7. Bölüm

7. Bölüm

Zehra🐆
_zehraaa00

2001 Manisa


"Bayaaaaa "


"Aşkımmmmm "


"Bayaaaaaa "


"Prensesimmmmmm"


"Bayaaaaaaa"


"Canına yandığımmmmmmm"


"Bayaaaaaaaaaaaaaa"


"Bebeğimmmmmmmmmm"


Kahkaha atarak gülmeye başladı Duru. Ertal, kızını kucağına almış onunla oynuyordu. Durunun kolunda serum vardı dakika başı elini seruma attıp çektiği için Ertal karışmasın diye kucağına almış onun sözlerine eşlik ediyordu.


"De-de"


Ertal şok bir şekilde Duru'ya baktı,kızı az önce dede mi demişti? Yoksa yanlış mı duymuştu?


"Babam, ne dedin sen ? " Anlamaz bakışlarla bakıyordu Duruya.


"De-de"


Duru'nun sözüne panikleyip " amann ha kızım sakın! Sakın o manyak dedeni başımıza musallat etme yavrum ." Duru onun bu haline gülüp " de-de " diye tekrar konuştu .


Ertal" hayır babacım dede değil baba de sen dede olmaz" dedi . Ama Duru onun bu isyanını yanlış anlıyor olmalı ki " de-deee" diye tekrarlıyordu . Tam o anda içeriye birden, Yıldırım Karahan girdi, bir torununa baktı birde Ertal'a, soru soran bakışlarını attıp " Duru az önce dedemi dedi ? Ben mi yanlış anladım? "


" De -" Duru tam dede diyordu ki Ertal yalandan öksürüp " daha neler peder , Duru daha anne diyemiyor, dedemi diyecek ? "


Yıldırım Karahan inanmamıştı tabii ki gözlerini kısıp " sen niye böyle kırmızı oldun peki ? " diye sordu. Ertal " çok sıcakk , çok ama çokkkkk sıcak ondan " diye cevap verdi.


" Durum , torunum sen az önce ne dedin dedem ?" Duru'ya baktı. Duru , bir babasına baktı bir dedesine tam dede diyordu ki içeri Nazan girince" ayeeeee" diye çığlık attı.


Nazan önce bir durdu, sonra kızına baktı . Kocası ve babasına bakıp " siz yine benim kızımı mı darlıyorsunuz ? " Diye sordu ve bir yandan kızını Ertal'ın kucağından aldı .


Ertal kurtarıcı melek görmüş gibi,gülerek verdi .


"-Hepsi senin bu kocan " diye birden konuştu Yıldırım Karahan, damadına bütün suçu atmak hoşuna gidiyordu. Ertal, ayıplarcasına bakıp

" beni bu kadar çok sevmeniz,gözlerimi yaşatıyor" diye sitemkar sesiyle konuştu.


"Değil mi değil mi benim gibi kayınbaba dünyada yok, bulunmaz Hint kumaşı gibiyim maşallah bana "


"Üstüne bastınız ,ayağınızı kaldırın"


"Ama senin gibi bir damadı ben,her yerde bulurum eee nede olsa başı boş hayvan çok " diyince Ertal sinirden deliye dönecekti.


"Aha üstüne bastım ayağımı kaldırıyorum " diyip ayağını kaldırıp alay etmeye devam eti .


"Nazan al şu babanı başımdan vala5 sinirden öleceğim, kocasız kalacaksın" karısına bakıp isyan ediyordu.


" Nerde o günlerrrr" diye cevap verdi Yıldırım Karahan.


'Ölmem sizin için bu kadar mı önemli?" Şaşkın şekilde bakıyordu kayın babasına .


"Ben senin ölünü ne yapayım? Birde taziye masraflarıyla uğraşamam" diye konuştu Yıldırım karahan.


"Haa yani taziye masraflarından dolayı, beni sevdiğinizden değil "


"Yakalandım değil mi? Evet mandal,ben seni çok seviyorum " ciddi söylediği söze Nazan şaşırdı " baba? Sen gerçekten Ertal'ı seviyor musun? '


Yıldırım Karahan kafasını aşağı yukarı salayıp " seviyorum,tabi ben hayvan sever bir vatandaşım , bu ayıyı ne kadar istemesemde kanunlarıma aykırı olsada, o kategoride bulunduğu için seviyorum tabii ki."


"Pessss gerçekten pesssss yani" isyan ederek konuştu Ertal.


Nazan, kafasını bunlar iflah olmaz bakışı atıp sallıyordu. Küçük Duru'da bir dedesine birde babasına bakıp gülüyordu...


-Günümüz -


Karşımda ağlayan bebeğe şaşkın bakışlarla bakıyordum,bu bebek nasıl ? Daha bundan birkaç gün öncesinde rüyamda görmüşken bugün Âhi'nin evinde görmem ...


Bebeğin çığlık çığlığa ağlama sesiyle düşüncelerimi bir kenara bırakıp beşiğin içinden bebeği aldım.

-1 yaşlarında vardı,saçları kumral ,gözleri kahve rengi ,çok tatlı bir bebekti.


"Ştt tamam ağlama " kucağımda bir ileri bir geri sallayıp susturmaya çalışıyordum ama,bunu yaparken yaram sızlıyordu .


Biraz sakinleşmişti . Gözlerime odaklanmış şekilde bakıyordu . Onun bu haline tebessüm edip " sen sevdin mi gözleri mi?" Ben soru sorarken o halen bakmaya devam ediyordu .


"Uyandı mı ? " Gelen sesle arkama döndüm.

- Âhi elinde yemek tepsisi kapının önünden bize bakıyordu. Evet anlamında kafamı salladım. Elindeki tepsiyi kapının yanındaki masanın üzerine bırakıp bize doğru yürüd, bebeği kucağımdan aldı .


" Uyandın mı sen oğlum? " Sırtına dokundu kontrol etti sonra beşiğin sol tarafında bulunan dolabı açıp tişört ve atlet alıp koltuğa oturdu bebeğin üzerini çıkarıp yenilerini giydirdi.


Ben halen şokun etkisinden kurtulamamıştım Kimdi bu çocuk?


Âhi işini tamamlayıp bana döndü, sonunda.

Bana bakıp " çok ayakta durma geç yatağına ben Agir'i yengeme verip geliyorum" dedi . Onaylayıp içeri girdim, yaklaşıp 5 dakika sonra gelip bebek odasına girdi, az önce getirdiği yemek tepsisini yan tarafımda bulunan masanın üzerine bıraktı.


"Âhi bu çocuk kim ? " Daha fazla dayanamayıp sordum .


"Oğlum." Dedi ve ben onun bu sözü ile yerimde kalakaldım ne demek oğlum?

Âhi evli mi ?

Ulan ben

- ben kuma mı geliyorum ?

Neee? 


"Ne dedin sen ? "


"Oğlum."


"Öz oğlun mu ? "


'Yok üvey"


"Nee???"


"niye şaşırdın olamaz mı? "


"Olamaz ! Yani olabilir ama olamaz " salak mısınm (Cemile bakışı atıyordu.)


"Öz oğlum evet "


"Âhi sen evliyken evlenmeyi nasıl düşünürsün? Bu kadar geri kafalı mısın sen ? Lan birde ben kuma mı geliyorum? Ulan sizin beyninizi dağıtırım."


"Ne evliliği? "


"'Oğlum dedin ya ?

Lan yoksa evlilik dışı mı? "


"Saçmalama Aden "


"Leylekler mi getirdi o zaman amk "


" Aden ! "


"Açıklama yapmayı düşünüyor musun? "


"Agir'in annesi yok !"


"Nasıl yok ? Öldü mü? Ayy Âhi ben çok özür dilerim yani bilmiyordum başın sağolsun "


Âhi kafasına vurup " lan ne ölmesi? Yaşıyor ayrıldık işte bu yani "


"Ay ne bağırıyorsun be sende doğru düzgün anlat bilelim, cımbızla laf alıyoruz ağzından" sonunda bağırdım yani..

Bu ne be!!


" Ben evli falan değilim ,Agir'in annesi ölmedi, ayrıyız ,bu kadar bu konu hakkında konuşmak istemiyorum lütfen."


"Aaa yok ben bunu öğrenmeden uyuyamam uyku girmez benim gözüme"


"Lütfen" diyince tamam diyip önüme döndüm bana bakıp"zamanı geldiğinde anlatacağım ama şimdi sana odaklanalım ."


Pansumanı mı yaptı sonra yemeğimi bacaklarımın üzerine indirdi. Yemeğe baktığımda yemekte et vardı. Bir ete bir Âhi'ye baktım bana ne manasında baktı.


" Ee bu et "


"Yani ? '


"Ne eti bu ? "


"Bana eşek etti sandığını söyleme" şok bir şekilde konuştu.


"Saçmalama Âhi, sadece hayvanın hangi bölgesi olduğunu merak ediyorum."


Tabağın içinde ayrılan etleri tek tek saydı" bu yürek, bu böbrek, bu ciğer, bu dalak " sırasıyla saydı .


"Maşallah hayvanı tüm şekilde önüme getirseydin "


"Onu da yarın yaparız ,ne de olsa yarın kurban kesiliyor ve senin adına da bir tane kesilecek ." Ciddi ciddi konuşuyordu.


"Ne ?

Ne alaka be ?

- Ha şimdi anladım kanımı döktün kanıma karşılık kurban kanı yani "


"Hem öyle hemde eşim olacaksın , bizim buralarda eşe de kesilir ."


"Yok ben istemiyorum zahmet etmeyin babam bana kesiyor zaten hersene ."


"Emin misin? "


"Evet sen benim yerime bir, vakfı'a falan ver çocuk esirgeme falan "


Büyülenmiş bir şekilde bakıyordu bana

" tertemiz bir kalbin var biliyorsun değil mi? "


"Bu bir iltifat mı? "


"Olmalı mı? " Gülerek sordu .


"Bilmem "


"Bir şey söyleyeceğim bu dövmeden başka bir dövme modeli yok muydu? " Boynumdaki dövmeye bakıyordu.


"Sende taktın ha dövme ne neyi var ya dövmenin?"


"Neyi var demeyeceksin, neyi yok demelisin "


"Âhi!"


"Tamam be, ben gidiyorum yemek zamanı aşağıdakiler beni bekler sende otur bu yemekler bitecek " diyip çıktı.


Ama benim canım sıkılıyor. Ben niye tek başıma yemek yiyorum ya ! Bu nasıl bir hasta bakma ? Aşağı inip inmemek arasında gidip geliyorum insem mi acaba? Ya da inmeyeyim . Abi gelin olarak zaten gelecem ineyim , ya da yok ya inmeyeyim.


🤞🏻


Merdivenlerden aşağı yavaş yavaş inmeye başladım, üçüncü merdivene geldiğimde "kızım!" diye bir ses geldi aşağıdan . Yaşlı bir kadındı onun sözü ile yemekte bulunanlar bana taraf bakmaya başladı. Âhi hızla yerinden kalktı ve bana doğru geldi . Koluma girdi yavaş yavaş yürütmeye başladı.


"Niye indin ki yaran daha taze,dinlemen lazım!"


"Âhi,çok sıkıldım yerimde duramam.

Ben insan yüzü göreyim dedim " diyince kafasını tamam anlamında salladı.


Aşağı geldiğimde büyükler hariç masada oturanlar ayağı kalktı 3 erkek 4 kadın vardı ama yaşları benimle aynı gibiydi . Âhi oturduğu yeri, bana verdi . Çektiği sandalyede oturdum yanıma bir sandalye çekip oturdu. Kafamı masaya çevirdiğimde herkes bize bakıyordu tabii en başta ki adam gülerek.


"Merhaba" diye ilk önce ben konuştum. Herkes kafasını salladı biri hariç ortada oturan bir kadın bana sinirli ve nefretle bakıyordu. İlk önce anlamadım ama sonra Sertar itinin vurduğu adam aklıma gelince, onunla ilgili olduğunu düşündüm.


"Tû xêr hatî sifra me"


(Hoşgeldin soframıza)


Tam cevap verecektim ki Âhi bana dönüp" babaannem hoş geldin soframıza diyor " diye açıklama yaptı. Ama bilmediği birşey vardı.


"Spas dikim ji bo ku ez li ser maseya xwe kebûl dikin yâde . "


( Teşekkür ederim beni sofranıza kabul ettiğiniz için yâde )


Ya maşallah tu bi zimanê me zanî.


(Hey maşallah sen dilimiz biliyorsun)


Erê yâde ez zimanê vê zanîm .


(Evet yâde ben dilinizi biliyorum)


Yâde memnuniyetle kafasını sallarken, Âhi şok bir şekilde bana bakıyordu. Ona döndüm ağzı yarı açık şaşkın bakışlarla bana odaklanmıştı.


" Ne?

-Niye öyle bakıyorsun ? "


" Gün geçtikçe sana daha fazla hayran oluyorum " dedi ve bu sefer ben onun sözüne karşılık şok bir şekilde baktım.


Anlamlamsız bir şekilde gülmem geldi,kalp atışım bir tık hızlanmıştı,niye böyle olduğumu sonra düşüneceğim şuan bayağı açım.


" Bu kız bizim masamızda, bizim soframızda yemek yiyecek ve siz bunu kabul edecaksınız öyle mi?"

-- Az önce bana sinirle bakan kadın konuşmuştu.


"Ne saçmalıyorsun sen yenge? " Âhi konuşan kadına dönüp sordu .


"Sen belli ki intikamından vazgeçmişsin ağam, ama benim halen yüreğimdeki ateş sönmedi! Bu kızın abisi olacak şerefsiz benim kocamı vurdu! Benim kocam şuan hastane köşelerinde sürünüyor ! Komada o şuan ! Ama belli ki kimsenin umrunda değil bu . Düşman kızını soframıza getirdiğinize göre..." Sinirle konuşuyordu .


Ben tam konuşacaktım ki, bir kadın araya girip" Rojin!!

Haddini bil! Burada senden önce ben varam ! Hastağane odasında yatan kişi seni kocaysa , benimde oğlum. Eğer ki,ben sesimi çıkarmisam sende çıkarmayacaksın ! Acın var üstüne gelmek istemiyem ama beni zorlama kızım" konuştu.


"Anê biz ne zamandan beri düşman kızını soframıza getiriyiğ ?"

-Adını yeni öğrendiğim Rojin soru sormuştu.


" Kız kardeşini düşünmeden,kan akacağını bilip ona rağmen kaçan ve onun yüzünden oğlumu kaybedeceğim zamandan beri Rojin!" Öyle bir imâ yapmıştı ki şuan tüylerim diken diken oldu diyebilirim. Bu kadın kaç mışmıydi ?


" Yeter bu kadar saçmalık! Misafire hürmet böyle mi olur? Kimse sesini çıkarmayacak! Aden kızımız el üstünde tutulacak ! " Yaşlı adam konuşmuştu herkes tamam diye konuştu ama Rojin hari,o kin dolu bakışlarını atmaya devam ediyordu.


"Kızım bakma sen bunların kusuruna. Yemeğe başlayalım, hadi bakalım"


Bana bakıp konuşmuştu, kafamı olumlu anlamda sallayıp önüme döndüm. Yemekleri yiyip üstüne çay getirdiler, tatlı falan dedikten sonra herkes bir tarafa ayrıldı. Ben ve Âhi de teras katı dedikleri yerde oturmaya başladık .


Elimdeki çayla karşıya bakıyordum çok güzel manzarası vardı.Ama bayağı sıcaktı Urfa.


*Nasıl beğendin mi ? " Âhi'nin sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim.


" Çok güzel ama çok sıcak burası bu kadar sıcak olması hiç etik değil " dedim . Bana bakıp gülmeye başladı.


" Bence alışmalısın ne de olsa bundan sonra burada yaşayacaksın "


" Bir süreliğine burada kalacağım, ben burada yapamam yoksa bayağı sıcak.

Çünkü bu kadar sıcağa vücudum alışık değil "


"Çok iddialı konuşuyorsunuz Aden hanım "


"Valla ben böyle konuşurum işine gelirse " dedim ve gülmeye başladı " delisin " dedi .



"Âhi" ona baktım. Hım diye ses çıkardı.


" Agir, ben Agir'i daha önce gördüm" dedim . Bakışlarını bana çevirip anlamaz bakışlarla bakıyordu.


" Nasıl yani ? Nerde gördün? " diye sordu.


" O gün hastanede rüyamda gördüm" dedim .


" Nasıl ? Agir'i mi ? Emin misin? " Şaşkın şekilde bakıp soruyordu .


" Evet Agir' di eminim zaten gördüğümde şaşırmam bundan sebep"


"Nasıl gördün peki ? "


Rüyamı hatırladığım kadarıyla anlatım sözlerimi sonuna kadar dinleyip şaşırıyordu .


" Valla Aden bilmiyorum yani bende şaşkınım" dedi .


"Bende çok şaşırdım yani bilmiyorum çok tuhaf oldum " diyip bir süre sessiz kaldık.


"Agir'in annesi..." Diye konuştu sessizliği ilk o bozdu .


"Yengem bundan 3 yıl önce kardeşimle beraber kaçtı . Yengemin ailesi de namus davası diyip onları öldürmek istediler. Tabi biz izin vermedik ama bulmuşlardı onları kızlarını bırakıp kardeşimi vurdular.Sonra bizde kanımız aktığı için onlardan birini vurmak istedik . Konu git gide uzuyordu, aşiretler toplandı bir karara bağlandı..."


Sözünü kesip" bedel " dedim . Evet anlamında kafasını salladı.


"Berdel olacak dediler kız kardeşim için çok çaba sarf ettim ama olmadı. Babam,olacak bu iş dedi ve kız kardeşimi töreye kurban eti. Annem günlerce yalvardı yapma etme diye ama babam ,Nuh dedi peygamber demedi . Düğün dernek derken düğünde Agir'in annesini Berfin'i gördüm önceden görmüştüm ama küçüktü Berfin. Sonra ben okula gittim üniversiteye haber geldi Berfin'i sana aldık diye bende seviniyorum nede olsa seviyorum Berfin'i . Onunda beni sevdiğini sandım ama öyle olmadı ..." Derin bir nefes aldı ve devam etti konuşmasına .


" Evlendikten sonra hep bir soğuk hep bir mesafesi vardı, zamanla alışır sever dedim taa ki o güne kadar... " Derin bir sessizliğe büründü önce. Kendimi tutamadım" hangi gün? " diye sordum birden .


" Agir'e hamileydi istemiyorum bu çocuğu aldırmak istiyorum dedi bana. Ben sevdiğim kadından çocuğum olacak diye sevinirken benim sevdiğim kadın,çocuğumu istemediğinden bahsediyordu . Kabul etmedim olmaz dedim, tartıştık kavga ettik bana ' ben seni sevmiyorum zorla evlendim seninle benim gönlüm başkasında istemiyorum seni, istemiyorum çocuğunu dedi ' kavga ettik babasının evine gitti . Özür diledim gel dedim gelmedi. Bebeği de aldıramıyor baba izni olmadığı için . 9 ay boyunca kapısına her gün gittim bana etmediği hakaretler kalmadı en sonda Agir oldu işte..."


Duyduklarımla şaşırdım kaldım, ne yani bu kadın madem istemiyordu ne diye evlenmişti? Ne kafası yaşıyordu bebeği istememek ne ?


"Sonra ? Yani Agir'i almadı mı ?" Dedim ama o hayır anlamında kafasını salladı.


"İstemedi istemiyorum gözüm görmesin sizi dedi . " Baktım yandan ona bir duygu var mı diye ama, soğuktu. Sesi buz gibiydi sevgi var mıydı bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla yoktu .


" Çok mu sevdin onu ? "


" Çok sevdim... aklımı kaçıracak gibiydi onu sevmek "


"Geri gelirse peki ? Yani bir gün gelip pişmanım derse o zaman kabul eder misin?" Merak etmiştim bu sorunun cevabını niye bilmiyorum ama söylediği söz sanki herşeyi belirleyecek gibiydi .


'Bak Aden Duru eğer ki yanlışı sadece bana olsaydı kabul ederdim,dedim gel ne yapmış olursan ol yine kabulünüm dedim , ama o beni geç oğlumu istemedi.

Agir daha bebekti, o çekip gitti. Oğlumu al sensiz kalmasın dedim ama o seni ve seninle ilgili olan hiçbir şeyi istemiyorum dedi . İşte bunu dediği an benim için bitti ! Şimdi değil pişmanım ,ölüyorum dese bile benim için sonsuza kadar bitti... Toprak attım üstüne benim için sadece oğlumun annesi başka bir şey değil ."


"Anladım ... Yani ne diyeceğimi bilmiyorum şuan beklemiyordum böyle bir şeyi , Agir'de benim gibi annesi tarafından istenmemiş ama dağ gibi bir babası var, gerçi benimde babam var ama saçmaladım galiba."


Güldü " senin annen en azından sana kanını verdi onun ki onu bile yapmıyor." Dedi ve ben şok bir şekilde ona baktım o az önce ne demişti?


" Ne ? "


" Aden anneni yanlış tanıyorsun annen sandığın gibi biri değil " dedi. Ama şuan bunların hiçbiri benim umrumda değildi.


"O kadın bana kanını verdi ve sizde bunu kabul ettiniz? Öyle mi ! "


"Aden bir dinle önce"


"Neyi dinle Âhi ?

Neyini dinleyeyim bunun ?

" Sinirle ayağı kalktım ama yaram sızladı. Umursamadan aşağı indim.Arkamdan gelip " Aden nereye ?

Nereye gidiyorsun ?

Yaran var açılacak yürü gel konuşuruz bak böyle olmaz ." Kolumdan tutup kendine çekti.


"Bırakk , bırak beni " diyerek itim kolunu .


"Tamam! Tamam gidelim ama bende geleyim seninle bak,kabul et ya da etme geleceğim seninle " ben kapından dışarı çıkarken o benim arkamdan geliyordu.


Şoföre seslenip arabayı getirmesini istedi . Araba geldi ve Demirel konağına sürmesini istedim .


Yaklaşık yarım saat sonra ordaydık . Hızla kapıya vurmaya başladım " Açın kapıyı! Aç " diyerek bir yandan bağırdım.


Kapı açıldı ve hiç beklemeden ben ve Âhi girdik . Âhi anlamaz bakışlarla bana bakarken,ben konağın içinde bağırmaya başladım .


" Züleyha hanım! Züleyha hanım!"


Mutfaktan ellinde bez ile çıktı bana şaşkın şaşkın bakıyordu " Delal ? "


"Sen kim oluyorsun da bana kanını veriyorsun? " dedim .


" Bunun için mi buraya geldin ? " dedi yüzü bir tık düşmüştü.


" Ne için gelmemi isterdin? Sana koşup anne iyi'ki hayatımı kurtardın falan diyerek mi ? Eğer öyle bir şey düşünüyorsan sen daha çok beklersin! " sinirle bağırdım .


" Ne yapsadım peki ? Ölüyordun kızım ."


"Ya sen kendini ne sanıyorsun ? Yıllar sonra annelik duygun mu kabardı ? Ne bu ? Bana kan vermek ne ??? "


"Ne yapsaydım Delal ? Kızımı ölüme mi terk etseydim, sadece kendi kızımın hayatını kurtardım ben ! "


"TERK ETSEYDİN! ETSEYDİN YILLAR ÖNCE OLDUĞU GİBİ BUGÜNDE TERK ETSEYDİN ! GÖRMEZDEN GELSEYDİN BANA SORDUN MU BEN YAŞAMAK İÇİN SENİN KANINI İSTİYOR MUYUM DİYE ? İSTEMİYORUM SENİ, KOCANIDA HAYATIMDA ARTIK ÇIKIN! YILLAR ÖNCE OLDUĞU GİBİ..."


" Ben... Ben seni bırakmadım. Zorla ... Zorla aldılar seni... "



Sende susup oturdun öyle mi ? Biliyor musun benim annem kaçırıldığı zaman anneme kocan mı yoksa kızın mı demişlerdi. Annemde hiç unutmam gözünü kırpmadan kızım demişti. Sen anneyim diyorsun da sen aslında hiç birsey değilsin ."


"Özür dile-"


"Sakın! Sakın özür falan dileme ! " Dedim .


Tam kapıdan çıkacaktık ki " gördün mü Züleyha hanım uğruna beni karşına aldığın kızını? Nasılsa haddini bildirdi ama sana " Süleyman Demirel yukarıdan aşağı elindeki çekirdeği çitleyip konuşuyordu.


" O beynini dağıtmamı istemiyorsan o sesini kısss!" Diye bağırdım o ise hiç umurunda olmadan, ellinde ki kabuğu aşağı attı .


"He he tamam, kapıyı arkandan kapat eşkıya ceyran edeyi " dedi. Sabrım taşmak üzereydi. Âhi'nin tam belinden silahı alıyordum ki Âhi beni durdurup dışarı çıkardı.


"Aaaaaaaaaaaaaaaaaa" sinirle bağırıp ayağımı arabaya vurdum .


"Tamam sakin ol " dedi Âhi.


"Olamıyorum olamıyorum öldürecem hepsini birini bile bırakmayacam " bağırıyordum sokak ortasında.


"Delal abla !" Gelen sesle arkama döndüm sinirle ama döndüğüm gibi elinde bıçak olan bir adet kızla karşılaştım. Ona şaşkın şekilde bakarken o ağlıyordu.


"Dilan ! Sakın!" Âhi öne geçip onunla konsumaya başladı Dilan bu kız mıydı? Abi daha çok küçük ki . Saçları siyah gözleri kahve rengi çok güzel bir genç kızdı .


"Abla ben özür dilerim senden benim yüzümden vuruldun . Benim yüzümden şuan bu haldesin ." Ağlayarak benimle konuşuyordu ama karnının üstüne bıçak vardı.


Kafamı hayır anlamında salladım" hayır hayır hayır sakın sakın indir o elindekini lütfen, hiçbir şey senin yüzünden olmadı tamamı sakın çıkar o düşünceyi aklından " elindeki bıçağa dikkatli bir şekilde bakıyordum.


Ağlayarak " abla ben özür dilerim abla ben evlenmem olmaz yapamam abla ne olursun bir şey yap,abla yapamam, ben daha küçüğüm..." Ağlarken bunu söylüyordu gözüm dolmuştu nasıl korkmuşsa söylerken bir yandan titriyordu.


"Dilan sakin ol canım bırak o elindeki böyle olmaz canım hadi güzelim, sana söz veriyorum evlenmeyeceksin " dedim bir yandan ona bakarken bir yandan sıkı sıkı tuttuğu bıçağa baktım .


"Dilan hadi,Aden'in dediğini yapıp indir o elindekini lütfen, böyle olmaz sana söz veriyorum evlenmeyeceksin benimle " Âhi konuşurken bir yandan yavaş yavaş ilerliyordu ona doğru .


"Annem ve babam evleneceksin dediler beni okuldan aldılar sesimi çıkaramadım çıkarsam döverdi beni abla,ama ben istemiyorum nolur bir şey yap ."

'Sana söz veriyorum evlenmeyeceksin, sana söz veriyoruz evlenmeyeceksin , hadi indir o elindekini lütfen"


"Dilan bak bana canım, bak gözlerime bütün Rıha şahidim olsun ki seninle evlenmeyeceğim, dünya ahiret bacımsın sen hadi hadi indir o elindekini lütfen."


Kafasını hayır anlamında salladı bıçağı tam saplayacağı sırada birden kolunu arkadan Sertar tutu . Elindeki bıçağı alıp kendine çekti onu . Ben ve Âhi derin nefes alırken Dilan şokun etkisinden çıkıp Sertar'a sarılıp ağlamaya başladı.


"Âhi babanları ara toplansınlar " dedim. Âhi bana dönüp kafasını salladı ve telefonu çıkarıp arama tuşuna bastı gelen sese karşılık " Demirel konağına toplanın!"


🌬️


"Yarın sabah konuşmak varken, gecenin bu saatinde toplanmak nedir ? Nedir bu kadar acil olan şey ? " Haşmet Babaoğlu konuşmuştu,Âhi'nin dediğine göre büyük aşiretlerin önde gelen isimlerindenmiş kendisi .


"Size bir kararı açıklamak için toplandık" dedim öne çıkacaktım ki Sertar karşıma çıkıp " yapma Delal ! Kaç kurtar kendini lütfen git" dedi . Onun gözlerinin içine baktım ve biraz daha yaklaştım sesimi yüksek tutarak;


"Kabul ediyorum Âhi Özoğul ile evleneceğim ama berdel ile değil ! " Herkes şaşırmıştı içeride bulunan herkes farklı farklı sözler söylerken ben,Sertar'ın gözünün içine bakıyordum bana hayır dedi ama ona aldanmadım.


Âhi'nin tarafına baktım babasının gözünün içine bakarak " senin oğlunu vuran kişiye,kendi öz kızını birkez daha kurban etmeyeceksin öyle değil mi Rojhat bey ? "


İçeride bulunanlar sessizlik içinde kalmıştı, herkes bir bana bir Rojhat ağaya bakıyorlardı.


Ayağa kalkıp bana doğru yürüdü ve karşıma durdu " ağabeyin için sadece kendini feda etmeye hazır mısın,Aden Duru Şanlıkan? "


Kafamı dik tutup " siz içinizi rahat tutun ben sonuna kadar hazırım " dedim .


"Öyleyse hazırlıklar başlasın Aden Duru Şanlıkan ,Özoğul konağına gelin gelecektir " diye konuştu.


Bu kararım Sertar için değil,iki genç kızın hayatı için ve ben bu kararımdan asla pişman olmayacağım...


Bölüm sonu....

Bölüm : 01.08.2024 18:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...