96. Bölüm
Kübra Ahsen Durukan / GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1) / KAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARI

KAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARI

Kübra Ahsen Durukan
ahsenkubos

Not:2 saat gecikmeli geldi biraz ama olsun. Bu arada geçenlerde kesit paylaştığımda üstteki açıklamayı yanlış anlayaanar olmuş gibi geldi. Ona bir açıklık getireyim. Ben Berfu'ya kızmayın demedim ki. Sadece biraz onun açısından düşünün dedim. Ayrıca ben Berfu'yu da savunmuyorum aksine çok da kızdığım yönü var. Hem yazdığınız her yorumu okuyorum ve her birinden gerçekten zevk alıyorum okurken. Bu ararlar yüzümü güldüren sınırlı şeylerden birisi yani. Bu yüzden siz bol bol yorum atın. Ayırca herkes herkesi sevmek zorunda değil yani Berfu'yu sevmeyebilirsiniz ya da Feyyazcı olabilirsiniz (ki Feyyazcıların yorumları>sokratesin savunması). Eğlenceli yorumlar bekliyorum sizlerden. Hadi bakalım iyi okumalar. Bu arada baya ilerledik kitapta da.1

 

Toz pembe hayaller vardı

 

Pembesi gitti tozu kaldı.

 

Brek- Köprüden önce son çıkış

Berfu gözlerini kapatması gerekirken iyice açmıştı beyni yaşananları ağır çekimde veriyor gibiydi. Yüzündeki kan sanki onun gibi geldi bir an yere düşen adamı gördü sanki kafasında dakikalarca sürmüş gibiydi. Ne yaşadığını anlamamıştı ama ağzından o anları anlatan bir çığlık kaçtı. Sonrası ise karanlıktı.

Feyyaz hiç düşünmeden adamın kafasına sıkmıştı. O an aklında Berfu’nun tehlikede olduğu vardı ama asıl tehlikeyi kendisinin yaratmış olduğunu düşünmedi. Kurşun karısına isabet etme olasılığını hiç hesaplamadan yapılan atış yine de onu şaşırtmamış ve tam istediği noktadan vurmuştu düşmanını. Onu kendine getiren ise karısının çığlığı oldu. Gözleri tekrar dünyayı aydınlık gördüğünde Berfu’nun düşmek üzere olan vücudunu gördü. Hızla içeri girip kadına doğru koştu ama zamanında yetişememişti. Vücudu yerle buluşunca fark etti kurşunun ona isabet etme olasılığını. Hangi akla hizmet onu tehlikeye atacak bir atılımda bulunmuştu ki. Yerdeki kadını kucaklarken içeri kuzenleri de girmişti. Baygın yatan kadını gördüklerinde özellikle üzerine sıçramış kan lekeleriyle kötü bir şey olduğunu düşündüler.

“Ne oldu iyi mi?” Biraz aklını almıştı sadece. Kontrolü tam zamanında kaybetmiş ve yine karısına denk gelmişti. “İyi sayılır sadece korktu.”

“Kafayı mı yedin nasıl bizi beklemeden böyle bir şey yaparsın.” Fatih’in çıkışını beklemeden yerde yatan kadını kucaklamaya çalıştı. “Yeterince bekledim.” Burak masanın üzerindeki kağıda göz gezdirdi.

“Biraz daha bekleseydin fakirleşiyormuşuz anlaşılan.” Fatih, kardeşinin salakça cümlesini anlamamıştı. Yine ne düşünüyordu da araya giriyordu. “Ne?” Burak masanın üzerindeki kan sıçramış kağıt parçasını havaya kaldırdı. “Berfu’nun üzerindeki mal varlıklarını almayı planlıyormuş.”1

“Bu saatten sonra anca kefen alır.” Feyyaz’ın söylemi Fatih’i iyice germişti. Burak ortalığı rahatlatmak için “Her neyse gidelim şuradan da bu mevzuda tarihe karışsın.” dedi. Feyyaz kucağında genç kadınla çıkıp arabaya bindi.

Eve geldiklerinde Zerda ve Seda bahçede onları bekliyordu. Yol boyunca baygın kalan Berfu, Feyyaz’ı iyice korkutmaya başlamıştı. Yol boyu bir şey oldu mu acaba diye kontrol etse de bir şey bulamamıştı. Kesin o boş depoda kaldığı için hastalanmıştı.

Araba durduğunda Feyyaz baygın kadını kucaklayıp arabadan indirdi. Seda ve Zerda duran arabanın yanına geldiklerinde Berfu’nun üstündeki kanı görünce “Bir şey mi oldu?” diye sordular. Vurulmuş muydu? Vurulmuşsa neden hastaneye değil de eve getirmişlerdi. “Hayır.”

“Kan?” Peki bu kan nereden çıkmıştı? Kimin kanıydı? “Onun değil.” Yatak odasına çıkartıp yatağa yatırdı. Burak ve Fatih peşlerinden gitmemişlerdi. Seda, Feyyaz’ı da odadan çıkartıp hala kıpırdamadan yatan kadının üstünü değiştirip yüzündeki boynundaki kanları temizledi. Dinlenmesi için odada bırakıp çıktılar. Aşağı indiklerinde Fatih ve Feyyaz’ın kavga ettiklerini duydu.

“Dikkatsizdin.” Fatih, Feyyaz’ın bu dikkatsiz hallerinden sıkılmıştı. Bu aralar sürekli arkasını toparlamak zorunda kalıyordu. “Değildim.”

“Evet öyleydin. Hem Berfu’yu hem de bizi riske attın.” Hala kapıda birilerinin olmamış olmasına seviyordu. Eğer birileri görse gerçekten tehlikeli bir ortam oluşurdu. Çünkü kabak gibi ortada kalmışlardı. “Bir şey olmadı.”

“Tek başına gitmekle aklından ne geçiyordu hadi birileri seni fark etseydi.” Olan olmuş ve bitmişti artık üzerine konuşmanın bir mantığı yoktu. “Kimse yoktu zaten abartma Fatih.”

“Abartma mı? Lan o kadar birbirlerine yakınken düşünmeden adamın kafasına sıktın hem de hiç nişan almadan. Asıl sen abartmış gibisin.” Evet bir anlık sinirle yapmıştı ama kurşun gideceği yeri doğru bulmuştu. Hoş daha dikkatli olması gerektiğini biliyordu. Ama artık çok geçti bunu konuşmak için. “Nişan almıştım.”

“Üç saniyenin içinde mi?” Feyyaz bu konuşmadan sıkılmıştı artık daha karısı uyanınca bir de ona açıklama yapması gerekecekti ve hiç bunu istemiyordu. “Ne yapsaydım saatlerce bekleseydim de beni fark mı etselerdi?”

“Feyyaz bazen fazla düşüncesiz hareket ediyorsun hadi bakalım bunun sonunda ne olacak?”

“Bir şey olmayacak.”

“Tabi Berfu uyanınca sağ ol ya çok büyük tehlikedeydim adamı vurdun da hayatımı kurtardın diyecek.”

“Bence demesi lazım.” Seda’nın çıkışı ile Feyyaz aradığı desteği bulmuş gibi oldu ama Fatih karısının bu çıkışından haz etmemişti. “Tabi burnunun dibindeki adamı vurdu hafif kaysa Berfu’ya geliyordu. Bunun için tebrik etmesi gerekiyordu.”

“Ben hallederim Fatih.” Nasıl halledeceğinden emin değildi ama kaçırılmış olmanın verdiği bir üzüntüden faydalanmayı planlıyordu.

Burak abilerinin kavgalarını dinlemek yerine depodan gelen eşyaları incelemek için bahçedeydi. Adamın hazırladığı dosyayı görünce. Gözleri açıldı. Feyyaz’ın en karanlık yüzü dosyanın içindeydi. Eğer Berfu bunları görmüşse kesin olay basitçe kapanmayacaktı. Hele de hamileyken. Elinde dosya ile içeri girdiğinde hala tartıştıklarını görmüştü. Fatih abisini hiç anlamıyordu bu konuda. Karşısındaki adama ne derse desin bir şey değişmeyecek ve aynı devam edecekti. “Ben hiç kolaylıkla halledebileceğini düşünmüyorum.” Diyerek elindeki kalın dosyayı Feyyaz’ın kucağına bıraktı. Feyyaz kucağına bırakılan dosyayı açtı. Bir iki sayfa ilerlettikten sonra fark etmişti içinde ne olduğunu. Bob Maskin ailesinin cinayeti için hazırlanmıştı. Umurunda olmazdı ama yapan kendisiydi. Anlık bir göz kararmasıyla yapmıştı. Eve gidişteki amacı bu değildi ama işler bir anda yön değiştirmişti. Bob istediği şeyi vermeyecekti bunu fark ettikten sonrası ise karanlıktı. Berfu bunu görmüşse işi gerçekten de zordu.

Berfu kendine gelmeye başladığında yatakta toparlanarak oturur pozisyona geldi. Etrafına bakındı. Amerika’ya geldikten sonra kaldıkları yatak odasındaydı. Yani gördükleri gerçekti. Az önce gözlerinin önünde bir adam öldürülmüştü. Yüzüne sıçrayan kanın sıcaklığını hala hissedebiliyordu. Gördükleri beyninde resmen tekrar tekrar oynatılıyordu. Komodinin üzerindeki sürahiden bir bardak su doldurdu kendine. Ellerinin titrediğini o zaman fark etmişti. Bardağı bırakırken kapı açıldı ve içeri şu an çok da görmek istemediği biri girmişti.

“Kendine gelmişsin.” Kocasının bunu beklemediği aşikardı. Daha baygın kalmasını neden beklediğini tahmin ediyordu. “Evet.” Feyyaz dosya meselesini açmayacaktı eğer görmemişse hiç pot kırmak istemiyordu.

“Berfu ben özür dilerim ormanda seni yalnız bırakmamam gerekiyordu.” Eğer o gün yanında gitseydi bu şekilde olmazdı sonuçları. “Özür dileyeceğin tek şey bu mu?” Bu seferde onu tehlikeye atarak silah sıktığı için söylediğini düşündü..

“Dikkatli olmalıydım.” Berfu kafasını salladı. “Dikkatli olmalıydın.” Kelimeler ağzından ağır ağır çıkmıştı. Feyyaz sanki yanlış bir şey söylemiş gibi hissetti.

“Özür dilerim, tekrar etmeyeceğim.” Neyi tekrar etmeyeceğini o da bilmiyordu ama ne olursa olsun tekrar etmemeye çalışacaktı. “Tekrar? Düşmanın tarafından kaçırılmak ve bir gece alıkonulmaktan mı bahsediyorsun?” yoksa bir bebeği öldürmenden mi demek istedi ama dili varmadı.

“Daha hızlı olmalıydım. O adam bir şey yaptı mı sana?” Aksine gözünü açmıştı. Toz pembe zannettiği dünyasının kapkaranlık olduğunu öğrenmişti aslında. “Hayır.”

“Emin misin verdiği bir şeyi yiyip içmiş olabilir misin?” Yine zehirlemiş olabilirlerdi. Bu sefer geç de kalabilirlerdi. Hiçbir şey yememişti Berfu kendini olabilecek her türlü tehlikeden korumaya çalışmıştı. “Hiçbir şey ne yedim ne de içtim.”

“İyi o zaman.”

“Diyeceklerin bu kadar mı?”

“Aç olmalısın bir şeyler hazırlatayım ben.”

“Feyyaz!”

“Efendim.”

“Kaçıyorsun demek ki benim gördüğümü sen de gördün.”

“Neyi?”

“Cidden o bebeği sen mi öldürdün? Yalan söyleme anlarım.”

“Berfu.”

“Sen öldürdün. Nasıl yapabildin minicik bir bebeğe?”

“Ana amacım o değildi sadece...”

“Sadece ne tüm aileyi öldürdüm içlerinden biri on yaşındaydı dedin bebek ailesinden geri kalmasın.”

“Hayır. Derdim bu değildi”

“NEYDİ O ZAMAN DÜZGÜN SÖYLESENE!”

“Kontrolümü kaybettim. Ara sıra başıma geldiğini biliyorsun. Önce senden bahsetti sonra da isteklerimi geri çekmezsem seninle tehdit etti bende o anlık bir sinirle kontrolümü kaybettim. Kendime geldiğimde evde bile değildim zaten.”

“Bu yani açıklaman koca bir aileyi öldürdün ve sebebi arkası bile belli olmayan bir tehdit mi?”

“Bunu sonra konuşalım önce sen bir şeyler ye. Dünden beri açsın.”

“Bu mudur yani?”

“Evet.”

“Öyle olsun.” Feyyaz odadan çıkarken içinden beklediğinden biraz daha kolay kurtulduğunu düşünüyordu. Berfu bunun üzerine daha çok giderdi biliyordu ama bunu en azından daha da sakinleşince çözerlerdi. Nasıl çözeceğini bilmese de.

Feyyaz elinde tepsi ile geri dönmüştü. Yatakta uzanan karısını bir şeyler yemeye ikna edince odadan geri çıktı. Geri tepsiyi almaya hizmetçi göndermişti. Zerda yanına gelmiş bir süre yanında kalmıştı. Uyandığından beri üzerinde bir kırgınlık vardı. O depodan tamamen sağlıklı çıkamayacağını biliyordu zaten. Hamile olduğu için ilaç da içemiyordu. Bir süre içeri kimse girmedi. Onunda kalkıp yanlarına gidecek hali yoktu. Gözlerini kapatıp yatağa uzandı. Tekrar bilincini kaybedecek kadar ateşlenmekten korkuyordu. Kendinden geçmişti ama bebeğe etkileri çok büyük olacak kadar bilgisi vardı. Uzun süre kimse içeri girmedi. Gözleri gidip gitmemek arasında kalıyordu. Kapı tekrar açıldığında içeri birisi girdi. Kimin girdiğine bile bakacak hali yoktu. Feyyaz üzerini değiştirip yatağa uzandı. Berfu bilincini kaybetmeden yanındaki adamı uyarmak istedi. “Ateşim var.” Feyyaz karısından gelen mırıltıyı anlamamıştı.

“Ne oldu güzelim?”

“Ateşim var.” Feyyaz elini alnına koyduğunda ateşinin yükseldiğini fark etti. “Tamam sen dinlen ben doktor çağıracağım.”

“İlaç...”

“Biliyorum sen uyu.” Feyyaz yataktan kalkıp eline telefonu aldı. Cüneyt’i arayarak bir doktor bulmasını söyledi. Seda’yı aradı. Ne de olsa hamilelik konusunda daha tecrübeliydi. Seda odaya gelince alnına ve koltuk altlarına soğuk havlu koydu. Doktor gelince bebeğe zarar vermeyecek bir iğne yaptı. Sonrasında birkaç takviye yazıp gitti. Feyyaz gayet iyi biliyordu ki karısının hastalığı bu kadar basit yöntemlerle iyileşmezdi.

Birkaç gün boyunca Berfu bir kendine gele bir kendinden geçe yatmıştı. Türkiye’ye dönmek için herkes Berfu’nun iyileşmesini bekliyordu. Zerda, Berfu’nun yaşananları hazmetmediğini anlamıştı. Şu anda ona bunu unutturacak bir şeye ihtiyacı vardı. Feyyaz abisinin de kıvrandığını biliyordu. Akşam yemeğinde sonra Feyyaz odadan çıkmış bahçeye inerken yakaladı. Sigara içmeye iniyordu büyük ihtimalle. “Nereye abi?”

“Bahçeye.”

“Müsait misin bir şey söyleyecektim.”

“Başımı ağrıtacak bir şey ise beklesin.”

“Hayır.”

“İyi öyleyse gel peşimden.”

Bahçeye indiklerinde Feyyaz sigaradan bir dal çıkartıp dudaklarının arasına aldı. “Söyle.”

“Berfu ile aranız düzelmedi değil mi?”

“Hayır. Sende diğerleri gibi başımı ütüleyeceksen hiç çekemem.”

“Hayır ben bir fikir verecektim.”

“Söyle.”

“Bu süreçte hepimiz çok fazla gerildik bence bir rahatlamaya ihtiyacımız var.”

“Ee?”

“Ee’si yani şöyle ki hep beraber bir tatil yapsak bence Berfu da hayır demeyecektir. Bu arada kalabalık içinde unutur ve yumuşar.”

“İşe yarar mı?”

“Şimdiye kadar denemediğin bir şey kalmadı zaten.”

“Doğru. Tamam ben bunu bir düşüneyim.”

“Tamam. Ben yukarı çıkıyorum.” Feyyaz cevap vermek yerine başını salladı. Zerda’nın fikri mantıklı gelmişti. Hem biraz tatil yapmak sinirlerine yumuşatacaktı hem de bu yaşanan tatsız olayların üstünü örtecekti. Sigarası bitince odaya geri döndü. Berfu çoktan uyumuştu.

Sabah kahvaltısında herkes masaya toplanınca “Türkiye’ye dönmeden önce kısa bir tatil yapsak herkese iyi gelir.”

“Tatil? Sen?”

“Burak!”

“Ne var abi ya sen tatilleri pek sevmezsin de o yüzden.”

“Artık seviyorum var mı?”

“Yok abi.”

“Güzel.”

“Bence çok mantıklı. Hepimiz çok gerildik herkese iyi gelir.”

“Aynen okullar açılmadan çocuklara da iyi gelir. Sen ne diyorsun Berfu?”

“Olabilir.”

“Ee nereye gidiyoruz?”

“Sabah kaptanı aradım. İtalya’ya geçip bizi orada bekleyecek. Yatla açılacağız.”

“Ooo çok iyi. Kalabalık derdi yok yani.”

“Berfu yeni iyileşiyor kalabalık içinde olmak ne ona ne de bebeğe iyi gelecektir.” Berfu bir şey demeden tabağını yemeye devam etti. İçinden geçirdiklerini söylemek istemiyordu. Bildiği şeyleri görüp duymak kesinlikle hoş şeyler değildi ve buna tepki gösterememek onu yoruyordu. Çünkü ortada tepki gösterebileceği bir şey yoktu. Feyyaz’ın kontrolünü kaybettiğinde nasıl biri olduğunu biliyordu. Asıl bilmediği ona orada kontrolünü kaybettirecek şey ne olabilirdi. Seninle tehdit etti dese de inanmamıştı. O konuda yalan söylediği bilecek kadar tanıyordu kocasını. Yine de mevzu ne olursa olsun bir bebeği öldürmüş olmasını aşamıyordu. Aklına karnındaki bebeği geliyordu ve eğer bir gün onun yanında da kontrolünü kaybederse ona da zarar verir miydi? Aklında günlerdir düşündüğü soru buydu ve şu an buna cevap veremiyordu. Onu içten içe yiyip bitiren şey de buydu? İleride gözü kararır da bebeğine bir şey yapar mıydı? Kendi bebeğine kendi kanından ve canından birine...

Feyyaz dediğini yapmış ve yat gezisini ayarlamıştı. Önce uçakla Napoli’ye geçmişler oradan da yat limanına gitmişler ve tatillerini başlatmışlardı. Berfu ilk günler gergin olsa da zamanla biraz daha toparlamıştı. Feyyaz’la arası daha tam olarak iyi değildi ama Feyyaz’da iyi olması için büyük bir çaba harcıyordu.

Tabi bu arada güzel şeyler de oluyordu. Berfu ne zaman okyanusa ya da havuza girse karnında bir kıpırtı hissediyordu. Bu artık o kadar hoşuna gidiyordu ki sürekli suyun içinde kalmak istiyordu. Zerda bu duruma en çok şaşıran olmakla birlikte bir isim de koymuştu: “Su”. Suyu çok seven bir bebeğe Su ismini vermek çok da marjinal bir şey olmasa da Berfu bu ismi sevmişti. Su gibi ak, berrak ve temiz olmasını istiyordu. Feyyaz da dahil herkes bu ismi fazlasıyla benimsemişti. Öyle ki Poyraz ve Esra’nın diline yapışmıştı. Sürekli ortada Su da Su diye geziyorlardı. 3 haftalık tatilin sonuna geldiklerinde Berfu büyük bir peri masalından uyanmış gibi oldu. Tüm gerçeklikle bir anda yüzleşmek gibiydi.

Feyyaz her zamanki işkolikliği ile işinin başına geçmişti. Bir de bu aralar Hancı Grup bir resmilik kazanıp tam bir iş yerine dönüşüyordu. Barın üst katından 32 katlı bir binaya geçiyorlardı. Kesinlikle onluk bir şey değildi ama elinden gelen bir şey de yoktu. Bu süreçte her şeyi iyiye götüreceğine dair söz vermişti Berfu’ya. Durmadan bu işlerle uğraşıp her zamanki gibi eşini ihmal ediyordu.

Berfu bu duruma alışmış gibiydi. Yıllardır hayatında bir şey değişmemişti. Feyyaz ne zaman birinden hırsını alamasa özellikte ondan kendini işe verirdi. Şimdi de öyleydi. Ondan mı kaçınıyordu yoksa bebeğinden mi kaçınıyordu bilmiyordu ama onunla hastane randevularına bile gelmiyordu. Bu sırada en büyük destekçisi en beklemediği kişi olan Zerda’ydı. Zerda’nın yanında duracağını kestirememişti ama sürekli yanındaydı. Onunla hastaneye geliyor, bebek alışverişi yapıyor, odası için mobilya seçmesine yardım ediyordu. Zerda, çocuk istemiyordu ama bu ona engel olmamış aksine fazlasıyla yardımcı olmuştu. Seda onu biraz çocukça ve şımarık buluyordu ve bu aralar bunu da hissettiriyordu. Ne de olsa onun kocası bir bebek katili değildi. Ona bu tür şeyler sadece mışlık hissiydi.

Zerda, Berfu’nun keyifsizliği almak için bir hamilelik çekimi ayarlamıştı. Yedinci aya girecekti ve şimdi bile kendini zor taşıyormuş gibi hissediyordu. İlerleyen aylarda daha da zor olacağı için buna sevinmişti. Bir gece öncesinde kocasına söyleyip söylememek arasında kaldı. Eve geldikten sonra telefonunu eline almış ve kendini çalışma odasına kapatmıştı. Fotoğraf çekinmeyi sevmediğini biliyordu ama yine de şansını denemek istedi. Çalışma odasının kapısını çaldı. İçeriden gelen sesle içeri girdi. “Efendim.”

“Çalışıyorum.”

“Peki. Yarın işin var mı?”

“Evet önemli bir toplantım var.”

“Anladım.”

“Başka bir şey diyecek misin?”

“Hayır.”

“Tamam sen yat benim bunlar bitirmem lazım.”

“Tamam.” Diyerek kapıyı çekip odadan çıktı. İçinden kendine kızıyordu. Kime ne yaptırıyordu ki? Bebeği istemediğini daha önce anlamalı ve kendini üzmeyi bırakmalıydı. Kendi başına büyütmesi gerektiğini artık anlamalı ve ona göre davranmalıydı. Hiçbir şey söylemeden hatta ağlamadan bile yatağa girip yattı. Ertesi sabah erkenden kalkıp üzerini değiştirip çıktı. Ne de olsa makyaj ve giysi işini orada halledeceklerdi. Çekim için ayarlanan mekâna gitti. Arkadaşlarını da davet etmişti. Eğlenceli bir çekim geçirdiler. Fotoğraflar çıkıncaya kadar sabırsızca beklemesi lazımdı.

 

Bölüm : 12.03.2025 21:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Kübra Ahsen Durukan / GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1) / KAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARI
Kübra Ahsen Durukan
GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS 1)

80.93k Okunma

4.48k Oy

0 Takip
106
Bölümlü Kitap
GECELERİ SADECE KÖTÜLÜK MÜ DOLAŞIRDI SOKAKLARI?BAZEN GÖRMEK İÇİN KÖR OLMAK GEREKİRGÖVDE GÖSTERİSİ YAPMAK İÇİN NE GEREKİR?BİRİSİNİ NASIL TANIRSIN?ŞEYTANDA BİLİR KİMDEN KORKACAĞINIKORKULAR BAZEN GERÇEĞİ GÖRMEMİZİ ENGELLERGERÇEKLERİ İNKAR ETMEK ONLARI GİZLER Mİ?BİLİNMEZLİĞE SÜRÜKLENMEKHER ŞEY SENİNLE BAŞLARKORKULARDAN KORKU BEĞENEN BÜYÜK KORKUN NE?İNTİKAM SOĞUK YENEN BİR YEMEKTİRKAYBETMEK İÇİN ÖNCE NE KAYBETTİĞİNİ BİLMEK GEREKİRYENİ HAYATA KÖTÜ BİR MERHABAVAR OLMAYA ÇALIŞMAKYENİ ORTAMLAR YENİ BAŞLANGIÇLAROYUNBOZANLIK YAPMASOSYETEYE İLK BAKAMAYIŞUYUM SAĞLAMANIN İLK KURALI EKSİK LİSTESİ YAPMAKTIRPLANLAR BAZEN İŞE YARAMAZGÖRDÜN MÜ DÜNYA ETRAFIMA PERVANEÜZÜLMEK İÇİN BAHANE ARAMAK...ELEŞTİRİLMEDEN SEVİLMEK...KORKULAR SEVGİMİZİ BESLERDİNLEYEN YOKSA KONUŞMANIN ANLAMI YOKTURBİTMEK BİLMEZ GECELERÖLÜM SENSİZLİĞİBİLEN BİLDİĞİ GÖREN GÖRDÜĞÜ KADARGERÇEKLERİN EN KÖTÜ HUYUDERİN GÖKYÜZÜ HİZAYA GELSEVME KİMSEYİ YAKARSIN CANINIKÜÇÜK SÜRPRİZLERGülüş kurşun olamaz mı?İNTİKAM YEMİNİHERKES KENDİ MERAKININ KÖLESİDİRSevmekDEDİKODU MALZEMESİYALITILMIŞ BİR HAYAT MI YANILTILMIŞ BİR HAYAT MI?Yeni bölüm duyurusuKALBİM BUZDAN TUZAKırılganBİLİNMEZLİKTE KAYBOLMAKSIĞINILACAK LİMAN BUL KENDİNEYeni bölüm geldiDÜŞÜNÜLECEK ÇOK ŞEY VARAÇIKLAMA !!!!!!!Yalnızlığı DenemekGECİKMİŞ BALAYI DİYEDEBİLİRDİK AMA...Yeni bölüm zamanlarıÖLÜMLE YÜZ YÜZE GELMEK KORKUTUCUDURKARANLIK GELECEĞİN KARANLIK GEÇMİŞİAcep Değil Deli OlsaGelecek bölümlerden bir kesitGELECEK HAKKINA BİR ŞEYLERTeknik sorunlarORTAYA DÖKÜLEN DUYGULARKIŞ ORTASINDA ÇİÇEKLENECEĞİZAcılar DeniziGelecek bölümlerden bir kesitNotBİTMEK BİLMEZ BİR YOLCULUKTUR HAYATEVCİLLEŞMİŞ ERKEK EN İYİSİDİRKARANLIK GÖKYÜZÜNDE PARLAYAN KUTUP YILDIZIKAR ÇİÇEĞİ'NİN ASIL SAHİBİZERDA'NIN TATLI(SIZ) SÜRPRİZLERİHER GÜZELİN BİR SORUNU VARDIRAçıklama ve DuyuruGÖNÜL YAPMAK GÖNÜL ALMAKTIRYENİ BÖLÜM GÜNLERİ BİLGİLENDİRMEKISKANIYOR MUYUZ NEYeni bölüm geldiSEVGİNİN BİNBİR TÜRLÜ HALİSEVEN SEVDİĞİNİ KISKANMASINYeni bölüme destek amaçlıGÖZÜNÜ KARARTMIŞ BİR KATİL HER ŞEYİ YAPABİLİRMÜKEMMELLİK HER ZAMAN GÖZE BATARAŞK BAHÇESİ Mİ KIŞ BAHÇESİ Mİ?HERKES KENDİ BİLDİĞİNİ OKUR60.000 Okunma OldukÖneri başlığıBÜYÜYOR MUYUZ YOKSA BÜYÜYOR MUYUZ?ALACAKARANLIĞA DOĞRUFikir alma bölümüBULDUM DERKEN HADİ KAYBEDİYORSAMYeni bölüm yarın gelecekKORKULAR KALBİMİZİN EN KARANLIK KÖŞELERİDİRÇIKAMADIĞIM DİPSİZ KUYUİnstagrama bir şeyler yüklemeye başlayacağımPANDORANIN KUTUSU ARALANMAYA BAŞLIYORBİR GECE ANSIZIN KAYBEDEBİLİRMİŞİMİlk gönderiyi yükledimGİDEN GİTTİĞİ GİBİ DÖNER Mİ HİÇ?YAZIN SERT RÜZGARLARIGelecek bölümlerden bir kesitGÜN TERSİNE DÖNÜYOR GALİBAKAYIP YILDIZLARIM VARDI VER ONLARIIŞIĞIM SÖNÜYOR YARDIM EDİNBeni İnstagram'dan takip ediyor musunu?AZRAİL HİÇ GİTMEMİŞSE GELMİŞ SAYILIR MI?YAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİRYAŞAMAK İÇİN ÖNCE ÖLMEK GEREKİR 2KARLI DAĞIN KARIGEÇMİŞE BAKMAK PİŞMANLIK GETİRİR 1GEÇMİŞE BAKMAK SADECE PİŞMANLIK GETİRİR 2BELKİ DE GÜNEŞ HAVANIN EN KARANLIK OLDUĞU ANDA AÇARKIŞ SONU BAHAR BAŞI
Hikayeyi Paylaş
Loading...