

20 Ekim Perşembe
Gözüme gelen güneş ışığıyla rahatsızca yerimde kıpırdandım. Güneşin penceremden çekilmeyeceğini anladığımda gözlerimi açtım.Etrafa göz gezdirdiğimde en son yatağıma bakarak Demir'in gitmiş olduğunu farkettim. Yatağımdan kalkarak lavobaya gittim. Lavobadan çıktıktan sonra yatağıma dönerek çarşafı ve yorganı düzeltip yastığımıda düzgün bir şekilde koyduktan sonra odamda başka dağınık bir yer var mı diye etrafa baktım. Dağınık bir yer olmadığı için komodinin üstünde duran telefonumu alarak aşağıya indim. Aşağıya indiğimde mutfaktan doğru gelen güzel bir menemen kokusu aldım. Mutfak kapısının önüne geldiğimde annemi ocağın başında menemeni yaparken ve tam yanında Demir'i de dolaptan bardakları alırken gördüm. Hala rüyadan çıkamadım mı acaba? Yoksa Demir giderken anneme mi yakalanmıştı.
"Günaydın kızım"
"Günaydın anne ve günaydın Demir."
"Günaydın güzellik."
"Siz bence daha önceden birbirinizi gördünüz gibi yani günaydın demenize gerek yok."
Annemin söylediğiyle şaşırmıştım. Annem bana bakıp alttan alttan sırıtıyordu. Annem Demir'i yakalamıştı demekki. Neyse hiç konuşup da ortalığı karıştırmayayım. Mutfak masasına doğru ilerleyip sandalyeyi kendime doğru çektim.
" Hadi oturun bakalım. Güzel bir kahvaltı yapalım."
"Babam yok mu?"
"Erkenden gitti o. Allahtan Demir oğlum Yusuf'a yakalanmadı."
"Anne yaa nasıl yakalandı sana Demir merak ettim şimdi."
"Senin odandan çıkarken gördüm işte. Pencereye yaslı olan merdivenlerden inmeyi unutup kapıdan çıkacaktı demek ki."
Annem merdiveni bile fark etmişti.
"Melek teyzecim vallahi uslu uslu yatıp uyuduk yani başka bir şey yok. Nasıl da unutup kapıdan çıktım bende anlamadım orayı."
"Demir oğlum güvenim tam size biliyorum sizi yavrucum. Merak etme sen."
"Anne merdiven inşallah hala odamın penceresine dayalı değildir."
"Yok kızım Demir aldı onu ordan."
Sohbetimiz bittiğinde kahvaltımızı yapmaya başladık. Kahvaltımızı yaptığımız esnada kimseden ses çıkmadı. Kahvaltı bittikten sonra masayı da birlikte kaldırıp tabakları çatalları bulaşık makinesine yerleştirdim. Aniden aklıma gelenle cebimdeki telefonu çıkarıp saate baktım.
"Ayyy niye söylemiyorsunuz saat 8.30 ben okula geç kaldım."
"Kızım senin aklın uçmuş acaba niye? Merak etme ben senin yerine saati kontrol ediyordum. Senin ilk dersin yoktu ki dün bana öyle demiştin sanki."
"Evet doğru unutmuşum anne."
''Almila kızım biz Demirle salona geçelim sen bize şöyle bol köpüklü bir kahve yap bakalım.''
Annem şimdi bir anda neden kahve istemişti. Kesin Demirle bir şeyler konuşacak o yüzden sesi de ciddi bir tonda çıktı. Başımı aşağı yukarı doğru sallayıp tamam diyerek tezgahın ucunda duran kahve makinesini hemen kenarındaki fişe taktım. Malzemeleri de hazırlayıp kahve makinesine yerleştirdim. O sırada salona geçen annem ve Demir'in fısır fısır konuşmalarını duyuyordum. Kahveler hazır olduğunda yanına çikolatada koyarak kahveleri bir küçük yuvarlak kahve tepsisinin üstüne koydum. Kahve makinesini fişten çıkarıp tepsiyi elime alarak mutfaktan çıktım. Salona doğru ilerlerken annemin ve Demir'in konuştuklarını daha iyi duymaya başladım.
''Melek teyzecim benim zaten planlarım dahilindeydi bu. Ben zaten şimdi olsa şimdi teklif ederim ona bunu.''
''Demir oğlum biliyorsun burayı laf oluyor söz oluyor. Yusuf amcan bir şey demiyor ama bence artık bu işin adını koymamız gerekiyor değil mi? Zaten siz küçüklükten beri birbirinizi biliyorsunuz. Birbirinizi sevmeniz konusunda da ben bir şüphe göremiyorum. Eğer ikinizde birbirinizden eminseniz..''
''Ben çok eminim Melek teyze. Ben Almilayı çok seviyorum. Yusuf amcayla konuşup müsait bir zamanınızda Almilayı istemeyi gelmek isteriz. Öncelikle tabi bir de evlenme teklifimi sunmam lazım Almilaya.''
(Bu konuşmaları Almila duyamadı öyle düşünün)
Salona girdiğimde Demir bir anda sustu. Ne konuşuyorlardı acaba çok merak etmiştim.
''Ne konuşuyordunuz ben gelince sustunuz.''
''Havadan sudan konuşuyorduk kızım.''
Annem güldüğünde Demirde ona karşılık gülümsedi. Tepsiyi onlara doğru uzattığımda kahvelerini ve çikolatalarını aldılar. Bende kahvemi ve çikolatamı alıp tepsiyi sehpanın üzerine koydum. Kahvemden bir yudum alacağım sırada duvardaki saate gözüm takıldı. saat 9'u 10 geçiyordu. Kahvemi içtikten sonra hemen hazırlanmalıydım. Kahvemden bir yudum aldıktan sonra Demir'e bakmaya başladım. Gülümseyerek bana baktığını farkettim.
''Almila okula seni ben bırakabilirim geç kalmazsın böylelikle.''
''Çok iyi olur Demir. Kahvemizi içtikten sonra hazırlanırım ben.''
30 Dakika sonra
Kahvemizi içtikten sonra annem mutfağa geçmişti Demir üstünü değiştirmek için eve geçmişti. Bende tam şu an hazırlanmış makyajımı yapıyordum. En son dudağıma da rujumu sürdükten sonra şimdi hazırdım.Çiçekli bir elbise giymiştim bu elbisemi çok seviyordum. Bana iyi bir enerji verdiyordu bu elbise. Bu elbiseyi giydiğimde o gün gerçekten güzel şeyler oluyordu. Bakalım bugün neler olur?
.....
Evden çıktığımda Demir arabada oturmuş telefonunla ilgilenerek beni beklediğini gördüm. Arabanın kapısını açarak Demir'in yanına oturdum. Beni farkettiğinde telefonu kapatıp arabanın önüne koydu.
''Çok güzel olmuşsun çiçeğim. Tabii her zaman güzelsinde bu çiçekli elbise daha bir güzel yakışmış sana.''
''Teşekkür ederim hayatım. Sen de bugün çok şık giyinmişsin. Bir yere mi gideceksin?''
''Hayır çiçeğim ben sana güzel görünmek için böyle giyiniyorum.''
Demire güldüğümde arabayı çalıştırdı. Birkaç dakika sonra arabayı sürmeye başladı. Okul zaten çok uzak değildi ama arabayla gidersem derse hemen yetişebilirim. Demir el frenindeki elini kaldırıp elimi elinin içine aldı ve ikimizin elini el freninin üstüne koydu.
''Elini her zaman elimde hissetmek istiyorum bebeğim.''
Demir'in bu söylediği karşısında tereyağı gibi erimeme az kalmıştı. Biraz Demir'in yüzüne yaklaşıp yanağından öptüm. Geri çekildikten sonra bir anlık bana dönüp önüne döndü.
'' Başımı döndürüyorsun Almilam. Arabada böyle şeyler yapma kaza yaparız Allah korusun.''
Demir el frenindeki elimizi dudağına doğru yaklaştırıp elimi öptü. Sonra tekrardan ellerimizi el frenine geri koydu. Birkaç dakika sonra okulun önüne geldiğimizde Demirden ayrılmak biraz üzmüştü beni. Bir anlık modum düştüğünde Demir kaşlarını çattı.
''Noldu bebeğim niye o güzel yüzünü astın?''
''Okula erken gelmemize birazcık üzüldüm gibi. Arabada gelişimiz çok güzeldi ya hiç ayrılmak istemedim o yüzden.''
'' Yaaa canım benim. Okuldan sonra gelir alırım seni birlikte vakit geçiririz olur mu üzülme sen?''
''Olur tabii ki.Tamam üzülmem Demircimm.''
Demir'in yanağını öptükten sonra o da yanağımı öptü ve sarıldık. Ayrıldıktan sonra arabanın kapısını açıp indim.
''Görüşürüz çiçeğim.''
''Görüşürüz hayatım.''
Okulun güvenliğinden içeri girerken güvenliğe selam verdim. O sırada Demir korna çalıp oradan uzaklaştı. Okulun kapısına doğru ilerlemeye başladığımda ders zilinin çaldığını farkettim. Ders zillerinin ve tenefüs zilleri farklıydı. Ziller çaldıktan sonra birinde iyi dersler çocuklar diyordu. Diğerinde ise tenefüs zamanı diyordu.Adımlarımı hızlandırarak öğretmenler odasına girdim. Öğretmenler odasına girdiğimde Alperi görmüştüm. Gaziantepteki okuldan arkadaşım Alperdi. (6.Bölümden hatırlarsınız) Biraz ileride de Ayşeni görmüştüm.
''Günaydın öğretmen arkadaşlarım.''
''Günaydın Almila hocam.''
Alperle, Ayşen aynı anda konuşmuşlardı. Gülümseyip onlara baktım.
''Nasılsınız Ayşen ve Alper?''
'' iyiyim Almila sen nasılsın?''
Bunu söyleyen Alperdi.
'' bende iyiyim Almilacım.''
Bunu söyleyen ise Ayşendi.
''Bende iyiyim. Hal hatır sormayı da tamamladığımıza göre artık derslerimize geçmeliyiz.''
Benim söylediğime üçümüzde güldüğümüz sırada öğretmenler odasının kapısı açıldı. Müzik öğretmeni Arif Bey kapıdan içeri girip öğretmenler odasının kapısını kapattı.
'' Günaydın arkadaşlar nasılsınız?''
Hep birlikte iyiyiz diyerek gülmüştük.
* * * * * *
Saat 16.00'ya gelirken dersim bitmiş okulun kapısından çıkmış okulun bahçesine doğru ilerliyordum. Demir beş dakikaya gelip beni alacaktı. Okulun bahçesinde yavaş yavaş ilerlerken servisleri gelen öğrencilerde servislerine biniyordu. Derslerine girdiğim öğrenciler ise iyi akşamlar hocam, görüşürüz hocam diyorlardı. Servise binen öğrencilere bakarken aniden çalan bir korna sesi duyup irkildim. Kornanın hangi arabadan geldiğine bakmak için okul bahçesinin dışına doğru baktım. Kornayı çalan araba Demirin arabasıydı. Sonunda Demir beni almaya gelmişti. Hızlı hızlı yürüyerek arabanın önüne geldim. Ön kapıyı açıp koltuğa oturdum. Arabanın içinde kısık seste güzel bir müzik çalıyordu.
"Hoş geldin güzelim."
"Hoş buldum canım."
"Nasılsın Almilacım günün nasıl geçti?"
"İyiyim aşkım. Bugün biraz yorucuydu ama o bıcır bıcır öğrenciler için bu yorgunluklara hiç şikayetim yok."
"Naptı yine o yaramazlar?"
"Bahçede nöbetçiydim. Basketbol oynarken derslerine girdiğim ogrencilerimden biri diğerinle kavga etmeye başladı. Sonra tabi arkadaşları da bir yandan gaz veriyor onlara. Ben hemen koşup ayırayım derken kavga eden çocuklardan biri sinirlenip topu fırlattı birde bir sınıfın camına denk geldi. Birde basketbol sahası uzaktı sınıfın camına nasıl oldu anlamadım."
"Velede bak sen. Şimdi ki neslin hali ne olacak belli değil. Neyse sen takma bunları şimdi sana güzel bir sürprizim var oraya gidene kadar sürprizimi düşün. Başka bir şeyi düşünme."
Sürpriz mii? Yaa mahcup oluyorum. Sürekli bir sürpriz yapıyor bana ama ben ona hiçbir şey yapmıyorum. Vallahi ben niye sürpriz yapmıyorum acaba üzüldüm şu an.
"Yaa Demir sen hep sürprizler hazırlıyorsun ama ben hiç yapmıyorum mahçup oluyorum sana karşı."
"Şşş bebeğim bu dediğini hiç duymadım varsayıcam. Olur mu öyle şey senin bana olan sevgin ve sevgini bana gösteriyor olman bile yeter. Ben seni mutlu etmek için hep sürprizler yapmak istiyorum. Seni her zaman mutlu görmek istiyorum."
Demire dönerek elimi el freninin üzerinde olan elinin üstüne koydum. Ona gülümseyerek baktığımda o da gülümsedi. Bana dönüp bakmıyordu tabii ki çünkü araba sürüyor olduğu için yola odaklı bir şekildeydi.
***
Yarım saat sonra bir göl kenarına geldiğimizde arabayı yavaşlattı. Burada nasıl bir sürpriz bekliyordu beni anlamamıştım. Arabayı uygun bir yere çektiğinde arabanın kapısını açıp dışarı çıktı. Benim kapımın önüne doğru gelip kapımı açarak elini uzattı. Şu an bu davranışı karşısında mest olabilirim. Demir'in elini tutup arabadan çıktığımda Demir arabanın kapısını kapattı. Arabanın anahtarının tuşuna bastığında arabanın kapıları da kilitlenmişti. elimi bırakmadan göl kenarında ilerlemeye başladık. Biraz yürüdüğümüz sırada ileride boydan boya led ışıklarının havada asıldığını fark ettim. Neler oluyordu burada? İyice merak etmeye başlamıştım. Ledlerin yandığı kısıma doğru geldiğimizde sadece ledler değil balonlarla süslenmiş ağaç dalları, yerlerde yanan küçük küçük mumlar ve kalp şeklinde büyük bir objede tam karşımızda duruyordu. İleride de küçük bir kulübe vardı. Ben neler olduğunu anlamaya çalışırken omzuma dokunan elle arkama döndüm. Demir'in diğer elinde tuttuğu kırmızı kutuyu görünce dudaklarım o şeklini aldı. Yaaaa Demir bana evlenme mi teklif edecekti? Şaşkınlıkla Demir'e bakmaya başladım. Demir kutuyu açtığı esnada bir kapı açılma sesi duydum. Başımı kulübeye doğru çevirdiğimde kulübeden çıkanlarla şaşkınlığım daha da artmıştı. Annem, babam, Mehmet amca, Elif teyze ve Ayşen kulübenin önünde yan yana dizilmiş gülümseyerek bize bakıyorlardı. Tekrar Demir'in elindeki yüzüğe odaklandığım sırada Demir gülümseyerek bana bakmaya başladı.
''Almilam güzelim heyecandan söylemek istediğim bütün sözleri unuttum şu anda ama olsun. Almilam artık birlikte yaşayalım bir aile kuralım istiyorum. Sabah uyandığımda ilk seni görmek yatarken de son olarak seni görerek uyumak istiyorum. Seninle bir yuva kurmak istiyorum. Benimle evlenir misin Almilam?''
Demir'in evlilik teklifi karşısında şaşırmış bir şekilde bir Demir'e bir de arkamızdaki ailemize bakıyordum. Demir'in bana yaptığı bu sürprizi hiç beklemiyordum. Gözlerimden bir iki damla yaş akarken Demir cevabını beklercesine merakla bana bakıyordu. Daha fazla bekletmemek adına cevabımı vermeliydim.
''Tabii ki evlenirim seninle. Cevabım evettt.''
Demir bu cevap karşısında elindeki kutunun içinde olan tektaşı çıkarıp yüzük parmağıma taktı. Yüzüğü taktıktan sonra bana yaklaşarak anlımdan öpüp sarıldı. Ailemizin alkışlarıyla birlikte Demirle sarılmamıza uzun bir süre devam ettik.
BÖLÜM SONU
Selamlarr
Nasılsınız ?
Bu bölümü bayadır yazmakta zorlandım. Bir türlü devam ettiremiyordum. Bu yüzden önceki bölümlere göre daha kısa bir bölüm oldu. Bu bölümün gidişatını bu şekilde yapmaya sonradan karar verdim. Böylelikle de finale yaklaşmış olduk.
Bölüme beğeni ve yorumlarınızı beklerim.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
Medyada Demir ve Almila temsili
Medyadaki fotoğrafı yapay zekayla bana yapan Alperen arkadaşıma teşekkür ederim 😊
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |