8. Bölüm

8.Bölüm

Aleyna Gece Kaya
aleyna_gece

( MİT )

Boris Honest, MİT'in önüne geldiğinde arabayı durdurup, inmişti içinden. MİT de aynı FBI gibi fazlası ile korunuyordu. Etrafta olan adamlardan belliydi bu. Gözlerine değen ilk kişi tepede olan 3 adamdı. 3 kişi tepede kulede bekliyordu. Dışardan ve uzaktan gelen kişiyi görebiliyorlardı böylelikle. Boris'in de gelişini onlar görmüştü. Adamların Boris'i görmesiyle telsizle içeri haber uçurması bir olmuştu. Önünde olan büyük kapı açıldığında Boris'in karşısında 3 adam daha belirmişti.

" Hoşgeldiniz. Kimsiniz ve kim için geldiniz ? " Ortada ki adam konuştuğunda, Boris kimliğini adama uzatmıştı. " Boris Honest. Amerika Birleşik Devletleri, İstihbarat Teşkilatı. Bartın Kuzey ile görüşmek için geldim. "

Adam kimliğe bakıp, Boris'e teslim etmişti. " Geleceğinizi biliyor muydu ? "

" Sanmıyorum. Sürpriz ziyaret diyelim."

" Sürpriz ziyaret ?? "

" Kardeşiyim. " Boris'in son lafından sonra, 3 adam da birbirine bakmıştı. Ortada ki adam kendini hemen toparlayıp, biraz onlardan uzağa gitmiş, Boris'in geldiğini haber vermek için telsizi açmıştı. 5 dakika sonra geri geldiğinde, Boris'i almışlardı. Kapının asıl girişinde bulunan kulübe de olan görevliye eşyalarını teslim etmişti. 1 silah, 2 şarjör, FBI'den olduğunu belirten kimlik ve asıl kimlik. Kulübe de olan görevli, kimlikleri makinede onaylattıktan sonra Boris'e geri teslim etmiş, ama silah ve şarjörler görevlide kalmıştı. Onları çıkarken alacaktı. Kendisinin yanına gelen görevli Bartın'ın odasına kadar eşlik etmişti. Görevli kapıyı çaldığında, içeriden Bartın'ın sesi duyulmuş, görevli içeri girmişti. Boris kapıda bekliyordu.

" Bartın Bey ? "

" Gel koçum . Hayırdır ne oldu ? "

" Kardeşiniz geldi. "

" Nil ? Niye haber vermediniz ? Emre hani takip ediyordu Nil'i ? "

" Nil hanım değil Bartın bey. Erkek kardeşiniz geldi. "

" Ne diyorsun oğlum ? Benim erkek kardeşim yok. Hatta hiç kardeşim yok. Bir tek Nil var. O da öz değil zaten. "

" Kapıda bir beyefendi var. Sizin kardeşiniz olduğunu söyledi. "

" Kim o ? "

" Boris Honest adında biri. FBI'den. Sizinle görüşmek istiyor. "

" FBI mı ? Al içeri. Derdi neymiş bir bakalım. "

" Anlaşıldı. " Görevli çıktığında, içeri bir adam girmişti. Siyah dağınık saçları vardı. Göz rengini çözememişti ama ela gibiydi. Üzerinde siyah gömlek, siyah pantolon, siyah deri ceket vardı. Vücudunda olan kas oranı kendisi ile benzerdi. Sadece içeri giren adamın kendisi gibi şişkin kasları yoktu. Biraz daha fit biriydi. Yaşı aynı sayılırdı Bartın ile. Boris içeri girdiğinde, Bartın masasından kalkıp, Boris'in karşısına geçmişti. " Kardeşim olduğunu söylemişsiniz. Benim erkek kardeşim yok. Kimsiniz ? " Boris tebessüm etmişti. " Sende haklısın. Benden haberin yok. Annem ölüm döşeğinde seni bana anlatana kadar, benim de senden haberim yoktu abicim. Sedef.... Ben Sedef ve Jackson'ın oğluyum. Annelerimiz ortak. " dediğinde Bartın yutkunmuştu. Sedef onun annesiydi. Jackson denen adamı da tanıyordu. Bartın annesinden en son haber aldığı zaman duymuştu bu ismi. Annesi Jackson adında bir adamla evlenmiş ve yurt dışına taşınmıştı. Bartın'ın kızması gerekiyordu. Ama kızmamış aksine mutlu olmuştu. Çünkü annesi artık mutluydu. Başkası olsa yeni bir aile kurduğu ve kendi öz oğlunu bıraktığı için kızardı ama Bartın da böyle olmamıştı. Çünkü mecburen bıraktığını biliyordu o. Bartın'ın babası korkunç biriydi. Ne kendisini mutlu etmişti o adam ne de annesini. Sonunda da ölmüştü. Bu Boris denen adam onların çocuğuydu. Annelerimiz ortak demişti değil mi ? Yani babaları farklı olsa da Sedef sadece kendisinin değil bu genç adamın da annesiydi. Bartın, Boris'in kendisinin kardeşi olduğuna takılmamıştı ama ' annemiz ölüm döşeğinde ' demişti. Ölüm döşeğinde... Ölmüş müydü annesi ? Bu adam kendisini nasıl bulmuştu ? " Öldü mü ? " Bartın duyacağı cevaptan korkuyordu.

" Öldü. O ölmeden seni istemişti. O yüzden anlattı. Son kez görmek, ve özür dilemek istemişti. Seni bulmamı istemişti. Ama ben yetişemedim. Seni bulduğumda annemiz çoktan ölmüştü. "

" Neden ? Neden öldü ? "

" Kan kanseriydi. "

" Neden geldin ? Niye buldun beni ? Beni artık götüremezsin ona. Ne işin var burda ? "

" Sonuçta senin de annendi. Öldüğünü duymak ister , cenazesine gelmek istersin diye düşündüm. Ülkesine gömülmek istedi. "

" Cenaze ne zaman ? "

" Yarın akşam. "

" Tamam. Geleceğim. Adresi yaz. " Boris annesinin, masanın üstünden aldığı kağıda, yine masanın üstünden aldığı kalem ile, hangi mezarlığa gömüleceğini ve saattini yazmıştı. Kalemi Bartın'a teslim edip çıkarken, Bartın'ın seslenmesi ile kalmıştı.

" Nerde kalıyorsun ? " Abi'nin olması, erkek kardeşinin olması böyle bir his miydi ? Bartın, Boris'i hayatında hiç görmemişti. Normalde umursamaması gerekiyordu. Ama yine de şuan nerde kaldığını merak etmişti. Evimi vardı burda ? Yoksa sadece basit bir otel mi ayarlamıştı kendine ? Boris, kapının kolunu bırakıp gülümseyerek Bartın'a dönmüştü. " Neden sordun ? "

" Acil bir şey olursa falan diye. Sana ulaşmak için. " Boris gülümsemesini hiç bozmadan, az önce olduğu gibi bir kalem ve bir kağıt almıştı masadan. Otel ismini yazdıktan sonra masaya bırakmıştı kağıdı. Daha sonra da gitmişti. Boris gittikten sonra, Bartın kağıda baktı. Tahmin ettiği gibi oteldi burası. " Sheraton Grand Hotel " kaldığı otel buydu. Bartın'ın telefonu çaldığında, telefonu kontrol etmişti Bartın. Arayan kişinin Emre olduğunu görünce açmıştı. Emre, görevlilerden biriydi. Nil'i takip ediyordu. Bartın son görevde Nil'in az kalsın öleceğini ama birilerinin nişancıyı öldürdüğünü öğrenince, Nil'i gözetlemek için birilerini ayarlamıştı. Konu Nil'e güvenip güvenmemesi değildi. Nil ölecekti o görevde. Başkası değil, o nişancının hedefinde olmuştu. Birileri Nil ile uğraşıyordu. Bartın'ın, Nil'den başka kimsesi kalmamıştı. Babası ölmüştü. Babası gibi gördüğü adam ölmüştü. Annesinin öldüğünü öğrenmişti. Bir erkek kardeşi olduğunu öğrenmişti ama onu henüz tanımadığı için sıcak davranamıyordu. Geriye kalan Nil'di. Onu da kaybetmeyecekti. Emre'den, Nil'in yanına geleceğini öğrenmişti. Şuan odasında Nil'in gelmesini bekliyordu. Bir yandan da başka bir görevliye, ajana Boris'i araştırmasını söylemişti.

 

.............

 

​​(​​​​​​ Askeriye )

" Nil nerde yine ? " Cem'in konuşarak içeri girmesi ile herkes kapıya dönmüştü. " Odada yok mu ? " Ceren'in sorduğu soru ile Cem başını iki yana sallamıştı. " Hayır yok. Yanımıza çağırmak için gittim. Bulamadım. "

" Bahçeye baktın mı ? " Ata'nın sorusu ile Cem onaylamıştı. " Evet. Orda da yok. "

" Nerde o zaman bu kız yine ? " Çınar'ın konuşması ile Cem ' bilmiyorum ' dercesine tepki vermişti. " Sakın olun. İstihbarat'a gitti. " Murat Üsteğmen'in kapıdan konuşması ile bu sefer herkes ona dönmüştü. " Neden ? Babasını sormaya mı ? " Ceren'in sorusunu Murat Üsteğmen onaylamıştı. Nil, Bartın ile konuşmaya gitmişti. İlk gittiğinde 10 dakika önce öldüğünü söylemişken 10 dakika sonra babasından haber gelirse, aranacağını söylemişti Bartın ona. Nil onun hakkında konuşmak için gitmişti. Neden değişik davrandığını soracaktı.

.........

( Otel )

Boris, otele sonunda geldiğinde, rahat bir nefes almıştı. Asansöre binip, Hannah ve kendisi için tutulan odanın önüne gelmişti. Kapıyı kartla açacağı sırada içeriden Hannah'ın çığlığını duymuştu. Belinden silahı çıkarıp, direk içeri girmişti. Ama içeri girdiğinde odada kimse yoktu. Hannah ağzında patlamış mısır dolu halde kendisine bakıyordu. Boris elinde silahla içeri daldığında şoka uğramıştı. Sonunda kendine gelip, televizyona yansıttığı telefonundan filmi durdurmuş ve suyunu içip, Boris'e dönmüştü.

" Sen ne yapıyorsun ? "

" Sen ne yapıyorsun asıl ? Çığlığını duydum kapıdan. Biri var sandım. "

" Kimse yok. Ben internette film buldum. Korku filmi. Hemde türk. " Boris ekrana baktığında televizyonda Dabbe oynuyordu. " Bunun yüzünden mi bağırdın ? "

" Evet. Efektleri güzeldi. Korkutucu olmuş. " Hannah, yataktan kalkıp, Boris'in yanına gelmiş, ve yanağına sulu öpücük bırakmıştı. " Merak etme. Bana bir şey yapamazlar. Unutma bende senin gibi eğitimli bir ajanım. "

" Yine de korkuttun. " Hannah özür dileyip, Boris'e sarılmıştı. " Hala gezmek istiyor musun ? " Hannah hevesli şekilde başını salladığında, Boris hazırlanmasını söylemişti. Boris banyoya girerken, Hannah valizinden kıyafet çıkartıyordu. Fotoğraf çekmek istiyordu. Hem rahat olmak hemde şık olmak istiyordu. Sonunda aradıklarını bulduğunda, giyinmeye başlamıştı. 10 sonra hazırdı. Üzerinde uzun kollu açık mavi bir gömlek vardı. Altına lacivert dar pantolon giymişti. Belki hava soğuk olur diye de pantolon ile aynı renkte olan ceketini almıştı yanına. Ceketini çantanın içine koymuştu. Yanına aldığı çanta büyüktü. En alttan ceketini koymuştu. Daha sonra sırasıyla içinde kartlar, paralar, ve hem iş hemde kendi kimliğinin bulunduğu cüzdanını, yedek parfüm, yedek ruj, yedek şarjör ve silahını koymuştu. Boris'in de hazırlanması bittiğinde çıkmışlardı odadan. Boris'in ilk durağı Galata kulesiydi. Hannah'ın orayı seveceğini hissediyordu.

 

.................

( MİT )

" Sen ne dediğinin farkında mısın? " Nil sinirliydi. Nil, İstihbarat'a sonunda gelmiş ve Bartın'ın yanına girmişti. Bartın ilk başta korksa da sonunda her şeyi anlatmıştı. Babasının onu küçükken bulduğunu, 13 yaşından 15 yaşına kadar onunla olduğunu, İstihbarat ajanı olmasının onun sağladığını söylemişti. Nil duydukları karşısında şoka uğramıştı ilk başta. Daha sonra içinde biriken öfkeye engel olamamıştı. Sinirini Bartın'dan çıkarmak istiyordu. Nil için, kardeşlik önemli değildi. Buna kızmıyordu. Onun kızdığı nokta babasını görmüş olmasıydı. Ve ilk onu tanıdığında hiçbir şey söylememiş olmasıydı. O babasından bu zamana kadar nefret etmişti. Bir sürü zaman geçmişti. Nil 14 yaşındayken, ortaokuldan mezun olurken babası yoktu. Liseye başlığında da babası yoktu. Ama Bartın o yaşlarda olduğu zaman babası Bartın ile birlikteydi. Her şeyi geçmişti. Cenaze olmuştu. Annesi ve Nil cenazeye katılamazken, haber verilmemişken, Bartın cenazede en ön sırada duruyordu. Veda etme şansı olmuştu. Bartın onu isim olarak tanıyordu. Babasının öldüğünü söyleyebilirdi onu bulup. O zamanlar bulamasa da İstihbarat ajanı olur olmaz, kendisinin yanına gelmeliydi. Onu bulmalı ve babası hakkında gerçekleri anlatıp, şüpheleri yok etmeliydi. " Yaşıyor mu ? " Nil'in sorduğu soru, Bartın'ın yutkunmasına sebep olmuştu. " Hayır. Öldü. Gördüm cenaze de. Tabuta koydular. "

" Beni kurtaran kişi kimdi ? "

" Bilmiyorum. Bu yüzden peşine Emre'yi taktım. " Nil, takip edildiğini hissetmişti tabi ki. İstihbarat'a gelince de onu ayarlayan kişinin Bartın olduğunu öğrenmiş ve adamını geri çekmesini istemişti. " Bir şeyler oluyor Bartın. Bir şeyler oluyor. Neler oluyor bilmiyorum. Ama hoşuma gitmiyor bu olanlar. Onu biliyorum. Önce babam girdi rüyama. Sonra babama benzeyen ama olmayan biri girdi rüyama. Geceleri bazen izlendiğimi hissediyorum. Göreve gidiyoruz. Birileri beni öldürmeye kalkıyor daha sonra beni kurtarıyor başka birileri. Bu durumu düzelt. Nasıl yaparsın, ne yaparsın bilmiyorum ama bu düğümü çöz. " Bartın başını sallayıp onaylayınca, Nil çantasını alıp odadan çıkmıştı. Birde üvey abi çıkmıştı başına.

 

 

 

 

 

 

​​​​​​

​​​​​

 

Bölüm : 30.01.2025 15:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...