

15.BÖLÜM
Evin girişinde bekliyorduk. Koca bahçe arabalarla dolduğunda geldiklerini anladık. En öndeki siyah arabanın kapısı açıldı ve içinden 30lu yaşlarda bir adam indi. Adam iner inmez elini uzattı ve elini birisi tuttu. Derya Giritli. Arabadan narin bir şekilde indi ve bize baktı.
Gözlerimi kısarak dikkatle onu süzdüm. Mavi gözleri bana döndüğünde oda benim yaptığım gibi dikkatle bana baktı. Beni tanımıştı ve burada olmama şaşırmıştı. Geçen davette o yoktu. Bu nedenle beni ilk defa burada görecekti.
Hakan ile el ele ilerlediler ve yanımıza geldiler. Derya bakışlarını benden ayırmıyordu. Takılmıştı resmen. Aras "hoşgeldiniz" dedi. Hakan hafifçe gülümsedi ve "hoşbulduk" dedi. Hakan bana baktı ve "Demek herkesin dilinde olan karın bu hanımefendi" dedi. Ona baktım. Adam fazla kasıntıydı. Gıcık bir konuşma şekli vardı.
Aras gülümsedi ve "Evet" dedi. Hakan'a dikkatle baktım ve "Hazal Dağhan" dedim. Hakan "memnun oldum bende Hakan Giritli" dedi. Derya'ya baktım ve "hoşgeldiniz" dedim. Derya "hoşbulduk" dedi.
Aras "içeri geçelim" dedi. Hepbirlikte içeri geçtik. Büyük masaya oturduk. Ortam çok gergindi. Yemek servisleri başlamıştı. Hakan Aras'a "Bu ani evliliğin çok konuşuluyor" dedi. Aras "Evet biliyorum." dedi. Derya "Aniden evlendiniz demek. Pekala niçin" diye sordu. Ona baktım ve "Öyle gerekti." dedim. Derya "Anladım" diyip sustu.
Hakan "Karını daha önce hiç görmedim. Nasıl tanıştınız?" diye sordu. Aras ile bakıştık. "Aniden" dedim. "Tanışmamızda evliliğimiz gibi aniden oldu" dedim. Hakan Aras'a baktı ve "Sen normalde bu kadar hızlı ilerlemezdin" dedi. Aras'a fırsat vermeden yine ben konuştum ve "Konu ben olunca dayanamadı" dedim.
Derya yalandan bir şekilde gülümsedi ve "Ne büyük aşk" dedi. Ona baktım ve "Öyle" dedim. Bu gece gerginlik son seviye. Aras sonunda fırsat bulup konuştu ve "Hakan sizin evliliğinizde fazlasıyla hızlı olmuştu diye hatırlıyorum." dedi. Hakan "evet fakat biz öncesindende tanışıyorduk" dedi. Yalan.
Derya ile bir zamanlar yakın bir arkadaşlığımız vardı fakat o bir zamanlarda kaldı. Aptal oyunlar içerisine düşmeseydik yine arkadaş kalabilirdik. O zamanlar Hakan'ı tanımıyordu ve Hakan ile tanışmadan evlendi. Buna adım kadar emindim. Belliki cemiyeti iyi kandırmışlar.
Aras "Bizim önceden tanışmadığımızı nereden çıkardın?" dedi. Hakan ile aralarında uzun bir süre bakışma geçti. Bir an bürbirlerine dalacaklar sandım ama öyle birşey olmadı. Elime şarap dolu kadehimi aldım ve "ortam fazlasıyla gergin." dedim. Kadehi dudaklarımın arasına götürdüm ve bir yudum alıp tekrar masaya bıraktım.
Hakan ile Derya'ya baktım ve "Siz bizim tanışmamızı soruyorsunuz fakat bende sizin tanışmanızı çok merak ettim açıkçası. Nasıl tanıştınız?" diye sordum. Derya "Çok güzel bir baloda" dedi. Kaşlarımı kaldırıp indirdim. Derya'nın muhteşem yalanlarına giriş yapmış bulunmaktayız. Hayırlı uğurlu olsun.
Hakan "Derya'yı baloda görür görmez tutuldum diyebilirim" dedi ve gülümseyerek Derya'ya baktı. Ah ne tatlı bir çift. Aptal yalancılar. Acaba Aras'ta biliyor muydu bunlar hakkındaki gerçekleri? Biliyor gibi bir tavrı vardı çünkü yüzünde benim yüz ifademin aynısı vardı.
"Ne büyük bir aşk" dedim. Derya güldü ve "evet öyle" dedi. Bir süre bakıştık. Yemeklerimizi yemeye başlamıştık. Dikkat ettiğim birşey vardı. Hakan sürekli Aras'ın işleri hakkında konuşuyordu. Bu yalancı çiftte bir boklar vardı ama hadi bakalım. Derya "Hazal" dediğinde ona baktım. "Herhangi bir işin varmı yoksa gün boyu malikanedemisin?" diye sordu.
Cevabını bildiği sorular soruyordu ve beni tanımıyormuş gibi davranıyordu. Gülünç durduğundan umarım haberi vardır fakat yok gibi duruyordu. "Ben aslında bir kriminolog’um fakat işimi bırakalı baya oldu." dedim. Hakan "O ne oluyor?" diye sordu. "Kriminoloji yani suç bilimi. Suçun neden işlendiğini, suçluların psikolojisini, topluma ve bireylere etkilerini araştırıyoruz." dedim. Biraz uzun ama yeterli bir açıklama olmuştu.
Hakan "anladım" dedi. Derya ise "Garip bir meslekmiş" dedi. Kaşlarımı çattım ve "Nesi garip geldi?" dedim. Derya "Garip demeyelimde ilginç bir meslekmiş" diyerek lafını değiştirdi. Dik davranışlarımdan rahatsız olduğu apaçık ortadaydı.
"Derya senin bir mesleğin varmı?" diye sordum. Derya "Avukatım" dedi. Başbaşa olsaydık buna fazlasıyla gülerdim. Derya bir avukat değildi. Gülmemek için yanaklarımı ısırdım. Derya gerçekte İtalya'da geçinmeye çalışan ve garsonluk yapan bir kadındı. Ayrıca üniversiteyi bitirmedi. Onu küçümsemiyorum asla. Sadece yalanları beni güldürüyor.
Bende onun yalanına uydum ve "Güzel bir mesleğin varmış" dedim. Derya "Evet" dedi. Bu fazla iyi bir yalancı olmuş. Yemeğin geri kalanında çok konuşmadım. Hakan ve Aras iş hakkında konuştular. Derya ve ben ise sessizce onları dinledik.
İş konuşmaları beni fazlasıyla bunaltmıştı. Hakan'ın anı sorusuyla dikkatle onlara baktım. Hakan "Şirket servetin ne durumda?" demişti. Bu nasıl bir soru? Aras'a baktım. Oda en az benim kadar şaşgındı. Aras elindeki çatalı tabağının kenarına koydu ve Hakan'a bakıp "Çok iyi bir durumdayız. İşlerimiz gittikçe genişliyor. İyi bir ilerleme sağladık" dedi.
Hakan'ın ifadesini dikkatlice ölçtüm. Duydukları onu hoşnut etmemişti. Farklı birşey duymak istiyormuş gibiydi. Bu adamın amacı neydi? "Öylemi ne güzel" dedi ve kadehinden bir yudum aldı. Aras "Sende durumlar nasıl?" diye sordu. Hakan "İdare ediyoruz" dedi. Kasıntı bir şekilde söylemişti bunu.
Derya bilmiş bir tavırla"Bu zamanlarda duyduğuma göre birçok ailenin şirketleri iflas eşiğinde. İşler fazlasıyla kötüye gidiyormuş" dedi. "Demekki her ailenin başında zeki bir lider yok" dedim. Dediklerime bozulmuşlardı.
Hakan "Bu alemde zeki olmakta lazım fakat daha çok" dediği sırada "Kurnaz olmak gerekli" dedim. "Evet" dedi. "Bakın Hakan Bey, zekilik ve kurnazlık benzer şeylerdir aslında tabii anlayana. Bu alemde zeki olursan işleri yürütürsün. Kurnaz olursan rakipleri elersin ve zirveye yerleşirsin." dedim.
"Masaya oturduğumuzdan beridir dikkatimi çeken birşey oldu. İş hakkında bahsediyorsunuz fakat hep Aras'ın işlerini konuşuyorsunuz. Hiçbir şekilde kendi işlerinizden bahsetmiyorsunuz. Siz kurnaz bir adamsınız fakat bende zeki bir kadınım" dedim. Derya ve Hakan'ın yüzleri solmuştu. Aras ise gururla bana bakıyordu.
Hakan bozulmuş ifadesiyle "Anlamadım" dedi. "Gayet açık konuştum." dedim. "Bakın Hakan Bey, kurnazlığınızı zekilerin olmadığı, ahmak ve aptalların olduğu bir ortamda kullanmanız sizin için daha iyi olur." dedim. Aras "İşlerimi bitirmek isteyen kimse dikkat etsinde kendisi bitmesin" dedi. Hakan'ın yüzü gittikçe iyice solmuştu.
Kadehimi aldım ve kafama diktim. Keyifli bir şekilde "Gerçekten harika bir yemek oldu." dedim. Aras "Öyle" dedi. Hakan ve Derya yerlerinden kalktılar ve sessizce, hiçbirşey söylemeden evden çıkıp gittiler. Aras "Fazla iyiydin" dedi. Güldüm ve "Herzaman" dedim.
"İyi racon kestin yalnız helal olsun" dedi. Biraz racon kesmiştim değilmi? Sanırım evet. "Hakketi" dedim. Kafasını olumlu anlamda salladı ve "evet" dedi. "Anlaşılan sektörde çok düşman diyebileceğin rakiplerin var" dedim. "Benimle düşman olacak seviyede değiller." dedi. Gözlerimi kıstım ve ona baktım. Egoya bak.
Saat baya ilerlemişti. Yorgundum da zaten. Bütün gece aptal aptal uydurdukları yalanları dinlemiştim. Merdivenlere yönelecektimki ardarda gelen kurşun sesleriyle irkildim. Ne oluyordu lan? Aras hemen yanıma geldi ve "Sen ondan çık sakın bişey yapma" dedi. "Nereye odama çıkıyorum ben. Ne oluyor?" dedim. Aras telaş içinde "Odana çık!" diye bağırdı.
Babam... Babamdı değilmi bu saldırıyı yapan? O kadar gözü dönmüştü.
Benim olduğum evi kurşun yağmuruna tutacak kadar...
Öz kızını hiçe sayacak kadar...
Bu kadar acımasız mıydı?
Selammm
Bu bölümün ardından ara vereceğimi duyurmuştum.
Bölüm eleştirilerini ve varsa sorularınızı alayım...
Merak etmeyin bu arada ard arda bölüm yazacağım ve bir anda hepsini yükleyeceğim:)
Yeni bölümde görüşmek üzere🖤
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.75k Okunma |
637 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |