33. Bölüm

33. Bölüm - FİNAL

Zeynep
anonimm_z

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasına olduğumu fark ettim. Ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Tabi ya, düğünüm vardı. Sonra bomba patladı. Üzerime baktığımda hastane elbisesiyle olduğumu gördüm. Bir şey olmuş muydu bebeğime? Ardil? Cansu? Mert?

İçeriye hemşire girince yerimde doğruldum.

"Uyandınız mı?" dedi. "Bebeğim nasıl?" oldu ilk sözlerim. Bir anda yüzü düştü. "Maalesef" dedi sadece. Hayır hayır hayır. Daha kavuşamadan kaybedemem bebeğimi.

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. "Peki ya diğerleri?"

"Sizinle birlikte çok hasta geldi buraya. Ama hepsinin dosyası elimde, söyleyebilirim durumlarını. Öncelikle siz nasılsınız ama? Bir haftadır baygınsınız."

"Bir hafta mı?" dedim şaşkınlıkla. "Evet"

"Tamam boş verin beni. Ardil nasıl?" dediğimde dosyaya baktı. Ardından kötü bir yüz ifadesiyle döndü bana. "Ardil bey, komada geldiğinde beri"

"Ne?" dedim şaşkınlıkla. "Nasıl?" Gözlerimden akan yaşlar arttı. "Mert?" dedim titreyen sesimle. Dosyaya bakıp tekrar bana döndü. "Mert bey şimdilik iyi ama" deyip duraksadı. "Ama ne?"

"Sol kolunu kaybetti"

Başım dönmeye başladı. "Cansu?"

"Maalesef, hayatını kaybetti"

Bu bir kabus olmalı. Bu kesinlikle bir kabus. Başım dönmeye başladı, duvarlar üzerime gelmeye başladı. Bağırmaya, çıldırmış gibi ağlamaya başladım. Kriz geçiriyordum. Uyumadan önce son hatırladığım, hemşirenin serumuma ilaç katması oldu.

 

Uyandığımda bir gün geçmişti bile. Hemen Ardil'i görmek istediğimi söyleyerek onun odasına gitmiştim. Halsiz görünüyordu. Her yerine bir şeyler bağlıydı. Onu böyle görünce göz yaşlarıma engel olamadım.

"Ardil" dedim sandalyeye oturarak. Buz gibi olmuş elini tuttum. "Uyan ne olur! Lütfen uyan. Herkes çok kötü. Cansu öldü. Mert kolunu kaybetmiş. Çetedeki çoğu kişi ölmüş. Mesut ölmüş. Hatta" deyip gözyaşlarımı sildim. "Bebeğimiz ölmüş"

"Evet doğru, bebeğimiz olacaktı bizim. Düğün gecesinde sana bunun sürprizini verecektim ama" derken ağlamam şiddetlendi.

"O da gitti Ardil. Lütfen sen de beni bırakma. Lütfen uyan. Sana ihtiyacım var"

 

........

 

"İki hafta oldu Ardil, hala uyanmadın. Ama uyanacaksın biliyorum. Biraz erken uyan olur mu? Ben hiç iyi değilim çünkü. Mert hayata küsmüş, Cansu'nun mezarından ayrılmıyor. Benimle tek kelime etmiyor. Ölü gibi. Kimsem yok Ardil, lütfen uyan. Sana çok ihtiyacım var"

 

.........

 

"İki ay oldu. Hala buradayım, hala ümidimi kesmedim. Her gün odana çiçek getiriyorum. Hemşireler kızıyor artık çünkü odanda çiçek koyacak yer kalmadı resmen. Ama uyandığında o çiçekleri görünce çok mutlu olacaksın sen, biliyorum. Bu yüzden her gün getirmeye devam edeceğim. Sen yeter ki uyan"

 

.......

 

"Beş ay oldu, hala buradayım. Hiç gitmiyorum. Hala çiçek getirmeye devam ediyorum. Doktorlar senden ümidini kesmeye başladı ama ben kesmiyorum. Uyan artık Ardil, lütfen. Buradayım ben hala, seni bekliyorum"

 

.......

 

"Tam bir yıl on iki gün oldu, hala uyanmadın. Bugün doktorlar fişini çekeceğini söylüyor. Ama vaktimiz var, hala uyanabilirsin. Lütfen artık uyan. Ben hiç iyi değilim. Çok yalnızım Ardil, çok berbat haldeyim. Bebeğimi kaybettim, Cansu'yu kaybettim, Mert'i de kaybettim resmen, bir tek sen varsın. Lütfen uyan, çünkü ben artık dayanamıyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. Kimsem kalmadı. Şu bir yıl on iki gün cehennemi yaşadım resmen. Lütfen uyanıp beni o cehennemden kurtar. Daha fazla yanmaya dayanamayacağım çünkü. Lütfen bana yardım et. Yine yanımda ol, yine sana sarılayım, öpeyim, yine arkamda dur dağ gibi. Yine sana sarılarak uyuyum, sana sarılarak ağlayayım. Kaybettiklerimin acısını bile yaşayamadım çünkü seni bekliyorum Ardil. Sen yanımda olup bana güç ver diye seni bekliyorum. Ama sen gelmiyorsun. Lütfen Ardil, lütfen daha fazla yaşatma bu acıyı bana"

Doktorlar içeri girdiğinde gözümden akan yaşları sildim ama yerine yenileri eklendi. "Daha fazla bekleyemeyiz. Fişini çekmek zorundayız."

"Hayır hayır, lütfen hayır. Biraz daha bekleyin. Uyanacak o, beni bırakmaz uyanacak o lütfen. Bana bunu yapmayın lütfen!"

Yalvarmalarım bir işe yaramadı. Doktor istemediği yüzünden belli olsa da, aniden çekti Ardil'in fişini. Kalp atışları durdu. Ardil öldü, Ardil'im öldü. Yüzünü örttüler onun.

Ağlamayı bıraktım. Bu ihtimali düşünerek yanıma aldığım silahı çıkardım ve kafama tuttum. Doktorlar korkuyla bağırmaya başladı ama onları duymuyordum bile. Beni durdurmaya çalışıyorlardı ama bakmıyordum onlara. Gözlerim, yüzünü artık göremediğim Ardil'ime gitti.

"Özür dilerim sevgilim. Bana, uzun zaman önce intihar etmemem için söz verdirtmiştin ama, ben öldüm zaten. Senin fişini çekince beni de öldürdüler. Sadece nefes alarak bu acıya daha fazla katlanamam. O kadar güçlü değilim ben. Ama seni hala çok seviyorum, hep sevdim. Sen benim kalbini çaldığım adamsın, nasıl sevmem seni? Ama ben bu cehenneme daha fazla katlanamıyorum. Özür dilerim, seni seviyorum"

Silah sesi.

Resmen vurmuştum kendimi. Gözlerim kapandığında yerdeydim.

İnsan, öldükten sonraki ilk yedi dakika, hayatının en güzel şeyini görürmüş. Seninle birlikte olan son yedi dakikamız sevgilim. Tek umudum o yedi dakikaydı. O yedi dakika boyunca seni göreceğime emindim.

Biliyordum.

 

 

 

 

 

Bölüm : 09.08.2025 15:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...