Öncelikle bu bir bölüm değil bu bir kesit.
Bu kesitte alperin hayatını ve kardeşi Sude'nin yaşadıkları bulunmaktadır. (Bu arada ben hiç alperin yaşını vermediği mi farkettim gölge ile Alper arasında 2 yıl var yani Alper 21 Sude ve gölge ise 19)
Küçük adam her zaman hastalanan kız kardeşinin yanında oturmuş sirkeli suyu değdirip çıkardığı bez parçasını alnına bırakıyordu hemencecik iyileşsin diye.
Havanın yavaş yavaş kararmasını gördüğünde kardeşine bakarak
"Birazdan annemiz gelir Sude sana çorba yaparsa iyileşirsin tamam mı prensesim" küçük kız yorgunluktan bir açılıp bir kapanan gözleri ile abisine tepki vermeden bakıyordu.
Dış kapının açılması ile küçük adam içinde 'hah annem geldi' diyerek kapıya yöneldi.
Kapıda babasını ve tanımadığı bir adam ile kadını gördü. Meraklı gözleri kadın ile adam arasında mekik okuyordu.
Babası gözlerini ileriye çevirdiğin de oğlunu gördüğünde görmezden gelerek misafirlerini oturma odasına aldı.
Koltukta uzanan kız çocuğuna baktı adam ile kadın.
"Bu mu çocuk?" Diyen adam ile Alper bakışlarını babasına çevirmişti merakla konuşmasını bekledi.
"Yaşına göre fazla zayıf ve güçsüz bedeni"
"Size durumuzdan bahsettik. Zaten sırf ona bakmadığımız için size veriyoruz"
"Satıyorsunuz" dedi kadın iğneleyerek.
Küçük adam konuşmalardan bir tek babasının kardeşini bunlara verdiğini anlamıştı.
Bu işte bir tuhaflık vardı. Her gün içip içip gelen ve sonra onları döven babası bugün farklı gelmişti eve.
"Sizlerde bundan memnunsunuz ama" dedi adam pişkin pişkin.
"Hadi al Alya kızı alıp gidelim" kadın eşine bakarak onu onayladı.
Kadın küçük kızı kolları arasına aldığın da karşısında erkek çocuğu durdu.
"Kardeşimi bırak" kadın ne diyeceğini şaşırmıştı. Eşine baktığında o da ona baktı.
Çocuğun babası küçük adamı kolundan tutarak arka odaya götürerek tokat atıp odadan çıkarsa eğer annesini döveceğini söyleyince çocuk olduğu yerde kaldı.
Çocuk tek başına odada kalırken kardeşi çoktan bu evden gitmişti kardeşi daha 5 yaşındaydı onlarsız yapamaz ki.
Belli olmayan bir süreden sonra bir kapı sesi gelmişti. Çocuk merakla kapıyı araladı dış kapıdan annesini görünce çabucak odadan çıkıp annesine koştu.
Bitkin bir halde eve gelen annesi ilk başta tepki vermese de o da ona sarılıp saçlarını okşadı.
"Kardeşin iyi mi oğlum" diyen kadın her şeyden habersizdi.
"Babam kardeşimi bir adam ile kadına verdi anne" küçük çocuk için her şey bu kadardı. Göz yaşları dayanamamıştı.
Kadın olduğu yerde yıkıldı. Hemen arkasında açılan kapıdan içeri giren kocasını görünce üzerine yürüdü.
"Kızım nerede Faruk kızım nerede"
"Yeni evinde" dedi adam ağzını yaya yaya. Kadın yine içtiğini anlamıştı.
"Sırf o zıkkımmı içmek için mi sattın kızı mı?"
"Sus be karı senle mi uğraşacam ben" diyerek kadını ittiren adam odaya doğru ilerledi.
Kadın plastikten yapılmış olan ayakkabılıkların olduğu yerden eline aldığı odunu adamın ensesine vurdu.
Adamın adımları sekteye uğramıştı.
Adam arkasını dönerek kadına tokat atarak yere düşmesine sebep olmuştu.
Hırsını alamayan adam kadını dövmeye devam etmişti.
Kan kusan kadını görmesine rağmen uyguladığı şiddetten vazgeçmeyen adam kadını vurmaya devam etmişti.1
Kadın en son hareketsiz kaldığında adam evden çıkıp gitmişti.
Küçük adam bırak yerinden kıpırdamayı nefes almayı bırakmıştı.
Küçük adam dolan gözler ile diz çöküp annesinin kan kustuğundan dolayı yanağında oluşan kan izini eli ile silip yanağını öptü.
"Anne, o gitti hadi uyan lütfen" annesine sarıldı.
Oysaki artık annesinin göğüs kafesinde atan kalp atmayı bırakmıştı.
Evet. Bu kesitte Sude ve alperin ayrılma sebebi vardı
Okur Yorumları | Yorum Ekle |