SELAMMM YENİ YILIN İLK BÖLÜMÜ GELDİ. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM CANLARIMMM.
Sesin geldiği yöne kafamızı çevirdiğimizde şaşkınlıkla karşımdaki kişiye bakıyordum ki Güneş gördüğü kişiyle koşarak boynuna atladı.
“Beyil seni çooook çokkkkk özledim” dedi.
“Bende seni çok özledim prensesim “dedi ve Güneş’i öperek sıkıca sarıldılar.
Bu durum yüzümdeki tebessümü ortaya çıkartmıştı. Beril ve Güneş’in arasında kopmayacak kadar güçlü bir bağ vardı tıpkı benimle oldukları gibi.
“Hoş geldin demek yok mu” dedi dudaklarını büzerek.
Yüzümde hala devam eden tebessüm ile “hoş geldin tatlım “dedim kollarımı açarak.
Gelip birbirimize sarılırken arkasında gördüğüm kişilere de “ hoş geldiniz “dedim ve Beril’ in yüzüne baktım.
“Merak etme tedbirli getirdim, ben illa gideceğim diye tutturunca bizde geliriz o zaman dediler. Durumu baştan anlattım kabul ettiler” dedi ve omuz silkerek koltuğa kendini atıp Güneş’i de kollarının arasına aldı.
“Sen sorun yok diyorsan yoktur ve hoş geldin Beril” dedi merdivenlerden inen Barın ve diğerlerine dönerek “sizde hoş geldiniz “ dedi.
“Çok karizmatik ve yakışıklı olmuşsun eniştem “dedi Beril.
Bunun üzerine abi tayfasından bir boğaz temizleme sesi gelse de Beril aldırış etmeden Barın’ a biraz daha sataştı. Hep birlikte koltuklarda oturup biraz sohbet ettikten sonra yemek faslına geçmiştik. Neyse ki bizimki geleceğinden onlara haber vermiş sadece bize sürpriz yapmıştı. Bu durum en çok Güneş’ i mutlu etmişti. Öyle ki Beril’ in kucağından inmek bilmedi. Hoş sohbet eşliğindeki yemekler bitince bir süre daha bizimle oturduklarında ne kadar ısrar etsek de kendi evlerine geçmişti Beril’ in ailesi, Beril ise burada ait olduğu yerde kalmıştı. Onları geçirdikten sonra kapıyı kapatır kapatmaz tekrar birbirimize sarıldık.
“Bende sizi ama yeni evli çifti, en önemlisi de çekirdek aileyi yalnız bırakmak için gitmiştim ama durumlar hiç de istediğim gibi olmamış “dedi sinsice.
“Sen çok kötüsün Beril “dedim ve omzuna vurdum hafifçe.
“Ne var kızım bir bebek daha olsa fena mı olur “dedi.
“Bunca derdin, tasanın, düşmanın arasında bir çocuk daha olmaz tatlım. HAAA düşman yok olur o zaman düşünebilirim, Güneş’im gibi harika bir evlat daha “dedim ve göz kırptım.
“Öyle olsun, yol yorgunuyum, yatmaya gidiyorum “diye söyleyerek benden kaçan arkadaşıma tebessüm ile baktım.
“Demek düşman yok olmadan çocuk düşünceniz yok Işıl hanım…. Pekiiiii bu düşüncenizden eşinizin haberi var mı?” diye konuşarak arkamdan sarılan eşimin ellerinin üzerine elimi koydum.
“Hımmm sanırım şu dakikalarda öğrenmiş oldu. “dedim kendimi kaslı vücuduna yaslayarak.
“Bu bir emir-vaki mi oldu birazcık “dedi boynumdan öperek.
“Belki ama…. Sende istemezsin şu durumda diye düşüncemi dile getirmemiştim hiç” dedim dürüst olarak.
“Düşüncene saygım var ama ben ne olursa olsun bir bebek daha isteyebilirim güzel karım “dediğinde bende olumsuzca başımı salladım.
Konuyu değiştirmek için onun kollarında dönerek “ sabahki toplantı için birkaç evrağa bakıp geleceğim sen uyu kocacım “ dedim ve dudaklarına öpücük kondurdum.
“Benim de uykum yok bende birkaç evrağa bakacağım ama yatağımızda “dedi ve eline aldığı dosyalar ile odamıza girdi.
Kafamı iki yana sallayarak bende salondan çıktım ve çalışma odama girdim. Başta şirket ile yaptığımız son anlaşma üzerine düzenlenen taslaklarda göz gezdirdim çünkü yarın anlaşma şartları gönderilecekti. Baktığımda birkaç madde dışında sorun yoktu ve bunlarda avukatların ilgilendiği kısımlardı not alıp sorunlu maddeleri de işaretleyip dosyayı kapattım. Son kez maillere bakıp çıkıyordum ki bir mail geldi ve bu içerideki ajanımdandı. Sanırım yeni belgeler bulmuştu ve geç vakit de olsa bana göndermeyi başarmıştı. Mail açıp göz gezdirdiğimde kısa çaplı şoktan sonra yüzümde bir gülümseme olmuştu. Karşımdaki adamlar kendilerini zeki sansalar da aslında oldukça salaklardı. Yüzümdeki gülümseme ile odama girdim. Arkamı döndüğümde yatakta bana bakarak telefonla konuşan kocam ile uyumadığını anlamıştım.
“Tamam dostum ben iletirim Işıl’ a sonra da tekrardan konuşuruz” dedi ve telefonu kapattı.
“Gece gece kiminle konuşuyordun demeyecek misin güzelim “dedi çapkın gülümsemesi ile.
“YOOOO demeyeceğim bana ileteceğini bildirdiğine göre arkadaşın ile konuşuyordun” dedim ve göz kırptım.
“Zeki biriyle evli olmak bazen sinir bozucu oluyor ama ben bu güzel kadına yine de aşığım “dedi ve konuşurken girdiğim yatakta beni kollarının arasına aldı.
Bir sürelik sessizlikten sonra aklıma gelen soruyu sordum.
“Barın o gece ne hissettin… Yani ne bileyim işte neden karşı koymadın mesela “dedim cümlelerimi toparlayamadan.
“Aslında hiç seni görmedim, o adam sana dokunmaya çalışınca tek derdim seni kurtarmaktı ama…” dedi ve duraksadı.
“Amaaaa.” Dedim devam etmesi için.
“Ama seni kurtarıp odaya geldiğimde yine de güvenliğinden emin olduğumda gidecektim ki üzerime atlayınca kalbimde bir şey hareketlendi, bu diğerlerindeki gibi değildi, nasıl desem ki sana karşı koyamadım işte.” Dedi.
“ Hımmm, peki sabah tek uyanmak ne hissettirdi” diye devam ettim.
“Hımmm, korku gözlerimi açtım ki sabah yanımda uyanması gereken kişi yoktu ki çarşafı kaldırınca gördüğüm ile daha da şaşırdım” dedi.
“Benim ilkimdin ve sonumsun. Annem evlenmek ve o kutsal gece önemli demişti. Belki de ondan kaynaklı nişanlım tarafından boynuzlandım. Beni yıkan durum aldatması değildi elbet, diğer kadının kuzenim olmasıydı. Belki Nilay değil de başkası olsaydı yüzüne yumruğu basar mahvederdim onu ama işte kendi kanından olunca….” dedim.
“Neyse, geçmişte kaldı. Ama bilmelisin ki ben iyi ki aldatmış, iyi ki o gece oradaydın diyorum “dedi ve dudaklarıma kondurduğu hafif öpücük sonrasında boynuma yöneldi ve böylece gecenin uzun olacağını ve konuşmanın yarıda kaldığını anladım. Bende kendimi kocamın güvenli kollarına bıraktım uzun sürecek geceye.
Dün gecenin üzerimde bıraktığı ve birkaç saatlik uykunun eksikliği ile gözlerimi açtım. Yataktan çıkmak istemediğim için üstü çıplak kocamın göğsüne tekrar yatarak uyumaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü telefon sesiyle gözlerimi açtım. Hangimizin telefonu olduğunu bilmiyordum ama Barın’ da gözlerini açmıştı.
Umursamazlık ve uyku sersemliği ile bende “hımm hımmm, telefon çalıyor “dedim.
“Güzelim çalan senin telefonun, hadi sen bak bende hazırlanayım “dedi.
Birkaç dakika kendime gelmeye çalışırken telefon sesi de kesilmişti ama ardından tekrar çalmaya başlamıştı. Komidine uzanarak arayana baktığımda kaşlarım çatıldı.
“Alo efendim, kusura bakmayın bu saatte aradım ama “dedi ve duraksadı.
“Efendim profesörün ailesini başka bir yere transfer edelim filan diye konuşuyorlardı. Belki bilmek istersiniz diye düşündüm “dedi.
“Neden böyle bir şey yapıyorlar ki “ merak etmiştim.
“Bir videodan bahsettiler ayrıca ailesinin de kaybolduğundan şüphe duyduklarından polisleri kandırmak için göz önüne koyacaklarmış aileyi “dedi.
“Haber verdiğin için teşekkürler belki de aileyi kurtarma vakti gelmiştir. Bir şey olursa haber verirsin ve sonuna yaklaştık kendine dikkat et “ dedim.
Telefonu kapatıp hazırlanana, hatta kahvaltı masasında olmama rağmen hala telefon konuşmasını düşünüyordum ki çalan kapı ile düşüncelerimden arındım.
“Birini mi bekliyorduk “dedim.
“Hayır ben kimseyi çağırmadım “dedi Barın.
“Bizimkiler olamaz yolu bile bilmiyorlar “dedi Beril.
Diğerleri de olumsuzca başlarını sallayınca içeriye giren çalışanımız ile ona döndük.
“Tekrar afiyet olsun efendim ama salonda polis memurları var ve sizinle görüşmek istiyorlarmış “dedi bana bakarak.
Benim ayaklanmam ile diğer aile üyeleri de ayaklanmıştı.
“Ben Güneş ile yukarıya çıkıyorum “diyen İpek’i başımla onayladım.
“Ben bizimkilere haber veriyorum Işıl “dedi Beril.
Barın elini belime atarak içeriye girdiğimizde 2 polis memuru da ayaktaydı.
“Hoş geldiniz “diyerek geldiğimizi belli eden kocam ile bende baş selamı verdim ve oturmaları için yer gösterdim.
“Buyurun oturmaz mısınız? Bu arada hoş geldiniz” dedim.
“Hoş bulduk, organize suçlar bölümünden baş komiser Serter Engin. Bu da terörle suçlar bölümünden Nihat Akkaya” dedi kendilerini tanıtarak.
“Siz de Işıl hanım ve Barın bey olmalısınız “dediğinde onu onayladık.
“Memnun olduk ama sebebi ziyaretinizi öğrensek daha memnun oluruz “dedim.
“Elimize geçen ay bir video kaydı geçti ve içinde korkusuzlar masasından bahsedildi. Uzun araştırmalar sonucunda ise size ulaştık. Aslında tüm masa üyeleri ile tek tek görüşülmeli ama bu evi bile zor bulduk ki korunaklı olarak buraya getirtildik babanız tarafından “dediğinde şaşırmıştım.
“Anladım video ne ile ilgili” dedim bilmeme rağmen.
“Şöyle ki size bağlı bir çalışanınız tarafından yapılan kimyasal silah ile ilgili bir video geldi ve şüpheli olarak sizin adınız daha doğrusu masanızın adı verildi” diye kendini açıklayan Nihat komiser ile olumlu anlamda başımı salladım.
“Videoyu izleme imkanımız var mı?” dedim.
“Aslında yok ama müdürümün güveni sizlere tam belki yardımcı olursunuz diye yanımda getirmiştim “dedi Serter komiser.
“Beril, kızlara söyler misin laptop getirsinler” dedim.
“Öncelikle müdürünüze teşekkürlerimi iletirsiniz. Ayrıca her yeraltı üyesi kötü, kanunsuz işler yapıyor algısı sizde varsa baştan konuşmayalım. Öyle ki biz devletimize yardımcı olan yeri geldiğinde destek olup, yeri geldiğinde kendimiz ellerimiz ile teslim ediyoruz birçok kötüyü “dedim iki komiserde de gözlerimi gezdirerek.
“Benim açımdan sorun yok müdürüm kadar ben de sizlere güveniyorum. Bu vakada da yardımcı olacağınıza inanıyorum “dedi Serter komiser.
“Açıkçası şüpheli bulunan birinden yardım istemek bana göre saçma ama vakayı çözmek için size güvenmek gerekiyorsa deneyeceğim” dedi Nihat komiserde.
Gelen laptop ile görüntüleri izledi. Şerefsiz resmen bizim üzerimize oynuyordu. Bu da demek oluyor ki profesör bilerek kaçırılmıştı. Tıpkı ikizlerin kaçırılması gibi bu da planlıydı.
“Kaçırılan profesör size bağlı çalışıyormuş, doğru mudur?” dedi Nihat komiser.
“Doğru 3 yıl önce kaçırılmış ve o zamandan beri arıyoruz. Size gelen videonun bir benzeri bize de geldi” dedim ve videoyu açtım.
“Devletin bir profesörü kaçırılıyor ve siz polise gitmiyorsunuz neden “dedi komiser.
“Bakın sizin tabiriniz ile yer atında bu tip durumlar aşırı fazla ve sizlerin ruhu bile duymaz, bizimki de o hesap “dedim.
“Biz profesörün ailesine ulaşmaya çalıştık ama onlara da ulaşamadık siz ulaştınız mı?” diye sorduğunda olumsuzca başımı salladım.
“O konuda bilgim yok ama profesör ağır silahlar ve biokimya alanında oldukça iyiydi. Üzerinde çalıştığı proje ise terör örgütlerinin yada kötü niyetli kişilerin eline geçerse çok büyük bir felaket senaryo bizi karşılar “dedim.
“Nasıl yani, bu adam niye onlara çalışmaya başladı o zaman “dedi Beril.
“Sebebini bizde bilmiyoruz “dedim.
“Ailesi ile tehdit altında olabilir yada size düşman olmuş olabilir “dedi Nihat komiser.
Bu ne kadar beni huzursuz etse de ailesi ile ilgili durumu asla dile getiremezdim ki yakın zamanda kurtarmam gerekiyordu. İşin içine polis girdimi kimseye acımazdı bu adamlar.
“Bize profesör ile ilgili bildiklerini anlatır mısınız “dediği sırada kapıdan gelen ses ile o tarafa döndük.
“Bunu gerek yok çünkü hepsi bu dosyada mevcut “dedi Nihat.
“Kimsiniz acaba “diye lafa atlayan adam ile göz devirdim.
“Ben Nihat Gözükaralar. Profesör bana bağlı bulunan bir laborantta çalışıyordu. Özgeçmişinden tutun, başarılarına kadar bu dosyada mevcuttur. Amcam hazırlamamı ve buraya getirmemi söyledi “diye de ekleme yaparak yanıma geçip oturdu.
“Anladım Nihat bey, peki çalışanınızın ailesi ile iletişe geçebildiniz mi?” dedi.
“Aslında geçemedik çünkü onlarda yok “dedi Nihat ve devam etti.
“Profesöre 3,5 yıl önce Amerika’ dan oldukça cazip bir teklif gelmişti çalıştığı proje üzerine. Taktir edersiniz ki kimsenin yükselişini engellememek gerekirdi bizde yardımcı olarak uçağa kadar bindirdik ta ki geçen ay gelen video ya kadar Amerika ‘ da olduğunu sanıyorduk” diye açıkladı.
“Anladım, bu dosyada Amerika’ da ki yerin bilgileri de var mı peki?” dedi dosyayı göstererek.
“Elbette var, sizin için gerekli herşey var o dosyada merak etmeyin “ dedi Nihat meydan okurcasına.
“Biz dosyayı inceleyelim, daha sonra tekrar konuşuruz “dediler.
“Elbette…. Ares adamlara söyle güvenli şekilde emniyete bıraksınlar komiserlerimizi “dedi Barın.
“Tabi kuzen, buyurun “diye yolu gösterdi Ares.
Onlar gözden kaybolurken Nihat konuşmaya başladı.
“Üzerimize kurulu çok büyük bir oyun var “dedi.
“Haklısın kuzen ama az kaldı. Hem düşmanı bulacağız hem de oyunu bozacağız “dedim.
“Pekala öyle diyorsan öyle olsun. Ben kaçar “dediğinde.
“Bekle beni birlikte çıkalım işlerim var “dedim.
Onunla birlikte çıkmaya hazırlanırken kapıdan söylenerek giren Ares ile odak noktamız o oldu. Barın bende önce davranarak ona doğru döndü.
“Ne oldu, yine neden kendi kendine konuşuyorsun “dedi.
“Telefon çekmiyor. Biri Jammerı aktif etmiş sanırım ya da bozuldu. Sinyaller yok “diye açıkladı.
Barın tam konuşacak iken benim konuşmam ile gözler bana çevrildi.
“Gerek yok, ben aktif ettim” dediğimde şaşkınlıkla bana baktılar.
Ares ve Nihat tam ‘neden ’ diye sormaya hazırlanırken arkadan gelen evin çalışanı ve elinde gördüğüm ile diğerlerine işaret verdim.
“EEEE yuh artık. Bize niye kazık atmaya kalksınlar ki” dedi Nihat.
“Büyük ihtimalle müdürün haberi yok yanındakinin de ama diğeri ajan, yani ben öyle düşünüyorum” diye açıkladım.
“Şimdi ne olacak ev güvenli değil mi? Güneş, annem “diye tedirginlikle sıraladı canım kocam.
“Sakin olun, biz içeriye girerken eli cebindeydi ve su alma bahanesiyle masanın altına koydu diğerini de saksıya ama çıkmadan aktif edemezdi çünkü şüphelenirdik ama çıktığı anda basmıştır. Sorun şu ki yer tespiti yapamayınca ya bozuk sanacak yada deşifre olduğunu anlayıp kaçacaktır” dedim.
“EEEEE kaçarsa ve ajansa bulmamız zor olur “dedi Ares.
“Karıcım bize açıklamanın devamını getirir misin” dedi Barın.
Ona gülümseyerek “elbette “dedim ve diğer ikilinin hatta salondan gelmekte olan Beril’ in, merdivenlerden inmekte olan İpek’ in bile ilgi odağı ben oldum.
“Şöyle ki siz muhabbet ederken ben gerekli düzenlemeleri yaptım ki birazdan da emniyete gidecektim. Kaçmaya çalışsa bile bizimkiler depoya kaldıracak. Azıcık kötü mafya olacağız “dedim.
“Ya salağa yatar da bilerek meraktan koydum derse kuzencim “ dedi Nihat.
Ona göz devirerek çıkışa yürüdüm.
“Onu da düşündük herhalde kuzicim, benim işim bu…..Düşünmek “dedim.
Geldiğim büyük binanın önündeyken uzaktaki adamımıza baş selamı verip içeriye adımladım. İçeriye danışma gibi olan yere gidip görevliye emniyet müdürü ile görüşmek istediğimi dile getirince olmaz filan desede kim olduğumu söyleyince ve üstte ulaşınca hemen yolu tarif etti. Kata çıktığımda beni karşılayan memur ile birlikte müdürün odasına giderken beni gören Nihat komiser tedirginlikle bana doğru yaklaştı.
“Merhaba Işıl hanım bir sorun mu vardı?” dedi.
“Hayır müdürünüzü iadeyi ziyaret etmek istedim. Sizce sakıncası mı var “dedim.
“Yok, hayır, ben yardımcı olayım size “dedi.
“Gerek yok siz yokken de buralardaydım…. Yolu biliyorum yani” dedim ve odanın önüne gelip el salladım ama arkamda beti benzi atmış bir adam bırakmayı da ihmal etmemiş oldum.
“Hoş geldiniz Işıl hanım hangi rüzgar attı sizi” diye karşılık verince gülümsedim.
“Aslında pek hoş gelmedim. Evime gelen memurlardan haberiniz elbette vardır “dediğimde kaşları çatıldı.
“Ne demek memurlar, anlamadım. Ben sadece ve özellikle Serter’i gönderdim tek başına organize suçlardan “dediğinde benim de kaşlarım çatıldı ki telefonuma bildirim düştü.
“Bana baş komiseri çağırır mısınız acaba” dediğimde direk telefon ile çağırmıştı.
Telefonuma gelen bildirimi cevaplayıp baş komiseri beklemeye başladım gelen kahveleri içerek. Yaklaşık 1 saat sonra gelen komiser beni görünce ilk şaşırsa da kendini toparladı.
“Hoş geldiniz ama sürpriz oldu ”dedi alayvari şekilde.
“Aslında yaptığınızdan sonra beklersiniz diye düşünmüştüm oysa ki “diye oyununa devam ettim.
Ciddiyetini kazanarak “anlamadım “dedi ve müdürüne baktı lakin müdürünün yüzündeki ifadeden ters birşeyler olduğunu anlayınca tekrar bana döndü.
Çantamdaki cihazları çıkartıp masaya koyduğumda “bunlar müdürünüzün haberi olmadığı halde evime getirdiğiniz yabancı tarafından konuldu. Düzgün bir tabirle yerleştirildi “dedim.
“Saçmalamayın, o daha önceden konulmuştur. Sonuçta tanınmış bir ailesiniz” diye savununca müdürü masaya yumruk vurdu.
“Kendi ağzınla tek gitmediğini itiraf ediyor birde” dedi.
“Müdürüm, ben” dediği esnada onu susturdu.
“Ben sana dediğim yere git, sessizce bilgi al, sessizce gel dedim. Peki sen ne yaptın” dediğinde ben söze girdim.
“Evime bir casus, belki de bir ajan soktu ki bu asla cezasız kalamaz “dedim.
“Bakın haklısınız ama bilemezdim “diye kendini açıklayınca ben de kendimi açıkladım.
“Hiç düşündün mü acaba müdürün tek gitmen konusunda seni uyardı, üstelik ekipten bile sakladı ama size gelip müdürüm beni de gönderdi diye birini de yanınızda getirdiniz. Müdürünüzü neden aramadınız acaba . Ayrıca evime yada masadan herhangi bir eve yabancılar giremez “dedim.
“Vaktim yoktu. Hem asla şüphelenmediğim birinden bahsediyorsunuz “dedi.
Daha fazla bu saçmalığı dinlemek istemediğimden ayaklandım ve müdüre döndüm.
“Müdürüm arkadaş sizde “dedim.
“Nihat için tutuklama emri “dediğinde elimle susturup müdüre hitaben konuşmaya başladım.
“Müdürüm Nihat komiser mi, ajan mı neyse, kahveler gelemeden önce kaçmaya çalışırken adamlarım tarafından yakalandı. İşim bitince size teslim ederiz. Bu da sizden yapılan terbiyesizliğe karşı küçük bir istek “dedim.
Kimsenin daha fazla konuşmasını istemeden önce odadan sonra da emniyetten çıktım. Aracıma doğru gelip kapıyı açtığımda elleri kolları bağlı bir adet Nihat görmeyi beklemiyordum.
“Efendim tekrar gelip siz almak yerine sizi bekledik “ dedi adamım.
“Pekala, şimdi depoya. Bakalım bizim casus kime çalışıyormuş “dediğimde kafasını iki yana salladı.
“Ne oldu zoruna mı gitti… Kaçmaya çalışmak ne ayıp… Gerçekten bu kadar aptal birini niye bana yollarlar anlamıyorum ki “dedim.
Ağzını açın diye baş işareti verince vakit kaybetmeden cart diye bandı çekti ağzından.
“Ors….u ço… ğu “dediği anda ağzının ortasına yumruk yedi.
“Siz kimsiniz, ne hakla beni kaçırırsınız “dediğinde kahkaha attım.
“Ben korkusuzlar masasının veliahtı Işıl, sen ise evime girmiş bir ajansın yani hakkım var “dedim.
Bağırmaya devam etmesin diye de ağzını tekrar bantladık. Depoya yaklaştığımızda ise bizi kapıda sevgili kocam karşıladı. Arkasında ise diğer genç tayfa.
“Hayırdır ne bu kalabalık “dedim şakaya vurdurarak.
“Dediler adam kaldırdık, gelelim bizde okşayalım “dedi Sinan.
“Ehh peki o zaman “dedim ve sürüklenerek giden adamın arkasında baktım.
“Kuzen buldun mu güzel şeyler “dediğimde bana sırıtması ile elbette bulduğunu anladım.
“Al bakalım canım. Sayfa 5 çok ilgini çekecek “dedi sırıtarak.
Diğerleri çoktan içeriye geçmişti. Bende elime aldığım dosyayı içeriye geçerken incelemeye başladım. Belime sarılmış kollar ile kocamın olduğunu anlamam uzun sürmedi.
“Buldun mu ilginç birşeyler “dedi.
“Yok ama bulmam ve tehdit ederek istediğim cevapları almam gerekiyor” dedim omuz silkerek.
“Nilay’ ın dediği sayfaya gel direkt olarak o zaman “dediğinde olmaz anlamında kafamı salladım.
“Olmaz….. Ona göre önemsiz gelen bana önemli gelebilir belki “dedim.
“Bu arada herkes burada da Merve neden eksik “dedim.
“Onun ameliyatı varmış, çıkar çıkmaz gelecek büyük ihtimalle bizimkilerde onu bekleyecek eğlence için” dediğinde göz devirdim.
“Devirme güzel gözlerini” dedi ve gülerek uzaklaştı benden.
Dosyayı biraz daha detaylı incelemek için buradaki odama girdiğimde masamın üzerinde hazır bulunan içecekten içmeye başladım. Nilay’ ın dediği sayfaya geldiğimde ise gözlerim kocaman oldu, ağzımdaki içeceği ise püskürterek ağzımdan çıkardım ki tam o esnada kapıdan giren kişi ile “lanet olsun “ dedim.
Not: Uzun süredir bölüm yazmadığım için özür dilerim ki artık yazıp finali getirmeye istiyorum.
Not: Polislik ve işleyişle alakalı pek bir fikrim yok kiii burası hayal alemi hatam varsa emniyetteki tüm çalışanlardan özür dilerim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
18.52k Okunma |
1.13k Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |