Peri
Saate baktığım da 6.00dı. Yatakta oturur pozisyon alıp gördüğüm kabustan etkilenmemeye çalıştım,yanımda ki konsola uzanıp (başka bişe diyolardi aklıma gelmedi) ışığı açtım ve etrafa baktım. Hazirlanmama daha henüz 1 saat vardı. Ellerimle yüzümü kapatıp derin bir soluk verdim ve kaanin olduğunu hatırlayınca hızlıca kafa mı kaldırdım. Hala buradamiydi acaba?2
Çabucak ayaklarımı soğuk zemine deydirip,yatağın kenarında duran terlikleri ayağıma geçirdim ve kapıya doğru yöneldim. Yavaşça kapının kolunu ses çıkmaması için aciyordum ama bu sefer gicirdadigi için daha fazla ses çıkmıştı. Hayatta ki şansım şaka mi
Merdivenlerden inip salona indim ve kaanin uyuduğu koltuğa doğru gittim ama gördüğüm tek şey katlanıp üst üste koyulmuş battaniye ve yastikti, acaba ne zaman gitmisti bana neden haber vermedi ki?
Belkide beni uyandırmak istememistir diye düşünüp battaniye ve yastığı alıp odada ki dolabın içine koyup kendi yatagimi da toplamak için yeniden merdivenlere doğru yöneldim. Binlerce defa merdivenlerden inip çıkmaktan beleşe spor da yapıyorum ne güzel.
Lavobaya gidip elimi yüzümü yıkayıp genel işleri mi hallettim ve dolabı mi açıp ne giysem diye kiyafetlerime göz gezdirdim. Altıma acık mavi bir baggy pantalon ve üstüme ise gri,bol bir sweat giydim bugün o kadar kombin yapma hevesim yoktu. Yoksa hergun beyin hucrelerim ile pazarlık yapıp yarım saat ne giysem diye düşünürdüm yanii.
Saçımı alttan,iki taraftan da ördüm ve percemlerimi öne doğru attım. Makyaja gecmeden telefonumu kontrol etmek istedim belki güneş birşey yazmıştır diye, masanın üzerinden telefonumu aldım ve ekranı açtığım da ayri kişilerden mesajlar vardı bu beni pamuk şeker alınmış bir çocuğun mutluluğuyla aynı mutlulukta olmamı sağlamıştı. Hemen ilk güneşin mesajını açıp okudum. "GUNAYYDİİİNNN" enerjisini hiç kaybetmemis "of bugün okula gelmeyi cok isterdim ama got lalesi doktor demiş ki neymiş dinlenicekmisim sırf bugün gelmedim diye orman da kurtlar sofrası yaparsınız" (UMARİM ESPİRİYİ ANLAMİSSİNİZDİR) bu mesaja kahkaha atmadan duramadim ve ister istemez fazla sesli bir sekilde güldüm ah deli kız.
Güneşe yanıt verip kaanin mesajina baktım "o kadar güzel uyuyodun ki uyandırmaya kıyamadım,küçük süt içen bir kurtun bana kizacagindan korkmadım açıkçası ama zaten emin ol sabaha kadar her an tetikce uyudum" ben mi süt iciyomusum dangalaga bak
Telefonun ekranını kapatip makyaj aynasının önüne geçtim ve yüzüme hafif kapatıcı,maskara son olarak ise dudak kalemi şurup işimi bitirdim bunları halletmem zaten yarım saatimi almıştı. Hemen yatağımın kenarından sırt çanta mi ve telefonumu alıp odadan çıktım. Salona geldiğimde özellikle bütün camları teker teker kontrol ettim tekrar bir alfa ile ugrasabilecek enerjiye sahip degilim. Evden çıkıp kapıyı kilitledikten sonra yedek anahtarı mi cantama attım.
♪
Okulun bahçesine geldiğimde duraksadim ve gözüm okula daldı içimde hiç güzel hisler yoktu hemde hiç. Burnumdan derin bir soluk verip ellerimle çantamın kollarını sıktırdım. Yavaş adimlarla okulun kapısına doğru yurudugum sırada omzum da hissettigim iki ağır el ile olduğum yerde hızlıca arka mi dönüp,iki elide tuttum ve ciddi bir ifadeye büründüm sonrasında ise karsim da köpek yavrusuna benzeyen Kaan ile karşılaşınca yüzüm tekrar alaycı bir pozisyon aldı ve ellerimi gevsettim
Kaan:yavrum alfaya benzer bı halim var mı
Duru:öyle pat diye cin kabilesinden cikarmiscasina omzuma asilirsan seni herşey sanabilirim
Kaan:bence ben alfa olsam arkandan gelmek yerine seni pisi pisi diye cagirirdim
Duru:manyak ben sana kuçu kuçu diyomuyum1
İkimizde aynı an da guluslerimizi durduramadik. Kaan kolunu omzuma atıp, okula doğru yurumeye devam ettik. Ne kadar gulsemde rüyanın etkisinden hala cikamamistim acaba Kaana anlatsam benim kadar ciddiye alirmiydi bilmiyorum ama anlatmak yanın da pekde degildim.
İkimizde sınıflara girmiştik bu ders seçmeli ders olduğu için Kaan ile ayrı sınıflara ayrıldık ve son kez vedalaşıp siniflara girdik. Çok fazla insanlarla samimi olan biri değildim çabucak arkadaş ortamı da kuramazdim bu yüzden sun an ki seçmeli sınıfından olanlarla bir samimiyetim yoktu. En arka sıraya geçip çanta mi yanıma bıraktım ve telefonumu çıkardım. O an içimden keşke güneşte olsa diye geçirmedim değil umarım çabucak iyilesir.
Yüzümü elime yaslamış şekilde duvarı izlerken telefonumdan gelen bildirim ile düşüncelerden uzaklaşıp ekranı açtım gelen mesaj güneştendi neyse ki beni bu sıkıcı ortamdan uzaklastirmisti hemen mesajı açtım ama yüzümde ki gülümseme ciddilige büründü.
"Duru tamam yaram uzun süre geçemicek kadar ciddi değildi ama bence bu kadar kısa sürede geçmesi hiç normal değil. Bakabilir misin"
Bu mesaj üzerine sert bir şekilde yutkundum rüyam gözümün önünden tekrar geçmeye başladı genelde rüyaların tersi olur derler umarım şimdide oyle olur. Hemen masa mi toparlayip herşeyi çantama attım ve çanta mi ise sirtima alıp hızlıca kalktım Kaana giderken mesaj atarım zaten şu an büyük ihtimalle derstelerdi neyse ki bizim seçmeli dersimiz hep boş geçer.
Arkamdan gelen yapmacık sesle durdum "kacinci sevgilisiyle buluşmaya gidiyo acaba" alaycı bir gülüş atar.
Duru:en azından bulusabilecegim birileri var Melis.
Dediğim laf üzerine birşey dememiş sadece göz devirmisti ondan da fazlası beklenmezdi zaten. Okuldan hızlıca koşup arabaya gittim biner binmez çantayı arka koltuğa attım ve telefonumu açıp Kaana bir mesaj yolladım. "Okulda değilim. Güneşin yanına acilen gitmem gerekti, ararsan ordayım." Gonderdikten sonra telefonu yan koltuga bıraktım ve arabayı surebilecegim en hızlı şekilde sürdüm.
♪
Güneşin evine geldiğimde etraf çok sessizdi ölüm sessizliğinden de fazlasıydi, çoğu insan sessizliği huzur olarak görür ama şu an ki oldukça rahatsız ediciydi.
Hemen inip kapiya doğru koştum tiklatmak yerine güneşin bana verdiği yedek anahtar ile kapıyı açtım ve güneşe seslendim.
Ses gelmemesi beni huzursuzlastirmisti ama fazla kafa da kurdugumu düşünüp tekrardan fazla yoğun bir sesle seslendim ve sola dönüp odasına doğru gittim. Kapının kolunu açıp hemen gözümle hızlıca içeriyi taradım ve yatakta şarkı dinleyen güneşi gördükten sonra derin bir nefes verdim.
Güneş:SEN EVLİSİN YUVANA DÖNMELİSİN
Duru:lan hırsız gelse duymicaksin haberin yok
Güneş:hırsız mi kalmış bu devirde yaa alfalar varken
Güneş şarkıyı kapatıp yatakta daha dik oturup omzunu açtı
Güneş:ufak bir kanama bile yok, bak
Yarasını açtığın da diğer yaranın derinliğinden eser kalmamıştı. Yarasinin kabuk baglamasi gerekirken sanki teni hiç hasar almamış gibiydi tıpkı... Tıpkı o gece orman da isirildigim gibiydi herşey
Duru:sende aynı şeyi düşündün değil mi
Güneş endişeli bir şekilde kafa sallamisti bana, tuaf olan tek şey güneşte hiç bir belirtinin olmamasiydi benimkine göre gayet normal geçiriyordu peki ya neydi bunların hepsi?
İkimiz sohbete dalmisken kapı çaldı
Odadan hızlı adımlarla çıkıp kapının kilitlerini açtıktan sonra kapının kolunu çekip açtım. Açtığım da sadece Kaan değil yanın da Ahmet ile birlikte gelmişti
Ahmet:güneş odasin da değil mi
Onların geçmesi için geri çekildikten sonra kapıyı tekrardan kapattım ve onlarla birlikte arkalarından güneşin odasına girdim.
Güneş: şükürler olsun geldiniz bir an beni unutup mezara bile koydunuz sanmıştım
Ahmet:o nasıl söz gün ışığım ben olmadan gidebilir misin sence
İkiside birbirine bakıp gülümsüyordu ve Kaan da biz buradayız der gibi öksürük sesi yapıp ortami bozdu
Güneş:SUREKLİ BOYLE YAPİYORSUNUZ ZATEN
Güneş:KAFA Mİ SESLERLE DOLDURUYORSUNUZ SUSUN
Ahmet:Güneş bir yerin mi ağrıyor ne oldu
Günes:susun diyorum size,sesler durmuyor susun!
Güneşin çığlığı ile ile hepimiz kulaklarımızi kapatıp yere savruldum. Odada ki avize bile patlamış,cam olan herşey catlamisti. Heryer bir an da birbirine savrulmustu. Resmen kulaklarımız çınlıyor birşey duyamiyorduk...
Bölümler hakkın da özellikle istediğiniz birşeyler varsa söyleyinn ekleyeyimm🫀
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
