35. Bölüm
ESRANUR KAYA / Paylaşilamayan Veli̇aht / 35. BÖLÜM

35. BÖLÜM

ESRANUR KAYA
2dreamreal

SELAM YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. OY VE YORUMLARINIZ BEKLİYOR BU KALBİM....

IŞIL’DAN;

Biriciğim ile salona geçip televizyonu açtığımda istediği çizgi filmi izliyorduk. Tabi biriciğim dizlerime yatmıştı aynı zamanda da cips yiyordu. Üç çizgi filmden sonra içeriye kocacım geldi. Yüzünün gülmesinden konuşmanın iyi gittiğini anlamıştım.

“Yüzünde güller açıyor “dedim.

“Evet… İşler istediğimiz gibi gitti, arkadaşıma durumu anlattım o da birilerini bulabileceğini söyledi “dedi. Bu haber beni mutlu etmişti.

“EEEE ne konuştunuz ki “dedim merakla.

&&&&

Barın ve arkadaşı arasında konuşması;

“Alo dostum, nasılsın” dedim.

“İyiyim dostum, hayırdır sen beni arar mıydın “diye sitem etti arkadaşına.

“Başımızda bela eksik değil ki “dedim.

“Öyle olsun en son düğününde görüşmüştük” diyen arkadaşımı “öyle oldu sanırım “diye onayladım.

“Aslında sana biraz işim düştü” dedim uzatmamak için.

“Seni dinliyorum, eğer yapabileceğim bir şey ise yardımcı olurum “dedi canım arkadaşım.

“Aslında birine ihtiyacım var.” Dedim.

“Kim, hemen bulalım, eşgalini vermen yeterli “dediğinde gülesim geldi.

“Yok öyle değil be adamım. Şöyle ki senin adamlarından , daha doğrusu güvendiğin köstebeklik yapacak birine ihtiyacımız var. Şimdi neden kendinizden biri değil dersen onu açıklayamam ama işler halledilince söyleyebilirim “dedim.

“Şimdi anladım. Peki nasıl birisi lazım size “dediğinde sinsice gülümsedim.

“Öncelikle dadılık yapabilecek ve içerdeki şerefsizlerden kendini koruyabilecek birisi olmalı, Türk ve doğu illerinden birinde ailesi olmalı özellikle de dadılık eğitimi olan birisi olacak “dedim.

“Hımmm, bir bakayım, birkaç güvenilir kişiye de sorup geri döneyim “dedi.

“Olur dostum senden haber bekliyorum “dedim.

&&&&

“…………. İşte böyle oldu güzelim” dedi Barın.

“Oldu yani bu iş, öyle mi?” dedim.

“Aynen öyle güzelim sabaha haber gelir” dedi.

Ben gülümseyerek Barın ‘ a bakarken o kucağımdaki kızımıza bakıyordu. Bende biriciğime bakınca uyuduğunu gördüm.

“Uyumuş “dedi sessizce.

“Uyumuş, o kadar filmden sonra normal “dedim gülümseyerek.

“Ben onu yatırayım, bizde yatalım sabah önemli bir toplantım var “dediğinde onu onayladım.

Barın kızımız ile yukarıya çıkınca bende televizyonu kapatıp ayaklandım. O gelmeden önce hazırlanıp uykuya kendimi teslim edecek iken arkamdan sarılan güçlü kollar ile ona iyice sokuldum.

“İyi geceler karıcım” dedi.

Uyku halimle “iyi geceler kocacım “dedi.

En son hatırladığım saçlarıma konan öpücüktü, sonrası ise uykunun içine çekilmemdi.

……………………

Gözlerimi yeni güne açtığımda Barın’ ın beni izlediğini gördüm.

“Günaydın “dedim yarı açık gözlerim ile.

“Günüm şimdi aydı güzelim, birde kızımı görünce tabi “dedi göz kırparak tam o sırada ise kapıdan içeriye prensesim girmişti.

“Günaydın anniş, günaydın babiş “dedi neşe ile.

“Günaydın prensesim “dedim kollarımı açarak.

“Günaydın babasının canı “dedi Barın da.

“Nalan babanniş ilem kahvaltı hazıyladım. Şimdi de sizi çağıymaya geldim” dedi yanaklarımızı öpüp “ ben halama gidiyoyum “diyerek koştu.

“Hadi annemi bekletmeyelim “dedim ve dün gece duş aldığımdan hızla elimi yüzümü yıkayıp diğer işlerimi de halledince hazırdım.

“Hayatım ben iniyorum sende çabuk ol “dedim ve yemek odasına gittim.

Yemek odasına girdiğimde ipek hariç diğerleri buradaydı. Bende yerime geçip oturdum.

“Günaydın annecim, günaydın Ares” dedim.

“Günaydın kızım” dedi kayınvalidem.

“Günaydın yenge, kuzen uyanmadı mı” diye karşılık verdi Ares de.

“Uyandı hazırlanıyordu, iner birazdan “dediğim anda Barın içeriye girdi.

“Günaydın canım ailem “dedi.

Diğerleri de ona karşılık verdikten sonra Nalan annenin “afiyet olsun” demesi ile başlamıştık. Kahvaltıdan sonra Barın ve Ares direk evden çıktı bende hem kızımı bırakmak hem de şu öğretmen sorununu ortadan kaldırmak için kreş gidiyordum. Dün aklıma geldikçe sinir krizi geçiriyordum. Kıskançlık ise kıskanmıştım.

“Annecim geldik “dedi kızım.

“Biliyorum kızım hadi bakalım “dedim.

Arabadan indiğimizde korumalar baş selamı verirken kapıdaki Filiz denilen or..pu bizi karşılamıştı.

“Hoşgeldiniz, günaydın küçük hanım “dedi yapmacık şekilde.

“Günaydın öğyetmenim, annem beni biyakır içeyiye “dedi.

“Tabi tatlım “dedikten sonra bana baktı “bir sorun varsa ben halledeyim hanım efendi “dedi.

“Gerek yok, muhatabım sen değil müdüre hanım” dedim ve kızımın elini tutup içeriye girdim.

Önce kızımı sınıfına bıraktım daha sonra ise hızla üst kattaki müdüre hanımın odasının kapısını çaldım.

“Gir” diye duyduğum komuttan sonra içeriye giriş yapmıştım.

“Işıl hanım hoşgeldiniz, ne içersiniz, buyurun “ diye soruları sıralayan kadına gülümsedim.

“Aslında hiç hoş gelmedim ama bir sade kahveye hayır diyemem doğrusu “dedim.

Telefondan bize kahve istedikten sonra karşımdaki koltuğa oturdu.

“Sizi rahatsız eden konu nedir Işıl hanım “dedi.

“Dün sabah eşim bıraktı Güneş’i ama yeni stajer hoca resmen kocama sırnaşmış. Üstelik akşamüzeri ben geldiğimde de aynı şekilde davrandı. Gözlerim ile görmesem neyse diyeceğim ama kendim gördüm kocam uzaklaşmak istedikçe yalakalık yapıyordu ayrıca yanında ben olmama rağmen, hadi beni de geçtim kızımız vardı yanında “dediğimde karşımdaki kadın renkten renge girmişti.

“Çok özür dilerim, bu durum utanç verici. Aslında Filiz abimin kızı, neden bu tür davranışlar sergiliyor inanın bilmiyorum. Bugün birkaç veliden daha telefon aldım sabah sabah” diye belirmeyi de ihmal etmedi.

“Üzgünüm ama burada bu şartlarda çalışmasını istemiyorum ki çalışmaya devam ederse aileler olarak başka çözüm yolu bulmamız gerekebilir “dedim aslında neyi ima ettiğimi belirttiğim ses tonum ile.

“Ben onunla konuşacağım efendim, başka bir yer ayarlayıp oraya aktarılmasını sağlayacağım inanın “dedi.

“Peki, yarın burada görmeyeceğim eğer ki ben geldim diye kızıma kötü muamele gösterirse ailesiyle vedalaşsın şimdiden. Unutmayın ki Güneş saklayacak ya da durumun üstünü kapatacak biri değil ki öyle yapmaya kalkışanlara da güzel bir ders verebilecek zekaya sahip” diye uyarımı da yaparak ayağa kalktım.

“Yok yok, öyle bir şey asla olmaz” dedi endişe ile.

“Bakın Güneş diğer çocuklar gibi pısıp korkarak geri adım atmaz ki atmaması ile yetiştiriyoruz zaten “dedim son kez aklına kazıması için.

“Biliyorum Işıl hanım “ dedi kadın.

“Görüşmek üzere “dedim ve odadan çıkarken karşıdan gelen Filiz ile sinir tepeme çıktı resmen.

Kız az önce farklı kıyafet giyerken şimdi başka giyiyordu. Kafamı iki yana sallayarak arabama doğru ilerledim.

“Buyurun efendim, şirkete mi? “dedi korumam.

“Şirkete geçelim “ dedim.

Herşey o kadar üst üste geldi ki bıraksalar birkaç yıl deliksiz uyurum. Sorun tek benim ailemi kapsasa bu kadar yorulmam düşman kimse önlem alır hamlesini beklerim ama düşman tüm masayı hedef alıyor üstelik masayı yok etmeyi düşünüyor, iş böyle olunca da onlardan önde olabilmek için her yolu düşünmem en ince ayrıntısına kadar planlamam gerekiyordu. Çalan telefonum ile düşüncelerime ara verip çağrıyı cevapladım.

“Efendim kuzen” dedim.

“Kuzen nerdesin ihaleye katılacaktık birlikte “dediğinde aklıma gelen ile elimi alnıma vurdum.

“O tamamen aklımdan çıkmış, sen nerdesin “dedim.

“Ben şirketteyim de, şöyle mi yapsak, ben buradan gideyim sende direkt oraya gel “dediğinde mantıklı bulmuştum.

“Olur hemen söylüyorum biz oraya geçiyoruz” dedim.

“Okey görüşürüz canım” dedi.

“Görüşürüz canım “dedim.

Bu ihale bizim için önemli çünkü bakanlığa bağlı güvenlik ve sistemsel ağ mekanizmaları elimizde olacaktı kesinlikle kendimiz için kullanılmayacaktı ama düşmanlarımda kullanamayacaktı. Bu ihaleye katılarak düşmanlarımıza göz dağı vereceğim ve prestij açısından daha önem arz edeceğiz.

“Arabayı ihalenin yapılacağı mekana sür “dedim.

“Peki efendim” dediğinde bende elimde tablet ile ihale verilerine bakıyordum.

………………………

Tablete öyle dalmışım ki araba durmasa geldiğimizi bile anlamazdım. Kapım biranda açılınca gelen kişi ile kafamı iki yana salladım olumsuzca.

“Kızım manyak mısın yaa?” dedim.

“Olabilir, aşırı heyecanlıyım. Alır mıyız ki?” dedi Nilay.

“Bence alırız, minimal düzeyde teklif verdik” dedim.

“Ya başkaları da bizim gibi düşündüyse, işte o zaman alamayız. Off gidip biraz daha mı düşürsek acaba” dediğinde gözlerimi olabildiğince açtım.

“Oldu istersen şirketi de üstlerine geçirelim ne dersin?” dedim.

Bana göz devirirken arkasından bize doğru yaklaşan kişiler ile ben göz devirdim. Nilay üzerine alındığı için tam konuşacağı anda arkadan gelen ses ile o da burun kıvırdı.

“Selam, sizi burada görmeyi beklemiyorduk” dedi.

“Ama biz sizin geleceğinizi biliyorduk “dedi Nilay.

“EEEE elbette bilirsiniz çünküüüüüü nerede fiber ağ sistemleri ihalesi var biz oradayız. Genellikle de alırız tatlım “dedi yanındaki çok bilmiş ortağı.

“Yalnız ufak bir ayrıntıyı unuttunuz” dedim.

&“Neymiş o ufacık ayrıntı “dediler aynı anda.

“Bizim girmediğimiz her ihale sizde olabilir ama bizim girmiş olduğumuz tüm ihaleler bizde oluyor bildiğim kadarıyla öyle değil mi Nilay “dedim keyifle.

“Göreceğiz kim alıyor, kim gidiyor “dedi Feridecik.

“Görelim… İsterseniz içeriye geçelim başlamak üzere “dedim ve elimle referans hareketi yaptım.

Onlar önden biz arkadan bize ayrılan yerlere geçmiştik. İhale zarf usulü teklif verilerek herkese açık olarak yapılıyordu. İhale yöneticisi kürsüye geçip kısa konuşma, teşekkür fazlından sonra zarfları toplamak için bir görevli dolaşmaya başladı. Sıra bize geldiğinde Nilay tereddüt ile zarfı kasaya attı.

“Endişelenme bu ihale bizde “dedim.

“Umarım, biliyorsun hayallerimden biri de buydu. Ama kendi işlerimiz yüzünden devletle çalışma imkanım yoktu, belki bu bahane ile olur “dediğinde güven verircesine ellerini sıktım.

Tüm masalardan teklifleri toplayan çalışan sandığı ihale yöneticisinin kürsüsüne bırakarak hepimizin gözleri önünde açmaya başlardılar.

“Evet toplam katılan şirket sayımız hepimizin bildiği üzere ondur. Şimdi hepinizin gözü önünde sandığı açarak zarflardaki teklifleri okuyacağız” dedi ve sandığı açtı.

Beş şirketten sonra bizim şirketin teklif fiyatını açıklandı. Durum diğerlerine bakılarak en alt seviyede idi ve bu bizim için dezavantajdı. Yedinci şirkete geldiğimizde aramızda sadece yüz binlik bir fark vardı ve bu beni germişti. Bu teklifi veren daha düşük teklif de verebilirdi. Kalan şirketlerin masalarına göz gezdirdiğimizde yüz ifadelerinden bir şey okunmuyordu. Nilay biranda elimi sıkınca ona döndüm ve bende güven vermek amacıyla elini sıkarak tebessüm ettim.

“Sakin ol “dedim.

Beni başıyla onaylarken son zarf da açıldı ama bizimkinin yanına bile yaklaşmayacak uçuk bir fiyat verdiğini duyunca Nilay çocuk gibi sevinmişti.

“Bizde, bizde, alooo biz aldık Işıl. Yaşasın” dedi.

“Tatlım sakin mi olsak herkes deli görmüş gibi bize bakıyor” dedim gülümseyerek.

“Baksınlar, Bakın biz aldık “dedi.

Biz sevinirken görevlilerin ihaleyi bizim aldığımızı resmen duyurmasıyla gözlerim Feride ile kesişti. Bana öfke ile bakıyordu. Hayır anlamıyorum neden bu öfke diye düşünüyordum ki Nilay’ ın sesiyle ona döndüm.

“Enişte, biz aldık” dedi ve gidip sarıldı.

“Tebrikler baldız” dedi ve bana göz kırptı.

“Sen ne yapıyorsun burada “dedim.

“Buralarda işim vardı. Işık ihale yerini söyleyince geleyim dedim “diye açıklama yaptı.

O sırada gözlerindeki nefret ve öfkeyle bize doğru gelen Feride ile odaklandığı yere baktım ki ne göreyim, benim kocama bakıyordu.

“Barıncım sen buralara uğrar mıydın yaa” dedi ağzını yaya yaya.

“Karımın olduğu her yere gelirim Feride “dedi ima ile.

Gözlerim Barın il Feride arasında gidip gelirken aklıma dank eden ile sinirle kocamın elini tutup koluna girdim.

“Sevgilim kutlama yapmaya mı gitsek, malum büyük bir ihale kazandık “dedim bende ima ile.

“Bence de ben herkese haber veriyorum “dedi ve telefonundan birşeyler yapmaya başladı.

“Sizde gelin derdim ama malum hem rakipsiniz hem de kocamda gözü olup düşman gibi bana bakan biri ile kutlama yapmak lügatımda yok “dedim ve Barın ile ilerlemeye başladım.

İlerlemeye devam ederken kulağımın dibindeki nefes ile duraksar gibi olsam da yürümeye devam ettim.

“Bu aralar fazla mı kıskancız” dedi.

“Hayır, yerine göre “diye karşılık verdim bende.

“O zaman bende yerine göre “dedi ve göz kırparak arabaya bindi hemen ardımızda Nilay gelince hareket etmiştik.

……………………………

Şirkete girmek yerine annemlere geçerek hazırlandık ve kutlama yapacağımız daha doğrusu Barın’ ın biricik kızı için açtığı mekanı kapattığı yere geldik. Ufaklıklar kendi aralarında eğlenirken yaşlı takımı genel işlerden konuşuyordu biz gençler ise daha çok eğlencesindeydik. Herkes kendi halinde takılırken babamların yanına gelmiştim.

“Haldun bu kırmızı alarm durumu daha ne kadar sürecek “ dedi Boran amca.

“Bilmiyorum Boran bu sefer düşman güçlü” dedi kısaca.

“Biz ne güçlü düşmanları yok ettik Haldun bunun da hakkında geliriz “ dedi Nadide abla destek verircesine.

“Bu sefer kuvvet gücünden önce akıl gücü ile başlamalıyız ki öyle de yaptık. Düşman bizi daha doğrusu eski masayı çok iyi biliyor, yanındakileri de ona göre yetiştirilmiş” dedim.

“Yani ne kadar sürecek Işıl” dedi Vedat.

“Bilmiyorum ama şuan ki bizi tanımıyorlar, neler yapabileceğimizi, imkanlarımı, zekamızı “ dedim.

“Orası öyle eskisinden daha çok geliştik ve geliştirdik kendimiz “diyen Gözde ablaya bir numarasın hareketi yaptım.

“ışıl” diye seslenen elinde telefon ile yanıma gelen kocam ile gülümsedim ve ona doğru adımladım.

“Arkadaşım aradı da seninle konuşması daha iyi diye düşündüm “dedi sessizce.

“Olur konuşalım “dedim ve büyüklere el sallayarak uzaklaştık.

Kimsenin bizi görmediği sessiz bir yere geçene kadar konuşmadık.

“Ben tekrar arıyorum karıcım” dedi.

“Tamam” dedim ve kaçamak bir öpücük kondurdum dudaklarına.

Bana gülümseyerek telefon kulaklığının birini bana diğerini de kendisine taktı. Aklıma gelen ile kendi telefonumdan kısa konuşmamızı, bizi dinleyebilme ihtimallerini hatırlattım, hatta karşı taraf konuşacaktı bizde whatsapptan yazarak karşılık verecektik.

“Selam dostum, nasılsın” dedi Barın.

“İyiyim dostum, tam istediğin gibi birini buldum” dediğinde sevinmiştim.

Kime; Can dostuma;

“Dostum dinlenme olasılığımıza karşılık sen konuş bizde buradan yazalım “ diye mesajı gönderdi Barın.

“Olur bro. Senin isteklerine göre birini buldum ama eklemek istediklerin olabilir diye aramak istedim “dedi arkadaşı.

Barın bana baktı ve telefonu uzattı. Aklımdakileri toparlayıp yazarken kimse çakmasın diye normal bir konuşma ortamı yapıyorlardı.

Kime; Can dostuma;

Merhaba ben Işıl, bana bulduğun kişinin özelliklerini ve iş gücünü söyleyebilir misin “diye yazıp göndere bastım.

“Hımmm şöyle ki, üniversitedeki bölümü çocuk gelişimi, 0-12 yaş aralığıyla ilgili ilginç teorilerin ve bakımın olduğu bir tez hazırlığı ile yüksek lisansını tamamladı. Hem benim yanımda çalışırken ayrıca bizim kreşlerden birinde eğitmenlik yapıyordu. Birkaç gün önce Türkiye’den haber geldi ailesinden biri rahatsızlanmış onun için evine döndü ve bir süre izin istemişti lakin durumunuzu anlatınca göreve gönüllü oldu. İçlerinden en iyileridir, özellikle çocuklar ve kadınlar hassas noktası ama nedenini bilmiyorum “dedi .

Kime; Can dostuma;

Peki kaç dil biliyor, benim için önemli olan Rusça ve İngilizce biliyor mu? Ayrıca ailesi doğunun yerlilerinden mi?” dedim.

“Benim bildiğim 4 dil ama kürtçe ile 5dil oluyor “dediğinde şaşırmış ayrıca merak da etmiştim genç bayanı.

Kime; Can dostuma;

“Hangileri acaba” dedim kısaca.

“İngilizce, Rusça, Fransızca ve Arapça. Bir de şu aralar izin isteyerek Korece kursuna gidiyordu. Ailesi ise Mardinliydi. Benim abileri ile konuşmuşluğum var sadece “dedi.

Kime; Can dostuma;

“Tamam eğer sorun olmayacaksa biz içeriye girmesini sağlayacağız zaten ama size zahmet yine bizimle iletişime geçmek yerine sizinle geçse olur mu?” diye sordum.

