UZUN BİR ARADAN SONRA HERKESE MERHABA.... SAĞLIK SORUNLAIM NEDENİYLE YAZMAYA ARA ERMİŞTİM AMA DÖNDÜM VE İKAYEMİ EN KISA SÜREDE TAMALAMAK İSTİYORUM. OY VE YORUMLARINIZ İLE DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM CANLARIMMM.
Aileme ve masaya bilmeleri gerektiği kadarını anlatmamın üzerinden 3 gün geçmişti. O akşam uzun bir aradan sonra tüm sevdiklerim ile güzel bir vakit geçirdik, tek fark benim evimde olmasıydı. Planım ise hızla ilerliyordu. Bu işin sonunda ya en baştaki adama yada yeniden önümüze atılan bir piyon ulaşacaktık ama her durumda bir düşman daha yok olacaktı benim gözümde. Bu 3 günde içerideki adamımdan telefon bekliyordum çünkü yanındaki adamın amcası değil de babası olduğunu söylemeliydim ki bu oyunumuza büyük katkı sağlayacaktı.
“Yine düşünceler içerisindesin karıcım” dedi Barın.
“Biraz, sen ne zaman geldin diyeceğim ki baya olmuş anlaşılan” dedim banyosunu bile yaptıysa nerden bakarsam 40 dakikayı aşkın evdeydi.
“Yaklaşık 1 saattir. Camın önünde öyle dalmışsın ki beni bırak Güneş’ i bile fark etmezdin “dedi.
“Galiba öyle “diyebildim sadece.
“Bazen çok yorulduğunu hissediyorum güzelim, biraz daha az mı çalışsan yada düşünmesen “dediğinde başımı olumsuzca salladım.
“Bu sefer düşman çok güçlü, hataya yer yok aşkım…. Elbette bu günlerde geçer “dedim ve kocama sarıldım.
“Öyle tabi güzelim, ben her zaman yanındayım “dedi sarılmış olduğum kollar ile bana sarılınca mutlu olmuştum.
“Benyyyy” diye gelen kızımız ile ayrılmak zorunda kalmıştık.
Koşarak yanımıza gelen kızımla aile kucaklaşması yaptık.
“EEEE bu gün aile günü yapalım?” diye soru yöneltti kocacım.
“Aile günü ne kim “dedi Güneş meraklı meraklı.
“Sen, ben ve annen tüm gün istediğimiz gibi rahat olacağız. Özellikle de Prensesin istekleri emir olacaktır” diye açıklayıp bana göz kırptı Barın.
“Geyçekten mi? O zaman hadiiii hadiiii” diye sevinç nidaları attı güzel prensesim.
“Pekala o zaman ilk ne yapalım “dedim.
“Pekala izleyelim. Siz film seçin bende mısır patlatıp, çerezler ve içecekleri ayarlayayım “dedim.
Güzel kızım babasıyla birlikte aşağı kata inerken bende mutfağa ilerledim. Yardımcımız beni görünce hemen ayağa kalkmıştı.
“Efendim, bir şey mi istediniz “dedi.
“Mısır patlatacaktım. Birazda çerez hazırlar mısınız?” dedim.
“Peki efendim” diyen tonton ile gülümsedim.
Ben mısır patlatırken hazır olan çerezlerin yanına birkaç çeşitte mevsimlik meyve eklenmişti. Bende içecekleri ayarladığımda herşey hazırdı. Gülümseyerek tepsiyi elime aldım ve mutfaktan çıkmadan da bana yardımcı olan tonton yardımcıma teşekkür ederek sinema odasına ilerledim. Yaklaştıkça sesler gelmeye başlamıştı. Büyük ihtimalle ben geleceğim diye kapıyı açık bırakmışlardı.
“Ama babacım ben onu izledim kiiiim” diyen Güneş ile aralık kapıdan içeriye girdim.
“Ama güzelim, daha geçen hafta izledik Beril yok diye moralini düzeltmek için “dedi Barın da.
“Seçemediniz mi “dedim konuştuklarını duymamazlıktan gelerek.
“Annecim Oymanlar Kyalı istiyoyum ama babam izin veymiyoy” dedi dudaklarını büzerek.
“Hımm kura mı çeksek “dedim orta yolu bulmak için.
“Olur “diyen iki çocukla gülümseyip masanın üzerindeki kağıtlara birkaç film ismi yazdım tabi onların istediklerini sonra katlayıp avucumda karıştırdım ve Güneş’ e uzattım.
“En küçüğümüz olarak sen seçmelisin güzelim “dedim.
“Hımmm, baykk kayiştiyoyum babacım “dedi sevimli sevimli.
“Çektimmm, çektim “dedi ve babasına uzattı küçük hanım.
“Ne çıktı “dedim bende merak etmiştim ama Barın’ ın yüz ifadesinden anlaşıldığı kadarıyla kendi istediği çıkmamıştı.
“Ormanlar Kralı “dedi ve kağıdı bize uzatıp ayarlamak için yere oturdu haaa birde trip tirpli.
“Ama babacım adil seçim oldu, niye tyip atıyoysun ki” dedi gözlerinin içine baka baka.1
“Trip atmıyorum ben” diye kendini savunan koca bebek ile gülmemek için kendimi zor tuttum resmen.
“Neyse hazır ise başlayalım hadi “dedim.
“Başlayalım, başlayalım da sen neden gülmemek için kendini zor tutuyorsun “dediği anda kahkahamı patlatıvermiştim.
“Bak yaa, görüyorsun değil mi, nasıl da gülüyor bize “dedi.
“Yalnız babacım bize değil kim , sana gülüyoy” dedi ve Güneş de gülmeye başladı.
“Siz ikiniz bir olup bana mı gülüyorsunuz “diye bizim üzerimize doğru gelirken kendimiz koltukta bulduk aynı zamanda Barın bizi gıdıklıyordu.
“Ye.. ye.. yeter. Lüt.fen “dedim .
“Ba. Ba. Baba. Cım, lüt… fen.” Diye Güneş ekledi ama Barın durmadı.
Aradan geçen bir dakika sonra durup kendini üzerimize bırakıp bize sarıldığında ise ona karşılık verdik.
“Sizi seviyorum “dedi ve ikimizin de saçlarına öpücük kondurdu.
& “Bizde seni” dedik ve iki yanağından öptük.
“Tamam, tamam, hadi izleyelim bakalım ORMANLAR KRALINI “ dedi.
Geniş koltuğa ortamızda kızımızla birlikte oturduk ve filmi açıp izlemeye başladık. Gözlerim başlarda ikisine takılsa da daha sonradan filme odaklanmıştım. Filmin yarısına doğru elimin üzerindeki el tarafından sıkılması ile bakışlarım kocama döndü. Onun bakışları ise prensesimi gösterince uyuduğunu anlamıştım.
Başımla onu onaylayıp filmi kapattım. Barın ise Güneş’ i kucaklayıp ayaklandı ve odasına götürmeye başladı. Onlar gidince biraz etrafı toplayıp ışıkları kapatıp odama çıktım. Yatmak için hazırlanırken arkamdan sarılan bir çift kol ile duraksadım.
“Uyudu… Bizde mi uyusak yoksaaaa “dedi ve elleri bedenimde gezintiye çıkmıştı çokta.
“Yoksaaaa “dedim onu taklit ederek.
“Güneş’ e kardeş mi yapsak, vakti gelmedi mi “dedi ve boynuma öpücükler kondurmaya başladı.
Gözlerimi yeni güne açtığımda yanımda uyuyan kocamı izledim. Dün gece aklıma gelince yüzüm alev alev yanmaya başladı yine. Belki ilk kez değil ama her seferinde aklım başıma gelince utanç duymam normal miydi acaba.
“Günaydın güzelim” dedi uyku mahruru sesiyle.
“Günaydın “ dedim ve hızla kalkıp banyoya koştum.
Aynada kendime bakınca gözlerimi olabildiğince açtım. Dün gecenin izleri sanki mühürlenmiş gibiydi. Kısa bir duş aldıktan sonra kıyafetlerimi almadığımı, unuttuğumu hatırladım.
“Off offf salaksın kızım “dedim kendi kendime banyodan çıkıp giyinme odasına adımladım.
Şükür giyinme odası boştu. Hemen bornozumu çıkartıp iç çamaşırlarımı üzerime geçirdim. Ne giyeceğime karar vermek için arkamı dönmüştüm ki bir adet bıyık altı gülen Barın beycik ile karşılaştım.
“Olmaz mı? Gerçi dün gece tamamını gördüm ama neyse “dedi ve kendi kıyafet dolabının önüne geldi.
“Eserinle gurur duyar gibi bir halin var kocacım “dedim göz devirerek.
“Oldukça, benim karım değil misin? Üzerinde iz bırakmaya da hakkım var öyleyse “dediğinde omzuna yumruk attım.
“Gıcık “dedim ve elime gelen elbiseyi üzerime geçirdim ve odaya geçtim.
Çalan telefonumu ararken elinde telefonumla içeriye giren yardımcımıza tebessümle teşekkür ederek cevapladım.
“Alo, efendim “ dedi içerdeki adamımız.
“Alo, herşey yolunda mı?” diye karşılık verdim.
“Yolunda efendim, fazla vaktim yok direk konuya giriyorum. “dediğinde sessiz kaldım ve onu dinlemeye başladım.
“Işıl hanım konuşurlarken duydum, bir dadıya ihtiyaçları varmış ve birkaç dadılık şirketiyle görüşme için talepte bulundular “dediğinde onu onayladım.
“İyi de neden dadıya ihtiyaçları var ki “dedim.
“Tam bilmiyorum ama bir doktorun adı geçti. Sanırım ailesini rehin tutuyorlar ve en önemlisi de kadın hamileymiş ve yeni doğum yapmış. Çocuk ve bebekten bahsettiler. Bir de saatlik görüşme gibi birşeylerden “dedi.
“Tamam canım, sen kendine dikkat et. HAAAA bu arada yanındaki amcası değil babasıymış. Artık ne kadar güvenmiyorlarsa birbirlerine öz kızlarını bile hafızası kayıp diye kandırıyorlar “dedim.
“Çok tuhaflar efendim, biran önce bitmesini ve sağlığıma kavuşmayı istiyorum “dedi.
“Merak etme, senin gerçek DNA yapın üzerinde tedavi bulmaya çalışıyorlar. Diyelim ki olmadı o zaman yarım da olsa bu DNA ile yaşamaya devam edebilirsin “dedim.
“Orası öyle ama bu kansızların hiçbirşeyini istemiyorum “dedi.
“Birde bunlar bize aşırı zıtlar. Mesela biz kadın ticareti ve organ mafyasına karşıyız bunlar da tam merkezindeler “ dedi.
“Tamam bu bilgi işimize yarabilir sen dikkatli ol” dedim ve görüşmeyi sonlandırdık.
“Kiminle konuşuyordun güzelim “diye arkamdan sarılan eşim ile bende dönüp ona sarıldım.
“Birkaç bilgi verdi ve bende bir şey öğrenmiştim o bilgiyi verdim “diye açıkladım.
“Peki yardımcı olabileceğim bir konu var mı?” diye sorduğunda “ Şuan yok “dedim ve birlikte kahvaltıya indik.
“Annecim, babacım günaydın “diye koşarak bize geldi güzel kızım.
“Günaydın bebeğim neden kalktın ki masadan “dedim.
“Olsun “ dedi ve yanağımı öpüp babasının kucağına gitmek istediğinden ona uzattım.
“Günaydın herkese “dedim ve yerime oturdum.
Barın da yerine geçince evin en büyüğü kayınvalidem olduğundan onun “afiyet olsun “demesiyle kahvaltıya başladık.
“Işılcım bugün bana biraz vakit ayırabilir misin ?” diyen İpek ile olur anlamında başımı salladım.
“Hayırdır kuzen ne oldu “dedi Ares.
“İşim var. Kızsal, malum evden çıkmak bu aralar sorun” dedi İpek.
“Bir süre sonra serbest olacak herkes, en son başına buyruk davranan yüzünden neler oldu sende biliyorsun “dedim.
“Haklısın da ne bileyim işte” dedi İpek.
“Bugün şirkete misin yoksa mekanlarda mı” diye sordum.
“Mekanları turlamamız gerekiyor “dedi Barın.
“Güneş’ i sen bıraksan olur mu?” dediğimde babasından önce Güneş atladı.
“Yaşasın, yaşasın babamla gidiyoyuz “diye ellerini çırpmaya başlayınca Barın el mecbur kabul etti.
“Kahvaltın bittiyse çıkalım mı kızım “dedi Barın.
“Bitti, gidebiliyiz” dedi ve koşarak kapıya ilerledi.
Hepimiz bu heyecanlı haline bakıp Gülümsemiştik. Ares hemen arkasından giderken bende kocamı geçirmek için ayaklandım.
“Günün güzel geçsin ve kendini çok yorma “dedi Barın.
“Sende çok yorulma ve dikkatli olun “dedim.
Bizimkileri uğurlayıp içeriye geçtiğimde İpek hazır şekilde beni bekliyordu. Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda o da tek kaşını kaldırıp karşılık verdi.
“Ben daha kahvaltı yapmadım “dedim.
“Sonra yaparsın hadi gidelim , lütfen “dedi çocuk gibi dudaklarını bükerek.
Arabaya bindiğimizde “nereye “dedim.
“İlk önce hastaneye “dediğinde kafamı hemen ona çevirdim.
“Neyin var , hasta mısın, cevap versene ?” diye soruları sıralayınca gülümsedi.
“Sakin ol yengecim, iyiyim ama rutin kontrol. Aslında yumurtalıklarımda geçen ay ufak bir kist fark etti Merve ve onu aldı şimdi de kontrole gitmem gerekliydi “dedi.
“Ohhh o kadarsa sorun yok gideriz güzellik “dedim ve arabayı çalıştırdım.
Hastanedeki işimizin kısa sürede bitmesiyle Merve’ nin de dahil olduğu bir alışverişe giriştik. Biraz kafa dağıtmanın kimseye zararı olmaz diye aklımdaki düşüncelerden bir süre arınarak kendimi alışverişe kaptırdım.
“Ohhh çok yoruldum. Hastanede bu kadar efor harcamıyorum “dedi Merve.
“EEEE Kızım orası senin hastanen tabiki harcamazsın ki biz kendimizi kaybettik sanırım “dedim elimdekiler göstererek.
İpek de elindekilere bakıp “sanırım öyle oldu. Abimin servetinin bir kısmı pufff oldu uçtu“ dedi.
Bu söylediğine ufak çaplı bir kahkaha attıktan sonra “Gelin birer kahve içip dağılalım “diye söyleyen Merve ‘ye ikimizde katıldık.
“Hızlı olalım Güneş’ i kreşten alacağım “diye belirtmeyi de ihmal etmedim.
Birlikte merkezin kafesine oturduğumuzda garsona siparişleri verip beklemeye başladık. Kızlar kendi aralarında modadan konuşurken aklıma düşünmem gerekenler tekrar nüfus etmişti. İçeride bir adamımızın olması her durumda iyi olur elbette ama hiçbir şekilde fark edilmemeli, bizimle olan bağlantısı bilinmemeli ama nasıl orasını çözmem gerekiyordu işte. Şuanda İstanbul’daki birkaç dadılık şirketinde adamımız var ama ya onları seçmezse diye içim içimi yiyordu ama bir şekilde bizle bağlantısı çözülebilirdi. Aklıma gelen ile gülümsedim.
“Bismillah kızım ne kendi kendine gülüyorsun “dedi İpek.
“Aklımda bir şey vardı ve şuan oturttum” dedim.
“Bu aklındaki karşı taraf ile ilgili mi?” dedi Merve.
“%100 o durumla ilgili” dedi ve o da sinsice gülümsedi.
“Kurtuluyor muyuz “dedi ümitle İpek.
Olumsuz anlamada başımı salladım. Yüzü düşse de belli etmedi. Tam o anda gelen kahvelerimiz eşliğinde sohbet etmeye başlamıştık. Biten kahvelerimizden sonra tam kalkacağımız zaman Merve’ nin çalan telefonu ile aceleyle yanımızdan ayrıldı. Ardından hesabı ödeyip bizde Güneş ‘i almak için yola koyulduk.
“Yenge yetişebilecek miyiz “dedi trafiğin durumuna bakaraktan.
“Bilmiyorum tatlım ama beklerler bizi “dedim.
Yavaş yavaş ilerleyerek kreşe sonunda ulaşmayı başarmıştık. Hızla arabayı park edip indiğimizde asla görmek istemediğim bir manzara vardı karşımda. Sinirle İpek’ i bile beklemeden ilerledim. Arkadan İpek ‘in söylenmelerini bile duymuyordum.
“BARINNNNN” dedim sinirle ve gidip kucağındaki kızımı aldım.
“Karıcım” dedi Barın hiçbirşey yokmuş gibi.
“Annecim bu yeni stajer öğyetmenimiz Filiz” dedi Güneş’im.
“Öğretmen öyle mi, öğretmen” dedim Barın sinirimi çözmeye çalışırken İpek de arkamdan gelip Güneş’ i aldı.
“Siz evli miydiniz “dedi kırıtarak. Ya sabır.
“Evli, haklı olarak hani az önceki onun kızı ya “dedim.
“Buraya bekar babalar da geliyor hanımefendi” dediğinde bende ipler çoktan korkmuştu.
“Bana bak öğretmen bende kocama kuyruk sallayanları köprüden aşağıya sallandırma hobisi var. Ayrıca bilmen gereken bir konu da stajer performans raporuna bu durum da eklenecektir “dedim.
“Anlamadım, Barın bey eşiniz resmen beni tehdit ediyor “dediğinde barın yüzündeki gülümseme ile “Sanırım öyle ve haklıdır “dedi.
“Karıcım gidelim mi kızımız bekliyor “dediğinde bozuntuya vermeden koluna girip arabalara ilerledik.
“Senin ne işin var. Sabah bıraktın tamam akşam ben alırım. Hem o kadın neye dayanaraktan samimi seninle “dedim sinirle.
“Sakin ol güzelim, ben farkında değilim durumun. Gözüm senden başkasına kör. Hem hallettin ki yarın müdüre söyleriz işine son verilir “dediğinde içim bir nebze olsun rahatlamıştı.
“Daha bekleyecek miyiz “dedi İpek.
“Bekle işin ne kardeşim zaten karımı çaldın “dedi.
“Aman sadece bir gün çaldım sanki hep yapıyorum “dedi İpek de.
“Eve gidince yardımın lazım, tabi başka bayanlardan fırsat bulursan yardım edersin “dedim ve arabamı sürerek uzaklaştım.
“Yenge az önce abime posta mı koydun sen “dedi İpek inanamaz gibi.
“Evet kocam değil mi koyarım “dedim.
“Valla pes, kıskançlık gözünü kör ediyormuş onu da tecrübe ile öğrendik “dediğinde Güneş kıkırdamıştı.
“Seni de göreceğiz İpek hanım “dedim imayla.
“Bilemem yengecim ama senin kadar olamam herhalde, kıza köprüden sallandırırım dedin yaaa “dediğinde göz devirdim.
“Ne yapsaydım, siz kızımı verin bir kafe mi yapın deseydim İpek “dedim.
“O kadar da değil elin şırfıntısına abimi kaptırır mıyım ben “dedi.
“Anne anladığım kadayıyla yayın öğyetmenim gitmiş mi olacak “dedi.
İpek ile aynı anda kafa sallayınca o da normalmiş gibi kafasını ‘anladım’ der gibi salladı. Yok bir de orada kalmasına izin verseydim. Bunu sadece benim kocama değil diğer beylere de yapıyordur ve ben buna asla müsaade etmem.
Işıklardan beri Barın ile yarış halinde gelmiştik. Şuanda ise o beni sollayarak eve giriş yaptığında Güneş beni satarak babasına tezahürat yapıyordu.
“Yaşasın babam kazandı” diyen kızıma halasıyla birlikte ölümcül bakışlar attık.
“Hain evlat, seni ben doğurdum ben “dedim.
“Banane ama babam birinci oldu “dedi ve dil çıkartarak arabadan inip babasının boynuna atladı.
“Yengecim, geçmiş olsun. Bu şimdiden babacı “dedi İpek .
Birlikte gülüşerek eve girince Barın da bize doğru geldi.
“Hayırdır yenilgi iyiydi galiba “dedi.
“Arabada kızımız yokken konuşalım bunu “ diyerek meydan okudum.
“Olur canım o zaman tekrar konuşuruz “dedim.
“EEEE hadi gelin benim güzel torunum acıkmıştır, siz orada sohbet ediyorsunuz “diye bizi fırçalayan kayınvalidem ile hepimiz yemeğe oturduk.
Sakin geçen yemekten sonra salonda otururken aklıma gelen ile Barın döndüm.
“Hayatım az konuşalım mı?” dedim.
“Olur güzelim, çalışma odasına geçelim “dedi.
“Gel geç kıskanç karım “dedi geldiğimiz odaya girerken.
“Ne yani sen değil misin “dedim.
“Ben inkar etmem. Direk kafa atarım “dediğinde kıkırdadım.
“Öyle olsun, neyse konumuza dönelim mi? “dedim.
“Tabi seni dinliyorum “dediğinde yanına oturdum.
“Yardımım gerekirse söyle demiştin ya” dediğinde başıyla onayladı.
“Yurt dışındaki arkadaşlarından yardım alabilir miyiz? Daha doğrusu adamlarından birini bizimle çalışması için yardımcı olur mu?” diye sordum.
“Hımmm aslında biri var ama nasıl biri olacak ki “diye sorduğunda bende aklımdakileri toplayıp ağzımı araladım.
“Şöyle ki sabah içerdeki adamımız aradı biliyorsun ki. Bana dediği şey içeride birini ailesi ile tehdit ediyorlarmış ama aileyi tamamen ayırmışlar sanrım şimdi ise çocuklar için dadıya ihtiyaç varmış. Bunun içinde dadı alacaklarmış “dedim.
“Sende maden dadı alınacak bizim adamımız olsun, elimiz kuvvetlensin dedin “diye söyleyince gülümsedim.
“Aynen öyle yakışıklım. Şimdi bizim yada masadan birinin adamı olamaz çünkü deşifre olmuş da olunabilir. Tamamen yabancı bizimle bağlantısı olmayan ama bağlantısı da olan sadık birisi olmalı “diye açıkladığımda Barın ne dediğimi anlamıştı yani umarım.
“Ben birkaç görüşme yapayım bakalım var mı istediğimiz gibi birisi “dediğinde onu onayladım.
“Bu aramızda kalacak, kimse bilmemeli “dedim ve dudağına öpücük kondurup salona geçtim.
Son bir haftadır hem aile içindeki sorunlar, hem masadaki sorunlar hem de iş yerindeki sorunlar fazlasıyla yoruyordu beni. Aile sorunları genel olarak Işıl’ın ailesi ile bile olsa üzülen karım olunca ister istemez bizde içinde oluyorduk. Neyse ki 3 gün önce Işıl herkese açıklama yaptı da hatalar ortaya çıktı ve özürler dilendi. Biraz da olsa rahat nefes alındı.
Sabah gözlerimi güzel karımın mis kokusuyla açtım ama kendisi büyük ihtimalle dün geceden kaynaklı utandığı için kısa bir günaydın faslından sonra banyoya kaçmıştı. Bende diğer odadaki banyoya girip işlerimi hallettikten sonra giyinme odasından gelen tıkırtılar ile oraya adımladım. Kapıya dayanıp güzel karımı izlemeye başladığımda beni fark edince duraksadı.
“Olmaz mı? Gerçi dün gece tamamını gördüm ama neyse “dedim daha sonra ise ona doğru adımlayıp arkasında sarılıp dün geceki morluğa dönüşen noktalara öpücük kondurmaya başladım.
“Eserinle gurur duyar gibi bir halin var kocacım “dedi göz devirerek, ben ise gülümseyerek karşılık verdim.
“Oldukça, benim karım değil misin? Üzerinde iz bırakmaya da hakkım var öyleyse “dedim ama keşke demez olaydım omzuma resmen yumruk atmıştı.
“Gıcık “dedi ve üzerine rastgele bir şey alıp odadan çıktı. Arkasından gülerek bende çıktım.
Kahvaltı faslından sonra Güneş’ i kreşe bırakmak için o yöne sapmıştık.
“Babacım biliyoy musun yeni öğyetmen geldi bize” dedi benim minik kızım.
“Ne güzel bebeğim, onun da sözünü dinlemelisin “dedim.
“Beny pek sevmedim ama onu” dedi dudaklarını büzerek.
“Yıldızım tutmadı” dedi kollarını çiçek yaparak.
“Geldik küçük prenses “dedi Ares.
“Ares ben teslim edip geliyorum tamam mı?” dedim ve konuşmasına fırsat vermeden indim.
Kapının önünde bir karış etekler bekleyen kadınla kaşlarımı çattım.
“AAAA Güneşcim senin yakının mı?” dedi sahte gülümseme ile.
Onun dediğini umursamadan bana dönerek “Babacım akşam sen mi alacaksın “diyen kızımı başım ile onayladım.
“İşlerim erken biterse evet ben alırım güzelim hadi iyi dersler “dedim. Hocaya da baş selamı verip arabama bindim.
“Ares şu yeni hocayı araştırsana gözüm tutmadı “diye belirttim.
“Tabi kuzen, şimdi nereden başlayalım “dedi.
“Başla sırasıyla işte gezmemiz gerekli nasılsa “dedim.
Akşamüzeri kreşin önüne geldiğimizde yine aynı hoca daha kısa elbise ile kapıda öğrencileri teslim ediyordu . Bende Güneş’ i almak için yaklaşınca bana yöneldiler.
“Babacım günün nasıldı “diyen kızıma gülümsedim.
“Yorucu bebeğim, senin nasıldı ne öğrendiniz “dedim.
“Merhaba, müsaade ederseniz numaranızı alabilir miyim “dediğinde Güneş’ im cevap verdi.
“Yalnız öğyetmenim, babamdan sizene” dedi.1
“Sen küçüksün tatlım anlamazsın “dediğinde Güneş tam cevap verecekken Işıl’ ın sesini duydum.
“BARINNNNN” diye kaşlarını çatmış sinirle yanıma geldi ve kucağındaki kızımı aldı.
Sinirlendiğini belli edercesine dururken “Karıcım” dedim hiçbirşey yokmuş gibi.
“Annecim bu yeni stajer öğyetmenimiz Filiz” dedi keyifle Güneş.
“Öğretmen öyle mi, öğretmen” dedi sinirinin bana mı yoksa ona mı çözmeye çalışırken İpek arkasından gelip Güneş’ i aldı.
“Siz evli miydiniz “dedi kırıtarak. Manyak bu öğretmen resmen, ölüme yürüyor haberi yok.
“Evli, haklı olarak hani az önceki onun kızı ya “dedi güzelim.
“Buraya bekar babalar da geliyor hanımefendi” dediğinde ben göz devirdim Işıl ‘da ise ipler çoktan kopmuştu.
“Bana bak öğretmen bende kocama kuyruk sallayanları köprüden aşağıya sallandırma hobisi var. Ayrıca bilmen gereken bir konu da stajer performans raporuna bu durum da eklenecektir “dedi.
“Anlamadım, Barın bey eşiniz resmen beni tehdit ediyor “dediğinde yüzümdeki gülümseme ile “Sanırım öyle ve haklı “dedim.
“Karıcım gidelim mi kızımız bekliyor “dedim ve koluna girip arabaya ilerledik.
“Senin ne işin var. Sabah bıraktın tamam akşam ben alırım. Hem o kadın neye dayanaraktan samimi seninle “dedi sinirle.
“Sakin ol güzelim, ben farkında değilim durumun. Gözüm senden başkasına kör. Hem hallettin ki yarın müdüre söyleriz işine son verilir “dediğimde yüzünde rahatlama ifadesi oluşmuştu.
“Daha bekleyecek miyiz “dedi İpek.
“Bekle işin ne kardeşim zaten karımı çaldın “dedim.
“Aman sadece bir gün çaldım sanki hep yapıyorum “dedi İpek de.
“Eve gidince yardımın lazım, tabi başka bayanlardan fırsat bulursan yardım edersin “dedi ve arabasını çalıştırıp uzaklaştı.
Kendime gelince ışıklarda onları yakaladım ve kısa süreli bir yarış yaptık. Tabi ki kazanan bendim. Eve girdiğimizde ayaküstü bir süre konuştuktan sonra annemin seslenmesi ile yemek yedik ve salonda otururken Işıl konuşalım diye söyleyince birlikte çalışma odasında konuştuk.
Işıl çıktıktan sonra Amerika’daki arkadaşımı aradım ve Işıl’ ın istediği kriterleri söyleyerek konuşmayı sonlandırmıştık. Işıl’ ın benden yardım istemesi beni mutlu etmişti umarım arkadaşımda bana yardımcı olabilir.
Not: Bu bölüm olaysız geçsin istedim sade bir aile görüntüsü gibi.2
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.52k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |