16. Bölüm

13.bölüm

Alara Koptur
mutluyazar

 

 

Artvin Dağlarının inine giriyorduk bu bölgeye geleli yaklaşık 30 dk olmuş olmalıydı kamp için alan arıyorduk bir süre sonra ormanlık alanda köylerin gözüktüğü bir alanda durdum elimi kaldırıp indirdim onlara döndüm "Tim 90 günlük kamp yeri bulundu herkes çadırları kurmaya başlasın" sert durup ciddi konuşmalarım timi korkutuyor gibi duruyordu bende korkardım "nöbetteyken! kişi yemek yemek, su içmek, uyumak, vızıldamak yasak! he ben bunları yapamam diyen bir adım öne çıkıp annesinin babasının dizine gidip yatabilir! Dağılın"

 

 

herkes çadır kurmaya başladığında bende simbayı alıp kendi çadırımı kurdum saat gece yarısını çoktan geçmiş olmalıydı çadırın önündeki sandalyede oturuyordum ilk gün ben nöbette durucaktım dizimin dibinde uyuyan simbaya baktım simba karargahtaki 4 köpekten biriydi görev için özel yetiştirilmişti övünmek gibi olmasın kurt timine ait olan dişimiz çok becerikliydi açıkçası.

 

 

Elim kapalı olan telefonuma gitti bölmeyi açtım telefonu çıkardım ve kucağıma birşey düştü; katlanmış Kağıt
Telefonu geri yerine koyup kağıdı elime aldım etrafıma bakındım kağıdı açtım el yazısı Karan Ali Bozkurt'un el yazısı;

 

 

(Kağıtta yazanlar;)

 

 

Küçüğüm bu yazı sana;
Özür dilerim küçüğüm sana veda bile etmedim belkide veda edicek gücü kendimde bulamadım zor günler geldi kapıdan içeri girmiş girişte duruyor küçüğüm ani bir kararla savaş alanına desteğe geldim zaman belirsiz , biliyorum biz hep savaştayız ama bu sefer daha zor.Küçüğüm seni hep sevdim küçükken sana inat nazlanıyordum ha bide babandan dayak yediğimden yanaşmaya korkardım hep sen dünyamda açan ilk ve son orkidesin umarım bu yazıyı okumassın çünkü eğer okuyorsan şehit olmuşumdur özür dilerim herkes gibi gittiğim için seni tek bıraktığım için beni unutma olurmu? Nedemiştik şehit gömülünce değil unutulunca ölür.
Belkide bebeğimiz için gidiyorum nedersin babası ona hep sizden bahsedicek küçüğüm ağlama olurmu sen ağlarsan ben bin kez dirilip bin kez tekrar ölürüm yapma maviş gözlüm hayatını yaşa o tim sana emanet sende Allah'a
Özür Dilerim Küçüğüm.

 

 

Ne zaman çığlıklar eşliğinde ağlamaya başlamıştım bilmiyorum ama sanki biri kalbimi söküyordu çadırdan herkes çıkmış etrafımdaydı gitmişti beni tek bırakmıştı annemi,abimin bebeğimizin yaptığını yapıp gitmişti ve bir anda kulaklarımı sızlatan bir ses patladı ben patladım orman patladı sebebi bombaydı bomba patladı şehit mi olmuştuk gözümün önüne beyaz ekran gelmişti karamı gördüm ilk öptüğü anı, suda, uyurken ensemdeki nefesini hisseddim, bana mırıldanışını, onu ilk görüşümü, yılbaşıları, ailemizi en çok onu bana dokunuşu, o erkeksi onun olduğunu belli eden kokusu sonra kucağında bir bebekle bana yaklaştı elini uzattı "kızımız çok güzel kumsalım" dedi koştum ona vardım bebeğe baktım ona baktım sarıldım o gülüyordu üstümde keten beyaz kalın askılı ayağıma kadar uzanan bir elbise vardı onda takım elbise bebeğimiz ise kundaklıydı kucağıma aldım beni göğsüne yaslayıp bakış yönümü değiştirdiğinde artık görüş açımda onlar vardı;Annem ve Abim

 

"Anne" abime baktım "abi yanınızdamıyım artık" başlarını salladılar annem hiç yaşlanmamıştı bulutların üstündeydim sanki hayat ilk defa küçüklüğümdeki gibiydi başımı karama yasladım ben şehit olmuştum ama onlara kavuşmuştum.

 

-devam edicek-
Merhaba son oldu ben bile yazarken ağladım(ciddiyim) bir an silip mutlu bir son yazmak istedim ama bence bu kitaba ancak böyle bir son olurdu aslında mutluyum kitabım bitti sonuna ağladım size burdan gerçekten bişey söylemek istiyorum şehitlerimiz öncelik ancak bence bu söz değer verdikleri miz içinde geçerlidir; Unutma Şehit(yakının) gömülünce değil unutulunca ölür.

 

​​​​​
​​​​

Bölüm : 28.01.2025 20:02 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...