23. Bölüm
senem sönmez / ELİDA / 19. Bölüm Yeni Başlangıçlar

19. Bölüm Yeni Başlangıçlar

senem sönmez
araftaacangunes

Kimsenin ilacı olmayın. Çünkü insanlar iyileşince ilaç kullanmazlar.

 

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu- Yeni ve Yeni Kalanlar

 

Keyifli okumalar diliyorum ❤️

 

Neydi vefa ?

Unutmamaktı. Zor günde sırt dönmemek, kapıları örtmemekti. Dostun ağlarken gülmemek,her acıya onunla göğüs germekti vefa. Laf değil lafta değildi. Vefa ne bir semt,ne de sadece bir apartman adı, vefa dostunla hemhal olmaktı. Yaralıya merhem susuza su ve vefa anlamak bir diken için bir gülü atmamaktı. Vefa çok ağır bir yüktü ve her insan taşıyamazdı. Ve bunu en çok çekindiği insandan öğrenecekti Hazer'in peri kızı.

 

"Hasret abla amcamın orada ne işi vardı neden haber vermediniz?"

 

"Biz konuşuyorduk bir anda dengesini kaybedip yere yığıldı kaldı."

 

Elida öylece konuşan iki kişiye bakarken kadının kim olduğunu düşünüyordu. Ayrıca ne olmuş olabilirdi ki Rıdvan Kozcu'ya?

 

"Evde tek mi bıraktın abla onu ambulans falan çağırmadın mı?"

 

"Aradım tabi ki.Ben ne yapacağımı bilemedim Hazer onu eve taşıdım belki bir araba bulurum diye çıktım yola buraya kadar gelmişim Allah çıkardı seni karşıma."

 

Orta yaşlarının başında bir kadının da araca binmesi ile tozlu arazi yolunda ilerliyen arabada katı bir sessizlik hâkimdi. Elida ne olduğunu anlayamadığı ve üstüne çok hızlı giden araba ile korkarak sordu.

 

"Hazer neler oluyor lütfen yavaşla!"

 

Hazer ise sanki onu duymuyordu gözü yolda hızla sürmeye devam etti sonra küçük bir yola dönüp hızını azalttı ve çok geçmeden de durdu. Adının Hasret olduğunu duyduğu kadın ve Hazer hızla inip küçük eve doğru koşarken Elida da inip onları takip edince gördü kanepede uzanan adamı. Kapının eşiğinde durup bakarken Hazer'in ellerinin titrediğini farketti Rıdvan yavaşça gözlerini açarken kadının sesini tekrar duydu.

 

"Rıdvan abi uyandı!"

 

Hazer hızla yanında diz çöküp elini tuttu amcasının.

 

"Amca iyi misin ne oldu sana böyle?"

 

"Başım döndü birden gerisini hatırlamıyorum."

 

Birden burnu kanamaya başlamış ve dikleştirği kanepeye geri yatmıştı. Hazer hızla ambulansı tekrar ararken Elida ve Hasret hanım da Rıdvan'ın yüzünü siliyor bir yandan da onu konuşturmaya çalışıyorlardı. Kadın kalkıp dışarı çıkan Hazer'in yanına yürümüş Elida Rıdvan'ın baş ucunda kalmıştı.

 

"Hazer ona bir şey olmayacak değil mi?"

 

"Ambulans gelmek üzere Hasret abla."

 

Elida pencereden görünen konuşan ikiliye bakarken düşünmeden edemiyordu. Neler oluyordu burada.

 

Bir anda sirenleri duyulan ambulans evin önüne yaklaşırken anlam veremediğim olayı uzaktan izliyordum.

 

Sinirli halini görmüştüm bu adamın kıskanç yanına da şahit olmuştum. Mutlu halini neşeli halini dahi görmüştüm ancak endişeli hâli yabancıydı bana. Onu ilk defa bir şeyden korkarken görmek garip geldi bir anda. Gördüklerim ve duyduklarım karşısında kaskatı kesilmişken elime değen el ile Hazer de olan bakışlarımı kesik kesik konuşan yaşlı adama çevirdim. Elimi tutmuş yerinde tekrar dikleşmeye çalışıyordu hemen doğrulmaması için karşına geçip durdum.

 

"Burada olduğumuzu kimseye söyleme Elida. Bu çok büyük ve karmaşık bir sır ne bu evi ne de Hasret'i lütfen kimseye söyleme."

 

Daha cevap bile veremeden gelen ambulansa alınan Rıdvan Kozcu'ya baktım. Sıcaktan mı yoksa başka bir nedenden mi bilmediğimiz bir biçimde bu evde Hazer'in yüzünü görünce dahi hayretle karşılık verdiği kadının evinde bayılmıştı.

 

Hazer gelen ambulansa tam binmek üzereyken beni farkedip durdu ve bana doğru gelip konuştu.

 

"Elida ben ambulans ile gideyim sen bizi takip et!"

 

Sadece başımı sallayıp onu onaylarken hızla bekleyen ambulansa binip gittiler.

Bir arkalarından bakan kadın bir de ben öylece kalırken hızla arabaya binip takip etmeye başladım.

 

Ne olmuştu ,bu kadın kimdi? Rıdvan amca bana neden öyle söylemişti? Neydi bu sır bilmeden tozlu yolda ilerleyen sirenleri çalan aracı takip ettim aklımda onlarca soru ile.

 

Yüzündeki kırışıklıkların her biri bir yara aslında. Ve sen koca çınar her bir dalın kesildiği hâlde kanamadan dimdik durmuşken kim yıktı seni yere?

 

Yaklaşık kırk kırkbeş dakika sonra hastane acilinden giriş yapmışlardı doktorlar onu hemen bir odaya alırken yan yana olan Elida ve Hazer birbirine bakıyorlardı.

 

Bir süre sonra dışarı çıkan doktor ile Hazer hemen yaklaşıp sordu.

 

"Nesi var doktor bey? Ne olmuş böyle hiçbir şeyi yoktu."

 

Elida da kocasının yanında yerini alırken pür dikkat doktorun ağzından çıkacakları bekledi.

 

" Tansiyona bağlı olarak biraz halsiz düşmüş ve sanırım ilaçlarını da düzenli kullanmıyor Rıdvan bey."

 

"Burnu kanadı o neden peki?"

 

"Rıdvan bey yaşı itibariyle dikkat etmesi gereken bir dönemde ancak çok yormuş kendini hem bünye olarak hemde fiziksel bir yorgunluk yaşıyor. Sanırım bazı tatsız şeyler de yaşamış ki buda onu yorgun düşürmüş. Tansiyonu düşsün diye serum verildi . Benim tavsiyem dinlensin ve kendini yorup kafasına bir şey takmasın. İlaçlarına da dikkat edilmesi gerekiyor serum bitince çıkabilirsiniz."

 

Hazer derin bir nefes alırken omuzlarında ki ağırlığın gittiğini hissetti aklı çıkmıştı amcasına bir şey olacak diye ah yaşlı kurt çok korkutmuştu.

 

"Hazer neler oluyor o kadın kim Rıdvan amaca bana neden kimseye söyleme dedi."

 

"Amcamı çıkaralım konuşuruz peri kızı."

 

Rıdvan Kozcu doktorun dediği gibi serumu bitince çıkmıştı hastaneden eve geldiklerinde herkese bahçede tansiyonunun çıkması ile fenalaştığı ve doktora gittikleri söylenmiş ve dinlenmesi için odasına çıkarılmıştı. Gerçekten de ne Hasret hanımdan ne de o evden hiç bahsetmemişti kimse.

 

Hazer konuşuruz desede konuyu açmamıştı. Amcasının odasına giden adamın arkasından sadece bakmakla yetinmiş avludaki sedirde otururken Berfu yanına yaklaşıp karşısında dikilince bakışlarını kıza çevirip tek kaşını kaldırarak baktı.

 

"Bir şey mi diyeceksin Berfu ne oldu?"

 

"Babam neden sizinleydi ki?"

 

"Beraber değildik biz sonradan gittik onun olduğu yere tesadüfen yani."

 

"Babamı nerede buldunuz peki?"

 

"Hazer söyledi ya bahçe de düşmüştü."

 

"Sizin ne işiniz vardı bahçede Hazer ile?"

 

Elida kızın bu meraklı halini babasının durumuna yormaya çalıştıkça Berfu soruların boyutunu Hazer'e çeviriyor buda Elida'yı kızdırıyordu.

 

"Berfu senin merak ettiğin babana ne olduğu mu yoksa benim Hazer ile ne yaptığım mı?"

 

Berfu onun cevabı ile kaşlarını çatarak ona bakıp tam konuşacakken Elida fırsat vermeden tekrar söze girdi.

 

"Eğer cevabın ilki ise baban yukarıda gidip ona sorabilirsin yok eğer ikincisi ise bu seni hiç alâkadar etmez."

 

Cevap vermesini beklemeden kalkıp odasına çıkmaya başlamış arkasında sinirle ellerini sıkan bir kız bırakmıştı.

 

Hazer ise Meran yengesinin odadan çıkmasını bekliyor gözünün içine bakıyordu Rıdvan bunu farkedince karısına bakıp konuştu.

 

"Meran gülüm benim karnım acıktı sanki."

 

"Hemen yaparım ne istersin?"

 

"Lebeni yapar mısın bana?"

 

Amacı yemek yemek değildi karısını odadan çıkarmaktı.

Meran gülümseyerek Hazer'e bakıp kocasına dönerken başını salladı ve çıktı odadan onun çıkması ile Hazer hemen söze girdi.

 

"Amca ne işin vardı yine o evde neden yapıyorsun bunu?"

 

Rıdvan yaslandığı yatak başlığına daha da yaslanarak derin bir nefes çekti içine.

 

"Hazer karın bunu kimseye anlatmaz değil mi?"

 

"Amca konuyu değiştirmeye mi çalışıyorsun? Söz vermiştin gitmeyecektin hele ki herkesin gözleri üzerimize dönmüşken amacın ne senin?"

 

"Hazer karını çağırır mısın beraber konuşacağız?"

 

Hazer şaşkınlıkla amcasına baktı nasıl yani kimsenin bilmediği bu sırrı Elida ile paylaşacak mıydı?

 

"Amca emin misin? Yani Elida kimseye anlatmaz eminim ben, bunu yapmak zorunda değilsin."

 

Rıdvan sadece başını salladı Hazer de terasa çıkıp avludaki Berfu'yu görüp seslendi.

 

"Berfu."

 

Genç kız duyduğu ses ile heyecanla yukarıya baktı ve gülümsedi.

 

"Efendim Hazer bir şey mi istedin hemen geliyorum.?"

 

"Yok yok sen gelme de Elida nerede amcam onu çağırıyor."

 

Berfu duyduğu şey ile şaşırdı babası bu kızı neden çağırmıştı ki nefret etmiyor mıydı ondan. Düşüncelerine o kadar dalmıştı ki tekrar seslenen adam ile kendine geldi.

 

"Berfu sana diyorum duymuyor musun?"

 

"Odasına çıktı Elida."

 

"Tamam ben çağırırım."

 

Elida odasında oturmuş düşünürken çalan telefonu ile çantasını açıp bakınca ekranda Hazer'in adını görüp kaşlarını kaldırdı ve hemen yanıt tuşuna basıp konuştu.

 

"Bir şey mi oldu Hazer?"

 

"Yukarıya gelir misin amcamın seninle konuşmak istediği şeyler varmış."

 

"Benimle mi konuşacak?"

 

"Evet gelir misin?"

 

"Hemen geliyorum."

 

Odaya giren kız ile iki adam da ona baktı.

 

"İyi misiniz korkuttunuz bizi."

 

"İyiyim merak etme seni çağırma nedenime gelince..."

 

"Eğer birine birşey söylerim diye çağırdıysanız merak etmeyin sizin özeliniz sonuçta söylemem."

 

Rıdvan Hazer'e dönüp baktı ve söze girdi.

 

"Hazer bizi biraz yalnız bırakır mısın? Hem biri gelirse haber verirsin."

 

Elida bakışlarını kocasına çevirip bakınca Hazer konuştu.

 

"Hemen kapının önünde olacağım tamam mı? Korkma."

Hazer kapıyı açıp çıkınca Rıdvan gülümsedi ve baş ucundaki sudan bir yudum alıp söze girdi.

 

"Bak Elida biz seninle iyi bir başlangıç yapamadık biliyorum. Sana beni affet de diyemem af dileyecek durumda da değilim şimdi anlatacaklarımı sadece üç kişi biliyor şimdi sende öğreneceksin ve kimseye anlatmayacağını da biliyorum."

 

"Sizi dinliyorum efendim."

 

"Bugün gördüğün kadın yani Hasret 19 yıllık bir sırrın kilit ismi. O kız benim kardeşlerime olan özlemim o kız benim kızlarımdan biri o kız benim bu hayattaki imtihanım. Ben babam öldüğünde çok gençtim annem nenem 3 kardeşim bir de Senem atasız kaldık az çok anlamışsındır burada işlerin yürüdüğünü aynı Hazer'in ağa seçilmesi gibi beni de seçtiler tek farkla ben ilk başa geçtiğimde Hazer den küçüktüm yol gösterenim de yoktu bu yanlış bu doğru diyenin de dediler ki en büyük sensin babanın bıraktığı görev sana geçti. Ben düşe kalka öğrendim doğruyu yanlışı. Çok sınandım ama evlat özlemiyle sınadı rabbim ilkinde beni çok çetin bir sınavdı Senem olmasa belki de biz kalmıştık o sınavdan neyse o başka zamanın konusu olsun. Bu topraklarda ağalık ilk erkek torunun babasına verilir yani senin kayınpederin Siyabend'e ama o hem beni çiğnemek istemediği için hemde sevdasının üstüne başka bir yük almak istemediği için ağalıktan vazgeçip bana bırakıp sürgünü seçti. Sonra aşiret büyüklerine yetmedi sürgün onu memleketinden sürdükleri gibi ailesinden vatanından ülkesinden de sürmek istediler. Hasret o kara günde çıktı karşıma kan davasına bedel diye verilmiş daha 15'inde bir kız çocuğu kaçmış evinden bana sığındı. Meğer aşiret büyükleri peşime adam takmışlar Hasret'in kaçtığı duyulunca evlenmesine hüküm verildi. Ben kız ile konuştum bir de babamın yakın bir arkadaşı ile görüşüp plan yaptık Hasret'in sanki onunla evlenmesine hüküm vermişim gibi aşirete haber yolladık. Asıl planımız Hasret kendini aşmış gibi gösterip kızı buradan kaçırmaktı kardeşlerim de buna tepkisiz kalmayacak ve uzak duracaklardı benden ve bu şehirden. İstediğim de oldu hani gittiler hem Hasret gitti uzak ülkelere hem kardeşlerim gitti baba ocağına küse küse. Böylece de aşiret bırakmıştı kardeşlerimin peşini."

 

"Yani Hasret dediğiniz herkesin öldü bildiği bir kadın mı? Ve siz sırf o kızı kurtarmak için kendi öz kardeşlerinizin sizi kötü bilmesine ses çıkarmadan onca yıl sakladınız bu sırrı."

 

"Kafan karıştı değil mi? Dedim ya o benim imtihanım diye. Bu sır benim değil ki artık Hasret şimdi koskoca bir kadın oldu. Ama bu coğrafyada kadın olmak zaten başlı başına bir zorlukken ben nasıl sırtımı dönebilirim ki ona."

 

"Peki ama neden kimseye anlatmadınız bunu yani aileniz bilseydi en azından."

 

" Beni kendi öz kızım bile yarı yolda bırakmışken kime neyi anlatayım. Beni varsın herkes kötü bilsinler ben kızıma beklemesini söyledim. Sabret dedim daha abin gelip istemeden kızım beni çiğnedi gitti. Ben onu pamuklara sarıp büyüttüm iki gözümden sakındım ama bunca sevginin de cezası buymuş demek.İnsanlar durmaları gereken yeri bilmiyor kızım ama vurmaları gereken yeri gayet iyi biliyor. Ben kızma kalbimsin dedim kalbimden vurdu.Kimseye yarandan bahsetmeyeceksin. Bunca pisliğin yalanın nankörlügün döndüğü bir zamanda daha iyi biri olmaya kendime yakışanı yapmaya çalıştım hala da çalışıyorum. Dört dörtlük bir adamım diyemem değilim de zaten ama kötü bir adam değilim onca şeye rağmen kötü olmadığıma eminim.Sonuç hayal kırıklığı bile olsa ben elimden geleni yaptım diyebilmenin iç rahatlığıyla başım dik kalkıyorum hepsinin altından. Buda bana yeter. "

 

"Peki bunları bana neden anlatıyorsunuz? Beni sevmiyorsunuz hatta görmek dahi istemiyorsunuz?"

 

"Sana olan tepkim sevmediğim yada nefret ettiğim için değil be kızım sana olan tepkim aslında kendime. Ben Senem ve Siyabend'e bir evladın en güzel yıllarını borçluyum ben Cansu'ya sadece tatillerde görebildiği bir abi borçluyum."

 

Elida gözünden düşen yaşa engel olamazken başını salladı.

 

" Şimdi anladım bizim evliliğimiz de abim ve Dilda yüzünden olduğu için bunun acısını benden çıkarmak istediniz."

 

"Dedim ya beni affet diyemem diye çok kırdım kalbini biliyorum ama sende istersen yeni bir başlangıç yaparız sen aileni ben kızımı kaybettim öz kızımdan ayırmam seni."

 

Elida ardı ardına akan göz yaşlarına engel olamazken başını salladı ve gülümsedi.

 

" Hani dediniz ya düşe kalka buldum doğruyu da yanlışı da diye bu kez beraber kalkarız ayağa ilk düşüşümüz değil sonuçta. Rıdvan amca sana söz veriyorum ben seni yarı yolda bırakmayacağım. Ve merak etme sırrınız bende güvende olacak."

 

"Ben de sana söz veriyorum her sıkıntı da arkanda olacağım.Anlaştık o halde. Şimdi kapıda ki kocanı çağır da Meran görmesin kapıda onu."

 

Elida kalkıp kapıyı açınca Hazer elindeki sigarayı söndürüp sedirden kalktı ve içeriye yürüdü gözleri kızarmış kızı görünce kaşlarını çatıp amcasına bakıyordu ki Elida gülümseyip konuştu.

 

"Biz Rıdvan amca ile sorunlarımızı çözdük. "

 

Hazer bir karısına bir amcasına bakıp emin olmak istedi ve Rıdvan'ın gülen yüzü ile rahat bir nefes çekti içine.

 

"Elida Hazer sana bahçeleri göstermiş ne diyorsun ne zaman başlarsın işe?"

 

Elida tedirginlik ile yerinde kıpırdanınca Hazer amcasına bakıp güldü.

 

"Senden çekiniyormuş amca ya beceremezsem diyor?"

 

"Ben inanıyorum kızım sen yaparsın ayrıca olmazsa da canın sağ olsun maaşı veren kocan düşünsün değil mi?"

 

Hepsi gülmeye başlayınca Meran ve Berfu elindeki tepsi ile odaya girmişti. Berfu babasının bu kız ile gülüsmesine şaşkınlık ile bakarken yeni bir dönemin başladığından habersizdi.

 

Odadan çıkan karı koca akşam yemeğine kadar odalarına çekilip uzanmak istediler. Elida üstünü değiştirip rahat bir şeyler giyerken Hazer üstündeki gömleği çıkarıp yatağın karşısındaki tekli koltuğa bıraktı ve kendini sırt üstü yatağa bıraktı. Elida yatağa oturup ona bakarken elini tutup onunda uzanmasını sağladı.

 

"Hazer herşey iyiye gidiyor farkında mısın? Çok mutluyum ama korkuyorum!"

 

" Korkma peri kızı ben hep yanındayım."

 

"Hala inanamıyorum amcan yani cümleyi bile kuramadım bana seni kızımdan ayırmam dedi bana en büyük sırrını açıkladı."

 

"Demek ki oda gördü gerçeği..."

 

Cümlenin devamını getirmedi ve kıza sarılıp gözlerini yumdu. Elida merakla kıpırdanınca güldü ve tekrar açtı gözlerini.

 

"Neyi gördü amcan?"

 

"Kalbinin ne kadar güzel olduğunu oda gördü benim gibi."

 

"Hazer."

 

"Efendim peri kızı."

 

"İyi ki bana çok geç kalmadın. Allah biliyor ya ömrümün sonuna kadar da olsa beklerdim beni sevmeni ama iyi ki çok geç kalmadın ,bana uzun yıllar borçlanmanı istemezdim."

 

" Sen var ya peri kızı büyük bir kütüphane de en köşede kalan tozlu bir kitabın her hangi bir sayfasında kimsenin fark etmediği ama benim altını kırmızı kalemle çizdiğim bir cümlesin. Kim bilir belki de seni kimseler farketmesin diye oraya ben koymuştum ama kader seni tekrar karşıma çıkardı."

 

"İyi ki."

 

"İyi ki gelin hanım iyi ki."

 

Hazer önce aklına ardından dudaklarına uzun sayılacak bir öpücük bırakıp gözlerini huzurla yumdu.

 

Günler birbirini takip ederken herkesin telaşı başkaydı Hazer şirkette koşturuyor bir yandan da aşiret işlerine yoğunlaşıyordu. Ali Bulut okuluna gidiyor okuldan sonra da şirkette işleri öğrenip Hazer'e yardım ediyordu. Elida ise yeni kurulan ekip ile tüm bahçelerde ilaçlamaya başlamıştı. Kalbinden geçen işi yapıyordu ama hala bir yanı eksik hissediyordu. Saliha da burada olsaydı demeden edemiyor her gün onu arayıp konuşuyordu. Ara sıra onun tecrübesinden bile faydalanıyordu. Sonuçta Saliha stajından beri yaklaşık 4 yıldır çalışıyordu. Günler çok yoğun ve yorucu geçiyordu.Hatta o kadar yoğun bir dönemdi ki karı koca birbirini sadece akşamları yemekte ve sabah uyanınca görüyordu.

 

Sabah beline dolanan el ile uykusundan uyandı Elida bu his bu heyecan hiç bitmeyecekti galiba ona bu kadar yakın olmak hala rüya gibi gelse de çok mutluydu Elida. Bakışları karışık saçlarına değince bir eli sanki otomatik bir komut almış gibi bağımsızca oraya gitti o kadar güzel bir histi ki içi gıdıklanıyordu sanki. Ardından uyurken masum bir çocuğu andıran yüzüne indirdi bakışlarını eli bu kez göz kapaklarının üstünden tüy gibi geçti ve dudak çizgisinde durdu. Hafif çıkmış sakalları avuç içini gıdıklayınca kıkırdayıp elini çekti. Hazer'in kesin isteği üzerine o uyanmadan yataktan çıkması yasaktı ki zaten her sabah beline dolanan kollar da buna izin vermiyordu.

 

Odadaki sessizlik bir anda çalan Hazer'in telefonu ile bozulurken Elida başını kaldırıp kimisine bakınca Emir'in aradığını görmüş ve Hazer'i uyandırmak için koluna dokunmuştu. Hazer hem kolunun dürtülmesihemde kulağına dolan ses ile gözlerini açıp doğrulmaya çalıştı.

 

"Emir arıyor bu saatte bir şey mi oldu acaba?"

 

"Bilmiyorum ama bu saate aradığında göre ciddi bir şey var demektir."

 

Telefon birden susup ardından tekrar çalmaya başladı.Hazer açıp yüzünü eliyle sıvazladı ve konuştu.

 

"Emir kardeşim hayırdır sabah sabah ne oldu?"

 

Hemen ardından bu kez de Elida'nın telefonu çalmaya başladı. Ekranda gördüğü Saliha ismi ile şaşırdı ve hemen açıp kulağına götürdü.

 

Aynı anda iki telefondan benzer şeyler söylendi ve karı koca birbirine bakıp kaşlarını çattı.

 

"Hazer abimi nezarete almışlar!"

 

" Elida Emrah'ı tutukladılar!"

 

Evet uzun bir aradan sonra tekrar geldim uzun ve güzel bir bölüm oldu bence sizce nasıldı?

 

Rıdvan ve Hasret meselesi hakkında bir şey söylemek isteyen var mı?

 

Rıdvan ve Elida arasında buzların erimesine ne diyorsunuz peki?

 

Peki sizce Emrah neden tutuklanmış olabilir?

 

Saliha nereden biliyort utuklandığını bu ikisi ne ara görüştüler ki 🤭 hepsi ve daha fazla bir sonraki bölümde.

 

Sevgiyle kalın ❤️

Bölüm : 15.12.2024 10:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...