26. Bölüm

26. Bölüm

Zerda Karabulut
arouralavinya

Neredeyse beş ay geçti Demir siz kızım yürüyordu. Reyhan ve Aybars sanki suçlu gibi kafasını yerden kaldırmıyorlardı.

 

Bazen uykularında ağlıyorlardı. Benim canım daha çok yanıyordu.

 

Reyyanın yanına yaklaştım uykusunda babasını sayıklayıp ağlıyordu.

 

"Reyyan güzel kızım uyan hadi Reyyan"

 

"A-anne"

 

"Güzel kızım noldu ne gördün ağladın babanı sayıkladın güzel kızım"

 

"Anne uçurum önündeydim babam vardı piknik yapıyorduk sonra her yer karardı benle babam kaldık ben koştukça uzaklaşıyordu. "

 

"Tamam kızım geçti"

 

"Anne geçmiyo canım çok yanıyor biz babama o lafları deneseydik babam gitmezdi, bizi bırakmazdı. Şimdi gelse koşarak kolları sarar hiç bırakmazdım. "

 

"Kimse neyin başımıza ne zaman geleceğini bilemez"

 

"Anne Aybars oda benim gibi suçlu hissediyor kendini"

 

"Şittt siz suçlu değilsiniz sen git üstünü giy ben Aybarsa bakıcam"

 

"Anne Rüya nerde ? "

 

"Babaannende"

 

Odadan çıkıp Aybarsın odasına girdim. Yatağında oturmuş duvara bakıyordu. İşte bu halleri canımı çok yakıyordu.

 

"Oğlum hadi kalk bakalım "

 

"İstemiyorum kalmıyacam" deyip yatağın içine girdi. Daha fazla dayanamayıp kapıya çıktım sesimi duymasınlar elimle ağzımı kapatıp ağladım.

 

 

 

"Yenge! "

 

"Berk"

 

"İyi misin kalk yerden"

 

"Berk ben çocuklarıma güç olamıyorum baksana hala babasının ölümünden kendilerini suçluyorlar. "

 

"Tamam yenge sen onları bana bırak Rüya aşağıda ağlıyor anam çağırdı seni"

 

"Tamam teşekkürler Berk "

 

Berkten...

 

Yengemi ağlarken görmek adeta yıkmıştı beni abim vefat edeli beş ay geçse de hala acısı tazeydi. Yengemi aşağıya yollayıp Aybarsın odasına girdim.

 

"Amca sen misin? "

 

"Evet benim de anneni çok üzüyorsun "

 

"O mu üzgün o zaman neden o adamla evlenecek"

 

"Bak yeğenim bazı insanlar bunu yapmak zorunda yaşın küçük şuan ama annen size iyi bir hayat sunmak istiyor o yüzden anneni üzme yoksa oda istemezmiydi babanınızla beraber olmanızı"

 

"Biz babamı çok kırdık amca annem bizi uyardı ama biz şımarıklık yaptık ve babam üzüldü sonra gitti bizden"

 

"Şimdide annen üzülüyor onu üzmek mi istiyorsun"

 

"Hayır amca istemiyorum yoksa oda gider ben ne yaparım "

 

"Gel buraya yakışıklı yeğenim, şimdi git prenses hanıma da de hemen gelsin kahvaltıya "

 

"Tamam amcacım"

 

"Afferin koçum"

 

Besteden...

 

Aşağıya inerken merdivenin başında göz yaşlarımı sildim bu eve son bakışımdı etrafa doya doya baktım aklıma kazıdım bu ev kocamla benim üzüntülü mutlu sevinçli anlarımızın duvardan etrafa yakılanan sesleriydi.

 

Bir anda Demir ile ilk tanışmamız geldi ne hödüktü, sonra onu tanıdım gerçek Demiri çok yaralıydı yaralarını sardım ben onun ama o bana yara açtı gitti.

 

Aşağıdan sesler gelince inmeye başladım, Selcan ananın kardeşi gelmişti ama hiç Behiye teyze ve Selcan ana gibi değildi çok katıydı. Sürekli bana laf sokup duruyordu.

 

"Saat kaç olmuş bu gelin hanım ortada yok "

 

"Kusura bakmayın geldim "

 

"Ah ah Baran ben sana ne diyeyim ki"

 

"Sultan sus kızımı üzme "

 

Burun kıvırıp arkasını döndü Selcan ana kucağında Rüya ile geldi. Onun ardından kızım ve oğlum da koşarak yanıma geldiler."anne kuçakk" Rüyayı kucağıma alıp masaya oturduk o sırada Ezra iki aylık bebeği ile geldi.

 

"Günaydın şey geç kalktım kusura bakmayın"

 

"Önemli değil kızım ne kusuru"

 

Bu daha demin bana geç kalktım diye azarlıyan kadın değil miydi? Allahım sen bana sabır selamet ver yarabbim diye içlendim.

 

Kahvaltı bittikten sonra nikah memuru ve imam gelmişti nikahı kıyıp gitmişlerdi.

 

Selcan ana ile Ahmet babaya doya doya sarıldım. "Ana bizi unutma hep gel tamam mı? "

 

"O nasıl söz deli kız, sen benim kızımsın , torunlarım Demirimin emanetleri onları hiç bırakırmıyım"

 

"Babaanne, dede biz gitmek istemiyorum amca sende bir şey de "

 

"Aslan parçam merak etme bizde hep gelicez hem Zeliş sizsiz durmaz ki"

 

Ezraya sarılıp sonra Berk ve Burak abi ile Bilgeye sarıldım. Gözü yaşlı bir şekilde bana bakıyorlardı.

 

Arkamı dönünce Baran'ın karanlık gözleri beni karşıladı. Ne yaşıyacaktım o konakta nasıl koruyacaktım yavrularımı

 

"Beste hadi gidiyoruz"

 

Tam çıkıyorduk ki Burak abi Barana seslendi "Eğer Bestenin ve çocukların kılına zarar gelirse seni yaşatmam Baran bilesin hiç eski Barana benzemiyorsun ayağını denk al. "

 

"Ben Demir değilim kimseyi yarı yolda bırakmam"

 

"Babama öyle diyemezsin"

 

"Beste hadi " konaktan çıkınca arabaya bindik Aybars, Reyyan ve Rüya ağlıyordu.

 

"Sustur şunları"

 

"Onların adı var şunlar diyemezsin! "

 

"Ben senin kocanım isteğimi derim "

 

"Ben seni kocam olarak görmüyorum"

 

"Benim karımsın ve şunu aklına iyice kazı ağzından Demir yada başka bir erkeğin adını duymayacağım"

 

Kavga etmek istemiyordum o yüzden çocuklarımı susturdum.

 

Konağa geldiğimizde Rüya arabada uyuya kalmıştı. Ben Reyyan ve Aybarsın elini tutarak konağa girdim. Baran da Rüyayı kucağına aldı.

 

"Şey rüya uyudu ben onu hangi odaya götüreyim"

 

"Gel çocuklara oda hazırlatmıştım. "

 

 

Rüyanın odası

 

 

Reyyanın odası

 

 

Aybarsın odası

 

"Gerçekten çok güzeller ellerine sağlık"

 

"Evet Baran amca çok güzelmiş odalar"

 

"Beğendiyseniz odanıza geçin sende Rüyayı odasına bırak ordaki diğer kapı bizim odamıza açılıyor. "

 

"T-tamam"

 

Baran odadan çıktıktan sonra Rüyayı odasına götürüp yatağına yatırdım. Kapıyı açtığımda bizi odayı gördüm çok güzeldi. Herşeyi düşünmüştü.

 

 

Odaya girip biraz etrafa baktım üzerimde ağırlık vardı resmen kendimi yatağa uzanıp uykunun kollarına bıraktım.

 

Uyandığımda başımda Baran vardı.

 

"Bir şey mi oldu?"

 

"Yok akşam yemeğine çağıracaktım seni"

 

"Sağol teşekkür-"

 

Odaya ağlarayak Aybars girdi "noldu oğlu-, noldu yüzüne bu kızarıklık ne?! "

 

"Baran amcanın annesi vurdu"

 

"Ne demek vurdu!? "

 

Baran beni tutamadan aşağıya indim

 

"Sultan hanım!! "

 

"Ne bağırırsın densiz"

 

"Bana ne dersen ses etmem eğer bir daha bir evladıma el kaldırdınızı göreyim bu konağı size mezar yaparım. Ben evlatlarıma vurmadım bir kere bile sen kimsin ki evladıma vutuyorsun "

 

"Al bana getirdiğin geline bak Demir'in eskisi bana dul gelin mi layık gördün"

 

"Demirin ağzınızla pisletmeyin siz nasıl teyzesisiniz "

 

Yanağımda bir sızı hissedince kendimi yerde bulmam bir olmuştu.

 

"Sen nasıl anamla böyle konuşursun veled yapmış bir şey ki vurmuş, ben sana demedim mi Demirin adını anmayacaksın"

 

"O benim ilk aşkım ilklerim evlatlarımın babası sen ne dersen de o benim kocam sen değilsin"

 

"İlla istiyorsun ki sana kocalık yapayım tamam kabul gel!! "

 

"Dokunma banaaa! "

 

Kolumdan tutup zorla odaya götürdü kapıları kilitledi.

 

"Soyun! "

 

"Ölürümde senin bana dokunmana izin vermem erkek müsfetlisi adam mısın bana dokununca ne olacak pislik adı herif ana kuzusu"

 

Kolarından tutup ayağı kaldırdı tokat attı yine yere düşünce arkam Barana dönüktü kafamla arkaya bakınca eli pantolonuna gitmişti. Kemerini çıkarmıştı. "Sakı-" daha lafım bitmeden sırtıma inen kemer darbelerine karşı kolumu ısırdım yavrularım duymasın diye.

 

Bir süre sonra durdu gözleri hala sicim sicim akıyordu.

 

"Bir daha erkekliğime laf etme, anamada dil uzatma yoksa senin dilini keserim"

 

Odanın kapısını açıp gitti bende ağrıyan belime bakmak için banyoya girdim. Kıyafetim yırtılmıştı, kanlar vardı. Odaya girip kapıyı kilitledim çocukların beni böyle görmemeliydi.

 

Geri banyoya girip ılık su açıp içine girdim yavaşça ama canım yanıyordu. Gözlerimdeki yaşlar durmaksızın akıyordu. Duştan çıkıp dolaplara baktım krem varmı diye bulunca elime aldım kutuyu. Havluyu kendime sarıp çıktım banyodan kapı çalınca.

 

"Kimo"

 

"Hanımım ben Zuhal evin yardımcısı"

 

Kapıyı açıp elinde tepsi ile giren Zuhali içeri aldım. Arkamı dönünde birden "hııı, hanımım noldu? "

 

"Bir şey yok şu kremi sürebilir misin? "

 

"Tabi hanımım"

 

"Bu gördüklerin aramızda kalacak anlaşıldı mı? "

 

"Tabiki hanımım"

 

Kremi sürünce inledim canım çok acıyordu. Kremi sürüp yerine koyup yanıma geldi.

 

"Hanımım Mustafa ağam yolladı aç kalmanın istemedi"

 

"Sağolasın "

 

Zuhal odadan çıkınca hemen kapıyı kilitledim üstümü giyindikten sonra kapı alacaklı gibi çalmaya başlayınca kapıyı açtım.

 

"Bu kapıyı niye kilitliyorsun lan BİRİ İLE M İ KONUŞUYORSUN YOKSA!! "

 

"Saçmalama benim ne işim olur elin adamı ile "

 

"Ver telefonunu"

 

"Vermem "

 

"Sana ver dedim! "

 

Komidinin üzerinden telefonumu alıp yere fırlattı paramparça olmuştu.

 

"Bundan sonra bu konaktan dışarı çıkmayacaksın kimseyle iletişim kurmayacaksın"

 

KUSURA BAKMAYIN ÜNİVERSİTESİ SINAVINA GİRECEĞİM O YÜZDEN BÖLÜM ATAMADIM CANLARIM SINAV ÇALİŞMASI UZUN SÜRÜYOR VE STAJ FALAN ÜST ÜSTE GELDİĞİ İÇİN YORGUN DÜŞÜYORUM...

 

SİZİ ÇOK SEVİYORUM 🥰🥰🥰🥰

 

 

Bölüm : 21.12.2024 16:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...