20. Bölüm

Yeni kişi

Ayçıl🌙
aaycill

Uyanmıştım. Göğüsümde ki güzelliği izliyordum. Saçlarının kokusu kadar güzel birşey yoktu. Odanın kapısı çalındı.

"Kim o?" Dedim.

"Dalya, Masal'ın annesi" diye kapının arkasından ses geldi.

"Buyurun Dalya Hanım" dedim en kibar sesimle. Yataktan kalktım, üstüm çıplaktı. Altımda ise siyah bir şort vardı. Girdi Dalya Hanım.

"İyi misiniz oğlum? Dün geldiniz direkt yattınız"

"İyiyiz Dalya Hanım. Sağolun" dedim büyük bir beyefendilikle.

Sırıttı. "Bana Dalya Hanım demene gerek yok. Artık sen de benim oğlumsun. İster anne de ister abla, ne istersen. Ama şunu unutma sen benim oğlumsun" dedi samimice.

Bende sırtıttım. Ve kafamı salladım. O sırada Masal oturmuş bizi izliyordu.

🌪️

Kahvaltı yapıyorduk. Masal ve ben çok açtık. Dün geldiğimiz an yatıp uyumuştuk. Karın doyurmak, filan hiç...

Kapı çaldı. Hemen kalkıp açtım. İçeri Selim, Selim'in sevgilisi, Ömer, Ömer'in eşi, Eren, Minel, Mete ve Aden girdi. Hepsine tek tek hoşgeldiniz dedim. Ve diğerleriyle görüşüp tanıştılar.

Selim'in sevgilisi ile tanıştım. Asude'ydi adı. Samimi bir kızdı. Avukattı. Ömer'in eşi ile de tanıştım. Zeynep'di adı. Espiritüel bir kızdı. Psikologdu. Ömer ile 1,5 senedir evlilerdi. Birbirlerine bakarken gözlerinden kalp çıkıyordu. Ömer'in hanımcı olduğunu da biliyorduk zaten. 'karım izin vermiyor' 'karıma sormam gerekiyor' gibi şeylerden. Ömer iyi çocuktu ama bir kusuru vardı. -Bana göre kusuru vardı tabi ki- hanımcıydı, karısına çok bağlıydı. Hanımcı olmak iyi de, ya insan depoya gelirken 'aşkım biz çocuklarla depoya gidebilir miyiz? Bir adam varmış. Onu halletmeye gidebilir miyim?' der mi ya?

Kapı tekrardan çaldı. Kapıyı açtığım anda bir kadın üstüme fırladı. Hemen sarıldı. Daha kim onu bile bilmiyordum. Hemen sarılmayı sonlandırdım ve kadının yüzüne baktım.

"Buse?" Dedim şaşkınca.

"Mertciğim, nasılsın?" Diye gereğinden fazla samimiyetle soru sordu. Çaktırmadım ve cevapladım. "İyiyim de, sen ne ayak?"

"Ayak mayak ayıp oluyor ama Merto" dedi. Masal dışında tek Merto diyen kişi oydu.

"Gel içeri otur" dedim şaşkın bir ifadeyle.

Geçti oturdu. Çay verdim.

"Buse ne yaptın? Evlendin mi? Düğününe çağırmadıysan ayıp ettin" dedim bir çırpıda. O sırada Masal'a baktığımda, Buse'yi süzüyordu. Ve memnuniyetsiz bir bakış atıyordu.

Masal geldi yanıma oturdu. Buse kendi kendine cevap verirken ben hemen atladım

"Tanıştırayım, Masal, eşim" dedim.

Buse şaşırmış bir ifadeyle Masal'ı süzdü. Bunlar ne yapıyordu?

"Düğününe çağrılmadım mı?" Dedi Buse yapma bir üzüntüyle.

Masal Buse'ye cevap verdi "Hayır Buseciğim. Düğün yapma tarafında değildik" dedi. Bende kafamı salladım.

"Nikaha çağrılmadık" dedi bu sefer Buse.

Ben atladım "Nikahta sadece şahitler vardı" dedim. Buse bu sefer kabullenmiş şekilde kafasını salladı. Bir üzüntüsü vardı ama bu üzüntü çağrılmadım diye değildi. Anlayabiliyordum.

Buse "kalacak yerim yok sizde kalabilir miyim?" Diye bir soru sordu. Asuman ve Ceylin bir odada kalıyorlardı. Annem ve çocuklar bir odada, Dalya abla ise bir oda da son bir misafir odası kalmıştı. Ev yapılırken 3 istemiştim ama 4 olmuştu. Bozuntuya vermemiştim.

"Tabi bir misafir odası boş. Yukarı çık boş olan odanın kapısında isim yok" dedim. Herkesin odasının kapısında isimleri vardı. Güzel tahtadan yapılmış bir malzemenin üstünde isimler vardı. Bilinsin ki çat kapı girilmesin diye.

"Tamam Mertciğim de sen bana bir evi mi gezdirsen?" Dedi Buse. Masal hemen ayağı kalktı. "Ben gezdiririm, Aşkım. Dimi Buseciğim. Şöyle önden buyur bebeğim" dedi. Buse önden gitmeye başladığında Masal bana dönüp 'seni boğarım' işareti yaptı. Ben ise öpücük atıp göz kırptım. Buse'den hoşlanmadığını biliyordum. Ama ne yapayım? Buse iyi kızdı. Bana yanlışı olmadı diye biliyorum. Çoğu kızla iyi anlaşırdı. Erkeklerle de öyle.

🌪️

Akşam olmuştu. Annem ve Dalya abla yemek hazırlıyordu. Çocuklar ise akşam yemeğinde bizdeydi. Doğu ve sevgilisi de gelmişti. Öğrendiğim kadarıyla Doğu'nun sevgilisi Ecrin ile Ömer'in eşi Zeynep ortaokuldan arkadaşlardı. Bu kadar iyi denk gelemezdi. Ecrin veterinerdi.

Kalabalıktık. Toplam 17 kişiydik. Bahçede yiyecektik yemeğimizi. Buse yanımdan ayrılmıyordu. Koltukta hemen yanımda oturuyordu. Masal ise yemeğe yardım ediyordu. Ama bir gözü bizdeydi. Buse'ye döndüm "Nasıl gidiyor?" Diye havadan sudan bir soru yönelttim.

"Nasıl gitsin hayatım ya öyle işte iş-ev arası takılıyoruz" dedi.

Kafamı usulca salladım. "Senin işler nasıl gidiyor?" Diye bir soru sordu.

"İyi gidiyor. Şirkete çok uğramıyorum. Semih Serer ortak şirkete, benim yerimede çoğunlukla Eren bakıyor." Dedim. Buse şaşırmıştı. Ben neye şaşırdın? Diye sormadan hemen bir soru geldi.

"Semih Sererle ortak mısın? Oğlum onlar çok zenginler. Sererler ile ortak olmak nasıl bir duygu? Birde Semih Serer'in kızı vardı değil mi? Ay onla da çok tanışmak istiyorum" dedi tek bir nefeste.

"Evet Semih Serer ile ortağım. Benim şirketimin %40'ı onlarda. Sererlere ortak olmak gayet normal bir duygu. Ve evet Semih Serer'in kızı var ve-" dediğim anda Masal tüm endamıyla salona girdi. " Ve ben onunla evliyim diyordu." Dedi. Kimin karısı be...

Buse'nin kaşları şaşırmış şekilde havaya kalktı. "Ben Masal, Masal Serer Demir canım. Memnun oldum Buseciğim" diyip. Buse'nin elini sıktı. Sonra salondan çıkıp gitti. Kimin karısı diye boşuna demiyorum. Maşallah taş gibi kız zaten bir de kocasının kızı... Yerim arkadaşlar Yerim...

🌪️

Masaya oturmuştuk. Uzun bir masa olmuştu. 2 masa birleşimiydi. Aralara gire gire sığmıştık. Yemekte neler neler vardı bir bilseniz, açıkırdınız. Tok olanı bile acıktırır. Buse yanımda oturuyordu. Masal karşımda oturuyordu. Buse Dalya ablanın ve Masal'ın burada olduğunu öğrenince yani şöyle, Masal'ın benim karım, Dalya ablanın ise müstakbel annem olduğunu öğrenince iş işten değişti. Masalla daha farklı bakışmalar geldi filan. Dalya ablayla pek bir sorunu yok gibiydi. Yemeği yemeye başladık. Herkes sohbet ediyordu. Ben ise yemeğimi yemeye koyulmuştum. Masal sohbete dahil oluyordu. Buse ise kendine soru sorulmadığı sürece konuşmuyordu.

Bade ve Masal çok iyi ikili olmuşlardı. Aralarına Ceylin'de katılıyordu ve oyun oynuyorlardı. Şimdi ise yemek bitince oyun oynarız konusu dolaşıyordu. Ve Buse'ye Ceylin "Buse sende oynarsın değil mi?" Dedi.

Buse bana döndü, Badeye baktı. Ceylin'e kafasını çevirip "Yok ben oynamayayım" dedi. Arkasından ise bir gülücük yolladı.

"Ben oynarım" deyip Bade'ye döndüm "ben oynarım kardeşimle" deyip göz kırptım. Sevinmişti. Benle çok oynayamıyordu. Ama benle oynamayı ise seviyordu.

Buse "Hadi bende oynayayım Bade ile" dedi ama derken Masal'a bakışlar atmayı unutmadı.

🌪️

Yemekler bitti. Toplandı. Bahçedeydik. Bahçenin çok iyi bir ışıklandırması vardı. Çok rahat her yer gözüküyordu. Bade, Sina, Masal, Ceylin, Doğu, Ecrin, Ömer, Zeynep, Eren, Minel, Buse, Mete, Aden ve ben saklambaç oynamaya başlamıştık. Evin içi de vardı ama kişiye ait odalar yoktu. Doğu gönüllü ebe oldu. Biz büyükler 200, Sina ve Bade ise 50'ye kadar sayacaklardı. 6 yaşındalardı nasıl olsa. 50'ye kadar saymayı biliyorlardı. Ve bence gayet yeterliydi. Doğu saymaya başladı. Ben koşarak evin içine girdim. Evin içinden garaja geçip, arabamın arka kapısını açtım. Tam geçip oraya uzanacakken, Buse de geldi.

"Sen yat bende yanına geçeyim" dedi. Arkadan Masal Buse'nin ensesinden tuttuğu gibi kenara itti. "Buse, bak boş boş Mert'in yanında dolaşma!" Dedi. Ve hemen yanıma geçti. Kapıyı kapatıp kilitledi. Ben arka koltuğa yarı uzanmış haldeydim. Malum boydan dolayı bükülü şekilde yatıyordum. Masal ise ön koltuğa geçmiş oturuyordu. Buse hemen başka bir yere gitti. Masal hemen kapıyı açtı çıktı. Ve o da gitti. Aynı yere gitmemiş olsunlar diye dua ediyorken, Doğu'nun "Eren çık lan oradasın oğlum. Bu yaşımıza gelmişiz birde saklambaç oynayamayacak mıyız?" Deyişini duydum.

Çoğu kişi bulunmuştu. Eren, Ömer, Mete, Buse, Aden, Minel, Ceylin, Zeynep, Sina ve Ecrin. Ben, Masal ve Bade kalmıştık. Ben gizlice yerimden çıktım. Garajdan, bu sefer ön bahçeye çıktım. Arkaya doğru dolanmaya başladım. Doğu saydığı yerde yoktu. Hemen gidip ebeledim. Masal'da gelip hemen ebeledi. O sırada Doğu ve Bade koşuyorlardı. Doğu, Bade'yi açık ara farkla geçiyordu. Bu sefer bende onlara doğru koşmaya başladım. Doğu'nun üstüne atladım. Doğu yere yapıştı. Ben ise Doğu'nun hemen üstündeydim. Bade gidip ebelemişti. Doğu'nun üstünden kalkıp bu sefer Bade'ye doğru koştum. Koşarken üstümdeki tişörtü çıkartıp yere fırlattım. Hemen Bade'nin yanına gidip, onu omzuma aldım.

"BADE BİRİNCİ OLDU" Diye avazım çıkana kadar bağırdım.

Bade ise gülüyordu. Onun gülmesi benim hayatımdı. Onun mutlu olması, benim mutlu olmam demekti. Ailem herşeyimdi. Zaafımdı. İnsanlar beni zaaflarımdan vuruyordu. Ama bende onları zaaflarından vuracaktım. Haberleri yoktu. Semih Serer beni aramamıştı, Yada Masalı... Karısı umrunda bile değildi. Ve birşey öğrenmiştim. Masal'ın benimle yaşıt abisi vardı. Almanya'daydı. Ve Asuman Krause onun sevgilisiydi. Abisi babası gibi değilmiş. Ama babası cezasını çekecek. Hem çocuklarını üzdüğü için hemde karısını üzdüğü için. Cezasını çektireceğim. Ama ne zaman? İşte onu bilmiyorum....

 

 

Bu bölüm böyleydi şekerlerrr🍬🍬🍭🍭🌪️💅🏻

Nasıldı???

Buse?

Masal'ın kıskançlığı?

Bİr yanlışım varsa affola 💋 💓

Oy vermeyi unutmayın 🤩

Seviliyorsunuzzz ♥ 🌟 💫 😻 🫁

Bu kurgu kafada kurulan birşeydir. Hiçbir karakter gerçekte yoktur!!!

​​​​​

​​​​​​

​​

 

Bölüm : 13.02.2025 11:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...