11. Bölüm

9.Hafif Kıskançlıklar

Biryazarımm
biryazarimm

Helikopterdeydik.Adamı paketledikten sonra helikoptere binmiştik.Kendimi çok bitkin hissediyordum aynı zamanda kolumda da katlanılması zor bir acı vardı.

"Ben senin yarana bakayım Minela."dedi parla ve ilk yardım çantasını alıp yanıma oturdu.

Eh en azından ekipte tıp bilgisi olan biri vardı.

Sadece kafamı salladım.Gerçek anlamda ben bitmiştim.Ama işim daha bitmemişti.

Daha sorgu yapacaktım.

İşin en zevkli kısmı da oydu zaten...

Birden kolumda ki acı artınca dişlerimi sıkıp parlaya döndüm.

"Ay çok özür dilerim ya.Çok acıdı mı ?"diye sordu yavru kuşum.

Acımıştı!

Kafamı iki yana salladım.Bunu onun bilmesine gerek yoktu.Kendisi pek duygusal birisiydi.

"Komutanım yine mükemmel yöntemlerinizi kullandınız."dedi Kaan sırıtarak.

Bende sırıttım.Hemde fazlasıyla kullanmıştım.

"Ne sandın oğlum senin komutanında yöntemden bol ne var."dedim övünerek.

Hepsi güldü.

"Yaptığın şey çok riskli."diye konuştu araz.Pardon da ona neydi ?

"Anlamadım ?"dedim.Benim yapacağım işe de mi karışacaktı ?

Sıkıyorsa karışsın!

"Bu meslek oyun oynayabileceğin bir yer değil.Ama bakıyorum da sen bunu pek ciddiye almıyorsun."dedi gözlerime bakıp.

Kemerlerinizi takın.Kavga başlıyor.İyi seyirler...

"Bana bak ben ne yapıp yapmayacağımı sana soracak değilim tamam mı ?Ayrıca tehlikenin ne olup olmadığını gayet iyi anlayabiliyorum."dedim.

"Sanmam.Şımarık bir kız çocuğu gibisin ama askersin.Garip."dediğinde koltuktan fırladım.

"Sınırı aşma Araz!"

"Aşarsam ne olur ?"

"Sen benim sadece bu yüzümü biliyorsun.İnan bana diğer yüzümle tanışmak bile istemezsin!"

Tam ağzını açıp cevap verecekken araya Göktunç girdi.

"Komutanlarım sakin olun.Allah aşkına kavga etmeyin."dediğinde derin bir nefes alıp oturdum.

Başım şişmişti.

Kafamı cama yasladıktan sonra gözlerimi kapattım.Parla da koluma pansuman yapmaya devam etti.

***********

Askeriyedeydim.Helikopterden indikten sonra özellikle arazın yüzüne bakmadan içeri girmiştim.

Bundan sonra bakar mıydım bilmiyordum.

Koluma hala dikiş atılmadığı için ağrıtıyordu.Sanırım hastaneye gitsem iyi olacaktı.Burada revir vardı ama belki de biraz yalnız kalabileceğim bir yere gitmeliydim.

Hedefim de babamın odası vardı.Önce ona iyi olduğumu söyleyip sonra hastaneye gidecektim.

Kapıyı tıklatıp içeri girdim.Babam beni görünce kollarını açıp bana doğru yürüdü.

"Kızım demek geldiniz günlerdin baban seni çok özledi."dediğinde yorgunluğuma rağmen gülümsedim.

Gidip tek kolumla ona sarıldım.Hala yaramı fark etmemişti.

Ama kollarını bana dolayıp baskı uyguladığında acıyla inledim.Anında geri çekildi.

"Minela kızım iyi misin?"

"Küçük bir sıyırık baba."dedim.Açıklayacak gücüm yoktu.

"Neden kendine dikkat etmiyorsun güzel kızım ?"diye sorsa da açıklamaya üşendim.

"Baba ben iyiyim.Sadece çok yorgunum eve gidip yatacağım."dedim.

"Önce bir dikiş atsınlar."

"Hastaneye gidip attıracağım."dedim ve babama son bir kez sarılıp odadan çıktım.

Boğazımı temizleyip omuzlarımı dikleştirdim.

Bir dakika ya!

Ne oluyor şuan!

Medeniyet görmemiş öküzün ettiği iki lafa mı benim canım morelim bozulmuştu!

Asla kabul etmiyorum!

Morelim an itibariyle mükemmel ve kimse de bozamaz!

NOKTA!

Verdiğim kararla seri adımlarla arabama doğru yürüdüm.Ama omuzlarım anında çöktü.

Bu kolla nasıl araba kullanacaktım ?

Etrafa baktım.Göktuncun ve diğerlerinin arabası gözükmüyordu.Hadi ama burada yalnız mıydım ?

İşte tam o sırada askeriyeden araz çıktı.

Evrenin mesajıydı herhalde.Yalnız değilsin demek istiyordu.

Ama hayır efendim.Bir öküzle yan yanaysam kesinlikle yalnızımdır!

Hiç pas vermeden arabamın kapısını açıp binecekken kolum tekrar ağrıdı.Hay ben benim yapacağım işe!Niye yaralı kolumla açıyordum ki!

"Minela ?"diyen sesini duysam da umursamadım.

"Minela..."dedi tekrar.

"Minela bir bakar mısın ?"diye sordu.

"Bakamam."dedim.

"Gel seni ben bırakayım bu kolla araba kullanamazsın."dedi.Israrla omuz silktim.

"Küçük çocuk gibi bana küsecek misin ?"diye sorduğunda kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Araz seni uyarıyorum bana çocuk demekten vazgeç!"

"Ayrıca hayır küsmek de neymiş!Ben sadece bir öküzün arabasına binmek istememiştim."dedim.

"Ama sanırım bir istisna fena olmaz."dedim ve onu beklemeden onun arabasının kapısını açıp bindim.

Beni tanımıyordu o yüzden ilk hatasını belki affedebilirdim.

Ayrıca şuan çok müşkül bir durumdaydım!

Gülerek geldi ve benim yanıma oturdu.

"Eve gitmeyeceğim."dedim."Hastaneye gideceğim."

"Neden revire gitmedin ?"

"Askeriyeden çıkasım geldi.Gerçi hastanelere bayıldığım da söylenemez."

Bir şey demeden sürmeye devam etti.Zaten benim de konuşasım yoktu.

On dakika sonra araba hastanenin yanında durunca kemerimi çıkarıp araza döndüm.

"Teşekkür ederim."dedim ve kapıyı açıp indim.

Ama o devam etmek yerine arabayı durdurup aşağı indi ve yanıma geldi.

"Hayırdır sen nereye "diye sordum.Boş boş gözlerime baktı.

"Hastaneye."

"Sen git bundan sonrası bende."desemde kıpırdamadan durdu.

"Neden hala mal mal dikiliyorsun ?"diye sordum en sonunda dayanamayıp.

"Minela hadi gidip şu dikişi attıralım artık yeter."dedi bunalmış bir sesle.

Ama şurada bir şey konuşuyoruz!

"Senin gelmene gerek yok dedim."

"Minela bak şimdi ben seni eve bırakacağım diye yola çıktım yani anlayacağın seni eve bırakmadan hiçbir yere gitmiyorum."dedi tane tane.

"Tamam anneciğim."dedim göz devirerek yürümeye başladım.Bir yandan da sırıtıyordum.

Evet belki sabah sinirlerimi bozmuş olabilirdi ama bana açıklama yapması hoştu.

Eridik dimi?

Eridik eridik...

Acil bölümüne girip sıra aldık ve beklemeye başladım.

Gidip hemşirelerden birisine dikiş atılması gerektiğini söylediğimde beni bir sedyeye oturtup beklettiler.

En sonunda bir adam geldi.

"Geçmiş olsun"diye giriş yaptı.Ortalama 27-28 yaşlarında kumral bir doktordu.

"Saolun."dedim.Araz boş boş ayakta dikiliyordu.

"Ooo Askersiniz demek."diye şaşırdı doktor.Güldüm.

"Evet askerim."dedim.Yarayı daha iyi kontrol etmesi için ceketimi çıkardım zaten artık gideri de kalmamıştı.

"Sıyırık mı ?"diye sordu.

"Evet."dedim.

"Anestezi yapmamı ister misiniz ?"diye sorunca kafamı salladım.

"Hayır."

"Evet."

Araz da benimle aynı anda konuşmuştu.Kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Gerek yok."dedim ama beni pek umursamadı.

"Şuana kadar acıya yeterince katlandın Minela."dedi.Sanırım daha fazla uğraşamayacaktım.

"Kocanızın canınızı sizden daha çok önemsediği ortada Minela hanım."dedi doktor gülerek.

Yutkundum.Kocan derken ?Adam bizi evli mi sanmıştı.Göz ucuyla araza baktım.Halinden gayet memnun duruyordu.

"Biz evli değiliz doktor bey.Kendisi Asker arkadaşım."dedim.

"Kusura bakmayın.Sizi öyle görünce emin olamadım."dedi ve yarayı temizlemeyi bitirip dikişe geçti.

"Yani sonuçta sizin gibi genç ve güzel bir kadının bu yaşına kadar bekar kalması şaşırtıcı."dedi doktor gülerek.

Kaşlarımı çattım.Hayır yani bu doktor niye böyle sırıta sırıta konuşuyordu.Ağzımı yamuktu ?

Bir tane çarparak düzeltebilirdim!

İsteği dışında gözlerim arazı bulunca yumruklarını sıktığını gördüm.Sinirlenmiş miydi ?

Doktor en nihayetinde dikişi bitirdiğinde rahatladım.Artık evime gidebilirim değil mi?

"Ben dikiş attım ama siz yine de kendinize dikkat edip birini yumruklamaya kalkışmayın."dedikten sonra güldü.

"Dikkat eder."diye sert sesle araya girdi Araz.

"Saolun tekrardan."dedim ve kalktım.Ama doktor bana elini uzattı.

Ne oluyoruz şuan yani ?

"Ben Aslan tanıştığıma memnun oldum."dedi.Bir ona bir eline birde kulaklarına kadar kızaran araza baktım.

Nezaketen aslanın elini sıktım.

"Bende memnun oldum."

"Dikişlerinizi aldırmaya da bekleriz."dedi.Kafa salladım sadece.

Araza baktığımda hiç karşılaşmadığım bakışlarla aslana bakıyordu.

Ben arkamı dönüp çıkışa yürürken o da peşimden gelmeye başladı.

Ağzının içinde bir şeyler homudanırken ben sadece bir şey duymuştum.

"Memnun olmuşmuş.O memnuniyetini alır bir yerlerine sokarım onun!"dediğinde kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Sen doktora mı sövüyorsun ?"

"Yürü Minela!"

"Emir verme!"

"Peki Minela yürür müsün ?"

"Tabii ki."

Arabanın kapısını açıp bindiğimde o da bindi.Kemerimi takıp sırıtarak konuşmaya başladım.

"Sen niye öyle dedin ki bence doktor çok tatlıydı."dedim.

Değildi!

"O mu tatlı ?Tipini si-"küfür edecekti ki ağzını kapattım.

"Sakın yanımda küfür etme araz!"

"Ayrıca sana ne oluyorsa sinirleniyorsun ?"diye sordum.

"Bak benim gevşek ağızlılara tahammülüm yok tamam mı ?Bir de pişkin pişkin sırıtanlara!"dedi.

Sonrasında ise hiç konuşmadan yolculuğumuzu tamamlamıştık.

Binaya sonunda geldiğimizde tekrar ona baktım.

"Teşekkürler."diyerek arabadan indim.O da hep olduğu gibi peşimden geliyordu.

Binaya girince yorgunluğuma rağmen asansörün yüzüne bile bakmadan merdivenlere yöneldim.

Malum asansörle bir düşmanlığımız vardı.

Sonunda ölüm gibi geçen dakikaların ardından evimin kapısına ulaştım.Araza bakıp gülümsedim ve kapıyı kapattım.

Adeta ayaklarımı popoma vura vura koşarak yatağıma girdim.

İşte aradığım rahatlık budur!

Bölüm sonuuuu.Evet tüm yorgunluğuma rağmen bölüm yazdım.Öncelikle bölümün başında çiftimizin arasında bir kavga yaşandı aslında bölüm de ikisini de kavgalı yapacaktım ama daha erken diyerek kıyamadım.

Birde bu bölüm de hafif kıskanç bir araz okuduk.Ama bu hafif hali diz daha ilerleyen bölümlerde arazın asıl kıskançlığını okuyunca göreceksiniz))

Aslan hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ayrıca bu bölümde ki kavgayı ertelememin nedeni ileride biyük upuzun siren bir küslük yaşanacak zaten sizi şimdiden üzmeye gerek yok tabii ki yine minik pürüzler olabilir)

Yıldıza basmayı unutmayın ✨💕

 

Bölüm : 25.11.2024 20:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...