11. Bölüm

"KINA- DÜĞÜN"

Sahradan..

Sabah uyandığımda yanımda Azad vardı uyuyordu. Tam kalkacakken kolumdan tutulmam ile Azadın göğüsüne çaptım. Ben gece koltukta uzanıyordum halbuki.

"Kalkma kal böyle beraber uyuyalım kokunda huzur bulayım yıllar sonra huzurlu uyudum bırak böyle kalalım. "

Bana o kadar dediği laflardan sonra neden değişti böyle ne oldu onu değiştiren şey neydi.

Bana sarılmasına neden izin veriyordum kalbim neden böyle hızlı atıyordu korkudan olsa gerek

Bana sarılması ile sanki tekrar uykum gelmiş gibi mayışmış uykunun kollarına bırakmıştım kendimi

Uyandığımda saat dokuza geliyordu. Şaşkınlıkla uyandım hemen Azada baktım yatakta yoktu. Banyodan su sesi gelince banyoda olduğunu anladım.

Mervan bile hala uyuyordu. Banyo kapısı açıldığında içeriden belinde havlu ile Azad çıktı hemen arkamı döndüm.

"Günaydın karıcım. "

"Şey günaydın."

Dolaba doğru ilerlerken beni kendine çekti. "Sen utanıyor musun?"

"H-hayır."

"Hım peki neden kızardın. "

"Şey hava sıcak ya ondan."

"Peki öyle olsun. "

Önümden çıkınca dolaptan eşyalarımı alıp banyoya koştum.

Duşumu aldıktan sonra üstümü giyip banyodan çıktım. Mervan uyanmış Azad ile oynuyordu.

Saçlarımı kurutup Mervanı kucağıma aldım arkamı Azada dönüp emzirdim. Karnı doyunca gazını çıkarıp Azada baktım.

"Geç kaldık aşağıya inelim."

"Tamam inelim."

Odadan çıkıp aşağıya indik. Kahvaltı kaldırılmış Semiha anne ve Mehmet baba kahve içiyordu. Başım eğik yanlarına yaklaştım.

"Şey anne özür dilerim geç kalktığımız için. "

Semiha anne bana sonra da Azada baktı, Azad birden ,"Valla daye ben değil gelinin geç kalktı. "

Ben şok olmuş bir şekilde Azada baktım öküz bide sırıtıyor.

"Güzel kızım hadi kahvaltını yap daha çarşıya gidiceğiz kıyafet almak için düğün için. "

"Peki ana."deyip Mervanı Mehmet baba kucağına alınca ben hızlıca aşağıya indim.

"Dur dur sen nereye gidiyorsun ve benim niye haberim yok."

"Şey Gülün kınası ve düğünü var ya ona hazırlanıyoruz."

"Bak sen alacaksan sakın öyle dekolteli şeyler alma. "

"Sanane yaa benim ne giydigimden. "

"Ben senin kocanım."

"Bende senin karınım kölen değil."

Azad kaşlarını çatsada konuşmadı, bende fırsat bilip mutfağa girdim kahvaltı masanın üstünde duruyordu Azad'ı beklemeden kahvaltıya oturdum.

Azad yemeğini yiyip Ömer ağabey ile şirkete gitti. Bizde kahvaltıdan sonra alışverişe gidecektik. Odaya çıkıp üzerimi değiştirdim.

Aşağıya inip Gül'ün kucağında Ali,Yeliz'in kucağında Mervan vardı. Mervanı ve Ali'yi bebek arabasına yerleştirip yola koyulduk çarşıdaki ilk mağazaya girdik.

İlk ben ve Yeliz ikinci kattaki abiyelerin olduğu kata çıktık elbisemizi seçtik kına için benzer elbise aldık ikimizde onunki siyah benim bordo renkti ki bunun için kıyamet kopacaktı ama benim göstermeye niyetim yok hiç.

Düğün için ben kırıkbeyaz bir uzun elbise aldım, yelizde kırmızı uzun bir elbise aldı.

Aşağıya indiğimizde Mervan Semiha annenin kucağında uyuya kalmıştı.

Mervanı arabaya bırakıp Güle baktım kabinden çıkmıştı gelinliği çok güzeldi.

Bindallığı biz gelmeden almışlardı. Şimdi ise bütün hazırlıklar bitmiş eve gidiyorduk.

Odaya girdiğim gibi aldıklarımı sakladım. Sonra aşağıya inip akşam yemeği kuranlara yardım ettim. Mervanın ağlaması ile salona girdim. Kucağıma alıp odama çıktım kapıya sırtımı çevirip emzirmeye başladım.

Gazını çıkarıp pusete bıraktım. Arkamı döndüğümde Azad vardı.

"Ödüm koptu neden ses etmedin? "

"Sana hesap mı vericem odama nasıl gireceğime ben karar veririm neyse gel Mervanın odasına bak eksik bir şey varsa alırız. "

Mervanı Azad kucağına almış peşimden geliyordu. Bu oda benim herşeyin başlangıcı olan odaydı kapının kulpunu tutup kapıyı açtım içeri girdim, eski halinden eser yoktu.

"Çok güzel olmuş. Ellerine sağlık teşekkürler. "

"Senin için değil yani teşekkür etmene gerek yok. "

"Peki. Hadi yemeğe inelim. "

Azadın kucağından Mervanı alacaktım ama izin vermedi önden ilerledi. Bende peşinden gittim.

Yemeğe oturduğumuzda kimseden ses çıkmıyordu zaten herkes erken odalarına çekilmişti. Bende mutfaktaki işleri halledip salona çıktım.

Azad,Mervana sarılmış uyuyorlardı. Telefonumu çıkarıp resimlerini çektim. Sonra Azadı yavaşça uyandırıp odada uyumasını söyledim.

Yukarı çıkıp Mervanı beşiğe bıraktı. Beni kolumdan tutup yatağa yatırdı sonra da bana sarılarak uyumaya çalıştı ben hala şok içinde kalmıştım.

İleriye elimi uzarıp lambayı kapattım. Çam kokusu olan adamın dibine kadar girip uykunun kollarına bıraktım kendimi.

Gül'den

Sabah uyandığımda heyecanla kucağımda uyuyan oğluma baktım.

Kokusunu içime çekip hemen yataktan kalktım. Banyoya girip hemen işlerimi hallettim Ali uyuyordu onu uyandırmadan odadan çıktım. Aşağıda hareketlilik vardı herkes koşuşturuyordu.

Hazırlanmış masaya oturduk hepimiz. Kahvaltıdan sonra kuaförler gelip beni hazırladı. Bindallığımı giyip Sahra ve Yeliz ile aşağıya indim. Onlarda çok güzel olmuştu.

(Gülün bindallısı)

(Sahra'nın elbisesi)

(Yeliz'in elbisesi)

Herşey çok güzeldi şarkılar, türküler, oyunlar, halaylar, danslar derken kınam yakılmıştı. O kadar yorulmuştum ki ayaklarımda derman yoktu. Duşumu alıp Alım ile beraber yatağa girdim.

Sahradan

Çok yorulmuştum ama demişti tam üzerimi çıkarıcakken içeri Azad girmişti. Ben üstümü düzeltip eşyalarımı alığ banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp üstümü giyip dışarı çıktım.

Yatağın içinde uyuyan yarı çıplak Azad ve Mervan vardı.

Yatağa girip yanlarına yattım. Uykumda hemen gelmişti. Sabah uyandığımda saat dokuza geliyordu. Etrafa baktığımda Mervan ve Azad yoktu.

Üstümü değiştirip aşağıya indim . Herkes kahvaltı yiyordu hemen bende masaya oturdum aşağıdan gelen Azad ve Mervana baktım.

"Hey maşallah torunuma babası gibi yakışıklı olmuş. "

Birden yüzüm düştü ama kendimi hemen toparladım. Kahvaltı bittiğinde çalışanlar sofrayı kaldırmaya başlayınca bende üzerimi değiştirmeye gittim.

"Yengeee! "

"He Yeliz noldu? "

"Ağabeyim elbiseleri gördü mü? "

"Yok daha görmedi. "

"Oh iyi iyi. "

Odalarımıza çekilip üzerimizi giyindik zaten kuaföre ihtiyacım yoktu. Gül hazır ve nazırdı bizim gibi.

Azad kıyameti koparacaktı. Ama napim güzel elbiseydi. Bunun suçlusu ben olamam yani, kısmen.

(Gülün gelinliği)

(Sahranın abiyesi)

(Yeliz'in elbisesi)

Düğün başlıyacaktı birazdan Gül heyecan yapmıştı. Elleri titriyordu. Elini tuttum teselli edercesine.

Derin nefes alıp ayağa kalktı. "Kızlar ben çok heyecanlıyım. "

"Tabi insan sevdiği ile evlenirse böyle heyecanlı olur yengem. "

Bu gün kırılan ikinci pottu bu. Yeliz yüzümden anlayınca konuyu değiştirdi.

"Neyse ben ağabeyimi çağırayım. "

Ömer ağabey içeri girince biz çıktık dışarı Azad beni görünce beğeniyle süzdü.

Bir süre sonra halaylar başlayınca Yeliz'le ben oynamaya başladık. Elimde hissettiğim el ile sağ tarafıma baktım. Azaddı halay çekerken yanıma gelmişti.

"Çok göze çarpıyorsun karıcım ne amacın erkeklere göz sefası sürdürmek ise başardın peki diğer aşama ne yatağa atmak mı?"

Gözümden yaş gelince elimi elinden kurtarıp yukarıya doğru çıktım odama girip banyoya ilerledim.

İçeri girip yüzümü yıkadım ilerde duran havlu ile yüzümü durulayıp banyodan çıktım.

Odanın ortasında duran adama baktım. "Sen kimsin ne işin var odamda? "

"Bu güzelliği yakından tanımak istedim. "

Bana yaklaştıkça bağırıp geri gidiyordum. Duvarda beni sıkıştırıp öpecekken. İçeri Azad girmişti korku ile ona baktım.

"Ulan sen eceline mi susadın lan it, sen benim karıma nasıl yaklaşırsın. "

Adamı dövüp birini aradı bir kaç adam gelip konağın arkasından adamı çıkardı.

Sinirle bana dönüp yüzüme tokat atınca kendimi yerde buldum.

"Senin belanı sikicem lan benim konağımdan benim odamda bana yanlış yapmayacaktın. "

Korkuyla ağlamaya başladım ben masumdum ben bir şey yapmamıştım. Allahım ne olur yardım et çok acı çektim dahasına gücüm yetmez...