@smhsmsk : Bu adamın ormanda ne işi var ve onu gözleyen ne.?
Korkunun Ayak Sesleri... Korku,gerilim,macera
Okuma 3
Oy 0
Yorum 0
Tarih 12dk önce
@doktorolangokcen : Acı🙏🏻
Okuma 12
Oy 3
Yorum 3
Tarih 12dk önce
@cicekli_gunler : Karşılıklı takip oy yapmak isteyen var mı
Okuma 4
Oy 0
Yorum 5
Tarih 16dk önce
@kubravomen : Arkadaşlar bölümler akşam üzeri gelecek.
Okuma 1
Oy 0
Yorum 0
Tarih 18dk önce
@eelliiffiippeekk : Kalbinizi yerinden sökecek o kitap 👇
Okuma 4
Oy 0
Yorum 0
Tarih 20dk önce
@oskars : Şöyle bir arkadaş grubu >>
Okuma 12
Oy 3
Yorum 8
Tarih 21dk önce
@3minede_ : Hissettiklerim daha çok okura ulaşsın diye son panoma bakmanızı istiyorum
Okuma 2
Oy 0
Yorum 0
Tarih 22dk önce
@minabrox : Bir istekk
Okuma 9
Oy 3
Yorum 25
Tarih 25dk önce
@madamegul_wsp : DUYURUUU!!
Okuma 2
Oy 0
Yorum 0
Tarih 26dk önce
@cemre.y : Matematik sınavı vardı sanırım 70 aldım. Şimdi açıkla ailene açıklayabiliyorsan
Okuma 9
Oy 4
Yorum 11
Tarih 29dk önce
Tamamlanmış Kitaplar
Keyifle okuyacağınız kitaplara gözatın
AŞK`IN SICAK HALİ
Okuma 349
Oy 22
Bölüm 17
Yorum 1
Tamamlandı
Bir sabah, rastgele başlayan bir bakış; bir akşam, tüm hayatlarını ısıtan bir kıvılcım oldu.
Aşk ne zaman başlar bilinmez, ama bu hikâyede kalp her satırda biraz daha ısınıyor.
Alev ATEŞ ✨ Ateş HAROĞLU
Kurgudur gerçek hayatta kişi ve kişilerin hiçbir şekilde bağlantısı yoktur.
Çalıntı/alıntı durumunda hukuki işlem başlatılacaktır.
Bir sabah, rastgele başlayan bir bakış; bir akşam, tüm hayatlarını ısıtan bir kıvılcım oldu.
Aşk ne zaman başlar bilinmez, ama bu hikâyede kalp her satırda biraz daha ısınıyor.
Alev ATEŞ ✨ Ateş HAROĞLU
Kurgudur gerçek hayatta kişi ve kişilerin hiçbir şekilde bağlantısı yoktur.
Çalıntı/alıntı durumunda hukuki işlem başlatılacaktır.
Okuma 349
Oy 22
Bölüm 17
Yorum 1
Her şeyin sonu ölümdür
Okuma 10.24k
Oy 3.88k
Bölüm 57
Yorum 284
Kan! kaç bedel ödetir. Babasını öldüren adamın kızı ile evlenmişti Ferzan. Yüreğini yakan sevda sızını baba acısı bastırmıştı. Süveydanın sırtına yüklendikleri omuzlarını bükmüştü de ses çıkarmamıştı.
Okuma 26.11k
Oy 2.03k
Bölüm 30
Yorum 169
Mafya olan Aras`ın sevdiği kızı kaçırması
Okuma 21.44k
Oy 996
Bölüm 21
Yorum 306
Kitaba başlamadan önce bu dipnotu aklınızda tutmanız da fayda var Hemsâye var olmayan kurgusal bir adadır. Yazmaya başlarken şöyle düşündüm öyle bir kitap yazmalıyım ki bu kitapta aşağılanan kadınlar olmamalı, karşındakini ezerek havalı gösterilen erkekler olmamalı. Tesettürlü, tesettürsüz herkesin huzur içinde yaşadığı bir evren hayal ettim ve bunu bir şehre sığdıramadım; bu yüzden kendi evrenimi, her köşe başını bizzat naçizane kendimin döşediği HEMSÂYE ADA`sı çıktı ortaya. Hemsâye ise ‘Aynı Gölgenin Altında’ manasına gelmektedir.
Keyifli okumalar dilerim.
Okuma 11.01k
Oy 1.62k
Bölüm 50
Yorum 787
Düşmanına yazacakken numarayı yanlış tuşlayıp hiç tanımadığı bir kıza aşık olacağını nereden bilebilirdi?
Okuma 23.27k
Oy 1.46k
Bölüm 37
Yorum 2.2k
Lisedeki zorbalar en fazla ne kadar farklı olabilirdi işte bu kadar..
Okuma 1.65k
Oy 103
Bölüm 20
Yorum 16
Bir büyük şehirde, hayata dair umudunu kaybetmiş bir genç kızın hikayesi. Başkarakterimiz Sedef, hayatının anlamını yitirdiği bir dönemde, sokakların karanlık yüzüyle tanışır. Eski bir müzisyen olan Ali, onu bu yer altı dünyasına çekerek, şehirdeki kaybolmuş ruhların hikayelerini anlatır .Ali, sokaklarda dolanan diğer kaybedenlerle birlikte, müzikle ve anlatılarla kendi gerçekliklerini yaratmaya çalışır. Sedef, bu karanlık dünyada kaybolmuş ruhlarla tanışırken, kendi içsel çatışmalarını ve hayal kırıklıklarını keşfeder. Her karakterin geçmişi, bir öncekinden daha trajik ve karmaşıktır. Alkol, uyuşturucu ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşam sürerken, Sedef’in amacı hayatta kalmak değil, kendini bulmaktır. Zamanla, bu yer altı topluluğunun dayanışması, Sedef’in içsel huzur arayışına dönüşür. Ancak, geçmişteki travmalar ve yüzleşmeler, ona gerçek bir özgürlük ve kabul sağlamayacak mıdır? Şehir, Sedef için bir labirentken, aynı zamanda bir kurtuluş yolu da olabilir.
Okuma 482
Oy 56
Bölüm 14
Yorum 16
Zorlu görevler için kurulan hava ve kara kuvvetlerinin birleştiği özel bir time atanan ilk hava subayı kadın komutan ve onun tahtından ettiği tim kaptanın aşk hikayesi.
iki taraf da gözü kara ve ikisi de kazanmak istiyor.
Kazananın kaybedeceği bu savaşta bizimle var mısınız?
Okuma 33.28k
Oy 2.52k
Bölüm 45
Yorum 273
Başarılı, eğitimli, sevilen ve ünlü, zengin bir ailesi olan Derin 24 yaşına geldiğinde babasının önceki evliliğinden bir oğlu olduğunu öğrenir ve abisiyle tanışmak için İstanbul`dan Fransa`ya gelir.
Okuma 3.26k
Oy 221
Bölüm 20
Yorum 265
İstanbul’un gri sokaklarında başlayan sıradan bir hayat, Zara’nın uğursuz gölgelerinde karanlık bir efsaneye dönüşüyor.
Kemal, geçmişinden kaçarken geleceğiyle yüzleşiyor.
Ve o geliyor… Nurhazel.
Güzelliğiyle büyüleyen, gizemiyle ürperten, aşkıyla öldüren bir kadın.
Ama bu kadın bir sır değil, bir lanet.
Bir bakışıyla adam öldüren, bir gülüşüyle yürek yakan, zehirle yoğrulmuş bir kaderin anahtarı.
Aşk mı bu?
Yoksa karanlığın içinden fısıldayan cinlerin laneti mi?
“Zehirim sensin…”
Bu bir itiraf değil.
Bir yemin.
Ve artık geri dönüş yok.
Okuma 183
Oy 6
Bölüm 38
Yorum 0
YILDIZ: Kimsin?
AY: Bir yabancı.
YILDIZ: Neden yazdın?
AY: Sönmemen için.
AY: İyi geceler yıldız. Karanlıktan kaçma.
.
.
Okuma 13.93k
Oy 805
Bölüm 28
Yorum 67
Hikaye, Asena eski bir ortaokul arkadaşına mesaj atmasıyla başlar. Mesajlaşmaları sırasında eski arkadaşlarıyla geçmişlerini hatırlarlar ve onun avukat olduğunu öğrenir. Asena, bir öğrencisinde farklılıklar fark eder ve ebeveyniyle konuşur bu durumdan hoşlanmayan müdür ana karakterimizi odasına çağırır..?
Kitap belirtmesi: Notlar kısmında başı boş duran yavrum haybayvay`ı yayınlamak istedim ayrıca texting okumayıda yazmayı da seviyorum kısa ve öz bu Hikaye umarımki 30 geçmez /UMUYORUM
Okuma 6.97k
Oy 355
Bölüm 24
Yorum 72
Bir kadın asker ama kimse onun asker olduğunu bilmiyor herkez onu doktor sanıyor birgüm bir timle kaçırılıyor ve olaylar başlıyor
Okuma 19.03k
Oy 1.3k
Bölüm 40
Yorum 309
Kılıç İstanbul`un en büyük mafyalarından biridir. Genç yaşta babasının mesleğini devam ettiren kılıç, aynı zamanda kumarhane işletir. İlk görüşte aşık olduğu kızın babası hamiti kumarda herşeyini alır, ve kızı karşılığında geri vereceğini açıklar. Bakalım Hamit kızı dilanı vermeyi kabul edicek mi? Kılıç dilanın onu sevmesi için herşeyini ortaya koyucak mı?
Okuma 46.96k
Oy 2.45k
Bölüm 39
Yorum 937
Kaldığımız yerden devam
Okuma 11
Oy 0
Bölüm 12
Yorum 0
Babası Jisung`u zorla psikoloğa gönderir
°Tamamlandı
Başlangıç:07.03.2035
Bitiş:26.05.2025
Okuma 561
Oy 175
Bölüm 29
Yorum 151
Aile kurgusudur.
Okuma 15.17k
Oy 957
Bölüm 23
Yorum 142
İnsanken vampire dönüşmek mi?
Okuma 2.28k
Oy 136
Bölüm 12
Yorum 73
Milena: yıldızlar kadar öpücük bitanem.
Kayıtlı olmayan numara Ekle/Engelle.
Okuma 27.93k
Oy 1.77k
Bölüm 47
Yorum 152
rojaredd: kırmızı sana çok yakışırdı bak.
rojaredd: evet evet eminim kırmızı sana çok yakışırdı.
rojaredd: yatağına da yakışır mı diye görmek isterim açıkçası..
dincerpamir: Gel, yat yanıma.
dincerpamir: Bak bakalım yakışıyor mu.
rojaredd: sarılıp da uyur muyuz peki?
dincerpamir: Tabii ki sarılıp uyuruz
dincerpamir: Ama sadece uslu uslu uyuyacağımızı sanmıyorum.
Okuma 12.92k
Oy 743
Bölüm 20
Yorum 135
Yoğun geçen hastane nöbeti sonrası otobüste, çocuklarının aralarını yapmak isteyen iki kadının muhabbetine kulak misafiri olup, bahsi geçen kızın birden fazla kişiyle konuştuğunu görünce müdahale etmek isteyen kızımız Asya ile son derece başarılı bir asker olan Timur`un hikayesi.
Gelin yer yer komik yer yer de dramatik olan bu iki gencin hikayesini birlikte okuyalım...
(Not: Başlarda mesajlaşma şeklinde texting olsa da kalan büyük çoğunluğu düz yazı şeklindedir.)
Okuma 80.69k
Oy 6.15k
Bölüm 51
Yorum 759
Geçmişin gölgeleri, yeniden karanlığa bürünüyor.
Mor Kader serisinin ikinci kitabı “Mor Ölüm”, ihanetlerin, kayıpların ve ölümün soğuk gölgesinde yeni bir başlangıca yol açıyor. Mortis ve dostları, kazandıkları zaferin bedelini ödemek zorunda kalacak. Geçmişin izleri, yeni tehditlerle birleşiyor ve ölüm, tekrar kapılarına dayanıyor.
Bir zamanlar dost olan insanlar, şimdi birbirlerine düşman. Ronan’ın karanlık sırları, eski bir düşmanın geri dönüşü ve yeniden şekillenen kaderler, Mortis’in dünyasını sarıyor. Her şeyin bedeli vardır.
Mortis, artık peşinden koşulan değil, peşinden düşülen bir adamdır. Yeni bir yolculuğa çıkarken, geçmişin hayaletleri peşinden gelir. Yıkım ve ölümün, dostları ve düşmanları birbirine karıştırdığı bu dünyada, hayatta kalmak her şeyden daha zor olacak.
Okuma 233
Oy 106
Bölüm 21
Yorum 2
Okul mafyası iki grup
Okuma 216
Oy 78
Bölüm 27
Yorum 2
BİR KERE AH ETTİYSE YÜREĞİN BU HİKAYE SENİN İÇİN...
Okuma 4.02k
Oy 207
Bölüm 18
Yorum 7
Kafenin önüne gelmiş, motordan inmiştim.
İçeriye girdiğimde duvar kenarındaki masada oturmuş beni bekleyen Mirzayı görüp yanına gittim. "Evet, ne konuşacakmışsın benimle?"
diye sordu. "Baban parayı kabul etmemiş, gerçekten kardeşinin ölümünü kabul edecek bir abi misin?" Bunu sorduğumda direkt "Sizin paranıza mı kaldık biz" diye çıkıştı ve " Para teklifi yerine kendini evlilik fikrine alıştır" dedi.
Onların evi benim ölümüm olurdu ama ben kendimi güvenceye alacaktım. "İstenmeyen bir evlilik mantıklı mı sence?" Diye sormamla gözlerimin içine bakarak " Ben evliliği istiyorum sen diretiyorsun" dedi. O evlilik öyle onun kafasındaki gibi işlemeyecekti, bir evlilik olacaktı ama benim kurallarımla.
"Madem benimle evlenmeye bu kadar meraklısın evleniriz ama bu evlilik asla gerçek olmayacak" dedim. Bana baktı "Nasıl olacakmış o?" Diye sordu. "4 ay sürecek 4 ayın sonunda anlaşamıyoruz diyeceksin ve beni evden yollayıp sevdiğin bir kız ile evleneceksin. Herkes beni size ait herhangi bir yerde bilecek ben okuluma devam edeceğim" dedim.
Okuma 41.72k
Oy 2.28k
Bölüm 42
Yorum 240
05**: Keşke diyorum
05**: Keşke yanımda olsaydın
Eymen: Bak kaç mesajdır sabrediyorum, sonu gelsin diye
Eymen: Ama gelmiyor o yüzden yüksek müsaadenle araya gireceğim
Eymen: Sen kimsin ve ben nereden senin abin oluyorum?
Okuma 20.98k
Oy 2.17k
Bölüm 46
Yorum 1.04k
Kaba saba, ailesine bile pek gülmeyen bir adam üç yaşında bir kızı olduğunu öğrenirse ne olur?
Okuma 270.4k
Oy 24.83k
Bölüm 36
Yorum 3.21k
Kayıp periyi bulmak için , bir sürü peri`nin bu okula toplanması ve aralarında sadece 5 kişi`nin görevlendirilmesi. Bu yolda peşlerine düşen cadılardan kurtulabilecekler mi ?
Okuma 509
Oy 81
Bölüm 12
Yorum 59
Karanlık ve soğuk bir odada uyandığında neden orada olduğunu bilmiyordu.Tek bildiği onu bu odaya hapseden adamın babasından almak istediği bir intikam vardı tabii bir de kaybolmak üzere olduğu okyanus Mavisi gözleriKaranlık olan dünyası, acımasız bir adamla daha fazla karanlığa gömüldüğünde kaçacak bir yeri yoktu artık. Ta ki; içi karanlık olan bu adamın Okyanus rengi gözlerinde nefes almaya başlayana kadar ..
Bu hikayede Karen,intikam amacıyla bazı kararlar alıyor.Yola çıkarken bir savaşla karşı karşıya kalıyor ve bazı şeyler kararını değiştiriyor.Bakalım Karen ne yapacak?
Angelo, ailesinin yükünü omuzlarında taşıyan sessiz bir delikanlı. Çiftlikte geçen yorucu günler, evde kopan gergin sofralar ve her geçen gün biraz daha zorlaşan hayatı.
Ancak bir gün kasabaya yeni taşınan esrarengiz bir genç olan Alessandro’nun gelişiyle, içindeki başka bir dünya uyanır.
Alessandro’nun geçmişi dedikodularla örülmüş, sessizliğiyle etrafına duvarlar örmüştür. Ama Angelo’nun ona duyduğu şey, sadece merak değildir. Bu yeni tanıdık, Angelo için karmaşık bir duygunun, adı konulmamış bir yakınlığın simgesi haline gelir.
Aile baskısı, toplumsal yargılar, saklanan gerçekler ve sessiz çığlıklar arasında sıkışan bir gençlik… Bu hikâye, sevilmenin günah sayıldığı bir zamanda, sevmenin neye mal olabileceğini anlatıyor.
Burçlar, Gezegenler ve Kendi Kafamın İçindeki Karmaşa
Kitap Açıklaması
Hepimiz bir noktada astrolojiyle tanışırız. Belki bir derginin arkasındaki günlük burç yorumlarında, belki de bir arkadaşımızın “Sen kesin Akrep burcusun!” demesiyle. Peki, astroloji gerçekten hayatımıza ışık tutabilir mi, yoksa sadece eğlenceli bir tesadüfler bütünü mü?
Yıldızların Peşinde işte tam da bu soruya mizahi ve psikolojik bir yaklaşımla cevap arayan bir kitap. Geleneksel astroloji yorumlarından sıkılan, ama yine de yıldızlara inanmaktan vazgeçemeyenler için hem eğlenceli hem de düşündürücü bir rehber niteliğinde.
Bu kitapta astrolojiye sıradan bir burç yorumu gibi yaklaşılmıyor. Aksine, gezegenlerin ve burçların psikolojik etkileri, günlük hayatımızdaki rollerimiz ve kendi içsel yolculuğumuzla bağlantısı keşfediliyor. Kendini keşfetmek, içsel karmaşalarını çözmek ve belki de biraz olsun hayatın akışına teslim olmak isteyenler için samimi, eğlenceli ve içten bir anlatımla kaleme alındı.
Kimler İçin?
Astrolojiye ilgi duyan ama geleneksel yorumlardan sıkılanlar
Psikolojiye meraklı olup burçlarla kişilik analizini birleştirmek isteyenler
Kendi doğum haritasını keşfetmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenler
Eğlenceli, mizahi ve düşündürücü bir kitap okumak isteyenler
“Burcum yüzünden mi böyleyim, yoksa sadece biraz kaotik biriyim?” diye düşünenler
Brezilya da doğan bir gencin Santos altyapısında gelişen ve sonra ilk profesyonel sözleşmesini imzalayıp futbol tarihine geçen Bir futbolcunun kendi yazdığı bir kitaptır.
Bir zamanlar bilinmeyen, bir zamanlar kaybolan… Geçmiş, her şeyin başlangıcıdır.
Halkın sırları, kadim düşmanlıklar ve unutulmuş aşklar… Mor Dümen, geçmişin derinliklerine inmeyi, kaybolmuş bağlantıları ve bir zamanlar unutturulmuş hikâyeleri keşfetmeyi vaat ediyor.
Bu novella, Mor Kader evreninin çok öncesine, kadim güçlerin ve içsel çatışmaların şekillendirdiği bir döneme ışık tutuyor. Mortis ve Ronan arasındaki nefretin kökenlerinden, Alex ve Isabella’nın gizemli geçmişine kadar her karakter, kaybolan parçaları bulmak için çaba harcıyor.
Dört bölümlük bu yolculukta, birbirinden farklı bakış açıları, kaybolan hatıraların yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak. Ama ne kadar geçmişi keşfedersek, o kadar karanlık bir geleceğin kapılarını aralıyoruz.
Geçmiş ne kadar derinse, geleceğin karanlığı da bir o kadar derindir.
İÇİMDEKİ KATİL – Gerçek bazen en sessiz çığlıkta gizlidir.
Psikolog Erdem Tural, yirmi yıl önce yaşanan bir çocuğun kayboluşuyla ilgili gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken, kendi zihninin derinliklerinde gizlenen karanlıkla yüzleşmek zorunda kalır. Eski bir kaset, sessiz bir mezar ve hiç susmayan bir ses… Hepsi onu yavaş yavaş geçmişin gölgesine çeker.
Berat’ın çığlıkları yalnızca bir çocuğun sesi değildir. Erdem’in bastırdığı, unuttuğunu sandığı bir şeyin yankısıdır. Her adımda gerçek biraz daha bulanıklaşır, hatırlamak ise artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur.
“İçimdeki Katil”, psikolojik derinliği, atmosferik dili ve sürükleyici yapısıyla, okuru insan zihninin en karanlık köşelerine götüren çarpıcı bir roman.
Gerçek ve hayal arasındaki çizgiler silinirken, vicdan ve suçluluk duygusu yeni bir anlam kazanıyor.
Bazı sırlar unutulmaz… Bazı sesler asla susmaz.
KAN VE GÖLGELER – Karanlık Sahillerde Bir Savaş Başlıyor
Sakin bir sahil kasabası... Gündüzleri huzur, geceleri ise fısıltılarla dolaşan karanlık sırlar. Limanı kontrol eden mafya ailesinin genç lideri Aras Yılmaz, denizin ötesinden gelen bir tehditle yüzleşmek üzere: Vampirler geri döndü.
Yüzyıllardır gölgelerde yaşayan Elara, kendi klanını kurtarmak için bu sahile ayak basar. Ancak kader, onu Aras’la karşı karşıya getirir. İkisi de tehlikeli, ikisi de yalnız. Ve ikisi de birbirlerine güvenmemek zorundalar.
Aras, kız kardeşinin kayboluşuyla sarsılırken, Elara’nın geçmişi onu geri çağırır. Kanla yazılan eski anlaşmalar bozulur. Artık geceler, sadece dalga sesleriyle değil, silah sesleri ve vampir fısıltılarıyla yankılanacak.
Aşkın, ihanetin ve ölümsüzlüğün iç içe geçtiği bu karanlık yolculukta, sahil artık bir kaçış yeri değil; bir savaş alanı.
İstanbul’un gri sokaklarında başlayan sıradan bir hayat, Zara’nın uğursuz gölgelerinde karanlık bir efsaneye dönüşüyor.
Kemal, geçmişinden kaçarken geleceğiyle yüzleşiyor.
Ve o geliyor… Nurhazel.
Güzelliğiyle büyüleyen, gizemiyle ürperten, aşkıyla öldüren bir kadın.
Ama bu kadın bir sır değil, bir lanet.
Bir bakışıyla adam öldüren, bir gülüşüyle yürek yakan, zehirle yoğrulmuş bir kaderin anahtarı.
Aşk mı bu?
Yoksa karanlığın içinden fısıldayan cinlerin laneti mi?
“Zehirim sensin…”
Bu bir itiraf değil.
Bir yemin.
Ve artık geri dönüş yok.
Kaosun yankıları, dünyanın derinliklerinden yeniden yükseliyor. Malven’in ve arkadaşlarının peşinden sürüklenirken, gizemli güçler ve eski düşmanlar gün yüzüne çıkıyor. Her adım, felaketin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fakat bu fırtına, geçmişin sırlarını da açığa çıkaracak; her şeyin temeli, beklenmedik bir şekilde sarsılacak.
Malven, kaybıyla yüzleşirken, kardeşinin ölümünden ve platonik aşkından gelen karanlık yankılarla boğuşur. Bu yolculukta, her bir dostu ve düşmanı yeni bir testten geçmek zorunda kalacak. Kader, artık sadece bir seçenek değil; bir zorunluluk. Fakat felaketin ardında, beklenmeyen bir güç uyanıyor.
Tüm bildikleri sarsılacak, her şey sorgulanacak. Fırtınanın içindeki karanlık, artık her bir adımda daha da belirginleşiyor. Kimin gerçek dost, kimin ise en büyük düşman olduğunu anlamak için çok geç olabilir.
Bir sır, tüm dünyayı değiştirebilir…
Felaketin ardında, bir fırtına bekliyor.
Usta Fu, diyarın en iyi tekvandocusudur. Yaninda ise küçük yaşlarından itibaren alıp büyüttüğü Siena vardır. Bir gün 12 krallıktan Usta`ya bir teklif gelir ve teklifte Usta`nın bir tekvando kursu açması istenir. Başta sadece bir kurs olup sonradan yeni eklenen derslerle bir okula dönüşür. Okuldaki öğrenciler esrarengiz bir şekilde ölmeye başlar. Ayrıca Usta`ya sabrindan ve yetenklerinden dolayı mucizevi bir eşya verilir. Bu, bir güç taşıyıcısıdir. Diyarın farklı farklı yerlerinden çıkan güçler ile Siena başa çıkabilecek mi?
~DİSTOPYA~
Bir dünya bölündü. Ve şimdi, her şeyin yapışkan bir düzenin içinde sıkışıp kaldığı o anı bekliyor…
Toplum, zamanla kırıldı. Kaynakların tükenmesiyle birlikte insanlar, üç ayrı bölgeye ayrıldı: Beyaz Bölge, Gri Bölge ve Kül Bölgesi. Her biri, bir düzenin parçası olarak varlığını sürdürüyor, ama gerçeği kimse bilmiyor. Kimse, gerçek gücün nerede olduğunu görmüyor.
Noar, Gri Bölge’de sıradan bir hayata sahip bir memurdur. Ama bir gün, eski bir video kaydıyla karşılaşır ve rejimin geçmişteki karanlık sırlarını öğrenir. Praetor Elun, insanların nasıl bilinçli olarak sınıflara ayrıldığını, nasıl birbirine yabancılaştırıldığını ve gerçek gücün nasıl gizlendiğini anlatmaktadır.
Bir anda, her şeyin yalnızca bir aldatmaca olduğuna dair şüpheler, Noar’ın içinde büyür. İçindeki isyan ateşi yanmaya başlar. Bilgi, özgürlük, güven… Hepsi birbirine bağlıdır ve şimdi, Noar gerçekleri keşfetmek için bir yolculuğa çıkar.
Ancak bu yolculuk, sadece kendi hayatını değil, tüm dünyanın kaderini değiştirebilir.
Oyun boyunca, zamanın manipülasyonu ve kaderin kontrolü büyük bir rol oynuyor. Batu, Kerem, Burcu ve Emir`in oyun içindeki hamleleri, bir bakıma kendi kaderlerini ve zamanlarını şekillendiriyor. Bu, zamanın ne kadar kırılgan bir kavram olduğunu anlatan bir mesaj. Batu’nun son hamlesi ve Burcu`nun karşılıklı hamlesi, zamanın ve gerçekliğin ne kadar belirsiz hale geldiğini gösteriyor.
Karanlık uzayda kaybolmuş bir sır, okyanusun en derininden gelen yankılar...
Yazgı, neye inandığını, kime güvendiğini ve en önemlisi kendini sorgulamak zorunda.
Gerçekler sahte, sahte olanlar ise ölümcül. Sessizlikten gelen bir çağrıya cevap verir misin?"
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif, yıllar önceki karanlık geçmişiyle barışmaya çalışan bir adam. Zihninde ağır suçlar ve unutulması zor anılarla, günümüzde adaletin peşinden koşan bir dedektif olarak görevine devam ediyor. Ancak, ona bir oyun oynanmak üzeredir.
Şehirde ardı ardına işlenen cinayetler, her biri bir bulmaca gibi sunulur. Cinayetlerin ardındaki ipuçları, Alden’i sadece bir katili bulmaya değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Her cinayet, bir adım daha derine inmesini ve karanlık bir hesaplaşmaya yaklaşmasını sağlar. Fakat, cinayetleri çözmek bir şeydir; Alden, geçmişindeki suçlularla yüzleşirken, her adımı daha da tehlikeli bir hale gelir.
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif olmaktan çok daha fazlasıdır. Bir oyun oynanmaktadır, ama bu oyun Alden’in hayatını değiştirecek kadar büyük olacaktır.
Kim, kiminle oynuyor?
Bu hikaye, intikam, pişmanlık ve geçmişin gölgesinde sıkışmış bir adamın karanlık yolculuğunu anlatıyor. 7 Temmuz 2027`deki kazanın ardından, bir seri katilin içsel dönüşümü, ölümle iç içe geçmiş geçmişi ve intikam duygusuyla şekillenen acı dolu bir hayatı keşfedeceksiniz. Zihnindeki karanlık ve geçmişin yarattığı izlerle mücadele eden baş karakter, her adımında geçmişinden kaçmaya çalışırken daha da derinleşen bir suç geçmişine adım atar. Her cinayet, her kan damlası, onun için bir anlam taşırken, ardında bıraktığı rakamlar (7727) her şeyin bir tesadüf mü, yoksa bir plan mı olduğunu sorgulamasına neden olur. İnsanların acılarını hiçe sayarak yaptığı eylemler, onun içindeki boşluğu, karanlık yanını ne kadar beslediğini gözler önüne serer. İntikamla körleşen bir adamın hikayesini anlatan bu yazı, akıl sağlığını kaybetmiş bir ruhun, acıyı nasıl bir silah olarak kullandığını ve ölümle nasıl yüzleştiğini sorgulayan bir derinlik sunuyor.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
"Bazı çocuklar hiç büyümez. Onlar sadece daha az ağlar."
Sevginin neye benzediğini bilmeden büyüyen bir kız çocuğunun hikâyesi bu. Bir duvarın arkasında konuşmadan geçen yılların, aynaya bakarken kendini tanıyamaman, "Ben neden böyle oldum?" sorusunun cevabını arayan bir kadının yolculuğu.
Çocukluğunu hiç yaşamamış, ama yetişkinliği sırtına erken giymiş bir ruhun iç savaşları, sessizlikleri ve hayal kırıklıkları bu sayfalarda can buluyor. Bu kitap, duymayı beklediğin bir "aferin"i hiçbir zaman alamayanların, en çok sevilmeyi hak edenlerin nasıl unutulduğunun öyküsü.
Belki sen de bu hikayenin bir yerinde varsın.
"Büyümek diye bir şey varsa, bazıları çok erken öğrenir."
İlk Nefes, Atatürk dönemi Türkiye’sinde geçen, gerçek olaylara dayanan tarihi bir romandır. Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki toplumsal, siyasal ve askeri mücadelenin derinliklerine inen bu eser, dönemin bilinmeyen yönlerini ve perde arkasındaki kahramanları gözler önüne serer.
Kitap, Atatürk ve arkadaşlarının, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini kazanmasının ardından Cumhuriyet’i inşa ederken karşılaştıkları zorlukları anlatır. Hem halkın hem de devrimci kadronun gösterdiği fedakarlıklar, yapılan devrimler ve bu devrimlerin getirdiği toplumsal değişim, kitabın temel dinamiklerini oluşturur. Anlatım, hem tarihi bir belge olma özelliği taşırken, hem de okuyucuya duygusal bir bağ kurma fırsatı sunar.
İlk Nefes, Atatürk’ün vizyonunu, Cumhuriyet’in temellerinin atılmasını ve bu sürecin ne denli büyük fedakarlıklar gerektirdiğini etkileyici bir şekilde aktarır. Kitap, okuyucuyu dönemin atmosferine çekerken, yalnızca büyük liderlerin değil, bu tarihi değişimi gerçekleştiren sessiz kahramanların da öyküsünü anlatır. Hem bilgilendirici hem de duygusal bir yolculuğa çıkararak, Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki mücadeleyi anlamanızı sağlar.
Yukardak tanıtım Instagram hikaye boyutunda siyak yanları ve çok gerçekçi olsun
"Bir şiir kitabı düşün yoncam şairin gönlünde taht kurmuşsun ve tüm sayfaları sana yazılı...."
En başta belliydi zaten bu sevdanın yanlış olacağı Belki de en başta
gelmemeliydim sana Kalbimi dinlemeyip
Ama mantığımın sesi
çok daha ötesinde kaldı senin karşında
düştüm sevdana bir dip çukuru gibi....
şimdi bakıyorum
Günleri haftalar kovalamış
Haftaları aylar
Aylarıda yıllar
Ben hâlâ senin sevdanın çukurunda
"Bir kelâmlık nefes ile Bin ömürlük vuslat dileğiyle"
Zamanın ve mekânın ötesinde, kaybolmuş ruhlar bir araya gelir. Alaz, Ravin ve Nir, içsel çatışmalarla, kaybolmuşlukla ve yeniden doğuşla yüzleşirken, birbirlerinin yansımalarında kaybolurlar. Karanlıkla barışıp ışığı keşfetmek, aslında bir bütünleşmenin, iyileşmenin yoludur.
Işık ve karanlık arasında, gerçek ve yansıma arasındaki sınırlar bulanıklaşırken, bir soruya yanıt ararlar: Gerçekten farklılar mı, yoksa sadece birer yansıma mı? Bir yolculuk, bir birleşme, bir keşif...
Bu hikayede Karen,intikam amacıyla bazı kararlar alıyor.Yola çıkarken bir savaşla karşı karşıya kalıyor ve bazı şeyler kararını değiştiriyor.Bakalım Karen ne yapacak?
Angelo, ailesinin yükünü omuzlarında taşıyan sessiz bir delikanlı. Çiftlikte geçen yorucu günler, evde kopan gergin sofralar ve her geçen gün biraz daha zorlaşan hayatı.
Ancak bir gün kasabaya yeni taşınan esrarengiz bir genç olan Alessandro’nun gelişiyle, içindeki başka bir dünya uyanır.
Alessandro’nun geçmişi dedikodularla örülmüş, sessizliğiyle etrafına duvarlar örmüştür. Ama Angelo’nun ona duyduğu şey, sadece merak değildir. Bu yeni tanıdık, Angelo için karmaşık bir duygunun, adı konulmamış bir yakınlığın simgesi haline gelir.
Aile baskısı, toplumsal yargılar, saklanan gerçekler ve sessiz çığlıklar arasında sıkışan bir gençlik… Bu hikâye, sevilmenin günah sayıldığı bir zamanda, sevmenin neye mal olabileceğini anlatıyor.
Burçlar, Gezegenler ve Kendi Kafamın İçindeki Karmaşa
Kitap Açıklaması
Hepimiz bir noktada astrolojiyle tanışırız. Belki bir derginin arkasındaki günlük burç yorumlarında, belki de bir arkadaşımızın “Sen kesin Akrep burcusun!” demesiyle. Peki, astroloji gerçekten hayatımıza ışık tutabilir mi, yoksa sadece eğlenceli bir tesadüfler bütünü mü?
Yıldızların Peşinde işte tam da bu soruya mizahi ve psikolojik bir yaklaşımla cevap arayan bir kitap. Geleneksel astroloji yorumlarından sıkılan, ama yine de yıldızlara inanmaktan vazgeçemeyenler için hem eğlenceli hem de düşündürücü bir rehber niteliğinde.
Bu kitapta astrolojiye sıradan bir burç yorumu gibi yaklaşılmıyor. Aksine, gezegenlerin ve burçların psikolojik etkileri, günlük hayatımızdaki rollerimiz ve kendi içsel yolculuğumuzla bağlantısı keşfediliyor. Kendini keşfetmek, içsel karmaşalarını çözmek ve belki de biraz olsun hayatın akışına teslim olmak isteyenler için samimi, eğlenceli ve içten bir anlatımla kaleme alındı.
Kimler İçin?
Astrolojiye ilgi duyan ama geleneksel yorumlardan sıkılanlar
Psikolojiye meraklı olup burçlarla kişilik analizini birleştirmek isteyenler
Kendi doğum haritasını keşfetmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenler
Eğlenceli, mizahi ve düşündürücü bir kitap okumak isteyenler
“Burcum yüzünden mi böyleyim, yoksa sadece biraz kaotik biriyim?” diye düşünenler
Brezilya da doğan bir gencin Santos altyapısında gelişen ve sonra ilk profesyonel sözleşmesini imzalayıp futbol tarihine geçen Bir futbolcunun kendi yazdığı bir kitaptır.
Bir zamanlar bilinmeyen, bir zamanlar kaybolan… Geçmiş, her şeyin başlangıcıdır.
Halkın sırları, kadim düşmanlıklar ve unutulmuş aşklar… Mor Dümen, geçmişin derinliklerine inmeyi, kaybolmuş bağlantıları ve bir zamanlar unutturulmuş hikâyeleri keşfetmeyi vaat ediyor.
Bu novella, Mor Kader evreninin çok öncesine, kadim güçlerin ve içsel çatışmaların şekillendirdiği bir döneme ışık tutuyor. Mortis ve Ronan arasındaki nefretin kökenlerinden, Alex ve Isabella’nın gizemli geçmişine kadar her karakter, kaybolan parçaları bulmak için çaba harcıyor.
Dört bölümlük bu yolculukta, birbirinden farklı bakış açıları, kaybolan hatıraların yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak. Ama ne kadar geçmişi keşfedersek, o kadar karanlık bir geleceğin kapılarını aralıyoruz.
Geçmiş ne kadar derinse, geleceğin karanlığı da bir o kadar derindir.
İÇİMDEKİ KATİL – Gerçek bazen en sessiz çığlıkta gizlidir.
Psikolog Erdem Tural, yirmi yıl önce yaşanan bir çocuğun kayboluşuyla ilgili gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken, kendi zihninin derinliklerinde gizlenen karanlıkla yüzleşmek zorunda kalır. Eski bir kaset, sessiz bir mezar ve hiç susmayan bir ses… Hepsi onu yavaş yavaş geçmişin gölgesine çeker.
Berat’ın çığlıkları yalnızca bir çocuğun sesi değildir. Erdem’in bastırdığı, unuttuğunu sandığı bir şeyin yankısıdır. Her adımda gerçek biraz daha bulanıklaşır, hatırlamak ise artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur.
“İçimdeki Katil”, psikolojik derinliği, atmosferik dili ve sürükleyici yapısıyla, okuru insan zihninin en karanlık köşelerine götüren çarpıcı bir roman.
Gerçek ve hayal arasındaki çizgiler silinirken, vicdan ve suçluluk duygusu yeni bir anlam kazanıyor.
Bazı sırlar unutulmaz… Bazı sesler asla susmaz.
KAN VE GÖLGELER – Karanlık Sahillerde Bir Savaş Başlıyor
Sakin bir sahil kasabası... Gündüzleri huzur, geceleri ise fısıltılarla dolaşan karanlık sırlar. Limanı kontrol eden mafya ailesinin genç lideri Aras Yılmaz, denizin ötesinden gelen bir tehditle yüzleşmek üzere: Vampirler geri döndü.
Yüzyıllardır gölgelerde yaşayan Elara, kendi klanını kurtarmak için bu sahile ayak basar. Ancak kader, onu Aras’la karşı karşıya getirir. İkisi de tehlikeli, ikisi de yalnız. Ve ikisi de birbirlerine güvenmemek zorundalar.
Aras, kız kardeşinin kayboluşuyla sarsılırken, Elara’nın geçmişi onu geri çağırır. Kanla yazılan eski anlaşmalar bozulur. Artık geceler, sadece dalga sesleriyle değil, silah sesleri ve vampir fısıltılarıyla yankılanacak.
Aşkın, ihanetin ve ölümsüzlüğün iç içe geçtiği bu karanlık yolculukta, sahil artık bir kaçış yeri değil; bir savaş alanı.
İstanbul’un gri sokaklarında başlayan sıradan bir hayat, Zara’nın uğursuz gölgelerinde karanlık bir efsaneye dönüşüyor.
Kemal, geçmişinden kaçarken geleceğiyle yüzleşiyor.
Ve o geliyor… Nurhazel.
Güzelliğiyle büyüleyen, gizemiyle ürperten, aşkıyla öldüren bir kadın.
Ama bu kadın bir sır değil, bir lanet.
Bir bakışıyla adam öldüren, bir gülüşüyle yürek yakan, zehirle yoğrulmuş bir kaderin anahtarı.
Aşk mı bu?
Yoksa karanlığın içinden fısıldayan cinlerin laneti mi?
“Zehirim sensin…”
Bu bir itiraf değil.
Bir yemin.
Ve artık geri dönüş yok.
Kaosun yankıları, dünyanın derinliklerinden yeniden yükseliyor. Malven’in ve arkadaşlarının peşinden sürüklenirken, gizemli güçler ve eski düşmanlar gün yüzüne çıkıyor. Her adım, felaketin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fakat bu fırtına, geçmişin sırlarını da açığa çıkaracak; her şeyin temeli, beklenmedik bir şekilde sarsılacak.
Malven, kaybıyla yüzleşirken, kardeşinin ölümünden ve platonik aşkından gelen karanlık yankılarla boğuşur. Bu yolculukta, her bir dostu ve düşmanı yeni bir testten geçmek zorunda kalacak. Kader, artık sadece bir seçenek değil; bir zorunluluk. Fakat felaketin ardında, beklenmeyen bir güç uyanıyor.
Tüm bildikleri sarsılacak, her şey sorgulanacak. Fırtınanın içindeki karanlık, artık her bir adımda daha da belirginleşiyor. Kimin gerçek dost, kimin ise en büyük düşman olduğunu anlamak için çok geç olabilir.
Bir sır, tüm dünyayı değiştirebilir…
Felaketin ardında, bir fırtına bekliyor.
Usta Fu, diyarın en iyi tekvandocusudur. Yaninda ise küçük yaşlarından itibaren alıp büyüttüğü Siena vardır. Bir gün 12 krallıktan Usta`ya bir teklif gelir ve teklifte Usta`nın bir tekvando kursu açması istenir. Başta sadece bir kurs olup sonradan yeni eklenen derslerle bir okula dönüşür. Okuldaki öğrenciler esrarengiz bir şekilde ölmeye başlar. Ayrıca Usta`ya sabrindan ve yetenklerinden dolayı mucizevi bir eşya verilir. Bu, bir güç taşıyıcısıdir. Diyarın farklı farklı yerlerinden çıkan güçler ile Siena başa çıkabilecek mi?
~DİSTOPYA~
Bir dünya bölündü. Ve şimdi, her şeyin yapışkan bir düzenin içinde sıkışıp kaldığı o anı bekliyor…
Toplum, zamanla kırıldı. Kaynakların tükenmesiyle birlikte insanlar, üç ayrı bölgeye ayrıldı: Beyaz Bölge, Gri Bölge ve Kül Bölgesi. Her biri, bir düzenin parçası olarak varlığını sürdürüyor, ama gerçeği kimse bilmiyor. Kimse, gerçek gücün nerede olduğunu görmüyor.
Noar, Gri Bölge’de sıradan bir hayata sahip bir memurdur. Ama bir gün, eski bir video kaydıyla karşılaşır ve rejimin geçmişteki karanlık sırlarını öğrenir. Praetor Elun, insanların nasıl bilinçli olarak sınıflara ayrıldığını, nasıl birbirine yabancılaştırıldığını ve gerçek gücün nasıl gizlendiğini anlatmaktadır.
Bir anda, her şeyin yalnızca bir aldatmaca olduğuna dair şüpheler, Noar’ın içinde büyür. İçindeki isyan ateşi yanmaya başlar. Bilgi, özgürlük, güven… Hepsi birbirine bağlıdır ve şimdi, Noar gerçekleri keşfetmek için bir yolculuğa çıkar.
Ancak bu yolculuk, sadece kendi hayatını değil, tüm dünyanın kaderini değiştirebilir.
Oyun boyunca, zamanın manipülasyonu ve kaderin kontrolü büyük bir rol oynuyor. Batu, Kerem, Burcu ve Emir`in oyun içindeki hamleleri, bir bakıma kendi kaderlerini ve zamanlarını şekillendiriyor. Bu, zamanın ne kadar kırılgan bir kavram olduğunu anlatan bir mesaj. Batu’nun son hamlesi ve Burcu`nun karşılıklı hamlesi, zamanın ve gerçekliğin ne kadar belirsiz hale geldiğini gösteriyor.
Karanlık uzayda kaybolmuş bir sır, okyanusun en derininden gelen yankılar...
Yazgı, neye inandığını, kime güvendiğini ve en önemlisi kendini sorgulamak zorunda.
Gerçekler sahte, sahte olanlar ise ölümcül. Sessizlikten gelen bir çağrıya cevap verir misin?"
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif, yıllar önceki karanlık geçmişiyle barışmaya çalışan bir adam. Zihninde ağır suçlar ve unutulması zor anılarla, günümüzde adaletin peşinden koşan bir dedektif olarak görevine devam ediyor. Ancak, ona bir oyun oynanmak üzeredir.
Şehirde ardı ardına işlenen cinayetler, her biri bir bulmaca gibi sunulur. Cinayetlerin ardındaki ipuçları, Alden’i sadece bir katili bulmaya değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmeye zorlayacaktır. Her cinayet, bir adım daha derine inmesini ve karanlık bir hesaplaşmaya yaklaşmasını sağlar. Fakat, cinayetleri çözmek bir şeydir; Alden, geçmişindeki suçlularla yüzleşirken, her adımı daha da tehlikeli bir hale gelir.
Alden Grey, soğukkanlı bir dedektif olmaktan çok daha fazlasıdır. Bir oyun oynanmaktadır, ama bu oyun Alden’in hayatını değiştirecek kadar büyük olacaktır.
Kim, kiminle oynuyor?
Bu hikaye, intikam, pişmanlık ve geçmişin gölgesinde sıkışmış bir adamın karanlık yolculuğunu anlatıyor. 7 Temmuz 2027`deki kazanın ardından, bir seri katilin içsel dönüşümü, ölümle iç içe geçmiş geçmişi ve intikam duygusuyla şekillenen acı dolu bir hayatı keşfedeceksiniz. Zihnindeki karanlık ve geçmişin yarattığı izlerle mücadele eden baş karakter, her adımında geçmişinden kaçmaya çalışırken daha da derinleşen bir suç geçmişine adım atar. Her cinayet, her kan damlası, onun için bir anlam taşırken, ardında bıraktığı rakamlar (7727) her şeyin bir tesadüf mü, yoksa bir plan mı olduğunu sorgulamasına neden olur. İnsanların acılarını hiçe sayarak yaptığı eylemler, onun içindeki boşluğu, karanlık yanını ne kadar beslediğini gözler önüne serer. İntikamla körleşen bir adamın hikayesini anlatan bu yazı, akıl sağlığını kaybetmiş bir ruhun, acıyı nasıl bir silah olarak kullandığını ve ölümle nasıl yüzleştiğini sorgulayan bir derinlik sunuyor.
Öykü’nün Dünyası – Türk Tarihinin Kahramanları adlı kitap, çocuklara Türk tarihinin farklı dönemlerinden öne çıkan kahramanları tanıtmayı amaçlayan, eğlenceli ve öğretici bir yolculuk hikâyesidir. Bu kitap, 7-12 yaş grubundaki çocukların ilgisini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Hikâyenin başkahramanı Öykü, sihirli kitabı sayesinde tarihin kapılarını aralayarak, birbirinden farklı dönemlerde yaşamış önemli şahsiyetlerle tanışır. İşte bu yolculuk boyunca hem tarihten keyifli anekdotlar öğrenecek hem de karakterlerin ilham veren yönlerini keşfedeceksiniz.
---
Kitabın Teması ve Kurgusu
Ana Karakter: Öykü
Öykü, meraklı ve öğrenmeye hevesli bir çocuktur. Elindeki sihirli kitap, ona zamanın ve mekânın sınırlarını aşma imkânı verir. Her bölümde farklı bir tarihi döneme giderek oradaki kahramanlarla tanışır.
Zaman Yolculuğu
Öykü, kitabın sayfalarını çevirdikçe bambaşka çağlara ve coğrafyalara adım atar. Göktürkler döneminden Osmanlı’nın yükselişine, Cumhuriyet’in ilk yıllarından modern bilim insanlarına kadar geniş bir zaman dilimini kapsar.
Tarihi Şahsiyetler
Kitapta, Türk tarihine damga vurmuş liderler, sanatçılar, bilim insanları ve düşünürler yer alır. Örneğin, Bilge Kağan’dan Mimar Sinan’a, Hazerfen Ahmet Çelebi’den Piri Reis’e, Sabiha Gökçen’den Cahit Arf’a kadar pek çok ismin hem yaşam öyküsü hem de mirasları anlatılır.
Eğlenceli ve Öğretici Anlatım
Her bölüm, çocukların ilgisini çekecek şekilde kurgulanmıştır. Öykü, gittiği dönemde o karakterin en önemli özelliğini veya başarısını yakından görür. Böylece çocuklar tarihî bilgileri bir macera eşliğinde öğrenir.
"Bazı çocuklar hiç büyümez. Onlar sadece daha az ağlar."
Sevginin neye benzediğini bilmeden büyüyen bir kız çocuğunun hikâyesi bu. Bir duvarın arkasında konuşmadan geçen yılların, aynaya bakarken kendini tanıyamaman, "Ben neden böyle oldum?" sorusunun cevabını arayan bir kadının yolculuğu.
Çocukluğunu hiç yaşamamış, ama yetişkinliği sırtına erken giymiş bir ruhun iç savaşları, sessizlikleri ve hayal kırıklıkları bu sayfalarda can buluyor. Bu kitap, duymayı beklediğin bir "aferin"i hiçbir zaman alamayanların, en çok sevilmeyi hak edenlerin nasıl unutulduğunun öyküsü.
Belki sen de bu hikayenin bir yerinde varsın.
"Büyümek diye bir şey varsa, bazıları çok erken öğrenir."
İlk Nefes, Atatürk dönemi Türkiye’sinde geçen, gerçek olaylara dayanan tarihi bir romandır. Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki toplumsal, siyasal ve askeri mücadelenin derinliklerine inen bu eser, dönemin bilinmeyen yönlerini ve perde arkasındaki kahramanları gözler önüne serer.
Kitap, Atatürk ve arkadaşlarının, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini kazanmasının ardından Cumhuriyet’i inşa ederken karşılaştıkları zorlukları anlatır. Hem halkın hem de devrimci kadronun gösterdiği fedakarlıklar, yapılan devrimler ve bu devrimlerin getirdiği toplumsal değişim, kitabın temel dinamiklerini oluşturur. Anlatım, hem tarihi bir belge olma özelliği taşırken, hem de okuyucuya duygusal bir bağ kurma fırsatı sunar.
İlk Nefes, Atatürk’ün vizyonunu, Cumhuriyet’in temellerinin atılmasını ve bu sürecin ne denli büyük fedakarlıklar gerektirdiğini etkileyici bir şekilde aktarır. Kitap, okuyucuyu dönemin atmosferine çekerken, yalnızca büyük liderlerin değil, bu tarihi değişimi gerçekleştiren sessiz kahramanların da öyküsünü anlatır. Hem bilgilendirici hem de duygusal bir yolculuğa çıkararak, Cumhuriyet`in ilk yıllarındaki mücadeleyi anlamanızı sağlar.
Yukardak tanıtım Instagram hikaye boyutunda siyak yanları ve çok gerçekçi olsun
"Bir şiir kitabı düşün yoncam şairin gönlünde taht kurmuşsun ve tüm sayfaları sana yazılı...."
En başta belliydi zaten bu sevdanın yanlış olacağı Belki de en başta
gelmemeliydim sana Kalbimi dinlemeyip
Ama mantığımın sesi
çok daha ötesinde kaldı senin karşında
düştüm sevdana bir dip çukuru gibi....
şimdi bakıyorum
Günleri haftalar kovalamış
Haftaları aylar
Aylarıda yıllar
Ben hâlâ senin sevdanın çukurunda
"Bir kelâmlık nefes ile Bin ömürlük vuslat dileğiyle"
Zamanın ve mekânın ötesinde, kaybolmuş ruhlar bir araya gelir. Alaz, Ravin ve Nir, içsel çatışmalarla, kaybolmuşlukla ve yeniden doğuşla yüzleşirken, birbirlerinin yansımalarında kaybolurlar. Karanlıkla barışıp ışığı keşfetmek, aslında bir bütünleşmenin, iyileşmenin yoludur.
Işık ve karanlık arasında, gerçek ve yansıma arasındaki sınırlar bulanıklaşırken, bir soruya yanıt ararlar: Gerçekten farklılar mı, yoksa sadece birer yansıma mı? Bir yolculuk, bir birleşme, bir keşif...
Burçlara inanmıyor musun ?
Karakterini burçlar mi olusturuyor ?
Burçlar gerçekten var mı ?
Ben hangi burç muyum ?
Yukselenenim ne ?
Bunları mi merak ediyorsun o zaman bu kitabım tam sana göre
Uykunun Ötesinde Başlayan Bir Hikâye
Azra, İstanbul’un gri sokaklarında sıradan bir genç kız olarak yaşarken, hayatın sıradanlığı içinde sıkışıp kalmıştı. Günlük rutinlerin, soluk ilişkilerin, küçücük umut kırıntılarının arasında varlığını sürdürüyordu.Ta ki geçmişin yankıları onu çağırana, ruhundaki kadim miras uyanana dek.
Medeiros...
Düşüncenin maddeye dönüştüğü, sezgilerin pusula olduğu, görünmeyen yasaların hüküm sürdüğü büyülü ve tehlikeli bir dünya. Azra burada sadece bir yabancı değil, yüzyılda bir gelen önemli bir varistir. En önemlisi de herkesi bir arada tutabilecek nadir bir varis.
Gerçek dünyanın tanıdık sokaklarından, Medeiros’un mistik ve çalkantılı diyarına uzanan bu yolculukta Azra, kaderle yüzleşir; ruh avcılarıyla yapılacak bir savaşın ağırlığı omuzlarına biner. Sevdiklerini koruma içgüdüsü, ruhunda derin ve acı dolu yankılar bırakır. Arkadaşlarıyla kurduğu bağlar, direnişin ve kontrolün ağır yükünün temel taşları olur.
Ama güç, beraberinde fedakarlık ve sorumluluk getirir. Gerçekler, en çok da kalbi acıtır. Ve her seçim, geride gölgeler, yarım kalmış umutlar bırakır.
Geceleri Medeiros’ta, gündüzleri gerçek hayatta devam eden çift katmanlı bu hikâyede, Azra’nın yolculuğu hem dış dünyadaki tehlikelerle hem de kendi içindeki karanlıklarla doludur. En büyük savaş, bazen insanın kendisiyle verdiği sessiz mücadeledir.
Bazı kapılar yalnızca uyurken açılır… Ama içinden geçenler uyanık kalmak zorundadır.
Çünkü adalet, bazen sadece bir tetik sesiyle susturulurdu.
`Oyunuma hoşgeldin polis. Kazanmak istiyorsan önce strateji geliştir.`
-R
----
> “Genç bir polis seni araştırmaya başladı Raven. Sistem dışından geldiği için seni bulmakta engellenmiyor. Tuhaf şekilde... seni bulmak onun saplantısı olmuş gibi.”
Raven tek kelime etmeden döndü eldivenli ellerini beline indirdi. Belki de silahını kontrol etti, belki sadece düşündü.
Raven soğuk, derin ses tonuyla konuştu.
> “Adı?”
Örgüt Ustası:
> “Orion Redd. 27 yaşında. Cinayet şubesinden geldi ama aykırı. Takıntılı. Şimdiye kadar beş kişinin izini çözmüş... ve altıncı olarak seni seçmiş.”
Raven`ın gözleri görünmese de... bakışları keskinleşmiş gibi hissedildi.
> “Gerekiyorsa... bir dosya daha olur.”
-----
Orion kendi kendine mırıldandı.
> “Aynı yöntem… aynı soğukkanlılık... ama hiç tanık yok. Dosya hep kapatılmış. Bu işi kapatanlar kim?”
Masanın köşesinde, üzerinde sadece iki kelime yazılı bir dosya var: “RAVEN- ÖLÜMCÜL”
> “Kim olduğunu bilmiyorum... ama bulacağım seni. Herkesin iz bıraktığı bir an vardır.”
Orion haritayı yeni bir kırmızı kalem işaretiyle işaretledi. Dudaklarının köşesinde hafif bir gülümseme belirdi.
----
(eleştirilere açığım. lütfen 16-17 yaşından küçükler okumasın. travma ve ólúm tasvirleri oldukça fazla bulunuyor.)
Öylece trafiğe karışan aracın arkasından bakarken bacaklarımın beni taşımayacağını anlamıştım. Taşımasındı. Önemi yoktu. Kendimi dizlerimin üzerinde yere bırakırken de , alnımı soğuk asfalt zemine dayarken de , dişlerimi kırarcasına sıkarken de, aman kimse duymasın aman kimse Hazan güçsüz demesin diye soğuk havaya karışmasına izin vermediğim hıçkırıklarım bedenimi amansız bir sıtma krizine girmişim gibi titretirken de , gözyaşlarım kirpiklerimi ıslatırken de , sevdiğim adam " Yapma Hazan! Öldürme beni yavrum" diye feryat ederken de hiçbir şeyin bir önemi yoktu. Hiçlik bu olmalıydı.
Yine de "vatan sağolsun" du.
Terörle Mücadele Savcısı Hazan Hilal Türkoğlu
Yüzbaşı Fırat Demir Korkmaz
"Mevzu bahis vatan olduğunda her Türk bir askerdir."
"Kitaptaki olayların gerçek kurum ve kuruluşlarla hiçbir ilişkisi yoktur. Herşey tamamen hayal ürünüdür."
Yaralı Bahar
Bu kitap, aşkın en kırılgan hâlini, doğanın sessiz çığlıklarını ve ayrılığın bıraktığı derin izleri hece hece işler. Her şiirde bir yaprak düşer, her dizede bir kalp sızlar. “Yaralı Bahar”, yeniden filizlenmeye çalışan duyguların mevsimidir; hem hüzünle hem umutla yoğrulmuş bir yolculuğun izlerini taşır.
Kurgum yetişkinlere hitap edecektir. Bunu dikkate alarak okuyunuz. Kurgumun ismi bana aittir. Kapak editi kendi tasarımımdır.
Tüm hakları korunmaktadır.
Elini belimden aşşagı doğru sürtmeye başladı.
Teni haddinden fazla bana yakın, eliyse vücudumda gezintiye çıkmış gibiydi.
Beni aptal mı sanıyordu. Yanılıyor, hemde hayatı pahasına yanılıyordu.
Tek bir farkla beni küçümsüyordu keza başkası gelse o da ôyle düşünürdü.
Fakat bilmiyorlardı ki onların mezarlarını şüphesiz ben kazacaktım........
Kocasından kaçan ve hamile olan İclal bir kamyonetin arkasına biner. Ülke sınırında kamyonet durur. İclal korkudan iner ve kaçmaya başlar. Birden bir silah sesi duyar ve olduğu yerde kalır.
Operasyon için orada olan askerler İclal`i görür. İclal oracıkta korkudan bayılır.
Peki ya bu durum karşısında askerlerimiz ne yapacaklar?
İclal`i neler bekliyor?
Operasyon başında önünde Yeşil gözlü güzel bir kadının gözlerini aklından çıkaramayan askerimizi neler bekliyor?
Hadi hep beraber bunu öğrenelim.
Hayatına son vermek isteyen bir kadın ve ölümün tanrısı.
Silva intihar etmek üzere bir uçurumdan atladığında kendini beş tanrının hükmettiği Wienor`da bulur. Ölüm Krallığı`nda Ölüm Sarayında kendini bulan Silva yaşama son bir şans vermek isterken büyük bir tehlike sinsice diyara sızmaktadır.
Ölüme ardından da Ölüm Tanrısına çekilen Silva kendinin de normal bir insan olmadığını öğrendikten sonra tehliklerle ve aşkıyla karşı karşıya kalacaktır.
En korkunç sonun, ölümün tanrısıyla mutlu bir son düşlemek mümkün mü, üstelik kıyamet bu kadar yakınken?
"Dile Ay Işığı, iste, emret. Ben de senin için her şeyi mümkün kılayım."
Başlangıç Tarihi: 31.08.2024
Bir trafik kazasında ailesini kaybeden Nuran, hayatta tek tutunduğu dal olan teyzesinin yanına, Mardin’in en güçlü aşiretlerinden biri olan ERENDAĞ konağına sığınır. Ancak bu konak, sıradan bir yer değildir. Her köşesi töreyle, kan davasıyla, suskunlukla örülüdür. Ve bu suskunluğun tam ortasında, bir adam durur: Şahin erendağdı.
Şahin, ağalığın ve ailesinin yükünü sırtında taşırken, Nuran’ın hayatına istemeden girer. Nuran içinse o adam, hem kurtuluşun adı olur hem de en büyük yıkımın. Şahin onu öldürmesi gerekirken kurtarır. Çünkü bazen aşk, en beklenmeyen anda, en yanlış kişide filizlenir.
Ama bu sadece bir aşk hikâyesi değildir…
Bu, bir kadının yasını içinde taşıdığı, töreyle savaştığı, sevilmenin ne olduğunu ilk kez tattığı bir hayatta kalma hikâyesidir.
Ve bir adamın, geçmişin kanlı yüküyle yüzleşerek kaderini değiştirme cesaretidir.
Aşkın en ağır sınavı, törenin gölgesinde başlar.
Ve bazen bir kalp, bir aşireti karşısına alır.
*Bu kitap ne olursa yolundan dönmemiş, pusulası puslansa bile mücadelesine devam etmiş; anahtarının doğru kapıyı açacağına inananlara ithaf edilmiştir. Saatinizin durmaması dileğiyle.
"O ne?"
Kaşları çatıldı, işaret ettiğim zincire baktı. Yüzünde saniyeler içinde ufak bir gülümseme oluşurken elini cebine daldırdı. Kızına öğretmeye çalışan bir baba misali yüzüme dikkatlice baktı. Vereceğim her tepkiyi, yüzümün alacağı halleri kaçırmak istemiyor gibi bir hali vardı.
"Pusula,"
Kendime engel olamayarak araya girdim.
"Ormanda değiliz, biliyorsun değil mi?"
Başını sallayıp güldü. Başı kahkahasının etkisiyle hafif arkaya düşerken ademelması gözler önüne serilmişti.
"Senin olmayan hiçbir şeye güvenemezsin. Güvenemediğin her şey seni kaybeder."
Yalnızlığında kaybolmamak için pusulayı yanında taşıyordu.
"Senin olan bir şey güvenini boşa çıkarırsa?"
Yüzündeki gülümseme silinirken ellerinin arasındaki pusulaya baktı.
"Pusulan puslanır. Yine kaybolursun."
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Yasef ve Poyraz`ın anne ve babası, onlar daha çok küçükken kaybolur. Yasef, onları bulmak için yola çıkarken Poyraz`ı da yanına almayı ihmal etmez. Cebinde babasının pusulası, kalbinde kimsesizliğin ağırlığını taşıyan bir adam koca bir oyunun içine düşerse ne olur? Üstelik, hiçbir kuralın olmadığı bir oyuna.
Yasef ve Poyraz`ın pusulaları şaşmak üzere, hangi saat onların zamanını ifade edebilir? Hangi anahtar onlar için doğru kapıyı açabilir?
- - - - - - - - - --
HERHANGİ BİR ÇALINTI- KOPYALAMA DURUMUNDA YASAL YOLLARA BAŞVURULACAKTIR.
Karanlığın tam ortasında, bir çığlık yankılandı…
Evin duvarları, çaresiz kadının feryatlarını içine hapsederken, onun için kaçış neredeyse imkânsızdı. Öfkeden gözü dönmüş bir adam, karşısındakini paramparça etmeye hazırdı. Ama o sadece kendisini değil, karnındaki masum hayatı da korumak zorundaydı.
Tam her şeyin bittiği an sanılırken, kapı büyük bir gürültüyle kırıldı. İçeri giren adam, savaşın tam ortasından çıkıp gelmişti. O, sadece bir asker değildi. O, hayat kurtarmaya yeminli bir adamdı. Fakat karşısında durduğu tehlike, cephede karşılaştığı düşmanlardan bile acımasızdı.
Zaman daralıyor, hayatlar tükeniyordu.
Bu gece yalnızca bir kurtuluş hikâyesi değil, hayatta kalmak için verilen bir savaş yazılacaktı.
Peki Kanla sulanan bir gül nasıl iyileşirdi ?
Birbirlerine zorla mahkum edilen iki insan. Biri çok inatçı, biri fazlasıyla çekilmez!
İntikam uğruna savaşan iki beden, vuslata erdiğinde sizce neler olacak?
“Gördüğüm bu gözlerin uyandığımda da yanımda olma şansı var mı?”
Bir cevap veremedim, başımı salladım. Akabinde öne doğru eğildi, beklemediğim bir ande dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Sadece bir kere öptü, akabinde yavaşça ayrıldığında aynı anda güldük. Nutkumun tutulduğunun farkına varmış olmamlı ki "ne oldu?" diye sordu otuz iki diş gülerken.
Gülerek yutkundum.
“Kötü mü öpüşüyorum yoksa? Beğenemedin mi?”
“Bilmem” dedim gözlerine bakan gözlerim dudaklarına kaydığında.
“Tek seferde anlamam pek mümkün değil.”
Ne demek istediğimi anlamış olacak ki, kısa bir bakışma yaşadı gözlerimle, akabinde bir eli boynuma, diğeri belime dokundu, dudakları bir kez daha yaslandı dudaklarıma.
Hafızasını kaybetmiş bir kadın gözlerini ormanda açar. Yabancı bir adamın özel mülkünün sınırları içerisindedir. Onu buraya getiren kaybettiği zihni midir yoksa yabancı adam aslında yabancı değil midir?
"Her insan, onu tanıdığın zamandaki senden ibarettir."
Abisinin en yakın arkadaşına, Kerem Aktürkoğlu`na aşık olan bunu ona itiraf edince de reddedilip aşka küsen İsmin Damla Yılmaz...
En yakın arkadaşı Barış`ın kardeşini başta kendi kardeşi gibi görüp reddeden, ama daha sonra ona deliler gibi aşık olan Kerem Aktürkoğlu...
Bakalım imkânsız gibi görünen bu aşk, imkanlı olabilir miydi?
İmkansız aşktan doğan mükemmel aşk…
Belki de umut gelecek sayfadadır.
Ayrılığı hiç düşünmezken aldatıldığımı kabullenmek kolay olmadı. Yıllar sonra hayat bizi yeniden bir araya getirse de evlendiği gün kalbimde ölmüştü.
Hayat iki seçim arasında ya geçmiş ya gelecek peki sen hangisini seçerdin ?
Meryem henüz on yaşındaydı ve hayatının en travmatik olayı gerçekleştiğinde ablasının düğününe bir demet lale götürüyordu. İlk suçunu işlediğinde onyedi yaşındaydı. Onsekiz yaşında ismi manşetlerin en ön sayfasında çıkınca ülkeyi kaçak yollarla terketmek zorunda kaldı. İsmi ülkenin arananlar listesinde kırmızı sıradaydı. Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan Meryem uluslar arası gizli bir örgütün eline düşmesiyle hayatı tepetaklak olacaktı. O çok istediği ölümle destansı bir karşılaşma yaşayacaktı.
Tüm Bölümler 60 iken 120 olsun "Tanrının Gözyaşları 115" 120 yapalım hadi "Senin İçin 59" de hadi bakalım beğenecek misiniz 60 olabilecekler mi?!
İlk Hikayem Olan Kabusum Şiir Deneme İle Karmaşık Yayında Umarım Beğenirsiniz Tek Bir Kitap Olsun Ki Görünme Fazlalaşsın Diye Diğer Kitaplar Oluşturulmadı
@dunaydanmarsa355 kitap kapağını yapan canım kişi o Medine hanım hem de ücretsiz yaptı sağ olsun isterseniz sizde yaptırabilirsiniz
İlk bölümler Güliz Ayla sonra Metin Arolat sonra Kayahan ve Erol Evgin sonra Emre Aydın ardından Sezen Aksu ve Ferdi Tayfur Edip Akbayram şarkıları vardır sıralama buna göre
Benlik her zaman doğruyu tutturamaz bazen de Kusura Bakma seni yanlışa itekleye eğitim der o yüzden insan bir dur diyemez neden sorgulayamaz işte bu soruların cevapları akrostiş şiirlerle karainci Benlik Kusura Bakma kitabımın da
Galiba tutukluk yaptı benim hikaye 11000 oldu taslakları gidince 10000 kalıyor 6 6 gidiyor olacak mıyım yine aynı sayıda kaldı bakalım kaç gün gidecek bu şekilde / sayemde ay/ki 1 rakam fazla yazmışım
Şimdi eski bölümlerin akrostiş lerini paylaşıyorum 5 5 sonra 60 kişi görmüş olan bölümlere döneceğim
Wattpadte: karainci_50 idim; 9 yılda, 93.800 okuma almıştı hikayem!... Tabi 200 bölüm vardı...(Şuan kaç olduğunu bilmiyorum ama 16.07.2024`de öyleydi)
Ben takip ettiğim hikayeleri akrostiş yaparak tanıtım yapıyorum
Burada 607 1000 de olur ki olacak gibi çünkü hikayem okunmuyor ana sayfada olmadığı süreçte bölüm oldu hâlen dur demedi ama zaten yazmaya yaşamaya yaşatmaya devam ediyorum sonuçta kelimelerimi kişileri / geri döndüm 61 den devam bakalım onlar 120 olacak mı/ gerçi 607. bölüm olmadı ama 215 oldu İlk bölüm 120 olur mu
Herkes, benliğini arar ama bulabilir mi?! Nüfus ettirebilir mi bedenine bakalım görelim!?
İris Karaoğlu ve Abel Bozoğlu birbirilerine ölümüne düşman olarak bilinen başarılı polis memurlarındandır. İkili bir iş için ortak çalışmaya karar verirler. Bu serüven onlar için tehlikeli ve aksiyonludur.
İkilinin nefreti aşka dönüşene kadar herşey normaldi. Ama bir gün İris Abel`in sırrını ortaya çıkarana dek...
Ön Söz
Üsteğmen Kıvılcım`ın kaleminden:
Hayat bana savaşmayı küçük yaşta öğretti.
Kimi zaman elimde bir silah, kimi zaman yalnızca suskunluğumla yürüdüm ateşin içinden.
Kayıplarımdan bir ev yaptım, acılarımdan bir zırh.
Bir çocuğun elinden alınan masumiyeti, bir kadının sırtına yüklenen sorumluluğu taşıdım.
Ve tam her şeyin bittiğini sandığım yerde, gökyüzünden inen bir adam çıktı karşıma.
Ateş Uras.
Adı gibi içimi yakan, ama kalbimi ilk kez sükûnetle dolduran bir isim.
O bir pilottu, ben bir askerdim.
Farklı yolların savaşçılarıydık ama aynı kaderin izini sürüyorduk.
Kendime bile itiraf edemediğim hislerimle, en tehlikeli görevlerin tam ortasında tanıdım onu.
Bu kitap bir savaşın, bir ihaneti ortaya çıkarma mücadelesinin hikâyesi.
Ama aynı zamanda, gökyüzüyle yeryüzü arasında sıkışmış iki yaralı ruhun birbirine dokunuşunun da hikâyesi…
Bu bir intikam hikâyesi değil sadece.
Bu, kirletilmiş bir masumiyetin, çalınmış bir çocukluğun ve devrilmeyen bir kadının hikâyesi.
Bu, kimin gerçekten düşman olduğunu anlamak için canını ortaya koyman gereken bir dünyanın hikâyesi.
Ve unutma:
Ateşi yakmaya bir kıvılcım yeter.
Ama o kıvılcımı söndüreceğini sananlar…
Henüz kül olmamış bir yangını hiç görmemiştir.
🔥
Tüm haklara şahsıma aittir, kopyalayıp paylaşan olursa işlem yapacağım.
Bilginize.
@dadaaa
Bu hikaye, geçmişi ve karanlık sırlarıyla örülü iki karakterin, karşılaştıkları her zorlukla birbirlerine yaklaşıp uzaklaştığı bir mücadeleyi anlatıyor.
Deniz Tamer, bir araştırmacı ve savaş muhabiri olarak adaletin peşinden giden, cesur ve idealist bir kadındır. O, bir konu üzerine araştırmalar yaparken, bir örgütün hedefi haline gelir ve dağlarda terkedilmiş bir eve hapsedilir. Ancak bu, onun pes etmesini engellemez; zekası ve kararlılığı sayesinde, kaçmayı başarır.
Kaçtığı dağların en yüksek noktalarından birinde, eski bir kaçak olan Demir’le tanışır.
Demir Yalın, geçmişinde büyük bir travma yaşamış, karanlık bir geçmişe sahip bir adamdır. Bir mimar olarak hayatına başlamış, ancak ailesine ve çevresine duyduğu sadakatle, suç dünyasının derinliklerine sürüklenmiştir. Örgütle olan ilişkisi ise onu Deniz ile istemeden bir araya getirir. Her ikisi de birbirinden gizlerken, geçmişlerinin izlerini birbirlerinin hayatlarına taşırlar.
Gerilim ve gizemin derinleştiği bu hikayede, hem Deniz hem de Demir, birbirlerine güvenmekte zorlanacak, duygusal duvarlar ve çatışmalar içinde yol alacaklardır. Bir yanda Deniz’in kaybolmuş bir dünyaya karşı cesur duruşu, diğer yanda Demir’in karanlık geçmişine dair taşıdığı yük, onları hem birbirlerine hem de geçmişlerinin gölgelerine daha da yaklaştıracaktır.
Not= Kurgumun her hakkı bana aittir, çalınması ve kopyalanması durumunda mahkemenin soğuk duvarları ile karşılaşılması kaçınılmaz sondur. İyi günler✨
@dadaaa
17 yaşındaki Ela, her sabah uyandığında bir önceki günü unutmaktadır. Bir tür kısa süreli hafıza kaybı yaşamaktadır. Ailesi bunu saklamakta ve her günü ona "normalmiş gibi" yaşatmaktadır. Ancak Ela`nın günlüğüne gizlice yazdığı notlar, hayatında bir şeylerin eksik olduğunu fark etmesine neden olur.
Bir gün, okulun kütüphanesinde yalnız vakit geçirirken, duvarda kendisine yazılmış bir not bulur: “Unutma. Her şey gerçekten oldu. – E.”
Notun altında başka bir yazı daha vardır: “Seni her gün yeniden seviyorum. – M”
Böylece Ela, her sabah uyandığında kendisine bıraktığı notları ve tanımadığı bu “M”nin mesajlarını keşfetmeye başlar. M, onu her gün yeniden kendine âşık etmektedir. Fakat Ela, M’nin kim olduğunu hatırlamamaktadır ve ailesi M’den hiç bahsetmemektedir.
Roman boyunca Ela, kendisini gizlice seven bu kişinin kim olduğunu çözmeye çalışırken, hafızasını geri kazanmanın ve geçmişte yaşanan bir trajediyi kabullenmenin eşiğine gelir. Gerçek ortaya çıktığında, aşk mı yoksa unutuş mu galip gelecektir?
"Bu dünyada muazzam bir güç var.
Kadim ve unutulmuş.
Gizlendi, bulunmayı bekledi.
Büyümeye devam ettikçe çağrısı daha da şiddetlendi.
Bu gücü ele geçirmek isteyenler var.
Kudret için, Denge için, Hakimiyet için."
İki Prenses olan Hare ve Loya büyük bir keşif içine düştüklerinde onları destekleyen Süvarileri ve dostları ile büyük bir savaşa adım attıklarının da farkındaydılar. En büyük sorun bu yolda kimin yükü taşıyacağıydı.
☼Işık gölgelerden korktuğunda, karanlığı tutuşturun!..⚔️
Kapak Tasarımı; @lodosunkalemi 🪶
2088 yılında bir Türk askerinin, dünya için önemli buluş yapmış olan ünlü bilim insanı ve kızını Türkiye`ye getirmeye çalışırken yaşadığı mücadelenin hikâyesidir.
Aşk, kalbin en derininden fışkıran, ruhu aydınlatan, bazen bir kelebeğin kanat çırpışı kadar narin, bazen de bir okyanusun sonsuzluğu kadar derin bir bağdır.
İhanet, en beklenmedik anda saplanan zehirli bir ok gibi, güvenin enkazı üzerinde yeşeren acı bir çiçektir.
İntikam, ruhun karanlık dehlizlerinde yanan, sönmek bilmeyen bir alevdir; külünden yeniden doğan bir öfke fırtınasıdır.
Karanlık, umudun fısıltılarının bile kaybolduğu, bilinmeyenin sırlarını saklayan, sessiz ve derin bir örtüdür.
Işık, karanlığın yırtıldığı yerde doğan, umudun parıltısı, yol gösteren bir fener ve kalbi ısıtan bir güneştir.
Heyecan, ruhun kanatlandığı, kalbin ritminin hızlandığı, geleceğe dair tatlı bir bekleyişin içimizde yarattığı ışıltılı bir titreşimdir.
kurbagaprenses: Çirkin kızlar da sevilmek ister ve her öpülmeyi bekleyen kurbağa prens olmaz.
🐸
Sevilmenin kurallarını yeniden yazıyoruz. Burada ne badem gözler ne elma yanaklar ne bal dudaklar ne de fındık burunlar var. Tüm algıları yıkıyoruz ve heybetli bir çirkin kız kulesi örüyoruz. Bu arada saçlarımız da küt ve kıvırcık o yüzden kuleden salıp prensi yukarı çekemiyoruz.
Çirkef aşklar diyarına hoş geldiniz.
Mahallemiz de bol bol küfür, iç gıdıklayan aşk ve çay yanına bolca samimiyet var. Tek yapmanız gereken bir kase çekirdek ve bir bardak kola almanız. Sonrasında mahalle de koşturup maç yapacağız, bahçelere dalacağız, duvar üstünde çekirdek çitleyeceğiz, yeri geldiğinde kavga edeceğiz ve nihayetinde de müthiş bir aşkın ilk paragraflarını yazacağız.
Bu hikaye çirkin bir kızın içimize hüzün bulutlarından yağmur yağdıracağı fakat aşkıyla yağmurdan sonra güneşi açtıracağı bir hikaye.
Günebakan mahallesine hoş geldiniz.
-Lale
Başlangıç: 04/08/2024
Elzem Maral Kuyu...
Bazen hayat, seni bir masanın üstünde dağılmış yapboz parçaları gibi bırakır.
Ne tarafa baksan eksiksindir.
Ne kadar uğraşsan da bir parça hep kayıptır.
Ben o eksik parça oldum.
Kırıldım, kenara atıldım, unutuldum.
On bir yaşındaydım.
Saçlarım örgülü, hayallerim parlak, kalbim saf.
Ve tek hatam… yanlış insanlara güvenmekti.
Çocukluk dediğin şey, bazen sadece bir başlangıçtır.
Benim için sonun başlangıcıydı.
O gün dışlandım.
Ve o gün içimde bir şey öldü.
Sonra büyüdüm.
Büyürken her hatıramı silaha çevirdim.
Gözyaşlarımı kamuflaj yaptım.
Kalbimi mühürledim.
Ve Elzem Maral Kuyu, artık sadece bir isim değil, bir duvar oldu.
Ajan oldum.
Kimsesizliğimi görev yaptım.
Yalnızlığımı disipline çevirdim.
Ve kendimi öyle güzel sakladım ki, bir gün o çocukluk arkadaşlarımın gözüne baktığımda bile beni tanıyamadılar.
Ta ki… kader, aynı oyunun içine hepimizi tekrar yerleştirene kadar.
Bu defa herkes rollerini bilmiyor.
Bu defa kartlar kapalı, zemin kaygan, yürekler hazırlıksız.
Ve ben...
Altan’la yeniden göz göze geldiğimde, hiçbir eğitimin beni buna hazırlayamayacağını anladım.
Çünkü bazı yüzleşmeler sadece bir görev değildir.
Bazı bakışmalar savaştır.
Ve bazı roller, gerçekte hissettiklerinden daha sahicidir.
Bu hikâye ne sadece aşk...
Ne de sadece geçmişle yüzleşme.
Bu, yarım kalmış bir çemberin tamamlanma hikâyesi.
Bu, her biri başka yöne savrulmuş parçaların, sonunda aynı masaya oturma cesaretidir.
Ben Elzem.
Bu kez kaçmayacağım.
Ve bu kez hiç kimse, beni parçalayamaz
" Günahların rüzgarı olsaydı yeryüzünde hiç kimse kalmazdı. "
🕯️
Emira bilinmeyen bir fantastik dünyada gizemli kapıları aralayrak gizemli sırlara ulaşır. Ondan saklanan ve öğrenilmesi istenmeyen sırları keşfeder. Bu sırlar açığa çıkarken yaşamında onu derinden sarsan bir aşk onu bulur. Ama sandığı şeylerin çok farklı olduğu gerçeğiyle yüzleşir.
Aşk, ihanet ve dostluk...
Bu üç kelime onun hayatında büyük bir devrim yaratır.
⚖️🛡️⚖️
İntikamın peşinden giderken hayatından vazgeçmek ve başka biri olmak zorunda kalan Erdem, geçmişinin gölgesinden kaçarken, karanlık bir dünyada kayboldu. Hedefi, kardeşini yok eden Dönence Çark`ını devirmekti. Daima döneceğini sandıkları o çarkı durduracaktı.