Gözlerime değen güneşle birlikte yüzümü buruşturdum.
Bir gözümü açarak etrafa baktım. Üzerimde geceliğim vardı. Dün yaşadıklarımız aklıma gelince yutkundum. Çok güzel bir geceydi.
"Ne düşünüyorsun öyle yavrum?"
Belimdeki ellere baktıktan sonra yatak başlığına yaşlanmış olan Arslan'a baktım.
Saçları dağınıktı. Gözleri parlayarak bana bakıyordu. Omzundaki çiziği ben yapmıştım büyük ihtimalle.
Gözleriyle gözlerimi birleştirerek omuz silktim.
"Seni düşünüyorum. Seni ne kadar çok sevdiğimi." Dedim mırıldanarak.
Arslan belimden tutarak beni oturur pozisyona getirdiğinde üzerimdeki geceliğe baktım. Çok kısaydı. Ve açıktı.

"Ağrın var mı? Önceki gibi bir sızlama?" Dedi belimi okşayarak.
"Hayır yok Arslan. Önceki gibi bir ağrım yok." Dedim.
Arslan başını sallayarak arkasını dönerek komidinde olan suyu bana uzattı.
Sırtındaki çizikleri görünce yutkundum. Nasıl çizmiştim adamı. Sırtının her yeri çizikti resmen.
"Küçük kedim gece boyunca beni çizdi. Şimdi de pişman mı oldu?" Sesindeki alay sinirimi bozdu. Keşke o kaslı sırtını daha da çizseydim.
"Belki de biraz anlayışlı olup sevgilini utandırmaman lazımdır." Dedim homurdanarak. Uzattığı sudan bir yudum alarak geri verdim. Bardağı tekrar komidine bıraktı.
Arslan bana dönerek elini çıplak olan bacağıma koydu. Gözlerimi kaçırdım. Ben cidden her şeyinden etkileniyordum bu adamın.
"O kızarmış yanaklarını görmek o kadar güzel ki. Soğuktan üşüdüğünde veya sıcaktan kızaran yanakların. Ama favorim utandığın zaman kızaran yanakların." Dedi göz kırparak.
Gözlerimi devirerek düşen askılımı düzelttim.
"Benimle uğraşmak sana keyif veriyor biliyorum. Ama beni de düşün. Utandırma beni daha fazla." Dedim bacağımda duran elinin üzerine elimi koydum. "Ve ben yoruldum. Bugün benimle uğraşma. Daha okula gitmem lazım hem." Dedim başımı Arslan'ın omzuna yaslayarak.
"Benim de işlerim var yavrum. Ama sen yorulduysan bugün okula gitme. Ben okul işini hallederim." Dedi başımın üzerinden öperek.
"Belim ağrıyor ve başım da ağrıyor. Kasıklarım da ağrıyor." Dedim esneyerek. "Belki de bugün okula gitmemek daha iyidir." Dedim mırıldanarak.
"Okula gitme bu halde. Biraz dinlenmek daha iyi olur." Dedi ve ellerini başıma koyarak masaj yapmaya başladı.
Gözlerimi kapatarak Arslan'ın dizine uzandım.
"Ay çok iyi geldi Arslan. Belim de çok ağrıyor. Belime de masaj yapar mısın?" Dedim baygın gibi çıkan sesimle. Masaj çok iyi gelmişti.
"Seni çok mu zorladım güzelim?" Arslan düşünceli bir sesle konuştuğunda güldüm.
"Hayır Arslan. Her şey olması gerektiği gibiydi. Sadece arada başım ağrıyor. Her insanın başı ağrıyor sevgilim. Bu gayet doğal. Ama belim dünden dolayı ağrımış olabilir."
"Seni zorladım bebeğim. Bir dahakine daha dikkatli olacağım." Dedi yanağımı okşayarak. "Bir ağrı kesici içsen iyi olabilir aslında."
"Hayır Arslan. Ağrı kesici istemiyorum. Zaten yeterince ilaç içiyorum." Dedim masajın tadını çıkarırken.
"Tamam güzelim. Sen öyle diyorsan. Bugün seninle beraber olmak isterdim ama önemli bir toplantım var. Erken bitirip yanına gelmeye çalışacağım." Dedi. Gülümsedim.
"İşlerini benim yüzümden aksatma. Ben çok iyiyim. Biraz uyurum. Sonra da bir şeyler yemek için kalkarım. Hadi sen de işine geç kalma." Dedim mırıldanarak. Arslan ellerini durdurarak başıma bir öpücük kondurdu.
"Eğer kendini kötü hissedersen beni arıyorsun ama tamam mı?" Dedi ve yataktan kalktı.
"Tamam ararım. Ama herhalde sen gittikten sonra uyurum. Halâ uykum var." Dedim boğuk bir sesle. Yastığa başımı surttüm. Arslan üzerinde sadece baksırla banyoya yürüdüğünde yutkundum.
Manken gibi herifti yemin ederim. Ve benimdi.
Dün cidden kendimi zorlamıştım. Kasıklarımda ve belimde ağrı vardı. Doktora gitmek de istiyordum. Hafıza kaybım ile ilgili neler yapabiliriz öğrenmek istiyordum. Ben eski anılarımı öğrenmek istiyordum. Arslan ile yaşadığımız aşkı ve ailem ile ilgili anılarımı da merak ediyordum. Bu yüzden bir doktorla konuşmak istiyordum.1
Derin bir iç çekerek gözlerimi pencereye çevirdim. Neden kalbimde rahatsız ve huzursuz bir his vardı?
Tamam. Sevdiğim adamla birlikte olmuştum. Ve çok mutluydum. Onu çok seviyordum. Hatta onsuz olursam dayanamazdım.
Ama...aması vardı işte. Sanki beynim ve kalbim bu düşünceli anlarda bana huzursuz bir his gönderiyordu.
Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarını kaşlarımı çatarak sildim. Sadece biraz duygusallaşmıştım. O kadar.
Banyonun kapısının sesi geldiğinde dönüp bakmadım Arslan'a. Şimdi ağladığımı anlarsa endişlenmesini istemiyordum.
Dudaklarımı yalayarak önüme kadar gelen Arslan'a baktım. Bugün takım elbise giymemişti. Üzerinde siyah boğazlı kazak ve siyah kumaş pantolon vardı. Siyah kabanı da üzerindeydi. Saçları hafif nemliydi. İç çektim.
Arslan önümde diz çökerek bana baktı.
"Gece güzelim bir şey mi oldu?" Dedi kızarmış olan gözlerime bakarak.
"Hayır bir şey yok. Sadece içimde ne olduğunu çözemediğim bir his var. Arada oluyor bu his. Önemli bir şey değil." Dedim iç çekerek.
Arslan'ın birden gözlerine donuk bir ifade yerleşti.
"Nasıl bir his?" Dedi donuk gibi çıkan sesiyle.
"Rahatsız gibi...sanki bazı şeyler doğru değilmiş gibi. Bilmiyorum belki de ben abartıyorum." Dedim omuz silkerek.
Arslan bir süre bana baktı. Sanki bir şeyler düşünüyor gibiydi.
"Zor bir süreçten geçiyorsun. Böyle duygu geçişleri çok normal yavrum. Ama bunu önemsememelisin. Ben yanındayım ve senin her zaman yanında olacağım." Dedi güven verici bir şekilde.
"Bu hayatta sadece sana güveniyorum zaten. Bana yalan söylemeyen ve bana ihanet etmeyen bir adamsın. Aşık olduğum adamsın. Seni seviyorum. Beni hayal kırıklığına uğratma." Dediğimde samimi bir şekilde güldü.5
"Sana asla ihanet etmem Gece. Asla." Dedi gözlerime bakarak.2
Nasıl da gözlerime bakarak yalanlarını sıralıyordu ama...beni mahvediyordu bilmeden. O benim aşık olduğum adam. İhanetin sadece başka bir kadınla aldatmayla olmadığını biliyordu. Ama işine gelmiyordu. O beni mahvetmeyi göze alıyordu. Ne acı...5
"Buna kalpten inanıyorum. Sadece garip bir his. Benim icin endişelenme." Dedim gülümseyerek.
Arslan başını sallayarak ayağa kalktı. Elimin üzerine koklayarak sert bir öpücük kondurdu ve gözlerime baktı.
"Üç, bilemedin dört saate yanındayım. Birazdan kahvaltını getirirler. Sonra da ilaçlarını iç. Tamam mı?" Dedi hala gözlerindeki donuk ifadeyi koruyordu.1
"Tamam sen beni merak etme. Hadi git." Dedim tebessüm ederek.
Arslan dudağıma sert bir öpücük kondurdu. Karşılık verdim.
"Seni seviyorum." Dedikten sonra geriye doğru yürümeye başladı.
"Seni seviyorum." Dedim gülerek.
Arslan göz kırparak arkasını döndü ve odadan çıktı. Başımı sağa sola sallayarak tavana bakmaya başladım.
"Yakışıklı ve farkında." Homurdandım gözlerimi devirerek.
Gözlerimi kırpıştırarak esnedim ve gözlerimi etrafta gezdirdim. Duvardaki saate baktığımda iki saat daha uyuduğumu gördüm. Oturur pozisyona geldiğimde yanımda duran kahvaltılık tepsisini gördüm.
Derin bir nefes alarak yataktan kalktım ve banyoya yürümeye başladım. Sıcak bir duş alsam çok iyi olacaktı.
Banyoya girdiğimde hemen suyu ayarlayarak küveti doldurmaya başladım. Üzerimdeki gecelikten kurtularak doldurduğum küvete girdim.
Sıcak su vücuduma iyi geldiği için gözlerimi kapattım. On dakika kadar küvette kaldıktan sonra, duş alarak üzerime bornozumu giydim ve banyodan çıktım.
Hala Arslan ortalıkta yoktu. Omuz silktim.2
Giyinme odasına giderek giysilerimin içinden kıyafet seçmeye çalıştım.
Gözlerimi kısarak kıyafetlerde gözümü gezdirdim. Rahat kıyafetler giymek istiyordum.

Gözüme kestirdiğim kıyafetleri giyinerek giyinme odasından çıktım. Saçlarımı banyoda hafif bir şekilde kurutmuştum. Bu yüzden ev topuzu yaparak yüzümü nemlendirdim ve dudağıma bir lipglos sürdüm. Boynumda gördüğüm morluklarla ofladım.2
"Nasıl ısırmış beni ayı ya." Dedim elimdeki kapatıcıyı boynuma sürmeye başladım.
İşim bittiğinde tepsinin üzerinde olan kahvaltılardan atıştırdım.
Arslan'ın bugün beni tembihlemesiyle ilaçlarımı içmek için komidinde duran ilaçlarımı aldım.
Kalp ilaçlarımı içtikten sonra elimde duran hafıza ile ilgili olan ilaçlara düşünceli bir şekilde baktım.1
Bugüne kadar bana bir yararları olmamıştı. Belki de içmesem daha iyi olabilirdi. Ama Arslan öğrenirse bana kızabilirdi. Bu yüzden onun bilmesine gerek yoktu. Bu yüzden elimde duran ilaçları yumruk yaparak tuvalete atarak sifonu çektim.6
Bilmiyorum. Belki de yanlış yapıyordum ama artık o ilaçları içmek istemiyordum. Hem annem de o ilaçları içmemi tasvip etmiyordu. Ama içtiğimde ses de etmiyordu. Omuz silktim. Eğer kötü bir şey olursa yeniden başlardım o ilaçları içmeye.3
Odadan çıkarak aşağı inmeye başladım. Asansör durduğunda salona bakmaya karar verdim.
Salonun önüne geldiğimde Ahuzar teyzenin konuşmasıyla durdum.
"Hafıza ile ilgili ilaçları içiyor. Geçmişini hatırlaması şu an imkansız. Ama vicdanım sızlıyor. Bilmiyorum. Çok garip bir şekilde hem mutluyum. Hem de üzgün. Her şeyi öğrenirse daha beter olabilir her şey." Kaşlarımı çattım.3
Benden mi bahsediyordu Ahuzar teyze? Hafıza ile ilgili olan ilaçlar bana aitti. Yani benden bahsediyordu.
"Hayır. O da çok mutlu. Ama onun karakterini biliyorum. Eğer her şeyi öğrenirse bizim yüzümüze bile bakmaz. Poyraz ve Gülçin bu yüzden bizimle iletişimi kesti. Biliyorsun."4
Poyraz neden gitmişti bilmiyordum ama Gülçin'in çok önemli işleri olduğu için gelmiyordu yanıma.
Yerine oturmaya şeyler vardı. Kafam karışıyordu. Titreyen elimi başıma götürerek ovdum.
İçeriye adım attığımda Ahuzar teyze tepkisiz bir şekilde gözlerime bakıyordu. Gülümsedim.
"Benim gelinim uyandı Meryem. Ben seni sonra ararım. Çocuklara selam söyle. Görüşürüz." Dedikten sonra telefonu masaya bıraktı.
Poyraz'ın dedikleri aklıma geldi.
"İyiyim anne. İyi olmaya çalışıyorum. Taşıdığım yüklerle orada yaşamak çok zor. Burada en azından yüzüne baktığımda vicdan azabı çekeceğim kimse yok. Eğer bir gün öğrenirse onun yanında olmak için geri geleceğim. Ama yalan bir hayatta yaşamaya devam ediyor. Ve benim buna dayanacak gücüm yok."
"Gece sen o kadar iyi kalpli ve temiz kalpli bir insansın ki, kendimden utanıyorum. Abim bencil bir şerefsiz Gece." Ahuzar teyze bağırarak uyardığında Poyraz susmadı. "O var ya kendi mutluluğu için herkesi harcar. Biz ucubeleriz Gece. Sizin hayatınızı mahvetme-"
Kaşlarımı çattım. Poyraz neden böyle yapıyordu ki?
"Gece senden özür dilerim. Beni affet demeye yüzüm yok ama beni affet be Gece. Ela teyze seni çok güzel yetiştirmiş ama biz mahvettik her şeyi. Bu vicdanım beni uyutmadığı için kaçtım. Ama Gece olmuyor. Bırakmıyor peşimi bu şey. Ben...ben özür dilerim."
"Gece, kızım sen iyi misin?" Dedi Ahuzar teyze endişeyle.
Yanıma gelmiş kolumu tutmuştu.
Aklıma gelen şeyle beraber aniden Ahuzar teyzeye döndüm.
"Öyle dalmışım Ahuzar teyze. Biraz da başım ağrıyor. Ondan dalıp dalıp gidiyorum. Kusuruma bakma." Dedim gülümseyerek.
Ahuzar teyze başını sallayarak yutkundu.
"Arslan bugün biraz rahatsız olduğunu söyledi. Bu yüzden okula da gitmemişsin hatta. Sen biraz otur kızlar sana yeşil çay yapsınlar." Dediğinde başımı salladım.
"Çok iyi olur aslında. Ben biraz hava almak istiyorum ama." Dediğimde güldü.
"Ben de geleyim seninle o halde. Hem bahçede biraz yürürüz iyi gelir."
"Hiç gerek yok. Sadece biraz hava alacağım. Hem yalnız yürümek daha iyi olur. Her zaman yanımda olup bana destek oldunuz zaten." Dedim gülümseyerek.
Ahuzar teyze gözlerimin içine bakarak yutkundu.
"Ben telefonda bir arkadaşımla konuşuyordum Gece. O kızında senin gibi hafıza sorunu varmış. Bu yüzden ilaçlarıyla ilgili bir sorun oluşmuş. İlaçlar pahalı ya. Alamamış Meryem hanım kızına ilaç. Ben yardım etmek istedim. Vicdanım bu yüzden susmuyordu." Dediğinde kaşlarımı kaldırdım ve güldüm.2
"Bunu bana neden anlatıyorsun Ahuzar teyze?"
"Sen bizden şüphelindin. Hatta dışarı çıkıp ilaçların ne işe yaradığını araştıracaksın." Dediğinde gözlerimi büyüttüm.1
Ahuzar teyze sakin bir gülümsemeyle kolumdan tutarak koltuğa oturttu.
Eline aldığı telefonu bana uzattı.
"Al araştır. Araştır ki için rahatlasın." Dediğinde anında elinde olan telefonu aldım ve cebimdeki ilaçların adını yazdım.1
En ilk sonuca tıkladım. Sağlık bakanlığının sitesiydi. En guvenilir siteydi bu. Ve ambalajın resmi vardı. Ben bu ilacı kullanıyordum.
İlacın hafızayı onardığı ve hafızanın daha sağlıklı olmasını sağladığıyla ilgili şeyler yazıyordu.5
Alt dudağımı ısırdım. Ben çok kötü biriydim. Hemen bana iyilik yapan insanlardan şüphelenmiştim.2
"Bunu Arslan duysaydı, yıkılırdı Gece. O seninle olduğundan beri mutluyken, senin ondan şüphelenmen onu yıkardı. Senin iyileşmeni ve anılarınızı hatırlamanı Arslan isterdi. Ama sen ondan şüphelendin. Ben senden bunu beklemezdim." Dediğinde gözlerimi kırpıştırdım.1
Omuzlarım çöktü. Gözlerim doldu.
Ben, benim gözlerime bakan, aşık olan, benim için her şeyi yapan adamdan şüphe etmiştim. Şimdi Ahuzar teyze böyle konuşunca kendimden nefret etmiştim.2
"Ben, bilmiyorum. Siz öyle konuşunca..."
"Dedin ki şüphe edeyim anlamadan sormadan." Telefonu kulağına dayadı ve konuşmaya başladı.
"Alo Meryem. Kusura bakma rahatsız ettim...yok yok, ben seni kızın için aramıştım. Hani kızın benim gelinim gibi hafızasını kaybetmişti ya..." dedi ve telefonu hopörlöre aldı.
"E-evet kızım şu an sizin sayenizde biraz daha iyi. Gelin hanıma da Allah şifa versin. Siz bize yardım ettiniz Allah da gelin hanımımıza şifa versin." Dediğinde Ahuzar hanım bana baktı. Utandığım için gözlerimi kaçırdım.2
"Çok teşekkür ederim hanımefendi. Allah kızınıza şifa versin."
"Çok teşekkür ederim hanımım. Arslan beyin sizin için uğraştığını biliyoruz. En yakın zamanda sizi ağırlamaktan onur duyarız." Dediğinde titrek bir nefes aldım.
"En yakın zaman da size misafir olmak isteriz. Görüşürüz." Dedim daha fazla konuşmak istemediğim için.
Ahuzar teyze ile vedalaştıktan sonra telefonu masaya bıraktı.
"Ben...ben özür dilerim." Dedim. Dolu gözlerimle beraber.
Ahuzar teyze sıkıntılı bir soluk alarak yanıma oturdu ve kolumu sıvazladı.
"Seni anlıyorum diyemem Gece. Çünkü senin yaşadığın şeyleri yaşamadım. Ama şöyle bir şey var ki, Arslan senin için bu süreçte çok yıprandı. Ondan şüphe etmen ilişkinize zarar da verir. Bunu Arslan'a anlatıp da ikinizin arasında sorun oluşmasını istemiyorum. Ama lütfen sen de bir daha böyle kötü bir şeyle bizden şüphe etme." Dediğinde dolu gözlerimle başımı salladım.1
"Özür dilerim. Ben bir an böyle bir düşünceye kapıldım. Bir daha asla böyle bir şüpheye düşmeyeceğim." Dedim yutkunarak.
"Peki ilaçlarını içtin mi?" Dedi derin bir nefes alarak.
"Evet aldım. Bütün ilaçlarımı içtim. Ne olursa olsun riske atmak istemedim bu durumu." Dediğimde başını salladı rahat bir nefes vererek.
"En iyisini yapıyorsun. O ilaçlar sana iyi geliyor. Bak kısa zamanda toparladın." Dediğinde başımı salladım.2
Yine de içmek istemiyordum o ilaçları. Bir ay boyunca o ilaçları içmeyecektim. Eğer kötü olursam tekrar başlardım. Bunu şüphelendiğim için değil, o ilaçları içmek istemediğim için kullanmak istemiyordum.1
Ahuzar teyze ayağa kalkarak salondan giderken konuşmamla durdu ve bana döndü.
"Peki neden Gülçin ve Poyraz'ın iletişimi kestiğini söylediniz?" Dedim merakla.
"Poyraz ile bazı sorunlarımız var Gece. Poyraz özgür ruhlu bir çocuk. O bazı isteklerimize uymadı ve aramızda sorun çıktı. Gülçin ise, Gülçin ile Arslan'ın arası iyi değil. Evlenmeden önce onunla birlikte olmanı istemiyordu. Bu yüzden de aranıza biraz mesafe koydu."
"Neden ki? Arslan çok iyi biri. Gülçin neden sevmedi ki?" Dedim merakla.1
"Yıldızları barışmadı. Bilmiyorum ben de kızım tam olarak." Dediğinde başımı salladım.
Ahuzar teyze salondan çıktığında başımı ellerimin arasına aldım. Zaimoğulları ile olan olaylar bittiğinde Gülçin ile konuşmak istiyordum. Belki o bana neler olduğunu anlatırdı.
Eve geldiğimde bahçede annemi görmemle kaşlarımı çattım.
"Sen Mardin'de Zaimoğulları ile ilgilen. Bu iş çok uzadı. Erkeklerinin ölmesi lazım. Bu kadar basit." Dediğimde başını salladı.
"Hazırlıklara başlıyoruz abi." Dediğinde yanından ayrılarak annemin yanına gittim. Annem düşünceli bir şekilde önündeki ormana bakıyordu.
"Anne ne oluyor? Sen uzun zamandır böyle düşünceli değildin." Annem bana baktıktan sonra derin bir nefes aldı.
"Gece bugün benden gizli içtiği ilaçları araştıracaktı." Dediğinde kaşlarımı çattım.
"Paketi bulmuş bir yerden. Allah'tan paketi değiştirmişsin. Yoksa her şey ortaya çıkardı." Dediğinde yüzümü sıvazladım.
"Nasıl? Neden Şüphelenmiş?" Dedim yutkunarak.
Annem başını sağa sola salladı.
"Bilmiyorum. Merak etmiş işte. Sen sadece adam akıllı hareketler yap yeter."
"İlaçlarını içti mi peki?" Dedim tereddütle.
"Evet içmiş. Zaten Gece araştırmak istemiş sadece. Gözünü korkuttum. Bir de bütün şüphelerini ortadan kaldırdım. Sen de belli etme ona bir şeyi. Arslan'a söylemeyeceğim dedim."2
Başımı sallayarak sıkıntılı bir nefes aldım.
"Arslan hiç bir şeyi öğrenmedi Gece. Sadece merak etmiş. Zaten çok pişman oldu. Bir daha böyle bir şey yapacağını sanmıyorum." Dediğinde başımı salladım.
"Gece nerede?" Dedim saçımı dağıtarak.
"Kış bahçesindeydi." Dediğinde başımı sallayarak yürümeye başladım.
"Arslan sakın sana söylediğimi bahsetme kıza." Başımı sallayarak onayladım.
Kış bahçesinden içeriye girdiğimde Gece'nin elinde kupayla film izlediğini gördüm.
Dalgın olduğu için benim geldiğimi farketmemişti.
Yanına giderek oturdum ve koluna dokundum. Koluna dokunduğumda irkilerek bana baktı.
"Hayır, sadece dalmışım." Diye mırıldandı.
Boğazımı temizleyerek güzel yüzüne baktım.
"Bugün biraz garipsin. Yani ben gittikkten sonra bir şey mi oldu? İlaçlarını içtin mi?"
"Herkes ilaç içip içmememe neden bu kadar taktı anlamıyorum!!" Dedi agresif bir şekilde. "İçtim ilaçlarımı!! Her zaman da kullanıyorum!! Ama böyle yaparsanız o ilaçları içmek istemem!" Dedi doğrularak.
Tepkisiz bir şekilde yüzüne baktım.
"Ve evet bir şeyler oldu. Sen bana hiç bir zaman yalan söylemedin. Hep bana şeffaf oldun." Dediğinde gözlerimi kaçırmamak için büyük bir çaba sarfetttim. "Bugün şüphelendim senden. Bana daha farklı bir ilaç verdiğinizi düşündüm. Çok kötü biriyim!! Sen benim için neler yapıyorsun!! Ama ben senden şüphe ediyorum!! Nankörün tekiyim." Dedi ağlamaya başlayarak. Gözlerinden inci taneleri düşmeye başladığında dişlerimi sıktım.1
Hayır sevgilim haklısın. Sadece ben seni kaybetmemek için yalanların arasında yaşamana sebep oluyorum.
Başını göğsüme çektiğimde gardını indirerek küçük kollarını belime sardı.
"Nankör bir insanım Arslan. Sen benim için helak oldun. Nazımı ve bu hallerimi çekiyorsun ama ben kötü kalpli biri olduğum için senden şüphe ediyorum." Dedi hıçkırıklarının arasından. "Affet beni Arslan."
"Güzelim sen nankör değilsin. Asla da olamazsın. Bak bana yalan bile söylemedin. Sadece ufak bir merakla böyle bir şey yapmak istemişsin." Dedim sırtını sıvazlayarak. "Hem sen affedilecek bir şey yapmadın güzelim."
"Ama Ahuzar teyze, bu durumu öğrendiğin zaman çok üzüleceğini söyledi."
"Çok özür dilerim Arslan. Ben bir anlık bir şeyle sizden şüphelendim. Yoksa siz çok iyisiniz. Bilmiyorum bir anlık bir şeydi." Dedi çeneme öpücük kondurarak. Gözlerimi kapattım.
"Biliyorum. Sana kızmadım. Annem de biliyorsun biraz abartmış."
"Haklıydı. O haklıydı. Ben, ben yanlış yaptım. Özür dilerim." Dedi tekrar bana sarılarak.
"Güzelim kendini suçlama. Ben de sana bu güveni vermemiş olabilirim."
"Hayır sana çok güveniyorum. Ben sadece bir an bir şüpheye düştüm. Çok özür dilerim. Sen bana güven veriyorsun. Lütfen böyle söyleme kendimi kötü hissediyorum."
"Tamam güzelim sen ne dersen o. Biliyorsun seni çok seviyorum."
"Biliyorum. Sen de biliyorsun seni ne kadar çok sevdiğimi." Dedi dudağıma öpücük bırakarak. Dudağına nazik bir öpücük verdim.
"İlaçlarını içmen gerekiyor. Hafizanın geri gelmesi için bu çok önemli."
"Ne izliyorsun." Dedim kaşlarımı çatarak.
"Yabancı bir film. La la land."
"Gece istersen biraz dışarıda gezebiliriz. İster misin?" Dedim başının üzerinden öperek.
"Hayır. Hiç halim yok. Film izleyip uyumak istiyorum." Dedi burnunu çekerek.
"İkimiz uyuruz biraz." Diyerek göğsünü parmak uçlarımla okşamaya başladım.
"Bir daha olmaz." Dedi Gece başını sağa sola sallayarak.
"Gözlerin neden istekle bakıyor o zaman?" Diyerek göğsünü avuçladım.
Gece gözlerini kapatarak başını arkaya attığında sırıttım.
"Üzdüm seni. Sen-senden şüphelenme-"1
Diğer elimle kot pantolonunun düğmesini açarak elimle iç çamaşırından geçirdim.1
"Ama şüphelendin." Dedim vajinasını avuçlayarak. Gece inleyerek kendini bana itti. Orta parmağımı içine ittiğimde elini enseme sardı. Göğsünde duran elimi kazağının içine sokarak sütyeninden geçirdim. Sertleşmiş göğüs ucunu sıkarak avuçladım.
"Arslan! Ah!" Dediğinde kulağının arkasına bir öpücük kondurdum.
Yumuşak göğsünü hamur yoğurur gibi yoğururken ikinci parmağımı da içine gönderdim.
"Ipıslak olmuşsun. Benim için değil mi?"
Gece aralık ağzıyla tekrar inlediğinde durdum. Gece sızlanarak kıpırdadığında sırıttım.
"Benim için ıslandın değil mi?" Dedim boynunu emerek ısırdım.
Gece ağlar gibi bir sesle konuştu.
"Yap şunu Arslan. Dayanamıyorum."
"Benim için islandığını söyle. Islanmıştın. Ne hayal ettin." Diyerek çenesini öperek emdim.
"Ben...seni hayal etmiştim. Dün..dün yaşadıklarımızı hatırladım. Yap şunu!!" Diyerek çığlık attığında parmaklarımı hareket ettirdim.
Gece inleyerek başını salladı. Klitirosine baskı yaptığımda gözlerini kapatarak adımı sayıkladı. Klitirosini okşayıp uyarmaya başlamamla kıvranarak kendini bana bıraktı. Etrafa baktığımda kimsenin olmayışıyla etrafa göz gezdirdim. Ayağa kalkarak geceyi koltuğa yatırdım.
Telefonla Umut'a mesaj atarak Kış bahçesine ve etrafına kimsenin gelmemesini söyledim.
Gece'nin yanına giderek üzerinde bulunan kazağı çıkarmasına yardım ettim. Yanına oturarak dudağına bir öpücük kondurduğumda ensemden tutarak oturur pozisyona geldi.
Pantolonumun üzerinden ellerini belirginleşmiş penisime götürüp sıktığında inleyerek Gece'ye baktım.
Bana baygın gözlerle bakıyordu. Pantolonumun kemerini ve düğmesini çözdüğünde elini tuttum.
Başını sağa sola sallayarak elini baksırımın içine soktu. Erkekliğimi kavradığında başımı arkaya atarak inledim.
"Gece, muhteşem." Dediğimde elleri aşağı yukarı hareket etmeye başladı. Gece diğer eliyle pantolonumu çekiştirdiğinde kalçamı kaldırarak çekiştirmesine yardımcı oldum. Penisimin başındakı sıvıyı eliyle yaydığında çıldıracak kıvama geldim.
"Çok büyük." Diye mırıldandığında Gece'ye baktım. Elindeki erkekliğimle oyuncakla oynar gibi oynuyordu.
Gece bana baktığında gözlerime bakarak hızlanmaya başladı. Elini daha da hızlandığında boşalarak kafamı geriye yasladım. Nefes nefese başımı kaldırarak Gece'ye baktım. Geceyi belinden tutarak kendime çektim ve dudaklarını açlıkla öptüm.
Gece'nin pantolonunu üzerinden çıkarttım. Gece atletini de çıkardığında mordo renginde olan iç çamaşırlarına baktım. Mükemmel bir kadındı bu kadın.
Gece üzerimdeki kazağı çıkardığında kaslarımı okşayarak dudağıma yükseldi. Dudağına öpücük kondurdum.
Gece kaşlarını kaldırarak bana baktığında kucağımı işaret ettim. Gece bacağını üzerimden geçirdi ve kucağımda boynumu öpmeye başladı.
"Seni çok seviyorum Gece. Benimsin. Bana aitsin. Ölürüm sana."
Erkekliğimi kadınlığına sabitleyerek omzundan ittirdim. Gece'nin sıcaklığını hissettiğimde inleyerek alt dudağımı ısırdım.
Gece hareket etmeye başladığında çıplak belinden tutarak başımı daha demin sütyenini çıkardığım göğüslerine gömdüm. Gece başımı tutarak aşağı ve yukarı hareket ettiğinde bir göğsünü ağzıma alarak emmeye başladım.
"Arslan, kimse gelmez değil mi?" Dedi Gece nefes nefese.
"Ben seni birinin böyle görmesine izin verir miyim?" Diyerek başımı göğsünden kaldırdım ve terlemiş olan yüzüne baktım. Gece başını sağa sola salladı ve yorulduğu için yavaşlamaya başladı.
Gece'yi altıma alarak sert vuruşlarıma başladım. Ortamda sadece tenimizin çarpma sesi yankılanıyordu.
Gece gözlerini gözlerime değdirdiğinde zevkten dolmuş gözlerine baktım.
"Bak beni nasıl kavradığına bak. Beni nasıl sardığına bak." Dedim gözümle birleşme noktamızı göstererek.
Gece gözlerini hala sert vuruşlarla içine girdiğim birleşme noktasına getirdi. Tüysüz ve pembe vajinasında duvarlarıyla beni nasıl sardığını görmesini istiyordum.
Gece yutkunarak başını salladı. Klitirosine baskı yaptığımda gözlerini kapatarak adımı sayıkladı.
Son kez sert vuruşlarla içine girdim. Gece bir kere daha boşalarak kendini serbest bıraktı. İki göğsünü de sıkarak içine kendimi vurmaya devam ettim. En sonunda içine boşalmaya başladığımda Gece hızlı nefeslerinin arasından içine boşaldığımı anlamadı.
Nefes nefese kendimi üstüne bırakarak şakağından öptüm.
"Nasıl hissediyorsun?" Dedim yanağını okşayarak.
Gece başını sağa sola sallayarak yanağımdan öptü.
"Çok, çok iyiydi." Dedi gözlerini kaçırarak.
"Kafanı yorma bugünkü konu yüzünden. Geçti gitti tamam mı? Kalbin nasıl?" Dedim boynuna öpücük kondurarak.
"İlaçlarımı içtim ya, bu yüzden gayet iyiyim." Dedi sırtımdaki çiziklerin üstünü okşayarak. Küçük kedim beni çok pis çizmişti.1
"Seninle bir olmak çok güzel ve özel bir his. Yorgun olmasan tekrar-"
"Arslan yeter yoruldum." Dedi boğuk bir sesle.
Şu an terli ve çıplak bir haldeyken bile masum ve tatlı görünmesi çok imkansızdı ama yine de öyleydi.
"Yorulmuş musun bir bakayım." Dedim elimi dolgun göğsüne götürdüğümde sessiz kaldı. Pembe göğüs ucunu sıkarak avuçladım.
Gece alt dudağını ısırdığında güldüm.
"Nasıl da sus pus oldun ama." Diye alayla güldüm. "Sen az değilsin Gece."
"Arslan! Dokunma bana. Ben bilmiyorum, sen bana dokunduğun zaman garip bir istek oluyor içimde." Dedi yutkunarak.
Boynuna sert bir öpücük kondurdum ve hala içinde olan penisimi hareket ettirmeye başladım.
Gece bacaklarını belime sararak gözlerini kapattığında alnına bir öpücük kondurdum.
İçinde daha sert hareket ederek başımı boynuna gömdüm.
"Ölürüm Sana Gece." Dedim içine sert bir şekilde girdim. "Ölürüm sana. Seni benden kimse alamaz." Gece'yi belinden tutarak yüz üstü çevirdim ve tekrar içine sert bir şekilde girdim. "Sen bile. Sen benimsin."
Gece yüzünü önündeki yastıklara gömerek inlediğinde kalçalarından tutum ve içine kendimi sert bir şekilde vurarak başımı arkaya attım. Gece tekrar boşaldığında yüzünü çevirerek tekrar içine girdim ve yüzünün her yerini öperek başımı göğsüne gömdüm. Son kez içine sert bir şekilde girerek içine boşalmaya başladım.
İçinden çıkarak nefes nefese yüzüne baktım. Şapşal şapşal etrafa bakıyordu.
"Bu daha iyiydi." Dedi yutkunarak. "Sen bunda daha serttin. Daha çok hoşuma gitti." Dediğinde yutkundum.
"Oha!! Yeter bu sondu!!" Dedi dehşetle. "Sen ne doyumsuzmuşsun be."
"Yirmi yedi yılın patlaması herhalde."
"Ama her defasında daha da iyi oluyor. Dur biz şimdi ne konuşuyoruz!!" Dedi kıkırdayarak.
Ben de güldüm. Yaramaz kedim durmadan beni mutlu etmeyi başarıyordu.
Kendimi yana atarak Gece'yi üzerime çektim. Üzerimize yan tarafta bulunan battaniyeyi örttüm.
"Kimsenin gelmeyeceğine eminsin değil mi?"
"Eminim güzelim. Sen kafanı buna yorma." Dedim.
Gece göğsüme çenesini yasladı ve bana yorgun bir şekilde gülümsedi.
"Seni seviyorum. Gerçekten aşığım sana. Benim için en önemli olan şey güven Arslan. Ben senden ve ailenden bir anlık da olsa şüphelendiğim için özür dilerim." Dedi, iç çekerek gözlerime baktı. "Sen benim bu hayatta tek varlığımsın. Sana cidden güveniyorum."
Başımı tavana çevirerek gökyüzüne baktım. Bana güvenmese bilr hakkıydı. İlaç kutularını bile değiştirmiş, Gece'nin kendini kötü hissetmesini sağlamıştım. Bir daha kolay kolay benden şüphe etmezdi. Ama karşımda meraklı bir kadın vardı. Gece çok meraklı bir kadındı. Bu yüzden medyada adım başarılı bir iş adamı olarak geçiyordu.
Çok büyük önlemler almıştım. Gece'nin hafızası yerine gelmediği sürece, hayatımız çok güzel bir şekilde devam edecekti. Buna emindim.
Başımı göğsüme çevirdiğimde kedi gibi usul usul uyuyan kadınıma baktım. Arslan Kurtoğlu'nun kadınıydı. Benim kadınımdı.
İşaret parmağımla gözlerinin önüne gelen perçemi çekerek, yanağını okşadım.
Gece'yi benden kimse alamazdı. Alan olursa ölümü tadardı.2
O benim mutluluğumdu. O benim hayatımdı. O benimdi.8
Okur Yorumları | Yorum Ekle |