Bölüm-90 Öfke Durumu

(Asmodeus)-medusa denen o tanrıçayı ve Rose isimli o kızı istiyorum dedim. Bir sıkıntın mı var?

Asmodeus, Ejder'den yayılan karanlık aurayı zerre umursamamıştı ve kibirli bir şekilde cevap vermişti.

(Ejder)-Sıkıntı var. Hem de büyük bir sıkıntı var.

Ejder hala arkasını dönmemişti ve Lucifer, arkasını dönmemesini umuyordu. Çünkü arkasını dönerse iğrenç sahnelerin yaşanacağını biliyordu. Tabii Ejder saldırıya geçerse onu durdurmak için yapabileceği hiçbir şey yoktu.

(Ejder)-Biliyor musun Asmodeus? Bende oldukça şehvetli biriyimdir.

Ve tam o anda Lucifer'in istemediği tek şey gerçekleşti. Ejder konuşurken yavaşça arkasına dönmeye başladı.

(Ejder)-Ama benim şehvetim senin aksine kadınlara değil. Kana. Ve emin ol ki...

Ejder artık tamamen arkasını dönmüştü ve korkutucu görünüyordu. Kızıl gözleri doğrudan Asmodeus'un üzerine odaklanmış ve göz bebekleri yok olacakları kadar incelmişti. Bunun anlamı da, Ejder, bir avcı olarak, avına odaklanmıştı.

Ejder'in suratını gören Asmodeus ise anlık bir şekilde geri çekilme isteği hissetti ancak bir insandan korkarak onurunu yerle bir etmek istemediği için sert bir ifade takınmıştı. Ve tam ayağa kalkarak Ejder'e kafa tutacaktı ki Ejder'in uzun dili, dışarı çıkarak dudaklarını yaladı. Ardından da Ejder, ölüm soğukluğundaki sesiyle yarım bıraktığı cümlesini tamamladı.

(Ejder)-Bedenini ortadan ikiye ayırıp etrafa saçılan ezilmiş organlarının üstüne boşalmaktan çok büyük bir zevk alacağım!

(Lucifer)-Ejder. Nasıl hissettiğini anlıyorum ama bu seferlik es geçs...

Lucifer işe yaramayacağını biliyor olsa da Ejder'i durdurmayı denemişti ancak bilinmeyen bir güç aniden tepesine çökmüş ve onu yere kapaklamıştı.

(Lucifer)-Ej...der...

Lucifer üzerine çöken bu güce dayanmaya çalışarak yavaşça başını kaldırdı ve Ejder'e baktı. Ejder'in tüm vücudu titriyordu ve titreyen kafası yavaşça Lucifer'e döndü. Lucifer, Ejder'in kocaman açılmış gözleriyle göz göze geldi ve tüm bedeni ani bir acıyla kaplandı.

Ejder'e karşı duyduğu korku öyle bir seviyedeydi ki artık acı vermeye başlamıştı.

(Ejder)-Sana...konuşma hakkı tanıdığımı hatırlamıyorum, Lucifer.

Ejder'in bu sözlerinden sonra Lucifer'in üzerindeki baskı biraz daha arttı ve bu artışı kemiklerin kırılma sesi takip etti. Sonra da Ejder bakışlarını yeniden Asmodeus'a çevirdi.

Şu anda odayı kaplayan baskı karşısında Wukong bile korkamaya başlamıştı.

"Hoy hoy hoy! Bu kadarı biraz fazla değil mi sence de. Bana karşı kullandığı güç miktarı bunun milyarda biri bile değildi. Yanlış bir şey söylemediğim için şanslıyım."

Diye düşünen Wukong derin bir nefes aldı ve ardından yutkundu. Resmen soğuk terler akıtıyordu.

(Ejder)-Şimdi, Asmodeus. Kimin şehveti daha büyükmüş öğrenme zamanı geldi.

Bu sözlerden bir an sonra Ejder ve Asmodeus aynı anda gözden kayboldular. Ejder kaybolduğu için Lucifer'in üzerindeki baskıda kaybolmuştu. Üzerindeki baskının farkına varan Lucifer anında ayağa kalktı ve koşarak odayı terk etti.

(Lucifer)-Gerizekalı Asmodeus!!! Beni dinlesen ölür müydün sanki!? Pekte farklı bir sona gitmiyorsun gerçi! Lanet olası aptal herif! Hepsine, Medusa ve Rose hakkında tek kelime bile etmemelerini söylememe rağmen...ne bok yemeye.!? Hemen Medusa ve Rose'ye durumu açıklamalıyım!

***

-Ejder'in kaybolmasından 9 saat sonra-

(Belphegor)-Heeey. Lucifeeer. Şu söylediğin çocuk nerde kaldııı? Uyumam la---zım. 1 saattir uyumadım.

Belphegor uyuklaya uyuklaya bu sözleri söylemişti. Lucifer'in isteği üzerine cehenneme, daha doğrusu malikaneye gelmişlerdi ve geleli tam olarak 1 saat olmuştu. Yani Tembelliğin Belphegor'unun uyumadığı saat kadar.

(Lucifer)-Nereye gittiğini bende bilmiyorum tamam mı? Doğal olarak ne zaman geleceğini de bilmiyorum. Sadece beklemeniz gerekli.

(Beelzebub)-Hoy. Mutfakta yemek kaldı mı? Acıkmaya başladım ben.

Beelzebub midesinden gelen sesler eşliğinde bunları dile getirmişti. Geldikleri gibi yemek yemelerine rağmen çoktan acıkmıştı bile ve karnını doyurması gerekiyordu. Belli bir süre yemek yemediği zaman agresifleşiyor ve etrafı dağıtmaya başlıyordu.

(Lucifer)-Daha az önce yüz kişilik bir yemeği tek başına yemedin mi sen?

(Beelzebub)-N'olmuş yani? O sadece 21. öğünümdü.

(Lucifer)-Günlük kaç öğün yemek yiyorsun sen be?

(Beelzebub)-Heee. Bilmem hiç saymadım. Ama kırk falandır.

(Lucifer)-Saat başı yemek yesen bile günde 24 öğün yapar hayvan herif.

(Beelzebub)-Hem bizi buraya çağırıp hem de yemek vermeyecek misin? Ne biçim bir küstahlık bu böyle? Yemeğimi vermezsen çeker giderim haberin olsun.

Lucifer elini alnına koydu ve "Neden bunları çağırdım ki ben?" diye iç geçirdi.

(Lucifer)-Pekala. Mutfağa git ve hizmetçilere sana yemek hazırlamalarını söyle.

(Beelzebub)-İşte bu! Bekleyin beni yemekçikler. Babanız geliyor.

Koltuktan fırlayan Beelzebub büyük bir hızla odayı terk etti ve mutfağın yolunu tuttu. Diğer kimseden ses çıkmadığını gören Lucifer ise derin bir iç çekti ve rahatlayarak arkasına yaslandı. 6 tane sorunlu çocuğa bakıyor gibi hissediyordu.

Derken birisi gözüne takıldı. O kişi tabii ki de...

(Lucifer)-Asmodeus.

Asmodeus'tu. Canı sıkkın gibi görünüyordu. Daha doğrusu düşünceli bir görüntüsü vardı. Asmodeus'u öyle gören Lucifer meraklanarak sordu.

(Asmodeus)-Efendim?

(Lucifer)-Ne oldu? Canın mı sıkkın?

(Asmodeus)-Hayır. Sadece düşünüyordum.

(Lucifer)-Düşünüyor musun? Neyi?

(Asmodeus)-Neyi olacak? Kadınları tabii ki.

(Lucifer)-Kadınları mı? İyi de buraya girdiğinden beri hizmetçiler dışında sadece 3 kişiyi gördün.

(Asmodeus)-Biliyorum. Ve onlardan ikisi müthiş güzelliklere sahiptiler.

Lucifer'in isteği üzerine buraya geldiklerinde Asmodeus'un gördüğü 3 kişi Rose, Medusa ve Kyriel'di. Lucifer o anda olayı çözmüştü ve aklındaki kadınların hizmetçiler olmasını dilemişti ancak kendisi "3 kişiyi gördün" dedikten sonra Asmodeus, "ve onlardan ikisi" diye cümleye devam ettiği için Asmodeus'un aklındaki 2 kişiden birinin Medusa veya Rose olduğu kesindi. Ancak Lucifer bir umut diyerek sordu.

(Lucifer)-Bu ikisinin kim olduklarını öğrenebilir miyim acaba?

(Asmodeus)-Bunu neden bu kadar önemsiyorsun ki? Şehvet şeytanı olduğum için sürekli kadınları düşünüyorum zaten.

Asmodeus, Lucifer'in bu merakına bir anlam verememişti ve şaşkın bir ifadeyle ona bakıyordu. Ancak Lucifer tuhaf bir şekilde fazlasıyla ciddiydi.

(Lucifer)-Sen sadece cevap ver. Ölüm kalım meselesi bu.

Lucifer biliyordu ki eğer Ejder burada olsaydı ve şu anda Asmodeus'un aklından geçen kadınlardan birinin Medusa veya Rose olduğunu görseydi Asmodeus çoktan ölmüştü.

Asmodeus, Lucifer'in bu meseleyi neden "ölüm kalım meselesi" olarak adlandırdığını anlamlandıramamıştı. Her zaman kadınları düşünen birinin şu anda da kadınları düşünüyor olması kadar normal bir durum yoktu.

(Asmodeus)-Neden bu kadar ciddisin anlamamış olsam da, cevaplamakta bir sorun görmüyorum.

(Lucifer)-Çabuk ol be adam!

Lucifer bu durum için gerçekten de fazlasıyla ciddiydi.

(Asmodeus)-Tamam be. Sakin ol biraz. Uzun boylu kırmızı saçlı güzel vücutlu tanrıyla yanındaki pembeli kız. Onları düşünüyordum. Oldu mu?

Lucifer'in düşüncesi bir noktada doğruydu. Çünkü Asmodeus'un düşündüğü kadınlardan birisi Rose ve Medusa'dan biriydi. Kötü kısım ise diğeri de ikisinden biriydi.

Olabilecek en kötü senaryo olmuştu ve Asmodeus2un düşündüğü iki kişi Rose ile Medusa çıkmıştı. Bu durum karşısında ise Lucifer bir anda Asmodeus'un üzerine atlamış ve yakasından tutarak onu koltuğun üzerine yatırmıştı.

(Lucifer)-Çabuk o ikisini aklından çıkar Asmodeus! Eğer ölmek istemiyorsan unut o ikisini! Hemen!

Lucifer'in aniden üzerine çıkıp bu sözleri söylemesi karşısında şaşıran Asmodeus bir anlığına hareketsiz kalmıştı. Ancak hemen kendine gelmiş ve Lucifer'i üzerinden atmıştı.

(Asmodeus)-Ne yaptığını sanıyorsun sen be!? Neden o ikisini aklımdan çıkaracakmışım!? Ayrıca, ölmek ne alaka!? Kim beni neden öldürecekmiş bakayım!?

(Lucifer)-Tanrıça ve pembeli kız. Yani Medusa ve Rose, buraya gelmesini beklediğimiz çocuğun en çok değer verdiği iki kişi. Eğer o ikisiyle ilgili tek kelime bile edersen ölürsün! O yüzden lafımı dinle ve o ikisini unut. Ve sakın o çocuğu kışkırtayım falan deme! Anladın mı beni!?

(Asmodeus)-Saçmalamayı kes be! Banane o çocuğun en çok değer verdiği iki kişi onlarsa. Bugüne kadar istediğim her kadını aldım ben. Onlar da bir istisna olmay...

O anda Lucifer kendini daha fazla tutamadı ve Asmodeus'un suratına yumruğu geçirdi. Yediği yumrukla birlikte yere çakılan Asmodeus neye uğradığını şaşırmıştı.

(Asmodeus)-Sen...iki kadın için bana yumruk mu attın lan!?

(Lucifer)-Ben seni öldürmem Asmodeus ama o çocuk gözünü bile kırpmadan seni parçalarına ayırır! Sana lafımı dinle diyorum! Siktiğimin hayatına değer veriyorsan ve hayatının geri kalanında başka kadınlarla ilişkiye girmek istiyorsan lafımı dinle. O çocuk...o çocuk...argh! Lanet olsun! O çocuğun yanında bize şeytan bile denemez!

Lucifer ciddi anlamda aşırı öfkeli görünüyordu. Biraz da endişeli. Asmodeus'un ölmesini istemiyordu çünkü yaklaşan savaşta önemli bir güç olacaktı kendisi. Ama bu gidişle 3. Ragnarok'tan çok ama çok daha büyük bir belayla uğraşmak zorunda kalacaktı.

(Asmodeus)-Tamam be tamam! Amma büyüttün sende! Alt tarafı iki kadın işte! Her gün onlar gibi onlarcasıyla birlikte oluyorum ben! Sırf iki kişiyle birlikte olmak istedim diye kimse beni öldüremez!

(Lucifer)-Sadece sana dediğimi yap Asmodeus! Yoksa başın çok büyük derde girecek.

(Asmodeus)-Siktir git!

Bu yüksek tansiyonlu konuşmanın sonunda Asmodeus, orta parmağını kaldırarak odayı terk etmişti.

(Baphomet)-Öfkenin temsilcisi olmama rağmen ben bile böyle bir durumda böyle tepki vermezdim Lucifer. Ne oldu sana böyle?

(Lucifer)-Size bahsettiğim çocuk, çok güçlü. Onun sevdiği iki kişiye karışmak anında ölmek demek.

(Baphomet)-Tepkilerine bakarak sana inanıyorum ama, bir sorum var?

(Lucifer)-Dinliyorum?

Bütün bu öfkelenme işleri Lucifer'i oldukça yormuştu. Uzun zamandır bu kadar sinirlenmemişti. Yorgunluğunun yanı sıra öfkesini böyle dışarı atması onu oldukça rahatlatmıştı da.

(Baphomet)-O çocuğun gücünden nasıl bu kadar eminsin?

Bu sorudan sonra Lucifer, Baphomet'e tek bir cevap verdi ve sadece Baphomet'in değil, cevabı duyan herkesin gözleri kocaman açıldı.

Lucifer'in verdiği cevap ise şuydu.

(Lucifer)-İlk geldiğinizde sorduğunuz boyutsal yırtık var ya, işte o yırtığı açan kişi size bahsettiğim çocuktu.

***

Asmodeus odayı terk ettikten sonra ise adımlarını direkt olarak kızların olduğu odaya çevirmişti. Tam odaya yetişip kapıya yöneldiğinde ise Hades birden önünde belirmiş ve...

(Hades)-Nereye gittiğini sanıyorsun acaba?

(Asmodeus)-Hava almaya gidiyorum! Ona da kızmayacaksın herhalde.

(Hades)-Hava alabilirsin. Kızların kokusunun olmadığı bir yerde tabii.

(Asmodeus)-Tch! Sen ve senin Lucifer'le olan telepatin!

Asmodeus odayı terk eder etmez Lucifer, Hades'e haber vermişti. Böylelikle de Hades, Asmodeus'un durdukmak için yerini almıştı. O da, Ejder'in neler yapabileceğini bildiği için hiç düşünmeden Lucifer'in sözünü dinlemiş ve Asmodeus'un yolunu kesmişti.

Hades tarafından engellenen Asmodeus ise adımlarının yönünü ana kapı olarak değiştirmiş ve dışarıya çıkmıştı. O kadar sinirliydi ki bütün suratı buruşmuştu.

(Asmodeus)-Tch! Şerefsizler! İstediğimi almamı engellemenin bedelini ödeyeceksiniz! Her neredeysen çocuk, sen geldiğinde o iki kızı gözlerinin önünde elden geçireceğim ve burada olmamana rağmen beni engellemenin hıncını o ikisinden çıkaracağım!

***

-Şimdiki Zaman-

Lucifer büyük bir hızla malikaneden ayrıldı ve kaplıcalara doğru koşmaya başladı.

(Lucifer)-Amına koyduğumun gerizekalısı Asmodeus! Sana o çocuğu kışkırtma dedim değil mi ben!? Bile isteye ölüme koştun resmen!

Lucifer daha fazla zaman kaybetmek istemeyerek iyice hızlandı ve bir anda gözden kayboldu. 3 saniye kadar sonra ise kaplıcaların önünde belirdi. Derin bir nefes aldı ve tüm gücüyle bağırdı.

(Lucifer)-Medusa! Rose! Buraya bakın çabuk!

Lucifer'in bağırmasından hemen sonra ise Medusa ve Rose kaplıcanın kenarından kafalarını uzattılar ve meraklı gözlerle Lucifer'e bakmaya başladılar.

(Medusa)-Ne oldu Lucifer? Neden bu kadar telaşlısın?

Lucifer derin derin nefesler alıp veriyordu. Yüzündeki endişe Rose ve Medusa'yı meraklandırmıştı. Lucifer birkaç kez daha derin derin nefes aldıktan sonra son bir derin nefes aldı ve Medusa ve Rose'yi donduran o kelimeleri haykırdı.

(Lucifer)-Ejder...kendini kaybetti!