
Yeniden sevmek ve sevilmek bir insanı hemen iyileştirir. Sevmek beni de eski benden arındırmış ve yepyeni bir bene çevirmişti. Önümde uzayıp giden yola içimdeki heyecanla bakmak bile beni mutlu ediyordu. Başımı ona çevirdiğim de yüzündeki tebessümle bana kısa bir bakış attı. "Çok heyecanlıyım." dediğim de "Göreceksin ailem de seni çok sevecek." dedi. Kalbim küt küt atarken başımı omzuna yasladım. İçimde kelebekler uçuşuyor, heyecandan çenem titriyordu. "Ne kadar yolumuz kaldı." dedim ve başımı omzundan kaldırdım. "Geldik sayılır." demiş ve arabayı bir evin önüne park etmişti.
Titreyen ellerimle arabanın kapısını açıp indim. Ev iki katlı ve sarı boyalı küçük bir bahçesi olan bir evdi. Berdan yanıma gelip elini omzuna koymuştu. "Hadi girelim." dedi. Nefesimi alıp verdim ve bahçe kapısından içeri girdim. Kapının önüne geldiğimiz zaman Berdan zile basmıştı. Bir kaç saniye sonra açılan kapıda bir kadın belirmişti. "Berdan oğlum hoş geldiniz." diyen ve gözlerinin içi parlayan kadın bize bakmıştı. "Hoş bulduk annem." diyen ve annesine sarılan Berdan'a baktım.
Daha sonra Berdan geri çekilip "Bak gelinini seninle tanıştırmaya getirdim." dediğinde gözlerim kocaman oldu. "Sende hoş geldin." diyen kadına bakıp "Hoş buldum." dedim ve elini öptüm. Ama kadın beni kendine çekip sarılmıştı. Tıpkı annem gibi kokuyordu. Gözlerim dolu bir şekilde geri çekilmek zorunda kaldım. "Hadi içeri gelin, size neler hazırladım neler." demiş ve geçmemiz için kenara kaymıştı. Evin içine adım attığım zaman mis gibi yemek kokuları burnuma gelmişti.
Evin salonuna girdiğimiz zaman Berdan'ın babası oturduğu yerden ayağa kalkıp "Hoş geldiniz." dedi. Berdan babasının elini öpmüş ve geri çekilmişti. Babasının gözleri bana kayınca "Bu hanım kızımız kim?" diye sorup bana bakmaya devam etti. "Gelininiz." diyen Berdan olmuştu. "Sende hoş geldin kızım." dediğinde "Hoş buldum." dedim ve gidip elini öptüm.
***
Aile sıcaklığını bu aile de şuan fazlasıyla hissediyordum. Berdan'ın kız kardeşi ve erkek kardeşleri de gelince yemeğe oturmuştuk. Arada gözlerimi her bir aile ferdinin üstünde gezdiriyordum. "Nazen kızım börekten de al." diyen Nurgül hanıma yüzümdeki tebessümle bakıp "Her şey çok güzel ellerinize sağlık." dedim. "Afiyet olsun kızım." demişti ve bir parça böreği tabağıma koymuştu. "Abi siz evlenecek misiniz?" diyen ve yüzündeki haylaz gülüşüyle bize bakan evin en küçük ferdine baktım.
"Evet yakında Nazen senin yengen olacak." diyen ve gözlerimin içine sevgiyle bakan Berdan'a bende gözlerimdeki sevgiyle bakıyordum. "Yaşasın yakında düğün var." diyen Furkan çatalındaki böreği büyük bir iştahla yemeye başlamıştı. "Abi siz yengemle nasıl tanıştınız?" diyen ve çatalını tabağına koyan Nihal gözlerini benden Berdan'a çevirmişti. "Yolda yürüyordu, bende onu görür görmez aşık oldum." demişti. Sadece ufak bir detayı atlamıştı. Bebek arabasıyla ona çarptığım kısmı anlatmamıştı. Acaba ailesine benim bir çocuğum olduğunu anlatacak mıydı?
***
Yemyeşil bahçenin bir köşesinde duran odundan yapılmış tabureye oturmuştuk. Bahçenin bir kaç yerinde bulunan meyve ağaçlarında kuşlar vardı. Yanımda oturan Berdan'a dönüp "Ailene benim bir çocuğumun olduğunu neden söylemedin?" diye sordum. Berdan bakışlarını bana çevirip "Zamanla söyleyeceğim ama şimdi değil." dedi. "Ne zaman?" diye sorduğumda "Şuan bunları konuşmasak." dedi. "Ama ailen başkasından duyarsa daha kötü olmaz mı?" dedim. "Kimseden duymazlar." demiş ve kolunu omzuma atmıştı.
Parfüm kokusu genzime dolunca başımı göğsüne koydum. "Seni seviyorum Nazen." dediğinde kalbim küt küt atmaya başladı. "Bende seni seviyorum." dedim ve başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Kafanda soru işareti kalmasın en kısa zaman da bir oğlunun olduğunu söyleyeceğim." demiş ve beni tekrar kendine çekmişti. İçimde şuan tarifi zor bir mutluluk vardı. Bir anda hayatıma girmiş ve kalbimin baş köşesindeki yerini almıştı.
Aramızdaki huzuru telefonumun sesi bozmuştu. Ekrandaki Arat'ın adını görünce kaşlarım çatıldı. "Kim arıyor?" diye soran ve yüzüme bakan Berdan'a "Bana bir dakika izin ver." dedim ve oturduğum yerden kalktım. Bahçenin bir köşesine geçip elimdeki telefonu açmıştım. "Efendim Arat ne oldu?" dediğimde "Sen nerelerdesin eve geliyorum yoksun. Oğlumu görmeye geldim ama o da yok." demişti. "Miran'ı ablama bıraktım." dedim. "Neden?" diye sordu. "Çünkü benim bir işim vardı o yüzden." dediğimde "Çok merak ettim ne işin var?" demişti.
Gözlerim Berdan'a kayınca gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. "Arat kapatıyorum." dedim. "Bana nerede olduğunu söyle!" dediğinde sesi gereğinden fazla yüksek çıkmıştı. Nedense bir anda içime bir panik dalgası yayıldı. "Sen bana hesap soramazsın. Biz seninle evli değiliz." dedim. "Nazen beni delirtme. Oğlunu alıp giderim ve onu bir daha hiç göremezsin." dedi. "Hiç bir şey yapamazsın." dedim ve telefonu suratına kapattım. Kalbim korkuyla küt küt atıyordu. "Bir şey mi oldu?" diyen ve yanıma gelen Berdan'ı bile fark etmemiştim. "Önemli bir şey değil. Ben üşüdüm hadi eve girelim." dedim.
***
Kalbimin sıkışmasına neden olan o sözler beynimde dönüp duruyordu. Gerçekten Arat böyle bir şey yapabilir miydi? Beni oğlumdan ayırabilir miydi? Yoksa sadece blöf mü yapıyordu? "Nazen iyi misin? Kötü bir şey yok değil mi?" diyen Berdan'a baktım. "Oğlumun babası aradı." dediğim zaman yüzü bir anda düşmüştü. "Ne istiyormuş?" diye sorduğunda sesindeki tını değişmişti. "Sadece nerede olduğumu merak etmiş." dedim. "Ona ne nerede olduğundan. Hem siz ayrı değil misiniz?" dedi. "Evet ayrıyız ama yine de merak etmiş." dedim. Berdan gözlerini başka tarafa çevirip daha sonra tekrar bana çevirmişti. Onun da bu durumdan rahatsız olduğunu anlıyordum.
"Bugün isterseniz burada kalın yarın dönersiniz?" diyen ve odaya giren Nurgül hanıma baktık. "Size zahmet vermeyelim." dediğimde "Olur mu ne zahmeti." demiş ve gülümsemişti. "Tamam olur kalalım." diyen Berdan ayağa kalkıp odadan çıktı. "Ben yastık battaniye falan getireyim." diyen Nurgül hanım da odadan çıkmıştı.
Önümdeki sehpanın üstünde duran telefonu elime alıp ablamı aradım. Bir kaç saniye boyunca telefonu çalmış ama açan olmamıştı. Tekrar aradığım da bu sefer açtı. "Abla neredesin? Miran yanında mı?" dedim. "Dur bir sakin ol her şey yolunda, Miran'da şuan uyuyor." dediğinde içim rahatlamıştı. "Hem ne oldu? Neden telaş yaptın?" diye sordu. "Arat aradı saçma sapan konuştu. Neyse onu bırakalım da ben bugün burada kalıyorum. Miran'a göz kulak olur musun?" dedim. "Tamam sen merak etme ona bakarım." demişti.
***
Gözüme nedense bir türlü uyku girmiyordu. Başımı yastıktan kaldırıp diğer kanepe de yatan Berdan'a baktım. "Berdan uyudun mu?" diye sorduğum da "Hayır beni de uyku tutmadı." demiş ve doğrulmuştu. Yattığım yerden doğrulup oturdum. "Seni neden uyku tutmadı?" diye sordum. Kanepeden kalkmış ve yanıma gelip oturmuştu. "Boşver." dedi. Ay ışığının aydınlattığı yüzüne baktım. O belli etmese de moralinin bozuk olduğunu anlıyordum.
Elimi kaldırıp yanağına koyduğum da hiç tepki vermemişti. Sakallarını okşayınca gözlerimin içine baktı. "Benim yüzümden mi moralin bozuldu?" diye sordum. "Moralimin tekrar yerine gelmesini istiyorsan benimle sevişmen lazım." demiş ve sırıtmıştı. Gözlerim kocaman olurken dudaklarımda dudaklarını hissettim. Kalbim anın heyecanıyla küt küt atmaya başlamıştı. Dudaklarımı dudaklarının arasına aldığında ellerim ensesine kaydı. Parmaklarımın arasındaki saçlarını okşadığım da o da benim saçlarımı okşamaya başlamıştı.
Onun dudaklarını öpmeyi özlediğimi o an fark etmiştim. Nefes bile almadan dudaklarını öpüyordum. Elleri saçlarımdan sırtıma kayınca içime ateş basmıştı. Elbisemin üstünden kayan elleri kıyafetlerimi çıkarmadan onu durdurdum. Geri çekilip nefesimi düzene sokmaya çalıştım. "Lütfen duralım." dediğim zaman kaşlarını çatmıştı. "Neden ne oldu şimdi?" demiş ve nefesini vermişti. "Şuan nerede olduğumuzun farkındasın değil mi?" dedim. "Evet ne olmuş? Hem sadece sevişeceğiz başka bir şey yapmayacağız." dedi.
Elini bacağımın üst kısmına koyduğun da küt küt atan kalbimi sakinleştirmeye çalıştım. "Berdan lütfen." dediğim de sesim titremişti. "Seni özledim." dediği zaman onunda sesi titriyordu. Dudaklarımız tekrar buluşunca bu sefer ona engel olamadım. Beni kanepe ile arasına almıştı. Şuan onunda alev alev yandığını hissediyordum. Elleri tekrar vücudum da dolaşmaya başlamıştı. Dudaklarımızı ayırıp "Berdan" dedim. "Seni istiyorum." demiş ve boynumu öpmeye başlamıştı.
Kıyafetimin üstümden ne ara çıktığını bile bilmiyordum. Odadaki serin hava tenime değince işte o zaman çıplak olduğumu anlamıştım. Ellerim omuzlarında ve sırtında dolaşırken onunda dudakları boynumdan göğüslerime inmişti. "Duralım artık." dediğim zaman nefes nefese kaldığımı anlamıştım. "Tamam seni daha fazla zor duruma sokmak istemiyorum." demiş ve üzerimden kalkmıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 11.9k Okunma |
417 Oy |
0 Takip |
51 Bölümlü Kitap |