
ellerimi ve bacaklarımı hemen saldığımda tam çekilemedim karan önümde dağ gibi duruyodu ve ben kadını seçemiyodum karanın sadece kafası dönük oraua bakıp beni tutuyodu "lan karan kiyafet bunun içinmiydi bunu mu yapıcaktın it çık havuzdan" karan çekilmeyince devam etti
"bacım kusura bakma bu it uç kurnuna düşcek adam değildir ilk bu yani sende çık" dediğinde gülücektim ki elimle ağzımı kapattım
"abla bu kız sevgilim yav ayrıca yabancı değildir ya nediye geldin hem sen bu saatte" karanın omzuna vurdum "karan" fısıldadım yanından geçtiğimde artık ablam leyla beni görünce çatık kaşları açılıp havalandı "kız bala!" sırıttım şuan başka napalır şahsen bilmiyorum karan havuzun dışına çıkıp beni kol altımdan tutup 5 kg mişim gibi çekti "abla" dedim sadece derince yutkundum omzumun üstünden sarılan havluya tutunup karana gülümsedim "hadi yavrum içeri gir giyin hasta olucaksın" ablamın görmemesini ümit ederek dirsek attım "askerim ben unuttun herhalde"
ablamın yanından geçip eve girdim nefes verdim resmen biz şuan basıldık hemde ablası tarafından ya şaka gibi odanın kapısını açıp yatağa ilerledim bir tane tişort,şort aldım südyenimi ve kilotumu alıp banyoya ilerledim girip eşyaları koydum bikiniyi çıkarıp duşakabine girip suyu ayarladım hızla olan şampuanla duş alıp giyinip çıktım karan ve ablam yoktu aşağa yöneldim karan mutfaktaydı sonra görüş açıma ablamda eklendi
"abla yardım edeyimmi" bakışlar bana döndü "karan çekilde gelinimle yapalım" yanaklarımın ablamın söylediğiyle kızardığına emindim.
Bir telefon sesi yankılandı karana ayitti "komutanım" arayan babam olmalıydı dibine gidip sokuldum "evet iyi komutanım, aldım komutanım" gözleri gözlerime tutuldu derin kahveleri yakışıyodu "emredersiniz komutanım" telefonu bana verdi.
"Kızım iyi misin?"
"Sağolun komutanım" güldüğünü işittim
"Kumsalım rütbeden çıktık"
"İyiyim baba sen"
"Güzel bu gece dinlenin yarın ilk iş karargahtasınız uzun göreve çıkıcaksınız" ne -sınız eki getirmişti kim kim gidiyoduk
"-sınız?"
"2 gün sonra karan ile Rusya sınırlarında olucaksın şimdi telefonu hapörlere al" dediğini yapıp hapörlere aldım.
"Çakıl eğer kızımın yanına 5 metreden aşağı yaklaşırsan seni bombalatır keyifle helvanı yerim anladınmı ben yokum diye temas kurma gömerim seni!" Sanırım artık mosmor olmuş utanç bedenimi ele almıştı "baba!"
"Kapat kızım telefonu yaklaşırsa çek vur o yüzbaşıyı" kafana telefonu uzatarak yanından geçip tezgaha ilerledim
Ablam hiçbişi duymamış gibi ya da duymamazlıktan geliyodu yıkanmış marul,maydon,domatesleri kesme tahtasında doğradım ablam et olarak göğsü orta kalınlıkta uzun şeritler halinde kesiyodu Sezar salata yapıyoduk buzdolabına yöneldik kapaktan mısır konservesini aldım
"karam süzgeç nerde?"
Masaya yaslanmış bizi izliyodu bir dolabı gösterdi oraya yönelip açtım kırmızı süzgeçi aldım mısırları güzelce süzdüm bunu yaparken ağzıma atmayıda unutmadım süzgeci düzgün biryere koyup geriye çekilecekken bir bedene çarptım bakışlarım arkamdaki cüsseye kaydı fazlasıyla yakındık eli tam kafamın üstündeki dolap kapağını açıp 3 kaseyi tezgaha koydu "karam ablan" diye dişlerimin arasından tısladım
"Karan çekil bakım sarmışın kızın her tarafını albay nededi sana ararım bak"
"Çok korkuyorum abla " kolunun altından sızıp geçtim ilk çekmeceği açıp 3 çatal buçak alıp masaya dizdim kaselere tuz,limon,Sezar sos ve nar ekşisiyle tatlandırdığım salataları kaselere koydum üstlerine mısır gezdirdim ablamın güzelce pişirdiği etleri kaselere koydum karanınkini önüne verdim bizimkilerde alıp masaya geçip oturdum sessizce geçti bitirdiğimizde karan yukarı çıktı ablamla ben bulaşıkları yıkayıp toparladık bunları yaparken ben nasıl olduğumu,neler yaptığımı ve klasik karan ve beni anlattım
Artık mutfakta tek başımaydım merdivenlerden gelen kişiyi tahmin ediyordum karamdı ona bakmadım tezgaha bakmaya devam ettim belimin iki yanından tutup kendine çevirdi
"Napıyor benim güzelim" gülümsedim
"Bişi yapmıyodum" kafası boynuma sokuldu bir elim saçına giderken diğeri omzunda duruyodu "karam" onu uyarmalıydım bilmiyorum belkide yılların özlemini geçirmeye çalışıyo gibiydi beni tezgaha oturttuğunda onu ittim ama ne fayda dudakları dudaklarımla bir oldu kalbim sanki benden ayrıydı çok çarpıyodu yada çarpan benim kalbim miydi öpüşüne karşılık verdim kalçalarımdaki elleriyle ağzına inledim erkeksi hırıltıyla karşılık verdi beni kucağına alıp yukarı yöneldi.
Odaya girdiğimizde dudaklarımız ayrıldı kafamı boynuna gömdüm nabzı dudaklarımın üstündeydi derisini emip ısırdım sonra öpücük kondurup onu daha fazla zorlamamaya karar verdim sırtım yumuşak biyere değince irkildim yatakta cenin pozizyonu aldığımızda kafası saçlarımın arasındaydı gözlerim bir süre sonra karanlıkla sarıldı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |