8. Bölüm

8. Bölüm

Alpagut
alpagut

 

 

 

Emrih ve afya şehri iyice tanımış ve etrafı görmüşlerdir. Şehirin denize bakan kısmı liman ve gelen mallar için depoları çogonlukta oldu bir yerdi. İçlere dogru gidildikçe dükkanlar, hanlar, oteller ve loncalar vardı. Merkezde bakanlık, askeriye ve kolezyum vardı. Dışlar dogru gidildikçe evler ve gece konular vardı en son da çift sıralı surlar. Surların arasına hendekler acıkmış ve su doldurulmuştu. Güvenli bir şehirdi.

Emrih kolezyum yanında cari yi gördü yanına gitti.

Emrih - merhaba cari

Cari - o kimleri görüyorum efendim. Nasıl yardımcı olabilirim.

Emrih - maceracılar kolezyumda dövüşe biliyormu?

Cari - ah Tabikide

Emrih - burada dövüşmek isterdim haa

Cari - yalnız maalesef burası bir müddet kapalı.

Emrih - neden

Cari - hım baş kentteki kolezyum da her yıl yapılan gurup dövüşleri var.

Emrih - bak sen beni cez betti haa peki ne zaman bu dövüşler.

Cari - iki gün sonra

Emrih - yapma ya katılamıcaz galiba

Cari - ah merak etmeyin ışınlanarak gideriz bende bu gün gidicektim benle gele bilirsiniz.

Emrih - cok iyi olur.

Cari - tamam öğleden sonra bakanlığın önünde buluşalım.

Cari gitmişti.

Afya - niye dövüşmek istiyorsun.

Emrih - buradaki insanların güçünü ölçmek istiyorum.

Afya - ha niye ki

Emrih afyaya baktı ona güzel güzel bakan gözler. Hafif sırıtan dudaklar. Rüzgarda sallanan bem beyaz saclar ve eşsiz güzellik. Gözler yalan söylemeniz dimi. Afyanın gözleri güven veriyordu.

Emrih - afya sana çok güveniyorum ve seni cok seviyorum. Sana demek istedigi bir şey var ama ne kadar inanırsın bilmiyorum.

Afya - yaşam amacı olmayan ben senin yanında tekrar yaşamak zorundaymışım gibi hissediyorum. Ne dersen de inanıcam. Sevdiğim küçük vampir.

Emrih - buraya kahramanların çağırıldıgı ritüelle gelip. Sonra oburluk zindanına atılıp orda ölüp, bir iskelet olarak yaşamıma devam ettiğimi ve sonrasında kendimi evrimleştirerek vampir oldugu mu söylesem inanırmısın.

Afya - inanırım Emrih inanırım. Yeni geldiğin dünyayı tanımak istiyorsun demek. Hep yanında olurum merak etme.

Emrih - müteşekkirim

Emrih afyayı kucağına alıp otel odasına gittiler. Belli bir zamandan sonra eşyalarını alıp cıkış yaptılar. Bakanlığın oldugu yere gelip cari yi beklemeye başladılar.

Cari geldi ve birlikte bakanlığın içine girdiler.

Emrih - Hım ışınlanma cemberi bakanlığın içindemiymiş

Cari - ışınlanma cemberini herkez kullanamaz rütbeli bazı kişiler kullana bilir sadece bende maceracılar loncası ın başkanı olduguma göre ben kullana bilirim.

Emrih - vay demek siyasette bir yerin var.

Cari - Tabikide olacak maceracılar olmasa insanlık yok ola bilirdi. Canavarları biz öldürüyoruz biz yapmazsak canavar nüfusu hızla artar ve insanların baş edemiyecegi dereceye geldiklerinde İnsanlık puf. Anladın

Emrih - he he evet evet anladım tabi

Cari - tamam şimdi cemberi ortasına girelim.

Hep beraber cemberi ortasına gectiler. Afya emrihe sarıldı. Cemper parıldadı ve varlıklarını baş kentdeki ışınlanma cemberinde yeniden oluşturdu.

Baş kentteki sarayın içine ışınlanmışlardı. Işınlanmayı gören yarı insanların temsilcisi kim geldi diye cemberinde yanında duruyordu. Yarı insanların temsilcisi buz tavşan kabilesinden bir kadındı. Kulaklarının dışı beyaz içi pembe tüylü tavşan kulaklar beyaz bir ponpon gibi kuyruk sokumunda bir tavşan kuyrugu. Beyazla mavi arasında gidip gelen bir sac. Adı kurane.

Kurane - aman aman cari hoş geldin de bunlar kim

Cari - ah hoş bulduk. Tanıştırayım.

Eşi ile işaret ederek

Cari - bu Emrih diyeride afya yeni maceracılarımız. Emrih, afya bu gördüğünüz kişi bagımsız topraklara hükmeden dört kişiden biri. Yarı insanların temsilcisi kurane.

Kurane Emrih e dik dik bakıyordu sanki önceden görmüş gibiydi.

Kurane - Emrih Di dimi bir yerde tanışmışmıydık.

Emrih - sanmam sizi hiç görmedim.

İ. Şeytan - aaa emrih bu bizi oburluk cadısının zindanına atılmamızı isteyen heyetin bir üyesi. Şöyle parcalasak. O tavşan kulaklarını yerinden cıkarsak aaaah

Kurane - Hım tamam neyse cari yanında getirdiğine göre güçlü olmalılar.

Kurane büyü güçü kullanarak baktı ama ikisinden hiç güç sezmiyordu sanki bir gram büyü enerjileri yokmuş gibi.

Emrih " o bakışlarının arkasındaki büyü enerjisini görebiliyorum ama benim enerjimi göremiceksin. Cünkü cari bizim enerjimizi gördükten sonra tamamen gizlemeye karar verdik " diye düşündü

Kurane - şey cari baksana Bi bana hiç güçlüymüş gibi gelmediler.

Cari - Merak etme gurup dövüşlerine katılacaklar orda görürsün.

Kurane - Hım neyse bir sürü işim var görüşürüz.

Kurane gitti

Cari - ilk önce benim ofisime gecelim sonra size bir köle alalım.

Emrih - köle mi ne için.

Cari - gurup savaşlarında üç kişi olmanız lazım.

Emrih - ee sen gel köleye ne gerek var.

Cari - a dövüşmek bana göre degil bir savaş kölesi alsak iyi olur.

Emrih - ah neyse ne tamam

Birlikte cari in ofisine gittiler cari ofisin arka kısımlarından bir kac kitap cıkardı ve emrihe verdi.

Emrih - bunlarda ne

Cari - maceracılar loncasını kuran babamın yanında ona yardımcı olan bir kişi vardı. O aç gözlük cadısının yardımcısı bir üst vampirdi. Nasıl oldu bilmiyorum ama babamla o dostlarıdı. Sizin vampir oldugunuzu biliyorum bu bana babamı hatırlatıyor. Babamın vampir arkadaşından aldığı kitapları, vampir arkadaşlarıma veriyorum belki işinize yarar.

Emrih kitaplara baktı. Kitaplar : canavarların özellikleri, yaşam taşı, içimdeki şeytan ve cadılar. Adlı dört kitaptı.

Emrih - bu kitapta canavarların özellikleri diyor.

Emrih kitaptan vampirlerin özelliklerine baktı.

Emrih - mesela burada, vampirler kanlarını istedikleri gibi konturol edebilirler ve büyü enerjisini harcamalarına gerek yoktur, diyor bunu kac kişi biliyor. Ben bunu arenada kullansam kac kişi vampir oldugu mu anlar.

Cari - a büyük ihtimalle öyle bir şey olmaz zaten herkes vampir leri eski bir efsane sanıyor. Böyle bir şeyin olucagını düşünmüyorum

Emrih - pekala tamam teşekkürler cari güzel kitaplar verdin özellikle içimdeki şeytan kitabı benim aradığım bir şeydi. Hemen bir lavaboya kadar gidip geliçem

Cari - ah tabi kapıdan cıktıktan sonra kolidorun en sonunda.

Emrih - tamam

Emrih hızlı adımlarla gitti.

Emrih - eveeet bakalım sen kimsin öt bakalım

İ. Şeytan - aa Emrih bende merak ediyorum aslında.

Emrih - Nasıl sende mi merak ediyorsun yapma ama ne oldugunu bilmiyorsun öylemi

İ. Şeytan - öyle.

Emrih - gercegi söylesen iyi edersin yoksa kitaptan ögrenirsem kötü olur.

İ. Şeytan - ah lanet olsun bilmiyorum. Kitaptan okuyacağın zamanı merakla bekliyorum

Emrih - öyle olsun bakalım.

Emrih odaya geri döndü.

Cari - Emrih burada kalır mısınız buradaki odalardan birini ayarlatıyım olurum.

Emrih - tabi neden olmasın.

Cari - tamam sizin içinde uygunsa köle almaya gidelim mi? Geç olmadan

Emrih ve afya kafa salladı.

Köle tüccarının yanına geldiler

K. Tüccarı - hoş geldiniz nasıl köleler bakmıştınız. İşçi, savaşı ve ya sex köleleri

Cari - savaş için bakmıştık

K. Tüccarı - o zaman aşagıya gelin bursa sadece göstermelik köleler var.

Bir kat aşagı indiler tek tek bütün kölelere baktılar. Emrih istedigi gibi bir köle yoktu. Bir kat daha aşagı indiler. O katta genel olarak sex köleleri vardı. Tam bir kat daha aşagı inicekleri sıra kolidorun sonundan çığlık ve ağlama sesleri gelmeye başladı. Bu ses emrihin dikkatini çekti. Oraya dogru yöneldi.

K. Tüccarı - efendim bu katta sex köleleri var aşagı katta daha iyi güçlü köleler var. Aradığınızı orda bula bilirsiniz.

Emrih - köleyi ben alıyorum bu seni alakadar eder mi ? !

K. Tüccarı - kabalıgımı affedin sizin istediginiz olsun efendim.

Emrih oraya gittiğinde. Buz kurt kabilesinden bir anne ve bir yavru gördü. Annesi perişan bir halde yeni ölmüştü tanınmayacak haldeydi. Küçük kurt sa hastalık kapmış fazla vakti yok gibiydi.

Kızın mavi kurt kulakları, mavi pofuduk uzunca bir kuyrugu vardı. Omuzlarına kadar inen kısa sacları. On beş yaşında bir kuruttu. İsmi Aymi idi bu küçük kurt kızın etrafında cok fazla enerji dönmüyordu ama büyük bir potansiyeli vardı Emrih bunu fark etti

Emrih Aymiye yaklaştı. Aymi hırlamaya başladı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 12.01.2025 19:17 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...