
"HASTANE"
Selim ilk kez yeşillerini görünce vurulmuştu küçük karısına,o kadar merhametli bir yüreği vardı ki küçük karısını ezmeyecekti,ezdirmeyecekti.
Azad ve Ömer konağa geldiklerinde Gül'ün gözleri Ömer'i buldu. Gözleri dolsada hemen derin nefes aldı. Murat Gül'ün bakışlarını görünce hesabını sonraya saklamıştı.
"Ooo kimler gelmiş Azad ağabey ve Ömer kardeşim. "
Ömer imasını anlayınca pas vermeyerek Gül'ün ve Murat'ın yanından geçip merdivenden yukarı çıktı.
Çünkü hala sevdalıydı Gül'e gözlerine ne zaman baksa ilk gün ki gibi seviyordu.
Azad ise mutfaktan çıkan kadına bakmıştı birden kalbinde bir ses işitti derinden gelen bir sesti bu sanki taşlaşan kalbi tekrardan yeşermeye başlıyordu.
Selim aşağıya Melek ile inip kardeşlerini karşılayıp salona gitmişlerdi. Semiha hanım oğulları geldi diye ziyafetler hazırlatmıştı.
Gül odasına girip çıkmamıştı. Murat odaya girip sinirli bir tavırla kapıyı kapatmıştı.
"Sen nasıl o adama bakarsın lan! "
"Ben bir şey yapmadım. "
Murat elini kaldırıp Gül'e tokat atmıştı. Yere düşen kadını hırpalamıştı sonra da dışarı çıkmıştı. Gül kendini banyoya atıp sanki derisini yüzermiş gibi lifliyordu.
Azad ise kalbine ışık tutan kişinin abisini karısı olduğunu öğrenince tekrar taşlaştırmıştı kalbini.
Sahra, Murat'ın salona gelmesi üzerine Gül'ü sormuştu gelir şimdi diye geçiştirmişti.
Sahra aşağı inecekken Gül'ün sesini duyup kapıyı çalmıştı ses gelmeyince kapıyı açtı sesler kapısı açık olan banyo kapısından geliyordu.
"Allah'ım canımı al hem sevda hasretinden hem de bu adamın zulmünden kurtar beni. "
Sahra Gül'ün yüzünü görünce şoka girmişti.
"Gül noldu sana böyle aman Allah'ım"
"Hiç hiç bir şey olmadı neden giriyorsun odama!! Çık dışarı hemen! "
Gül her ne kadar bağırsada kırmak istemiyordu, kimsenin ona acımasını da istemiyordu.
Sahra tepkisiz kalsada Gül'ü yıkayıp bornoz giydirip banyoda çıkarmıştı.
"Neden yardım ediyorsun? Sana git demiştim"
"Biz zülm görene yüz çevirmeyiz"
"Sahra ben giyinip gelirim sen git. "
"Murat ağabey sana bir şey mi yaptı? "
"Hiç bir şey yapmadı. "
Sahrayı zor bela odadan çıkmıştı. Üstünü giyinip salona çıkmak için merdivenlere gelmeden oğlunun ağlama sesini duydu oğlunun odasına girip kucağına alıp çıkacakken Ömer'i gördü.
Ne kadar benziyordu oğlu Ömer'e babasının kopyasıydı. Ama Ömer'in haberi yoktu olsa bırakırmıydı sevdasını.
İKİ SAAT SONRA
Murat çarşıdan Yeliz'in okulunun önünden geçerken Yelizi bir erkek ile görüp sinirle onlara yaklaşır önce çocuğa bir kaç tane vurur sonra da Yeliz'i saçından tutarak konağa kadar sürükler.
Yeliz ne kadar ağlasada çığlını duyan korkularından yaklaşamamıştı.
Konağa gelince Yeliz'i hızla yere fırlatınca Ömer , Azad ve Selim sinirlenmişti.
"Bu namussuz okula gidiyorum diye elin piçleri ile görüşüyor. "
"Ağabey yemin ederim sadece ders notu istedi hiç bir şey yapmadım ben. "
"Bana bak lan Murat bir daha kardeşime elin kalksın kırarım o elini Allah şahidim olsun bana da Ömer demesinler. "
"Bu hırsın Gül beni seviyor seni istemedi diye dimi kuyruk acısı"
Ömer Murat'a yumruk atıp yere serdi Azad ve Selim zor almışlardı elinden Murat'ı yoksa biliyorlardı ölüsü çıkardı.
Ömer eskiden agresif biriydi şimdi ise acıma duygusu olmayan bir adamdı.
İki gün Sahra'nın Melek ile ilgisi Azad'ın gözünden kaçmamıştı. Sürekli göz hapsine almıştı.
Gül için ise bir felaketti Ömer'i oğlundan isteyerek olmasa da koparmıştı. Yetmemiş sürekli şiddet görmüştü Murat'tan.
DÖRT AY SONRA
Daha anne karnında kendini belli etmeyen bir misafir vardı. Henüz varlığını belli etmemişti. Takı bu güne kadar.
