25. Bölüm
senem sönmez / ELİDA / 20. Bölüm Musibetten Sonra

20. Bölüm Musibetten Sonra

senem sönmez
araftaacangunes

Kimsenin konuşmadığı bir dil gibiyim,kimsenin inanmadığı bir deli,kendi yazarının bile okumadığı bir kitap, hiç çalmayan bir şarkı,hiç sorulmayan soru gibiyim. Kalabalıklar içinde varım ama aynı zamanda yok gibiyim. Güvensiz olmak benim suçum mu peki?

 

Bölüm Şarkısı: Seksendört: Yorma

 

"Hazer abimi nezarete almışlar!"

 

" Elida Emrah'ı tutukladılar!"

 

Karı koca birbirine bakıp kaşlarını çattı sabahın köründe ne olmuştu böyle bunlara. Hazer hızla yataktan kalkıp terasa çıktı ve telefondaki Emir ile konuşurken Elida ise telaşla bir şeyler anlatmaya çalışan kızı dinliyordu.

 

"Emrah müdürümü hastanelik etti karakoldayız."

 

"Saliha sakin ol ne demek hastanelik etti. Neden peki?"

 

" Off gerçekten delirmek üzereyim Elida avukatlar geldi kapatıyorum ..."

 

"Dur bekle Saliha ne avukatı durum o kadar ciddi mi duyuyor musun beni Saliha!"

 

Bir anda kapanan telefon ile kala kaldı Elida ne olmuştu böyle? Hazer yüzünü sıvazlayarak odaya girince Elida hemen karşına geçip sordu.

 

"Neler oluyor Hazer ? Saliha konuşamadı Emrah müdürünü dövmüş ama neden?"

 

Hazer kızın kolunu tutup yatağa tekrar otururken konuştu.

 

" Dün gece Emrah ve Saliha sözleşmişler yemek yemek için son anda ekip yemeği çıktığını söyleyince Saliha, Emrah da benimle konuşmak istemiyor o yüzden bahane üretiyor diye düşünüp yemeğin olacağı yere gitmiş. Nereden biliyordu orada yemek olduğunu bilmiyorum ama oraya gittiğinde sadece Saliha ve müdürü varmış masada bir süre beklemiş belki gelen olur diye ama kimse gelmemiş sonunda Saliha kendisine yalan söyledi diye düşünüp tam gidecekken Saliha'nın bağırıp adama tokat atmasıyla Emrah da adama dalmış işte sonuç geceden beri karakoldalar."

 

"Ben ne diyeyim bilmiyorum Saliha çok endişeliydi."

 

"Saliha kimi arayacağını bilememiş ve Emir'i aramış. Emir yola çıkıyor şimdi bende hazırlanıp çıkacağım. Cansu da iner birazdan aşağıya oda gidiyor."

 

Hazer ayağa kalkarken Elida elini tutup kendisine bakmasını sağladı.

 

"Bende gelmek istiyorum."

 

" Aksini düşünmedim zaten tabi ki geleceksin hadi acele edelim Emir ile havaalanında buluşacağız."

 

Elida dolaba yürürken tekrar duydu kocasının sesini.

 

"Elida Ankara'ya Saliha'yı görmek için gidiyoruz kimse gerçeği bilmeyecek tamam mı evdekiler bilmesin aramaya falan kalkarlar Esra teyzeler telaş yapmasın şimdi."

 

"Tamam."

 

Yarım saatin ardından Hazer amcası ile konuşmuş ve yola çıkmışlardı. Bir kaç günlüğüne Ankara'ya Saliha'yı ziyarete gittiklerini oradan belki İstanbul'a anne ve babasını görmeye gideceklerini söylemiş ve karısı kardeşi ile yola çıkmışlardı.

 

Hava alanına geldiklerinde Hazer ve Emir biletleri hallederken Elida Saliha'ya ulaşmaya çalışmış ancak kapalı olan telefon ile telaşlanmıştı .

 

"Elida biraz sakinleş lütfen en azından ikisi de iyi değil mi?"

 

"Cansu Saliha çok endişeliydi konuşurken şimdi de ulaşamıyorum. Neler oldu merak ediyorum Emrah nasıl ne oldu bilmiyoruz ki."

 

"Merak etme hem Emrah abi böyle bir şey yaptıysa haklı bir nedeni vardır. O öylesine birine saldıracak biri değildir. Bir kaç saate kadar yanlarında olacağız zaten lütfen sen de sakin ol."

 

Bu sırada biletler ile gelen ikili ile kızlar onlara döndüğünde Emir telefon ile konuşuyordu.

 

"Sadık bey abimin durumu nasıl peki neden olmuş?"

 

"Emir bey bakın sizi korkutmak istmem ancak Emrah beyin darp ettiği kişi şikayetçi olmuş adamın kolu ve burnu kırılmış ayrıca bir de hakaret davası açmaktan bahsediyor avukatları."

 

"Onlar onca şey yaparken siz ne yapıyorsunuz peki Sadık bey!"

 

"Bende boş durmuyorum efendim kamera görüntülerini istedik onların incelemesi yapılıyor şuan Saliha hanımın da ifadesine başvurulacak. Emrah bey adamı darp etmiş. Ben gidip görüştüm kendileriyle ancak şikayetinden vazgeçmeyeceğini söylüyorlar."

 

" Ben uçağa biniyorum birazdan bir kaç saat içinde orada olurum babam ve annemin haberi olmasın."

 

"Emir ne dedi avukat?"

 

Cansu'sun sorusu ile Emir derin bir nefes aldı.

 

" Saliha ile alakalı bir şey olmuş ama nedir ne değildir bilmiyorum abim de oradaymış işte adamın kolu ve burnu kırılmış."

 

"Neden ama ne olmuş ki?"

 

Elida'nın sorusuna Emir yumruklarını sıkarken konuştu.

 

"Avukat kem küm etti ama anladığım kadarıyla sarkıntılık etmiş adam Saliha'ya.

 

"Şerefsiz piç."

 

Hazer'in küfürleri ardı ardına gelirken Elida göğsünü bir elin sıktığını hissetti o bu haldeyken kim bilir Saliha ne durumdaydı.Uçuş için anons yapılmaya başlayınca hepsi ard arda kontrol noktasına geçmişlerdi bir an önce oraya varıp ne olduğunu öğrenmek istiyorlardı.

 

Saliha ise geceden beri ezber ettiği karakol koridorunu bir kez daha arşınlarken sinirle nefes alıp verdi. İfadesinin alınacağını söyleyip geceden bu yana bekletiyorlardı. Gerçi gidebilirsiniz deseler de Emrah buradayken daha doğrusu kendisi yüzünden bu duruma düşmüşken onu bırakıp da gidemezdi. Dün gece onu gerçekten kırmıştı bunu biliyordu ancak ondan uzak durmak her geçen gün zorlaşırken yakınında olmaması için bu gerekiyordu. Metin denen müdür bozuntusunun niyetini nasıl anlamamış nasıl daha önce haddini bildirmemişti. Peki ya Emrah neden oraya gelmişti.

 

Urfa'dan döndükleri günün ertesinde aramıştı Saliha'yı numaramı nereden buldun dediğinde ise Cansu'dan aldım demişti. Sözde bir daha onu görmeyecekti değil mi hiçte öyle olmamıştı. Bir haftadır her sabah mesaj atmış her gün öğle yemeği yollamış kız kaçtıkça daha çok yaklaşmıştı. Ne hayırdan anlamıştı ne istemiyorum yapmadan.

 

Nezaretten çıkarılan Emrah'ı görünce o tarafa yürümeye başladı ancak hızla amir odasına alınmıştı arkasından öylece bakarken firma avukatlarından ikisinin odaya girdiğini ve bir tanesinin de kendisine doğru geldiğini görüp kaşlarını çattı.

 

"Saliha hanım birazdan sizin de ifadeniz alınacak isterseniz ne söyleyeceğinizi konuşalım."

 

"Anlamadım Dilek hanım neyi konuşacağız?"

 

Kadın hafifçe gülümsemiş ve Saliha'nın koluna dokunup okşayarak konuşmaya başladı.

 

"Bir yanlış anlaşılma yaşanmış sanırım Metin bey ile aranızda arkadaşınız da onu darp etmiş kamera görüntüleri restoran çalışanları da şahit bu duruma olay daha fazla büyümeden kapansın ki zaten büyütülecek de bir şey yok."

 

"Olay büyümesin derken Dilek hanım? Ayrıca Metin bey ile neyi yanlış anlamış olabilirim?"

 

"Saliha hanım bakın gençsiniz daha işinizi kaybetmek de istemezsiniz diye düşünüyorum."

 

Saliha mümkünmüş gibi kaşlarını daha fazla çatarken kolunu hızla çekip hayretle baktı karşısındaki hemcinsine.

 

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Resmen bana sus otur demeye gelmişsiniz. Yetmez gibi bir de beni kovamakla mı tehdit ediyorsunuz?Bir de kadın olacaksınız size yapılsaydı susar mıydınız yani? O Metin bey dediğiniz adam bana sarkıntılık etti ya arkadaşım orada olmasaydı ne olacaktı peki?"

 

"Sesinizi kısın isterseniz. Dediğiniz gibi hiçbir şey olmamış sonuçta hem ne olmuş yani size karşı duyguları olduğunu söylemişse? Arkadaşınız adamı hastanelik ederken neden bu kadar konuşmadınız peki?"

 

"Yahu kadın sen delirdin mi adam evli iki tane çocuğu var ve bu durum sana normal mi geliyor yani. Ayrıca dua et arkadaşım girdi araya da sadece hastanelik oldu Metin beyiniz ben yapsaydım şimdi burada değil hastanede morgda beklerdiniz."

 

"O zaman siz seçin Saliha hanım ya içeride herşeyin bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyip bu konuyu kapatırsınız...."

 

"Ya da ne? Kovar mısınız? Siz zahmet etmeyin bu zihniyette olan insanlarla zaten ben çalışmak istemiyorum."

 

"Değil bu firmada hiçbir yerde iş bulmaman için uğraşırız seninle bu firmanın adını karalamak o kadar kolay değildir."

 

Avukat geldiği gibi arkasını dönüp giderken Saliha sinirle gülüp biraz hava almak için kapıya yürüdü. Bir kadının düşmanı yine kadındır diyenler ne haklıydı değil mi? Okumuş avukat olmuş ancak insan olamamış bir kadın sus diyordu üstünü kapat diyordu. Okumuş olanın cahili ile muhattap olunmaz derdi babası ne haklıydı.

 

"Of Emrah neden geldin ki benim kendime bile tahammülüm yokken neden geldin? "

 

Kendi kendine konuşurken dün yaşadıkları geldi aklına. Sabah yine onun mesajı ile başlamıştı güne.

 

"Günaydın mühendis hanım."

 

Kahvaltısını yaparken cevaplamadan telefonu masaya bırakıp çayından bir yudum daha almıştı. Ardından bir mesaj daha gelince açıp baktı.

 

"Bu akşam benimle yemek yemeye ne dersiniz efendim?"

 

Saliha sinirle gülüp aramaya verdi telefonu ve hoparlörü açıp bir yandan sofrayı toplamaya başladı ikinci çalışınca açılan telefon ile konuştu.

 

"Hiç vazgeçmeyecek misin gerçekten? Bir haftadır her gün aynı şeyi soruyorsun."

 

Karşıdan gelen gülme sesi ile kendisi de tebessüm edip cevap bekledi.

 

"Sadece bir yemek yiyeceğiz Saliha. Sen neden bir haftadır beni bu kadar uğraştırıyorsun?"

 

"Tamam dersem peşimi bırakacak mısın?"

 

"Akşam kaçta alayım seni?"

 

Saliha sorusunu es geçmesi ile kahkaha atıp telefonu eline aldı ve konuştu.

 

"Gerçek bir baş belası olduğunu daha önce söyleyen oldu mu olmadıysa benden duymuş ol."

 

Emrah da onun sözleri ile gülüp yineledi sorusunu.

 

"Sekiz iyi bence senin için de uygun mu?"

 

"Tamam sekiz."

 

İkisi de telefonları kapatıp biri işe diğeri ise heyecanla akşamı beklemeye başlamıştı. Saat 5 de Saliha evine gelmiş hazırlanırken müdürü Metin bey ekip yemeği olacağını ve herkesin katılmasının zorunlu olduğunu bildirmiş bu planın neden bu kadar ani olduğunu sorduğunda ise sen izindeyken karar verildi demişti. Sıkıntıyla saçlarını karıştırmış ve Emrah'a mesaj atıp evden çıkmıştı.

 

"Bu akşam ekip yemeğine gitmem gerekiyor daha sonra yemek yiyelim olur mu kusura bakma."

 

Emrah gelen mesajla birlikte kaşlarını çattı ve sadece bir kelime ile cevap verip evden çıktı.

 

"Tamam."

 

Saliha konum atılan adrese gelince çok şık bir restoran olduğunu görüp şaşırdı firma paraya kıymış diyerek gülüp içeri girdiğinde cam kenarında bir masada Metin beyi görüp masaya yaklaştı. Adam onu görünce ayağa kalkıp elini uzattı ve sıktı.

 

" Hoşgeldin Saliha geç otur."

 

Saliha çantasını sandalyesine asarken karşındaki adama bakıp konuştu.

 

"Erken geldik sanırım."

 

Metin gülümseyerek garsona işaret verirken konuştu.

 

"Aksine tam vaktinde geldin."

 

"İyi de daha kimse gelmemiş ki."

 

Garson kadehlerini doldururken Metin kıza bakıp onu süzdü ve gülerek konuştu.

 

"Olması gereken herkes burada merak etme."

 

Saliha adamın sözleri ile kaşlarını çatarak ona baktı ve garsonun masadan uzaklaşması ile sordu.

 

"Metin bey ekip yemeği demiştiniz ben sırf bu yüzden başka bir randevumu iptal edip geldim buraya."

 

"Hadi ama Saliha tadını çıkar şu güzel mekanın."

 

Emrah evinden buraya kadar onu takip edip içeri girmesini beklemiş ve ardından oda içeri girip uzak bir masaya oturmuştu. Ekip yemeği demişti ancak bir adamla başbaşa oturmuş konuşuyordu.

 

"Benden bu kadar mı haz etmiyorsun be Saliha yalan söyleyecek kadar mı?"

 

Diğer yanda ise Saliha karşısındaki adamın sözleri ile sinirlenip gülmeye başladı.

 

"Çok güzel bir kadınsın Saliha sana bakan her erkeğin aklını başından alacak kadar güzelsin. Benim de aklımı başımdan aldın."

 

"Siz delirmişsiniz Metin bey çok içtiniz sanırım kendinize gelin. Ben gidiyorum."

 

Tam ayaklanacakken masanın üstünden elini tutan el ile kala kalmış ve duyduğu sözler ile tokadı geçirmişti ahlaksız adama.

 

"Benim ol Saliha istediğin herşeyi yaparım benim ol."

 

"Sen ne dediğini duyuyor musun be adam seni öldürürüm ben ahlaksız pislik."

 

Sesinin yükselmesi ile kendilerine dönen bir kaç göz görüp çantasını almıştı Metin hemen yerinden kalkıp kolunu sıkıp onu kendine çekti o anda Saliha masadaki kadehi adamın suratına çarpmıştı ki birden kolundan tutulup geriye çekilmişti. Karşında gördüğü kişi ile şaşırmış bir şey diyecekken fırsat bulamadan Emrah kararan bakışlarını adama çevirmiş ve yumruklamaya başlamıştı.

 

Herşey o kadar kısa bir zamanda olmuştu ki Saliha olanlar karşısında kaskatı kesilmiş Emrah'ın neden burada olduğunu sorgulamaya başladı araya giren garsonlar diğer müşteriler bile adamı Emrah'ın elinden alamamıştı. Ve akşam polis çağırılması ile son bulurken Emrah iki polis eşliğinde dışarı çıkarılmış Metin için ise ambulans çağırılması ile olaylar karışmıştı.

 

Saliha kapıda bekleyen Emrah'ın yanına gelip ona bakarken Emrah polisten bir iki dakika rica edip konuşmak istediğini söylemişti.

 

İkisi karşılıklı birbirine bakarken ikisinde de aynı duygu vardı öfke tüm benliklerini sarmışken Saliha derin nefesler alıp sakinleşmek istedi ancak Emrah'ın sözleri onu daha da kızdırdı.

 

"Rica ederim."

 

"Teşekkür etmedim!"

 

"Bende onu diyorum zaten etmedin."

 

Genç kız sinirle ellerini saçlarına daldırıp geriye attı. Gerçekten neden hep karşısına çıkmak zorundaydı?

 

"Kendim hallederdim olayın içine bodoslama dalan sensin bir de teşekkür mü bekliyorsun?"

 

"Tabi ki hallederdin ama görünce canım çekti bende payımı alayım dedim."

 

"Resmen adamı dövdün Emrah aklından zorun mu var senin?"

 

"Hakettiği için dövdüm. Seni rahatsız ediyordu."

 

"Hangi sıfatla peki kimsin ki sen..."

 

Saliha lafı biter bitmez karşısındaki adama bakınca kaşından gözüne doğru inen kanı gördü ve hemen ardından gözlerinde titreşen hayal kırıklığını farketti ancak böyle olmalıydı.

 

"Kim miyim? Gerçekten soruyor musun bunu Saliha? Her gün her dakika senin yanında olmak için neler yaptım biliyor musun senin için buradayım hem..."

 

"Senden yardım istemedim sürekli gel yanımda ol da demedim yapmasaydın gelmeseydin bir arkadaş için bu kadar derde katlanmasaydın ayrıca arkadaş olmak isteyen de sendin. "

 

"Arkadaş mı kafayı yedireceksin bana sonunda hala arkadaş mı diyorsun?"

 

"Her baktığım yerde olan her gittiğim mekanda karşıma çıkan sensin şimdi ben mi suçluyum gelmeseydin. Sana bir vaat vermedim anladın mı?"

 

"Haklısın bendim. Özür dilerim seni korumaya çalıştığım için ,özür dilerim yanında olduğum için. Ama o adamı dövdüğüm için asla özür dilemiyorum az bile yaptım."

 

Saliha onun vurdumduymaz tavırlarına daha fazla katlanamayacağı için sinirle bir nefes verip arabasına bindi ve orada beklemeye başladı.

 

Emrah arabaya binen kıza bakıp iç çekti karşısındaki kızın bu kadar katı olmasını anlamıyordu. Bir hafta boyunca her fırsatı değerlendirmek için kendini paralamıştı ama kız bana mısın demiyordu. Belki hayatında başkası vardır diye gölgesi gibi takip etmişti ama yoktu o zaman aralarındaki engel neydi neden ona bir şansı çok görüyordu?

Havaalanından çıkışta Emir galeriden istediği arabaya doğru yürürken Hazer hemen Saliha'yı aradı. Elida ve Cansu arka koltukta oturmuşlardı.

 

Saliha çalan telefonu ile hemen açtı.

 

"Saliha biz şimdi indik uçaktan ne durumdasınız?"

 

"Bizim şirket avukatları geldi Emrah'ı da amirin odasına aldılar bekliyorum. Bende ifade için gireceğim şimdi."

 

"Tamam bizde hemen geliyoruz."

 

"Saliha hanım sizi de alalım içeri."

 

"Hazer beni çağırıyorlar kapatmam lazım."

 

Emir trafikte ilerlemeye çalışırken Cansu onu ilk defa bu kadar panik gördüğünü düşündü. Emir her zaman soğuk kanlı biriydi ama abisi söz konusu olunca farklıydı şimdi. Yan tarafına bakınca ise Elida'nın da ondan farkı olmadığını görmüş oldu.

 

Emir sonunda sıkışık olan trafikten çıktığında avukatın bildirdiği üzere karakola doğru çevirdi direksiyonu ve çok geçmeden yolun sonundaki binanın önüne park etti. İçeriye girdiklerinde Saliha ve Sadık bey konuşarak koridora geliyordu. Saliha Elida'yı görür görmez adımlarını hızlandırıp boynuna sarılırken Hazer ve Emir ise avukattan detayları öğrenmeye çalışıyordu.

 

"Ne oldu böyle Saliha?"

 

"Az önce ifadeden çıktım. Metin denen adamın niyeti farklıymış bende ne diye iznimden çağırıyor demiştim. Bildiğin bana ilişki teklifinde bulundu şaka gibi değil mi ama gerçek işte. Herşey çok hızlı oldu Elida. Emrah ile yemek yiyecektik ekip yemeği var diye iptal edince beni takip etmiş oda geldi sonra biz masada tartışınca da saldırdı birden adama. Polis çağırdılar ve geceden beri buradayız."

 

"Ne dediler peki ne olacakmış?"

 

Cansu'nun sorusu ile derin bir nefes aldı ve sandalyeye oturdu şimdi karşısında ayakta duran iki kıza bakıyordu.

 

"Şikayetçi olmuş şerefsiz herif Emrah'ı bırakmadılar eğer şikayetini çekmezse yarın mahkemeye çıkacak. Bende ondan şikayetçi oldum ama bişey değişmedi.Şirket avukatları bu olayı kapat dediler karşı çıkınca da kovulmuş oldum. Beni değil de o adamı savundular yani."

 

Hazer kızın anlattıklarını tek tek duymuştu. Sadık bey de benzer şeyler anlatınca emin oldu ki Metin beyi gidip bir ziyaret etmeleri iyi olacaktı.

 

"Hadi kızlar siz eve gidin Saliha çok kötü görünüyor zaten biz bir bakalım neler yapabiliriz diye."

 

Elida kocasının sözleri ile ona bakınca gözlerinde gördüğü kararlılık ile itiraz etmenin faydasız olacağını anlamış oldu.

 

"Emrah çıkana kadar kalsaydık..."

 

"Hadi Saliha burada yapacağınız bir şey yok abim akşam olmadan çıkmış olacak söz veriyorum."

 

Emir onları gönderip avukatlar ile görüşecekti bir şeyler yapacak ve abisini akşam olmadan çıkaracaktı.

 

E

 

lida ve Cansu Saliha'nın arabasına doğru yürürken Hazer avukattan hangi hastanede olduklarını öğrenmeye çalışıyordu Emir ise abisini görmek için izin almaya. Sonunda iki arkadaş da istediğini almış olarak biri nezaret kısmına diğeri ise Emir'den anahtarı alıp hastaneye doğru yol aldılar. İkisi de ne yapabileceklerini araştırmak için uğraşacaklardı her ne kadar yöntemleri farklı olsa da.

 

Bu sırada Saliha evine doğru arabasını sürüyor ancak gözünün önünde şekillenen Emrah'ın dün geceki son bakışı aklından çıkmıyordu. Çok mu ileri gitmişti bilmiyordu ama çok kırdığının farkındaydı.

 

Ah Emrah Sayman neden şimdi girmişti ki hayatına keşke ilk Emrah'ı görmüş olsaydı ondan önce o zaman belki de herşey farklı olurdu.

 

Ankara'nın dar sokaklarından birine sapmış ve altı katlı bir binanın önünde durmuştu. Elida ve Cansu da inince arabayı kilitleyip apartman kapısını açtı içeri girmelerini bekledi ardından ise zaten aşağıda olan asansöre binip 4'e basarak yukarı çıktılar. Elida bu eve en son 2 sene önce abisi ile birlikte gelmişti Saliha o zaman stajını yeni bitirmiş ve şirkette kadroya girmiş olarak bu evi tutmuştu. O anki heyecanına kıyasla şimdiki mutsuz hali Elida'yı da üzmüştü.

 

"Kızlar ben bir üstümü değiştirip geleyim lütfen rahat olun hemen geliyorum."

 

" Saliha istersen bir duş al bizde bir şeyler hazırlarız yemek ye çok yorgun görünüyorsun."

 

Saliha saçlarını geriye doğru atıp başını salladı gerçekten biraz sıcak su iyi gelebilirdi. Dün geceden beri saçma bir şeyin içindeydi zaten.

 

Elida buz dolabını açıp şöyle bir bakarken paketteki tavuğu gördü ve çorba yapmak için tezgaha çıkardı Cansu da bu sırada çay için şu koyuyordu bir yandan da Emir'i aramıştı ancak telefon açılmadı.

 

"Abimler ne yaptı acaba? Emir açmıyor telefonunu."

 

Elida tavukları yıkayıp dolaptan aldığı tencereye koyarken cevap verdi.

 

"Bende merak ediyorum Hazer'i arasam mı?"

 

"Durduğun hata bence sen ararsan abim kesin açar. Ben arayayım diyeceğim ama kızar bana kesin."

 

Elida hafifçe tebessüm edip tencerenin altını yakmış ve ellerini yıkayıp balkona doğru yürümüştü. Telefonu açıp Hazer'i aradı. İki kere çalan telefonu açılmayınca müsait değil diye düşünmüş ve tam içeri dönecekken telefonu elinde titreyerek çalınca açıp dinlemeye başladı.

 

"Efendim Peri kızı birşey mi oldu?"

 

"Hazer nerdesiniz Cansu aradı ama Emir açmadı telefonunu merak ettik."

 

"Değişen bir şey yok şimdilik ama halledeceğiz diye düşünüyorum. Merak etmeyin bir şey olursa ararım seni. Saliha iyi mi?"

 

"Oda aynı olanlar için üzgün tabi ki sizden haber bekliyoruz."

 

'Doktor Çetin Altay danışmadan bekleniyirsunuz.'

 

Elida duyduğu anons ile kaşlarını kaldırdı Hazer'in hastanede ne işi vardı ki. Çok geçmeden sesini duydu.

 

"Elida kapatmam lazım ararım yine."

 

Cevap bile veremeden kapanan telefona baktı bir süre ardından Cansu'nun yanına mutfağa geçip Saliha çıkmadan çorbayı yapmaya koyuldu.

 

Hazer ise geldiği hastanede hedefindeki odaya doğru emin adımlarla yürümeye devam etti. Kapının önüne geldiğinde kapının yarım açık olduğunu görüp tam içeri girecekken içerideki konuşmalara kulak misafiri oldu.

 

"Metin ne bu halin senin neler oldu böyle?"

 

"Tamam Gülşah iyiyim sarhoşun biri işte park kavgası büyüdü üstüne beş kişi saldırdılar yoksa ben onlara pabuç bırakmazdım ama oldu işte."

 

"Senin gece vakti ne işin vardı o ıssız yerde Metin?"

 

"İyiyim dedim sana çocuklar nerede?"

 

"Nerede olacaklar okuldalar tabi ki gidip alacağım şimdi onları."

 

"Tamam aşkım hadi bak bende iyiyim sen git artık."

 

Kadın yaklaşıp kocasını öpmüş ve çıkmıştı odadan Metin ise ardı ardına sıraladığı yalanlara gülüp tam yatağında arkasına yaslanırken kapısı tekrar açılmış ancak gelen kişiyi tanıyamamıştı.

 

"Geçmiş olsun Metin bey nasıl oldunuz?"

 

"Teşekkür ederim daha iyiyim de siz kimsiniz?"

 

"Çok pardon kendimi tanıtmadım değil mi? Ben Hazer Kozcu ama siz bana kısaca bela geldi diyebilirsiniz."

 

Sözlerinin ardından gülümseyerek yatağın yanındaki koltuğa oturmuş ve kollarını dirsekleri dizlerine gelecek şekilde yaslayıp yataktaki adamın gözlerine bakmıştı.

 

"Ben anlayamadım ne istiyorsunuz benden? Sizi tanımıyorum gidin buradan yoksa polis çağırırım."

 

"Tabi ki çağırın bende onu istiyorum zaten."

 

"Ne?"

 

"Az önce odadan çıkan eşinizdi değil mi? "

 

Metin kaşlarını çatıp başını salladı Hazer ise hafifçe tebessüm edip konuya girdi.

 

"Bak ben olay çıksın istemiyorum şimdi kapıdaki polisleri çağıralım sende dün gece ne olduysa doğrudan anlat biz hiç karşılaşmamış gibi yolumuza bakalım."

 

"Anlamadım siz dün geceki haydutun tanıdığı mısınız. Sizden korkmuyorum.Zaten herşeyi olduğu gibi anlattım."

 

Hazer oturduğu yerde dikleşip onun anlayacağı şekilde konuşmaya karar verdi.

 

" Birincisi ben sadece Emrah abinin pardon haydutun tanıdığı değil Saliha'nın da eniştesi oluyorum. İkinci olarak dün gece kendi yaptığın pislikleri eksik olarak anlatmışsın şimdi polisleri buraya çağırıp gerçekleri olduğu gibi anlatmazssan tüm iş yaptığınız firmalara senin nasıl bir aşağılık olduğunu anlatır seni bu piyasadan silerim. Ha eğer yapamaz diye düşünüyorsan ise önce çok sevgili karından ve çocuklarından başlarım senin nasıl bir şerefsiz olduğunu bilmek onların da hakları."

 

Hazer ayağa kalkıp adama biraz daha yaklaştı tam dibine girip kısık sesle konuştu.

 

"Beni karşına alma müdür gerçekten düşmanım olanlar arasında yedek listesi bile kabarık yakma kendini şimdi anladın değil mi?"

 

Metin sesini dahi çıkaramazken Hazer kapıya yürüdü tam çıkarken geri dönüp korku ile bakan adama doğru seslendi.

 

"Eğer akşama kadar Emrah abim çıkmazsa oradan sen gireceğin durumların listesini yapmaya başla. Ha bu arada sakin beni atlatmayı düşünme seni istediğim zaman bulurum müdür bey."

 

Gerisin geri karakola dönerken içi rahattı bu tipleri bilirdi Hazer her haltı yerlerdi ancak kimse bu yönlerini duymasın diye akılları giderdi.

 

Saliha banyodan çıkıp giyindi ve saçlarını ıslak haliyle bırakıp salona girdiğinde Cansu ve Elida'nın çay içtiğini gördü. Gidip tekli koltuğa oturduğunda üç kızda sessizdi en sonunda Elida dalgın kıza bakıp konuştu.

 

"Çorba yaptım getireyim bir şeyler ye."

 

"Hiç canım istemiyor meleğim sonra yerim olmaz mı?"

 

" Çay getireyim en azından boğazından bir şey geçsin."

 

"Gerçekten istemiyorum biraz kafamı toplamak istiyorum sadece."

 

Önce başını arkaya yaslamış ardından gözlerini kapatıp konuşmaya devam etmişti.

 

" Gerçekten herşey nasıl bu hale geldi anlamıyorum. Kendim yetmez gibi bir de Emrah'ın başına bela oldum. "

 

Cansu ona bakarken bişey demek istedi ancak ne diyeceğini bilemeden tekrar sesini duydu.

 

"Ben neden böyleyim ya? Herşeyden uzak kalmak istedikçe çevremdeki herkese bir şekilde zarar veriyorum. Derdim ne benim cidden?"

 

"Yapma ama böyle senin ne kabahatin olabilir ki pislik bir adam yüzünden neden kendini suçluyorsun. Ayrıca Emrah abi iyi ki oradaydı ve eminim bundan hiç pişmanlık duymamıştır hatta mutlu bile olmuştur."

 

"Ah Cansu işte ondan hiç emin değilim biliyor musun. Dün gece o sinirle kırdım onu galiba çok üstüne gittim."

 

Elida oturduğu yerden kalkıp arkadaşının yanına yürümüş ve koltuğun kenarına oturup omzuna sarılarak gülümsedi.

 

"Konuşur özür dilersin seni anlayacaktır yapma böyle. Herşey yoluna girecek Emir Hazer ve avukat uğraşıyorlar. İnan buna."

 

Cansu da kalkıp yanlarında durunca Saliha yalandan da olsa gülümsedi ve başını salladı.

 

Saatler bir bir geçip sabır oklarını her birinin vücuduna saplarken Emir yanlarına gelen avukat ile ayaklanınca Hazer de ayağa kalkıp dinlemeye başladı.

 

"Emrah beyi serbest bırakacaklar bir kaç imza için bekliyorlar."

 

Emir gülerek Hazer'e bakarken Hazer de gülümsedi ve arkadaşının omzunu sıktı.

 

"Nasıl oldu bu Sadık bey?"

 

"Metin bey ifadesini değiştirmiş. Saliha hanımı oraya yalan söylemek suretiyle çağırdığını orada kendisine uygunsuz teklif yaptığını Emrah beyi kışkırtarak olaya ilk hamleyi kendisinin yaptığını söylemiş. İfadesi Emrah bey ile kesişince serbest kalmasına karar verdiler."

 

" Ben Cansu'ya haber vereyim."

 

Emir hemen nişanlısını ararken Hazer de birini aradı. Çok kısa bir konuşma yaptıktan sonra Emir ile beraber Emrah'ı beklemeye başladılar. Bu sırada haberi alan kızlar ise rahat bir nefes almış ve oradan çıkıp eve gelecekleri için yemek yapmaya koyulmuşlardı.

 

Emrah önce nezaretten çıkıp Hazer ve Emir'i kucaklamış ardından eve gitmek istemişti ancak Hazer kızların çok merak ettiğini oraya gitmeleri gerektiğini söyledi. Emrah pek istemese de onlara bir şey söylemedi ince annesini arayıp bunca saattir nerede olduğunu işim vardı şehir dışındayım diyerek açıklamış ardından Emir'leri eve yollayıp üstünü değiştirmek için galeriye geçmişti orada üstünü değişip aynaya baktığında kaşının üstündeki tamponu hafifçe çekti morarmış ve kan toplamıştı. Ancak canını dün gece Saliha'dan duydukları kadar yakmamıştı. Anladı ki ne yapsa kar etmiyordu Saliha onu görmek istemiyor aksine yok saymaya çalışıyordu. Uzak durmalıydı Saliha onu istemezken olayı zorlamak yanlış olacaktı oysa minicik dahi bir umuda tutunmak için neler vermezdi. Telefonu çalınca arayanın Emir olduğunu gördü ve açıp yolda olduğunu söyledi.

 

Saliha evinde ilk defa ağırlayacağı misafirleri için sofrayı kurmuştu. Emrah da sorunsuz bir şekilde çıkmıştı geldiğinde dün gece için özür dileyecekti.

"Saliha sürahi neredeydi su koymayı unuttuk masaya?"

 

"Üst dolapta Cansu bende çorbaları koyayım diyorum ama Emrah gecikecek mı acaba?"

 

"Emir aradı az önce yoldaymış."

 

Saliha başını salladı ve çorbaları koyup salona geçti Elida ve Hazer balkonda konuşuyor Emir ise annesi ile telefondaydı.

 

"Bilmiyorum anne abim her şeyini bana anlatmıyor sonuçta işim var dediyse işi vardır."

 

"Ne bileyim annecim ben belki yeni bir araba peşine düşmüştür. Konuşmuş işte seninle iyi demek ki."

 

Telefonu kapatıp derin bir nefes aldı annesine yalan söylemekten nefret ediyordu ama şimdi dün gece olanları söylese annesi kesin fenalaşıp bayılırdı. Abisine olan düşkünlüğü ile bazen Emir'i bile hayrete düşürüyordu sanki Emrah onun öz evladı Emir üveydi. Anack bu durum çok da hoşuna gidiyordu.

 

"Ne diyor Esra teyze?"

 

"Abim şehir dışındayım demiş oda bana senin haberin var mıydı diyor."

 

Hazer ve Elida ise farklı bir konuyu konuşuyordu.

 

" Saliha gelir mi bilmiyorum ama keşke gelse Hazer çok güzel olmaz mıydı?"

 

Hazer gülüp karısının yüzüne gelen saçını kulağının arkasına alırken konuştu.

 

"Sen ise ilk başladığında bende düşündüm bunu ama zaten bir işi varken emrivaki yapmak istemedim. Ama şuan şartlar çok farklı işten ayrılmış oldu biz teklifimizi yaparız kabul ederse ne mutlu bize ama kabul etmeyip redderse saygı duymak zorundayız."

 

"Hazer sen gerçekten iyi ki varsın."

 

"O nereden çıktı şimdi Peri kızı?"

 

Elida kocasına bakıp güldü.

 

"Seni aradığımda hastaneye gitmiştin o adamla sen konuşup ikna ettin değil mi?"

 

Hazer tek kaşını kaldırıp baktı. Gülümseyerek sesli sayılacak derecede gülüp başını sallayarak konuştu.

 

"Senden de hiç bir şey kaçmıyor gelin hanım. Ben senden gizli iş çeviremeyecek miyim?"

 

"Sen benden hiç bir şey gizleme olur mu Hazer biz seninle herşeyi konuşabilelim."

 

O sırada kapı çalınca ikisi de bakışlarını salona çevirdi Cansu kapıya giderken Saliha da elindeki tabakları masaya bırakıyordu. Hazer elini kızın beline koyup onu içeri yönlendirirken bir yandan da cevap verdi.

 

"Konuşalım gelin hanım biz seninle herşeyi konuşalım."

 

"Hoş geldin Emrah abi."

 

Emrah gülümseyerek Cansu'ya sarılırken arkasında duran Saliha'ya göz ucuyla bakıp cevap verdi.

 

"Asıl sen hoşgeldin Cansu seni burada görmek için karakola düşmek gerekiyormuş."

 

İkili gülerek içeri girerken Cansu da konuştu.

 

"Bir daha gelmemi istersen ara yeter abi ben gelirim."

 

Elida ve Hazer de salona girmişti. Emrah bu kez de Elida ile tokalaştı başıyla Saliha'ya selam verip hiç konuşmadan geçip oturdu. Saliha gerçekten onu kırdığını biliyordu yemekten sonra konuşacaktı.

 

"Sofra hazır hadi oturalım çorbalar soğumasın."

 

Saliha'nın sözleri hepsi masaya geçerken Emrah sanki hiçbir şey olmamış gibi dün gece yaşanmamış gibi şakalar yapıyor gülüyordu ancak sanki Saliha orada yokmuş gibi ikisi yan yana otururken aralarında buzdan bir duvar var gibi onu görmüyordu. Yemek boyunca bir çok konudan konuşup sohbet ettiler. Hatta bir ara konu Saliha'nın iş durumuna bile gelmiş ancak Elida onunla yalnızken konuşmak istediği için teklifi sunmamıştı. Yemeğin ardından kahve yapmak için Saliha mutfağa geçmişti Emrah ise balkona çıkıp oturmuştu kimse yanına gelmemiş biraz yalnız bırakmışlardı. Kahveleri yapıp salona gelince gördü onu herkese kahvesini verip iki kupa kahveyi alıp balkona çıktı.

 

"Kahve getirdim."

 

"Ben istemiyorum teşekkür ederim."

 

Saliha yinede bardağı önüne masaya bırakıp karşısına oturdu. Emrah bakışlarını yüzüne çevirdi ikisinde susmuş birbirine bakıyorlardı Emrah konuşmayınca Saliha derin bir nefes alıp içeri baktı. Herkes kendi aleminde sohbet ediyor ve onlara bakmıyorlardı.

 

"Emrah."

 

"Efendim Saliha?"

 

"Bak ben dün gece olanları düşününce çok fazla tepki verdiğimi anladım özür dilerim. Amacım..."

 

"Evet amacın neydi gayet anladım, ben seni rahatsız ettim sen de haddimi çok güzel bildirdin dün gece. Bak Saliha ben seni ilk gördüğümde farklıydın sen diğerleri gibi değil kapıldım bir anda sana belki çok üstüne geldim çok sık boğaz ettim seni olabilir ne diyeyim ben de böyle biriyim. Bir kez buldum mu beni mutlu eden şeyi peşine düşüyorum ama anladım beni mutlu eden şey seni rahatsız ediyor."

 

"Emrah bak ben sadece yani geçmişte bir şeyler yaşadım ve hüsranla sonuçlandı. Bunu atlatmak için çok savaştım çalışmaya odaklandım kendime bir kare kutu inşa ettim ve içine girdim tek kişilik küçücük bir kutu anladın mı ailemi bıraktım geride memleketimi daha önce sevdiğim ne varsa herşeyi bıraktım geride sadece şu içeride oturan kız var ya onu aldım yanıma nereye gidersem kalbimde beraber götürdüm onu acımı en yakından bir tek o anladı çünkü babam değil annem değil kardeşim değil sadece o gördü beni."

 

"Derdin neyse bende dinlerim seni Saliha."

 

Saliha elindeki kupayı avuçlarına hapsederken acıyla gülümsedi. Eski anıları gözlerinin önünde şekillenirken konuştu.

 

"Derdimi çok iyi biliyorum da,hiç iyi anlatmayı bilmiyorum. Kendi kendime çok güzel derdimi anlatıyorum,ama oturup biriyle konuşayım dediğimde olmuyor. Aklımdakinin onda biri içimdekinin yüzde biri ancak dile geliyor. Gerisi içimde kalıyor. Kendisinden de sıkılıyor insan bir zaman sonra Emrah. İyi anlaşmak yetmiyor bazen."

 

Emrah sesindeki acıyı sanki elini uzayda tutacaktı neydi geçmişte bu kızı acıtan şey?

 

Saliha hala yüzündeki acı tebessüm ile devam etti konuşmaya.

 

"Ruhum diyorum darmadağın. Her bir yana parçalarım dağılmış toplayacak gücüm yok sanki. Buna alıştım artık ama yeter ki basmayın parçalarımın üzerine. Hıçkırıklarım bile duyulmazken yapmayın."

 

Bakışlarını elindeki kupadan karşısında oturan adamın gözlerine çıkardığında gözünden düşmek için bekleyen yaşları geri itti.

 

"Anlatsaydın bende anlardım seni Saliha."

 

"Anlatsaydım herkes anlardı."

 

Saliha kahvesinden bir yudum alıp bakışlarını diğer tarafa çevirirken Emrah sandalye de geriye yaslanıp ona baktı. Yeşil gözlerinden akan yaşları gizlemek için uzaklara bakışını izledi. Bu kıza kim ne yaptıysa öğrenecekti zor olsa da bulacaktı ve acısını dindirmek için elind

en geleni yapacaktı. Madem onu kendi çabası ile anlamasını istiyordu yapacaktı.

 

Bölüm Sonu ❤️

Bölüm : 16.12.2024 21:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...