@belinayceylan : Parfüm şişesinin kırılması etrafa güçlü bir koku yayılmasını sağlar ama son kez
Okuma 5
Oy 1
Yorum 1
Tarih 46sn önce
@adiminonemiyok : Vatan Meselesi Evreni
Okuma 2
Oy 1
Yorum 1
Tarih 1dk önce
@muahh_optumm : Şimdi ben Ateş ve Vatan`ın ilk bölümünün sonunu yazarken bir halt yemiş olabilirim
Okuma 1
Oy 0
Yorum 0
Tarih 1dk önce
@gezginruh : Çall keke çall gidecekler üzüleceğiz ama yıkılmak Yok
Okuma 8
Oy 2
Yorum 2
Tarih 2dk önce
@uzuntudamla_su : Abimin mezuniyet`indeyim bu gün kitap paylaşamıyacağım
Okuma 4
Oy 1
Yorum 1
Tarih 2dk önce
@3minede_ : YARDIMMMM
Okuma 7
Oy 1
Yorum 0
Tarih 2dk önce
@genc_bir_yazar : Sözlerim.
Okuma 4
Oy 0
Yorum 0
Tarih 2dk önce
@kaaniziste36_ : Artık konuşmuyoruz
Okuma 21
Oy 4
Yorum 8
Tarih 3dk önce
@sebonun_pandasii : YENİ BÖLÜM ALARMIIII !!!!!!!!!! Ellerinizden öper💖🎀Kitap profilde
Okuma 2
Oy 0
Yorum 0
Tarih 3dk önce
@lina__ : ..
Okuma 5
Oy 1
Yorum 2
Tarih 3dk önce
@e.emelle : LÜTFEN GİZLİ MİNSUNG ADLI KİTABIMI OKUYUN ÇOK AZ OKUNMA VAR BÖYLE DEVAM EDERSE SİLİCEM KİTABI
Okuma 1
Oy 0
Yorum 0
Tarih 4dk önce
@ahudiyeolmusum : ChatGPT ile cringe sahneler part4
Okuma 9
Oy 2
Yorum 2
Tarih 4dk önce
@merissderlerbanaa : bu hayatta pozitif olan bişey varsa o da kan grubum dicem de oda negatif sövecem artıkkkkk
Okuma 4
Oy 2
Yorum 2
Tarih 4dk önce
@lina__ : 👑👑👑👑
Okuma 3
Oy 0
Yorum 0
Tarih 5dk önce
Tamamlanmış Kitaplar
Keyifle okuyacağınız kitaplara gözatın
Ela~Gerçek Ailem(TAMAMLANDI)
Okuma 165.76k
Oy 9.39k
Bölüm 46
Yorum 4.6k
Tamamlandı
Gerçek ailem serisi...
17 senedir bu işkenceyi çekiyordum fakat onlar basit bir şeymiş gibi söylüyorlardı. Bu kadar basit miydi 17 seneyi heba etmek. 17 sene sonra birisi karşımıza geçmiş karıştırıldığımızı söylüyordu...Peşimde takıntışı bir Mardin ağası ve beni öldürmek abim arasında hayatta kalmaya çalışacaktım.
Bu kitapta bilinmeyen çok şey orataya çıkacak.
Her şey tam yoluna girdi diyordum her şey sarpa sarıyor.
Yaşam bir karıncanın yemeğinin altın da kalması gibiydi.. Acı verici
"Ela Güneş ile Şenol Karakurt arasın da%99.9 uyum bulunmaktadır"
Gerçek ailem serisi...
17 senedir bu işkenceyi çekiyordum fakat onlar basit bir şeymiş gibi söylüyorlardı. Bu kadar basit miydi 17 seneyi heba etmek. 17 sene sonra birisi karşımıza geçmiş karıştırıldığımızı söylüyordu...Peşimde takıntışı bir Mardin ağası ve beni öldürmek abim arasında hayatta kalmaya çalışacaktım.
Bu kitapta bilinmeyen çok şey orataya çıkacak.
Her şey tam yoluna girdi diyordum her şey sarpa sarıyor.
Yaşam bir karıncanın yemeğinin altın da kalması gibiydi.. Acı verici
"Ela Güneş ile Şenol Karakurt arasın da%99.9 uyum bulunmaktadır"
Okuma 165.76k
Oy 9.39k
Bölüm 46
Yorum 4.6k
Karnımdaki bebek sadece bir laneti beni o adama tutsak edecek bir lanet
Okuma 11.84k
Oy 417
Bölüm 13
Yorum 177
0537**: Ne oluyoruz, kimsin sen?
0537**: Annemden girip de babamdan çıkacak kadar ne yaptım acaba çok merak ediyorum.
Siz: Soruyor musun bir de?
Siz: Ulan matematik dersimde aldığım notu aile grubuna atıp `bu kızın haline bakıp Allah`a her gün şükür ediyorum. Ya beni de böyle yaratsaydı?` yazdın ya mal !
0537**: Ben yazdım? Sizin aile grubuna?
0537**: Arkadaşım gece gece yorma beni yol al.
Siz: Kerem beni delirtme! On dakika içerisinde bizde ol. Yoksa sevgilinle yediğin haltları bir bir teyzeme anlatmazsam bana da Laçin demesinler !?
0537**: Biraz daha saçmalarsanız kapınıza gelecek kişi Kerem değil, sapıklığınızdan dolayı polis olacak!
Okuma 134.13k
Oy 9.02k
Bölüm 80
Yorum 2.13k
Ben Miray; Soyadım, doğum tarihim hiçbir şeyi olmayan miray
Küçükken bana masal okuyan bir babam bile yoktu, ne uyumadan önce ne de normal zamanlarda... hani bazı kızlar var ya babalarının prensesi, güzel kızları ben hiçbir zaman onlardan olamadım
Ben her zaman Miraç`ın, ikiz kardeşimin prensesi oldum, bu bizim hikayemiz... Miraç ve benim hikayem bu hikayenin sonunda ya kurtulacağız ya da canavarın kulesindeki karannlık bir odada öleceğiz
Okuma 42.77k
Oy 3.11k
Bölüm 51
Yorum 423
Gökçe dansçı biriydi. Lise de bir sürü birinciliği grubu ile almıştı. Bazen şarkı söylüyorlar ama çoğunlukla streslerini dansta atıyorlardı.
Anne ve babası kötü olsada abisi ile Gökçe evinde mutluydu.
Takii gerçek ailesini öğrenen kadar. Sakladıkları şeyler vardı Tuğba ve Gökçe`nin . Ayrıyetten yeni şehre taşınan Gökçenin haberi olmadığı hayatında olan gerçekler onu yıkacekken bu yolda karşısına çıkacak bir çok sorunla karşı karşıya kalacaktır. Bu zorluklarda ona sahip çıkan kız arkadaşlarında sonra ona değerli hissettirecek bir grupla tanışacak.
Gökçe nin savaşı ile baş başa kalın bakalım. HOŞGELDİNİZ
Wattpadde yayınlanmaya başlanmıştır.
Okuma 45.01k
Oy 2.95k
Bölüm 34
Yorum 880
"Zorla Sevda" - Kısa Özet
Serra, kan davalarıyla yoğrulmuş bir mafya ailesinin asi ve güçlü kızıdır. Ağabeyi Kadir’in ölümünden sonra ailesi, iki düşman mafya arasında barış sağlamak için onu, kardeşinin katili olduğu söylenen Cemil Karabey ile zorla evlendirmeye karar verir. Serra için bu evlilik, bir mahkûmiyetten farksızdır. Ancak zamanla, Cemil’in sadece soğuk ve acımasız bir mafya varisi olmadığını, onun da kendi içinde savaşlar verdiğini fark eder.
Bu evlilik sadece bir ateşkes değil, aynı zamanda yeni bir savaşın da başlangıcıdır. Serra, kendini Cemil’in karanlık dünyasında bulurken, hem kendi ailesinin hem de Cemil’in düşmanlarının entrikalarına karşı mücadele etmek zorunda kalır. Zorla başlayan bu evlilik, zamanla tutkulu bir aşka dönüşmeye başlarken, ikili geçmişin sırları ve ihanetiyle yüzleşir.
Serra ve Cemil, düşmanlarına karşı birlikte savaşırken, aşklarının gerçekten kader mi yoksa bir lanet mi olduğunu keşfetmek zorunda kalacaklardır…
Okuma 4.69k
Oy 201
Bölüm 16
Yorum 11
Herekse Selamlarrr.
Öncelikle biz bu hikaye e 2 kurucuyuz diğer kurucu hesabi hazelistee
Kanalinda takip atin ve hikayenin bölümlerine oy vermeyi unutmayın.Bide yorum atarsanız okurum hoşuma giderr🥰
Neyse ben hikayenin tanitimina geçeyimm😁
Öncelikle belirtmek isterimki hikayenin tanintim bölümünde bizim yüzlerimiz hakkimızda bilgiler yazacaktır oradan okuya bilirsiniz.
Yani hikayede benim en yakin arkadaşim sinif arkadaşım olsada çokkk yakini ben ondan bir yaş olduğum için o benimm kardeşimm bende onun ablasi gibiyim😇
Biz okulda eskiden okul kolidorlarina çikmazdik çünkü biz 5 ci sinif ta tanişdiğimiz için sinif rehberi izin vermezdi.
Ama biz 7 ci sinif tan sonra artik çikmaya başladık.Ve çikar çikmaz ben ön sinif ta olan bir erkek hoşuma gitdi.🙃Ve onubdan benden hoşladiğini düşünüyordum ve yanilmadimdaa.😁Düşüdüğüm gibi görür görmez oda bana aşık olmuş.Ada ise kendi mahallesinde oturan bir erkek ona aşık olmuştu. Ve bu Erkeğin bu okulda okuduğunu gördük.
Herşey çoktan bitmiş miydi? Yoksa yeni mi başlıyordu? Ben bambaşka hayaller kurarken hayatın bana kahkahalarla gülme şekliydi belkide bu yaşadıklarım. Hayır ama ben kolay pes eden birisi değilim. Düştüm yandım öldüm ve küllerimden bambaşka bir ben olarak geri döndüm. Bekle beni hayat şimdi seninle görülecek kapanmamış hesapları kapatmaya geliyorum. Ben Kardelen Hazan Yazgı. Bu oyunu artık kendi kurallarımla oynuyorum herkese ve herşeye inat...
Okuma 20.31k
Oy 1.36k
Bölüm 51
Yorum 52
**Giriş:**
Baharın ilk günlerinde, doğanın uyanışıyla birlikte küçük bir Anadolu kasabasında hayat yavaşça dönmeye başlıyordu. Ancak bu güneşli günler, bölgede köklü geleneklerin ve sert kuralların hâkim olduğu aşiret ve aile hayatında tam anlamıyla bir huzur getirememişti. Aşiret ağası olan Boran, uzun yıllar boyunca kan davasının ve alınan intikam kararlarının gölgesinde büyümüştü. Varlıklı ve kudret sahibi olan Boran, bu yolda yürürken ruhunun derinliklerinde bir başka zaaf ile mücadele ediyordu: Sevdası.
Diğer yandan, kasabanın yeni atanan doktoru Büge, şehre dönebilmek için umutsuzca fırsat arayan genç bir kadındı. Modern tıbbın inceliklerine hakim, hayat dolu Büge, kasabanın derin gelenekleri ve kanunlarıyla zıtlaşan bir yaşam tarzına sahipti. Ama bu kasabadaki her birey gibi, o da yavaş yavaş geleneklerin kıskacında debelenmeye başlıyordu.
Bir akşam, Büge’nin klinik kapısını çalana kadar her şey sıradan görünüyordu. Boran’ın hastaneye getirdiği yaralı bir köylü, dosdoğru geçmişin hayaletlerinin peşinden gelen Boran ve Büge’nin yollarını kesiştirdi. İkisi de birbirinden farklı dünyalarda yaşıyor olsa da, zamanla birbirlerinin hayatlarında derin izler bırakacaklardı.
Fakat, aşiret gelenekleri ve töreler, bu yaklaşık aşkı tehdit eden karanlık gölgeler gibi, her an her yerde beklemekteydi. Büge, bir yanda kendi çağdaş düşünceleri ve hayalleriyle, diğer yanda Boran’ın üzerindeki sorumluluklar ve aşiret kültürünün baskısıyla, belirsiz bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyordu.
Yüzyıllardır süregelen bu görkemli fakat acımasız geleneklerin arasında, aşk ile onur arasındaki ince çizgide duracak olan Büge ve Boran, hem kendi içsel savaşlarıyla hem de dış dünyanın dayatmalarıyla yüzleşmek zorundaydılar. Hayatın acımasız öğretisinde, ikisinin de neyi seçmeleri gerektiğini bulmaları hem bir mücadele, hem de bir sınav olacaktı.
Okuma 4.32k
Oy 164
Bölüm 72
Yorum 3
Eğer yazdığım kitap çalınır veya izinsiz alıntılanırsa, bu telif hakkı ihlali olur ve hukuki işlem başlatabilirim. Türkiye’de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bu suçtur. Maddi ve manevi tazminat davası açabilir, hapis ve para cezası talep edebilirim. Ayrıca, çalıntı içeriğin kaldırılması için yasal yollara başvurabilirim.
Şehrin karanlık sokaklarında yürüyen bir adam... Ne tam olarak bir kurban, ne de bir kurtarıcı. O sadece Gölge. Geçmişi sırlarla dolu, hafızasında derin yaralar taşıyan bir adam.
Gölge`nin tek bir amacı vardı: geçmişinin izlerini takip etmek. Ancak, kader onun peşini bırakmaz. Ateş`in geçmişten kaçışı, eski defterlerin açılması ve yıllar önce kaybettiği ailesinin ardında bıraktığı karanlık...
Bu, bir intikam hikayesi değil. Bu, kaybolmuş bir ruhun kendini bulma yolculuğu. Sessiz adımların, derin sırların ve geçmişin gölgeleri arasında sıkışıp kalmış bir adamın hikayesi.
Bazı insanlar unutmayı seçer. Bazılarıysa gölgeleriyle yaşamayı...
Okuma 621
Oy 249
Bölüm 72
Yorum 3
Bir devrim, bir halkın özgürlük mücadelesi, ve son bir krallığın çöküşü…
Althera Krallığı, yıllarca süren baskı ve despotik yönetimle halkını ezmiş, adaletsizliğin ve sefaletin hüküm sürdüğü bir diyara dönüşmüştür. Fakat halkın sabrı tükenmiştir. Kadin, direnişin lideri olarak halkı birleştirir, Eryndor adlı bir isyan hareketi başlatır. Onun ardında ise Elara, Thorne, Isolde gibi cesur ve kararlı liderler vardır. Ancak eski düzenin simgesi Arden, ve onun destekçileri, Althera’nın gücünü korumak için her türlü yolu deneyeceklerdir.
Bir tarafta özgürlük, diğer tarafta ihanete uğramış bir soyluluk sınıfı… İsyanın içinde yer alan her birey, sadece kendi geleceğini değil, tüm halkının kaderini şekillendirecek bir seçim yapmak zorunda kalacaktır.
Okuma 312
Oy 131
Bölüm 16
Yorum 5
Gece sakin ve sessiz bir kızdır.Eren ise tam tersi.Peki bu ikili nasıl denk geliyorlar?Bir parti ile.Okurken tüm detayları iliğinize kadar hissedeceksiniz.
Bir şans verin,pişman olmayacaksınız.
Okuma 9.49k
Oy 509
Bölüm 19
Yorum 108
İlk defa birisinin yanında ağladım. İlk defa birisinin omzunda ağladım.
İlk defa birisine böyle sığındım.
Omzunda ağlamam daha da şiddetlendi. O ise hiçbir şey söylemeden sadece sustu. Sakinleştirmek için arada sırtımı sıvazladı.
~
Bu hikaye her şeyini kaybettiği zaman her şeyini bulan bir kızın hikayesi.
Bu hikaye babası hayatta olmasına rağmen baba şefkatini ve sevgisini hissedemeyen bir kızın hikayesi.
~
Annesini çok küçük yaşta kaybetmiş olmasına ve babasının ona yaptıklarına rağmen hayattan ümidini kesmeyen Efnan babasının onu kendi canını kurtarmak için tefeciye satmasından sonra hayata olan ümidini kesmişti. Ama onun ümitlerini tekrar yeşertecek birisi vardı…
‼️Bu hikayeyi daha öncesinde wattpad de yayınlıyordum. Ama wattpad e hiçbir şekilde giremediğim için buradan devam ediyorum‼️
Okuma 4.75k
Oy 257
Bölüm 12
Yorum 433
Sadece günlük ya da gelişi güzel hissettiğim duygular üzerine farklı bölümlerden oluşacaktır .
Okuma 337
Oy 52
Bölüm 13
Yorum 12
Tesadüf yoktu bu evrende, insan yaşaması gereken her şeyi yaşamalı, hissetmesi gereken her şeyi hissetmeli ve hayatının analizini yapmalıydı, ancak o zaman hayatın onu buluşturmak istediklerine hazır olabilirdi.
Yeni bir kitap ile karşınızdayım, umarım bu kitabımda da bütün duyguları siz sevgili okuyucularıma hissettirebilirim. İyi okumalar..
Okuma 5.71k
Oy 468
Bölüm 11
Yorum 137
“Uraz şefim o pastacıyı öyle yaylana yaylana karıştırırsan dibini sen temizlersin, elimi bile sürmem haberin olsun."
Yüzündeki şerefsizlik akan gülüşü her daim olduğu gibi yerindeydi.
"Fatma Şefin dediği üzere pek bir becerikliymişsin sen pastacı konusunda. Gel yap bakalım."
Elimdeki bıçağı ada tezgaha bırakıp ocağın başına geçtim.
"Benim becerikli olmadığım konu yoktur Uraz şefim. Beni kendinizle karıştırmazsanız sevinirim."
Ellerini iki yana kaldırıp geriledi.
"Ben o kadar güzel olmadığımı bu denli güzel kokmadığımı biliyorum Asya. Seni kendimle karıştırmam için bütün duyu organlarımı kaybetmem lazım. Aksi takdirde bu senin her bir zerrene fazlasıyla terbiyesizlik olmuş olur."
Başımı kremaya çevirdiğimde kül olmuş dibi ile hızla ocaktan çektim.
"Demek ki dikkatin çabuk dağılıyormuş, al sana becerikli olmadığın bir konu daha."
Yemin ederim bu adamın sözlük anlamı bile gıcıktı. Yakışıklı ve big boy bir gıcık.
🍪☕🍪
Sadece staj için gittiğiniz kafede ilk yılınızın harika geçmesi, ikinci yılınızında şefinizin tatile diye çıkıp bir daha gelmemesi ve onun yerine gelen şefin yakışıklı bir big boy olması için yapmanız gereken tek şey benim yerimde olmak.
Evet evet çok bir şey değil yani.
Ben kim miyim?
Tanıştırayım canım; şef, pastacı, güzellik abidesi, ailenin diyetisyeni, yazar ve can.
Hayatımın yirmi yıl içinde kullanmayıp depo yaptığı şansımı nasıl bir senede harcıyorum görmek isterseniz sizi buraya bekleriz.
Dikkat aşırı derece tatlı içerir! Hamile ve bu kitabın okuyucuysanız yazarına ulaşıp ondan pasta istebilirsiniz, kendisi de pastacı da. (EVET BENCE DE BENDEN ÖZENDİ)
Okuma 27.5k
Oy 2.52k
Bölüm 44
Yorum 1.4k
Liseye yeni geçmiş henüz hayatın başında olan Selin,Hayatın çemberinden 3. Kez geçen Mert ile tanışır.Selin ve Mert’in arasındaki yaş farkı herkese “tuhaf”gelmektedir.En garibi ise Mert’in geçmişi ile fazla ilgilenen bu okul,Selin’e her şeyi anlatıp aralarını bozma derdindedir.Selin’e zorbalıklar yapar,aklını karıştıracak bir sürü şey söylerler.Selin ve Mert her şeye rağmen devam etmeye karar verir ancak…Fazla spoi vermeyelim.İyi okumalar:)
Okuma 276
Oy 33
Bölüm 13
Yorum 105
Bir sokak çocuğu ve bir kabadayının çevresinde gelişen, Aşk, dram ve macera ile dolu 70 yıllardan 90 lı yıllara kadarki Diyarbakır ve Türkiye deki siyasal olaylar.
Okuma 583
Oy 129
Bölüm 15
Yorum 6
Onu ilk ben gördüm benim karım olmalıydı dedi Ömer ağa,Sen öğle san bende gördüm, Abi o artık benim karım ondan uzak dur abimsin demem dedi Azat ağa....
Dans etti kadın kendi etrafında, etrafında ona bakan 2 adamı bilmeden, yüzünü gökyüzüne çevirdi karanlıkta çıkabilecek yıldızları bilmeden,o güneşi görmüştü artık biliyorduki yıldızlar güneş olmadan parlayamazlardı, peki ben yildızsam parlamama sebep olan guneşim kim?dedi kendi kendine, başını yukarıya doğru çevirdi güneşi beklerken Ateşi gördü, Ateş parlatır mıydı yoksa yakar mıydı?
Seçim hakkı sunuldu nazlı`ya, karşısındaki iki adama baktı, birisi bebeğinin babası, diğeri kalbinin sahibiydi, dudaklarını araladı seçimini söyleyecekti ama…………
Not: farklı bir berdel hikayesi okumak istiyorsanız buyurun ☺️
Okuma 52.95k
Oy 11.91k
Bölüm 69
Yorum 739
Karanlığın en derin anında parlıyoruz, çünkü biliyoruz, Türklerin şafağı sökecek, bozkurtlar dirilecek!
Okuma 426
Oy 182
Bölüm 14
Yorum 10
Çilekli çikolata:
😂😂
Sevmene sevindim.
Barın:
Desene daha seveceğim çok şey var :)
Görüldü...
Okuma 11.44k
Oy 737
Bölüm 17
Yorum 70
Eren, takım arkadaşının onu öldürmesine sinirlenip, küçük bir uyarıda bulunmak ister.
Okuma 47.19k
Oy 4.48k
Bölüm 25
Yorum 2.94k
Trend olan film dizi ve kitap önerileri
Okuma 1.71k
Oy 128
Bölüm 34
Yorum 14
Klasik gerçek ailem kurgusu.
Okuma 1.81k
Oy 194
Bölüm 13
Yorum 67
Eslem,” dedi, sesi biraz titreyerek.
“Seninle büyüdüm, her anı paylaştık. Ama bu son zamanlarda, hislerim değişti. Sadece senin yanında olmak istiyorum; seni daha derin bir şekilde seviyorum."
" Kalbimdeki bu duygular, çocukluğumuzun dostluğunun çok ötesine geçti. Her gün seni düşündüğümde, senin gülüşün içimi ısıtıyor. Seninle geçirdiğim her an, benim için çok özel. Ama en önemlisi, seni düşündüğümde içimde bir boşluk hissediyorum; sanki başka bir parçam eksik.”
Bu sözler, beni derinden etkiledi. Kalbim birden ağırlaştı; hissettiğim karmaşık duygular karşısında ne yapacağımı bilemedim.
Onun içindeki boşluğu hissettiği gibi, ben de onu düşündüğümde içimde bir şeylerin eksik olduğunu biliyordum.
Ama Demir’in söylediği her kelime, benim için çok kıymetliydi. Her gün seni düşündüğümde, senin gülüşün içimi ısıtıyor sözü kafamda yankılanıyordu.
İçimdeki duygular, adeta bir fırtına gibi coşuyordu.
Demir “bir şey söylemeyecek misin” dedi. Gözlerinde bir şey söylememi isteyen bakışları vardı.
Ama aramızda hala büyük bir engel vardı: Abim Çınar. Onunla olan sorunlarımız, Demir ile aramda bir belirsizlik yaratıyordu. “Demir,” dedim, sesim titrek bir şekilde döküldü.
“Seninle ilgili hislerim de çok karmaşık. Ama abimle olan ilişkim beni durduruyor. Onunla barışmadan, bu duygularımı tam anlamıyla yaşayamayacağımı biliyorum.”
Okuma 9.88k
Oy 984
Bölüm 32
Yorum 904
Mısra Kardeşinin attığı mesaj ile morali bozulmuştur İş Arkadaşı onu güldürürken Emir Kızın Gülüşünü duyar ve bu gülüşe Aşık olup Gülüşü bırakmak istemez
Okuma 8.84k
Oy 1.26k
Bölüm 32
Yorum 649
İnanmalımıydın ona , yapabilirmiydim ona inana bilirmiydim . Bilmiyorum bu hale nasıl geldiğimizi bilmiyordum , bildiğim tek bir şey vardı oda benim kör noktam olduğu .
Okuma 28.76k
Oy 1.52k
Bölüm 42
Yorum 235
Gazeteci Fidelya Soykan, ilgi çekici haber arayışındayken işler ters gider. Devlete karşı konsey ile alakalı önemli bilgilere çoktan şahit olmuştur. Fidelya olayı daha sindirememişken izlendiğini farkeden teröristler bulunduğu yere, Midyat’a, saldırı düzenlerler. Amaçları o kadını kaçırıp ne haltlar karıştırdığını öğrenmektir.
Tabi ülkelerini korumak için canı pahasına savaşmaya hazır olan Türk askerlerinden Gölge Timi’de o gün, oradadır.
Gölge Timi komutanı Yüzbaşı Turan Kaner ise Fidelya Soykan’ı sonuna kadar yaşatmakta kararlıdır.
Okuma 9.28k
Oy 808
Bölüm 51
Yorum 174
Beş büyük ırkın yer yüzüne hükmettiği bir dönemdi. Uzun ömürlü ve uzun kulakları ile öne çıkan Elfler Rikher Krallığını kurmuştur. Elflerin kanından gelen yinede şeffaf kanatlarla doğmuş olan Periler Wiskos Krallığını. Hayvani özelliklerine sahip Yarı insanlar Talpol Krallığını ve düz insanlar ise Bratson Krallığını kurmuşlardı.
Kesilen damarından zümrüt fışkıran ayrı bir ırkta vardı. Klowlar. Gözlerinin kırmızılığı onların en belirgin özelliğiydi. Onlar Eccad Krallığını kurmuşlardı. Yağmacı bir topluma sahipti. Parlak şeylere düşkündülükleri diğer krallıkların hazinelerine göz dikmelerine neden olmuştu. Büyüye olan yatkınlıkları Eccadlıları durdurulamaz yapıyordu. Elf kanıda taşıdıkları için uzun yaşaya biliyorlar.
Elfler her toplum ile akrabalık ilişkileri olmasının sebebi kaynaşmayı seviyor olmalarıydı. Buda yeni ırkların doğuşuna sebep olmuştu. En büyük pişmanlıkları Klowlar gibi bir türün atası olmaktı…
Bilindiği gibi kahramanları hayvanlar olan, güldürüp düşündüren; eğitici, öğretici ve eğlendirici öykü ve masallara ÖYKÜNCE (FABL) denir.
Ezop`a ait öyküncelerden esinlenerek ve aslına sadık kalarak çocuklar için yazdığım şiirler.
Angelo, ailesinin yükünü omuzlarında taşıyan sessiz bir delikanlı. Çiftlikte geçen yorucu günler, evde kopan gergin sofralar ve her geçen gün biraz daha zorlaşan hayatı.
Ancak bir gün kasabaya yeni taşınan esrarengiz bir genç olan Alessandro’nun gelişiyle, içindeki başka bir dünya uyanır.
Alessandro’nun geçmişi dedikodularla örülmüş, sessizliğiyle etrafına duvarlar örmüştür. Ama Angelo’nun ona duyduğu şey, sadece merak değildir. Bu yeni tanıdık, Angelo için karmaşık bir duygunun, adı konulmamış bir yakınlığın simgesi haline gelir.
Aile baskısı, toplumsal yargılar, saklanan gerçekler ve sessiz çığlıklar arasında sıkışan bir gençlik… Bu hikâye, sevilmenin günah sayıldığı bir zamanda, sevmenin neye mal olabileceğini anlatıyor.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
Velmora’nın sessizliği artık yalnızca bir fısıltıdan ibaret.
Taçlar birer birer düşerken, krallıklar entrikanın, ihaneti dostluktan ayırmanın mümkün olmadığı bir girdaba sürükleniyor.
Sireva Noctharn, kaderin yüklediği lanetle savaşırken, sadece kendi hayatını değil, tüm Velmora’nın dengesini ellerinde tutar. Düşmanlar artık gölgelerin ardına saklanmıyor; maskeler düşüyor, sırlar kanla yazılıyor. Thandorel’in saraylarında yankılanan adımlar, geçmişin ayak sesleriyle birleşiyor.
Güç arayışında dostluk kırılır, aşk yanar, sadakat sınanır.
Ve bazen, yıkılması gereken ilk şey bir tahttır.
Kırık bir krallığın küllerinden doğacak olan, yalnızca en karanlık olan olabilir.
İtibar
Askeriyede doktorluk yaparken, üzerine atılan asılsız suçlamalar yüzünden hayatı altüst olan Zeynep, tek bir sır çantasıyla Ankara’dan kaçıp, Mardin sınırına kadar sürüklenir. Hayatındaki tüm güvenli alanlardan uzaklaşan Zeynep, yeni bir başlangıç yapmaya karar verir. Ancak bu kaçış, onu hiç beklemediği bir noktaya, hayatını sonsuza kadar değiştirecek bir karşılaşmaya götürür.
Sınırda, en büyük düşmanı ve aynı zamanda ona en çok güvenebileceği adam olan Çağatay ile karşılaşır. Sınırdaki bu çatışma, Zeynep’in yalnızca geçmişinden kaçmakla kalmayıp, aynı zamanda Çağatay ile de yeni bir yolculuğa çıkmasına yol açacaktır. Birlikte verecekleri mücadele, sadece geçmişin karanlık gölgelerinden değil, aynı zamanda birbirlerine olan güven ve sadakatlerinin sınandığı bir yolculuk olacaktır.
İtibar, güç ve saygınlığın, aşk ve güvenle nasıl harmanlanabileceğini anlatan, geçmişin ve geleceğin kesişiminde iki insanın birbirine duyduğu derin bağlılık ve sadakati keşfettiği bir hikayedir.
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
Karanlık uzayda kaybolmuş bir sır, okyanusun en derininden gelen yankılar...
Yazgı, neye inandığını, kime güvendiğini ve en önemlisi kendini sorgulamak zorunda.
Gerçekler sahte, sahte olanlar ise ölümcül. Sessizlikten gelen bir çağrıya cevap verir misin?"
Karanlık, artık sadece bir tehdit değil; Vira’thal’ın her köşesinden yükselen, her kalpte yankı bulan bir gerçektir. Kaos ve yıkım, son bir kez daha ayaklanmaya hazırlanırken, herkesin kaderi belirlenmek üzeredir.
Malven ve dostları, yıkımın eşiğine gelen dünyayı kurtarmak için son bir mücadeleye girişir. Ancak düşmanları yalnızca dışarıda değil, aynı zamanda içlerindedir. Güçlü birihaneden yükselen gizli entrikalar, geçmişin öfkesi ve son umutları tehdit ederken, herkes en karanlık yüzleriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Tüm dengeler değişiyor. Ve bu kez, kazanmak ya da kaybetmekten çok daha fazlası var.
Kader
Bir zamanlar, sıradan bir kasabada, sıradışı bir aile yaşardı. Ailenin iki çocuğu vardı: Kader ve Yağmur. Kader, 16 yaşında, beyaz tenli ve mordan pembeye geçişli uzun saçlarıyla dikkat çeken bir kızdı. Yağmur ise 8 yaşında, açık kahverengi tenli , tekerlekli sandalyesiyle etrafındaki dünyayı keşfetme çalışan ve kum rengi saçlarıyla sevimli bir çocuktu. Ancak, onların hayatındaki en ilginç şey, cadı ailesinden gelmeleriydi. Ne anneleri ne de babaları cadıydı ama ailelerinde cadılıkla ilgili bir geçmiş vardı. Bu yüzden Kader ve Yağmur, diğer çocuklardan farklıydılar. Onlar cadıları biliyorlardı ve onları kıskanıyorlardı. Neyse ki, cadı ya da peri olmamalarına rağmen, cadı-peri ortak okuluna gidiyorlardı.
KURŞUN VE LALE
Ve Diğer Kayıp Hikâyeler
İstanbul…
Bin yıllık suskunlukların, yarım kalmış cümlelerin, çözülmemiş cinayetlerin şehri…
Her sokağında bir sır, her taşında bir iz taşıyan bu şehirde, on farklı hikâye, tek bir gerçeğin etrafında sessizce dönüyor:
İnsan ruhunun karanlığı, bazen bir kurşun kadar keskin, bir lale kadar zarif olabilir.
Bu kitapta yer alan on hikâye, sadece birer suç dosyası değil; kaybolan hayatların, yarım kalan aşklarla yoğrulmuş bir geçmişin, adaletle vicdan arasındaki o ince çizginin öyküsüdür.
Kurşun ve Lale, bir cinayetin gölgesinde açan bir çiçeğin hikâyesi.
Zamanın, mekânın ve hafızanın sınırlarını zorlayan, duyguyla zekânın iç içe geçtiği 10 hikaye.
Yeri geldiğinde bir çatının ucunda yanan sigara dumanı, yeri geldiğinde emniyetin loş bir odasında çözülen bir sessizlik...
Brezilya da doğan bir gencin Santos altyapısında gelişen ve sonra ilk profesyonel sözleşmesini imzalayıp futbol tarihine geçen Bir futbolcunun kendi yazdığı bir kitaptır.
Bir zamanlar bilinmeyen, bir zamanlar kaybolan… Geçmiş, her şeyin başlangıcıdır.
Halkın sırları, kadim düşmanlıklar ve unutulmuş aşklar… Mor Dümen, geçmişin derinliklerine inmeyi, kaybolmuş bağlantıları ve bir zamanlar unutturulmuş hikâyeleri keşfetmeyi vaat ediyor.
Bu novella, Mor Kader evreninin çok öncesine, kadim güçlerin ve içsel çatışmaların şekillendirdiği bir döneme ışık tutuyor. Mortis ve Ronan arasındaki nefretin kökenlerinden, Alex ve Isabella’nın gizemli geçmişine kadar her karakter, kaybolan parçaları bulmak için çaba harcıyor.
Dört bölümlük bu yolculukta, birbirinden farklı bakış açıları, kaybolan hatıraların yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak. Ama ne kadar geçmişi keşfedersek, o kadar karanlık bir geleceğin kapılarını aralıyoruz.
Geçmiş ne kadar derinse, geleceğin karanlığı da bir o kadar derindir.
Sen Diye Başladı
Bir bakışla başladı… bir ömre yayıldı.
Bir adam, bir kadını gördü.
Ve o an, hayatının yönü değişti.
Kelime kelime, his his örülen bu kitap,
aşkın en yalın ve en yakıcı hâlini anlatıyor.
İlk bakıştan vedaya kadar uzanan bir ömrün şiirle yazılmış hikâyesi…
Bu kitapta her şiir bir duraktır:
Görmek, istemek, yaklaşmak, sevmek, kaybetmek ve… hatırlamak.
"Sen Diye Başladı", sadece bir aşkı değil,
herkesin içinde bir yerlerde sakladığı *“keşke”*leri, *“belki”*leri ve “sessiz” çığlıkları dile getiriyor.
Bu kitap,
herkesin bir gün yaşadığı,
ama çoğunun adını koyamadığı duygular için yazıldı.
Sen de yaşadın mı?
O zaman bu kitap,
zaten senin hikâyendi…
1999 Yalova-Gölcük depreminden sonra, Hürriyet Gazetesinin gazetecileri depremin izlerini silmekte olan Yalova/Çınarcık`a haber yapmak üzere kampa gider.
***
Aşağıda okuyacağınız hikâye, gazete ekibinden olan Mesut Türkcan`ın ve bir grup arkadaşının başından geçen olayları konu alacaktır.
Hikâye Mesut Türkcan`ın ağzından yazılacaktır, kamera kayıtları ise benim tarafımca sizlere betimlenecektir. (Kamera kayıtları gazete arşivindedir, alınmasına Müsaade edilmemiştir.)
Mesut Türkcan`ın izni ile yazılacak olan bu dosyada Yalova Depreminin izlerinden de söz edileceği için, etkilenecek ve belki kaybettiği yakınlarını aklına getirip sıkıntı içine girebilecek kişilerin okumamasını rica ediyorum.
18_Murat_18
Ölü bedenlerin kokusuyla onların gözünden gördükleri son üç saniyeyi görebilen benzersiz yeteneğe sahip dedektif Aşkım Lüks, sadık yardımcısı Remzi ile hem komik hem de gerilim dolu maceralara atılıyor.
Tükenmişlik sendromuna yakalanan Aşkım, polislik mesleğinden istifa eder ve cinayet bürosundan ayrılır. Kendi dedektiflik bürosunu açarak Turkish Pointer Dedektiflik Bürosu`nu kurar. İşte hikaye tam da bu noktada başlar.
Aşkım`ın hayatı, talihsizliklerle dolu bir serüvene dönüşür. Karşılaştığı her aksilik onu zorlasa da bu olaylar, her seferinde eğlenceli ve sürükleyici maceralara kapı açar. Aşkım ve Remzi, zorluklara birlikte göğüs gererek adalet arayışlarında komik ve heyecan dolu anlar yaşarlar.
Cesaret ve dostluğun iç içe geçtiği bu hikayede, Aşkım ve Remzi`nin başına gelenleri okumaya hazır olun. Eğlence garantili maceralar sizi bekliyor!
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Bilim adamı olan denizin hayatı girdiği bir flört uygulamasında tanıştığı bir kızla hayatı alt üst olur. Kızın bir vampir olduğunu öğrenir ve bu büyük bir sınav olur onlar için.
“Yanımda Değerli, Uzakta Eksik”, hayatın zorlayıcı gerçekleri ve karmaşık ilişkileriyle yüzleşen iki insanın hikayesini anlatıyor. Sare ve Mehmet, karşılarına çıkan engeller ve hatalarla şekillenen bir aşkı bulurlar. Ama bu aşk, sadece kalpten gelen duygularla değil, aynı zamanda güven, pişmanlık ve yeniden başlama cesaretiyle de büyür.
Sare’nin Gökhan’a olan derin sevgisi, Mehmet’in ona verdiği güvenle karşılaşacak ve bu karşılaşma, ikisini de çok farklı şekillerde dönüştürecektir. Hayatlarını birbirlerine adamaya karar verdiklerinde, geçmişin gölgesinden kurtulup, geleceğe umutla adım atarlar.
“Yanımda Değerli, Uzakta Eksik”, aynı zamanda birbirini anlamanın, affetmenin ve en zor anlarda bile sevmenin gücünü keşfeden bir hikaye. Hem kalbinizi hem de zihninizi derinden etkileyecek bir yolculuk.
Bilindiği gibi kahramanları hayvanlar olan, güldürüp düşündüren; eğitici, öğretici ve eğlendirici öykü ve masallara ÖYKÜNCE (FABL) denir.
Ezop`a ait öyküncelerden esinlenerek ve aslına sadık kalarak çocuklar için yazdığım şiirler.
Angelo, ailesinin yükünü omuzlarında taşıyan sessiz bir delikanlı. Çiftlikte geçen yorucu günler, evde kopan gergin sofralar ve her geçen gün biraz daha zorlaşan hayatı.
Ancak bir gün kasabaya yeni taşınan esrarengiz bir genç olan Alessandro’nun gelişiyle, içindeki başka bir dünya uyanır.
Alessandro’nun geçmişi dedikodularla örülmüş, sessizliğiyle etrafına duvarlar örmüştür. Ama Angelo’nun ona duyduğu şey, sadece merak değildir. Bu yeni tanıdık, Angelo için karmaşık bir duygunun, adı konulmamış bir yakınlığın simgesi haline gelir.
Aile baskısı, toplumsal yargılar, saklanan gerçekler ve sessiz çığlıklar arasında sıkışan bir gençlik… Bu hikâye, sevilmenin günah sayıldığı bir zamanda, sevmenin neye mal olabileceğini anlatıyor.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
Velmora’nın sessizliği artık yalnızca bir fısıltıdan ibaret.
Taçlar birer birer düşerken, krallıklar entrikanın, ihaneti dostluktan ayırmanın mümkün olmadığı bir girdaba sürükleniyor.
Sireva Noctharn, kaderin yüklediği lanetle savaşırken, sadece kendi hayatını değil, tüm Velmora’nın dengesini ellerinde tutar. Düşmanlar artık gölgelerin ardına saklanmıyor; maskeler düşüyor, sırlar kanla yazılıyor. Thandorel’in saraylarında yankılanan adımlar, geçmişin ayak sesleriyle birleşiyor.
Güç arayışında dostluk kırılır, aşk yanar, sadakat sınanır.
Ve bazen, yıkılması gereken ilk şey bir tahttır.
Kırık bir krallığın küllerinden doğacak olan, yalnızca en karanlık olan olabilir.
İtibar
Askeriyede doktorluk yaparken, üzerine atılan asılsız suçlamalar yüzünden hayatı altüst olan Zeynep, tek bir sır çantasıyla Ankara’dan kaçıp, Mardin sınırına kadar sürüklenir. Hayatındaki tüm güvenli alanlardan uzaklaşan Zeynep, yeni bir başlangıç yapmaya karar verir. Ancak bu kaçış, onu hiç beklemediği bir noktaya, hayatını sonsuza kadar değiştirecek bir karşılaşmaya götürür.
Sınırda, en büyük düşmanı ve aynı zamanda ona en çok güvenebileceği adam olan Çağatay ile karşılaşır. Sınırdaki bu çatışma, Zeynep’in yalnızca geçmişinden kaçmakla kalmayıp, aynı zamanda Çağatay ile de yeni bir yolculuğa çıkmasına yol açacaktır. Birlikte verecekleri mücadele, sadece geçmişin karanlık gölgelerinden değil, aynı zamanda birbirlerine olan güven ve sadakatlerinin sınandığı bir yolculuk olacaktır.
İtibar, güç ve saygınlığın, aşk ve güvenle nasıl harmanlanabileceğini anlatan, geçmişin ve geleceğin kesişiminde iki insanın birbirine duyduğu derin bağlılık ve sadakati keşfettiği bir hikayedir.
Velmora, büyünün her köşesine işlediği bir diyardır, ancak lanetli büyülerin yükselmesiyle karanlık her geçen gün daha da derinleşmektedir. Krallıklar arasındaki güç mücadelesi, eski emirlerin gölgesinde bir kez daha alevlenir.
Her büyü, yalnızca güç değil, aynı zamanda bir lanet taşır. Her emir, sırlarla doludur ve bu sırlar yalnızca itaat edenlerin değil, isyanın da içinde gizlidir. Bu topraklarda hayatta kalabilmek, sadece güce sahip olmayı değil, karanlıkla yüzleşmeyi gerektirir.
Sireva Noctharn, lanetli büyüyle olan bağını çözüp geçmişin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışan genç bir kızdır. Başka bir adam ise, kaybolmuş bir gücü yeniden bulma peşindedir. Birlikte, diyarı tehdit eden eski bir gücü uyandıracaklardır. Ancak bu yolculuk, yalnızca geçmişin sırlarını değil, kendilerinin de en derin korkularını ortaya koyacaktır.
Velmora, büyünün ve karanlığın gölgesinde, sadece hayatta kalmak değil, geçmişin ve geleceğin kaderini değiştirmek için bir mücadelenin başladığı yerdir.
Karanlık uzayda kaybolmuş bir sır, okyanusun en derininden gelen yankılar...
Yazgı, neye inandığını, kime güvendiğini ve en önemlisi kendini sorgulamak zorunda.
Gerçekler sahte, sahte olanlar ise ölümcül. Sessizlikten gelen bir çağrıya cevap verir misin?"
Karanlık, artık sadece bir tehdit değil; Vira’thal’ın her köşesinden yükselen, her kalpte yankı bulan bir gerçektir. Kaos ve yıkım, son bir kez daha ayaklanmaya hazırlanırken, herkesin kaderi belirlenmek üzeredir.
Malven ve dostları, yıkımın eşiğine gelen dünyayı kurtarmak için son bir mücadeleye girişir. Ancak düşmanları yalnızca dışarıda değil, aynı zamanda içlerindedir. Güçlü birihaneden yükselen gizli entrikalar, geçmişin öfkesi ve son umutları tehdit ederken, herkes en karanlık yüzleriyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Tüm dengeler değişiyor. Ve bu kez, kazanmak ya da kaybetmekten çok daha fazlası var.
Kader
Bir zamanlar, sıradan bir kasabada, sıradışı bir aile yaşardı. Ailenin iki çocuğu vardı: Kader ve Yağmur. Kader, 16 yaşında, beyaz tenli ve mordan pembeye geçişli uzun saçlarıyla dikkat çeken bir kızdı. Yağmur ise 8 yaşında, açık kahverengi tenli , tekerlekli sandalyesiyle etrafındaki dünyayı keşfetme çalışan ve kum rengi saçlarıyla sevimli bir çocuktu. Ancak, onların hayatındaki en ilginç şey, cadı ailesinden gelmeleriydi. Ne anneleri ne de babaları cadıydı ama ailelerinde cadılıkla ilgili bir geçmiş vardı. Bu yüzden Kader ve Yağmur, diğer çocuklardan farklıydılar. Onlar cadıları biliyorlardı ve onları kıskanıyorlardı. Neyse ki, cadı ya da peri olmamalarına rağmen, cadı-peri ortak okuluna gidiyorlardı.
KURŞUN VE LALE
Ve Diğer Kayıp Hikâyeler
İstanbul…
Bin yıllık suskunlukların, yarım kalmış cümlelerin, çözülmemiş cinayetlerin şehri…
Her sokağında bir sır, her taşında bir iz taşıyan bu şehirde, on farklı hikâye, tek bir gerçeğin etrafında sessizce dönüyor:
İnsan ruhunun karanlığı, bazen bir kurşun kadar keskin, bir lale kadar zarif olabilir.
Bu kitapta yer alan on hikâye, sadece birer suç dosyası değil; kaybolan hayatların, yarım kalan aşklarla yoğrulmuş bir geçmişin, adaletle vicdan arasındaki o ince çizginin öyküsüdür.
Kurşun ve Lale, bir cinayetin gölgesinde açan bir çiçeğin hikâyesi.
Zamanın, mekânın ve hafızanın sınırlarını zorlayan, duyguyla zekânın iç içe geçtiği 10 hikaye.
Yeri geldiğinde bir çatının ucunda yanan sigara dumanı, yeri geldiğinde emniyetin loş bir odasında çözülen bir sessizlik...
Brezilya da doğan bir gencin Santos altyapısında gelişen ve sonra ilk profesyonel sözleşmesini imzalayıp futbol tarihine geçen Bir futbolcunun kendi yazdığı bir kitaptır.
Bir zamanlar bilinmeyen, bir zamanlar kaybolan… Geçmiş, her şeyin başlangıcıdır.
Halkın sırları, kadim düşmanlıklar ve unutulmuş aşklar… Mor Dümen, geçmişin derinliklerine inmeyi, kaybolmuş bağlantıları ve bir zamanlar unutturulmuş hikâyeleri keşfetmeyi vaat ediyor.
Bu novella, Mor Kader evreninin çok öncesine, kadim güçlerin ve içsel çatışmaların şekillendirdiği bir döneme ışık tutuyor. Mortis ve Ronan arasındaki nefretin kökenlerinden, Alex ve Isabella’nın gizemli geçmişine kadar her karakter, kaybolan parçaları bulmak için çaba harcıyor.
Dört bölümlük bu yolculukta, birbirinden farklı bakış açıları, kaybolan hatıraların yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak. Ama ne kadar geçmişi keşfedersek, o kadar karanlık bir geleceğin kapılarını aralıyoruz.
Geçmiş ne kadar derinse, geleceğin karanlığı da bir o kadar derindir.
Sen Diye Başladı
Bir bakışla başladı… bir ömre yayıldı.
Bir adam, bir kadını gördü.
Ve o an, hayatının yönü değişti.
Kelime kelime, his his örülen bu kitap,
aşkın en yalın ve en yakıcı hâlini anlatıyor.
İlk bakıştan vedaya kadar uzanan bir ömrün şiirle yazılmış hikâyesi…
Bu kitapta her şiir bir duraktır:
Görmek, istemek, yaklaşmak, sevmek, kaybetmek ve… hatırlamak.
"Sen Diye Başladı", sadece bir aşkı değil,
herkesin içinde bir yerlerde sakladığı *“keşke”*leri, *“belki”*leri ve “sessiz” çığlıkları dile getiriyor.
Bu kitap,
herkesin bir gün yaşadığı,
ama çoğunun adını koyamadığı duygular için yazıldı.
Sen de yaşadın mı?
O zaman bu kitap,
zaten senin hikâyendi…
1999 Yalova-Gölcük depreminden sonra, Hürriyet Gazetesinin gazetecileri depremin izlerini silmekte olan Yalova/Çınarcık`a haber yapmak üzere kampa gider.
***
Aşağıda okuyacağınız hikâye, gazete ekibinden olan Mesut Türkcan`ın ve bir grup arkadaşının başından geçen olayları konu alacaktır.
Hikâye Mesut Türkcan`ın ağzından yazılacaktır, kamera kayıtları ise benim tarafımca sizlere betimlenecektir. (Kamera kayıtları gazete arşivindedir, alınmasına Müsaade edilmemiştir.)
Mesut Türkcan`ın izni ile yazılacak olan bu dosyada Yalova Depreminin izlerinden de söz edileceği için, etkilenecek ve belki kaybettiği yakınlarını aklına getirip sıkıntı içine girebilecek kişilerin okumamasını rica ediyorum.
18_Murat_18
Ölü bedenlerin kokusuyla onların gözünden gördükleri son üç saniyeyi görebilen benzersiz yeteneğe sahip dedektif Aşkım Lüks, sadık yardımcısı Remzi ile hem komik hem de gerilim dolu maceralara atılıyor.
Tükenmişlik sendromuna yakalanan Aşkım, polislik mesleğinden istifa eder ve cinayet bürosundan ayrılır. Kendi dedektiflik bürosunu açarak Turkish Pointer Dedektiflik Bürosu`nu kurar. İşte hikaye tam da bu noktada başlar.
Aşkım`ın hayatı, talihsizliklerle dolu bir serüvene dönüşür. Karşılaştığı her aksilik onu zorlasa da bu olaylar, her seferinde eğlenceli ve sürükleyici maceralara kapı açar. Aşkım ve Remzi, zorluklara birlikte göğüs gererek adalet arayışlarında komik ve heyecan dolu anlar yaşarlar.
Cesaret ve dostluğun iç içe geçtiği bu hikayede, Aşkım ve Remzi`nin başına gelenleri okumaya hazır olun. Eğlence garantili maceralar sizi bekliyor!
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Bilim adamı olan denizin hayatı girdiği bir flört uygulamasında tanıştığı bir kızla hayatı alt üst olur. Kızın bir vampir olduğunu öğrenir ve bu büyük bir sınav olur onlar için.
“Yanımda Değerli, Uzakta Eksik”, hayatın zorlayıcı gerçekleri ve karmaşık ilişkileriyle yüzleşen iki insanın hikayesini anlatıyor. Sare ve Mehmet, karşılarına çıkan engeller ve hatalarla şekillenen bir aşkı bulurlar. Ama bu aşk, sadece kalpten gelen duygularla değil, aynı zamanda güven, pişmanlık ve yeniden başlama cesaretiyle de büyür.
Sare’nin Gökhan’a olan derin sevgisi, Mehmet’in ona verdiği güvenle karşılaşacak ve bu karşılaşma, ikisini de çok farklı şekillerde dönüştürecektir. Hayatlarını birbirlerine adamaya karar verdiklerinde, geçmişin gölgesinden kurtulup, geleceğe umutla adım atarlar.
“Yanımda Değerli, Uzakta Eksik”, aynı zamanda birbirini anlamanın, affetmenin ve en zor anlarda bile sevmenin gücünü keşfeden bir hikaye. Hem kalbinizi hem de zihninizi derinden etkileyecek bir yolculuk.
Ben âşık oldum. Ama olmamam gereken birine...
Ben Mavi. Zorbalığın ortasında kalmış, herkesin dışladığı bir kız.
Ve o... Karanlık, gizemli ve uzak durmam gereken tek kişi.
Peki, imkansız bir aşk gerçekten yaşanırsa ne olur?
Kalbinde yara taşıyan biriyle, kalpleri kırmaktan başka iş bilmeyen biri aynı yolda yürüyebilir mi?
Cevap bu hikâyede. Hazırsan, birlikte düşelim bu aşkın içine...
Hazır mısın imkansıza âşık olmaya?
açıklanacak bir şey yok kızımızın mafya liderine yazması ve mafya liderininde aslında kızımıza yıllardır aşık olması olay şu aslında; kızın arkadaşı disaridayken bir adam onu kaçırır bir şeyler konuşurlar kız numarasını değiştirmiştir ve kızımıza verdiği numara mafya liderinin yani kızımız yanlış yazmadı numara bilerek yanlış verildi.
"Düşerken Tuttuğum", iki kız kardeşin birbirine paralel ama bir o kadar da zıt hayatlarının iç içe geçtiği, sırlarla dolu karanlık bir hikâyeyi anlatıyor.
Zambakların arasında saklı olan hakikat, onları birbirine bağlayan kan kadar keskin ve aynı zamanda kopmaya hazır bir bağdır. Aşk, suç, fedakârlık ve ihanet bu hikâyede birbirine karışıyor. Çünkü bazen en yakın bildiğin, en büyük düşüşündür.
“Gölgeyi hiç özlemedin mi, Rüya?”
Sesi yaklaştı. Soğuk ve alaycıydı ama içinde tanıdık bir sıcaklık taşıyordu. Yavaşça arkamı döndüm. Göz göze geldiğimizde zaman birkaç saniyeliğine durdu sanki. Gözlerindeki o koyu karanlık bana geçmişin karanlık tavan aralarını, saklanmış oyuncak kutularını, tozlu bir hafızayı hatırlattı.
“Gölge seni çok özledi” dedi, bir adım daha attı bana doğru. “Seninle tekrar oyunlar oynamak istiyor. Ama bu sefer ‘oynamak istemiyorum’ diyemezsin. Karşımda mızmız bir Rüya görmek istemiyorum.”
Kitapta +18 unsurlar bulunmaktadır.
Henüz 16 yaşına yeni girmişken annesini kaybeden ve babasız büyümüş idil ,geçmiş ve geleceği karanlık olan o güçlü kız.Acılarının üstesinden gelmeye çalışırken henüz teyzeleri tarafından yas tutulmasına izin verilmeyen o küçük kız çocuğunun büyüyüp kendine yapılan haksızlıkları ve yalanları görmesiyle kaldığı teyzesinin evini terk edip başka bir şehire gider .İdili bekleyen karmaşık arkadaşlıkları ve aşkıyla beraber ,geride bıraktığı ailesinin yaratacağı sorunlarla nasıl başa çıkacak...
"Sana ne yapmışlar Ayşin Birce?"
Gözlerini hüzün ve umutsuzlukla yumdu.
"Ben seni bana , bize nasıl inandıracağım?"
Kitapların içinde yaşayan Ayşin Birce bir gün mafya olan Malkoç`la tanışır. Hayatının Malkoç`la kitaplardaki gibi bir aşk yaşayarak geçeceğine inanan Ayşin Birce kocasının bebeğini öldürmesiyle gerçeklerle karşılaşır. Gerçek aşkı Tan Emir`le karşılaşana kadar düğüm düğüm olan Ayşin Birce Tan Emir`den sonra tüm düğümlerini çözebilecek mi? Yoksa yaşadıkları onların bir aşk yaşamasına engel mi olacak?
Hemşire olan hüma ailesinden uzak kalmamak için İzmir’e gider ve babasının albay olduğu karargahta hemşire olarak çalışmaya başlar en fazla ne olabilir ki...
Asker & Eski Asker
Gözlerimi gözlerine diktim. "Süsünden eksik olmuyorsun be kızım," dediğinde gözünün içi gülüyordu. "Yine hangi makyaj veya takı. Söyle güzelim. Söyle çünkü bunları bir tek senin için yaparım."
Yüzümde tebessüm yer edindi. "Bana mermi verir misin peki?"
Bir hata her iki hayatında sonu olmuştu
.
Kitabı yüzde yüz seveceğinize o kadar eminim ki.
!YAZIM DİLİ YETİŞKİN AĞZINDANDIR SAHNELERİ VARDIR AMA AÇIKLAR KESİLMİŞTİR.!
Aşk, intikamın gölgesinde doğarsa… Kimi yakar, kimi kurtarır?
Zerya, geceleri piyanonun tuşlarında hayat bulan zarif bir kadınken, gündüzleri yasal olmayan yollarda taşıdığı mücevherlerle karanlığa adım atan bir taşıyıcıydı. Onun iki hayatı vardı biri melodilerle süslenmiş, diğeri suskun ve tehlikeli.
Ve Gölge…
Adı yok, yüzü yok. Ama Zerya’nın hafızasında silinmeyecek bir iz. Yıllarını onu uzaktan izleyerek geçirmiş, geçmişin karanlığında büyüyen bir mafya. Sessizliğin içinden gelen bir kurşun gibi yakındı şimdi.
Ona yaklaştı.
Yaklaştıkça yanmaya başladı.
Tutku, intikamdan daha ağır basarsa ne olur?
İhanetle sarmalanmış bir geçmişin, tutkuyla yoğrulmuş bir geleceğe dönüştüğü bu hikâyede; bir kadın intikam için yola çıkıyor. Ama bu kez aşk, sadece bir silah. Ve intikam, oyunun sadece başlangıcı.
Zerya’nın sesiyle başlayan piyano, şimdi kurşun sesleriyle susacak.
İntikamla başlayan bu oyun,
şimdi aşkın en sarsıcı hâline dönüşüyor.
Ve bu kez kazanan yok.
Sadece yananlar var.
Zerya Karanis&BA diğer adıyla Gölge.⚜️
Başrol erkeğimiz kendi şirketinin patronudur kendisine özel kişisel asistan arar gittiği bir kafede başrol kızımızla karşılaşır ama nasıl bir karşılaşma olucak neler yaşanıcak hep beraber kitapta görücez canlarım 💗
Kitap hakkında!
Bu kitab tamamen eğlence amaçlıdır +18 vardır kitap kapağı bana aittir
Kitabımı okurken keyif alırsınız umarım sizleri çok seviyorum öpüldünüz😚🪷💖🫶💫
Henüz 18 yaşında bir genç kız olan Sıla Güngör, bir gün odasının ortasına amansızca giren altı kişi ile şoka uğrar. Hayattan pes edeceğine son derece eminken, bu altı kişi için yeniden yaşama tutunur ama geçmişi ardından sürüklenir. Ucunda yalnızca bir halat vardır ve yapması gereken o halatla olan bağı koparmaktır.
Ülkenin en iyi avukatlarından biri olan Mehir Aslan,bir mahkeme sonrasında basın tarafından saldırıya uğrar,ancak onu bu saldırıdan kurtaran kişinin onun hayatındaki yerini öğrenmesi biraz zaman alacaktır.
Kendi dünyasında yaşayan bir genç kız olan Günce`nin hayatı, mahalleye yeni taşınan Üsteğmen Mustafa ile bir anda değişir :)
Keyifli hikayelerini okumaya hazır mısın ?
Olaylar 2021`de geçmektedir....
Üşüdüm. Üşümemi sağlayan hava değildi, sevgisizlikti. Ölümüne sevilmeyen bir insanın kalbini hiçbir söz ısıtamazdı. Kalp ısınmazsa hiçbir yer ısınamazdı.
Gözümden bir damla yaş aktı yere; çiçeği büyüttü. Sevgisizliğin yağmuru yağdı üstüme; içimdeki çocuğu büyüttü.
Sevilmeyi bekleyen her kadın, içindeki çocuğu bilmeden büyütür. Artık insanların ona `yanımda çocuklaşıyorsun` deme gibi bir şansı kalmamıştır. Zaten bunu söyleyen insan büyütmemiş midir, o kişinin içindeki çocuğu sevgisizlikle?
***
Ailesinin onu evlatlıktan reddetmesi ile gidecek hiçbir yeri olmayan İl, son çare olarak en yakın arkadaşının evine gider. Orada da sıkıntılar peşini bırakmazken; en yakın arkadaşının yazlığına gitmeyi karar alır. Yeni insanlarla tanışmaya başlar ama bir şeyler ters gidiyordur. Kafasını dinlemek için çıktığı bu yolda, kafası daha da karışmıştır.
Unutmayın ki; Dünyanın fazla zamanı yok.
Konu;
Ayda Efsun, bir gün fazla baskıdan dolayı evden kaçar. Karanlık bir ormana giren Ayda`nın hiç beklemediği bir anda karşısına yaralı olan Türk askeri çıkar. Ne yapacağını bilemeyen Ayda, askere yardım etmeye karar verir. O gece bir olay olur ve Ayda`dan iki ay boyunca haber alınamaz. Olaylar daha da karmaşık bir hâl alırken, Atalay bu işin içinden nasıl Ayda ile çıkacağını düşünür.
Kitabımızın kapağını tasarlayan canım Marso`ma teşekkür ederimmmmm
@marsell
Otobüsteki insanları incelemekten sıkılıp camdan dışarı baktım. Sadece bir bakışımla hayatımın değişeceğini nerden bilebilirdim ki?
O an bir çocuk gördüm. Gözlerim büyüdü. İlk dikkatimi çeken şey gri kapüşonuydu. Dağınık siyah saçları vardı.
Öne doğru baktığımda ışıklara yaklaştığımızı gördüm. Lütfen kırmızı yansın... Lütfen kırmızı yansın...
Başlama: 11/05/2025
“İntikam, sabır ister.”
Dünya bir satranç tahtasıydı ve insanların çoğu da birer satranç taşı…
Kimi piyondu, kimi vezir, kimi kaleydi, kimi fil… Kimi ise Şah’tı ve Şah yenilirse oyun biterdi.
Ben henüz Şah değildim. Vezir de… Piyon olamayacak kadar iyi biliyordum bu oyunu ancak kale gibi açık ve düz de sayılmazdım.
Satranç tahtasının gizli kahramanıydım ben. Asiye Bolat’tım. Kalender mahallesinin Asi’si…
♟️
Asiye Bolat, on yaşında ailesini trajik bir şekilde kaybettiğinde, hayatının geri kalanını, ailesinin ölümüne sebep olduğunu düşündüğü insandan intikam almaya adar. Acılarını kalbine gömüp yalnızca öfke ve hırsla doldurduğu ruhuyla, on üç yaşında, küçük bir kızken kapatır duygularını herkese. Şimdi yirmi üç yaşında genç bir kadın olan Asiye, kaybettiği ailesinin mirasını yeniden kazanmak ve onların ölümünden sorumlu tuttuğu Necati Soykan ve Soykan ailesini yok etmek için amcası Tarık`ın rehberliğinde yıllarca hazırlandığı bir yola adım atar. Doğduğundan beri yanında olan ve onun hikayesine benzer şekilde babasını yitiren İlhan’ın ve en yakın arkadaşı olan Sevilay’ın yardımıyla bir intikam yolu yürümeye başlar. Satranç tahtasında bir oyuncu gibi düşmanlarının hamlelerini dikkatle izleyen Asiye, hem psikolojik bir mücadeleye hem de fiziksel bir savaşa girmeye hazırdır. Ancak Soykan ailesine karşı oynayacağı oyun, onu tahmin etmediği duygusal ve stratejik sınavlarla karşı karşıya bırakacaktır.
Geçmişin sırları ortaya çıktıkça, Asiye`nin adalet arayışı ve geçmişin hayaletlerinden kurtulma isteği daha da güçlenir. Ancak intikamın ağırlığı, Asiye`nin kalbini ne kadar taşıyabileceği konusunda onu sınar. Oyunu kuran, oyunu bozan olabilir bazen.
Bu yalnızca bir intikam hikâyesi değil, aynı zamanda kaybolmuş iki kayıp ruhun kendini yeniden bulma mücadelesidir.
“Dikenli Tellerin Ardında Kalan Ses”
Bu roman, Doğu Türkistan’ın kanayan yarasına tutulmuş bir aynadır.
Zühre, Tahir Ata, Aybars, Ömer Asaf ve nice karakter, baskı, zulüm ve direnişin iç içe geçtiği bir coğrafyada insan kalmanın mücadelesini verir.
Bir kırmızı karanfilin dikenli telin ucunda açtığı gibi, umut da en karanlık yerde filizlenir.
Çin Komünist Partisi’nin toplama kamplarındaki işkencelere, susturulan diller ve bastırılan kimliklere karşı bir haykırıştır bu eser.
Aşk, inanç, cesaret ve fedakârlık… Her sayfada biraz daha büyür.
Gerçekler can yakar, ama sessizlik öldürür.
Bu kitap, yaşananları ve yaşanılanları unutmamak için…
AL BAYRAKTAN GÖK BAYRAĞA SELAM OLSUN ❤️💙
Hayatımızı mahveden tek şey maskelerini takıp, bize gülümseyen insanlara öylece kanmamızdan başka bir şey değildi.
Ailesi yüzünden peşine takılan karanlık adamlardan kurtulmaya çalışan Yalnız Kuştu o. Kaçarken asıl karanlığın kollarına sığındığından haberi yoktu.
Karanlıktan korkan bir kadının karanlık bir adamla yollarının karşılaşmasının masalıydı bu. Yalnız Kuş`un masalıydı...
⚜️
Yeni bölümler salı ve perşembe günleri⚜️🥀
@siyahkedi: O resimdeki siyah kedinin beyaz kelbeğe hayranlıkla baktığı gibi ben de sana bakakaldım bugün
@siyahkedi: Sonra dedim ki neden hesabını bulup sana yazmıyorum
@siyahkedi: Bak zaten ismin de benziyor, beyaz ve Beyza
@siyahkedi: Sen de benim beyaz kelebeğim olur musun?
Bir Kış Masalı Hikâyesi...
" Kar taneleri kadar eşsiz, bir kış gecesi kadar huzurlu bir aşk... "
Berfu, ailesini kaybettikten sonra, çocukken tatil yaptıkları kasabaya tamamen taşınma kararı alır.
Bir kış gecesi, dışarıda yoğun kar nedeniyle mahsur kalması ona aşkı getirir. Erken yaşta ailesini kaybetmesiyle, kimsesiz kalan Berfu,
babasından hiç sevgi görmeyen, ailesinden kaçmak için başka şehre taşınan Çınar...
Berfu ve Çınar ailelerinden kalan boşlukları beraber doldurabilecekler mi?
Oyunun tamamlanması için kızın ölmesi gerekliydi…
“Bazı sonlar güzel bir başlangıçtır.” demişti büyükbabam. Ama benim sonlanan hikayelerim hiçbir zaman güzel başlamadı. Benim hikayelerimdeki kız yetim ve öksüzdü. Hayata tutunmaya çalışan ama tuttuğu her dalın kırıldığı bir kız…
Onu aldatan eski asker sevgilisine yazarken nerden bilebilirdi ki başka bir asker yazacağını...
Asla pişman olmayacağınız bir kitap iyi okumalar ballarımmm 💓
& Doktor Elif Yıldız
& K. Üsteğmen Cihan Akay
* Herşey üsteğmen Cihan`ın künyesini hastanede düşürmesiyle başladı . Doktor Elif`in künye` nin sahibini her gece düşündü. Hiç beklemediği bir anda karşısına çıkan künye`nin sahibinin gözlerine ilk bakışta aşık oldu.
+Künye... Size ait değil mi?
-Künyemin sizde ne işi var?
Kitap kapağını tasarlayan ZEHRA arkadaşıma çok teşekkür ederim.
@_gecenin_leydisi_
Kendinden on üç yaş büyük, kısır bir ağayla evlendirildiğinde henüz çocuk denecek yaştaydı. Kalbinde korkular, aklında sorular vardı. Ne bir gelecek hayali kurmuştu onunla, ne de bir sevda düşürmüştü yüreğine. Herkesin gözünde sadece bir gelindi; genç, taze, toy... Ama nereden bilirdi o gencecik kız, ağasının onu bir bebek gibi seveceğini, gözünden sakınıp pamuklara saracağını?
Onu bir eş gibi değil, sanki kırılacak bir cam gibi, incecik bir nar tanesi gibi koruyacağını nereden bilirdi? Ağa, eksik olan ne varsa tamamlamaya ant içmişti sanki. Çocuk yapamasa da, ona dünyaları verecekti. Sevgiyle, sabırla, sessizce büyütecekti içindeki korkuları...
Zamanla öğrendi kız. Sevginin ille de yaşı olmadığını, eksik gibi görünen şeylerin aslında fazlalık olabileceğini... Ve belki de ilk defa o adamın kollarında, dünya gibi dönen o koca yüreğin içinde, gerçek sevgiyi tattı.
---
Onlar seçilmişti.
Soyadları bir mirastı, kaderleri ise çoktan yazılmıştı.
İmparatorluğun küllerinden yükselen bir düzenin ardında, sessizce büyüyen bir karanlık vardı. Yüzyıllardır saklanan sırlar, kanla mühürlenmiş antlaşmalar ve tahta göz diken varisler… Her biri, geçmişin gölgesinde büyüdü. Ama gölgeler sadakat tanımazdı.
Bir yemin bozuldu.
Bir güven sarsıldı.
Ve bir ihanet zinciri başlatıldı…
İç içe geçen entrikalar, maskeler ardına gizlenen gerçek kimlikler ve taht uğruna göze alınan her şey... Şimdi herkes bir seçim yapmak zorunda:
Ya gölgede kalacaksın, ya da kendi karanlığını yaratacaksın.
"Varislerin Gölgesinde" serisinin ilk kitabı olan İhanetin Başlangıcı, güç mücadelesi, ihanet ve kaderin sert yüzleşmesiyle örülü bir destanın kapılarını aralıyor. Her hak eden varis değildir. Her varis, hayatta kalamaz.
Arkadaşlar bu bir kitap değildir.Sadece buradan size duyuru ve tavsiye vereceğim.Çünkü pano mesajı kısmında günlük 3 mesaj tek gönderebiliyorum.Bu yüzden duyurularımı ve tavsiyelerimi buradan yazacağım.Bilginize
"Ne oldu?" diye sordum korkuyla. Son dakika birşey çıkmıştı işte... Al başına belayı... "İstemediler mi Fatma`yı?" diye sordum.
Esma abla kapıyı kapattıp yatağa doğru yürüdü yanıma oturduğunda,
"İstemesine istediler de Fatma`yı değil seni istediler!" dedi karşısında ki kapıya boş boş bakarak.
"Ne..." dedim boş bulunup ama gerisi gelmedi. Ne demek beni istediler? Adam yüzümü bile görmedi nasıl beni isterler. "Şaka? " dedim olmadığını bile bile...
Kapıdan içeri bir hışım giren yengem ile şaka olmadığına emin oldum.
"Kalk bakalım gelin hanım!" dedi sinirinden alaya vuruyordu "Koskoca Karacahanlar`a gelin gidiyorsun şu haline bak!" dedi üstümü başımı düzeltmeye çalışarak.
"7 Aralık 2007 Yazgı dünyaya geldi ve sen tüm mektupları yaktın."
Kadın "Mektuplar..." diye fısıldadı.
Adam onu duydu "Sen o mektupları yaktın."
Adam ağır adamlarla uzaklaşırken kadın tek birşey söyledi. "Ben o mektupları yakmadım. Asla yakmayacağım"
Adam hiçbirşey duymadı. Son kez gördüğü kadına arkasına dönüp bir daha bakmadı.
Kadın gözden kaybolasıya kadar onu izledi. Adam gözden kayboldu. Kadın arkasını döndü ve ayağına karların çarptığı yolda yürümeye başladı. İçinden o ana dair tek dediği " 7 Aralık 2007 ben o mektupları yakmadım." oldu.
İkiside birdaha o günü hatırlamadı.
Bu hikayede geçen olay, kişi, yer ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.