin ?Her yerde seni arıyorum.”Minela göz ucuyla yanında araba süren sevgilisine baktı.
”İşlerim erken bitti abi.Eve gidiyorum o yüzden.Araz ile beraber çıktık.”diye belirtmeyi de ihmal etmemişti.
”Tamam ben şimdi çıkıyorum.O yanındakine de selamımı falan söyleme çünkü yok.”diyerek kapatmıştı telefonu demir.
”Abimin seni kabulleneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum.”dedi Minela arkasına yaslanarak.
”O güne biraz yolumuz var ama o da sevecek beni.”
”Zaten seviyor.”dedi Minela.”Abim sevmediği insanla uğraşmaz.Seni seviyor sadece kabullenmek istemiyor.”
”O da olur bir gün.Yanımda sen olunca engeller korkutmuyor.”Minela koltukta yan dönerek arazın profilini incelemeye başladı.İçi gidiyordu bu adama.Araba birden durunca geldikleri yere baktı minela.Benzinlik istasyonuna gelmişlerdi.
”Niye geldik buraya ?Bir sorun mu var ?”diye sordu Araza.
”Yok güzelim.Bekle beni burada iki dakikaya geliyorum.”diyerek arabadan indi Araz.Minela sadece onun gidişini arkasından izledi.Bir kaç dakika sonra araz elinde bir paketle binmişti bu arabaya.
”Bu ne ?”diye sordu minela poşeti işaret ederek.Araz hemen arabayı çalıştırdı.
”Sabret yavrum sabret.”Araz eve giden yola değilde başka bir yola girdiğinde minela sorgulamayı bırakmıştı.Dakikalar sonra güzel bir manzarası olan tepede durdurmuştu arabayı araz.Hemen yolun kenarındalardı.
”Ne yapacağız biz burada ?”diye sordu Minela merakla.Araz aldığı poşetten iki kahve çıkardı.
Minela o zaman arazın yapmak istediğini anlamıştı.Ona uzun uzun anlattığı ortamı oluşturuyordu.
”Ya çimen gözlüm.”diyerek arazın boynuna sarıldı Minela.
”Sen öyle mutlu mutlu anlatınca bende dedim ki elde ki imkanlarla gerçekleştireyim bari.”
”Ama senin işin vardı.”
”Evet var,ama en azından yirmi dakika bekleyebilir değil mi ?”Kahvelerden birisini minelaya uzattı birisini de kendine aldı.
”Yağmur var,kahvelerimiz var huzurlu bir ortamdayız.Eh yanımızda kitap yok ama benim okumayı en sevdiğim kitap sensin zaten.”
”İlişkilerde genellikle kadınlar daha romantik olma taraftarı olurlar diye biliyorum hani erkekler odun olur.Ama sen böyle yapınca ben kendimi odun hissediyorum.”Çekinmeden gülmeye başladı araz.
”Eğer sen bir odun olacaksan oduna da aşık olmadım demem artık.”Gözlerini kısarak baktı minela.
”Bende bir oduna aşık oldum.Laf ediyor muyum ?”
”Yahu ben ne güzel odun olmaktan çıkmıştım,yine geri mi döndüm ?”Minela da güldü bu hallerine.
“Şaka yapıyorum şaka.”
”E hadi anlat bakayım ?”dedi Araz kahvesinden bir yudum alarak.
”Neyi anlatayım ?”Omuz silkti araz.
”İçinden geçen şeyleri anlat,merak ettiğini sor.Böyle bir ortamda sohbet etmezsek olmaz.”Düşünüyormuş gibi baktı minela.
”Tamam o zaman ben bir şeyler sorayım sen cevapla.”dedi karar vererek.”Hazırsan başlıyorum.”
”Gönder gelsin.”
”Neden özel kuvvetlere başvurdun ?”Bu soru araz için beklenmedik olmuştu.Minelanın daha farklı konulardan sormasını bekliyordu.
”Şimdi güzelim şöyle ki bunun böyle net diyeceğim bir sebebi yok.”diye başladı araz.”Sadece özel bir asker olmayı çok istedim.Annemler bu konuda kararımı değiştirmem için uğraştılar fakat ben kararlıydım.Şimdi de buradayım zaten.”
“Peki hani buraya atanmadan önce uzun bir süre gizli görevdeydin ya ?Ne yaptın yurt dışında ?”Eli ile ensesini kaşıdı Araz.
”Yavrum adı üstünde gizli görev olduğu için hala detay veremiyorum.Ama pek sevdiğim bir görev olduğu söylenemez.Ben savaşmayı seviyorum,kılık değiştirmeyi değil.”
”Peki,”dedi Minela son harfi uzatarak.Bu soruyu sorup sormama konusunda kararsızdı.
”Orada bir hayatın oldu mu ?Yani ne bileyim arkadaşların belki hoşlandığın birisi falan ?”
”Yavrum ben oraya göreve gittim,kısmet bulmaya değil.”
”Doğru söylüyorsun da işte merak ettim.”
”Söyleyeyim o zaman hayır kimse ile iletişimim olmadı.Buna arkadaş da dahil.Soğuk bir kişilik yansıtıyordum çevreye.”
”Görev odaklıydın yani.”dedi Minela bir kez daha emin olmak için.
”Eh yani.”
”Tamam şimdi sen bana sor bakalım.”Dedi Minela okun yönünü kendisine çevirerek.
”Bak ben bunu hiç düşünmemiştim.Ne sorsam ki ?Senin gibi geçmişi sormayacağım,sonra birisi falan çıkar tadımız kaçmasın.”
”Aşk olsun canım,senden önce sadece bir tane sevgilim oldu.”
”Şuna sevgilim deme!”
”Tamam tamam kapatıyoruz bu konuyu.Hadi soru sor.”
”O zaman bende benzer bir soru sorayım.Sen neden bu mesleği istedin ?Neden özel kuvvetlere başvurdun ?”
”Aslında benim sebebim biraz farklı.”dedi Minela maziye dalarak.”Annem vefat ettikten sonra kanıma girdi askerlik duygusu.O da askerdi ve operasyonda şehit düşmüştü.Çocukluk aklımla bende asker olup şehit olursam annemin yanına giderim diye düşünmüş ve askerliği kafama koymuştum.Pişman mıyım ?Hayır.Aksine inancımı hiçbir zaman kaybetmediğim için kendimle gurur duyuyorum.Ve bir an önce anneme kavuşmak istiyorum.”Bunu söylerken gözleri dolmuştu minelanın.Bunu fark eden araz hemen kollarını minelaya sararak sımsıkı sarmıştı onu.
”Güzelim benim,ben senin üzüleceğim bilsem sormazdım.Kusura bakma.”Yaşlı gözleri ile alttan alttan araza baktı Minela.
”Sorun değil ben artık alıştım.Sadece istemsizce duygulanıyorum.”Araz minelanın alnına sıcak bir Buse kondurdu.
”Başka ne hayalleri vardı bu küçük kızın?”Şaşkınca baktı Minela.
”Nasıl yani ?”
”Anladığım kadarı ile küçükken hayal kurmayı seviyordun.Peki başka nasıl hayaller kuruyordun ?”Bunu sırf minelanın kafası dağılsın diye sormuştu Araz.
”Yani birden fazla hayalim vardı.Hepsini tam hatırlamasam da en büyük hayalinin evlilik teklifi olduğunu hatırlıyorum.”Araz belli etmese de evlilik teklifi onu biraz germişti.Şimdi bir şey belli etmemek için çaba sarf etmeliydi.
”Sadece teklifi mi hayal ediyordu ?Düğünü falan hayal etmiyor muydu ?”
”Onları pek düşünmüyordum ama evlilik teklifi konusunda hep meraklıydım.Sürekli annemin yüzüğünü isteyip dururdum.Bir de babama yüzük istediğimi söyleyince babam başkasına gerek yok ben alırım diyerek sahte fakat gösterişli bir yüzük almıştı.Ve o yüzük hala bende.Tabi ki küçük Minela asla ve asla evlilik teklifi hayalinden vazgeçmemişti.”
”Peki hayallerinde ki evlilik teklifi nasıldı ?”Düşünüyormuş gibi dudaklarını büzdü Minela.
”Aslında istediği şey sürekli değişiyordu.Ama kırmızı güller,kalpli balonlar ve mumlara olan merakı fazlaydı.Klasik bir evlilik teklifi işte.Ama öyle basit istemezdi.Malzemeler aynı olsa da böyle garip bir yoldan istiyordu.Ama o yolları hatırlamıyorum.Böyleydi işte.Evlilik istemeyen ama evlilik teklifine meraklı bir çocuktum.”Araz minelanın saydıklarını zihnine kazımıştı.Yeri geldiğinde işine yarayacaktı.
Araz daha cevap veremeden telefonu çalınca ekrana baktı.O an çok vakit kaybettiğini fark etmişti.Aramayı meşgule atarak tekrar minelaya döndü.
”Niye açmadın canım ?”
”Çok önemli değil canım.”
Minela kahvesini alıp yudumlarken arazın telefonu bir kez daha çalmıştı.Göz ucuyla telefona baktı.
”Bence artık gidelim.Hem senin işin vardı zaten.”Araz itiraz etmek istese de akşama az kaldığı için ses çıkarmadı.Arabayı girdiği yerden çıkararak eve doğru sürdü.Evin önüne geldiğinde arabayı durdurmadan minelaya baktı.
”Güzelim sen şimdi in,ben işlerimi halleder gelirim eve.”Minela olumlu anlamda kafasını salladıktan sonra uzanarak arazın yanağına bir öpücük kondurdu.
”Görüşürüz yeşil gözlüm.”Diye arabadan indiğinde arkasında yüzünde aptal bir gülümsemeyle ona bakan bir araz bırakmıştı.
“Bugünü de kazasız belasız atlatacağız inşallah.”diye homurdandıktan sonra arabayı sürmeye başlamıştı.
********
Demir,askeriyenin koridorlarında üzerinde ki gömleğin yakasını düzelterek ilerliyordu.İşini bitirmiş şimdi de eve geçecekti.Sonra da kız kardeşini kenafir gözlerden korumak gibi bir planı vardı.
Önüne bakmadan elinde ki telefona odaklanmış bir şekilde yürürken göğsüne aldığı darbe ve hemen sonrasında hissettiği sıcaklıkla kafasını kaldırdı ve sebebine baktı.
Kumral sarısı saçları olan,bal gözlü,fazlasıyla güzel ama ciddi duran kadını görünce duraksamıştı.Kadın ise adamı görünce şaşırmıştı.Bu kadın Demir Alp’e tanıdık gelse de tam çıkaramamıştı.Saniyeler sonra demirden bir ses yükselmişti.
”Yandım ulan!”diyerek gömleğin kumaşını bedeninden uzaklaştırmaya çalışsa da yanmıştı yanacağı kadar.Kızgın bir şekilde kadına baktı.
”Dikkat etsenize hanımefendi.Farkında mısınız yaktınız beni?!”diye kızdı.Az önce tepkisiz olan kadın şimdi kaşlarını çatmıştı.
”Benim suçum ne be ?Önüne bakmadan yürüyen sizsiniz.Dikkat etseydiniz.”
”Dedi üzerime kahveyi bocalayan kadın.”
”Dedi önüne bakmadan yürüyen adam.”
Kadın tam yanından geçip gidecekken kolundan tutarak engel olmuştu demir.Kadın şok içerisinde koluna dolanan ele bakarak hemen çekti kolunu.
”Ne yaptığını sanıyorsun sen sapık ?!”dedi ses tonunu yükselterek.Etrafta ki bir kaç kişinin bakışları onlara dönmüştü.
”Birincisi o sesinizi biraz kısın hanımefendi,askeriyedeyiz.İkincisi özür dilemeden nereye gidiyorsunuz ?Gömleğimi kirlettiğinizin farkında mısınız ?”
”Suç sizdeyken ben özür dilemem.Ayrıca önüne bakmayı bile bilmeyen bir adamın askeriyede ne işi var ?Hizmetli falan mısınız ?”Kaşları havalandı demirin.
”Hayır hizmetli değilim.Türk hava kuvvetlerinde pilotum.Sizin beni yargıladığınız durumun aksine gayet dikkatli bir insanımdır.Burada olmamdan da anlaşılıyor bence.”
”Ukala.”
“Anlayamadım ?”diye sordu demir.Kadının ağzının içinde söylediği kelimeyi duyamamıştı.
”Yok bir şey.Üstelik sizin bu suratınız bana fazlası ile tanıdık geliyor.Daha önce karşılaşmış olabilir miyiz ?”Kafasını salladı demir Alp.
”Muhtemelen evet.Ama bu sizin bana bir gömlek borcunuzun olduğunu değiştirmiyor.”Kaşlarını çattı kadın.
”Ne borcundan bahsediyorsunuz acaba ?Alt üstü kahve döküldü.Yıkasan geçer zaten.Çattık ya!”diye söylenip demirin konuşmasına izin vermeden ilerlemeye başlamıştı bile.O sırada demir Alp hatırladığı anlar ile kadının arkasından bağırdı.
”Hatırladım seni savcı hanım.Balımsın sen.Şu kafe de beni müşterin sanan sonra da atar yapıp çekip giden kadınsın.”Balım duyduklarıyla kısa bir an duraksadı.İşte şimdi o da hatırlamıştı.Ama yine de demire dönmeden yoluna bakarak yürümeye devam etmişti.
*******
Minela
Gecenin birinde aniden askeriyeden aldığım telefonla ayağa dikilmiştim.Ani görev kararı çıkmıştı ve yarım saat içerisinde askeriyeye gitmem gerekiyordu.
En hızlı şekilde üniformamı giyerek saçlarımı bağladım.Beni arayan kişi parlaydı.Neden arazın arayıp haber vermediğini bilmiyordum ama Şuan önceliğim görevdi.Bu yüzden elimden gelen en kısa süre de hazırlanıp çıktım evden.Otoparka indiğimde arazın arabası ortalarda yoktu.Zaten beni bıraktıktan sonra eve gelişini de görmemiştim.Belki direk askeriyeye geçiş yapmıştı.
Bende bu yüzden arabaya binerek yola koyuldum.Bir yandan da merak ettiğim için arazı aradım.Ama aradığınız kişiye Şuan da ulaşılamıyor diyip duruyordu kadın.Göğsümde garip bir duygu vardı.Araz beni hiçbir zaman yalnız bırakmazdı ki.
Arabayı askeriyeye doğru süreceğim sırada parlanın attığı konum ile duraksamak zorunda kaldım.Konum askeriyeye ait değildi.Mesajın hemen altına ‘bu konuma gel Minela.Buradan geçiş yapacağız’ yazmıştı sadece.Bir şeylerin yolunda gitmediğini hissediyordum ama çözemiyordum.Parlanın mesajına tamam yazarak attığı konumu açtım.Askeriyeye uzak bir konumdu.
Yirmi dakikanın ardından konumun olduğu yere geldiğimde etrafa baktım.Gecenin zifiri karanlığından dolayı pek bir şey gözükmediği için zorlanıyordum.İleride ki bir aracın farlarını fark ettiğimde silahımı ve telefonumu yanıma alarak arabadan indim.Siyah,geniş model bir arabaydı.Hemen yanında parla onun yanında da göktunç duruyordu.Ama üzerinde ki kıyafetler bir operasyona göre gereğinden fazla şıktı.
“Sizin bu haliniz ne böyle ?Operasyona gitmiyor muyuz üniformalarınız nerede ?”diye sorduğumda parla elinde tuttuğu elbise askısını bana uzattı.
“Normal bir görev değil.Gizli göreve gidiyoruz.Bu yüzden kılık değiştiriyoruz.Hadi vaktimiz giy sende giy bunu.”Elime tutuşturduğu elbiseye açıp bakmadım bile.
“Saçmalamayın.Gecenin bir saatinde ne gizli görevi ?Ayrıca gizli görev için aniden haber verilmez.Planın ne olduğu bile bilmiyoruz.Diğerleri nerede ?Bu nasıl bir iş böyle ?”Parla sırtımdan iterek aracın içine girmemi sağladı.
“Gidene kadar her şeyi tüm detaylarıyla anlatacağım sana.Şimdi kapıyı kapat ve bu elbiseyi giy.”Bana demesine rağmen kapıyı kendisi kapattığında araçta yalnız kalmıştım.Fazlasıyla geniş dizilerde ‘mafya arabası ‘ olarak adlandırılan arabadaydım.Kafamda binbir türlü soru varken elbisenin kılıfının fermuarını açtım.Beni karşılayan kırmızı,saten ve iddialı bir elbiseydi.Söylenerek elbiseyi çıkardım ve giyinmeye başladım.Ayna olmadığı için üzerimde ki duruşunu göremiyordum ama bedenimi tam sarmıştı.Boyu uzun ve dekoltesiz olmasına rağmen içerisinde kendimi çok şık hissediyordum.
Topladığım saçlarımı da açarak salık hale getirdim.Arabanın içinde duran kutunun da benim için olduğunu anlamıştım.Kırmızı fazlasıyla şık ve zarif bir topuklu ayakkabı vardı içerisinde.Topuklu ayakkabılar ile yürümeyi her ne kadar sevmesem de itiraz etmeden giydim.Arabanın camına iki kez tıklattığımda parla beni anlayarak kapıyı açtı.Beni görünce gülümseyerek içeri girdi ve kapıyı kapattı.
“Ay çok güzel oldun sen böyle.”dedi beni süzerek.Aklımda çeşitli sorular varken nasıl olduğum Şuan ilgi alanımda değildi.
“Beni süzmeyi bırak da sorularımı cevapla.Gece gece ne yapıyoruz biz parla ?Görev diye çağırdın ama bu iş pek de göreve benzemiyor.Ortada tim yok bile.Zorla bir elbise giydirdin gören de düğüne gidiyoruz sanacak!”diye kızdığımda kolumdan tutarak beni koltuğa oturttu.
“Ya sen bir sakin olur musun ?Anlatacağım şimdi iyi dinle beni.”dedikten sonra kenarda ki dosyayı aramıza koyarak devam etti.”Bak şimdi planımız biraz karışık ama halledebileceğimiz şekilde.Kaçak malların alış veriş yapıldığı bir tören düzenleniyor.Burada her suça mensup kişiler toplanıyor.Biz bu ortama bilerek kılık değiştirerek giriyoruz.Herkesin ayrı bir rolü var.Bir nevi hepimiz kaçakçı olacağız diyebilirim.Senin karakterinin çok bir olayı yok.Sadece bu alana yeni atılmış toy bir suçlusun gibi düşün.Bir kaç kişi de koruma olarak sızacak mekana.Genel olarak bilmen gereken bunlardı.”Fakat benim aklımda hala bir ton soru vardı.
“Peki neden gece birde oluyor bu olay.”
“Dikkat çekmemek için.”diye cevapladı beni hemen.”Üstelik dışarıdan normal bir ev gibi görünen bir yerde düzenleniyor”.
“Peki parla hanım madem bu kadar bilgilisiniz,bana bu operasyonun neden son dakika haber verildiğini söylemek ister misiniz ?Çünkü benim bildiğim gizli görevler en az bir hafta öncesinden ayarlanıyor.”Biz bunlar konuşurken araba çoktan hareket haline geçmişti.
“Aslına bu görev bizim time ait değildi.Farklı bir timindi.Ama onların dün gittikleri operasyonda üç kişi yaralanmış.Bu yüzden son dakika biz seçildik.”
“Neden bunları araz değil de sen haber veriyorsun ?Araz nerede parla ?”Uzun saatlerdir ondan haber alamadığımı göz önünde bulundurursak sinirlenmek de haklıydım.
“Onlar çoktan gittiler törene.Özellikle arazın görevi daha farklı olduğu için o biraz daha erken gitmek zorundaydı.”
Kafamı çevirip cama baktım.Görmediğim yollardan ilerliyorduk.
“Bu bina nerede ?”diye sordum tekrar parlaya dönerek.Bu sırada aceleyle telefonunu kapattığı gözümden kaçmamıştı.
“Şehir merkezine biraz uzak bir konumda.Bende tam detaylı bilmiyorum.”Şuan gözüme her davranışı şüpheli gelse de fazla uzatmayarak önüme döndüm.Biraz dosyaya göz gezdirdiğimde rolünü oynayacağım karakterin özelliklerini aklıma kazımıştım.Fakat yerine oturmayan bir sürü taş vardı.
Araba on dakikanın ardından durduğunda etrafa baktım.Bu taraftan hiçbir şey görünmüyordu.Kamujlajımın yanına bıraktığım silahımı aldım ama koyacağım bir şey olmadığı için durmak zorunda kaldım.
”Silahımı nereye koyacağım ben ?” Diye sordum parlaya.O da benim gibi hazırlık yapıyordu.Kenarda ki torbadan minik boy bir silah çıkardı sonra da küçük bir çanta uzattı.
”Biraz eksiğimiz var o yüzden silahı bu çantaya saklayabilirsin.Bu minik silah senin için yeterli olacaktır herhalde.”Elime aldığım silahı iyice inceledim.
”Yani iş görür işte.”dedikten sonra minik çantanın içine koydum.Ama aklıma gelenle durmak zorunda kaldım.
”Girişte arama yapılmayacak mı ?Silahımı alırlar o zaman.”
”Hayır buraya herkes silahla giriyor.Çünkü kimse kimseye güvenmiyor.Herkes kavga gürültü derdinde.”
”Severiz.”dedikten sonra kenarda duran siyah kulaklıkları aldım ve kulağıma taktım.Aktif hale getirdikten sonra parlaya döndüm.O da hazırdı.Tam kapıyı açıp inecekken beni durdurdu.’Ne var ?’der gibi suratına baktığımda çantasından kırmızı bir ruj çıkardı.
”Bir role bürünüyorsak tam bürünelim değil mi ?”dediğinde elinde ki ruju aldım ve aynadan bakarak sürdüm.İşim bittiğinde ruju parlaya uzatarak bu sefer araçtan indim.Benim hemen arkamdan o da inmişti.
Kapıdan iner inmez karşıya baktığımda biraz ilerimizde olan binayı fark ettim.Yüksek değildi aksine üç katlı bir binaydı.Ama fazlasıyla lükstü.Etrafta hiçbir araç olmaması dikkatimi gereğinden fazla çekmişti.
”Tek araba bizim ?”dedim yandan parlaya bakarak.”Bunun mantıklı bir açıklaması var mı ?”
”Açıklaması var ama mantıklı mı bilemem.Araçların binaya yakın olmasını yasaklamışlar.Bu yüzden herkes uzağa sürmüştür.Göktunç da şimdi çekecek arabayı.”
Arkaya yani göktunca baktığımda telefona baktığını fark ettim.Neydi bu telefon merakı ?
”Hayatım sen arabayı sür hadi vakit kaybetmeyelim.”diye uyardı onu parla.Göktunç hemen arabaya binip ilerlemişti.
İlerimizde ki binaya doğru ilerlediğim esna da parlanın benimle gelmediğini fark ettim.Ardıma dönüp ona baktığımda öylece duruyordu.
”Neden gelmiyorsun ?”diye sordum kaşlarımı çatarak.Elinde ki yüzüğü gösterdi.
”Bu rolde de nişanlıyım,o yüzden göktunçla girmem lazım.”Kader onları bir şekilde bir arada tutuyordu.
”O zaman ben önden geçeyim.Siz de gelirsiniz.”dedikten sonra binaya ilerlemeye başladım.Bu sırada kulaklıktan parlanın seni gelmişti.
”Operasyon başladı.Herkes dikkatli olsun.”Normalde bunu da araz derdi ama kendisi ortalarda yoktu.Ona olan sinirim hiç dinecek gibi değildi.Kısa bir haber vermek bu kadar zor olamazdı.
Binanın giriş kapısına yaklaştığımda iki korumayı fark ettim.Yüzüme sahte bir tebessüm takınarak önlerinde durdum.
”İsminizi alabilir miyim ?”diye sordu sağda ki.Parlanın bana verdiği dosyada ki ismi söyledim.
”Şebnem Karas.”Sağda ki elinde ki tabletten bir şeylere baktıktan sonra kapıyı benim için açtı.Kafamla minik bir teşekkür ettikten sonra içeri geçtim.
Sade ama fazlasıyla şık bir organizasyon vardı.Çıkacağım merdiven hemen önümdeydi ve kırmızı halı serilmişti.Yan taraflarda da mumlar vardı.Merdivenden çıkmaya başladığımda çıkan tek ses topuklularımın tok sesiydi.Birinci katta kimse yoktu.Giriş kat olduğu için çok takılmadan ikinci kata çıkmıştım.
Ama burada da kimse yoktu.Hepsi üst katta mıydı gerçekten ?İçime doğan huzursuzlukla etrafı kolaçan ettikten sonra elim kulaklığa gitti.
”Mineladan ekibe,duyuyor musunuz beni ?Bu katlar boş.Hiç kimse yok ve siz neredesiniz ?”Hiç kimseden cevap gelmeyince sinirle çantamda ki silahı çıkardım.Bir şeyler dönüyordu ve şimdi çözecektim.Silahımı doğrultarak ilerlemeye başladım.Hala hiçbir ses yoktu.Üçüncü kata çıkmak için merdivenlere yöneldiğimde burda da kırmızı halının olduğunu görmüştüm.Merdivenlerin sonuna geldiğimde kocaman bir kapı karşıladı beni.
Tetikte olarak sürgülü kapıyı kenara kaydırdığımda hiç beklemediğim bir manzara karşıladı beni.
Kırmızı halı yine devam ediyordu.Ama bu sefer güller de serpilmişti yere.Bir sürü mum ve kalpli balonlar vardı etrafta.Büyük bir şaşkınlıkla adım attım terasa.Biraz ilerleyince bir diğer uçta ki adamı fark ettim.Arkasına dönüktü ve üzerinde siyah bir takım elbise vardı.Kim olduğunu kestiremiyordum.Saçları yeni kesilmiş gibi duruyordu.
Silahımı onun sırtına doğru doğrulttum.Temkinli adımlarla ona doğru ilerliyordum.Aramızda yaklaşık bir metrelik mesafe kaldığında durdum.
”Kimsin sen ?!”diye seslendim.Ama karşımda ki kişi ne cevap verdi ne de bana doğru döndü.Bu cüsse ve bu boy bana fazlasıyla tanıdık geliyordu.
”Hey sana diyorum!Dönsene bana!”Yine onun dönmeyeceğini sanarken yavaş bir şekilde bana döndüğünde gördüğüm yüzle silah elimden kayıp gitti.
”Araz ?”sesim o kadar kısık ve titrek çıkmıştı ki ben bile zor duymuştum.Araz karşımda ne yapıyordu ?Hani operasyon vardı ?Hani herkes kılık değiştirecekti ?
”Güzelim?”dedi o sıcacık ses tonu ile.Bense hala şoktaydım.Bir kaç adımda aramızda ki mesafeyi kapattığında gözlerine baktım.
”Ne oluyor Araz ?Operasyon nerede ?”diye sorabildim sadece.Araz gülümseyerek bir adım geri gittikten sonra elini cebine götürdü.
”Tam olarak şu oluyor İzmir güzeli.”dedikten sonra cebinden çıkardığı lacivert kadife kutuyla dondum kaldım.Ben mi yanlış görüyorum yoksa o bir yüzük kutusu muydu ?
”Ne ?”diye bir mırıltı döküldü dudaklarımdan.Gözlerimin içine bakarak önümde diz çöktüğünde elim kalbime gitti.Onun da kutuyu kavrayan elleri titriyordu.
“Minela… seni ilk gördüğüm an, hayatımın geri kalanını birine anlatmak zorunda kalmayacağımı anladım. Çünkü artık o hayat, seninle başlıyordu. Ben senin gülüşünde huzur buldum, inadında tutunacak bir sebep, gözlerinde ise evimi buldum. Her anın, her nefesin içinde sen varsın. Ben artık sensiz hiçbir sabaha uyanmak istemiyorum. Ne geçmişin yükü, ne geleceğin korkusu… sadece sen. Elimi tuttuğunda dünya durabilir, yeter ki sen bırakma.“O bunları söylerken benim gözlerim yaşlarla dolmuştu.Derin bir soluk vererek devam etti konuşmasına.
”Birinci kurşunu sen sıktın kalbime,ikinci kurşunu ben sıktım kalbine.Üçüncü kurşunu beraber sıkalım mı geleceğimize ? Evlenir misin benimle ?”
Duyduğum son cümle kulaklarımda yankılanarak ulaştı zihnime.Sevdiğim adam önümde diz çökmüş evlilik teklifi ediyordu.Rüya gibi bir görüntüydü.
Ağlamamak için direnirken cevap vermek için kendimi zorladım.Etrafımızı timdekiler sarmıştı bile.Sevdiğim adamın gözlerinde kaybolurken yüksek sesle cevapladım.
“EVET,EVET,EVET!”Etraftakiler büyük bir sesle bizi alkışlarken konfetiler patlamıştı.Araz girdiği şoku atlatarak çöktüğü yerden kalktı ve titreyen elime uzandı.Artık ikimizin de elleri titriyordu.Yüzüğü sokamadığını fark edince güldü.Onunla beraber bende güldüm.Hayatımda ki en güzel anı yaşıyordum.Sonunda araz yüzüğü parmağıma taktığında elimde ki güzelliğe baktım.İnanmak da güçlük çekiyordum.
Hiç vakit kaybetmeden kollarımı arazın boynuna doladığımda ellerini belime sararak beni etrafında döndürmeye başladı.Başımı iyice boynuna yaslayarak kokusunu içime çektim.Hayat vardı burada.
Araz beni döndürmeyi bıraktığında geri çekilerek yüzüme baktı.Çok şey söylemek istiyordum ama ne diyeceğimi bilemiyordum.Gökyüzünde duyduğum seslerle arazın kollarından ayrılmadan o tarafa baktığımda renk renk havai fişeklerinin patladığını gördüm.Önce onlara sonra da sevdiğim adama hayran hayran baktım.
Artık sadece sevdiğim adam değil üstüne bir de bir ömür geçireceğim adamdı.Geçmişi silip geleceğimi yazacağım adamdı.Dört duvarda arasında yuva olmayı öğreneceğim adamdı.Zamanı gelince ise aile kurmayı öğreneceğim adamdı.
*******
Bittiiiiiii
Nasıldı ?????
Bekliyor muydunuz bunu ???
Açıkçası ben çok beğendim.Bu evlilik teklifi yöntemini bulana kadar binbir türlü ihtimal düşündüm.Asla klasik olmasını istemiyordum özgün istiyordum ve bunu seçtim.Daha önce kimse böyle yazmadı diye biliyorum.
Hemen yorumlarınızı alayımmmm.Sevdiniz mi ???
Sizce bu bölümden sonra ne olacak ?Bence her şey çok güzel olacak.
Bu bölümden de anlamış oluyoruz ki finale adım adım ilerliyoruz.Kitap olarak sayacak olursak şuan serinin final kitabındayız diyebilirim.
Tamam hala 20-25 bölüm yolumuz var ama bu göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor ve ben final yazmaya hazır değilimmmmm
Neyse en azından o günlere henüz gelmedik.Bu anların tadını çıkarıyoruz.
Sırada ki bölüm ne zaman gelecek bilmiyorum.Yazdıkça atmaya çalışacağım.Ama bir hafta ara ile atarım büyük ihtimalle.
Sormak istediğiniz bir şey varsa sorarsanız sevinirim.
Sizi seviyorummm))))
Yıldıza basmayı unutmayın✨💕
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 65.12k Okunma |
6.33k Oy |
0 Takip |
77 Bölümlü Kitap |