
İki ordu karşı karşıyaydı. Kraliyet ordusunun başında kral Huras. Barakle nin ordusunun başında komutan Halbvel vardı.
Kraliyet ordusunu Emrih düzenlemişti, arkada askerler önde büyüçü birlikleri ve insanların kahramanları birliğinden zindana gitmeyen dört kişi vardı.
Barakle ordusunu dörde bölmüştü ; öncü birlik, sağ kanat, sol kanat ve cephaneciler ( baraklenin çadırını ve kamp alanını koruyan birlik).
Savaş başlamak üzereydi. Barakle Emrih in verdiği kolyeyi kullanarak iskelet askerleri cıkardı. Sonra cadırına cekildi. İskelet askerleri gören kraliyet ordusunda tedirginlik oluşmuştu.
Emrih krala işaret verdi kral atını ordunun önüne sürdü.
Huras - ordum!!! Askerlerim korkmanıza hiç gerek yok! Güçlü büyüçü birliğimiz var. İskeletler zayıf canavarlardır. Bizim gibi güçlü orduyu yıkmaya yetermi?
Ordu - yetmez!!!
Huras - yeter mi?
Ordu - yetmez!!!
Huras emrihin yanına geldi.
Huras - Emrih iskeletleri ne yapacağız.
Emrih - Merak etme hallederiz.
Emrih herkez in önüne geçti. Elinde bir kılıc vardı. Kılıcı havaya kaldırdı, kılıc parlamaya başladı. Bir anda yere vurdu. Vurmasıyla bir şok dalgası yayıldı. Dalga bütün herkesi sarsmıştı. İskeletler dağılıp yok olmuştu.
Bütün ordu haykırıyordu. Sesler dahada yükseliyordu. Karşı ordunun komutanı Halbvel sinirlenmişti öncü ordunun tümünü taruza gecirdi.
Emrih yaptıgı barutu savaş meydanının ortasına düz bir hat şeklinde döşemişti. Ordu savaş meydanının yarısını geçince barutların hepsini patlattı.
Emrih - haa düşündügüm gibi barutu patlaması büyü nün patlamasından daha düzensiz ve güzel.
Emrih hurasın yanına gitti.
Emrih - Huras ne yapman gerektiğini biliyorsun. Ben gidiyorum
Huras - Evet biliyorun
Emrih arkadan barakle nin cadırına gitmek için ormana girdi. Meydanda savaş devam ediyordu.
Huras - büyücü ve kahramanlar birliği, ikiye bölünmüş olan orduya büyülerinizle saldırın ve cekilin.
Dört büyük büyü saldırısında sonra küçük büyüklerle saldırılar devam etti. Büyücü birligi cekildi ordunun tamamı taruza gecti. Kılıclar mızraklar herkes birbirine girmişti.
Emrih cadırın içine girdi.
Barakle - lan ben demedim mi içki içerken beni...
Barakle girenin Emrih oldugunu gördü.
Barakle - ha seni haberci sandım ikide bir beni rahatsız ediyordu da. İçermisin bir kadeh?
Emrih - Tabiki koy bakalım.
Barakle bir kadeh koyup Emrihe üzattı.
Emrih - rahat rahat içkini yudumladıgına göre herşey yolunda
Barakle - sayende iskelet ordusunu bana verdiğin için teşekkür ederim.
Emrih - bir şey değilde, bari gelen habercinin ne diyeceğini dinleseydin
Barakle - niye ki
Emrih - bilmem belki iskelet ordusunun başına bir şey gelmiştir.
Barakle - e nasıl bir dakika
Emrih - tam bir gerizekalısın ha
Barakle biraz çiddileşti dogruldu.
Emrih - yani senin salak oldugunu anlamıştım ama bu kadarını beklemiyordum. Nasıl olurda ordunun başında beklemeyip rahatca yatarsın.
Barakle - sözlerine dikkat et ordunun başında Halbvel var.
Emrih - haberci sence niye gelmiştir gerizekalı, Halbvel göndermiş olamazmı.
Barakle - yani
Emrih - yani hadi ordunun başında bir komutan var diye geçtin burada oturdun. Habercinin ne diyeceğini niye dinlemiyorsun gerizekalı
Barakle - bana bak...
Emrih - kes sesini habercinin sana ne diyeceğini ve bundan sonra ne olucağını söylicem. İskelet ordusu dedigin şey bir anda yok oldu. Öncü birlik şu anda meydanda savaşıyor ve dagılmasına az kaldı.
Barakle - Nasıl
Emrih - sözümü kesme. Bundan sonra artık bir savaş esirisin ve baş kente hesap vermek için seni tutukluyorum
Barakle - seni şerefsiz
Emrih - bağla
Baraklenin ağzı, elleri ve ayakları bağlandı. Emrih barakle yi atının arkasına attı ve atıyla Halbvel in yanına gitti. Ordunun arasından gecerken bütün gözler emrihteydi. Atıyla ilerleyen ve arkasında bir soyluyu baglayıp götüren biri komutana yaklaşıyordu.
Emrih - Halbvel sen misin
Halbvel - Evet benim sen ne yaptığını sanıyorsun.
Emrih - benimle biraz konuşmazmıydınız
Halbvel - şu an müsait değilim. Öldürün şunu barakle nin de elini ayagını çözün.
Emrih - kral Huras taruza gecen ordusunu geri çekiçek ve benim işareti olmadığı müddetçe tekrar taruza geçmeyecek.
Halbvel - ne istiyorsun
Emrih - anlaşma yapmaya ne dersiniz
Halbvel - önce barakle yi bırak
Emrih - barakle anlaşmamız dışındadır. Ayriyeten bir sorum var askerlerinize
Halbvel - sor
Emrih - barakle yemi sadıksınız yoksa Halbvel e mi
Emrih bunu derken barakle yi yere attı.
Emrih - mantıklı cevap verin bu anlaşmanın nasıl oluşacagını belirleyecek.
Askerler yerdeki barakle yi gördüler ve yerde düşmüş ele ayagı bağlı bir soylu yerine elinde kılıcı da altında atı olan komutanları Halbveli sectiler
Ordu - Halbvel
Emrih - ne güzel kolay anlaşıcaz gibi. Cadıra geçelim mi
Emrih ve Halbvel Cadıra geçtiler.
Halbvel - Evet nasıl bir anlaşma yapmak istiyorsun
Emrih - tamamen senin lehine bir anlaşmam var. Savaş meydanında olanları biliyoruz benim teklifim teslim ol.
Halbvel - oo
Emrih - tabi kuzu kuzuna teslim olmayacaksın şimdilik esir olucak sın ama sana en iyi mertebeyi veriyorum
Halbvel - ne dir o
Emrih - insanlık kıtasındaki bütün askerler hükmetme
Halbvel - ha güldürme adamı nasıl olucak mış o
Emrih - kraliyet ordusunu komutanı asteg öldü. Kral iyi bir komutan arıyor ve bence bu sen olabilirsin. Ve zaten kralından böyle bir düşüncesi var. Eğer bağlılık yemini edersen seni yeni komutanı olarak almak için hazır.
Halbvel - tamam kabul edelim. Ama böyle sadece kraliyet ordusunu komuta edebilirim.
Emrih - yakında bütün derebeylikler kraliyet in yetkisine bağlanacak. Barakle sadece bir başlangıc soylu lar sınıfı yok olucak ve yerine kraliyet ailesi, askeri sınıf ve halk sistemi gelicek.
Halbvel - bana bir garanti verebilirmisin
Emrih - daha iyi bir seçimin mi varki savaşı kaybediceğin kesin. Başka mantıklı secenegin yok. Tabi kaçmakta bir seçim ama komutanlıgını kaybedersin ve zaman ilerledikçe yakalanıp idam edilirsin. Çünkü senin yerine başka bir komutan gelmiş olucak ve sen bir hain ilan edileceksin. Ee cevabın
Halbvel - bu beni korkutmaz
Emrih - ölüp gitmende benim umrumda olmaz. Güzel yerlere gelebilirsin. Cesedin umrumda değil ama liderlik vasfı yüksek ve güçlü kişiliğin umrumda. Kral bağlılık yemini et.
Halbvel - tamam yemin ederim.
Emrih - ben dönüyorum karşıya baktığımda beyaz bayrak cekmiş, silah bırakmış, teslim olmuş bir ordu bekliyorum.
Emrih kralın yanına gitti barakle yi teslim etti.
Emrih - Biraz dan teslim olurlar ve sende ödül olarak Halbvel kraliyet ordusunun komutanı yapıcaksın.
Huras - aa elbette
Bir kaç dakikadan sonra beyaz bayrak açtılar ve ordu teslim oldu. Askerler Halbvelin elleri bağlı kıralı cadırına getirdiler.
Huras kılıcı ile çıktı yanındada Emrih vardı. Huras kılıcını çekti, Halbvel diz çöktü.
Huras - neden teslim oldun
Halbvel - efendim sizin gibi yüce bir kıralı yenemem ama yeteneklerimle dahada yüçeltebilirim.
Huras - bunu kendi isteğinle mi yapıyorsun
Halbvel - Evet kendi istek ve arzumla yapıyorum
Huras - yemin et
Halbvel - ben Halbvel yıllarca savaş görmüş şu naçizane bedenimle ömür boyu sadık kalıcagıma yemin ederim
Huras - bende kral Huras olarak seni kraliyet ordusunun yeni komutanı ilan ediyorum.
Halbvel - teşekkür ederim efendim
Huras - cadırları toplayın geri dönüyoruz. Zafer tüm insanlığındır!
Ordu hep bir ağızdan bagırdı. Krala övgüler ve iltifatlar yadırılıyor zafer cığlıkları atılıyordu.
Emrih biraz esnedi sonra eşyalarını topladı. Orduyla birlikte ormandan baş kentin yolunu tuttu. Giderken ordunun arasında ispe yi gördü.
Emrih - sendemi buradaydın.
İspe - Evet. Ben kahramanlar birligindenim
Emrih - bak yeni öğrendim önceden gördüğümde sacların daha uzundu o kadar uzattıktan sonra niye kestin
İspe - ha onları kesmiyorum
Emrih - Hım nasıl kısaldı o zaman
İspe - aa bu bir sır ama ip ucu vereyim bilirsen ne oldugunu anlatırım. İp ucu büyü biriktirmesi.
Emrih biraz düşündükten sonra
Emrih - büyünü ağırlaştırarak yada sıkıştırarak onları sac haline getiriyorsun sonrada kullanıyorsun.
İspe - şaşırdım normalde en iyi büyücü ler bile bunun imkansız oldugunu düşünüp böyle bir olasılık söyleyemezler. Doğru bildin, peki sen büyüyü sıkıştırarak katı hale getire bilirmisin.
Emrih " büyü bir enerji oldugu için pilazmadan daha dagınık bir fazda sıkıştırmayı düşündüm ama hiç denemedim. Hadi bir kere deneyelim" diye düşündü
Emrih kendini zorladı ve kare bir büyü küpü yaptı
İspe - vay demek sende yapa biliyorsun
Emrih - Tabikide yapabiliyorum
İspe - ama bunu hiç kullanmıyorsun ben katılaştırdıgım büyüleri saç yapıyorum. Böylece büyü alanımı daha fazla büyü ile dolduruyorum.
Emrih - neden böyle yapıyorsun
İspe - cünkü küçüklüğümden beri büyü alanım hep küçüktü ne zaman büyü öğrenmek için kullansam hemen biterdi. Bende büyürken büyümü sıkıştırmaya başladım ve en sonunda bu yöntemi keşfettim ve hep bunu kullandım şimdi ise her türlü olayda yeticek büyüm var.
Emrih - zorlukların başından kendin bir şekilde gelmişsin
İspe - Tabikide geliçem ben kahramanlar birligindenim. Ama sen benim bir sırrımı öğrendin bende senin bir sırrını öğrenmek istiyorum.
Emrih - Merak ettiğin bir şeyi söyle cevaplayayım
İspe - senin büyü alanını ölçmek için baktığımda göremiyorum. Kime bakarsam bakayım görüyorum ama seninkini göremiyorum. Nasıl bu kadar sağlam bir kalkan yapıyorsun
Emrih - bir kişinin büyü alanını görmek için büyü yardımı ile bakabiliriz ama ben senin büyünce karşı bir büyü yaparsam büyün seker ve bir şey göremezsin. Kalkandan kastın ne bilmiyorum ama ben kalkan yapmıyorum
İspe - ha normalde insanlar büyü alanlarını saklamak için etrafına bir kalkan oluşturur ama seninkide iyiymiş tam ne yaptığını anlamasamda.
Emrih sadece selam verip gitmek için gelmişti aradan sıvışıp arkadan yolun tadını cıkarıcaktı
Emrih - neyse görüşürüz
İspe - görüşürüz
Emrih sıranın arkasına gitti arkadan yaylana yaylana geliyordu. Biraz arkada kalmıştı. Bir anda Emrih üstüne cullanan bir şeyle attan düşüp ormanın içine yuvarlandı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |