
Bugün herşeyin başlangıcıyken bazı şeylerin sonuydu, içeride beni alkışlamak için bekleyen insanların tamamen sesini kesecek tek bir ses yaratacak olmak gerilmeme sebep olurken kendimle gurur duymamada sebep oluyordu.
Bir sürü pis işlerini yapmış ve her türlü pis oyunlarına alet olmuştum, onların anlatımıyla yardım edip, devletin sonsuz sadakatini kazanmıştım. Sikerler sadakatlerini! Bu gece yeni bir başlangıç doğmuyordu, sadece onların sonu yaşanıyordu. Senelerce beklediğim anın başlamasına sadece beş dakika yirmi üç saniye kalmıştı. Ben eskiden gölge timinin başı Ezgi Erginel, üç dakika on bir saniye sonra ise hain bir sürtük olacaktım .
Herşeyden kaçabilirlerdi ama ölümün gölgesinden asla eğer bana verilen isimlerden biriyse ölümden korkmak bir yana gölgesinden bile korkardı ,öyle sinsi ve sesiz bir ölüm olurdu ki azrail bile öleceğinin haberini sen öldükten birkaç dakika sonra alırdı. Son bir dakika yedi saniye. Ezgi Erginel 'in birazdan yapacakları herkes için sonu düşündürürken aslında yıllar önce başlamış bir hikayenin dönüm noktasıydı.
Salondan ses yükseldi. "Senelerdir Başkanımıza olan mutlak sadakatiyle verilen görevlerini yerine getiren Gölge Timi'nin Lideri Ezgi Erginel'i saygıyla buraya çağırıyorum"
Salondan büyük bir alkış tufanı yükseldi, kapılar açıldı. Gölgelerin içinden çıkarken topklularımın çıkardığı sesi dinlemeye çalıştım son kez yüzüme sahte bir gülümseme takındım ve kürsüye doğru adımlamaya başladım. Siyah straplez ve sol derin bacak dekolteli elbisemin yan taraflarında olan taşların zarif bir duruşu vardı. Çenemi yukarı kaldırdım ve kendimden emin bir surat takındım bu sefer, alkış seslerinin yanında beni desteklediklerini belli eden seslerde geliyordu. Oysa birazdan bu destek veren nidalar nefrete dönüşecekti.
Kürsüye ulaşıp küçük bir selam vererek Başkanın yanında durdum, Başkan güya samimi bir gülüşle beni karşıladı ve konuşmaya girdi. Sahte ve iğrenç bir yaratık demeden edemezdim. Ağzından çıkan her kelime bir yalan ve bir can kaybıydı.
"Bugün aramızda olan bir haini sesiz ve sorunsuz bir şekilde temizleyen Ezgi Erginel'in başarısını kutlamak için buradayız. Ezgi Erginel'in gösterdiği bize olan mutlak sadakatini ve hainlerle olan bu savaşımızda bize olan desteği için birkez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Bu savaşta yanımızda durmasının karşılığında ona özel düzenlediğimiz bu küçük teşekkür amacıyla hazırlanan kutlamayı umarım beğenmiştir." Kafamı tatlı bir şekilde yana yatırıp gülümsedim.
Yalan üzerine kurulmuş bir hayatın yeni ve gerçek başlangıcı olan bu gece asla unutulmayacaktı, ya da ben unutmayacaktım. Son dakikalar, son acılar ve son nefeslerdi belkide.
"Sevgili ve saygı değer Başkanımıza şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum ve burada olup beni destekleyen kişilere sonsuz saygılarımı dile getirmekten mutluluk duyduğumu bilmenizi isterim. Bu savaşta bana yer verildiği için mutluluğumu sizlerle paylaşmanın bana verdiği heyecanı anlatamam. Burada sizin tarafınızda olmak zaten benim için bir ödül ve şereftir." Herkesten mütevazi mırıltılar geldi.
Hepsi birer yalancı, çıkarcı bir pislikti. Gerçi şuan onlardan bir farkım yoktu ama yinede en kötü halimle bile yanlarında melek gibi kalırdım. Hepsi üç kuruşluk canı için milyonlarca insanın hayatını cehenneme çeviriyor buda yetmezmiş gibi bundan zevk alıyorlardı.
"Bugüne özel hazırlamış olduğum konuşmayı heyecandan olmalı ki maalesef unuttum , bu yüzden kâğıt üzerinde okumak durumundayım. Sizlerin karşısında bir ödül almak kesinlikle hayallerimin ötesinde olan bir şey, biraz utanç verici fakat dediğim gibi, sizler gibi şerefi ve onuru için savaşan insalar karşısında olmak heyecan ve onur verici. Şimdi sevgili Başkanımızın izniyle." Diyerek başkana baktım , kafasıyla beni onayladığını belirten bir hareket yaptı.
Unutmam yani güya unutmam komik gelmiş olmalıydı. Hepsi pişkin ve iğrenç gülüşlerini saklama gereksinimi bile duymuyorlardı. İçimden hepsini canlı canlı yakmak geliyordu. Buda olacaktı tabii fakat şimdi değildi.
Salondan küçük kahkahalar geliyordu , onlara göre komikti ama birazdan yaşanacaklar daha komik olacaktı. Yani en azından benim için. Tim dedikleri aslında koca bir palavraydı, biz aslında yedi kişiden oluşan bir gruptuk diğer yanımızda olanlar Başkanın eğitti paralı askerlerdi.
Etrafta basın yoktu, çünkü kendi içlerinde öldürdükleri devlet adamlarını kendilerinin öldürttükleri belli olursa Halk gözünde hain dedikleri kişilerden farkları kalmazdı.
Emirlerine uymayan ve saçmalıklarına karşı gelen devlet adamlarını ve saygın isimleri öldürtüp, hain ve kalleş saldırılar son bulmuyor diyerek haberler ortaya atıyorlardı.
Elim,elimde taşıdığım el çantasına gitti Başkan o kadar kibirli duruyordu ki burada olacaklar aklının en hücra köşesinden bile geçmediğinden emindim.
Yıllardır ayakta uyuttuklarını sandıkları ben, bu gece onları ayaktta uyuttuğumu gösterecektim. Üç maymunu oynamak başta zor olmasada içimde bastırdığım duygular ve acı anılar yüzüme tokat vuruyor, yüreğimi sızlatıyordu.
Başkan elime bakarken bir kağıt parçası bekliyordu fakat karşılaştığı şey içinde tek kurşunu olan bir tabancaydı. Hızlı bir şekilde geri geri adımlayıp başkana doğru nişan aldım ve silahı patlattım, bu gece benim gecemdi, bu gece annemin gecesiydi ve bu gece yıllardır acısı kötülüklerle bastırılmış insanların gecesiydi. Ve artık onların son rahat gecesiydi...
Ben Ezgi Erginel yıllar önce başlattıkları bu hikayeyi anneme ve bana yakışır şekilde sonlandıracaktım.
12/07/2029
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |