
Evin salonunu kısa voltalarla dönüp dolaştıktan sonra sandalyeye oturdu. Kafasını kurcalayan onca kötü senaryolara rağmen gerçek kimliğini ailesine söylemekte kararlıydı. Babasının öfkesini gözünde canlandırınca elleri titredi.
Titreyen ellerini iki bacağının arasına koyup durdurmaya çalıştığını gören annesi şaşkınlıkla -neyin var böyle, niye bu kadar heyecanlısın. Karşındakinin yanıtını duymayı lüzumsuz görmüş olacak ki bahçe kapısını aralayıp dışarı çıktı…
Hava iyice kararmaya başlamıştı. Sokak lambasını aydınlattığı, Bahçedeki yabani otları temizlemeye çalışan annesi bir yandan söyleniyor diğer yandan da işine devam ediyordu. Fabio oturduğu sandalyede uyuyakalmış elleri hala birbirine sımsıkı kenetlenmiş vaziyetteydi. Evin içerisinde sessizlikten kaynaklı bir huzur oluşmuştu.
Kapının açılması ile beraber uyuyakaldığı sandalyeden bir anda irkildi Fabio…
Karşısında sürekli asık suratı ile dolaşan babasını görünce odasına doğru gitmeye çalıştı.
“Bekle” dedi babası sesinde her zaman ki gibi öfke hakimdi. Yanına yaklaşarak yüzüne doğru bir tokat salladı. Ardından sürü ile tehditler savurmaya başladı.
“Demek ibnesin sende” ayağa kalkamadan bir tane daha vurdu.
Yerde kıvranan Fabio ne olduğuna henüz anlam verememişti yapabildiği tek şeyi yapıp evden hızlıca uzaklaştı..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |