
Her gördüğü şeyi yazmaya bayılıyordu fabio.
Şarkı söyleyen çocuklar, ve ya kediyi kovalayan bir köpek ne olursa olsun defterine yazardı. Ne için yazdığını kendiside bilmiyordu ama bu onun hoşuna gidiyordu. Sürekli yazma isteği doğuyordu içinde...Sahile vardığında bir an duraksadı. "Neden Santiago ve beni anlatan bir kitap yazmıyorum ki " dedi sesli bir şekilde. Ve ekledi. "Ama bu karanlık Dünya da bizim renkli olmamızı istemeyen milyonlar var "
"Kim neyi istemiyor "diye bir ses duydu. Bu Santiago'ydu. Elini omuzunda hissetti Fabio, terlemeye başladı ve kalbi de kafesini kırarcasına hızlı atmaya başladı. Bir iki adım uzaklaştıktan sonra Santiago'ya döndü.
Her zaman ki gibi harika görünüyordu. Hafif kemerli burnu onu çekici kılıyor ve bakışları bir insanı kudurturcasına bakıyordu.
-yok bir şey öylesine konuşuyordum. Dedi ve umarım daha da soru sormaz diye söylendi içinden. Santiago hafif ve sahte bir gülümsemenin ardından,
-iyi bakalım anlatmak istemiyorsan sen bilirsin. Dedikten sonra otele doğru yürüdü.
Soğuk bir şekilde söylediğini hissedebiliyordu fabio." Ama bunu ona nasıl diyebilirim ki ya bir daha yüzüme bile bakmazsa en azından şimdilik söylemezsem daha iyi dedi içinden ve Santiago' yu kısa adımlarla takip etti.
- Madem otele gelecektin benimle gelseydin ya niye öldürecekmiş gibi sessizce arkamdan geliyorsun.
- Bugün çok mu soru soruyorsun sen? Dedi fabio. Tanrım ne diyorum ben buraya onunla az da olsa konuşmak için gelmiştim ama konuşmasına fırsat bile vermiyorum. Ya konuşmak istemezse...
- neden sürekli tersliyorsun. Sorunun varsa söyle, istemeden kötü bir şey mi yaptım...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |