@hakikat.orucoglu
|
Haydi, al beni karşına ey bilge
Rahlene diz çöksün yüreğim Bana Rabbimi anlat, Anlat ki haddini bilsin Haddinden bihaber bedenim, Kalbimi karartan o zifiri günahlardan Dilime dolanan Rabbimin ismi temizlesin Bana Rahmanı anlat ey bilge Merhametinden bahset mesela Derler ki Hz. İbrahim'i çok severmiş Öyle ki ateşe emir vermiş "Ey ateş İbrahim'e karşı serin ve selamet ol" demiş Anlat işte ey bilge beni nasıl sever Rabbim Nasıl affeder de Gölgesine çeker ateşlerden Ateşlere yürüyen izlerimi, İçimde bir ıssızlığın gölgesi, İçimde bir fırtına sessizliği, Tatmin olmamış bir kalp atışı, Vicdanımın ağlatan sesi. Vazgeç benden ve Kendini cehennemden kurtar der gibi, Söyle nasıl susturulur, Allah'ı bilmeden huzuru arayan, Ruhumun iniltisi. Bana her şeyin mimarını anlat ey bilge Her şeyin hakimiyeti elinde olanı Koruyup kollayanı Bir sineğin kanadından bahset mesela Dağların saltanatından Karıncanın dayanağından Ölümden, hayattan, varlıktan ve şu aldığım soluktan bahset bana Ben kimim, neyim, nereden geldim ve nereye gitmekteyim Ellerimin titremesine bakma sen, Anlattıklarından bir ayet düştü yüreğime "De ki selam olsun Allah'ın seçkin kıldığı kullarına" Anlatsana ey bilge Seçkin kul nasıl olunur, Bu eğrilmiş, bükülmüş yüreğim Allah'a karşı nasıl doğrulur. Ölüm var diyorsun ya bu dünyada Ve bir de kıyamet, ve sonra ebediyet Üç bin yıllık közlenen bir ateşten bahsediyorsun ya hani Ağlarsa gözlerin secdeler de Kurumuşsa dudakların iftar vakitlerine Ve birde uzatmışsan elini bir yetime Dokunmaz mı diyorsun saçının tek bir teline.. Anlat işte ey bilge Ardı sıra akıyor hayat, Günler geceler, doğumlar ve ölümler Ve zamanın o dehşetli güne götüren dögüsü Aldığım her nefes, faniliğimin emaresi Ucu bucağı olmayan bir telaşın örgüsü Kalmadımı artık insanlarda insanı sevmenin görgüsü Allah'ı bilmeyen nasıl bilsin ki altın ve kömürü |