Sahra sabah Selim'in kollarından kalkıp Meleğin odasına gitmişti. Kardeşi uyanmamıştı. Üstünü örtüp odadan çıkmıştı.
Merdivenlerin başına geldiğinde başı dönen Sahra tırabzanlara tutunsa da dengesini kaybedip düşmüştü. Son duyduğu evin yardımcısı olan Ferda'nın sesiydi.
Selim Ferda'nın sesi ile odadan fırlamış merdivenlere doğru geldiğinde yerde başından akan kanı görünce koşarak aşağıya indi.
Sesi duyan ev halkı avluya çıktı gördükleri manzara akıllara zarardı. Önder ağa ve Semiha hanım gelinini gördüğünde aşağı inip resmen oğlu donuk kalmıştı.
"Oğul kalk çabuk!"
Selim babasının sesiyle kendine gelip karısını kucakladığı gibi arabaya bindirip direksiyonun başına geçti. Önder ağa ve Semiha hanımda arabaya binince soluğu hastanede aldılar.
Selim hastaneye gelince karısını kucağına alıp hastaneye girdi.
"Sedyeeeee!! Çabukkk sedye getirin."
Doktor hızla sedye ile beraber gelip"Neyi var,ne oldu?"
"Merdivenlerden düştü başı kanıyor."
Acile alınan Sahra için sadece dualar ediyordu.
Yeliz, o olaydan sonra Azad ve Ömer abisini aramıştı. Nedensizce kalbine sancı girmişti Azad'ın, soluğu Diyarbakır'da almıştı. Bir kadın için neden endişelenmişti daha doğrusu kendisi yengesi oluyordu çok yanlış bir duyguyu.
Hastaneye varınca abisini, babasını ve annesini acilin önünde görüp yaklaştı.
"Abi nasıl iyi mi? "
"Bilmiyorum doktor bir şey demedi de sen niye geldin kim söyledi? "
"Yeliz aradı bir şeye lazım olur diye geldim. "
"Oğul keşke haber verseydin böyle habersiz oldu. "
"Bir şey olmaz anam. "
Doktor acilden çıkıp kapıda ki meraklı bakışlara döndü.
"Sahra Aslan'ın eşi burda mı? "
"E.. Evet benim. "
"Gözünüz aydın eşiniz 3 aylık hamile."
"Gerçekten mi? "
"Evet hatta durumu iyi şimdi normal odaya götürecekler ama yarın taburcu olabilir bazı testler yapılacak. "
"Peki ne zaman görebilirim karımı. "
"Normal odaya alınıcak o zaman görebilirsiniz çok yormayın hastayı. "
Doktorun dediği her kelime sanki Azad'ın kalbine bir bıçak darbesinin etkisini veriyordu. Oda bunun nedenini bilmiyordu.
"Duydun mu kardeşim baba oluyorum babaa, herkes duysun baba oluyorum. "
Azad kalbini tekrar kapatmıştı bu dünyaya vazgeçmişti. Herşeyi geride bırakmak istiyordu. Zamanında Ömer'in yaptığı gibi.
"Hayırlı olsun abi. "
Selim karısının odasına girerken Azad kapının aralığından görmüştü kalbini canlandıran sureti.
"Ana ben konağa dönüyorum bir şey olursa arayın. "
"Tamam oğul. "
Azad konağa gittiğinde direkt odasına girmişti. Hala o kızı bir yerden tanıdığını ama hatılamadığını biliyordu. Kimdi bu kız sanki yıllardır tanıdığı biri ama kim.
"Ağabey yengem nasıl iyi mi? "
"İyi bacım iyi yarın iyi olursa gelecekler. "
"Çok şükür Yarabbim sen sağlık ver bize. "
"Şey Azad ağabey. "
"Efendim Gül. "
"Şey Ömer o iyi mi o günden sonra. "
"Bunları sonra konuşsak bacım. "
"Olur ağabey. "
O sırada Murat olanları duymuştu karısının odaya girmesini bekleyip ardından girmişti.
"Lan bana bak sen beni delirtecek misin? Sanane Ömer'den. "
"Yeter artık bıktım senden de, senin zulmünden. "
Murat'ın vurduğu tokat ile yere düşen Gül yüzünü tutup tiksinir bir şekilde Murat'a baktı.
"Allah belanı versin tamam mı? Hayatımı mahvettin ne istedin benden, ben sadece sevdim anladın mı sevdim?"
"Bende sevdim lan bende sevdim senin için ölürümde, öldürürüm de. "
"Öl o zaman!"
"Ne? "
"Dedin ya senin için ölürüm öl o zaman beni de kendi esaretinden kurtar. "
"O iş o kadar kolay değil seni sonucu ölüm olsa da bırakmayacağım. "
Gül bir kere da kahroldu sevdiğinden savdasından uzaktaydı. Tek kelimesi bir araya getirebilirdi. Ama konuşursa sevdiğinin öleceğinide biliyordu.
Sahra, Selim'den bir bebeği olacağı için çok mutlu olmuştu eli karnına gidince gülmeye başladı.
"Şimdi bizim bir bebeğimiz mı olacak? "
"Evet senden ve benden olan bir bebek. "
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |