16. Bölüm

Haset - amanın amanın kim gelmiş bakalım. Kendimizi sırayla tanıtın

Haset cadısından gelen bir enerji yoktu ama yoğun bir baskı vardı. Evri ve hatari bu baskıya karşı donup kalmışlardı. Emrih ve afya zar zor karşı koyuyorlardı. Aymi hiç bir baskı hissetmiyordu.

Emrih - iyigünler hanımefendi amacımız rahatsızlık vermek değil sadece buradan geciyorduk

Haset - hey vampir kendini tanıt hangi cadının sağ kolusun

Emrih - ben bir cadının sağ kolu değilim.

Haset - Hım . Nasıl ya?

Haset, emrihin yanına gitti Haset cadısı yaklaştıkça baskı artıyor ve boğucu hale geliyordu. Haset parmagı ile emrihin anlına dokundu anılarını inceledi.

Haset - vay be yanımızda kıymetli bir parça var. Kendi kendini evrimleştirip buralara gelenler var vay be.

Bir anda suratı ve sesi ciddileşti ve

Haset - şeytan senden tam olarak ne istedi.

Emrih - t tam bilmiyorum geri geliceğini söyledi o zaman isticekti

Haset Afyaya baktı.

Haset - sen ee ayfa mı? Ahya mı? Neydi adın

Afya - adım afyaydı

Haset - heh afya. Uzun zaman oldu en son ne zaman görüştüğümüzü hatırlamıyorum. Oburun kızı

Afya - baskıyı kaldırırsın yoksa öğrencilerimiz ölücek.

Haset - ah pardon hemen kaldırayım

Hatari ve Evri rahat bir nefes aldılar.

Haset - ne garip bir gurup ha iki vampir bir insan bir elf birde.

Ayminin karşısına gecti.

Haset - birde günah taşıyıcısı. Hangi günah?

Aymi - nefret

Haset - nefret ha, kim derdi yedi günahtan sonra sekizinci gelicek. İyi gelişim göstermişsin.

Aymi nin kafasını okşadı. Hatari ve evriye baktı.

Haset - sizdede bir kutsama gibi bir şey var. Hım demek öldürdüğün insanların güçlerini alıyorsunuz . İşe yarar.

Haset geceyi eline aldı.

Haset - bir evcil hayvanını var ha. Pardon bunun içinde insan ruhu var. Akıllımı bari

Gece - hiç ummadığın kadar.

Haset - vay vay eşsiz bir denek olursun ya sen neyse

Gece - denekmi? Hayır! Hayır! Hayrı!

Gece kıvranarak hasretin elinden kaçmaya calışıyordu. Sonradan Haset, geceyi bıraktı.

Haset - Ah ah şöyle güzel bir savaşmayalı çok oldu. Beni acaba biraz eylendirirmisiniz.

Emrih - tam olarak ne yapmamızı istiyorsun

Haset - benimle savaşın. Bana bir çizik atarsanız kazanırsınız.

Emrih - bir çizikmi

Haset - Evet

Emrih " cidden aramızda o kadar fark varmıki cizik atmak sorun olmamalı" diye düşündü

Emrih küçük bir bıcak çıkardı hızla hasedin üstüne atıldı tam bıcağı saplıyacagı sırada hasedin etrafındaki büyü koruması tarafından itildi.

Emrih " önce korumasını kırmalıyız gerisi çocuk oyuncağı "diye düşünüyordu.

Emrih - afya!

Emrih eliyle gel işareti yaptı. Afya emrihin yanına geldi.

Emrih - sen savunmasını kırabilir misin

Afya - elbette

Emrih - sen korumasını kır ben tekrar saldıracağım

Afya güçlü bir enerjiyle hasedin korumasını kırdı, Emrih hızlıca bıcağı saplamak için tekrar yaklaştı.

Haset - sen gerçekten çocuk oyuncağı mı olucak zannettin

Haset yaklaşan emrihin karnına sağlamca bir oturtturdu. Emrih vurmanın etkisiyle geri fırladı. İç organları, göğüs kafesi parcalanmıştı. Kan kusmaya başladı.

Aymi emrihin yanına geldi. Emrihi iyileştirmeye başladı. Afya sinirlendi, fazlaca enerji içeren bilye boyunda küçük bir top oluşturdu. Top sıkışıp güçlü bir patlama yaratması için ayarlanmıştı.

Afya topu hasede fırlattı. Güçlü bir patlama yarattı hızla oluşan patlamadan bir çizik bile almamıştı Haset.

Emrih yavaş yavaş iyileşmişti. Hatari kılıcıyla hasede saldırmak için atıldı.

Evri - güçlü bağlarlar bağlanan saf Anka, kuş kafesi

Demesiyle hasedin hareketlerinin kısıtlanması gerekiyordu. Ama bu büyü hasedin bağlayacak kadar güçlü değildi.

Hatari kılıcını savurdu kılıc vicuduna değiyordu ama kesemiyordu. Haset hatari ye bakarak sırıttı. Ardından hatari ye tekme attı. Emrih vurduğunda daha hafif vurmuştu ama bütün vicudunu felç edecek kadar güçlüydü.

Emrih - aymi hatari ye yardım et ben iyiyim

Aymi endişeli bir haldeydi. Hatariyi iyileştirmeye başladı. Emrih ayağa kalktı. Oburluk zindanından aldığı laneti kulanacaktı

Emrih - tabut!!!

Haset bunu duyunca Emrih baktı

Haset - ciddimisin

Hasedin arkasında bir tabut belirdi içi çiviliydi. İki zinçir çıkıp hasedin kollarından bağladı. İçeriye doğru çekmeye başladı.

Haset - lanet olası Oburluk! Yaa bu kurallara aykırı kabul etmiyorum kabul etmiyorummmmm

Emrih - savaşa başlarken böyle bir şey dememiştik deseydin

Haset direniyordu zarzor çekiyordu zincirler onu

Haset - tamam şimdilik kaybettim ama senle bir daha savaşıcam ceza olarak teke tek

Emrih - ölmemeye dikkat et

Haset - Merak etme bu beni öldüremez

Emrih - laneti alırken kim olursa öldürür diyordu

Haset - Haset cadısı buna dahilmiymiş öyle bir şey yazıyormuydu

Emrih - bilemem

Haset tabutun içine çekildi tabutun kapagı kapandı. Emrihin içinden gelen bir ses " kan bedeli. Öde!!" diye bir ses duydu.

Emrih vicudu parcalanıyor damarları patlıyor her yere kan sıçrıyordu. Emrih acı içinde yere yığıldı. Herkes emrihin yanına geldi.

Afya, Emrihe baktı. Közlerinin içi kırmızılaşmaya başlamıştı. Kanı eksikti viçudunu yenileyecek kadar bile yoktu

Afya - Aymi! Acil kana ihtiyacı var

Aymi buynunu actı emrihin agzına yaklaştırdı. Emrih aminin kanını içti yetmedi hatari ve evinin kinide içti yine yetmedi çok fazla kan kaybetmişti.

Afyanında kana ihtiyacı vardı. Ama emrihin ihtiyacı daha fazlaydı. Dereceli bir şekilde kanını verdi. Emrih kendine gelmişti. Emrih ve afya cok açlık çekiyorlardı.

Tabut sallanmaya başladı. Haset tabutu parcalayıp içinden çıktı

Haset - bunun içinden cıkmakta ne zormuş yaa her yerim ağrıdı uff.

Haset, Emrih ve afya ya baktı

Haset - oh canım yavrularım benim çok zor durumda gibisiniz kan bedeli mi ödediniz

Emrih kafa salladı.

Haset - ah tamam eve gelinde size biraz kan vereyim

Evin içine girdiler. Haset koltuga oturdu iki bacağını actı ve bacağını göstererek

Haset - oturun

Emrih ve afya biri bir bacağına biri diyer bacağına oturdu. Biri sağdan diyer soldan hasedin boğazına yapıştılar. İçmeye başladılar, hasedin kanı normal bir kan değildi cok lezzetli ve cok yoğundu. Bir damlası litrelere eş değerdi .

Haset - istediginiz kadar için güzellerim

*******

Hep birlikte masaya oturulmuştu. Haset cadısı mükellef sofralar kurmuştu.

Haset - hadi yiyin afiyet olsun yavrularım benim

Afya - teyze bira varmı

Haset - a unutmuşum hemen getireyim

Haset gitti bira ve şarapla geldi masaya koydu. Emrih şarabı açtı normalden daha fazla ağır kokuyordu.

Emrih - bu kaç yıllık

Haset - aa baya oldu bu zindanı ilk yaptığım zamanlar almıştım

Emrih - desene yüz yıllar geçti üstünden kalitesini merak ediyorum.

Bardağa koydu ağırlaşmış ve tadına tat katmıştı

Afya - aa çok güzel

Emrih - güzelde birşey eksik

Haset - deme neyi getirmeyi unutmuşum yine

Emrih - hayır senle alakası yok. Gece nerde

Afya - gece harbi girdikten sonra hiç görmedim.

Emrih - ah savaşırken yardım da etmedi. Gece! Geeceee! Gece!

Gece titriye titriye bir köşeden çıktı.

Emrih - lan neredesin sen

Gece - şeyy midem bozulmuşta biraz rahatsızdım

Hatari - Haset cadısı savaşalım dedigi de kapıdan cıkıp saklanmıştı.

Gece - hey velet sana soran oldumu sanane

Haset - demek adın gece. Gel bakalım

Gece korkarak yaklaştı. Haset geceyi eline aldı.

Haset - benim kedim olurmusun

Gece - eee tercihim değil ama

Haset - eğer kedim olursan istedigi kadar dişi kedi getiririm

Gece - ah böyle bir teklifi nasıl redd...

Emrih gecenin kafasına hafifce vurdu.

Emrih - lan beni satıyonmu

Gece - ee şimdi yani kedi için değil yıllarca yalnız durmuş yanında oliyim dedim

Haset - ah capkın kedi gözün bendemi yoksa.

Emrih - sana bir görev verdim ve görevini yerine getirmedin. Sana kızımı korumanı söylemiştim. Sen kaçtın bunun bir cezası olucak

Gece - ceza ne

Emrih - aslında ceza değil her hayvan sahibinin yapması gereken bir şey.

Gece - neymiş o

Emrih - Tabikide evcil hayvanı rahat dursun diye kısırlaştırmak

*******

Yemek yediler çay içtiler sohbet ettiler, zaman ilerlemişti en son hasede veda ettiler. Haset, Emrihe bir hediye verdi. Yukarıya ışınlandılar, geminin yanına geldiler.

Garfild - gelmişsiniz bizde yeni bitirdik tamiri. Birazdan kalkıcaz, ne yiyelim akşama

Emrih - sağol biz aşşada yedik geldik.

Garfild - hee bizsiz aşşada ziyafet mi ceketin patron.

Emrih - sen aşşada neler çektim bir bilesen

Gemiye bindiler ve yine yola cıktılar.