11. Bölüm
Anatra Bordò / KANLI BUZ(+13) / 11.BÖLÜM:DIŞARI ÇIKACAĞIM

11.BÖLÜM:DIŞARI ÇIKACAĞIM

Anatra Bordò
anatra_bordo

bundan önceki bölümlerdeki posterden sıkıldım ve fotoshop yapmaya karar verdim. Her bölüm ayrı bir foto koymayı deneyeceğim. Bu nasıl olmuşş

 

11.BÖLÜM

 

Soruma cevap vermekten çekinir gibi bir hali vardı. Soruma cevap vermemeyi ve sessiz kalmayı tercih etmişti. "Cevap ver" dedim. Kibarlık eki bende çok yoktu. Cevap vermemekte inatçıydı.

 

"Sabah serinliği var üşürsün içeri geç" dedi. Konuyu jet hızıyla değiştirmişti. "Yok iyi böyle hem temiz hava" dedim. "Üşüyüp hasta olursan bakmam sana. Odana kitlerim" dedi. Bakmanı isteyen yok köpek. Salak mıdır nedir? Sanki ben onun için ölüyorum. Gerizekalı. "Bakmanı isteyen yok. Ayrıca odana kitlerim ne be?" dedim. Sanki kümese hayvan koyup kitliyordu.

 

Yanından ayrıldığımda arkamdan "Nereye?" dedi. 'Sanane' demek vardı ama neyse. Tut şu zehir dilini Hazal. "Bugün dışarı çıkacağım." dedim. Sorduğu için söylüyordum. Normalde asla söylemem. Ona ne? "Tamam" dedi.

 

Balkondan ayrıldıktan sonra o daha girdim. Balkona göre oda sıcaktı. Etrafıma baktım. Oda cidden fazla genişti. Bu kadar geniş odada ne yapıyordu bu? Her neyse banane. Odanın kapısını açtım ve çıktım. Kapıyı kapatma gereksinimi duymadan kendi odama ilerledim.

 

🧊🩸

 

Güzelce hazırlanmıştım. Bahçede ilerledim ve bahçenin çıkış kapısına yaklaşmıştım. O anda yanıma bir koruma geldi. Adı Ömer'di sanırım. Kaçırıldığımda yanımdaydı. "Nereye gidiyorsunuz Hazal Hanım?" diye bir soru sordu. Tip bakışlarla ona baktım ve "Dışarı çıkacağım" dedim.

 

Ömer "tamam bekleyin hemen arabayı alıp geliyorum" dedi. Tam gideceği sırada "Bir dakika bir dakika sen nereye?" dedim. Ömer "Hazal Hanım, Aras Bey'in kesin talimatı var. Sizi yalnız dışarı gönderemem" dedi. Kocam olan adam cidden aptal, uyuz, salak, gerizekalı, manyağın tekiydi. "Ben yalnız dışarı çıkmak istiyorum" dedim.

 

Ömer 'yapacak bir şeyim yok' der gibi baktı. Ya sabır. O sırada bahçede Aras'ın sesi geldi. "Ne oluyor?" dedi. Başımı çevirip ona baktım. Yavaş adımlarla bana ilerliyordu. Onun yavaş adımlarının tam tersi olarak hızlı adımlarla ona doğru ilerledim.

 

Tam karşısında durdum ve "Ne demek dışarı çıkamam?" diye sordum. Gayet rahat bir haraketle "Bir sakin ol ya" dedi. Ben bunu cidden boğarım. "Tek başıma dışarı çıkacağım ve o adamların peşimde olmayacak" dedim. Boş birşeyi dinlermiş gibi bir tavrı vardı.

 

"Rüyanda belki" dedi. Cidden uyuzdu. Fazla uyuzdu. Ucuzluğundan vücut bulmuş hali. Aptal herif. Daha fazla yüzüne bakmadım ve arkamı dönüp hızlı hızlı çıkış kapısına ilerledim. Korumalar yaklaştığımı görünce anında kapının önüne yığıldılar. Ya sabır. Sabır çeke çeke sabır taşı olacaktım.

 

Korumalara baktım. Arkamı dönüp Aras'a baktım. Olduğu yerde elleri cepte rahat bir şekilde duruyordu. Koşup üzerine atlasa ardından boğsam kim ne yapabilirdiki? Muhtemelen kurşun yağmuruna tutulurdum. "Aptal mısın sen?" diye bağırdım. Dediklerime tepki vermedi. En çokta tepki vermemesine ayar oluyorum.

 

"Söyle adamlarına açsınlar kapıyı" dedim. "Ömer söyle adamlara kapının önüne daha fazla adam gelsin" dedi. Ciddimiydi bu? Bence şaka. Değilmi? Sinirlerimle oynuyordu. "Seni gebertirim" diye bağırdım. Güldü. Salak bu vallahi billahi salak. Bana doğru ilerledi ve "Bu evden tek başına çıkamazsın" dedi. Bakışlarımı gözlerine kitledim ve "Çıkarım" dedim.

 

Ardından arkamı döndüm ve hızlı bir haraketle tam arkamda olan korumanın belindeki silahı aldım. Adam ne olduğunu anlamazken silahı Aras'a doğrulttum. Arkamdaki korumalar harakete geçmiş olmalılarki Aras bir elini kaldırıp onlara 'dur' emrini verdi.

 

Ardından bana baktı ve "Sen o elindekini kullanmayı biliyormusun?" dedi. Sırıttım. Silahı havaya kaldırdım ve bir el ateş ettim. Ardından tekrar ona çevirdim. Onu vurmayacaktım. Amacım gözünü korkutmaktı ama gram korkmadığına yemin edebilirim. Ben böyle düşünmemiştim.

 

Daha fazla durmadı ve tek bir harakette elimdeki silahı elimden aldı. Fazla hızlı haraket ettiği için anlamadım. Evet Hazal sıradaki hamlen ne kızım? Yok değilmi? Yok. Salak gibi kaldım ortada. "Dışarı çıkacağım" dedim. "Korumalarda seninle gelecek" dedi. Anında "Hayır" diyerek reddettim.

 

"O zaman ben gelirim" dedi. Ne! "Sen gelince otomatik olarak korumalarında gelecek? Farkeden ne?" diye sordum. Ukala bir tavırla "Benimde gelmem" dedi. Fazla uyuz ve ukalaydı. "Ben tek başıma gideceğim" dedim. "Öyle birşey olmayacak" dedi. İnadım inat diyordu resmen.

 

"Sende korumalarında defolun gidin nereye gidiyorsanız. Beni bir rahat bırakın ya" diye en sonunda isyan ettim. "Ya bende gelirim yada dışarıya çıkamazsın" dedi. İkiside benim için hayırdı ama bir seçenek hakkım vardı. "Tamam. Gel Allah'ın belası gel" dedim. Güldü. "Karımın bana sevgisi göz yaşartıyor" dedi. Tip bakışlarla ona baktım.

 

🧊🩸

 

Somurta somurta AVM'de ilerliyorduk. Ellerimiz birbirine kenetlenmiş bir haldeydi. Sülük gibi yapışmıştı elime. Ben çekmeye çalıştıkça o elimi daha çok sıkıyordu. Şuana kadar birkaç mağazaya girmiştim ve birsürü kıyafet almıştım. İnatla kendim ödemiştim. Onun parasına ihtiyacım yoktu.

 

Gözleriyle bir pijama mağazasını gösterdi ve "Şuraya girelim" dedi. "Neden?" diye sordum. "O aptal pijamayla evde dolaşman sinirimi bozuyor" dedi. Bu neyin tribi pardon? "Ben pijamamla mutluyum" dedim. Ters bir şekilde "O siktiğimin pijamasında ne bok var?" dedi. Gülmemek için dudağımı ısırdım. "O pijama bana çok özel birinden hediye" dedim. Dikkatle yüzüne baktım. Kaşlarını çattı ve "kim" diye sordu.

 

"Murat'tan hediye" dedim. Kudurmuştu ama belli etmiyordu. Beni kıskanması saçmaydı ama hoşuma gidiyordu. Sessiz kaldı ama içinde yangınlar vardı. Bu çok belliydi. "Hadi gidelim bişeyler içelim. Alışveriş bitti." dedim. Birşey söylemedi.

 

Korumalara baktı ve "birileriniz onları arabaya bıraksın. Geri kalanı bizimle gelsin" dedi. "Sen ve korumaların" dedim. Bana baktı. "Korumasız biryere gidemiyorsun değil mi?" dedim. "Dışarısı bizim gibiler için tehlikeli. Düşmanlarım beni öldürmek için fırsat kolluyor" dedi. O listeye benide ekle Aras Savaş Dağhan.

 

"Seni öldürmek istiyorlar benim ne suçum var?" dedim. "Karım olduğunu unutuyorsun sanırım" dedi. Doğru. Karısıydım değil mi? Maâlesef. Alışveriş merkezinden çıkmıştık. Yakınlarda bir kafeye doğru ilerledim. İçeri girer girmez bakışlar bize dönmüştü. Herkes dik dik bize bakıyordu. Hayırdır açıkta bir yermi vardı?

 

Aras ile birlikte boş olan masalardan birine ilerledik. Ömer ile birlikte bir koruma daha bizimle içeri girmişti. Diğerleri dışarıdaydı. Aras önden ilerledi ve bir sandalye çekip bana baktı. İlerleyip çektiği sandalyeye oturdum. Yanımdan ayrılıp karşımdaki sandalyeye ilerleyip oturdu.

 

Garson hemen yanımıza gelmişti. "Aras Bey hoşgeldiniz" dedi. Aras garsona baktı ve ardından "Hoşbulduk" dedi. Garson "Ne alırsınız efendim" diye sordu. Diğer gelenlerede böyle davranıyorlarmıydı yoksa bizemi böyleydi? Aras bana baktığında garsona bakıp "karamelli süt ve tiramisu" dedim. Aras "Espresso" dedi. Cidden mi? Ben burada karamelli süt içerken o espressomu içecekti. Bu adamın ciddiyeti bayıyordu.

 

Garson "hemen getiriyorum" diyip yanımızdan ayrıldı. "Sende karamelli süt iç sene" dedim. Ters bakışlarla bana baktı. "Burada o kadar kişinin bakışları üzerimizdeyken ben sütmü içeyim?" dedi. Kafamı salladım ve "Evet" dedim. "Pardon ama ağır abiliğine ters değil mi?" dedim. Ters bakışları hâlâ üzerimdeydi.

 

"Üf tamam bakma öyle" dedim. Güldü. Bende güldüm. "Karamelli süt içen bir karım var" diye kendi kendine söylendi. "Karamelli süt kırmızı çizgim. Ayrıca ne olmuş yani?" dedim. "Yok birşey" dedi. "Olmasın zaten" dedim.

 

Garson siparişlerimizi getirmişti. Koca bardakta bir karamelli süt getirmişti. Bu hoşuma gitmişti. Garson siparişleri bırakıp gitti. Karamelli sütümdeki pipete uzandım ve dudaklarımı aralayıp pipeti ağzıma soktum. İçindeki sütü çektim. Muhteşem birşeydi. Aras dikkatle beni izliyordu. Aras fincandaki espressosundan bir yudum aldı.

 

Yüzümü buruşturarak ona baktım. "Ne vardı yani sende karamelli süt içseydin?" dedim. Ters bakışlarla baktı. "Bir gün karamelli süt içeceksin" dedim. "Rüyanda" dedi. Görürüz Aras Savaş Dağhan. Ben bu adama karamelli süt içirmeden ölmem.

 

Ben bunları düşürken bir anda gelen silah sesiyle irkildim. Ne oluyor lan! Mekandaki herkes çığlık atmaya başlamıştı. Korumalar hemen içeri girmişti. Aras'a baktığımda silahını çıkarmıştı ama hedefi yoktu.

 

Mekanda çok fazla gürültü vardı. Aras hemen yanıma geldi ve "Hazal iyimisin" diye sordu. O anın şokuyla öylece kaldım ve cevap veremedim. Dikkatle Aras'a baktım. Kolundan vurulmuştu. Aras kolundan vurulmuştu! "Sen" dedim ama gerisi gelmedi.

 

Aras gözlerime bakıyordu.

 

Yaralanmıştı.

 

Gençlerr selamm

Bölüm nasıldı???

Umarım beğenmişsinizdir.

Son sahne neydi öyle be... Hiç aklımda yoktu bir anda bir baskım olsun dedim de yazdım hihihihi

Yeni bölümde görüşmek üzere 🖤

 

​​​​​​

Bölüm : 12.08.2025 01:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...