27. Bölüm

FİNAL part 2 (SON)

Saye eylül
alone_quennn

(BİLGİLENDİRME: DİĞER BÖLÜMDE GÖLGENİN MEKTUBUNDA ERKEK OLURSA EFGAN OLSUN DEMİŞTİ AMA ANLAMI SONRADAN HOŞUMA GİTMEDİĞİ İÇİN EFRAZ OLACAKTIR)

 

(ilahi bakış açısı)

 

Alper hızla arabadan inmiş arabanın arka kapısını açarak gölgeyi kucağına alarak hastane kapısına hem koşup hem de bağırarak yardım istiyordu.

 

Bu bağırma çaresizliğin sesiydi.

 

Hastane kapısının önünde koşarak gelen doktor veya hemşire olduğuna anlam veremediği önlüklü bir kız ve arkasından sedye getiren iki erkeği görünce, daha hızlı koşmaya başladı.

 

Gölgeyi sedyenin üzerine bırakan Alper, gölgenin elini bırakmamakta kararlıydı.

 

"Beyefendi hasta hakkında bilgi vermeniz gerekiyor artık!" Alper gölgenin elini bırakmadan ilerliyordu ama bakışları artık o kızın üstündeydi.

 

"Gölge bakar. 22 yaşlarının sonunda. 9 aylık hamile. Araba çarptı." Artık geriye kalan bilgileri vermeye ne hali vardı ne de mecali.

 

Sevdiği kadın gözünün önünde yaşam savaşı verirken ne halı ne mecali vardı.

 

Ameliyathane önüne geldiğinde bundan sonrasında alperin içeri girmesine izin verilmemişti.

 

Alper kapıyı tekmeleyerek içeri girmeye çalıştı. Yumrukları bir bir ameliyathane kapısına değdi.

 

Ama ne o kapı açıldı ne de içinden gölge çıktı.

 

Etraftaki insanlar üzüntü içinde alpere bakarken iki güvenlik görevlisi koşarak onun yanına geldi zapt etmek için ama nafile. Alperin içindeki acı her duygudan üstündü. Nasıl olmasın sevdiği kadının gözlerinin önünden uçup gitme ihtimali varken.1

.

.

.

 

Yelkovan akrebi devirdi akrep saatleri.

 

Koridoru derin bir sessizlik kaplamışken aniden oğuz ve sudenin koşan adımları sessizliği bozdu.

 

Sadece onlara haber verebilmişti. Daha doğrusu sudeye. Sadece biri gelip gölge ölmeyecek desin diye.

 

İnanırdı. Her hangi biri bile dese inanırdı. Çünkü ihtiyacı vardı.

 

Gölgenin iyi olacağına dair küçük bir cümleye ihtiyacı vardı.

 

Sude koşarak abisine sarıldı. Onu bağrına bastırdı. Gözleri ameliyathane yazısına değdi kızaran gözleri daha fazla kızardı. Çocukluk arkadaşı oradaydı nasıl gözleri kızarmasaydı.

 

Ardından gözleri Oğuza kaydı bir duvar kenarına sinmiş kafasını duvara vurup duruyordu.

 

İki adamda yıkılmıştı. Sadece yıkılan onlar değildi ki herkes yıkılmıştı. Gölge herkesin hayatında yer edinmişti. Bazılarının yaşam sebebi bazılarının var olma sebebiydi. Nasıl yıkılmazlardı!

 

Asuman hanım belirdi koridorun sonunda saçı başı dağılmıştı. Duvara tutunarak geliyordu. Sude ayağa kalktı Asuman hanımın ellerinden tutarak hastane koltuklarından birine oturttu.

 

"Gölgem kızım iyileşicek değil mi?" Bir umutla gözlerini sudeye değdirdi Asuman hanım iyileşecek demesi için gözlerini sudenin gözlerine sabitledi.

 

"İyileşecek, gölge güçlü bir kız" dedi öyle olmasını umarak.

 

Birden koridorda ağlama sesi geldi. Herkes o sese yöneldi. Ağlayan kişi Begümdü levent ile gelmişti ama şimdiden Begüm yıkılmıştı zaten en hassas olanları oydu. Sudede artık yaşlarını tutacak halde değildi. Sanki birinin ağlamasını beklemişti.

 

Hemen ardından biri gölge diye bağırarak geliyordu. Hep aynı kelimeyi söylüyordu "gölge" koridorda gizemin belirmesi ve atlasın onu sakinleştirmeye çalışmasıydı buradaki senaryoda.

 

Herkes yıkılmıştı hemde herkes...

 

Kısa bir vaktin ardından tiz bir ağlama sesi duyuldu koridorda ses ameliyathane içinden geldi. Ardından başka tonda ağlama sesi daha geldi.

 

Bebek doğmuştu yaşıyordu peki ya gölge?

 

Herkes sevinip sevinmeyeceğine şaşırmıştı.

 

Alperin tutunduğu tek şey ise bebeği ile birlikte gölgenin de yaşadığı...

 

(Ameliyathane)

 

"İç kanama mevcut, ve hamile " hemşirenin verdiği bilgi ile doktor zaten bariz belli olan göbeğe baktı.

 

"Belli zaten ikiz çocuklara sahip olduğu"

 

"Anne adayının durumu nasıl"

 

"Şuan stabil hocam"

 

"Doğumu kaldıracak kadar stabil mi?"

 

"Sanırım evet"

 

"Sanma ceren evet mi hayır mı olasılık ile kadını kaybedemeyiz!"

 

"Evet hocam kaldırabilir" kendinden emin konuşan cerene baktı doktor.

 

"Yan ameliyathane odasına koş orada sevim doktorun doğum ameliyatı var işi bittiği gibi ekibi ile buraya gelsin"

 

"Tamam hocam" ceren hızla diğer ameliyathane odasına gittiğinde doktorun işinin bittiğini görmesi ile sevinmişti. O kadın yaşayacaktı.

 

Öyle umuyordu...

 

"Sevim hocam acil 3. Odaya hasta hamile tedaviden önce doğum gerekli" diyen ceren ile sevim hoca dikişi stajyeri olan batuya bırakıp direk yan odaya gitti.

 

Hızla hastanın başına geçerek suni sancı ile doğumu başlattı.

 

( Bu aşamaları bilmediğim için doğum sonucuna geçiyoreeeee)

 

Doğan bebekleri kolları arasına alan sevim hoca ekstra ameliyathane de tuttuğu temiz havlulara sardı. İşi bitmişti burada çocukları dünyaya getirmişti. Gerisi diğer doktordaydı anneyi yaşatacak olan oydu.

 

Sevim hanım ameliyathaneden çıktığında gölge ikinci ameliyata alınmıştı. Hayati tehlikesi vardı ama bu onun tamamen öleceği anlamına gelmezdi.

 

Tamı tamına 3 saatin ardından ameliyat başarılı geçmişti. 1 gün yoğun bakımda kalarak gözaltına alınacaktı. Ardından normal odaya geçebilirdi.1

 

Ceren parıldayan gözler ile gölgeye bakmıştı. Güçlü bir kadındı onu farketmişti.

 

(Alperin bakış açısı)

 

İkizlerim olmuştu. Doktorun kolunda görmüştüm. Dokunmaya bile cesaret edemediğim ikizlerim vardı.

 

Ben ikiz babasıydım.

 

Yutkundum. Bakışlarımı önüme eğdim.

 

Gölgem de görecekti değil mi onları.

 

Onlar bizimdi. ikimizindi. Tek benim görmen haksızlık olurdu.1

 

Elimden niye bir sik gelmiyordu lan!

 

[3 saat Sonra]

 

Ameliyathane kapısı tekrardan açıldı. İçinden sedye çıktığında yalvardım Allah'a nolur nolur yüzünü kapatmadan getirsinler.

 

Sedyenin üzerine baktığımda gölgenin açık yüzünü görmem ile sevinçten ne yapacağımı bilemedim.

 

Benim karım yaşıyordu, benim ilkim yaşıyordu, benim çocuklarımın annesi yaşıyordu. Gölgem yaşıyordu.

 

O yaşıyordu...

 

Akan yaşlarımı elimin tersi ile silip tekrardan sevdiğim kadının elini tuttum.

 

Son kez tutmamıştım o eli son değildi bizim hikayemiz devam edecekti.

 

Hayatımızda ikizlerimiz olarak hemde.3

 

Baba olmuştum. Sevdiğim kadın yaşıyordu. Daha ne isteyebilirdim ki Allah'tan.

 

Derin nefesimin ardında kendimi tutamayarak gülmeye başladım. O yaşıyordu. Benim her şeyim yaşıyordu.

 

(1 hafta sonra)

 

Gölge kucağında tuttuğu ikizleri ile hastane kapısından çıkmıştı.

 

İkizleri olduğunu öğrenince şaşırmış sonra ağlamıştı mutluluktan.

 

Ameliyathaneden çıktıktan sonra 3 gün boyunca uyutulmuştu.

 

Gözlerini ağlayan bebek sesleri ile açmıştı.

 

İki bebek görmeyi asla beklememişti.

 

Biri kız ve oğlan olan çocuklarına baktı.

 

Daha küçük oldukları için kime benzediklerini söylemek olmazdı.

 

Yavaş yavaş bütün özellikleri yerlerine oturacaktı.

 

Alper elindeki küçük valizi bagaja koyarak gölge için arabanın arka kapısını açmış ve kızı olan efnan'ı

Kucağına almıştı. Anlamı cennette bulunan güzel ağaç demekti. Zaten Alper için gelmiş geçmiş en güzel kızın kızıydı nasıl güzel olmazdı.

 

Gölge kucağında efraz ile arabaya bindiğinde Alper kızını da gölgeye vererek sürücü koltuğuna geçti.

 

Dikiz aynasında mucizelerine bakarak tebessüm etti.

 

Mükemmel ötesi bir aileye sahip olmuştu.

 

Alper bu dünyada sonradan da olsa mutluluğu tatmıştı.

.

.

.

Eve varan çift çocukları uyutmuş salonda oturmuştular.

 

Alper L koltuğa oturmuş dizilerinin üzerine ise gölge başını yaslayarak uzanmış film izliyordular.

 

Bebek telsizinde ağlama sesi geldiğinde gölgede ağlamaya başladı.1

 

Alper bu duruma alışmıştı.

 

Artık 3 tane bebeği olmuştu ve hiçte şikayetçi değildi.

 

"Çocuğun yine ağlıyor ya!" Ağlayarak sitem eden gölgeye bakarak ayağa kalkan Alper gülmüştü.

 

Çocuklar ağlayınca onun oluyordu ama uslu oldukları zaman ise gölgenin çocuğu oluyordu.

 

Alper gölgenin yanağına öpücük kondurarak çocukların yanına gitmişti.

 

Kapıyı araladığında kızının uyandığını görmüştü.

 

Oğlu usluydu ama kızı için aynı şey söylenemezdi.

 

Sürekli ağlar nazlanırdı.

 

1 haftada yapmadığı şey kalmamıştı küçük cadının.

 

Alper dikkatlice efnan'ı kucağına alıp efganın açılan üzerini örterek odadan çıkmıştı.

 

Oğlu uyanmasın diye.

 

Küçük kızını pış pışlayarak gölgenin yanına giden Alper kesinlikle mutluydu.

 

İkiz babası ne kadar zor olursa olsun onun için bir hiçti.

 

Ailesi vardı ve sağlıklıydı mutluydu bu her şeye değerdi.

 

( 6 ay sonra)

 

Yeni yeni yürüyen cadıya baktı gölge.

 

Bu kızın kime çektiğine hiç anlam veremiyordu.

 

BİR İNSAN BU KADAR YARAMAZ OLAMAZDI.

 

Hadi yürümeyi öğrendin. Buzdolabında ki yemeklere bacak kadar boyun ile nasıl yetişip yere döktün ya!

 

Elini çikolata kutusuna daldırıp yiyen efnana baktı gölge

 

"Kızım alınma ama valla sen iflah olmazsın. Görende sana yemek vermiyorum sanacak! Alt tarafı kardeşine bakmaya gittim ortalığın anasını nasıl ağlatmayı becerdin" gölge kızını kucağına alarak elini ve yüzünü yıkamak için banyoya götürmeye çalıştığında efnan tiz sesi ile ağlamaya başlayınca efraz penguen adımlar ile yanımıza gelerek kız kardeşini görünce eli ile alnına vurarak kendi dilinde efnana bir şeyler söylüyordu.

 

Bu beyde büyüyüp küçülmüştü!

 

Efnan'ın ağlamasına aldırmadan onu temizleyen gölge yüzünü yumuşak havlu ile kurutmuştu.

 

Gölge onların her isteğine evet demezdi.

 

Şımarık ve ukala olmalarını istemiyordu.

 

Efnan'ı yere bırakınca efnan trip atar gibi hıh diyerek banyodan paytak paytak çıkarken gölge gülmeye başlamıştı.

 

Onların yanında alpere trip atmayacaktı.

 

Efraz annesinin elini tutarak onun gülüşüne baktı.

 

Efraz annesinin her zerresine aşık ve hayrandı.

 

Sırf o yorulmasın diye uslu uslu takılıyor ve kardeşine yaramazlık yapmaması için uyarıyordu ama bunu efnan'ın taktığını hiç zannetmiyorum.

 

Gölge ise bunun farkındaydı.

 

Küçük oğlunun yanağına öpücük kondurarak banyodan çıkarak akşam yemeği hazırlamaya başlamıştı. Akşama Alper için sürprizi vardı.

 

(5 saat sonra)

 

Alperin sevdiği yemekleri efrazın sevdiği limonlu kurabiyeyi ve efnan'ın sevdiği çikolatalı pudingten yapmıştı gölge.

 

Projeksiyonuda bahçeye kurduktan sonra tek iş alperin gelmesini beklemekti.

 

Dışarı kapının açılma sesi ile alperin geldiğini anlamıştı gölge ama direk buraya değil banyoya giderek elini ve yüzünü yıkayıp geleceğini de biliyordu.

 

Dışarıdan onla birlikte gelen bakterilerin çocuklara bulaşmaması için ekstra çaba sarf ediyordu.

 

Bu adamı boşuna sevmiyordu.

 

Bahçe kapısında Alper göründüğünde efnan paytak paytak babasına gittiğinde Alper gülerek koca iki adımda onun yanına yaklaşarak kucağına alarak onu etrafında döndürmüş ve efnan'ın gülüş sesinin etrafa yayılmasını sağladı.1

 

Efnan'ın yanağına kocaman bir öpücük kondurarak gölge ve efrazın yanına gittiler.

 

Efnanı ona ait olan yemek sandalyesine bırakarak efrazı kucağına alarak kokusunu içine çekerek onuda öpmüş ve yerine bırakmıştı.

 

Gölge kollarını açarak onada sarılıp ve öpmesini bekledi.

 

Alper gülerek onada sarılıp öptü.

 

Beraber sonra yemek masasına oturdular.

 

Keyifle yemek yediler. Gölge bugün efnan'ın yaptıklarını alpere söyledi.

 

Efnan böyle bir şey olmadığını kendi dilinde söyledi.

 

Efraz annesini onayladı. Ve böylelikle efnan tarafindan trip yedi.

 

Efnan'ın bu yaşta bu kadar trip atmasına Alper hiç şaşırmıyordu.

 

Çünkü biricik karısı da öyleydi.

 

Yemekler yendi Alper ve Gölge sofrayı topladı çocuklara süt, kurabiye puding verdiler aynı şekilde onlarda.

 

Gölge film için projeksiyonu açacağını söyleyerek aralarından ayrıldı.

 

Beyaz ekranda önce gölge sonra efraz ile efnan göründü.

 

Küçük ikizler kendilerini görünce dudaklarından "aaa" nidaları döküldü.

 

Sonra aralarına gölge katıldı ve beraber projeksiyona baktılar.

 

Gölge videoda çocuklara anne mi baba mı diye diretiyordu.

 

Hala anne ve baba dememiştiler ikiside.

 

Ama bugün söylemiştiler.

 

Efnan hala elindeki bebeği ile oynarken efraz pür dikkat annesini dinliyordu.

 

İlk adım efrazdan gelmişti böylelikle.

 

Sonunda ilk cümlesi "anne" olmuştu küçük adamın.

 

Efnan efraza bakıp geri oyuncağına döndü.

 

Sonra gülerek kameraya baktı.

 

Oysa gölge onunda anne diyeceğini sanarken.

 

Küçük cadı kızı "baba" demişti.

 

Alper gülerek gölgeye bakarak kocaman öpücük kondurmuştu yanağına.

 

Tabiki efnan durur mu çığlık basıp ağlamıştı.

 

Bir insan babasını annesinden kıskanmaz derdim ama efraz da annesini babasından kıskandığı için babasına kendi dilinde kızmaya başlamıştı.

 

Gölge ve Alper çocuklarının bu haline gülerek kahkaha atarak onları kucaklarına almış ve bugün içinde fotoğraf çekmiştiler.

 

Her gün bir fotoğraf çekiyorlardı ailecek...

 

Her güne bir hatıra dercesine...

 

Gölge ve Alper hayatlarına biricik ikizleri ile devam edecekti.

 

THE END

 

( AY BİRİCİK ÇİKOLATALI SÜTLERİM WHATSAPP KANALI FALAN MI AÇSAK NAPSAK)))9

 

 

 

 

Bölüm : 28.12.2024 12:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...