“Durum bu kadar ciddi ise elbette olur, böylelikle aklım adamımda kalmamış olur “dedi.

Kime; Can dostuma;

“Ben giriş bilgilerini ve mülakat zamanını mail atarım size, şimdiden teşekkürler “yazdım ve gönderdim.

“Bu arada Delfin’ in benim adıma çalıştığını ailesi bilmiyor birazda bundan seçtim. Ailesi sadece sıradan bir kreş öğretmeni sanıyor “dediğinde şaşırmıştım.

Kime; Can dostuma;

“Bu daha güzel bir haber şüphelenmelerine gerek bile yok “ dedim.

“Aynen öyle “dedi.

Barın’ a tamamdır işareti yapınca o da okey işareti yaptı.

“Neyse dostum sohbete doyum olmaz ama bizim misafirlerimiz var onlarla ilgilenelim “dedi.

“Tamam haberleşiriz o zaman eve geçince daha rahat konuşursunuz sanrım” dedi ve telefonu kapattı.

Kimse ne yaptığımız anlamasın diye Barın’ a göz kırptım çaktırma diye ve konuşmaya başladım.

“Çok sevgili kocacım ben telefonundan mail okurken sen neden arkadaşınla konuştun üstelik bana da dinlettin yaa” dedim isyankar şekilde.

“Ama karıcım, arkadaşım aradı ne yapabilirim hem sen hem de ben işimi görmüş oldum “dedi ve konuşarak içeriye adımladık.

Mekana girdiğimizde Nilay hala sevinçle ortalarda geziyordu. En çok o mutlu olmuştu.

“Kızım tamam sakin ol artık, tamam mutlusun “dedi annem .

“Ama yengoşum hayalim gerçek oldu. OFFF az kalsın uçuyordu ama Işıl yüzünden “diye söyleyince gözlerimi kocaman açarak masaya yaklaştım.

“Pardon benim yüzümden mi?” dedim.

“Tabi ki daha aşağıda fiyat verebilirdik “dediğimde bu sefer Nihat göz devirdi.

“Şirketi de üzerlerine geçirirdik canım kardeşim. Hani daha kolay olurdu ya “dediğinde beni aldı bir gülme.

Nilay sinirlenince hayali bir fermuar çektim ama hala gülüyordum. Bana dönüp sinirle birazda alayla bakınca daha da güldüm.

“Yaaa gülme , abi sende yani, aynı şeyi Işıl ‘ da söyledi “ dedi isyan edercesine. Diğerleri de neye güldüğümü anlayınca onlarda gülmeye başlamıştı.

“Sonuç olarak artık ihale ve devletin desteği bizde güzelim. Sırf bu yüzden kanun dışı işlerden uzak durmuyor muyuz. Vatanımıza, devletimize destek olmak için elimizden geleni yapıyoruz “dedi Nihat’ta.

Haklıydı sırf yeri geldiğinde devlet desteğimiz olsun diye kadın ticaretinden tutup uyuşturucuya kadar tüm kötü işlerden uzaktaydık.

&“Tabiki öyle olacak vatan haini miyiz biz abi “dedi Sinan ve Azat aynı anda.

Barın herkesi yemeğe davet etmesiyle birlikte bir bütün haline gelen masalara geçmiştik. Şirkette masa üyelerinin hepsinin hissesi vardı çünkü güvenlik şirketimiz ilk şirket ve masa lideri kimse onun elindeydi. Diğerleri ise sadece sermayeden pay alıyordu. Babam elindeki kadehi kaldırıp kısa konuşmasını yapmaya başlamıştı.

“Öncelikle korkusuzlar masasını tüm aile üyeleriyle birlikte uzun süredir görmüyorduk ve hoş geldiniz. Bugün şirketimiz için oldukça önemli ve büyük bir ihale aldık ve bunu kızım ve yeğenim başta olmak üzere diğer gençlerin koordineli çalışması ve devam etmesiyle başardık. Daha güzel başarılarınız devamına “diyerek tüm gençlere kadeh kaldırmıştı.

Daha sonra ise masanın başı olduğu için herkese hitaben “afiyet olsun “demesiyle yemek başlamıştı.

Ufaklıkların yemeklerini çoktan yedirtip evlere bile gönderilmişti çoktan. Sessizlik içinde yediğimiz yemeği bize doğru gelen garson bölmüştü.

“Afiyet olsun efendim ama bu kutuyu size iletilmesi için gelmiş “dediğinde kaşlarımı çatarak garsona baktım.

“Bu ne demek, kimden aldın “dediğimde karşımdaki adam tir tir titriyordu resmen.

“Aslında küçük kardeşimin fotoğrafını gösterdiler ve tehdit ettiler özür dilerim “dedi.

“Tamam sorun değil, dışarıdakilere söyle güvenle seni evine, ailenin yanına bıraksınlar. Bir de tedbir amaçlı birkaç gün seni ve aileni korusunlar, başındaki amirine iletirsin ve bu süreçte ücretli izindesin “dedi Barın.

Tüm masa bana dikkatle bakarken bende kutuyu açıyordum. Açılan kutunun içerisinden bir flaş bellek bir de cep telefonu çıkmıştı. Çalan telefon ile bakışlar kutuya kayarken hoparlörlere alarak cevapladım.

Duyulan iğrenç kahkaha sesiyle kulaklarımız tıkadık hep birlikte.

“Selam ve iyi akşamlar masa sakinleri” dedi manyak.

“Ne istiyorsun “ dedim uzatmamak için.

“Başta sen küçük sıçan olmak üzere tüm masanın ve ailelerinizin yok olmasını “dedi ve tekrar kahkaha attı.

“Lan sen kimsin ki bizi yok edeceksin “dedi Vedat.

“Gençler çok heyecanlı sanırım beyler ve bayanlar “dedi yine.

Derdin ne kızını verdim ya daha ne derdin var” dedim.

“Derdim” düşünür gibi sesler çıkarttı sonra “derdim mi ne ölmeniz ama önce size ufak sürpriz hazırladım flaşta “dedi ve telefonu yüzümüze kapattı.

“Allah’ın manyağı birde gelmiş bize hediye gönderiyor “dedi Azat.

“Valla haklı Azat biz nasıl bir belanın içindeyiz “dedi Gözde abla.

“Yeter sakin olalım, istediği panik yapıp hataya düşmemiz” dedi Nihan.

“Nihan haklı sakin olalım ve plana göre hareket edelim “ dedi Medet amca da.

“Barın oğlum projeksiyon varsa şunu takta izleyelim derdi neymiş manyağın “dedi Boran amca otoriter sesiyle.

“Ver güzelim “dedi ve elimdeki flaşı aldı Barın.

Masanın ters tarafında bulunan büyük duvara yansıtılan projeksiyon ile hepimiz o yöne dönmüştük. İlk ekran açıldığında yüzü maskeli ama sesinden telefondaki adam olduğu belli olan kişi konuşmaya başladı.

“Merhaba masa üyeleri ve aileleri siz şimdi diyorsunuz ki bu adam burada toplandığımızı nasıl biliyor, oraları geçin. Siz çok büyük ihale aldınız hatta devletle ve diğer devletlerle ters düşmemek için kanunsuz tek bir iş yapmadınız sizlerden ayrılmamızın daha doğrusu büyüklerimin ayrılma sebeplerinden biri de buydu. Ulan mafyasınız siz usule göre iş mi yapılır. Bakın asıl mafya kimmiş “dedi ve konuşma bitti.

Ekranda birkaç bölmeden oluşan görüntüler gelmişti ama…. Ama bunlar, biz bunları tanıyorduk. Üstelik olmaları gereken çok zıt yerdeydiler. En çok gözüme takılan kişi ile aklımda oluşan sahne ile nefesim tutmuştum. Sonra bir anda tekrar o beyinsiz geldi ekrana.

“Nasıl beğendiniz mi asıl oyun şimdi başlıyor koruyun bakalım koruyabiliyorsanız hem devletinizi hem de masanızı “dedi ve ekran tamamen kapandı.

…………………………………

 

Not: Eğik ve kalın olan yerlerde video konuşması olarak düşünün lütfen. Birde yukarıda mesaj bölümü var onunda siyah yerleri mesaj olarak gönderilen yerlerdir.

İYİ OKUMALAR…..

Bölüm : 21.12.2024 16:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...