
Sabah kalktığımda Demir kollarını bana sarmış uyuyordu yavaşça kalkıp çocukların odasına gittim.
Bebeklerim uyuyordu ama Çağlar sayıklıyordu. "An-nne gitme"
Yavaşça Çağlara yaklaşıp oğlumu hafif sarstım uyanması için uyanınca birden boynuma sarıldı.
"Annem yok ama sen benim hep annemsin beni çok sev hiç üzme olur mu? "dedi.
" Bebeğim benim ben seni hep çok sevdim ve seviyorum da seni sevmemek mümkün değil"
"Kıskanıyorum ama yaaa" kapının eşiğinde duran Demire baktık.
"Baba koca adam oldun bu neyin kıskançlığı"
"Baksen benim karıma yapışmış bana vermiyor"
"Senin karın olabilir benim ANNEM"
Anne lafı bile bu kadar mı yakışır bir çocuğa? Demir hızla gelip Çağları gıdıklamaya başladı.
"Ya durun bak ikizler uyanacak"
"Duydun anneyi istikamet avlu"
Demirle Çağlar aşağıya inerken Sera yanıma gelip "Eee"
"Nee "
"Ne ne hazırlık yok mu? "
"Ne hazırlığı ya"
"Alıcağın olsun yenge düğün alışverisi"
"Aaa bak ben bunu unuttum akıl kalmadı ki olanlardan dolayı. "
"Tamam kahvaltıdan sonra alışverişe gidiyoruz"
"Demire sormadan gidemem izin vermez yoksa"
"Amanda aman kocansız yapamazmış"
"Sen yapabilir misin? "
"Hayır ben Poyrazsız bir gelecek düşünemem"
"Bende Demirsiz düşünemem benim hayatımdaki tek erkek o oldu. "
"Nasıl yani? Hiç sevgilin olmadı mı? "
Başımı olumsuz anlamda sağa sola salladım.
"Neden? yani bir sebebi var illaki"
"Ben daha 17 yaşına yeni girmiştim doğum günümde annem bana telefon almıştı babamdan gizli babam alkolik bir pislikti içer içer ya yerde sızar yada eve gelip annemle beni döverdi."
Yutkundum göz yaşlarım kendinden bilinçsiz bir şekilde firar ediyordu.
"Benim doğum günümdü annem telefonu bana verdiğinde babam eve geldi pasta mum falan derken annemin üzerine yürüdü 'hani paran yoktu lan hain karı 'deyip dövmüştü sonra benim elimden telefonu almaya çalıştı ben vermeyince kemeriyle beni dövdü babama yalvardım ama duymadı. Annem önüme geçti ama yine durmadı yine dövdü en sonunda telefonu aldı gitti bir daha da gelmedi bizde annemle kaçtık İstanbul'a."
Sera bana sarılırken ben ağlıyordum hıçkırarak gözlerim durmuyordu.
"Sera sen bize biraz izin ver abicim"
"Tamam abi"
Demir yanına otururken elini belime attı beni kendine çekip iyice sarıldı.
"Demek ilk gecemizdeki sırtındaki izler o yüzden vardı"
Başımı aşağı yukarı salladım. "Sen dikkat etmezsin sandım"
"Neden etmiyeyim sen benim karımsın senin her zerreni bilmek benim hakkım"
"Anladım benim hakkımda ilk ne düşündün beni ilk gördüğünde kafanda nasıl bir kurgu senaryoladın"
"Neyse bunun bir önemi yok hadi kahvaltıya inelim bizi bekliyorlar. "
"Hayır söylemezsen ben aşağıya inmem" Başını sıkkınlıkla salllayıp
"Tamam söylicem ama kahvaltıdan sonra tamam mı zira acıktım ve sen yemezsen bebeklere sütünü nasıl yettirecen"
Haklıydı aşağıya inerken ellerini ellerime kenetledi. "Günaydın ailem" diye herkesi selamladı Demir.
"Günaydın oğlum hayırdır bu mutluluğu neye borçluyuz"
"Hiçbir şeye annem"Selcan anne gülerek önüne dönüp kahvaltısını yapmaya devam etti.
" Oğlum yarın aşıret toplanacak Adar ile ilgili kararı verecekler haberin ola oğlum geç kalma "
"Tamam babam o peze-"
"Öhöm öhöm"dedim. Çağları işaret ederek herkes kıkırdamıştı. Demirde lafını düzgünce toparlayıp tekrar konuştu.
"Yani o adamın sonunu görmek bana bize iyi gelecek"
Herkes yemekten kalkınca ben bebeklerimin yanıma gittim uyanmış ağlıyorladı Sera birini sakinkeştirirken ben kızmı emzirdim daha sonra kızımı beşiğe koyup oğlumu alıp onuda emzirdim oda uykuya dalınca beşiğe koyup sessizce odadan çıktık.
Ben odama girdiğimde demir banyodan çıkmış belinde havlu vardı o kaslı vücudu beni benden alıyordu.
Kendimi toparlayıp yatağı düzelttim Demire dönüp konuşacakken havlusu aşağı kaymıştı ve yeri boylamıştı ani bir refleksle gözlerimi kapattım.
Arkamdan kahkaha atıyordu. "Ya Demir giyin hadi ya "
"Giyindim dönebilirsin"
Arkamı döndüm sadece boxer giymişti ama hiç değilse diğer halinden iyiydi.
"Bana söylicem dedin ama kaçıp duruyon hadi söyle"
"Söylicem ama üzülmek kırılmak yok tamam mı? "
"Tamam"
Elimden tutup yatağa oturttu. Önüme gelen bir kaç tel saçımı eliyle kulağımın arkasına koydu.
"Seni ilk gördüğümde para avcısı olan o kadınlardan hatta yatmadığın erkek yoktur diye düşündüm sonra sana teklifte bulunduğumda hayır dedin ya ben naz yapıyorsun sanmıştım ilk gece benimle olduğunda anladım masum olduğunu "
Şok olmuş dinliyordum böyle düşünmesi üzmüştü beni ama dürüst olması iyiye işaretti sarılıp kendime çektim.
"Demir Seranın düğünü yaklaşıyor elbise almımız lazım ben ne giyecem "
"Tamam gideriz beraber"
"Sen gelmiyon biz gidiyoz"
"Olmaz bende gelicem yoksa gidemezsin düğünde de çuval gidersin gerçi o bile seni ayrı güzel yapar."
"Sen gelince o olmaz bu olmaz değip hiç birini beğenmiyorsun. "
"Demek ki elbisede yapım hatası veya kusur görmüşüm ki olmaz diyom"
"Gelemezsin"
"Gelicem dedim bitti nokta"
"Off tamam gel ama sakın bir mızırlık yapma."
"Düşünecem canım"gözlerimi devirmekle yetindim sadece
Üzerime turuncu pantolon tişört hırka ve ayaklarıma beyaz ayakkabı(multimedya da var) giydim saçlarımı dalgalandırıp Demire döndüm" Hazırım ben" Beni baştan aşağı süzdü.
"Woww karıma bak bee bana bak üzerine çarşaf mı koysam kimse seni böyle görmemeli"
"Saçmalama Demir hadi gidelim vallah Sera bizi öldürecek ben çoçuklarımın mürvetini görmeden ölmek istemiyorum"dediğimde gülmeye başladık.
Aşağıya indiğimizde Sera bizi beklemeden arabaya binmiş bizi bekliyordu bizde arabaya bindiğimizde "sonunda geldiniz yoksa ben odanıza dalacaktım "deyince gülmeye başladık.
Araba durunca çok güzel bir mağazaya geldik üst katta abiye elbise türü vardı altı katta gelinlikler ve bindalliklar vardı.
Gelinliği bizimle aldı paket yaptırdı. Poyraz gelince bindallığı seçtiler çok güzeldi.
Daha sonra kendim için elbise aramaya başladım mor ve kırmızı uzun iki elbise aldım. Birini düğünde , diğerini kınada giyecektim
Demir başta istemesede sonradan kabul etti tabiki şart koştu bu elbise ile yanından ayrılmayacakmışım pehhh görecez...
Eve geldiğimizde sofra çoktan kurulmuştu elimdeki paketleri odama bırakıp banyoya koştum. İşlerimi halledip çıktım.
Aybars ve Reyyan'a süt verip biraz pişpişlayıp aşağıya indim masaya oturduğumda bugün yaptığımız alışverişten konuşuyorduk.
Yemekten sonra hacer abla ve diğer yardımcılara yardım ettik çay olunca çardakta çay içtik sohbet muhabbet derken saat ona geliyordu.
Demir elimden tutup odaya götürecekken ikizler ve Çağlara bakıp geleceğimi söyledim.
Bebekleri emzirip uyutmaya çalıştım Çağlar uuyumuştu hepsinin başına öpücük kondurdum daha sonra ikizler de uyudu bende odadan çıkıcakken Çağlar "anne" deyince ona döndüm "efendim oğlum"
"Ben uyuyamıyorum bana masal anlatırmısın"
"Anlatırım tabi Kız kulesinin masalını bilirmisin? "
"Hayır bilmiyorum"
"O zaman sessizce kucağıma uzan ve dinle."
"Zamanın birinde bir kıral varmıs hiç çocuğu olmazmış günlerden bir gün bir kız bebeği olmuş kahinlerden biri kızınızı bir yılan ısıracak ve kızınız ölecek demiş"
"Ölmüş mü? "
"Little dinle bakim . Daha sonra kral çok korkmuş tek kızı gözdesiymiş askerlerine denizin ortasında bir ada yapmalarını ve o adada sadece kızının olacağını söylemiş askerleri de emiemrini yerine getirmiş uzun süren bir çalışmadan sonra kız kulesi inşa edilmiş kral kızını oraya kapatmış ve gel zaman git zaman kızı 18 yaşına girmiş Kral da bakmış ki kızına bişey olmuyor kızı için bir kutlama düzenlemiş davete gelen bir üzüm sepetinin içinde bir yılan varmış kralın güzeller güzeli kızını ısırmış güzel kız babasının kollarında can vermiş o günden sonra oranın adı kız kulesi olarak kalmiş "
Kucağıma baktığımda Çağlar uyumuştu bende yatağına bırakıp anlını öptüm odadan çıkıp odama gittim.
"Demek kız kulesi ha"
"Evet çok sevdiğim bir masal"
Kollarını bana dolayıp huzurla uyuduk. Uykunun kollarına bırakmadan önceki sesini duydum ve tebessüm edip uykunun ve Demirin huzurlu kollarına bıraktım.
"Sende benim en güzel masalımsın ama bizimki ölümle bitmeyecek sonumuz güzel olacak karıcım... "
EVET ARKADAŞLAR BÖLÜM ATMACAKTIM BAZI SORUNLARDAN DOLAYI AMA SİZİN İÇİN YAZMAK İSTEDİM OKUDUNUZ VOTE VE YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM😘💕😘💕
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |