14. Bölüm
Bjk`li dylan / Genç kurt / Kargaşa

Kargaşa

Bjk`li dylan
anotherlove68

İki bacağına da, iki keskin bıçak saplanmış Ahmet'e bakıyorduk. Güneşi gördüğümde bir süre dondum kaldım. Veteriner adama güneşi bırakmış mıydı? Yada güneşin nasıl haberi var?

Aldığı darbe ile dizlerinin üzerine çöken Ahmet bize öldürücü bir bakış atıyordu. Diğer yandan ise güneş hiç birimiz ile göz teması kurmadan göz önüne çıkmaya başlamıştı. Kafa mi sola doğru çevirip Boran'a baktığım da hepsinin tehtitkar bir haraketini bekleyip, gözleriyle etrafı tarıyordu. Boranın önüne çıkıp güneşe doğru koştum.

Duru:Neden hiç birimize haber vermedin?

Güneş: çıktığımı söylemek için zaman kaybetmek yerine canınızı kurtardım.

Boran:Bu canımıza minnet kardeşimiz kim?2

Dedi boran alaycı bir ses tonuyla

Boranın cümlesine göz devirdim.

Duru:Güneş benim ilkokul arkadaşım, ama emin olun tanışmak için çok zamanımız olucak.

Gözleri mi yerde ki iki sürtüğe çevirdim.

Güneş:eğer ki veteriner olmasaydı, orman ceset yığınları ile dolucaktı.

Tek kaşımı kaldırarak kafa mı güneşe döndürdüm.

Güneş:sen Kaanla bulusacagin zamanlar da, ahmette veteriner kliniğinde zehiri hazırlamış. Veteriner ile o gittikten sonra yere dökülen kurt boğanlardan suphelenmis. Bana söylediğinde, hemen koştum ki neyse ki yetiştim.

Boran ellerini cebine sokmuş, etrafta göz dolaştırıyordu.

Duru:sen nasılsın?

Güneş: normalden daha daha iyiyim nedense, veteriner enfeksiyon kaptığı mi felan söyledi işte önemsiz.

Düşünceli gözlerle güneşe baktım. Daha sonra ona içtenlikle gülümseyerek omzunu sıvazladım.

Boran:Senelik görüşmeniz bittiyse şunlarla ilgilenmem lazım.2

Güneş: dün ki boka da bak

Dedi güneş fısıldayarak.

Üçümüz yerde kıvranan iki arkadaşın yanına geldik. Boran kaanın yanında tek dizinin üzerine çöküp yüzüne alaycı bir gülüş attı ve gözünü ondan ayırmadan:

Boran:onlarla ben ilgilenicem.

Kasları mi çatarak Boran'a baktım.

Duru: nedenini bilmediğim sekilde ikinci kez karşılaşıyoruz, yardım da bulunuyorsun çok naziksin ama bu kadar iyilik bir yabancı için fazla.

Boran yavaşça ayağa kalkarak bana döndü.

Boran: herhangi bir iyilik sebebim yok. Sadece yaptıkları şeyin cezasını ödeyecekler o kadar, üzerine alınma.

Dedi ve kafasını döndürdü. Karşı tarafa bakışlarını uzattığı anda bacak ceplerimden küçük, sivri bıçağı alıp boğazına dayadım.2

Yapılan şiddete karşılık birşey yapmadı. Pençeleri mi çıkarıp koluna bastirdim ve aynı şekilde bıçağın basıncını arttırdım. Yaptıklarıma karşı sadece haraketleri mi izliyor, rahatça nefes alıyordu. Bu rahatlığı beni daha çok rahatsız etti.

Duru:Bir anda gökten iner gibi geliyorsun, hiç tanimadigin bir insanın hayatını kurtarmakla kalmayıp burnunu sokuyorsun!

Cümle mi bitirdikten sonra iri omuzlarını dikleştirdi. Ardından iki bilegimide sıkıca kavrayıp yer degistirmemizi sağladı. Sırtımı ağaca sıkıca bastırıyordu.

Güneş:bakın surda kedi var ben sevmeye gideyim.2

Dedi güneş sırıtarak. Yüzümü Boran'a geri döndürdüm.

Boran:sana nazik davranmaya, canını yakmamaya çalışıyorum. Ama sen inatla beni kışkırtıyorsun. Bence yapılan iyilikleri sorgulamadan iyi olur, ilerde pişman olursun.

Bilekleri mi daha da sıkarak yüzüme doğru nefesini verdi. Geriye doğru adım atamamak, sıkışıp kalmak kalbimin hızlı atmasına neden oldu. Gözleri mi kacirdikca daha derine baktı.

Daha sonra gözlerini kırpıştırıp bilekleri mi gevşetti. Yerde yatan iki oğlana doğru yürümeye başladı.

Boran:Eminim beni üzmeyecekler. (Üzemeyecekler)

Sırtım hala ağaca dayalı şekilde boranın haraketlerini izledim. Ahmet'in kolunu koparacak şekilde sert tutup ayağa kaldırdı. Genç adam bacaklarında ki acı nedeniyle inlemedi ile sesi yankılandı. Sesi duyan güneş yaklaştı ve yüzünü buruşturdu.

Duru: nereye gittin?

Güneş biraz düşündükten sonra yanıt verdi.

Güneş:Dedim ya kedi sevmeye.

Dedi ve gülümsedi. Boranın onlarla alay etmesini izlerken dalıp gitmişim. Yanımda ki güneşe baktığım da biraz farklı göründüğünü fark ettim. Sağ tarafa bakıp, sol eli ile sağ kolunu sıktırıyordu.

Ve birşeyler fısıldadığını duydum.

"Öldü"

"Çağırıyor"

"Görüyorum"

Güneşin kolunu dürtmem ile ürperdi.

Duru:korkuttum mu?

Güneş rahatlayarak cevap verdi.

Güneş:ah hayır hayır, dalmışım.

Güneşe onaylayarak baktım ve tekrar Boran'a baktığım da iki oğlan da yerde değildi. Boran koluna bulaşan kanı silmeye çalışarak yaklaştı.

Boran:onlarla biraz gezicez eminim mutlu olacaklardır.

Duru: neredeler?

Boran:Arabanin bagajına koydum.

Şaşkın şekilde güneşle birbirimize baktık.

Güneş:ikisinden bu kadar hoşlandığını bilmiyordum.

Gülmemek için kendimi kastım. Boran sert ve tok bir yüzle bana bakıyordu.

Boran:telefonum bu kadar kasmıyo.2

Kasları mi çatarak Boran'a göz devirdim ve tam ağzımı acacakken güneş konuştu;

Güneş:kargaşadan dolayı senin bir anda ortada bulunmani hiç sorgulamadim. Neyin nesisin sen?

Boran ellerini cebine sokarak yavaşca bize doğru döndü ve derin bir nefes aldı.

Boran:merak edilecek birşey yok. Tuaflık olduğunu fark ettim ve geldim, iyikide gelmişim. Bu da demek oluyor ki bundan sonra da sizinleyim.

Dedi ve cevap vermemizi beklemeden bize sırtını dönüp arabasına yöneldi.

Güneş:magarasini karıştırmış galiba.

Güneşin yaptığı şakaya gülerek elimi sırtına attım ve sıcak kanlı bir şekilde kendime doğru çektim.

Çok geçmeden arabanın yanına gelmiş olduk. Kapağı açık bagaja doğru yöneldim, ama boran benden önce davranıp önüme geçti ve bagajın yanın da durdu. Bagajın içine baktığım da iki bedenin yan yana yatar halde koyuldugunu gördüm. Vücudum da herhangi bir acıma hissi ve dram hissetmedim. Gözümü arabanın arka koltuklarına kaldırdım. İki kalın ve uzun zincir ve bir şırınga gözüme battı.

Duru:nedir onlar?

Boran kafasını arka koltuğa çevirdi.

Boran: ıvır zıvır.

Tek kaşımı kaldırarak bir arka koltuğa ve birde Boran'a baktım. Tam etrafa bakicagim anda boran ağzını açtı.

Boran: sevgilin miydi?

Dedi kollarını göğsünde buluşturmuş ve elleri cebinde bir vaziyette.2

Duru: sayılmaz.

Boran:herkese güvenmemen için bir sebep.

Gözlerimi ona sabitleyerek:

Duru:sana güvenmeli miyim?

Omuzlarını gevşeterek ağzının kenariyla ufak bir tebessüm etti.

Boran:seni bunun için zorlamam. Ama illa bir cevap istiyorsan *kafasını bana döndürerek* düşmanıma bile ihanet etmem.

Gözlerinin içine bir duygu ararcasina baktım, ama nafile.

Çok geçmeden kendimi toparladım ve konuştum.

Duru:güneş bekliyor.

Boran: kendilerine gelmeden gitmem lazım zaten.

Onaylar şekilde kendimi düzelttim ve aynı anda oda bagajın kapağını kapattı. Onu bir süre izledikten sonra arabaya doğru yöneldim. Arkamdan gelen hız sesi ile duraksayip arkama döndüm. Çoktan gaza basıp gitmişti bile.

Önüme dönerek fısıldadım "ne çocuk ama"

 

Bu sefer kısa bitirmek istedim diğer bölümü biraz daha uzun yaparımm. Özellikle istediğiniz birşey varsa soyleyiiinn💗2

 

Bölüm : 04.04.2025 00:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...