7. Bölüm
Dila / Sipariş Durumu: Yolda / 0.6

0.6

Dila
blanco_s

Medya: Umay <3

İyi okumalar bebekler.

🌯

Kurye çocuğun bana mesaj atmasından sonra kafayı yemiştim ve konuşmayı devam ettirmek istemiştim ama kendimi durdurup görüldü yaparak hayatıma devam etmiştim. Çünkü hala kurye çocuk hakkında bir sürü bilinmezliğe sahiptim. Her ne kadar onunla iletişime geçmek için her gün döner yesem de kafamda dönüp duran sayısız soru vardı.

Birinci sorum sevgilisi var mıydı? Gerçi sevgilisi olan biri bana böyle yazar mıydı? O kadar aldatma olayları dönüyordu ve bunları görüyordum ki kesin bir şekilde hayır diyemiyordum. Kurye çocuk çok nazik biri gibi görünse de onu tanımıyordum. Bu nazik davranışı tamamen numara da olabilirdi.

Aldığım döneri tadı her ne kadar güzel olsa da zorla yerken Yeliz eve geri gelmişti. Bu da düşüncelerimden kurtulmama neden olmuştu. Yeliz beni yine döner yerken gördüğünde kaşlarını çattı ve elimde tuttuğum dönerime uzun uzun baktı. Sanırım beni döner yediğim için yargılayacaktı. Diyetten aklı karışmıştı.

"Hm bu akşam ben de mi döner yesem? Diyetten bıktım."

Duymayı beklemediğim cümle kulaklarıma dolarken dönerimdeki bakışlarımı hemen ona çevirdim. "Evet! Hemen döner yemelisin."

"O zaman bitirme de beraber yiyelim. Gerçi seninki soğur ama neyse. İstersen sen ye, beni bekleme."

Yeliz kendini yanıma atıp telefonuna döndüğünde başımı telefonuna çevirip konuştum. "Rast Döner'den sipariş etsene."

"Neden?"

"Çünkü güzel," dedim ve eklemede bulundum. "Ve daha ucuz."

Yeliz bana bir bakış attı. "Kuş eti olmasın?"

"Saçmalama ya. Değildir, değildir."

"Zehirlenirsek sorumlusu sensin ona göre." Yeliz Rast Döner'in sayfasına girerken başımı omzuna yaslayarak telefonunu izlemeye devam ettim.

"Sen kaç gündür buradan mı döner sipariş ediyorsun?"

"Evet ve zehirlenmedim henüz." Herhalde zehirlenmezdim de. Tabii her gün döner yemeğe devam edersem midemi bozabilirdim ve acillik olabilirdim. Eh ben de arkadaşlarıma döner alırdım. Tabii cebimde para kalırsa…

"Hangisini önerirsin?" Sayfadaki döner çeşitlerine bakarken artık yemekten bıktığım ama Yeliz'in beğeneceğini düşündüğüm bir döneri ona gösterdim.

"Ben duşa girsem sen döneri alsan olur mu?"

"Çok iyi olur," dedim ve yüzümdeki gülümsemeyi yok etmeye çalıştım ama bu imkansızdı.

"Harbiden sen fena yanmışsın." Yeliz başını iki yana sallayıp yanımdan kalktı. "Allah akıl fikir versin sana."

"Amin hepimize."

"Şapşal kız," diye söylene söylene odasına doğru giderken Yeliz'in telefonu dibimde zamanın geçmesini bekliyordum. Ah keşke benden sipariş verseydik diye düşünsem de daha az önce diğer kurye çocukla olan gerilimli konuşmamızdan dolayı iyi ki benden sipariş vermemişiz diye düşünmeden de edememiştim. Bir defa daha ekrana siparişim düşerse Rast Döner’dekiler iyice kafayı yediğimi düşünebilirdi.

Kurye arayana kadar Yeliz'in telefonunu inceleyeceğimi fark ettiğimde bakışlarımı ekranı kapalı telefondan çekip koltukta yatan pozisyona geçtim ve artık döner yemekten hafifçe çıktığını düşündüğüm karnımın üzerine elimi bastırdım. Önceden oluşan bira göbeğimi sporla yok etmiştim de döner göbeğini yok etmek için daha çok spor yapmam gerekecekti.

Bu gidişle gerçekten çok kilo alacak, Yeliz'le beraber diyete girmekten başka şansım kalmayacaktı. Of, neden bir dönercinin kuryesine tutulmuştum ki? Keşke salatacının ne bileyim sağlıklı besinler satan bir restoranın kuryesine tutulsaydım. Bunda bile şans yüzüme gülmemişti.

Yeliz'in telefonu çalmaya başladığında kurye olduğunu bilerek telefona atladım ama bir numara beklerken gördüğüm şey bir addı.

Orkun arıyor...

Kaşlarım çatılırken yattığım yerden doğruldum ve telefonu açmadan banyoya doğru ilerledim. Bu kurye çocuk olamazdı herhalde. Yeliz kurye çocuğun adını nereden bilecekti ki?

"Yeliz, Orkun diye biri arıyor!"

Banyo kapısında bağırırken Yeliz beni duymuş olacak ki suyu kapattı ve o da bana aynı şekilde bağırdı. "Üf bu da saçma sapan zamanlarda arıyor," dedi ve bir anda banyo kapısını aralayıp telefonu elimden aldı.

"O kim ki?"

"Bir arkadaşım," dedi ve kapıyı kapatıp beni öylece bıraktı. Omuzlarımı düşürüp banyodan çıkarken kuryeci çocuğu düşünerek kendimi balkona attım. Eh Yeliz telefonu açana kadar balkondan gelip gelmediğini kontrol ederdim.

Balkona vardığım anda kendimi sandalyeye atmama gerek bile kalmadan onu gördüm. Daha doğrusu motoruyla binamızın önünde duran kuryeyi gördüm. Yeniden az önceki çocuk çıkarsa diye gerilsem de yine de balkondan çıkıp Yeliz'e seslenmiştim.

"Kurye geldi iniyorum ben."

O da bana seslendi. "Tamam!"

Anahtarı portmantodan alıp terliklerimi giyerek hızla binadan aşağıya indiğimde hem hızlı inmemin hem de biraz sonra onu görecek olmamın etkisiyle kalbim fena atmaya başlamıştı.

Demir kapıyı açıp çıktığımda birbirimizi gördük. Beni görmeyi beklemediğini bilsem de şaşırmışa da benzemiyordu. Belki de tanışmaktan daha ilerisiydik. Ben nasıl onu hatırlamıyordum acaba?

"Şaşırdın mı?" diye sordum yanına doğru adımlarken. Bu sefer ben apartmandan çıkamadan o kaskını çıkartmış ve saçlarını da düzeltmişti.

"Günün ikinci dönerini mi sipariş ettin?"

Güldüm ve başımı iki yana salladım. "Hayır arkadaşım acıktı bu sefer."

"Yeliz, değil mi?"

"Evet, Yeliz," dedim ve kaşlarım çatıldı. "Sen Yeliz'i aradın mı?"

"Evet," dedi ve kahverengi gözleri beni buldu. Adın Orkun mu diye sorsam çok mu saçma olurdu?

Ne kadar sormak istesem de sormadım ama adı Orkun'sa biraz sonra Yeliz'den öğrenebilirdim. İşte o zaman her şeyi çözerdik ve sevgilisi olup olmadığını anlamış olurdum.

Çocuk rutin bir şekilde motorun sepetini açtı ve paketi alıp bana uzattı. "Döneri çok seviyorsunuz galiba?"

"Hem ucuz hem de doyurucu tek yiyecek," dedim. Gerçi artık döner de ucuz sayılmazdı da neyse.

"Ee beni nereden tanıdığını bulabildin mi?" diye sordu birkaç saniyelik sessizliği bozarken. Bakışlarım yüzünde gezinirken bütün detayları hafızama kazımaya çalışıyordum. Yüzü tanıdıktı ama hafızam o kadar da iyi değildi, içtiğim bir gece tanışmış olabilirdik ya da kötü bir anımda karşılaşmış olabilirdik. Arkadaşlarımın eski ya da şimdiki sevgililerinden biri de olabilirdi.

Eğer öyle bir şey olursa kendimi balkondan aşağı atardım. Ben enişteci biri değildim, olamazdım da.

"Henüz bulamadım," dedim dürüst bir şekilde. "Ama bulacağım, az kaldı. Seni bir yerden tanıdığıma eminim."

Minik bir tebessümle gözlerime baktığında yaşı küçülmüş gibiydi. Dünkü sakallarını bugün kesmiş, bebek bir yüze kavuşmuştu. Yirmi iki ya da yirmi üç yaşında olmalıydı, daha büyük değildir diye düşünüyordum.

"Hatırlarsan söyle bana."

"Peki gerçekten tanıştık mı?" Bir ümit bir şeyleri belli eder diye yüzüne bakarken o sadece minik bir tebessümle bana bakmakla yetindi.

"Bilemiyorum."

Gıcık olduğunu hissederek bakışlarımı eğlendiği belli olan kahve gözlerinden çektim ve elimdeki paketi salladım. "İyi bir kurye olup sıcak getirdiğin için teşekkürler."

"Seninki sıcak gelmedi mi yoksa?"

"Hayır sıcaktı ama arkadaşını pek sevemedim," dedim ve bunu dediğime hemen pişman oldum. "Ay onu sana şikayet ediyormuşum gibi oldu kusura bakma."

"Sorun değil," dedi tebessümle. "Onunla ben de pek anlaşamıyorum zaten."

"Oh rahatladım," dediğimde gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı.

"Neyse ben seni tutmayayım, siparişlerin vardır. Kolay gelsin."

"Afiyet olsun arkadaşına da." Bana son defa baktığında ona gülümseyerek karşılık verdim. Minik bir tebessümle soğuktan korudu beni ve kaskını takıp motoruna binerek yanımdan ayrıldı.

"Şimdi seni buldum," diyerek aynı aşağı indiğim gibi hızla yukarı çıktım ve nefes nefese bir şekilde eve girdim.

Yeliz ıslak saçlarıyla salonda otururken nefesimi düzenlemeden paketi sehpanın üzerine bıraktığım gibi ona döndüm.

"Az önce seni arayan çocuk," derken nefesim kesildiği için derin nefes almak zorunda kalmıştım. "Kurye miydi?"

Yeliz kaşları çatık bir şekilde yüzüme bakarken merakla cevabını bekledim.

"Hayır."

Ah oysaki adının Orkun olduğuna gerçekten emindim...

Yeliz garip bakışlarını bana atarken yere oturdum ve hâlâ yarısı duran dönerden bir ısırık aldım.

"Neden sordun ki?"

"Çünkü kuryenin adını bulmam lazım."

Yeliz tek bir kelime etmeden dönerini aldı ve yemeğe başladı. Olsun, şimdi onu bulamamıştım ama yakında bulacaktım. Bundan emindim.

Ben de Umay’sam onu bulabilirdim.

🌯

Bölüm : 10.12.2024 15:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Dila / Sipariş Durumu: Yolda / 0.6
Dila
Sipariş Durumu: Yolda

407 Okunma

57 Oy

0 Takip
7
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...