

21.BÖLÜM
Yazarın anlatımıyla;
Hazal kanlar içinde uçurum kenarında yatıyordu. Uçuruma bir araba geldi ve içinden Asya indi. Hızlıca Hazal'ın yanına koştu. "Hazal, kardeşim" dedi. Hazal'ın kanlar içindeki bedenin görünce haykırdı. "Hazal!" diye bağırdı. Hemen yanına gidip onu yerden kaldırmaya çalıştı.
Ağlayarak "Hazal sana ne oldu? Kardeşim ne yaptılar sana?" dedi. Korumalara bağırdı ve "hemen gelin hastaneye gidiyoruz" dedi. Korumalardan birisi gelip Hazal'ı kucağına aldı. Arabaya ilerleyip Hazal'ı arka koltuğa bıraktı. Asya'da onun yanına bindi ve Hazal'ın başını kucağına koydu. Hemen nabzını kontrol etti. Yaşıyordu. "Allah'ım çok şükür" dedi. "Hadi hızlı çabuk" diye bağırdı.
Hazal'ın saçlarını yüzünden çekti ve kan içinde olan ağzını dahada iyi gördü. İçi yandı. Göz yaşları şiddetlendi. Kardeşim dediği kızın bu hali onun içini yakıyordu. Şöföre bağırdı ve "Hızlı hadi hızlı!" dedi. Şöför biraz daha gaza bastı.
Asya i, Hazal'a birşey olmasından çok korkuyordu. Ona birşey olursa Arzu Hanım'a ne derdi. Arzu Hanım'ın hiçbirşeyden haberi olmadığını biliyordu. Bu nedenle dahada stresliydi. Arzu Hanım illaki kızını kimin vurduğunu soracaktı. Asya o zaman ne diyecekti?
🧊🩸
Hemen hastaneye gelmişlerdi. Hazal'ı ameliyathaneye almışlardı. Asya ameliyathane kapısında dönüp duruyordu. Tek başına saatlerce orada bekledi.
Henüz hiçkimseye haber vermemişti. Ama vermesi gerekiyordu. Telefonunu çıkardı ve Arzu Hanım'ı aradı. Arzu kısa sürede telefonu açtı. "Alo efendim Asya?" dedi. Asya zar zor konuşarak "Arzu teyze sana önemli bir şey diyeceğim" dedi. Arzu "Söyle" dediğinde Asya derin bir nefes alıp verdi ve ardından "Hazal vuruldu şuanda ameliyathanede" dedi. Karşı tarafta yoğun bir sessizlik oluştu.
Arzu hemen telefonu kapattı. Türkiye'ye gelecekti. Bunu tahmin etmek zor değildi. Ama Türkiye'ye gelmesi hiç iyi değildi. Hazal'ı kimin vurduğunu araştırıp öğrenirdi. Hatta ondan önce evli olduğunu öğrenirdi. Bunlar hiç iyi olmazdı.
🧊🩸
Ameliyathaneye gireli neredeyse 6 saat olmuştu. Hâlâ bir haber yoktu ve bu Asya'yı çok korkutuyordu. Ameliyathaneye girdikten 2 saat sonra Arzu Hanım'ı aramıştı. Uçağa binmiştir şimdiye.
Bir anda hastanede sesler yükseldi. Asya hızla koridora baktı. Arzu Hanım koşar adımlarla ona doğru ilerliyordu. Hemen Asya'nın karşısına geçip "Hazal nerede? İyimi?" diye sordu. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı.
Asya güçlükle "Bişey söylemediler" dedi. Arzu bağırarak "Nasıl birşey söylemediler. Benim kızıma ne oldu?" dedi. Asya fazlasıyla berbat bir haldeydi. "Arzu teyze gittiğimde uçurum kenarında yatıyordu. Kimin vurduğunu bende bilmiyorum" dedi. Biliyordu ama bunu Arzu'ya söylerse pek iyi şeyler olmayacağını biliyordu. Bu nedenle şuanlık saklamayı tercih etti.
Arzu çıldırmış bir haldeydi. "Ne demek bilmiyorum. Bulacaksınız. O şerefsizi bana bulacaksınız. Benim kızım içeride can çekişirken salına salına gezen o orospu çocuğunu bana bulacaksınız." diyerek tüm hastaneyi inletti. Arzu Hanım'ın da ağzı Hazal kadar bozuktu.
Arzu Hanım'ın gözlerindm yaşlar akmaya başladı. Birtanecik kızını kaybetmekle sınanıyordu. Saatlerce hastane koridordunda oturdup kızını bekledi.
Saatler sonra içeriden bir doktor çıktı. Arzu ve Asya hemen doktorun karşısına geçtiler. Doktor "Hazal Hanım'ın içindeki kurşunu çıkardık fakat hayati tehlikesi devam ediyor. Kurşun kalbin çok yakınına gelmiş. Bu nedenle uzun ve riskli bir ameliyat geçirdi." dedi. Arzu doktorun dediklerini duyunca gözyaşlarını tutamadı.
Asya "İyi olacak ama değil mi?" dedi. Doktor ne diyeceğini bilemedi. "Kesin birşey söyleyemem." dedi ve yanlarından ayrıldı. Arzu Hanım perişan bir haldeydi. Asya elini ağzına götürdü ve sessizce ağladı. İkiside mahvolmuş bir haldeydi. Hazal onların canıydı.
🧊🩸
Hazal'ı ameliyathaneden çıkarıp yoğun bakıma almışlardı. Arzu ve Asya'nın henüz onu görmelerine izin vermemişlerdi. İkiside fazlasıyla ısrar etsede ısrarları bir işe yaramamıştı. Odasının önünde ikiside çökmüş bir halde bekliyorlardı.
Asya göz ucuyla koridora baktığında onlara doğru yaklaşan Yusuf'u gördü. Anında sinirleri tavan yaptı. Yerinden kalktı ve Arzu Hanım'a dönüp "Ben bir lavaboya gideceğim" dedi. Arzu ağlamaktan kısılan sesiyle"Tamam" dedi.
Asya Yusuf'a doğru ilerledi ve dik bir şekilde karşısında durdu. "Senin burada ne işin var? O katil arkadaşınmı gönderdi seni?" dedi.
Yusuf Asya'nın sert tepkisini anlayışla karşıladı ve sakın cevap verdi. "Aras'ın buraya geldiğimden haberi yok. Sadece Hazal'ın durumunu merak ettim" dedi. Asya "Etme. Hazal'ın durumu sizin gibi herifleri gram ilgilendirmez. Şimdi defol buradan" dedi. Yusuf yine anlayışlı davrandı ve "Seni dünlemeyeceğim Avukat Hanım" dedi ve ardından Arzu Hanım'a baktı.
Anında beti benzi attı. "O kadın annesimi?" diye sordu. Asya "Evet annesi" dedi. Yusuf dikkatle Arzu'yu inceledi. Ardından tekrar Asya'ya döndü ve "Hazal'ın durumu nasıl?" diye sordu.
Asya, Yusuf'un ciddiyetini ölçtü. Ciddiydi. "Git burdan hemen" dedi. Yusuf inat ederek "Hazal'ın durumu nasıl?" diyerek sorusunu tekrarladı. Asya "Sana cevap vermeyeceğim. Şimdi defol" dedi. Yusuf daha fazla zorlamak istemedi. Bu durumda yapmadı. "Peki ben zaten hastaneden alırım bilgiyi. Geçmiş olsun" dedi ve Asya'nın yanından ayrıldı.
Asya tip bakışlarla Yusuf'un arkasından baktıktan sonra Arzu'nun yanına geri döndü. Arzu Hanım boş bakışlarla koridorun zeminine bakıyordu. Kızının durumu onu fazla yıpratmıştı.
🧊🩸
1 Ay Sonra...
"Annecim iyimisin yavrum?" diyen anneme baktım. Zorla gülümsemeye çalışarak "İyiyim annem" dedim. Annem gülümsedi ve "iyi ol kuzum" dedi.
1 ay. Tam olarak vurulmamın ardından 1 ay geçmişti. Bu süreçte en yakınlarım annem ve Asya yanımdaydı. Birde Asya kadar bana yakın olan iki arkadaşım olan Nilüfer ve Mehtap'ta yanımdaydı. Onlarla yurt dışında uzun zaman geçirdikten sonra kardeş gibi olmuştuk. Şimdi yanımdaydılar.
Ben ise İtalya'nın en iyi hastanelerinden birisindeydim. Asya'nın anlattığına göre ameliyatımdan 1 hafta sonra annem hemen beni İtalya'ya götürmüş ve bu hastaneye getirmiş.
Olanlar aklımın bir ucundaydı. Hatırladıkça içim yanıyordu. Bu nedenle hatırlamak istemiyordum. Bu biraz zor oluyordu ama sevdiklerimle zaman geçirince geçicide olsa unutuyordum.
Annem yüzünden hâlâ hastaneden çıkmamıştım. Kadın inatla beni burada tutuyordu. "Annecim artık çıksakmı hastaneden?" diye sordum. Annem anında kaşlarını çattı. "Hastaneden çıkarsak elimden kurtulacağını düşünüyorsan yanılıyorsun. Hem bana anlatacağın çok şey var galiba ha?" dedi. Asya ona herşeyi tek tek anlatmıştı. Annem normalde bu halde olmasaydım eminimki bana bağırıp çağırıp kızardı.
Fakat doktor stresten uzak dursun filan diyince birşey dememişti. Psikolojim hiç iyi değildi. Bu nedenle bir süredir psikolağa gitmeye başlamıştım. Nilüfer "Bence sen hastanede kalmaya devam et Hazal" dedi. Haklıydı. Bencede kalmaya devam etmeliyim. Asya "O kahpeden bir haber filan varmı?" dedi. Kahpe dedikleri kişi o aptal kocam olan varlıktı. İsmini dahi anmak istemiyordum.
Onlarda yanımda ismini anmıyorlardı. Bu nedenle yanımda kahpe, oksijen israfı, hayvanat bahçesi kaçkını, pislik, piç, puşt gibi şeyler diyorlardı. Bu hakaretlerin hepsini hakediyordu. Hatta fazlasını.
Mehtap "Bok bok işleriyle. Takipteyim zaten. En uygun zamanda ağzına sıçacağız inşallah" dedi. Hepsi hep bir ağızdan "İnşallah" dedi. Onu öldürmeyi planlıyorlardı değil mi? Onlara hiçbirşey demedim. Yalnızca "Ne istiyorsanız yapın" dedim. Hepsi bu cevabıma memnun olmuştu.
Odamın kapısı çalındığında "Gir" dedim. Kapı açıldı ve içeriye Yusuf, Eda ve Sarp girdi. Uyandığımdan beridir yanımdaydılar. Abilerine haber götürmüyorlardı. Sadece benim durumumu merak ettikleri için beni ziyaret edip gidiyorlardı. Yusuf "Nasılsın?" diye sordu.
"İyiyim sağol" dedim. Eda yanıma geldi ve "Nasılsın iyisin değilmi? Yaran nasıl? Daha iyimi?" diye ard arda sorular sordu. Güldüm. "Merak etmeyin gerçekten çok iyiyim" dedim. Sarp bir süredir yanıma geliyordu ama yüzüme bakamıyordu. Abisinin yaptığından çok utanıyordu. "Sarp" dedim. Bana bakmadan "Buyur" dedi. "Sarp bana bak" dedim. Sarp dediğime karşılık yavaşça kafasını kaldırdı. Yüzüme baktı ama defalarca gözlerini kaçırdı.
"Sarp yüzüme bakmalısın. Utanması gereken kişi sen değilsin" dedim. Sarp mahçup bir şekilde "Nasıl utanmayayım yenge. Abimin yaptığı şerefsizlikten başka bir şey değil" dedi. Yenge lafına takılmıştım. Evet bir zamanlar onlar için yengeydim ama artık değil. Boşanma davası çoktan açılmıştı. Vekaletimi avukata verdiğim için davaya gitmeme gerek yoktu.
Boşanacaktık. Bu kadar. "Öyle ama sen utanma" dedim. Sarp bu sefer bakışlarını kaçırmadı. "Peki" demekle yetindi.
Eda "Boşanacakmışsınız" dedi. "Evet" dedim. Eda "Doğru karar." dedi. Elbette doğru karardı. Annem"Kızımın o şerefsizle bir bağı olmamalı" dedi. Haklıydı. Sanırım boşanma yarındı. Yarın tamamen kurtuluyordum.
Zaten yaramda kapanmıştı. Sadece biraz iz kalmıştı. Göğsümün üzerinde bir iz vardı. O izi kapatmak içinde dövme yaptıracaktım. Aklımda bir fikir vardı. Düğüm.
Düğüm dövmesi yaptıracaktım.
Sıkı bir düğüm. Bence en anlamlı dövme bu olurdu.
Yeni bölümde görüşmek üzere🖤
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.75k Okunma |
637 Oy |
0 Takip |
27 Bölümlü Kitap |