Tekrardan uzandıp yıldızları izlemeye başladık. __________________________________________
Dün akşam Begül ve Çınarla biraz sohbet ettikten sonra yetimhaneye uyumaya gitmiştim. Onların evi buraya yakındı. Biraz ileride Çınar'ın evi vardı, daha sonraysa Begül'ün.
Sınıfa girdiğimde geç kalmadığım için derin bir nefes aldım. Sırama doğru ilerledim. Sıra arkadaşım Begül'dü. Begül ile benim boyum kısa olduğu için önlerde oturuyorduk. Çınar'sa deve gibi olan boyuyla en arkada tek başına oturuyordu.
"Günaydın bebeğim." dedim gülümseyerek.2
İlk ders matemetik mı olur ya. Bir de hoca korku filminden fırlamış gibi. Mecburen dinleyip yapıyoruz işte. Boşuna bursumdan olamam.
Sonunda öğlen arasına girmiştik. Kantinden tost alıp bizimkilerin yanına oturdum. Tostdan kocaman bir ısırık aldım.
"Yavaş ol kızım. Öteki tarafa gidersen ne yaparım ben?" dedi Çınar. Ağzımdakini bitirip konuştum.
"Ya arkamdan gelirsin ya da geceleri gelip seni rahatsız ederim."
"Tövbe tövbe. Begül, bu kızın kafası iyice gitti. Babanın tanıdığı bir psikolog var mı?" Begül'ün babası Ege Bey doktordu.
"Eve gidince sorarım hayatım." Manyak bunlar.
"Hey! Ben de buradayım!" dedim elimi sallarken. Begül ile Çınar gülüyordu, ben de onlara tiksinircesine bakıyordum.
"Allah'ım! Benim günahım neydi beni bunlarla cezalandırıyorsun?" dedim.
Bu sefer de kahkaha attılar. Dayanamayıp onlara katıldım.
"Tamam çok güldük hadi gömülün." dedi Çınar. Karşılık vermeden dediği gibi yemeğe gömüldüm.
On dakika sonra hepimizin yemeği bitmişti. Şimdi üçümüz sınıfta zilin çalmasını bekliyorduk. Dersimiz coğrafyaydı. Coğrafya öğretmenimiz tatlı ve iyi birisiydi. Onun dersinde sıkılmazdınız.
Vee zil çaldı. Öğretmenimiz sınıfa girdi. Ders başladığında herkes susup dersi dinlemeye başladı.
Koştura koştura dans kursuna yetişmeye çalışıyordum. Erkenden gidip üzerimi değiştiriyordum. Okul formasıyla dans edemezdiniz.
Kızlar tuvaletine girip üzerimi hızlıca değiştirdim. Dans etdiğimiz odaya girdim. Açık saçlarla dans etmek zor olduğu için saçımı topladım.
Dans öğretmenimiz Doğa Menemen. Soyadı gerçekten de Menemen. Biz öğrenciler arasında ona Menemen Hoca diyoruz. Gerçektende menemene benziyor. Turuncu saçları var ve sinirlenince yüzü kıpkırmızı oluyor.2
Bir de öğrenci ayrımı yapıyor. Zengin olanlara hep güler yüzlü ve sakinken benim gibi garibanlara sert ve kaba oluyor.1
Ama hiç bir şey dans etmem için engel değil. Müdür bilerek beni böyle bir yere göndermişti. Benim pes edeceğimi zannediyordu da çok beklerdi. Ben pes etmem.
Menemen Hoca derse girdi. Yerine geçip bize bir dans videosu açtı. O dansı yapmamızı istiyordu. Dansı bir kere izledim. Zor değildi. En fazla üç kere denesem yapardım.
Dans etmeye başlamam ve yere çakılmam bir oldu. Kahretsin ya!
Menemen Hoca ışık hızıyla yanıma geldip beni yerden kaldırdı. Kaldırdığı gibi tokat attı. Başım sol tarafa düşmüştü. Gözlerimin dolduğu gözükmesi diye kafamı kaldırmadım.2
"NE YAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN SEN!!" diye bağırdı. Yok bağırmadı, çığlık attı.Beni omuzlarımdan itip bu sefer o yere düşmeme sebep oldu.1
"Evet çocuklar, devam edelim." dedi gülümseyerek. Tabiki bu gülümseme bana değildi.
Dans kursu bitmişti. Oflayarak Çınar'ın yanına gittim. Kurs çıkışında her zaman beni yetimhaneye Çınar bırakırdı.
"Ne oldu prenses? Somurtuk somurtuk geliyorsun."
"Menemen Hoca dans ederken düştüğüm için bana tokat attı. Her zamanki halleri işte. Önemli değil." diyerek geçiştirdim.
Çınar duyduklarına çok sirlenip dişlerini sıktı. Okuldayken beni koruyabiliyorlardı. Fakat kursta ve yetimhanede savunmasız kalıyordum.
"Güzelim biz şimdi burdan gidelim yoksa ben daha sakin kalamayacağım." dedi öfkeyle.2
Ben başımı salladığımda saçımı karıştırıp beni kolunun altına aldı. Yetimhaneye doğru ilerlemeye başladık.
"Ee başka ne yaptın? Geç kaldın mı? Dans kolay mıydı zor muydu? Dansı kaçıncı denemende yaptın? Senden önce yapan ver mıydı? Dans figürlerini beğendin mi?" Onun ilgili sözlerine tebessüm ettim.1
"Geç kalmadım, dans kolaydı, ikinci denemede yaptım, benden önce yapan yoktu, dans figürlerini beğenmedim açıkcası çok basitti." dedim
"Bücür."2
Çınar beni yetimhaneye bıraktığında saat öğleden sonra yedi buçuktu. Ödevlerimi bitirip test çözmeye başladım.
Telefonum çaldı. "GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM💕" kişisi arıyodu. Begül olduğunu tahmin ediyorsunuzdur.
"Harry Potter izliyordum Voldemort'u gördüm aklıma sen geldin."
"Çekik, şimdi bizim kolejin biraz geç, kavşaktan sola dö-"
"En yakın göz doktorunun tarifini veriyorum. Benim gibi mükemmel birisini nasıl burunsuz bir herife benzettim?"
"Ben de dinliyorum yaa. Aptal."
"Tamam hadi ben test çözüyorum tutma beni."
Telefonu kapatıp kahkaha attım. Sonra tekrardan testime odaklandım.
Saat gece on bir ve ben yine uyuyamıyorum. Nalet olsun uyuyama huyum! Sonra bitkin düşüp hasta oluyorum.
Dışarıdan sesler geliyordu. Bekle, yağmur yağıyor! Allaaahhh, şimdi gerçekten eğlenecez.
Üzerime sadece bir ceket geçirip dışarı çıktım. Yağmuru çok seviyorum yaa!
Kollarımı iki yana açtıp etrafımda döndüm. Eskiden öğrendiğim bir dansı yapmaya başladım. Bir yandan da dansın şarkısını mırıldanıyordum.
En sonunda büyük bir kahkaha patlatıp yere uzandım.
Arkadaşlar galiba deliriyorum. Beni pahalı bir tımarhaneye kapatın.
Üşüdüğümü fark edince içeri girdim. Hemen üzerimi değiştirip battaniyeme sarıldım. Canım battaniyem.
Tamam, battaniyemle aşk yaşadığma göre delirmem çok yakın.
Bu arada kalacağım tımarhaneye Çınar ve Begül'ü de alın. Onlar da deli zaten. Bir şey olmaz yani.
Aklıma ne geldi. Biz üçümüz tımarhanedeki delilerle bir olup kaçıyormuşuz. Önde üçümüz arakada da yüzlerce deli var. Komik değil mi? Komik komik.
Bi saniye. Benim uykum mu geliyo? Şaka! Yok değil vallahi. Bu tarihi anı kaçıramam. Hemen uyumam lazım.
Bir günde iki tane bölüm yayınladım. Emeğe saygı lütfen.
Şimdi size ayrı bir hikaye anlatacağım
Benim Doğa adında bir arkadaşım var. O bana dedi ki sen beni de kitabına ekle ama lakabım Menemen olsun dedi. Yani Menemen Hoca oradan geliyor.
Bana destek olursanız gerçekten çok sevinirim.
Gözlerinize sağlık canlarım, okuduğunuz için teşekkür ederim.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |