Özel bölüm "Dev ve Mina"

MİNA DİLA ALİBEYOĞLU...

Annem beni Ertuğrul'la göndermek istemişti. Ben üzülmüştüm. Annemin bu hali ateş hanım haliydi ama annem bana hiç böyle ceza vermemişti. Ertuğrul yavaşça beni kucağına alırken küsmüştüm anneme. Annem arkasını dönüp giderken, babam silah doğrultmuştu bize. Babamdan korkmadım. Güçlü babamdı benim. Annem yanımıza gelip bizi konaktan çıkardığında ben ona baktığımda annem bana bakmadı. Arabaya bindiğimizde içimden dua ediyordum. Kerem dayımın yanına gitmek için yada Devime gitmek için. Evet evet devime gitmek istiyordum. O benim babamdan önce her şeyimdi. Babam geldikten sonra daaaa, ya babamın yanında mutluydum ki ben. Annem beni niye göndermişti ki.

Gözlerimi yanımdaki hiç sevmediğim kadına diktim. Gözlerimi yumuyordum ki arabayı kullanan Ertuğrul adımı söyleyince;

"Benimle konuşma "

"Mina bana küsme tamam mı?"

"Küstüm bile "

"Neden küstün ki bana"

"Sen benim babacığımı kızdırdın"

"Ama Mina, hanımefendi seni almamızı söyledi"

"Tamam sus küstüm sana"

"Peki Mina"

Annem gibi başımı koltuğa yaslayarak gözlerimi kapadım. Ben annemi çok seviyordum ama beni uffff küstüm işte. Araba durunca gözlerimi açtığımda bir sürü siyah giyinmiş adamlar vardı. Ertuğrul kapımı açıp beni kucağına aldığında büyük evin kapısında devimi gördüm. Ertuğrul devime doğru yürürken, biraz dik durup annemin öğrettiği gibi elimi yumruk yaptım. Devimin yanına bir adım kalmamıştı ki yumruğumu sertçe Ertuğrul'un gözüne vurdum. Bir anda durarak;

"Mina elin acıdı mı?"

"Hayır senin gözün acıdı mı?"

"Biraz acıdı"

"Tamam ödeştik o zaman. Şimdi özür dilerim aslan"

"Beni affettiysen sorun yok prensesim"

Başımı sallarken devim beni kucağına aldı. Kapıdan içeriye girerken reisi gördüm. Bana göz kırptığında ben iki gözümü birden kırptım. Devim kucağında benimle merdivenleri çıkarken, gözlerimi kapadım. Biraz daha yürüdükten sonra bir kapıdan içeriye girdiğimizi kapının kapanma sesiyle anladım. Bir iki adım attıktan sonra oturduğunu anladım. Başımı kaldırıp ellerimi göğsüne koyup yüzüne baktığımda yavaşça başımı öpüp;

"Neyin var peri kızım"

"Mutsuzum"

"Neden "

"Annem bana kızdı hem de çok kızdı"

"Neden kızdı peki"

"Ben çok şımarmışım"

"Öyle mi peki"

"Galiba evet"

Devim gözüme bakarken, kucağından indim. Her zamanki gibi iki kişinin oturacağı koltuğun ortasına oturmuştu. Tek kaşını kaldırıp;

"Nereye "

"Buradayım devim"

"Niye indin kucağımdan"

"Sen beni götürecek misin devim"

"Sence"

"Götüreceksin. Sen beni almadan gitmezsin"

Devim başını salladığında yavaşça tekrar ona kollarımı uzattım. Beni kucağına almasına izin vermiştim, çünkü annem ve babam yoksa beni bir tek o korurdu. Başımı babama yaptığım gibi göğsüne yasladığımda;

"Uyumak ister misin Mina"

"Hayır"

"Niye başını göğsüme koydun o zaman"

"Kalbini dinledim. Devim biliyor musun hani o dadı beni o evde bırakıp gittiğinde dayımın adamı Kadir gelmişti ya anneme gitmek istedim ama o evde değilmiş. Ben çok üzüldüm. Mert dayımın yanına gitmek istemedim. O sizin gibi ilgilenmiyordu ya sonra Kerem dayım geldi. Beni kucağına aldığında Kadir abi bana bir su içirdi. "

"E peri kızı"

"Gözlerimi açtığımda birden kendimi kocaman bir odada buldum. Bir yatağın ortasında yatıyordum. O kadar çok korktum ki sonra senin bana dediklerin geldi aklıma. Hemen kendime sessiz sakin bir köşe aradım. Odada gezerken kütüphane olan bir oda vardı. Oraya gittim tek olan koltuğa oturdum. Biraz bekledim sonra odaya uzun boylu senin kadar ama senin gibi büyük değil bir adam girdi. Başını bana çevirdiğinde kaşları çok çatıktı ama gözlerini gördüm. O kadar güzel bakıyordu ki elini bana uzatıp onunla dışarıya gelmemi istedi. Onu tanımadığım için sadece gözlerine bakıyordum. Bana Mert dayımın dışarıda olduğunu söylediğinde tekrar çıkalım mı dediğinde başımı salladım. Uzattığı elini tutmadan yanından koşarak odadan çıktım. Şimdi koşmayı oynamayı çok sevdiğim avluda koşarak Mert dayıma gittim. Onun yanına gittim çünkü bana hiç bir şey yapamazlardı. Mert dayım annemden korktuğu için beni koruyacaktı. "

"Mina'm güzel kızım. Annesi gibi huzurlu peri kızım bana ne anlatmak istiyorsun"

"Dinle. O kaşları çatık asi ağa babam beni hep sevdi. Beni kucağından hiç indirmedi. Onunla at binmeye gittik. Köye gittiğimizde hem beni hem annemi korudu. Beni kaçırdılar ya oraya gelip benim kahramanım oldu. Sen bana bir kere denizde dedin ya babalar kocaman ağaca benzer diye "

"Evet sende benim babam sen misin demiştin"

"Evet ama ben biliyorum benim babam senden daha büyük ağaç gibi. O yürüdüğünde o ben onun yani"

"Mina "

"Dur ama dinlemiyorsun devim"

"Tamam sustum"

"Biz buraya gelirken beni göndermemek için silahı Ertuya çevirdi ve ben korkmadım yaaa."

"Korkma zaten neden biliyor musun"

"Neden"

"Çünkü senin baban çok güçlü bir adam. Onun bir sürü kötü arkadaşları olduğu için, sizin için öyle sinirli ve silah taşıyor. Annen gibi aslan olmak zorunda"

"Onun için mi babama Azrail diyorlar"

"Evet onun için "

"Ama ben dedeme sordum azrail ne demek diye, Allah'ın can almak için gönderdiği melekmiş. Devim babam adam mı öldürüyor yani"

"Hımm senin baban öyle bir şey belki yapıyordur, belki yapmıyordur. Hatırlıyor musun annen bize ne dedi bir gece gözümüzle görmediğimiz hiç bir şeye inanmıyoruz"

"Anladım"

"Gözler öyle demiyor ama. Mina baban senin baban. Ne olursa olsun, seni çok seven bir baban var "

"Devim biliyor musun ben babamı çok seviyorum, kocaman seviyorum. O benim kahramanım. O beni herkesten koruyor"

"Anladım peki sana bir soru"

"Sor "

"Neden ona baba dedin."

"Çünkü benim babam hım böyle kocaman gülüyor, kocaman sarılıyor. Sen biliyor musun benim babamın kocaman kolları ve kucağı var"

"Nasıl yani Mina"

"Annemle beni aynı anda kucağına yatırıp sıkıca sarılabiliyor. Hem, hem de annemi o kadar çok seviyor ki ama en çok beni seviyormuş"

"Anladım."

"Devim babam iyi ki geldi dimi"

"Nasıl yani"

"Babam gelmeseydi annemle, sen annemin kocası olacaktın dimi"

Devim kaşlarını çok çatarak gür bir sesle;

"Sen nereden biliyorsun bunu "

"Şey kızma ama"

"Sana kim söyledi bunu"

"Ben reisim ve Kerem dayım konuşurken duymuştum. "

"Ben onların, peki sen üzülür müydün."

"Evet babam gelmeseydi ben çok üzülürdüm. "

"Neden "

"Çünkü sen benim devimsin, canımsın. Ben seninle oyun oynamayı, yüzmeyi seviyorum. Babam benim kahramanım, o benim gözlerime bakıp göz kırpıyor yaaaa içim böyle hani balerine biniyoruz da karnımız dalgalanıyor ya hani"

"Anladım. "

"Ben babamın kucağındayken hiç bir şeyden korkmuyorum ki"

"Peki o zaman o adamı dövdüğünde niye babandan korktun"

"O zaman babamı görmedim ki orada "

"Nasıl Mina"

"Devim ben cellat annemden korktum. Oraya o gelecek sandım. O yani annem gitmişti. Ben babamdan değil annem yani"

"Peki niye gidip annene sarıldın o zaman"

"Annemden seni istedim o zaman seni aradık ya şaşkın devim"

"Mina sen ne kadar akıllı bir kızsın. Sana hayranım minik perim"

"Beni götürecek misin devim, beni götürme lütfen. "

"Sen gerçekten babanı çok seviyorsun"

"Çok seviyorum onu, o benim yakışıklı babam"

"Kızların ilk aşkı babalarıdır biliyor musun Mina"

"Benim ilk aşkım, ilk yakışıklım babam. Onun kokusuyla uyuyorum ya o kadar güzel rüyalar görüyorum ki hatta bir kere renkli renkli kanatlı tek boynuzu olan atlar gördüm"

"Hım anladım perim. Sana bir soru daha sorayım mı"

"Sor "

"Annem mi güçlü, baban mı"

"Babam güçlü. Seninle bir gün jaguar izlemiştik hatırlıyor musun tıpkı onun gibi bence. Sence de öyle mi"

"Hadi aşağıya inelim. "

"Gitme zamanı mı? "

Devim başını salladığında, bende başımı onun omzuna koydum. Yüzümü devimin boynuna sakladığımda devim ayağa kalktı. Yürümeye başladığında boynuna sıkıca sarıldım. Merdivenlerden inerken devim sessizce 'başını kaldır peri kızı' dediğinde yavaşça başımı kaldırdığımda koltukta oturan annemi gördüm. Merdiveni tam bitirmemişti ki devimin kucağından atladım.
Annem geldiyse beni kimse alamaz, götüremezdi. Benim çünkü çok güçlü, çok sert bir annem var. Annemden herkes korkardı. Allah'ım ben annemi ve dua ettiğimde gönderdiğin asi babamı çok seviyorum...

...........................................

Allaha emanet olun inşallah.....
Kelime ve yazım hatam olduysa aff ola...
Sizi seven çatlak deli yazar ….