Kitap Tür Kategorileri

Gece bir karanlık mıdır sizin için? Sadece bir vakit midir? Benim için değil. Benim için gece yaşama sebebim ve belki de ölüm sebebim ...

Arkadaşına mesaj atmak isterken bir örgüt liderine mesaj atan Ada akalp…

"Hiç romantik olamayacağım. Sana o kadar derece yaptırdım, bunun bedelini benimle evlenerek öder misin?" Kendi kurduğu cümleye güldükten sonra sesli bir şekilde yutkundu. "Benimle evlenir misin?"

Sonunu kimse bilemez.

Bitti... Susmak acıları içine atmak.. Kimseye anlatamamak .. Tecavüz ... Ve çığlıklar... Hikayeme davetlisiniz..

Albino kız ve onu arayan ailesi

ROMEO`NUN KALBİ MİYDİ ROSE`Yİ KENDİNE AŞIK EDEN YOKSA BATAN GEMİDEN KURTULMAK İÇİN ELİNİ UZATMAKTAN ÇEKİNMEDİĞİ HADSİZ HEVESİ MİYDİ?

Her şey saf bi sevgiden mi ibaret olur bu dünyada. Onlar için tam olarakta o şekildeydi. Onlar birbirlerine saf bi bağ ile bağlanmışlardı. Öztürk kardeşler üç erkek kardeşten sonra bi kızları kardeşleri olsun istemişlerdı. On altı sene sonra kız kardeşleri olmuştu ama anne ve babası bi kız çocuğunu istemiyordu. O gece kız kardeşleri doğmuştu ama annesi ve babası onu ve onları bırakıp gitmişti. O günden beri üç kardeşte onun üstüne düşmüştü. Melek gibiydi onlar için ondan dolayı ismini Melek koymuşlardı.

"Şimdi orada, penceremin dışında, kızıl kanatlarını nazikçe çırparak çekiliyor güneş. Her elvedasında dökülür birkaç yürekte sonbahar yaprakları. Soğuk eser bazılarına dört harfin rüzgarları. Koyu bir damla damlar kazara, buğulanır solan renklerde gün-neşesi. Ben onlardan değilim. Bekliyorum. Sadece bekliyorum. Odama vurmasını penceremden gümüş gölgelerin. Gözlerini yummaya başlamasını aynaların. Akrebin uyanıp rakamlardan sadece işaret etmesini Ay saatini."

Söylenen sözler, Kalpleri katleder...

Aşklar susmaya gelmez, haykırmalı insan. Hatta aşık olmak için çokta geç kalmamalı. Hayatın zorlu koşullarını elbette yaşamalı ama aşkı bulduğunda ona sıkıca tutunmalı ve hayatını onunla güzelleştirmeli. Onu haykırmalı, tamamen ona bulanmalı. Görünmeyen sevgiyi adında bile taşıyan Nihan Mihre ve biricik sevdiği Efe Alp`in, kaybettiği ve kazandığı zamanlara küçük bir göz atmaya ne dersiniz? 2 bölümlük kısa bir hikayedir. İlerleyen zamanlarda kısa özel bölümler gelecektir.

Mutluluğu kendimizi kandırarak elde edebiliyorsak bu hayatta, ben varım ikinci bir hayatta bile kendimi kandırmaya. Gerçekler çok acı, birer tokat adeta.

Hayat bir beden eksiltir, geriye anılarını bırakırdı...

Onu uzaktan sevmek aşkların en güzeliydi...

Sadece bir kadının hayatına bile dokunabilmiş ise ne mutlu biz kadınlara…

BİR KÜÇÜK AYDINLIK MESELESİ

Her bölüm farklı hikayeler içerecektir.

Dram içerir romantizm içerir

Kül Rengi Duvar

dram romantik bir kurgudur

Liseli bir arkadaş grubunun sıradan hayatına bir tutam aşk , az hüzün bol eğlence ekledim. Beş çayı tadındaki hikayeme misafir olmak ister misiniz? O halde haydi ilk bölümden okumaya başlayın.

Yeni bölüm gelecek.o nu da okumayı unutmayın eğlenceli olacak.

« Hikâye Tamamlanmıştır » İftiralar... Hayatımızın her yerindeler... Belki bir söylenti, belki de bir kan davası meydana getirirler... Ancak, tek birimize değil hepimize erisirler... Bir iftiranın peşinden sürüklediği bir takım olaylar dizisine şahit olmak istiyorsanız, bu kısa hikayeyi okumaya ne dersiniz?

Küçük bir çocuğun uçurtma uçurma sevdasını anlatıyor.

Her bakımdan sıradan görünen bir sabahtı...

Emre Yusuf`un fotoğrafına ilk başta yorum yapmıştı instagramdan o fotoğrafa şimdi ordamısın diye yazmıştı ilk başta birbirlerini hiç görmemişlerdi instagramdan tanışmışlardı sonra da Yusuf Emre ye bir zamanlar senle buluşalım sana dışarıda bir yerde kahve ısmarlayayım demişti Emre de Yusuf`a oturduğu evin Beştepe Pelit Orman Evleri Sitesinin konumunu atmıştı buraya gel demişti başkanım burası bana çok ters demişti gelmemişti önce dışarıda buluşalım sonra evine gelirim demişti o Gölbaşı nda oturuyor birde Gölbaşı`ndaki Gölpark Evleri Sitesindeki evinin konumunu atmıştı Emre Yusuf`a daha hiç tanışmıyorlardı yüz yüze Yusuf da güvenlik alır mı demişti bizim eve gelmekten korkmuştu daha tanımadığı için beni yüzyüze ben onu dövdürmeye dövmeye çağırdım zannetmişti sonra da Yusuf bir yerde arkadaşlarıylaydı dışarıda Emre Yusuf`tan konum istemişti oraya ben de geleyim demişti Yusuf da Emre`ye konum atmıştı babanla da tanışırız demişti Emre`ye babası götürmemişti Emre`nin babası biz onu tanımıyoruz o Yusuf`u güvenilir birimi bilmiyoruz demişti sonra da Emre sonra da Emre Yusuf a şu gün evimin orada Arabica Cafe`ye gel demişti sonra da Yusuf biz başka yerde buluşalım demişti Emre`ye sonra da Yusuf a hafta içi şu gün Armada`da buluşalım tanışalım demişti Yusuf da kabul etmişti ilk başta Emre`nin anası babası izin vermemişti biz onu tanımıyoruz demişti belki kötü niyetlidir demişti Emre`de tutturmuştu o benim 2.sınıfta sınıf arkadaşım Akmer`in liseden arkadaşı demişti Emre`nin anası babası da nereden biliyorsun demişti öyle olduğuna inanmamışlardı sonra da ben o Yusuf`a sormuştum sen Akmer`in liseden arkadaşımısın demiştim o da evet demişti anama babama da sonra ben demiştim o Yusuf ben Akmer`in okuldan arkadaşıyım dedi bana demişti anam babam da belki yalan söylüyordur demişti sonra da Emre 2.sınıftaki arkadaşı Akmer`e mesaj atmıştı bu instagramdaki Yusuf senin liseden arkadaşın mı demişti Akmer de evet demişti sonra Emre de anasına babasına Akmer e sordum o Yusuf Akmer`in liseden arkadaşı demişti Akmer de bana öyle söyledi demişti öyle Emre nin anası babası öyle inanmıştı sonra da emre evden çıktı fırladı koşa koşa o Yusuf`un yanına Armada`ya gidiyordu koşa koşa Emre nin anası babası da arabayla Emre nin peşinden gidiyordu oraya Emre`yi takip ediyorlardı Emre de Armada`ya gitmişti ilk defa birbirlerini yüz yüze görmüşlerdi internetten tanışmışlardı daha önceden sonradan Armada`da yüz yüze tanışmışlardı Emre`nin babası Hikmet de oraya gitmişti Emre`yle Yusuf`un yanına Yusuf`un babası Olcay da oradaydı Emre`nin babası Hikmet le Yusuf`un babası Olcay tanışmışlardı Emre`nin babası Hikmet o Yusuf un babası Olcay ı sevmişti ben Olcay amcanı sevdim demişti Emre`ye o arada birde sonra Emre`yle Yusuf Armada nın en üst katına çıkıp sinema bileti almışlardı sonra da babalarına haber vermişlerdi geri aşağı inip sonra da Emre nin babası Hikmet in toplantısı vardı Emre yi Yusuf la babası Olcay a emanet etmişti Emre size emanet demişti ben toplantıya gidiyorum demişti sinema bitince Emre`yi eve götürün demişti sonra da Emre ve Yusuf ve Yusuf`un babası Olcay Armada da sinema başlayınca girmişlerdi sinemaya girememişti Emre`nin babası Hikmet o toplantıya gitmişti çünkü Emre ve Yusuf ve Yusuf`un babası Olcay sinemaya girmişlerdi sinemadalardı sonra da sinema bitince gece olmuştu Emre`yi Yusuf ve babası Olcay eve götürmüşlerdi avm kapanmıştı heryer Emre`yi Yusuf un babası Olcay siteye bırakınca Emre demişti o Olcay`a ben kendim eve yukarı evimin kapısına kadar tek çıkarım demişti senin çıkarmana gerek yok demişti beni kapıya kadar bırakmana ondan sonra da Yusuf ailecek Emre`lerin evine gitmişlerdi Yusuf ve Yusuf un ablası ve Yusuf un babası onlar 4 ü hep beraber gelmişlerdi sonra da Emre nin ailesi ve Yusuf un ailesi hep beraber Emre`nin evinin orada 30 ağustos parkına gitmişlerdi hep beraber orada kafede oturmuşlardı ondan sonra da bir zamanlar bir akşam Yusuf`lar Emre`leri gölbaşındaki evlerine çağırmışlardı Emre`lerde gitmişlerdi o zaman bir akşam oturmuşlardı onların gölbaşındaki evlerinin bahçesinde ondan sonra da Emre amcasının oğlu Sedat ve Emre`nin anası babası Panora avmdeydiler o Yusuf larda oradaydı Yusuf bir an onların önüne çıkmıştı tesadüfen karşılaşmışlardı orada Emre`ler orada yemek katında yemek yerken tesadüfen karşılaşmışlardı sonra da Emre`nin ailesi ve Emre nin amcasının oğlu Sedat Yusuf un ailesi hep beraber o yemek masasında oturmuşlardı Emre`nin amcasının oğlu Sedat`da o Yusuf la tanışmıştı orada sonra da Emre`nin ailesi ve Emre nin amcasının oğlu Sedat hep beraber vilayetler evine yemeğe gitmişlerdi oradayken birde Emre nin ailesi Yusuf un ailesi ve Emre nin kuzeni Sedat hep beraber o vilayetler evinin oradaki gölbaşında göl kenarındaki parka yürüyüşe çıkmışlardı o yürüyüşte o parktaki Emre nin amcasının oğlu Sedat ve Yusuf birbirlerinin telefon numaralarını almışlardı ondan sonra da Yusuf lar ailecek Emre`lerin sitesine bakmaya gelmişlerdi çünkü onlar Emre`lerin evlerine taşınacaklardı çünkü sonradan Yusuf`lar ailecek Emre`lerin sitesine taşınmışlardı komşu olmuşlardı Emre`yle Yusuf da en yakın arkadaş olmuşlardı Emre`nin babası Hikmet onlara öyle demişti siz bizim siteye taşının Emre için demişti onlara onlar da taşınmışlardı sonradan da artık Emre nin ailesi Yusuf un ailesi aile dostu olmuşlardı birde onlar ailecek görüşüyorlardı sonra da Emre hergün o Yusuf lara gidip gelmeye başlamışlardı

Hayatı cidden ama cidden normal bir kız varmış tek yaptığı kalkmak gidip çalışıp geri eve dönüp uyumak ama geçmişte hiç öyle değilmiş çünkü hayatına ışık katan tatlı bir kız arkadaşı varmış ama o gittikten sonra hayatının düzeni değişmiş ne normal bir hayat yaşamaya başlamış hayatından o gittikten sonra hiç arkadaşı olmamış… Normal birgün şirkete gider ama patronuna acil vermesi gereken dosyalar aklına gelir ve ilk patronunun ofisine gider patronunun ofisinde yüzü tanıdık bir kadın ve tatlı bir küçük kız varmış bunlar patronunun ailesiydi muhtemelen evet öyleydi çünkü patronu kadına karıcım demişti kız içeri gitti ve dosyayı bıraktı kadın kızına: Tatlım uyuma zamanın gel kucağımda uzan ninnini söyleyeyim demişti Küçük kız annesinin kucağında yerini almış annesinin ninnisinin dinliyordu Annesi- Bim bap bap bim Bim bap bap bim Bim bap bap bim Bim bap bim Şt->parmak şıklatma Şt şt şt Uyu… Bim Kız bu ninniyi biliyordu!bu onun küçükken o hayatını ışıldatan arkadaşına uyuması için büyü olarak adlandırdığı ninniydi o zaman onun uyuması için saçmalayıp bunu söylemişti ama işe yaramıştı ikisi birbirine uyumadan önce hep bunu yaparlardı ve hemen uyurlardı… Kız hemen ninniyi tanıdı ve: Sen! Kadın-bir sorun mu var? :) Hyejin? Kadın-evet adım hyejin,siz tanıdık geldiniz? İsminiz nedir? Soel ismim soel Kadın-sen!Soel! İkisininde gözleri dolar iki yakın arkadaş sarılırlar Soel-Unutmamışsın :) Hyejin-bu şey olmazsa uyuyamıyorum çünkü ayrıca seni kalbime kazıdım nasıl unutayım anılarımızı! Soel-Seni özledim bim Huejin-seni özledim bap Sarılırlar ve eski dostlar kavuşur hayatları ışıkla dolar ikisininde KURGUDUR!

Küçük bir çocuk daha 11 yaşında ama yaşadıkları yaşı kadar küçük olaylar değildi… O çocuk,o yaşında görmemesi,şahit olmaması şeyleri görüp şahit olmuştu.O çocuk 11 yaşına gelene kadar hayat ona zindan olmuştu.O küçük kız dayanamıyordu artık… Galiba yolun sonuna gelmişti ya da öyle hissediyordu. Küçük kız artık pes etti.Hayata veda etme vakti gelmişti ve o kız bir mektup yazdı herkese ama tatlı kız uyuya kalmıştı, kan ağlaya ağlaya… Uyanmasının sebebi güzel güneş ışınları ve bu hayatta tek sevdiği onun için yaşadığı babasının öpücüğüydü…babası mektubunu okumuştu ama belli etmiyordu annesine anlatmıştı küçük kızın babası belli ki…Herkes ona 1 ay içinde umut olmuştu küçük kız demişti ki o bir umut olan mutlu ayın son gecesinde : Her güzel şeyin bir sonu vardır kimse hayatını mutlu yaşayamaz Allahım bu fani dünyayı bana kısa süreliğine cennet yaptığın için teşekkür ederim,dedi.Küçük kız biliyordu o mutlu anlar onun kalbinde bir süre sonra anı olarak kalacak ve o karanlık fani dünyaya geri dönecekti ve öylede oldu artık o koskocaman gülümseme yerine dümdüz bir dudak görünüyordu eskisi gibi duygusuzlaştırmıştı bu hayat onu herkes ona piskopat,ezik,çirkin,beceriksiz,orospu,duygusuz,okumaz bu diyerek ona hayatı zincir etmişti acaba o küçük kız tekrar duygularını kazanıp yaşamasına şükredip mutlu bir tebessümü olabilecek mi? O küçük kız saat 02.09’da bu hikayesini yazıyor… O küçük kız bendim inanın benim yaşadıklarımı tahmin bile edemezsiniz. hayatım yalanlar ve sırlarla dolu aslında kimse yaşadıklarımı bilmiyor herşeyi içimde yaşıyorum size bir sırrımı paylaşmak istiyorum Ben…taciz edildim Buna benzer bir sürü sırrım var neyse umarım kitabımı beğenmişsinizdir. İYİ GÜNLER!..

Dik yokuşlu ,yüksek merdivenleri ile ünlü bir mahallede o dönemlerde oldukça bakımlı olan bir evde oturuyorlardı.Çoğu yorgun olan iki katlı olan evler birbirlerine sırt vermiş ,çoğunun arka bahçesinde su kaynağından dolayı minik havuzlar vardı.Eski iplik fabrikasının bulunduğu araziye sahibi tarafından yazlık bir de sinema eklenmişti. Sinema yüzünden, mahalle bir hayli hareketlenmiş filmin başlayacağı saatlerde insan kalabalıkları yoğunlaşmaya başlamıştı.O devirlerde mahallenin en lüks eğlencesi , hafta sonlarında olan toplu geziler ve sinema keyfi olurdu.Büyük bir araba onları pikniğe taşırken neşeli şarkılarını söyler bir gün öncesinden yemeklerini hazırlamış olurlardı. Daha çok şehre yakın yerleri tercih ederek deniz kenarlarına giderlerdi.Sonradan dağılmalar olmuş çoğu aile kamp hayatını tercih etmişti.Yüksek binaların dikilmediği dönemlerde çadır kurmaya müsait doğa harikası yemyeşil bölgeler vardı.Kamp yapmak isteyenler ya kendi çadırları ile gidiyor ya da oradan sezonluk kiralayabiliyorlardı

Beyin doktoru ile dengesiz kızın hikayesi ❤️