Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left 1.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@melike_kuzeyi12
...

Asansöre bindiğinde zaten 4. katın basılı olduğunu görüp , kulaklığıyla müzik dinlemeye devam etti.
Giydiği beyaz ceketi , herkesin onu doktor olduğunu bilmesine yetiyordu.
Çok ilginç bir müzik tarzı vardı. mesela ; türkçe veya ingilizce pop, rap, rock hatta hıp-hop bile.

Etrafına bakınırken asansörde tek bir genç erkek olduğunu gördü . O da hemşire kıyafeti giymiş ,telefonuyla uğraşıyordu.

Hiçbirşey söylemedi.

Yine hıp-hop dinlerken başını sağa sola vurası , beynini dağıtası gelmişti...
Evet , gerçekten işinin ilk günü bitiminde onun için aşırı mantıklı bir rahatlama biçimiydi.

Asansörden indiğinde 009 no'lu kapıyı aramaya başladı.

Oradan çantasını alacaktı ve ceketi bırakacaktı.
Köşeyi döndükten sonra 007 , 008 ve 009 nolu kapılı odayı bulmuştu. beklemeden kapıyı açtı ve içeri girdi.

Diğer meslektaşlarına tebessüm ederek , ceketini askılağa astı.
O sırada başörtülü bir kadın-doktor-ona "Hoşgeldin yeni iş yerine" dedi
Ve ekledi

"Nasıl geçti günün ?" Diye sordu merakla.

Leyla asosyal bir genç kız olduğu için insanlar ile nasıl cana yakın konuşacağını bilmiyordu. Ancak ağzında bir kaç kelime geveledi.

"Hoşbulduk " dedi dolaptan çantasını alarak ve devam etti

"İyiydi , ancak yorulmadım da değil "
dedi. O sırada diğer doktorlara baktı. Herkes ona uzaylı gören masum köylüler gibi bakıyordu.

Sebebini anlaması pek zaman almadı. Sebebi konuşurken hiç gülmemesi ve ciddiyetini uçlarda yaşamasıydı.

Bunun üzerine, yüzüne yapmacık bir gülüş kondurup, kapının kolunu açmaya yeltendi ve
"İyi akşamlar" deyip orayı terketti.

Bayağı yorulmuş olacak ki telefonun çaldığını ancak saate-telefonunda ki- bakınca fark etti. Arayan abisi Levent idi.

"Efendim Levent" dedi yorgun yorgun. Abisine ismi ile hitap ederdi. Çünkü aralarında iki yaş vardı Ve abi dememesinin tek sebebi bu değildi.

Asansöre doğru yürürken kapının kapanmak üzere olduğunu gördü. Alelacele asansöre yetişmek için koşmaya başladı ama maalesef yetişemedi ve asansörün kapısına sertçe bir tekme atıp merdivenlerden inmeye başladı.
"Niye hâlâ eve gelmedin"
"Sana ne ? " deyip telefonu yüzüne kapattı.
Asansörü tekmelediği için
Herkesin ona şaşkınca bakması umurunda bile değildi.

Merdivenlerden indikten sonra dışarı çıktı. Yemyeşil çimlerin önünde duran ahşap bank'a oturdu.

Şen şakrak çocuk sesleri ortamı neşelendiriyordu muhtemelen yakınlarda bir çocuk parkı olmalıydı. Ancak bu ortam Leyla'yı neşelendirmiyor aksine geriyordu. Kendini bildi bileli çocukları sevmez ve hep sert kişiliğini korurdu. Bu yapımından kaynaklı demeyi çok isterdi ancak öyle değildi. Çocukluğunda geçirdiği acı bir travma ve sıkıntılı yıllar bu takıntıyı da beraberinde getirmişti. Bunları düşünmeyi bırakıp yerinden doğruldu. Gözlerini devirip saçını kenara fırlattı ve arabasına atladı.

Saat 17:44'tü

Zaten fiziği ile başdöndüren Leyla, siyah kahküllü küt saçları ve pamuk gibi beyaz ve ipeksi teni ile âdeta karşısına çıkanı büyülüyor , ortamı ahenklendiriyordu.

Siyah sportif jipi ile geldiği yerden son sürat ayrıldı.
Yolların anasını ağlatacak hızla giderken telefonu çaldı. Bir eliyle direksiyonu tutarken , diğer eliyle de
Sağ tarafta duran çantasından telefonunu çıkarmaya çalışıyordu. Nihayet telefonun güç bela çıkarmış , kimin aradığını göremeden karşı taraf kapatmıştı. Telefonuyla son aramalara girerek , kimin aradığını öğrenmişti. Arayan ablası Esra idi.

Yaklaşık olarak aralarında on beş yaş vardı.
Tam tekrar arayacaktı ki telefonu elinden kayıp ayaklarının yanına , yere düşmüştü. Bunu yapmaması gerektiğini biliyordu ancak yaptı.

Eğilip telefonu hızlıca almayı hedefledi , ama öyle olmadı ; tam eğilmişken direksiyon kâbiliyetini kaybetti. Ve tahminen altı-yedi yaşlarındaki bir çocuğa çarptı. Zavallı çocuk arabanın ön camına resmen yapışmıştı. bu portre karşısında Leyla resmen şok olmuştu.Ağzından dökülen bir kaç kelime ve gözlerindeki dehşet durumu ortaya seriyordu.

"Ben ne yaptım böyle !"
modal aç
modal aç
modal aç