17. Bölüm
Anatra Bordò / KANLI BUZ(+13) / 16.BÖLÜM:SİLAHLAR VE İNATLAR

16.BÖLÜM:SİLAHLAR VE İNATLAR

Anatra Bordò
anatra_bordo

16.BÖLÜM

 

Kurşun sesleri duvarlarda yankılanıyordu. Ne yapacağımı bilmez haldeydim. Eda ve Sarp evde değillerdi. Aras ile tek başımızaydık. Aras yanıma gelip elimi tuttu ve beni peşinden sürükleyerek biryere götürdü.

 

Evde daha önce hiç girmediğim bir odaya girdik. Nefes nefese kalmıştık. Etrafıma baktım. Odada sayısız silah ve birçok alet vardı. Aras silahların olduğu bölüme dikkatle baktı ve eline bir silah alıp bana uzattı. Uzattığı silaha baktım. 9mm uzatmıştı. Hiç sorgulamadan silahı elime aldım. Aras bir dolabı açtı ve içinden iki tane kurşun geçirmez yelek aldı. Birisini bana uzattı.

 

Elimdeki silahı bir kenara bıraktım ve yeleği alıp hızlıca üzerime giydim. Sonra tekrar silahı elime aldım. Aras "Dikkatli olacaksın ve benden habersiz hiçbirşey yapmayacaksın" dedi. "Olur çatışma ortasındayken seslenirim sana" dedim. "Dikkatli ol" dedi. "Tamam" dedim. Odanın kapısını açtı ve odadan çıktık. Etrafıma baktım. Henüz eve girememişlerdi. Evin içinde 10 tane koruma vardı.

 

6 tanesi benim yanıma diğer 4ü Aras'ın yanına gitmişti. Adaletli bir dağılım mı olmuştu bu şimdi? Aras "Olurda bize birşey olursa kaç Hazal. Arkana dahi bakmadan kaç" dedi. Kafamı salladım ve "tamam" dedim. Derin nefes alıp verdim. Malikanenin büyük kapısı kırıldı ve içeriye bir adam girdi. Anında silahımı doğrultup ateş ettim.

 

İçeri girmeye başlamışlardı. Anında bir duvarın arkasına geçtim. İkinci silaha ihtiyacım vardı. Belki şuan değildi ama eninde sonunda elimdeki silahın mermileri bitecekti. Kafamı çıkardım ve kapı tarafına baktım. Bana doğru atılan bir kurşundan kafamı çekerek kurtulmuştum.

 

Hızlıca silahımı doğrulttum ve ateş ettim. İki kaşının ortasından kafasına giren mermiyle adam saniyeler içinde yere serildi. Onun arkasındaki adamada ateş ettim ama onu gözünden vurmuştum. Tüh ya. Ben kafadan vurmayı daha çok seviyordum. Olmadı bu.

 

Giriş anında adamlarla dolmuştu. İçeri girmişlerdi. Gözlerim Aras'ı aramaya başladı. Karşımdaki duvarda ateş ediyordu. "Aras" dedim. Anında bana baktı. "Arka kapıdanda gelecekler ben oraya gidiyorum. Burayı halledip yanıma gel" dedim. Aras "tamam" dedi.

 

Koridorda ilerledim ve arka kapınım olduğu bölüme geldim. Kapının arkasına geçtim ve gelmelerini bekledim. Kapı sertçe açıldı ve içeriye birisi girdi. Anında ateş ettim. Arkasından bir kişi daha girmişti. Onada ateş ettim ama kurşun omzuna gelmişti. Silahını bana doğrulttuğunda silahı tutan koluna ateş ettim. Kolunu indirdiğine kasıklarına bir tekme attım. Adam yere düştüğünde hiç düşünmeden kafasına sıktım.

 

İkisininde silahlarını aldım. Birinin silahını diğer elime aldım. Diğer silahı ise elbisemin kemerine yerleştirdim. Kapıdan dışarı baktığımda gelen yoktu. Sanırım ön kapıya yığılmışlardı. Elim terikteyken içeriye doğru ilerledim. Kurşun sesleri durmaksızın devam ediyordu. Hızlıca içeriden bei duvarın arkasına geçtim. İki silahıda doğrulttum ve ateş etmeye başladım. Kaç kişiyi vurmuştum? Her neyse sonra hatırlar sayardım.

 

Tahmin ettiğim gibi elimdeki silahlardan birinin kurşunu bitmişti. Onu anında yere attım ve belimdeki yedek silahı çıkardım. Onunla ateş etmeye devam ettim. Adamların sayısı azalmaya başlamıştı. Bu güzeldi.

 

Karşıdan gelen bir kurşunla sendeledim. Çelik yeleğin görevleri. Anında kurşunun geldiği noktaya baktım ve ateş ettim. Her ne kadar üzerimde çelik yelek olsada kurşun içime geçmiş gibi hissetmiştim. Tabiki öyle birşey yoktu. Aras önceki yerinde yoktu. Neredeydi bu adam?

 

Ateş etmeye devam ettim. Yaklaşık olarak düşünsek 20 kişiyi öldürmüştüm. Yorulmuştum. Hemde baya yorulmuştum. Kolum ağrıyordu ve nefes nefese kalmıştım. Ayağımda birde toğuklu ayakkabı vardı. Neyse o sorun değil.

 

Beyaz topuklu ayakkabılarıma kan sıçramıştı. Bacaklarımdada kan damlaları vardı. Piskopat değilim ama kandan iğrenmiyorum. Belkide kan içimde büyüdüğüm içindir.

 

🧊🩸

 

Baya bir adam göndermiş olmalıki saatlerdir çatışmamıza rağmen hâlâ bitmemişlerdi. "Bitmiyorlar amına koyayım" dedim ve bir el daha ateş ettim. Defalarca silahımı değiştirmiştim. Bu elime aldığım 7. Silahtı sanırım. Söylene söylene ateş ediyordum.

 

Aras yanıma geldi ve "iyimisin" dedi. Ona baktım. Beyaz gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı. Saçları dağılmıştı ve terlemişti. Ayrıca gömleğinde kan lekeleri vardı. "İyiyim. Henüz vurulmadım" dedim. Kolumdan tutup beni kenara çekti ve bir kişiye daha ateş etti.

 

"Sen?" diye sordum. "İyiyim" dedi. "Silahları ve yelekleri aldığımız oda neredeydi?" diye sordum. Kaşlarını çattı ve "Neden sordun?" dedi. "Adamlar yakınımıza geliyor. Silahımdaki mermi bitmek üzere. Bıçak yada çakıya ihtiyacım var" dedim. Biraz düşündü ve dediğimi mantıklı bulmuş olacakki "Salondan çıkınca ilk koridorun sonundaki oda." dedi.

 

"Tamam" dedim ve tedbirli bir şekilde ilerledim. Önüme gelen adamları tek tek kurşundan geçirdikten sonra nihayet odaya ulaşabilmiştim. Hızlıca odaya girdim. Bıçak ve çakıların düzenle konulduğu masaya bakrım. Elime güzel bir tane çakı aldım. Elimde tahmini iki mermisi kalmış silahımı kenara attım ve yeni bir 9mm aldım. Seviyordum bu tip silahı.

 

Odadan çıktıktan sonra karşımda bir adam gördüm. Silahı bana doğrulttu. Bende silahımı doğrultmuştum ama ben ateş etmeden başka birisi ateş etmişti. Adam yere yığıldığında biraz mesafeyle adamın arkasında duran Aras'ı gördüm.

 

Birşey demedim. Oda sessiz kaldı. "Kaç kişi kaldı biliyormusun?" dedim. "10 filandır ama onlarda kaçtılar." dedi. Demek kaçtılar ha? Kahkaha tufanı loading. "Ev çok dağıldı" dedim. "Birkaç günlüğüne Şile'deki çiftlik evine gideceğim ben. Bizimkilerle senide bir eve yerleştiririm" dedi.

 

"Bende çiftlik evine gitmek istiyorum" dedim. "Tek kalmak istiyorum belki" dedi. Onun yanına gittim. "Banane" dedim. "Odana çıkıp eşyalarını topla bende Eda ve Sarp'a haber vereceğim" dedi. "Ben seninle geleceğim" dedim. Yorgun bir şekilde bana baktı. "İnat etme. Gelmeyeceksin" dedi. Gözlerimi kıstım ve "Sen görürsün" dedim.

 

🧊🩸

 

Güzel bir duş almıştım. Üzerimdeki yorgunluk gitmişti. Üzerime rahat kıyafetler giyinmiş ve valizimi toplamıştım. Odamın camları kırılmıştı. Evin etrafını sararak ateş ettikleri için kurşunlar benim odamada gelmişti.

 

Valizimi alıp odadan çıktım. Merdivenlerden indirmek zor olsada başarmıştım. Ev fazla dağınıktı. Duvarlarda kurşun izleri vardı. Kırılmış eşyalar yerlerdeydi. Aras salonda oturuyordu. Valizimi girişe bıraktım ve yanına gidip oturdum. "Hazırlandıysan adamlar seni bıraksın" dedi. "Ben seninle geleceğim" dedim.

 

"Hazal benimle filan gelmeyeceksin" dedi. İnadım inat oğlum. Seninle geleceğim işte. "Aynen" dedim. Sıkıntıyla nefesini verdi. Başını ovuşturdu. "Neden benimle gelmek istiyorsun?" dedi. Harbiden ben niçin gelmek istiyorum. Düşünelim tartışalım. Evet Hazal'cığım cevap...

 

Yükleniyor...

 

SİSTEM ERROR.

 

Cevap yok. İstiyorum gideceğim. Geçerli bir bahane bulayım hemen. "Çünkü babamlar orayada gelebilir. Bende orada olmak istiyorum" dedim. Aras "hım öylemi" dedi. "Evet öyle" dedim. "Tamam az sonra yola çıkacağız" dedi. Kolay kabullenmişti. Şahane. "Tamam" dedim.

 

🧊🩸

 

Çiftlik evine gelmiştik. Etrafı yeşilliklerle kaplı güzel bir evdi. Tabiki geniş ve büyük bir evdi. Aras ile birlikte içeri girdik. Korumalar valizleri odalara bırakıp çıktılar.

 

"Odan koridordaki ilk oda" dedi. "Odamı ben seçmek istiyorum" dedim. "Peki" diyerek kabullendi. Evi dolaşmaya başladım. Tek katlı ama geniş bir evdi. Tek tek odalara baktım. Bir başka odaya girdiğimde fazla genişti. Diğer odalara göre konforlu, geniş ve ferahtı. Aras arkamda duruyordu. Ona döndüm ve "Bu odahı istiyorum" dedim.

 

Aras "Bu oda benim karıcığım" dedi. Anlamadım. Ne? "Tamam sen başka odada kal ben burada kalacağım" dedim. Kaşlarını kaldırıp indirdi. "Hayır" dedi. Ne demek hayır. "Ben bu odada kalacağım" dedim. Odanın içine girip kapıyı kapattı. "Oda benim" dedi. "Banane" dedim.

 

Odanın içinde ilerledi ve karşıma geçti. "İnat edeceksin illa değil mi?" dedi. Kafamı salladım ve "evet" dedim. "Pekala o zaman bnde inat ediyorum. Hadi bakalım." dedi. Meydanmı okuyor bu bana? "Anlamadım" dedim. "Odadan çıkmıyorum" diyerek beni aydınlattı. "Sen çıkıyorsun bu odada ben kalıyorum" dedim.

 

Güldü. "Ben kendi odamda kalmaya kararcıyım" dedi. Biz neyiz? "Bende kararcıyım. Çıkmıyorum" dedim. "O zaman benimle aynı odada kalacaksın. Yapacak birşey yok" dedi. Asla.

 

Aras ile aynı odada kalmak mı?

 

Asla. 

 

Asla. 

 

ASLA. 

 

Uzun bir aradan sonra selam...

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Eleştirileri buraya alayım...

Yeni bir bölümde görüşmek üzere🖤

Bölüm : 31.08.2025 23:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...